-Dilediği gibi şekillendirir, demek. Dilediği gibi şekillendirdiğine istediği gibi müdahalede bulunmak da Allah'ın dilediği iştir. - İkinci ayeti kerimede şeytan emredeceğim diyor. Bir kere bu emir peygamberimiz vesilesiyle geliyor. Fıtratı tağyir olsa tırnak kesmek de fıtratı tağyire girerdi. Halbuki Efendimiz sav tırnak kesmek, etek tıraşı, koltuk altı tıraşı, bıyık kısaltmak, misvak kullanmak fıtrattandır buyuruyor. -üçüncü ayeti kerimede kim Allah'ı bırakıp şeytanı dost edinirse diyor. Allah'ın rasulünü bırakıp ayetleri kendi hevasınca yorumlayan mı şeytanın yolundadır, 1400 yıldır peygamberine uyan insanlar mı?
"Ben daha küçük bir bebeğim/çocuğum, daha konuşmayı bile bilmiyorum/oyun çağımdayım, vücudumu tanımıyorum, cinselliği bilmeme imkan yok, bir dünya görüşüne de sahip değilim, ilerde sizinle aynı fikirde olmayabilirim, sünnet benim kararım, tercihim değil. 18 yaşına geldiğimde sizinle farklı düşüncelere sahip olabilirim, eğer öyle olursa beni annemden doğduğum bozulmamış halime geri getirebilecek misiniz?" BENİM VÜCUDUM BENİM KARARIM, - BEKLE- KENDİ ÖZGÜR İRADEM OLANA KADAR! On sekiz yaşını geçtikten sonra arzu eden bir erkek sünnet edilmesini isteyebilir. Çocukların sünnet edilmesi, insan haklarına aykırıdır. Bu çocuklar, karar verebilecek çağda değildir. Onların bir organına dönüşü olmayan bu müdahalenin sonuçlarına çocuk kendi katlanacaktır. Çocukları, okuyup, araştırıp, vücudunun başına gelecek şeyleri karar verecek, bir dini dünya görüşünü anlayıp araştırıp kabul edecek yaşa gelene kadar, yani reşit olup 18 yaşına gelene kadar rahat bırakın. Sonra isteyen istediğini yapar. "Çocuk benim değil mi" sorusu burada geçerliliğini yitirmektedir; Erkek sünnetinin bir üst seviyesi kız çocuklarının sünnetidir. Erkek çocuğunun da, kız çocuğunun da herhangi bir organından parça koparmak, ailelerin dahi hakkı olmayan bir şeydir. anayasa madde 17/1 herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir. tıbbi zorunluluklar ve kanunda yazılı haller dışında, kişinin vücut bütünlüğüne dokunulamaz; rızası olmadan bilimsel ve tıbbi deneylere tabi tutulamaz. Bir dünya görüşü ortaya koyamayacak, size ve ailesine irade gösteremeyecek, reşit olmayan yaşta, daha ergenliğe dahi girmemiş hatta bebelik döneminde Sünnet yapılan çocuklar 18 yaşına gelince doktorlarına ve sünnet yapılan kurumlara hatta ailelerine tazminat davası açabilirler. Medeni toplumlarda Sünnet çocuğun vücut dokunulmazlığına saldırı, ve çocuk istismarı olarak değerlendirilir. Çocuk haklarına aykırıdır.
selam doktor cevap yazin lutfen benim oglumu 2yawinda sunnet yapdik anestizi yapmadan 3ay oldu çocuk hala korkuyor bez takmadan durmuyor dokundukda agliyor çox uzuluyorum ilerde bu problem olur diye
SSM: SÜNNETİ SAVUNAN MÜSLÜMAN: Oğlum bu yaz seni dinimiz gereği sünnet ettireceğiz, orası daha güzel olacak :) KURAN-I KERİM : Biz insanı, gerçekten en güzel bir biçimde yarattık. (Tin 4) SSM: O surede ruh güzelliğinden bahsediyor olabilir, fiziki biçimimizden değil galiba, Amaçsız, gereksiz bir fazlalık... KURAN-I KERİM :"Gökleri ve yeri BELLİ BİR AMAÇ için yaratmış, size biçim vermiş ve biçiminizi güzelleştirmiştir. Dönüş O'nadır."(Tegabun Suresi 3. Ayet) SSM: Sadece bir yerde böyle bir şey geçiyor olabilir... KURAN-I KERİM : "Allah yeryüzünü sizin için bir yerleşim ve göğü de bir yapı kılandır. Sizi biçimlendirip biçiminizi güzel yapan ve sizi besinli gıdalarla besleyendir. Rabbiniz olan Allah budur. Evrenin Rabbi olan Allah ne yücedir!" (Mü'min 64) SSM: İyi ama biz orasını daha sağlıklı ve mükemmel bir hale getirdiğimize inanıyoruz, Allah da bunu istemez mi? KURAN-I KERİM :"O yarattığı HER ŞEYİ MÜKEMMEL hale soktu. İnsanın yaratılışına balçıktan başladı." (Secde 7) SSM: Ama o deri parçası kusurlu, vücudumuzla uyumsuz, orada olmaması daha iyi değil mi? KURAN-I KERİM :Birbiriyle uyum ve ahenk içinde yedi gökleri yaratan da O'dur. O Rahman'ın yaratışında/yarattıklarında herhangi bir uyuşmazlık, aykırılık, çelişme kusur göremezsin. Bir kez daha bak! Bir çatlaklık, bir uyuşmazlık görüyor musun?..(Mülk 3) SSM: Sünnet onu daha sağlam ve sağlıklı yapmaz mı? KURAN-I KERİM :Dağları görürsün, onları hareketsiz sanırsın. Hâlbuki onlar bulutların geçişi gibi hareket ederler. Bunu, HER ŞEYİ SAĞLAM VE YERLİ YERİNCE yapan Allah yapmıştır. Şüphesiz O, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır... (Neml 88) SSM: Kitabımız hep farklı şekillerde fiziki yapımızın düzeltilmeye gereği olmayacak ve mükemmel şekilde yaratıldığını söylemiş, bilmiyordum KURAN-I KERİM : Bak iyice kavramaları için ayetleri nasıl türlü şekillerde açıklıyoruz. (Enam Suresi 65) SSM: Tamam sünnet konusu Kur'an'da yok fakat, sünnet konusu Kur'an da eksik bırakılmış olabilir, peygamberimiz tamamlamış olamaz mı? KURAN-I KERİM :“Biz Kitapta hiçbir şeyi noksan, yetersiz bırakmadık. Sonra onlar Rabblerine toplanacaklardır.” (ENAM 38) SSM: Benim aklımı karıştırıyorsun, Peygamberimiz sünnetli doğmuş, bu onun peygamber olduğunu gösteren bir mucize! KURAN-I KERİM :Dediler ki:“Ona Rabbinden mucizeler (işaret) indirilseydi ya!” De ki: “Mucizeler Allah katındadır. Bana gelince, ben açıkça uyaran biriyim. Hepsi bu." Ankebut suresi 50 (Kur'an Hz. İsa'nın babasız doğması mucizesi, Hz Nuh ve Musa'nın ve diğer peygamberlerin mucizelerinden bahsederken, bizim peygamberimizin doğuştan gelen ya da yaşamı boyunca fiziki mucize göstermediği, tek mucizesinin kutsal kitabımız olduğunu anlatır) SSM: Kur'an da yer almasa bile Hadis ve rivayet kitaplarında var, Kur'an-ı Kerim dinimizi yaşamamız için yeterli değil, onları da okumalıyız. KURAN-I KERİM :Karşılarında okunup duran bir kitabı sana indirmiş olmamız onlara yetmiyor mu? Bunda, inanan bir toplum için elbette ki bir rahmet ve bir öğüt vardır. (Ankebut suresi 51) SSM: Peygamberimiz bazı istisnalar eklemiş, değiştirmiş olamaz mı? KURAN-I KERİM :Onlara ayetlerimiz açık açık okununca, bizimle karşılaşmayı ummayanlar “Bize bundan başka bir Kuran getir veya bunu değiştir.” dediler. De ki “Onu kendiliğimden değiştirmem benim için söz konusu olamaz. Ben sadece vahyolunana uyuyorum.” ( Yunus Suresi 15) SSM: Ama biz bu hadis ve rivayetlerle büyüdük, Peygamberi doğmadan önce melekler sünnet etmiş, bize hep böyle söylendi, inandık? KURAN-I KERİM :"İşte bunlar, Bizim sana hakk ile okumakta olduğumuz Allah’ın Âyetleridir. Sana onları hakkıyla okuyoruz. Artık onlar, Allah’tan ve O’nun Âyetlerinden sonra, hangi söze/ hangi olguya inanacaklar? ” (CASİYE 6) SSM: Ama o rivayet/hadis kitapları yazanlar önemli dini şahsiyetler, biz onlar kadar bilemeyiz ki? KURAN-I KERİM: Vay o kimselere ki, elleriyle Kitab’ı yazarlar, sonra da onu az bir karşılığa değişmek için, “Bu, Allah’ın katındandır” derler. Vay ellerinin yazdıklarından ötürü onların haline! Vay kazandıklarından dolayı onların haline!... (Bakara 79) Allah size kitabı detaylandırılmış bir halde indirmişken Allah’ın dışında bir hakem mi arayayım? ( Enam Suresi 114) (Hadis ve rivayet kitapları kutsal kitabımızın tamamlanmasından 200-300 yıl sonra yazılmaya başlanmış, 600 000 hadis toplanmış, 7 000 i kabul edilmiş, bu kitapların yazımında yahudilerin İslam'ı Tevrat'a uydurma ve müslümanları yahudileştirme amaçları etkileri olmuştur) SSM: İyi de onca Müslüman ülke var, çoğu da oğullarını sünnet ettirir, bu kadar büyük bir yanlışlık olabilir mi? Biz çoğunluğa uyarız... KURAN-I KERİM:''Yeryüzündekilerin çoğuna uyarsan seni ALLAH'ın yolundan saptırırlar. Onlar ancak zanna uyuyorlar ve onlar sadece tahminde bulunup saçmalıyorlar.'' (En'am 116) SSM: Biz büyüklerimizden, bizden öncekilerden, atalarımızdan böyle gördük ama? Onların yaptıklarını devam ettirmek istiyoruz... KURAN-I KERİM:''Onlara, 'ALLAH'ın indirdiğine uyun,' dense, 'Hayır, biz atalarımızın izlediği yolu izleriz,' derler. Peki, ataları bir şey düşünemiyen ve doğru yolu bulamıyan kimseler olsalar da mı?!(Bakara 170) SSM: Benim aklım karıştı, dini önderlerimize, hocalarımıza, şeyhlerimize sorduk, onların çoğu sünnet yapılmalı dediler yaptık? KURAN-I KERİM: ''Derler ki, “Rabbimiz, sadatlarımıza/şeyhlerimize ve büyüklerimize uyduk; onlar da bizi yoldan saptırdılar.Rabbimiz, onlara iki kat ceza ver, onları büyük bir lanetle lanetle.”(Ahzab 67-68) SSM: Ben şimdiye kadar hep sünneti savunmuştum... KURAN-I KERİM: ''Hakkında bilgi sahibi olmadığın hiçbir şeyin taraftarı olma.''(İsra 36) SSM: Sünnet Allah'ın emri, Peygamberin tavsiyesi değilse nereden çıktı? Kimin emri? KURAN-I KERİM:Allah o şeytana lanet etmiştir. Demişti ki o: "Senin kullarından belirli bir pay elbette alacağım." "Yemin olsun, onları saptıracağım, onları kuruntulara/hurafelere/anlamını bilmeden okumaya mutlaka iteceğim. Onlara mutlaka emir vereceğim de davarların kulaklarını yaracaklar; ONLARA MUHAKKAK EMREDECEĞİM DE ALLAH'IN YARATIŞINI/YARATTIĞINI DEĞİŞTİRECEKLER." Kim Allah'ı bırakıp da şeytanı yandaş edinirse açık bir hüsrana kesinlikle yuvarlanmış olacaktır.Şeytan, onlara söz verir, ümit verip hayal kurdurur, hurafeye/anlamını bilmeden okumaya iter. Ama o, onlara bir aldanıştan başka hiçbir şey vaat etmez.Bunların varacakları yer cehennemdir. Ve cehennemden kaçıp kurtulacak bir yer bulamazlar.İnanıp hayra ve barışa yönelik işler yapanları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacağız. Sonsuza değin kalacaklardır orada. Allah'ın şaşmaz vaadidir bu. Söz söyleme bakımından Allah'tan daha doğru ve tutarlı kim olabilir? (NİSÂ 118-122) SSM: Yani biz Kur'an okumayıp ya da anlamını bilmeden okuyup Allah'ın vadinden uzak mı durduk, hep şeytanın emrine mi uyduk, hurafeye inandık? Allah'ın en güzel ve mükemmel, kusursuz, şekilde yarattım dediğini değiştirdik, hükmüne ortak koştuk, onun yarattığını daha iyi hale getireceğimizi iddia ettik... Şeytana uyanların sonu nedir? KURAN-I KERİM:İş hükme bağlanıp bitince, şeytan der ki: «Doğrusu Allah, size gerçek olan va`di va`detti, ben de size vaadde bulundum, fakat size yalan söyledim. Benim size karşı zorlayıcı bir gücüm yoktu, yalnızca sizi çağırdım, siz de bana icabet ettiniz. Öyleyse beni kınamayın, siz kendinizi kınayın. Ben sizi kurtaracak değilim, siz de beni kurtaracak değilsiniz. Doğrusu daha önce beni ortak koşmanızı da tanımamıştım. Gerçek şu ki, zalimlere acıklı bir azab vardır. (İBRAHİM 22)
