Sen mi Deli, Ben mi? - Delirmek Normaldir - Dr. Alper Hasanoğlu - B02 

Normalde ilker bey daha çok araya girip daha çok şeytanın avukatlığını yapar. Ya bu beyfendiye ekstra saygı duyuyor ya da seans ı ücretsiz yapmak istiyor bilemedim😂

Geçen bölümdeki arka plan sesi kalktığı için delirmiyorum artık :). Teşekkürler, FluTv, yine muhteşem bir bölüm.

Peyami Safa'nın da dediği gibi: "Anlaşılmayan ruhlara deli demek adettendir."

Gündüz Vassaf "Cehenneme Övgü" kitabında bu konuya bir bölüm ayırmış. Güzeldir.

Bu adama bayılıyorum tane tane ve çok huzurlu anlatıyo

Bu programda kameranın arkasında neden birinin olmadığı anlaşılmamış. Doktor kendi kendine konuşuyor ve kendi kendine konuşana ne denir biliyorsunuz :)

Olay kime deli deyip demememizle veya onlardan korkup korkmamamızla ilgili olduğu kadar psikolojik sorunu olan insanlara ne kadar katlanabildiğimizle alakalı. Sonuçta o insanların etrafındaki insanların da bir psikolojisi var. O insanları istediğimiz kadar anlayalım, ruh hallerini tolere etmeye çalışalım her krizlerinde her bunalımlarında etraflarındaki kişilerden de bir şeyler götürdüğü muhakkak.

Bir bilim insanının olayları bu kadar naif yorumlayabilmesi bir tek Jung okurken böylesine etkilemişti beni. Mükemmelsiniz Hocam, harikasın Flu Tv :))

abi tamam içerik 10 numara da peşi sıra kelimeleri bile kese kese video izliyoruz, normal anlayamıyorum. tek odaklandığım bık bık kesmeler oluyor terminolojisi aklıma gelmedi

53 yaşında doktora yapmak müthiş tutku və bunu İona Kuçuradi gibi birinin yanında yapmak daha da güzəl olmalı başarılar.

2 saat olsa yine dinlerdim. güzel bölümdü 👍🏻 anksiyete bozukluğuyla ilgili bir bölüm de olur mu ilerde ?

Doktor nerdesin, hasretinden prangalar eskittik diyecektim ki Doktor İoanna Kuçuradi dedi!! Beklerim ben, hiiiç sıkıntı yok :) Eeeeyy Flu ekibi, bi seri de İoanna Hanımla mı hazırlasanız ?

Sevan Nişanyan konusunda gayet karşıt görüşteyim. Yusuf Halaçoğlu Teke Tek programında kendisini aldı aldı duvara vurdu, aldı aldı duvara vurdu. Yazdığı sözlük değerlidir ya da değildir bilemem, etimologların ve dilbilimcilerin bileceği iş fakat tarih konusunda 0 buna eminim. Ermenilerin Kadir Mısıroğlu'su adam. Sıfır belge, bol romantizm, biraz yuvarlak gözlük ve baharat... Powerpuff Sevan

Bursa'nın adeta sembollerinden biri "DELİ AYTEN'Dİ". Elinde davulu, bir sürü çantaları ve kıpkırmızı rujuyla çok sıradışıydı.. Çok sevildi, ölünce Bursa'ya heykeli dikildi..Bu çok değerli bir vefa borcuydu..👍

Saatlerce konuşsa dinlerim harikasınız Alper bey koşarak kitaplarınızı almaya gidiyorum şu muhabbetler resmen amme hizmeti bize.

The Doors - When you're a stranger People are strange when you're a stranger Faces look ugly when you're alone Women seem wicked when you're unwanted Streets are uneven when you're down When you're strange Faces come out of the rain When you're strange No one remembers your name When you're strange When you're strange When you're strange People are strange when you're a stranger Faces look ugly when you're alone Women seem wicked when you're unwanted Streets are uneven when you're down When you're strange Faces come out of the rain When you're strange No one…

Türkiye'mizin değerli dimağlarını karşımıza çıkaran, düşüncelerini herkese aktaran bu kanala saygım çok Gönülden teşekkür ederim 😊

'' onlar gibi değilsen , başka kaçarın yok delisin '' Deli Ayten

Alper hocam ne kadar emin ve etkileyici konuşuyor farkında mısınız? Sizi ekrana kitlitleyebilecek kapasitede, sürekli kendini geliştiren ve kendinden oldukça emin bir insanı dinlerken bir yandan da söyledikleri hakkında düşünmek aşırı hedoni yüklenmesi gibi oluyor teşekkürler Flu TV :)

Cinlere şeytanlara meleklere inanana normal kendi kendine konuşana deli diyoruz

Alper Bey her bölümde bir kitap önereceğini söylemişti ama bu bölümde kitap önerisi yapmadı:( NOT: bir önceki bölümde önerdiği " Asabiyeci" kitabının baskısı tükenmiş, ben bulabildim neyse ki..

Alper hocam seans için gidip konuşsun diye para ödenen yek psikiyatrist olabilir. Valla ben 1 saat konuşsun diye seans için randevu alabilirim, konu önemli değil.

Bir yarım akıllı, bir yarım deli Dört yanım akıllı, bir yanım deli Herkes akıllı, bir ben deli Bir ben delii BİR BEN DELİİİ

Güzel bir programdı, yine sayenizde bilgilendik. Doğru ya da normal diye bir şey yok, herşey duruma göre değişkenlik gösterebilir. Önce dinlemek lazım karşıdakini

"Eskiden peygamberler vardı, şimdi antipsikotikler olduğu için mı peygamberler yok" olmamış! Michel Foucault ( deliliğin tarihi ) ytd 🤪

Hemşerim Ioanna Kucuradis'in öğrencisi olmak ne mutlu.❤🙏🏻 Sizi de sevgi ile takip ediyorum! Farklılığınız, bilginiz ve kütürel zenginliğiniz... 🤗🙏🏻

Ayşe dünyada gördüğüm en haklı kişi , Ayşe parti kur oy verelim. Parayı icad etmemiz delilik asıl. Ben Ayşe'yi görseydim, koşarak tuvalet kağıdı getirirdim kıçına sağlık Ayşe👏👏👏

s.... temalı tüm küfürler özünde karşıya sana tacavüz ederim demek ama toplum olarak tecavüze katiyen karşıyız

Alper Hasanoğlu'nun büyülü bir sesi var.Terapi gibi. Teşekkürler emeğinize sağlık.

adam uzun yillar dusunup konustugum oturttugum konulari 10-15 dakikada anlatti ... sicak basti resmen ... iste gercek bilim adami .... kelimeler kavramlar resmen beyin firtinasi...

Çok uzun süredir bu kanaldayım. En sevdiğim programlardan biri oldu, çok teşekkürler.

Şimdi ne zaman uzaktan telefonla konuşan birini görsem acaba deli mi diye düşünücem . Teşekkürler Flu Tv.

Secili orneklerle deliliği romantiklestiriyor. Begenmedim.

Sizi dinledikçe çatlak bu , bununla konuşulmaz dediğim tırlak olduğunu düşündüğüm birçok insanın aslında sadece "farklı" olduğuna karar verdim. Ama yine de farklı olanlarla anlaşmaya enerji tüketmek yerine hayatımda yer almaması kendi ruh sağlığım için daha iyi... 🙏

bu program nedense tüylerimi ürpertiyor

Bi insan bu kadar istikrarlı bir şekilde boş yapamaz sanıyordum... Flu tv'de izlerken kendimi doğramak istediğim 2 video oldu. Biri bu, diğeri de beyefendinin önceki videosu. Sırf romantiklik uğruna "sosyal yaşamda normal kabul edilip yarar sağlayacak sınır ve davranışları ayırt edemediği, uzun vadeli ve geniş düşünemediği için delidir" falan değil de "biz sadece düşünüyoruz, o ise yaptığı için deli oluyor" diyor. Utanç verici bi bölümdü. Programa wannabe filozof yerine yine düzgün birileri de gelir umarım

Nostalghia: Bir Delinin Haykırışı - Andrei Tarkovsky (1983) içimde hangi atam konuşuyor? hem bedenimde hem de aklımda aynı anda yaşayamam. bu yüzden tek kişi olamıyorum. kendimi eşzamanlı olarak tamamlanmamış bir sürü şeyden menkul hissedebiliyorum. çağımızın gerçek hastalığı, artık büyükustaların olmayışıdır. kalplerimize giden yollar gölgelerle kaplanmış; yararsız görünen seslere kulak vermeliyiz; meşgul kafalardan, uzun kanalizasyon borularından, okul duvarlarından içeriböceklerin vızıltıları girmesine ihtiyaç var. her birimizin gözlerini ve kulaklarını büyük bir rüyanın başlangıcı olan şeylerle dolmasına ihtiyaç var. birisi piramitleri inşa edeceğimizi haykırmalı. yapmamamızın bir önemi yok! o isteği beslemek gerek.. ve ruhun köşelerini uçsuz bucaksız bir çarşaf gibi esnetmeliyiz; dünyanın ilerlemesini istiyorsanız, el ele vermeliyiz. sözüm ona sağlıklıları, sözüm ona hastalarla karıştırmalıyız. siz, sağlıklı olanlar, sağlığınız ne anlama gelir? insanoğlunun bütün gözleri, içine daldığımız kocaman çukura bakıyor. özgürlük faydasızdır; eğer yüzümüze bakmaya, bizimle yemeye, bizimle içmeye,, bizimle uyumaya cesaretiniz yoksa! dünyayı yıkımın eşiğine getirenler, sözüm ona sağlıklı olanlardır. … insanoğlu dinle! senin içinde su, ateş ve sonra kül ve külün içindeki kemikler! kemikler ve küller! gerçekliğin içinde veya hayalimde değilken, ben neredeyim? işte yeni anlaşmam: geceleri güneşli olmalı… ve ağustos da karlı. büyük şeyler sona erer… küçük şeyler baki kalır. toplum böylesine parçalanmaktansa yeniden bir araya gelmeli. sadece doğaya bak hayatın ne kadar basit olduğunu göreceksin. bir zamanlar olduğumuz yere dönmeliyiz… yanlış tarafa döndüğümüz noktaya. hayatın ana temellerine geri dönmeliyiz; suları kirletmeden… deli bir adam, size kendinizden utanmanızı söylüyorsa; ne biçim bir dünyadır burası! şimdi müzik (teyp tutukluk yapar) müzik!

Video güzel de Nişanyan 🤢🤢🤢

Bitti sanmıştım, sevindim. En sevdiğim programlardandı.

Bu kanal ilker beyin semiprovokatif sorulari olmadan olmuyo

Entelektüel Nişanyan? Nİşanyan Entelektüel? Bir bağ kurabilen var mı aranızda.

Ayşe'nin hareketini takdir ediyor, bazen kendi kendime konuştuğum anlaşılmasın diye sokakta kulağıma kulaklık takıyorum. Korkmaya başlamalı mıyım?

Bu denli bir bilgelik karşısında bile, 'yahu hakikaten bizim goremediklerimizi görüyorsunuz bravo' demek yerine; 'ama biz de şunları görüyoruz' diyebilecek erdemi edinebilmek ve neslime edindirebilmek sanırım en yüce emellerimden biri olacak hep. Teşekkürler Sir Canikligil 🤚

Deliler ve suçlular için rehabilitasyon merkezleri olsa, hocam da başında olsa, ne güzel olmaz mı? Suça karışmış çocuklara yardım etse... hayaller Finlandiya gerçekler Ankara-Mamak

Kesinlikle çok güzel bir seri. Kanaldaki en iyi seri hatta, devam etsin lütfen. Alper Bey'in anlatımı müthiş.

Celal Şengör Freud 'un Psikanalizi için '' gözlemle eleştirilmesi zor, rasyonel olup kesinliğe şuan için bile varamadığı ama kontrol alınabileceği bir teori olduğunu bahsetmişti''. İlker hocam üçüncü bölümde bunun hakkında konuşabilirseniz sevinirim, sosyoloji ile ilgisi olan biri olarak bunu sormak istedim.

Deliliği şizofreniye indirgeyen, şizofreniyi ise normal olmamaya indirgeyen uzun ve kısmen saçma bir konuşma olmuş.

Dün aklıma geldi Alper hoca neden devam etmedi diye. Bugün karşıma çıkınca çok sevindim

Nişanyan olayı enteresan gerçekten , Ali Nesin Sevan Nişanyan'ın yakın dostudur.Ali Hoca bu duruma ne derdi merak ediyorum.

lutfen videoyu kesmeyin!

Hocam psikoloji alanında ilerlemek isteyenler için de deneyimlerinizi paylaşabilir misiniz bir sonraki videoda? Türkçede pek yeterli kaynak yok bu konu üzerine.

İlkey Bey olmayınca sormak istediklerim sorulamamış gibi hissediyorum.

Antalya Serik ilçesinde Bole Mustafa diye bir şizofren vardı. Çocukluğumdan hayal meyal hatırlarım, dedem çok sahip çıkardı Bole'ye ve hiç bir devlet büyüğünde göremeyeceğiniz kadar büyük bir cenaze töreni olmuştu. Serik ilçesinden Bole'yi tanımış olanlara selam olsun, çocukluk hatıralarımda kendimi bu kadar çok sıcakkanlı ve sevecen insan hatırlamıyorum. İde kanis Bole? Selam olsun.

Kahve parasını vermediği için deli diyoruz. Evet deli, o kahve satıcısı bedavaya dağıtmak zorunda mı? Para için kahve satıyor. Babasının hayrına değil.

Sohbetiniz çok güzel. Sağolun.

Mükemmel bir bölümdü. Bu kadar güzel içerikler ve bu kadar güzel hocalar için teşekkürler. Alper hocam daha çok anlatın daha çok dinleyelim.

"Gerçek bilgelik deliliktir ve kendini bilge sanmak ise gerçek deliliktir…" Erasmus

hocam saatlerce sizi dinleyebilirim. gercekten. iyiki varsiniz Alper hocam, iyiki varsin flutv!

Yaptığınız bir az da deliliği romantize etmek olmuyormu ? 🤣👍👍👍👍👍

Çok yorucu anlatım tarzi

Bu deliler Beşiktaş Arnavutköy'ün delilerine benziyor. Özellikle "Ayşe"nin fiziksel özellklikleri, sıçma hikayesi ve eğitimi ile "Ahmet" in telsiz sevdası çok tanıdık

Hcoam selamlar, saygılar, ben 87 doğumlu, zamanında Radikal Gazetesinde yazılarınızı okumuş bir kardeşinizim. Radikalin internet arşivi de yok oldu gitti. Onyıllar önce sizin köşenizde okuduğumu düşündüğüm, hayal meyal hatırladığım iki adet yazı var. Birisi tek gecelik ilişkilere ilişkindi. Aradan hatırladığım söz öbekleri cümleler vb var ama ayrıntıyla boğmayayım. İkincisi ise hatırladığım kadarıyla iktisadi sınıflar gibi psikolojik (veya psikiyatrik) sınıflar olduğuna ilişkindi. Örneğin oldukça yoksul olsa da aile ve sevgi bağları kuvvetli geniş sülaleler bu açıdan üst sınıftaydı. Zamanında bu fikri çok beğenip uzun uzun "ortamlarda" anlattığımı hatırlıyorum. Eğer mümkün ise bu iki yazınıza tekrar ulaşmak istiyorum. Zamanında da çok etkilenmiştim şimdi de adınızı görünce hatırladım ve tekrar bütüncül şekilde okumak isterim. FLUTV ekibinden de eğer mümkün ise bu yorumu hocaya iletmelerini istiyorum selamlar saygılar sevgiler

İsviçre'ye gitme sebebinin burada "elektroşok" uygulanmasının ve bu tedavinin şartlarının berbat olduğunu söyleyen bir doktorun, Guguk Kuşu'na "Kötü bir film" demesi gayet düşündürücü. Filmin yapım yılı düşünüldüğünde (1975) psikiyatrik tedavi şartlarıyla ilgili aynı şey savunulmaz mıydı? "Kötü bir film" demek yerine "Berbat şartlar şurtlar..." falan denemez miydi? (Zira, Jack Nicholson orda "elektroşok" gördükten sonra pert oluyordu!) Sözün özü şu: Filme mi bok atalım, psikiyatriye mi? Psikiyatriye bu kadar temkinli, dozunda bir "hiddetle" yaklaşan doktordan bunu beklemezdik doğrusu. Bir bildiği vardır, di mi?

İnş yine bir Oytun vakası olmaz hadi bakalım

Güzel bölümdü, çok beğendim. Devamını dikkatle bekliyorum.

Hangi mahallede yasadigini merak ettim Alper Bey'in. Muhtemelen Cihangir'den bahsediyor. Harika bir bolum olmus, İoanna Kuçuradi'nin doktora ogrencisi oldugunuzdan dolayi da ayrica sizi tebrik ederim. Ogrenmenin ve merak etmenin kesinlikle yasi yoktur. FluTV'de gordugum insanlar sayesinde belki de hakkinda cekincelerim olan Doktora Egitimine basliyorum onumuzdeki donem :) Ilker Canikligil cehalete karsi savastaki onderdir ve onca elestiriye ragmen dogru bildigi yoldan vazgecmeyip her gecen gun daha iyi programlarla izleyici karsina cikmasi takdire sayan.

hocam bizi sakın bırakmayın, çok kalite deli olma yolunda ilerliyoruz. aman diyim.

Merhabalar; Apler Hocam Bu bölüm bir kitap tanıtmadınız. yoksa siz tanıttınız İlker Hoca mı kesti? Asabiyeci gazel güzeldi... yeni bölümleri bekliyoruz.

Kusura bakma anne oğlun bir erkeğe aşık oldu :) :) Hocam şaka bir yana su gibi akıyorsunuz hitabetiniz konuşmanız fazla iyi değil mi niye ülkeye olan inancımızı durduk yere eğitiminizle arttırıyorsunuz ne güzel kaçıp gitme planları yapıyorduk hepimiz çok yaşayın ! :)

Bu aralardaki kesmeler gerçekten izlerken inanılmaz rahatsız ediyor, diğer videolarda da olduğu oluyor ama bu monologlarda daha belirgin oluyor. Tamam kısa videolar olması iyi ama bu şekilde konuşmanın doğallığı olmayınca rahatsız edici bir hal alıyor. 3-5 dk uzun olsun ama bırakın adam konuşsun ya.

Kesik kesik görüntü ve konuşma beni gerçekten çok rahatsız etti. Konuşmaya konsantre olamıyorum.

En baştaki açılış konuşması cok güzel ama sanki canlı yayına geç kalma gibi bir açıklama yapıp arkasına sığınarak kendini övme işlemi gibi gördüm . Dediğimi kötü algılamadan dümdüz okuyun anlıcaksınız

Bizi delilikten mahrum bırakmayın lütfen. Video için teşekkürler

Kedi gördüğüm an kaçan biri olarak bana dokunsa psikolojim bozulcak biri olarak deli olduğumu öğrendim teşekkürler flu tv artık ben de deliyim

Hocam şizofren bir insan (Akıl Oyunları) filminde Dr.John Nash'in yaptığı gibi, kendi aklı ve iradesi ile gördüğü sanrılar ile yaşamayı öğrenerek "normal" bir hayat sürebilir mı?

Eski is yerimde surekli haklarimi istedigim icin sorunlarim oldugunu dusunmuslerdi.

Konulara yaklaşımı psikiyatriden daha çok felsefik. Bilimsel gerçeklere bile bazı yerlerde romantizm bakış açısıyla yaklaşıyor. Arada farklı psikiyatristler de gelse iyi olabilir.

daha yanımızdakini anlamaya zamanımız yok, kim delileri dinleyecek

türkçedeki en güzel sözlüklerden biri mi? eh işte bi kaynak elinde bişi yoksa bakarsın işte şu adam övülmüş garip

bence bu adamı dinlemek büyük ayrıcalık aksi delilik😀😀

Ilker Hocam her defasinda uzerine koyabilmeniz muthis bir sey. Bu video nedir ya boyle. Alper Hocama da cok selamlar. Harika insanlarsiniz cidden. Bir isin ehli, uzmani ile populer okuyucusu arasindaki farki gosterdiniz bizlere. Nevzat Hocayi da selamlayalim burada. Ucunuz bir harikasiniz gercekten.

Hocam ben pisikoz atak geçirdim sağlakken sol elimi aşırı kullanmaya başladım şaşırıyodum sol elimle aldığım nesneyi sağ elime veriyodum zamanla azaldı

hocamm o peygamber yorumu neydi öyle aman bir sıkıntı çıkmasın

Dinlerken, beynimde farklı kapılar açılıyor gibi hissediyorum. Bu beni deli yapar mı?

Flu’nun en beğendiğim serilerinden. İki bölümü de sıkılmadan izledim

6.00 maladaptive daydreaming olabiliiiir mi nolur bunun hakkinda video gelsin

Hocam bipolar nedir ? Bipolar Bozukluk kalıtsal midir ? Bipolar bir insana nasıl davranmak gerekir? Bipolar Bozukluk neden 25 yaşından sonra ortaya çıkar? Renkler neden bipolar hastalar için önemlidir? Bipolar Bozukluk günümüzde neden popüler bir hastalık oldu. Hasta olmayanlar bile kendi yaptıklarını meşru göstermek için neden bipolar hastalığına bürunuyor? Bipolar Bozukluk tedavisi varmıdır? Bipolar hastaları tedavide tek çözüm uyutmak midir? Not: Bu yazdıklarım bipolar bozukluğu olan bir yakınım ile ilgili ve 10 yıldır bu hastalıkla mücadele ediyoruz. İlker hocam belki haftaya olmaz ama mutlaka birgün bu konuyu hocamizla konuşman dileğiyle. Sevgiler😊...

Bu videoyu beğenmedim

Sevan nişanyan övüldü bu programda

Açık Radyo’daki programdan sonra düzenli devam eden bir programı olduğuna çok sevindim Alper Hasanoğlu’nun

ilker hoca da eskiden köye gidiyormuş. muhtemelen bologna'da filandır o köy.

Flu TV ekranlarındaki en iyi bölümlerden birisi bu olmuş. Alper Bey İlker Bey çok teşekkürler.

Uzun zamandır bekledigim video. Çok güzeldi gerçekten

Hocam saat sesini yine mi eklediniz!?

Merakla yeni bölümlerini bekliyoruz umarım devamı gelir

sevan nişanyan ve gayet entelektüel bi insan, hahahahah aynen doktor abi aynen

Ben de kendimi deli sanıyordum, meğer yeterince kendimi dinlememişim.

bu adam sürekli eee mi diyor neden bu kadar zıplama var videoda?

FluTV'deki tartışmasız en kaliteli program!!!

Guguk Kusu Filmine The Centry Of My Self Adli yapimin perspektifinden baktigimizda bambaska bir manzara ile karsialariz., Film Freud Yontem ve uygulamarina karsi bir durusa ve anlatiya sahiptir. 50'li yillarin sonunda Amerika'da her kafada bir polis yaratmayi amaclayan, Freud'cu pskanaliz yaklasim ve yontemlerine karsi bir olusum olarak gelsien "Insan Potansiyeli Hreketi"nin (ki Kitabin yazari, Amerkan Karsit Kultur Edebiyatindan olan Ken Casey'de bu hareket icerisnde yer almaktadir) anlatisidir. Ken Casey insan bilincini keşfetmek için alternatif yöntemlerin desteklendiği ve yine birer standford’lu olan Michael Murphy (Isim tanidik geldi mi) ve Dick Price tarafından kurulan, esalen institute’nin atölye liderleri arasındadır. filmde iki karakter, R.P. m.C.Murphy ve Baş Hemşire ratched’in arasındaki savaşa şahit oluruz. bu iki karakter insan doğasına temelden farklı yaklaşan iki ayrı cepheyi temsil etmektedir. baş hemşire ratched psikanaliz yaklaşımı temsil etmektedir. 1949'da başkan truman, ulusal akıl sağlığı kanunu'nu imzaladı. kanun, doğrudan psikanalistlerin savaştaki bulgularına dayanıyordu. kanunun amacı, toplumu tehdit eden bu görünmez düşmanla baş etmekti. kongre, 1946 yılında ulusal akıl sağlığı kanunu'nu kabul etti. ilk kez akıl hastalığı ulusal bir sorun olarak görüldü. anna freud'un fikirlerini geniş bir ölçekte uygulamak mümkün oldu. 40'ların sonunda, amerika'da dev proje başladı. psikanalizin fikirleri kitlelere uygulanıyordu. yüzlerce kentte psikolojik rehberlik merkezleri kuruldu. binlerce danışman psikanalizi evlilik rehberliğinde uygulamak için eğitildi. sosyal hizmet görevlileri ev ziyaretleri yaptılar. aile hayatının psikolojik yapısı hakkında tavsiyeler verdiler. bunların hepsinin arkasında anna freud'un temel fikri vardı. eğer insanlar, aile ve toplum hayatının genel kabul görmüş örüntülerine uyum sağlaması için desteklenirse, egoları güçlenecekti. içlerindeki tehlikeli güçleri kontrol altına alabileceklerdi. duygularınızı kontrol edin. duygularınızın ateşini kontrol edebilirsiniz. böylece daha hoş bir kişiliğiniz olur. bu akım sadece kişilerin ve toplumun “daha iyi” olması için kullanılmadı. bu fikirler büyük pazarlama şirketleri ve otoriter devlet tarafından da kullanılıp, “olması istenilen kişiler” yaratmak amacıyla kullanıldı. psikanalistler artık büyük şirketlere kayıyordu. yöntemlerini sadece örnek vatandaş yaratmak için değil, örnek tüketici yaratmak için de kullanacaklardı. freud'un amerikalı yeğeni edward bernays'in, amerikan şirketlerini ikna ederken, insanların bilinçdışı hislerine hitap ederek nasıl ürün satabileceklerini ilk söyleyen kişiydi. o dönemde washington soğuk savaş ile mücadele etmek için insanların içsel duygularını manipüle etme fikrindeydi. sovyetlerin, insanların duygularını ve hafızalarını gerçekten değiştirecek psikolojik yöntemler üzerinde deney yapmalarına takmışlardı. amaçları, daha uysal vatandaşlar yaratmaktı. beyin yıkama olarak biliniyordu. cıa'deki psikologlar, bunun gerçekten mümkün olduğuna inanıyorlardı. bunu kendileri denemek istiyorlardı. insanları kendi amaçlarını gerçekleştirecek bir otomota dönüştürmek istiyorlardı. bunun mümkün olduğunu sanıyorlardı. insanların içsel dürtülerini kontrol edip değiştirmeye çalışan deneyler için gizlice fon aktarıyorlardı. bu deneylerin en meşhuru, amerikan psikiyatri birliği başkanı dr. ewen cameron tarafından yapıldı. cameron, montreal'de bir hastanede the allan memorial adlı bir klinik kurmuştu. o zamandan beri kapalı. cameron çeşitli zihinsel sorunları olan hastaları aldı. teorisine göre, bunların nedeni unutulmuş ya da bastırılmış hatıralardı. fakat, bunları psikoterapiyle ortaya çıkaracak kadar sabırlı değildi. onun yerine, basitçe silecekti. cameron lsd dahil çeşitli ilaçlar kullandı. ect tekniğini de kullandı: elektrokonvülsif terapi. bunu, bireyin temel fonksiyonlarını değiştirmek için kullanıyordu. eski hatıralarını, eski davranışlarını değiştirmek için… bunun için çok yüksek düzeyde şoklar uyguladı. günde defalarca şok yiyen insanlar, bir süre sonra, yüzlerce ect tedavisiyle birlikte, çok ilkel bir çeşit bitkisel yaşama geçiyorlardı. aslında, deneyler tam bir felaketti. başardığı tek şey, hafıza kaybına uğrayan onlarca insan yaratıp, hepsine şu lafı tekrarlatmaktı: "kendimi iyi hissediyorum". sadece bu değil cia’nın başlattığı deneyler de başarısızlıkla sonuçlandı. doktorlar insan zihninin ne kadar karmaşık ve zor bir yapı olduğunu ve basit çözümler olmadığını itiraf etmek durumunda kaldılar. insanlar da psikanlistlerin temel fikirlerini sorgulamaya başladılar. bu arada film endüstrisi psikanalizden çok etkilenmişti. anna freud ise, los angeles'ta bulunan onlarca analist üzerinde güçlü bir nüfuza sahipti. analistler, film yıldızlarını, yönetmenleri ve stüdyo şeflerini analiz ediyorlardı. düşüş holywood’da devam etti. marilyn monroe umutsuzluk içinde alkol ve ilaçlara bağımlı hale gelmişti. marilyn monroe 5 ağustos 1962'de, evinde intihar etti. anna freud dahil analiz çevresindeki insanlar intihar karşısında şoka girdiler.. amerikan yaşamının önde gelen figürleri, şimdiye kadar psikanalizi coşkuyla desteklerken, artık psikanalizin amerika'da neden bu kadar güçlü olduğunu sorgulamaya başladılar. aynı zamanda, insanları kontrol etmek için şirketlerin psikanalizi kullanmasına karşı da saldırı başladı… Vance Packard'ın yazdığı "gizli ikna ediciler" adlı çok satan kitapla ilk kez atağa geçtiler. Psikanalistleri, amerikan halkını duygusal kuklalara çevirmekle suçladılar. amerikan şirketlerini de insanları ideal tüketiciler haline getirdikleri yönünde suçladılar. ikinci saldırı, etkili bir felsefeci ve toplumsal eleştirmen Herbert Marcuse'den geldi….ona göre insanları kontrol etmek gerektiği fikri baştan yanlıştı. insanların içsel duygusal güdüleri vardı, ama bunlar kendi içinde şiddet dolu veya kötü değildi. bu güdüleri tehlikeli yapan şey, onları bastıran ve çarpıtan toplumdu. anna freud ve takipçileri, insanları topluma uyumlu hale getirmeye çalışırken bu bastırmayı daha da artırdılar. böyle yaparak, aksine insanları daha da tehlikeli hale getirdiler. marcuse “her kafada bir polis yaratan” bu toplumsal yapıya itiraz etti ve böyle bir dünyaya uyum sağlamamak gerektiğini söyledi. (modern psikolojide belki de en çok kullanılan ifadelerden biri, "çevreye uyum sağlayamayan" ifadesidir. uyumsuz lafı, modern çocuk psikolojisinin ayrılmaz bir parçasıdır). ........Icerigin tamami icin Soz Konuzu Yapimi syeredebilirisniz. Degerli Hocamizin Soz konusu yapim uzerine dusuncelerini merak etmekteyim.