Bu belgesli gözyaşlar içinde izledim. Anneanneem o günleri anlatırdı. Biz ordu merkeze bağlı köydeniz. Rusların işgal ettiği yerleşim yerlerinden göç edip orduya gelen insanların açlıktan yeni ekilmiş mısır tarlalarından ellerinde cubuklarla yemek için mısır tanesi bulmaya çalıştıklarını o zamanlar henüz 9 10 yaşlarında olan anneannem anlatırdı hayvanlarını ırmak kenarlarında otlatırken hergün açlıktan vefat edenlerin meftalarıyla karşılatığını anlatırdı. Buralardada vaziyet iyi deyilmiş 15 yaş ve üzeri eli silah tutan erkekler cephede geride kalan kadınlar kızlarda kendi ürettikleri gıda ve malzemeleri askerlerimizin ihtiyaçları için kullanılmak üzere sırtlarında ortalama 40 km uzaklıkta sivas istikametinde bulunan gürgentepe intikal merkezine taşımakla meşgulermiş. Birde ecnebi çeteler varmış mücadele edilmek zorunda olunan. Bu konuda anlatılacak çok şey var fakat ekran klavyesiyle yazmak zor. Dedemin babası ordudan ilk gönüllü olarak cepheye gitmek için müracaat etmiş cavuş olarak gittiği cephede sonrasında yüzbaşı olarak askerliğe devam etmiş dedemde 15 yaşında babasıyla beraber ruslara karşı savaşmışlar ardındanda yünanlıları kovalamaya gitmişler. Annemin babasıda o zamanlar askere gidemeyecek kadar küçükmüş onlarda evlerinde Trabzonlu daldırlar denilen iki aileye mensup birer çocukları olan kadınlarla evlerini paylaşmışlar
ne acilar ne acilar... benim anneannemin annesi dogankent sehrinde iki kizini terkedip gitmek zorunda kalmis ve dondugunde cocuklar acliktan olmus diye anlatirdi anneannem :...(
@@ts3165 teşekkür ederim baktım of ve trabzonun her bölgesinden milis halk ,hapishanelerden gelenler ve bir miktar asker ile 21 gün direnilmiş sürmene zahra dağı of kelali baltacı deresi, gürpınar, madurdağı ve sultanmurat yaylası.