SO & SUCH Kullanımı 

KONU ANLATIMI;
so / sou / : çok
• so’dan sonra sadece sıfat veya zarf gelir.
so clever ( çok zeki)
so nice (çok hoş)
so slowly (çok yavaşça)
so quickly (çok çabukça)
Examples:
1) Your dress is so beautiful. (Elbisen çok güzel.)
2) I didn’t like the film. The story was so boring. (Filmi sevmedim. Öykü çok sıkıcıydı.)
3) Your car is so nice. (Araban çok güzel.)
4) I was waiting for the concert so patiently. (Konseri çok sabırla bekliyorum.)
5) Tom speaks so quietly. (Tom çok sessizce konuşur.)
6) He came so late. (O çok geç geldi.)
7) She worked so hard. (O çok sıkı çalıştı.)
8) She swam so slowly. (O çok yavaş yüzdü.)
9) This problem is so difficult for him. (Bu problem onun için çok zor.)
such / saç / : o ..…. kadar ki
• such’dan sonra isim ya da sıfat tanımlaması gelir.
such a story (öyle bir öykü ki)
such children (öyle çocuklar ki)
such a stupid boy (o kadar aptal bir oğlan ki)
such a long story (o kadar uzun bir öykü ki)
such a boring film (o kadar sıkıcı bir film ki)
Examples:
1) I didn’t like the book. It was such a stupid story. (Kitabı beğenmedim. O kadar aptalca bir öyküydü ki.)
2) It was such a boring film. (O kadar sıkıcı bir filmdi ki.)
3) They are such rich people. (Onlar o kadar zengin insanlar ki.)
4) Tom gave such a wonderful speech. (Tom öyle harika bir konuşma yaptı ki.)
5) It was such nice weather. (Hava o kadar güzeldi ki.)
6) We had such a good time. (O kadar güzel bir vakit geçirdik ki.)
7) He is such a clever boy. (O kadar akıllı bir oğlan ki.)
so …… that (o kadar ….. ki) ; ‘’that’’den sonra sonuç cümlesi yazılır.
Examples:
1) The music was so loud that I couldn’t hear you. (Müzik sesi o kadar yüksekti ki seni duyamadım.)
2) Tom spoke so quickly that we couldn’t understand anything. (Tom öyle hızlı konuştu ki hiçbir şey anlayamadık.)
3) The story is so nice that I’ll never forget it. (Öykü o kadar güzel ki asla unutmayacağım.)
4) Tom is so careful that he rarely makes a mistake. (Tom o kadar dikkatlidir ki nadiren hata yapar.)
5) This computer is so fast that it never freezes. (Bu bilgisayar o kadar hızlıdır ki asla donmaz.)
6) Tom cooks so deliciously that I’m putting on weight. (Tom o kadar lezzetli yemek yapıyor ki kilo alıyorum.)
7) I am so tired that I can sleep here. (O kadar yorgunum ki burada uyuyabilirim.)
8) The weather was so hot that we couldn’t go out. (Hava o kadar sıcaktı ki dışarı çıkamadık.)
such …… that (o kadar …… ki …… ) ; ‘’that’’den sonra yine sonuç cümlesi kullanırız.
Önemli Not: Eğer isim sayılabilen ve tekil ise tamlamadan önce ‘’a/an’’ kullanmayı unutmayın.
Examples:
1) It was such a boring film that I fell asleep. (O kadar sıkıcı bir filmdi ki uyuyakaldım.)
2) Tom is such an honest man that he never tells a lie. (Tom o kadar dürüst bir adam ki asla bir yalan söylemez.)
3) They were such naughty children that I couldn’t stop them. (O kadar haylaz çocuklardı ki onları durduramadım.)
4) It was such an expensive car that I couldn’t buy. (O kadar pahalı bir arabaydı ki satın alamadım.)
5) It’s such a comfortable hotel that we’ll definitely stay here again. (Otel o kadar konforlu ki kesinlikle burada tekrar kalacağız.)
6) It was such horrible weather that we didn’t want to go out. (O kadar berbat bir havaydı ki dışarı çıkmak istemedik.)
7) It was such a beautiful day that we decided to go swimming. (O kadar güzel bir gündü ki yüzmeye gitmeye karar verdik.)
8) It was such old furniture that we were afraid to use it. (O kadar eski bir mobilyaydı ki onu kullanmaktan korkuyorduk.)
İngilizceye sıfırdan başlamak gerçekten sıkı bir çalışma ve disiplin ister. Öğrenmek için isteğiniz ve gayretiniz de varsa şimdi bir de doğru ve etkili bir kaynağa ihtiyacınız olacaktır.
S2ELP sizler için tasarlanmış etkili, güvenilir ve anlaşılır bir İngilizce öğrenim programıdır. Ücretsiz ilk dersimizi izleyin ve size uygun bir program oluşturarak İngilizce öğrenim hayatınızı başlatalım.
www.ingilizceol.com
/ ingilizceol