Tekkelime.ile.muteşem.huzur. veren.rabiminzin.yaratığı.elçilerine.müşerrefli.sakinlik.var.emeklere.yüreklere.razı.olsun.yüce.mevlam.Amin.iş ALLAH razılosun sizden gelenler için teşekkürler AMİN 🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤗🤲🤲🤲🤲🤲😔
Takva sahibi olmanın şartları: 1- Beş vakit Namazı muhafaza etmek.( 5 vakit Namazımızı gözümüzün bebeği gibi korumalıyız). 2- İnanç konusunda Ehlisünnetten ayrılmamak. 3- Suizandan uzak durmak (Birileri hakkında kötü düşüncelere kapılmamak). 4- Haramlara karşı gözümüzü kapatmak. 5- Doğru sözlü olmak. (Şaka ile de olsa yalan söylememek) 6- Allah'ın verdiği nimetlerin farkına varıp kendini beğenmemek. 7- Malını Allahu Tealanın yolunda harcamak. 8- Kibir ve büyüklük taslamamak. 9- Gıybetten uzak durmak. 10- Kimseyle alay etmemek.
@@nurhayatgumussu1358 Sen onu al da münasip bir yerlerine monte et Tamam'mı zavallı kız çocuğu seni, Ben böyle sizin ne yapmaya çalıştığınızı gayet iyi biliyorum bırakın bu işleri de karşıma çıkın yiyorsa göstereyim size dünyanın kaç bucak olduğunu hadi canım hadi yol al böyle şeyler yaparak hiç bir kazanç elde edemeyecek siniz siz.
@@nurhayatgumussu1358 Daha iki kelime yazı yazmaktan acizsiniz ulan siz daha Türkçe bilmiyorsunuz neyin kafasını yaşıyorsunuz, Benim ile alay ettiğini zannede'ne kadar sen önce git Türkçe'yi öğren yazı yazmayı öğren öyle gel ne yani yavrum oraya gelip bana şunu yazmak ile "babbhsshhs" bir halt yaptığını mı sanıyorsun hadi yavrum hadi anca gidersin. ☺️
@@nurhayatgumussu1358 Ulan bana bak kızım O yorumunu oradan çabuk sil benim canımı sıkma Tamam'mı biri sana aynısını yapsa hoşuna gider mi Üstelik bir de aklın sıra beni ciddiye almıyormuş ayakları yapıyorsun akıllı olun yemin ederim aklınızı alırım sizin bak oğlum buldururum sizi bak benim sabrım ile oynamayın Ulan ahtım olsun senin gibileri bir elime geçireyim televizyonda yeni bir kadına şiddet Olayı daha Olacak.
Bekle bizi ıstanbul Bekle bizi filistin Bekle bizi gazze ve kuddüs Bekle bizi ve bereberce kurtuluşa ve zafere ey ınsanlık ve dünya. ALLAH'IN Büyük rızası ıçin bekle.🌜🌟🌞
Gözünmü kara?bıktınmı herşeyden?geride değer verdiklerin sana değer mi vermedi?arkada gözü yaşlı kimse mi kalmadı?huzura sonsuzluğa mı kavuşmak istiyorsun?dinle bu bitmeden çok kolay bi sekilde bitirirsin işi.. tereyağında kıl çeker gibi derler ya o misal
Bizler seni unuttuk ey sevgili Senin yolunu senin örgütlerini Ama biliyoruz Senin yolunda olan ummetinin seçkinleri var Allah cc onların hürmetine bizleride affetsin
Sen Yoktun Dursun Ali Erzincanlı Sen yoktun Sultanım... Hz Âdem’deydi nurun Önce cenneti, Sonra yeryüzünü şereflendirdin. Âdem nuruna affedildi Arafat bu affa şâhitti. Sen yoktun, Nuh’un gemisindeydi Nurun... Dalgalar yeryüzünü boğarken Taprağın bağrındaki su Gökyüzüyle buluşurken Ve bu bir ilahi azap derken, Allah nurunu taşıdı binbir sebeple Tûfan, nurunu selamladı edeple... Sen yoktun... Hz.İsmail’in alnındaydı Nurun İbrahimî bir dua yükseldi kimsesiz çöllerden “Rabbimiz” dedi, “Onlara kendi içlerinden Senin ayetlerini okuyacak Kitap ve hikmeti öğretecek onlara, Onları temizleyecek bir elçi gönder, Amin dedi on sekiz bin âlem Nurunla aydınlanan minicik ellerini semaya kaldırarak Amin dedi İsmail. Hira Nur dağı amin diyerek ayağa kalktı. Medine’den adı Uhud olan bir amin yankılandı sevr dağında. Sen yoktun... Hz.İsa “Ahmed” diye muştuladı seni Alemlerin efendisi diye sana seslendi. Artık ben sizinle çok söyleşmem, dedi havarilerine.. Çünkü bu âlemin reisi geliyor... Bekleyin Ahmed geliyor. Kainata rahmet geliyor. Havarilerin yüzünü okşayan, Ölüleri dirilten bir nefes oldun Ama sen yoktun... Sen yoktun Sultânım, Hz. Abdullah’ın alnındaydı Nurun Başı eğik gezerdi mazlum Huteyle göklerden seni sorardı Varaka seni arardı semada Anneler kız çocuklarını hep ağlayarak sevdiler. Ağlayarak süslediler ölüme... Ağlayarak hadi dayına gidiyorsun dediler. Sen yokken, Canlı canlı toprağa gömülmenin adıydı dayıya gitmek. Anne yüreğinin çıldırtan çaresizliğiydi. Ve yavrusunun ölüme gidişini seyretmesiydi... En son çocuk atılırken çukura Annesinin suretinde bir melek tuttu onu Ve tebessüm ederek hira nur dağını gösterdi. Melekler süslüyordu hirâyı. Efendisine hazırlanıyordu cebel-i nur, Efendisine hazırlanıyordu mekke. Âlem Efendisine hazırlanıyordu Kainatın gözü Hz. Aminedeydi. Toprak yalvarıyordu rabbine, Gel diye ağlıyordu mazlumlar, gözleri semada Ve bir gelişin vardı ya rasulallah, Bir inişin vardı yer yüzüne... Önünde cebrail! Ardında yalın kılıç melekler! Bir inişin vardı yer yüzüne... Yetimler en huzurlu geceyi geçirdi belki de Öksüzler annelerine sarıldı doya doya. Sonra bir sessizlik kapladı seher vaktini. Herşey sus pus olmuştu. Hadi diyordu yıldızlar, Hadi diyordu ay! Kainat bir isim duymak istiyordu. Ve bir ses yükseldi Âmine’nin evinden; Muhammed! Karanlıklar aydınlığa bıraktı yerini. Muhammed! Melekler öptü o nurdan ellerini. Muhammed! Seni yaratan Allah’a kurbânız ey dürri yekta! Sana o adı veren rahmana kurbanız Artık sen vardın Susuz topraklara rahmet indi seninle Annenden sonra anne halime sevindi seninle Yağmura mı ihtiyaç var? Kaldır şehadet parmağını, Yağmurları salsın Allah. Sonra tut ağacın yaprağını, Köklerini çıkarttırıp yanında yürütsün Allah. Yeterki sen iste, Sen iste yarasulallah Deki ben kimim? Dağlar, taşlar dile gelsin, Dilsiz çocuklar ellerinden tutup, Ente Rasulullah desin. Sen vardın Bedir kârdı, Uhut dardı Hendek yârdı. Yiğitlerin vardı. Ölmek için yarışan yiğitler... Hele bir enesin vardı ya rasulullah Uhut’ta öldüğünü duyunca arkadaşlarına, Niye burada oturuyorsunuz diye sormuştu. Onlar da “Allah’ın Rasulü öldürülmüş deyince Enes kükremiş: “ Peki o öldükten sonra yaşayıp da ne yapacaksınız? Kalkın ve O’nun gibi ölün! Demişti. Ve savaşın en yoğun olduğu yerde şehit düşmüştü. Hem de ne şehit ey nebi! Vücudu yaralardan tanınmaz haldeydi. Kızkardeşi ancak parmaklarından tanıdı onu... Musab Bin Umeyr’in vardı senin. Uhut’ta sancağını taşıyan. Öyle bir aşkla sana bağlıydı ki Allah o gün melekleri Musab’ın suretinde indirdi. Ebu hureyren vardı... Acıkınca mescidin önünde durur sana bakardı. Sen anlardın, Ya Ebâhir gel! Derdin. Ve sen gittin... Bir gidişle gittin Ardında hüznün kaldı. Hasretin kaldı göklerde. Bilal ezan okuyamaz oldu Ne zaman teşebbüs etse Muhammed rasulullah demeye Dizleri üstüne çöker, kendinden geçerdi. Sonra günler ay, Aylar yıl oldu. Ve asırlar oldu Sensizliğe açtık gözlerimizi. Ama sen bırakmazsın bizi. Sen varsın ey şehitlerin sultanı Sen varsın! Bir şehit bile ölmezken Sana nasıl yok deriz. Ebutalip şama giderken devesinin önüne geçip Beni burda kime bırakıp gidiyorsun demiştin. Ne anam var ne babam... Ebutalip bırakmamıştı bu yüzden. Sensizliğin ızdırabıyla inleyen ümmetini kime bırakıp gidiyorsun Ya Rasûlallah! Bırakma bizi ki; Allah; Sen onların içindeyken onlara azab edecek değiliz buyuruyor. Bırakma bizi! Hayatı seninle öğretti Rahman. Kulluğu seninle tanıdık. Duayı senden öğrendik sevgili! Hz Ömer umre için senden izin isteyince, “Kardeşcik” dedin ona, Kardeşcik, duanda bana da yer ayırır mısın? Bizler Ömer değiliz ama Bütün dualarımız senin için Ey Rabbimiz! Rasulünü anışımızdan haberdar et! O’na binler salat, binler selam! Habibine Makam-ı Mahmut’u ver O’na vesileyi lutfet. O’nu refik-i Âlâya yükselt Bizi de affet O’nun hatrına affet Zatının hatrına Affet.
@@aysegul_turna Sana soran oldu mu canım, yok bir de gelmişsin hissede bilene falan filan boş boş konuşuyorsun, hadi kızım hadi bir de sizle uğraşmayalım.
@@aysegul_turna Sen Bana ağır sözler yazamazsın!; Çünkü senin O kadar beynin yok maalesef, Asıl siz dua edin şu RU-vid'a ki yoksa senin gibilere öyle Bir küfürler geçiririm ki sokağa çıkamazsınız böyle!; Eğer Bir sorununuz varsa Bana oradan yazmayın gerçek hayatta karşıma çıkın, çıkın da senin gibilerin kafasını kopartayım; Hadi şimdi yallah tahzik. 🖕🏻😉
Sen yoktun... Hz Âdem’deydi nurun Önce cenneti, Sonra yeryüzünü şereflendirdin. Âdem nuruna affedildi Arafat bu affa şâhitti Sen yoktun Nuh’un gemisindeydi Nurun... Dalgalar yeryüzünü boğarken Taprağın bağrındaki su Gökyüzüyle buluşurken Ve bu bir ilahi azap derken, Allah nurunu taşıdı binbir sebeple Tûfan, nurunu selamladı edeple... Sen yoktun... Hz.İsmail’in alnındaydı Nurun İbrahimî bir dua yükseldi kimsesiz çöllerden “Rabbimiz” dedi, “Onlara kendi içlerinden Senin ayetlerini okuyacak Kitap ve hikmeti öğretecek onlara, Onları temizleyecek bir elçi gönder, Amin dedi on sekiz bin âlem Nurunla aydınlanan minicik ellerini semaya kaldırarak Amin dedi İsmail. Hira Nur dağı amin diyerek ayağa kalktı Medine’den adı Uhud olan bir amin yankılandı sevr dağında. Sen yoktun... Hz.İsa “Ahmed” diye muştuladı seni Alemlerin efendisi diye sana seslendi. Artık ben sizinle çok söyleşmem, dedi havarilerine.. Çünkü bu âlemin reisi geliyor... Bekleyin Ahmed geliyor. Kainata rahmet geliyor. Havarilerin yüzünü okşayan, Ölüleri dirilten bir nefes oldun Ama sen yoktun... Sen yoktun Sultânım, Hz. Abdullah’ın alnındaydı Nurun Başı eğik gezerdi mazlum Huteyle göklerden seni sorardı Varaka seni arardı semada Anneler kız çocuklarını hep ağlayarak sevdiler. Ağlayarak süslediler ölüme... Ağlayarak hadi dayına gidiyorsun dediler. Sen yokken, Canlı canlı toprağa gömülmenin adıydı dayıya gitmek. Anne yüreğinin çıldırtan çaresizliğiydi. Ve yavrusunun ölüme gidişini seyretmesiydi... En son çocuk atılırken çukura Annesinin suretinde bir melek tuttu onu Ve tebessüm ederek hira nur dağını gösterdi. Melekler süslüyordu hirâyı. Efendisine hazırlanıyordu cebel-i nur, Efendisine hazırlanıyordu mekke. Âlem Efendisine hazırlanıyordu Kainatın gözü Hz. Aminedeydi. Toprak yalvarıyordu rabbine, Allahım gönder artık diyordu. Gel diye ağlıyordu mazlumlar, gözleri semada Ve bir gelişin vardı ya rasulallah, Bir inişin vardı yer yüzüne... Önünde cebrail! Ardında yalın kılıç melekler! Bir inişin vardı yer yüzüne... Yetimler en huzurlu geceyi geçirdi belki de Öksüzler annelerine sarıldı doya doya. Sonra bir sessizlik kapladı seher vaktini. Herşey sus pus olmuştu. Hadi diyordu yıldızlar, Hadi diyordu ay! Kainat bir isim duymak istiyordu. Ve bir ses yükseldi Âmine’nin evinden; Muhammed! Karanlıklar aydınlığa bıraktı yerini. Muhammed! Melekler öptü o nurdan ellerini. Muhammed! Seni yaratan Allah’a kurbânız ey dürri yekta! Sana o adı veren rahmana kurbanız Artık sen vardın Susuz topraklara rahmet indi seninle Annenden sonra anne halime sevindi seninle Yağmura mı ihtiyaç var? Kaldır şehadet parmağını, Yağmurları salsın Allah. Sonra tut ağacın yaprağını, Köklerini çıkarttırıp yanında yürütsün Allah. Yeterki sen iste, Sen iste yarasulallah Deki ben kimim? Dağlar, taşlar dile gelsin, Dilsiz çocuklar ellerinden tutup, Ente Rasulullah desin. Sen vardın Bedir kârdı, Uhut dardı Hendek yârdı. Yiğitlerin vardı. Ölmek için yarışan yiğitler... Hele bir enesin vardı senin. Enes bin malik... Uhut’ta öldüğünü duyunca arkadaşlarına, Niye burada oturuyorsunuz diye sormuştu. Onlar da “Allah’ın Rasulü öldürülmüş deyince Enes kükremiş: “ Peki o öldükten sonra yaşayıp da ne yapacaksınız? Kalkın ve O’nun gibi ölün! Demişti. Ve savaşın en yoğun olduğu yerde şehit düşmüştü. Hem de ne şehit ey nebi! Vücudu yaralardan tanınmaz haldeydi. Kızkardeşi ancak parmaklarından tanıdı onu... Musab Bin Umeyr’in vardı senin. Uhut’ta sancağını taşıyan. Öyle bir aşkla sana bağlıydı ki Allah o gün melekleri Musab’ın suretinde indirdi. Ebu hureyren vardı... Acıkınca mescidin önünde durur sana bakardı. Sen anlardın, Ya Ebâhir gel! Derdin. Ve sen gittin... Bir gidişle gittin Ardında hüznün kaldı. Hasretin kaldı göklerde. Bilal ezan okuyamaz oldu Ne zaman teşebbüs etse Muhammed rasulullah demeye Dizleri üstüne çöker, kendinden geçerdi. Sonra günler ay, Aylar yıl oldu. Ve asırlar oldu Sensizliğe açtık gözlerimizi. Ama sen bırakmazsın bizi. Sen varsın ey şehitlerin sultanı Sen varsın! Bir şehit bile ölmezken Sana nasıl yok deriz. Ebutalip şama giderken devesinin önüne geçip Beni burda kime bırakıp gidiyorsun demiştin. Ne anam var ne babam... Ebutalip bırakmamıştı bu yüzden. Sensizliğin ızdırabıyla inleyen ümmetini kime bırakıp gidiyorsun Ya Rasûlallah! Bırakma bizi ki; Allah; Sen onların içindeyken onlara azab edecek değiliz buyuruyor. Bırakma bizi! Hayatı seninle öğretti Rahman. Kulluğu seninle tanıdık. Duayı senden öğrendik sevgili! Hz Ömer umre için senden izin isteyince, “Kardeşcik” dedin ona, Kardeşcik, duanda bana da yer ayırır mısın? Bizler Ömer değiliz ama Bütün dualarımız senin için Ey Rabbimiz! Rasulünü anışımızdan haberdar et! O’na binler salat, binler selam! Habibine Makam-ı Mahmut’u ver O’na vesileyi lutfet. O’nu refik-i Âlâya yükselt Bizi de affet O’nun hatrına affet Zatının hatrına Affet