Ruşen Çakır & Ayşe Çavdar: Türkiye'den "Büyük Göç"ü durdurmak mümkün mü? 

İngiltere'ye yeni göçmüş bir doktor olarak Ayşe Hanım'a bayıldım. Annemin ismi de Ayşe, en sevdiğim isim. Tek varlığın diploma olması durumunu anlatırken gözlerim doldu. Buraya 2 bavul 1 sırt çantasıyla geldim. Uçakta içinde diplomam olan çantayı yanıma aldım. Geri kalan 2 bavulu mecbur bagaja verdim. Türkiye böyle işte bizi besledi, büyüttü, eğitti ve sonrasında öyle bir soydu ve dövdü ki 1 kağıt parçası ve 2 bavulla kendimizi 28 yaşında başka kültürlere entegre olmaya çalışırken bulduk. Türkiye'de bir değer problemi var her şeyden öte. Yaşlı siyasetçi koltuğu için seçimi satar. İl sağlıktaki yönetici koltuğu için diplomasını ve acilde çalışan meslektaşının haklarını satar. 1 koltuk için 6 yıllık emeğiniz ve daha genç bir öğrenciyken edinmeniz gereken idealleri takas ederseniz diplomanızın değeri TL' den bile daha sert düşer. Bu liste böyle uzar gider. İslamcı olmayan bir ahlak ve utanç devrimine ihtiyaç var. Erdoğan gitse de bir hasta ''bana istediğim ilacı yazacaksın sürtük'' lafına ceza almayacak veya şikayetçi olduğumda polis ''ne var bunda dövmemiş bile seni ? bu kadar hassas olmayın'' tepkisi vereceği sürece bize orada nefes alma imkanı yok. Ayşe Çavdar'ın dediği gibi maalesef bir tek diplomamız var. Başka hangi iş, nasıl yapılır bilmiyorum. Öğrenmek de istemiyorum. Bizim kendimizi yetiştireceğimiz yıllarımızda; bizi can ve haysiyet korkusuyla işimize gitmeye mecbur ettiler. Özel hastanesinden en ücra köşesine kadar Türkiye'de artık doktor - hasta kutuplaşması var ve belki de millet - cumhur karşıtlığından bile daha derindir. İstediğine ulaşmak için her yolu mübah görme zihniyeti bizi bitirdi. Bunu da kimin ihraç ettiğini biliyoruz. Erdoğan ve çevresi. Peki ya benimseyen Türk halkı? Vatandaşlıktan, değerlerden ve bireysellikten bir haber olunca böyle hain duygular insanın içinde daha rahat köklenir. Bir kere köklendi mi temizlemek de zordur. Hükümetin en işine gelen şeydir belki bizim göçmemiz. Doktorsuz kalan Türk halkının suçlayacağı hain kaçak doktorlar var, onları koruyacak olan yasaları çıkarmayan hükümet değil. Nefret etmek düşünmekten çok daha kolay üstelik düşününce vardığın sonuç riskli, belki de seni de senin gözünde suçlu yapıyor, rahatlık garantili bir yol değil. O yüzdendir belki bizim halk bu kabiliyetini seve seve rafa kaldırdı. Karşıyı suçlayıp sadece nefret ediyor. Bu küçük nefret halkaları da ekosistemin bir yerinde kesişip yangınlara sebebiyet veriyor. Ya yanıyorsun ya kaçıyorsun. Söndürelim veya önleyelim kimsenin gündemi değil. Yanıklarla yaşayanlar hariç.

Of Ayşe çavdar’ın ev betimlemesi…evet ev yanıyor, içinde de oturuyoruz. Dışarı çıksan, bağırsan; copu yiyorsun. İçeride kalsan dumandan nefes alamıyorsun.

Çok iyi değerlendirmeler. Türkiye’ye kesin dönüş yapan çifte vatandaşlar da tekrar Avrupa’ya dönüş düşünüyorlar. Emeğinize yüreğinize sağlık. Teşekkürler.

Çok güzel bir yayındı👏👏 Içim acıyarak izledim😢

Üç haftadır internet sorunu nedeniyle RU-vid izleyememiştim. Ayşe Hanım sizi çok özlediğimi gördüm. Gerçek bir anlatıyla güzel bir söyleşi olmuş. Sağolasınız❤

Programin bence en can alici kismi 21.50 den sonraki 1 dakikalik bolum. Herseyin ozeti olmus. Ayşe Çavdar'in aklina saglik.

Emekli olarak, emeklilere "fuzuli, ölmesi gereken" olarak bakılması, gururumu eziyor. Genç olsam gitmek isterdim.

Teşekkürler

Beyaz yakalılar dışında daha genç olup okumak için gidenleri de ele aldığınız bir çalışmada yapsanız keşke. Türkiye de arkadaşım kalmadı resmen. Hepsi genelde okumak ya da çalışmak için yurt dışına gidiyor. Bahsettiğim kişilerin yaş ortalaması 25. Maddi olarak daha dezavantajlı olarak gittiğini düşünüyorum bu kişilerin. Bu durumu da inceleseniz keşke.

Ayşe Çavdar hanımefendinin her cümlesine katılıyorum. Özellikle "haysiyet" vurgusu olan cümlelerine... 🙏🏻

İnsanlar “haysiyetleri için” daha özgür ülkelere gidiyorlar. İnsanların kadın kimliklerini, etnik kimliklerini, dini kimliklerini, cinsiyet ve cinsel kimliklerini ifade edebilmeleri bir onur duruşudur. Bu sebepten, kimliği ne olursa olsun, baskılanan, özgür olmayan herkesin Onur duruşunda, Onur yürüyüşünde olmaları gerekiyor. Haysiyet de, Onur da budur!

Ayşe hnm'ın değerlendirmeleri çok değerli.

Ayse Hanim konusurken biraz es verebilmek iyidir, lutfen biraz buna dikkat edin…

Ruşen Bey, keşke bir kerecik de Türkiye’deki mülteci/sığınmacı/Suriyeli sorunuyla ilgili müstakil bir yayın yapsanız. Saygılarımla.

Ayse Hanim Allah askina cumlelerinize bir nokta koymayi deneyin

Misafir misafiri sevmez evsahibi hicbirini :)

soluksuz izledim, 20 senedir Turkiye avrupa arasında gidip geldim, sonunda yasamımı Avrupa'da kurdum, kardesim de bu ay sonu arkasına bakmadan göç ediyor, bir sonraki jenerasyonu da alarak gidiyoruz, bizden sonrası tufan mı göreceğiz

Almanya'ya kimse keyfinden gitmiyor. Ingiltere, ve Amerika'daki yüksek lisans programlarinin fiyatlarindan haberleri yok galiba

Sadece Canada’ya son 2 yılda 10,000’den fazla Türkiye’linin geldiği biliniyor.

Merakımdan sorma ihtiyacı hissettim, cevap alabilirsem çok memnun olurum. FET-Öcülerin dörtnala memleketi niye terk ettiğini hepimiz biliyoruz. Fakat kentli, laik, beyaz yakalı sol insanımız 28 Şubat sürecinde ve sonrasında memleketin ekonomik durumu bugünden daha kötüyken hiç göç etmeyi düşünmezken şimdi niye dışarıya akıyor? Sadece ekonomik şartların bozulması mı, başka etkenler olabilir mi? Bunun mantıklı bir izahı var mı?

Çok güzel bir yayındı, teşekkürler.

Ruşen Bey, Ayşe Hanım'ın hocası Nilüfer Göle ile de bir program yapsanız ya. Bu konular hakkında konuşmayı çok sever.

Ya gitmek isteyip de arada kalmişlar ne olacak?

Karı koca toplam 750$ maaş alan emekliler akın akın Arjantin'e taşınmaya başladı. Çocuğu olan bile ücretsiz sağlık ve eğitimden faydalanmak için bu ülkeye gelmeye devam ediyor. Tanıdığım birçok emekli insan oraya taşınmak istediğini söylüyor. Lütfen bu konuda da bir program yapın.

Ayşe Çavdar’ı çok özledik ✨

Ayşe hanım çok güzel değerlendirmiş Çok teşekkür ederim

Ayse Cavdar "Haysiyet" ile basladi "Haysiyet" ile bitirdi. Cok beyin acici bir yayindi !!!!!!

45 dakika konuşmuşsunuz ama, şuan Türkiyede kalan insanlar ortalamada 600 euro alıyor. Ve her geçen gün düşüyor bu. Avrupada insanlar ortalama 2500 euro alıyor. Bundan başka söylenmesi gereken birşey var mı? Siz Türkiyede insanlara sadece 1500 euro verin bakalım göç ne oluyor. Mesele %98 olarak bu, başka birşey değil. İnsanlar para kazanamıyor.

“yurttaslik haysiyetlerinin ihlal edilmesi”. daha iyi anlatilamazdi 🙏🏿

Yaşa değerli Ayşe Çavdar

Bence konusu geçen 25 yaşındaki genç eğer iyi bir eğitim almadıysa, bu Almanya’da bariz bir ayrım yapılmadan sunulan imkanları değerlendirme bilincine sahip olmadığındandır… Hedef ve azmetmek yeterli. Uzun yıllardır yurt dışında yaşayan birisi olarak yazıyorum.

aynı konuda DW ve BBC nin de programları var...

Bir cocugun ister devlet ister özel olsun tam 17 senelik egitim sureci bir devleti yuzde 30 direk büyüme saglatiyor. Ancak 70+ yastan gelen küçülme yuzde 44 olunca yuzde 14-19 arasi direk hayata ekside basliyor. Turkiyede trk mesele birikim var sakli bahce.

👍💯

Medyascope ekibinden "Türkiye'den büyük göç" gibi aynı şekilde "Türkiye'ye büyük göç" yazıları ve yayınları bekliyorum. Yapabilirsiniz umarım.

ruşen bey bay kemal geliyo mu bu sefer gümbür gümbür asdnasd

Ayşe kendisi gitmiş, millete ne desin

MC Çavdar yardırıyor

Bu ayrışma biz gurbetcilerden kaynaklanmıyor bence. Türkiye'den şuan kaçanlar biraz düşman olabilir gözüyle olarak bakıyor gurbetçilere. Biraz uzak duruyorlar ama zamanla bu düzelir.

Ayşe Çavdar gerçekten cok güzel şekilde anlatmış ve haksız olduğu tek bir nokta bile yok

su hic olmayan yurtdisinda oy kullanma sorununa kampanya baslatilabilir mi? ben yurtdisinda yasiyorum ve oy kullanmak istemiyorum. (gocu kavramlastirma konusunda uzun yillardan sonra geldigim nokta bana ait olan dusunce: "guvensizlik").(bir ekleme daha, tatile bile gelmek istemiyorum, oyle bir sevk kalmadi).

Yapısal erozyon veya toprak kayması değil, toplumsal deprem veya beyin tsunamisi demek daha doğru olacak sanırsam.

500 kere haysiyet dediniz. Tersten bakarsak; biz kalanlar haysiyetsiz de hissetsek kalmaya devam ediyoruz gibi olmuş. Bi de; beyaz yaka güruhunun içinden karşıya bakarak; “mavi yaka da sen de zor durumdasın” dediniz durdunuz. Bi de toplum beyaz yaka - mavi yaka şeklinde ayrılmıyor. Hepimiz mavi yakayız. Neyse, pazar pazar sinirlendim. İyi tatiller 😂

A.Cavdar'ın ne yazık kı okuma ve degerlendırmelerı yanlıs cıkıyor. Hıcbır sey uzaktan gorundugu gıbı degıl. Gına geldı artık.

Ayşe Çavdar’ın saçma yorumlarına katlanamıyorum