17 Ocak Çarşamba akşamı Punctum Edebiyat Söyleşileri'nin konuğu yazar Sema Kaygusuz'du. Cana Bostan’ın moderatörlüğündeki etkinlikte yazarın edebiyat ve yaratıcılık serüvenine dair çok keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.
Söyleşiye ev sahipliği yapan TESAK Kadıköy'e teşekkürlerimizle.
...
Sema Kaygusuz:
''Ben eko-feminizm üzerine okuma yaptıktan sonra ‘Evet ben eko-feministmişim’ dedim. Yoksa öyle olayım diye sonradan seçtiğim bir şey değil.
Babannemin evinin bahçesinde bir incir ağacı vardı, bereketli bir ağaç. Ağustos ayında ben o ağaçtan bir incir koparayım dedim. Babaannem, ‘Dikkat et o senin kardeşin...’ dedi. O incirle eşitlenme anını hiç unutmuyorum.
Bütün varlıklarla aramda canlı, hatta bir zamanlar da cansız olmakla ilgili bir ilişki var.
Dolayısıyla Ekofeminizm, Etin Cinsel Politikası benim düşüncemi tarif eden metinler. Ama sanmıyorum ki Sibirya’daki çoban kadının feminist olmaya ihtiyacı olsun. Yani biz kendimize bu adları tanışmak için ve birbirimizle konuşmak için koyuyoruz ama gerçek düşünsel, felsefi samimiyet artık o adlara ihtiyacımız olmadığında ortaya çıkar. Ad verme bir tür ayrışma, kategorik bir vedalaşma, kopma biçimi. Ben o kopuşlara şu anda sadece rıza gösteriyorum, o da dilde düşündüğüm için.''
#SemaKaygusuz #CanaBostan #TESAK #punctumdergi
4 сен 2024
