Sabaha kadar içip bu kadının fotoğrafıyla ağlayarak konuştuğum çok gecem oldu,yeri geldi Füsun oldum annem oldu,yeri geldi Mutsuz oldum sahibim oldu,yeri geldi domates çorbası olup içine döküldüm,yeri geldi secde eden bir alın oldum şarap içen dudağıyla öpüldüm.Ölmeden Edirnekapı mezarlığında kabri başında bir şişe şarap içemezsem bana da yazıklar olsun.
Şarap içmem ama beni de say yanında. Ne yaparım bilmem öyle otururum sessiz sessiz. Hakkım değil ama belki şiir okurum; mutsuzu okurum, ona iyi baktığımızı. Bakmazsak bize de yazıklar olsun.
2:05 pollyanna’ya son mektup 7:50 siz aşktan n’anlarsınız bayım 12:19 kalbimin en doğusunda 15:35 büyümüş çocuk şiiri 17:17 iris’in ölümü 21:00 kaç zamandan 22:44 mutsuz’a kim bakacak 27:47 pulbiber mahallesi 31:00 128 dikişli şiir 36:36 bıktığım şeyler ve yeşil fanila
Güzel Didem.. Ah!.. Kalbindeki kabuk tutan yaraları kendi elleriyle kanatan güzel Didem.. Keşke bir mucize olsan, gitmedim desen. Uyansan. Çıkıp gelsen.. Ah!
Böyle şiir mi okunur, sanatçı arkadaşlar. Bir iki şiir dinler çıkarım dedim. Kendimi kurtaramadım büyüden. Şiiri, tiyatro sanatçıları bir başka okuyor. Emeğinize, dilinize sağlık hepinizin.Sağolun varolun, ayağınıza taş değmesin.
1 senedir bekliyodum sonunda izleyebilicem Simdiden emegi gecenlerin eline koluna saglik Didem Madak gibi onemli bir kadin sairimizi unutturmamak adına verdiginiz caba edebiyat severler tarafindan unutulmayacak Sevgiler..saygılar..
Böyle güzel bir şeyin bu kadar az izlenip ne idüğü belirsiz bir sürü şeyin milyonlar izlenmesi bu ülkenin kültür seviyesini yeterince gözler önüne seriyor. Ahh benim garip Ülkem!
Herkes şiir yazabilir. Mesela hiç okuma yazma bilmeyen biri bile. Herkes iyi şiir yazamaz mesela. O yetenek işidir. Devrik cümlelerle güzel dizeler sıralarlar ardı ardına. Az kişi çok iyi yazar, mesela Turgut Uyar gibi, Nazım Hikmet, Can Yücel... Ama sadece bir kişi mükemmel şiir yazabilir "di", Didem Madak...
36:50'den sonrası bana hep katil gibi hissettiriyor. geleceğini ve geçmişini öldürmüş bir katil gibi. Dönecek veya gidecek bir yer bırakmadığımı söylüyor. Dinledikçe alışırım diyorum, her gün daha sert vuruyor, daha çok ağlatıyor
İstanbul şiir festivalinde dinlemiştim seni sen şiirler okurken... nereden bileyim ki sonrasında küskün bir göçebe gibi gideceğini ah'lar ağacının o sonsuz ülkesine. Güzel şair, kıymetli şair ❤
Bugün müthiş bir yağmur vardı. Bir şiir olsun dedim yağmurun sesine karışan...Didem Madak'la başlamalıydım derinden hissettiğim en şair:) Ah'lar Ağacı... Siz Aşktan Ne Anlarsınız Bayım, derken... Son Dizesiz Şiirler kalitesinde seslere rastladım.Bitince başa alarak tutuldum kaldım. Ve günün en güzel zamanlarını yaşattı bu çalışma. Emeği geçen değerli sanatçılara müteşekkirim.
Gözlerimden uyku akarken neden uyumuyorum biliyor musun. Beni bu guzel şiirler mahvetti. Her dizede her kafiyede canlanip canlanip öldüm. Kalbimin hassasligiyla kaşımın çatıklıği çelişkisiyle yazıyorum; Bir duvara, Bir kâse suya, Sen yoksun Gelmemişligin verdigi bir yokluk değil. Bildiğin, yoksun. Fakat kalbim seni yokkende özlüyor. Belki de uzaklarda oldugun için gözlerim ufuklara dalar da gider. Fakat uzaklıkla yokluk ayni şey değil ya. Yoksun, ama uzaktasın. Hem biliyor musun artık ölecegimi bile bile yaşıyorum ve bu yaşam sabah ayazında beklenen otobüs gibi. Sanki o sigarayi yaksam gelecekmiş gibi. Ama gelmedi, Ne sen, Ne de o otobüs, Ve ne de ben o sigarayi yaktim. And olsun ki o otobüsün puslu camına senin adıni yazacağım. Artık bir adın olmali demi. Ben Lidya düşündüm. Nedenini ve anlamını bilmeden. Tıpkı senin kalbimi dolduran yokluğun gibi. Oylesine, hiç hesapta yokken. Birden bire. Peki Lidyacım bu yaşlanmak neye işaret. Sana kavuşmaya mı yoksa yokluğunu teid etmeye mi. Ne olur zaten hiç var olmuş olma. Yada yok ta olma. Bu yüzdendir Lidyacım ölümden korkum. Keşke diyorum seni bir yaz akşamında, Güneş tam batarken göğsüme bastırırken gelseydi o otobüs. Hiç korkarmıydım bu duraktan ayrılmaya.
her dinlediğimde, her okuduğumda ayrı hayran oluyorum. her seferinde daha da özlüyorum. seni hiç tanımadım ama sen beni tanımışsın gibi. annem gibi.. çok seviyorum çok öpüyorum. ruhun şad olsun madak🖤
Seni nasıl tarif etmeli, hayatımda nerelere koymalı bilmem. Hatta sana nasıl güzel söz söylenir onu da hiç bilmem. senin o güzel uslübunla nasıl konuşulur? nasıl kelimelere can verilir?sen şimdi güzel uykundayken bizimlesin. seni anlamak , dinlemek, öğrenmek isteyenlerle bereber biz seni özlemekteyiz.
Bu dünyadan naif şiirleri, güzel yüreğiyle Didem Madak geçti. İyi ki geçti... Ahh Didem şimdi bize, bize bıraktığın ne varsa tekrar tekrar okumak düştü...
Kendim izledim,dinledim,sonra anneme,sonra kardeşime.Aileme öğrettim seni Madak💙 Füsun'u senin kadar sevdik her birimiz hiç tanımadan.Sen muhteşem bir kadınsın Didem Abla.Sen olmak istediğim kadınsın💛
Benim için hayat, Kalbi kalpazanlıktan kırk sene yatmış çıkmış bir adamdı. Geçmişim acıyor şimdi, yalnız benim değil Benim ülkemin geçmişi de acıyor mesela.
Sesinize sağlık emek verip bu nimeti bize sunduğunuz için ne kadar teşekkür etsem azdır. Didem Madak şimdi o kadar sevinmiştir ki bilseniz. Bu kadar mükemmel bir şeye uzun süredir rastlamamıştım. Umarım böyle güzel işlerin devamı gelir.
Harika tek kelimeyle 1 saatlik video belki 100 kez dinlemişimdir faklı zamanlarda emegi geçenlere bu belgeseli hazırlayanlara tarihe not düştükleri için teşekkür ederim
bir didem madak geldi gecti vatanimdan icinde bu vatanin bütün kadinlarinin hayallerini tasiyan ... ne yazsam bos , bu yapitta emegi gecen bütün herkeze milyon kez tesekkürler
Didem ablam🎭🎶 📝 📚 Hayatınızı ne ile özetlersiniz, deseler; senin dizelerini gösteririm. Senin şiirlerin bir tirad gibi durur dünyamın ortasında. Pulbiber Mahallesin'e döküldü umutlarım; ah be ablam beni bir tek şiirlerin anladı.
Emeği geçen herkese teşekkür ile... Didem MADAK, kendi de şiir olan bir kadın, anısına saygıyla. Alıntı berceste aradım ama hangi şiirin neresinden alsaydım, her dizesine amin...
Mütemmim cüz olamadım hiçbir aşka Polyanna Bir kitaba cüz olamadım Yukarıdan aşağı yedi harfli battal boy bir intiharı denedim Hiçbir bulmacayı tamamlayamadım Bir kediyi okşasam ellerim yumuşardı Biri okşasam bir yumuşardı Bire bir olamadım
Şimdi bile seni bu kadar etkilediyse bu şiirler;bakalım büyüyünce,olgunlaşınca-salata suyuna ekmek banmayı bırakınca-nasıl hissettirecek bu şiirler sana(27/07/2022)
Hayatı tadında bırakmak lazım, Hayata tam gününde, saatinde hatta dakikasında veda etmek lazım, Hayata dair tüm isteklerimden vazgeçtim, Hayatım bitti, Öldüm, Gözlerimde tüm geçmişim,tüm yaşantım - siyah beyaz bir film buldular, Arandım en güzel sözleri, en güzel şarkıları- şeker tadında dilimde buldular.
Canım didem bizde mutlu değiliz inan ki öyle yalnız öyle sevilmeyen öyle karanlık ki heryer.canim didem senin ahlar ağacına bende sarila bilirmiyim. Çok yalnızım.
İlk yayınlandığı günden beri kaç defa izledim dinledim bilmiyorum ama her defasında aynı heyecanı mı duyar insan ahh didemcigim keşke şuan burda olsaydın😢
Yer gök dinlesin, Tanrı şahidim bunuda bilesin, sen başımın belası keder,elem götürensin. Sana olan sevgimin başlangıcı çocukluğumda, gönlümde çiçek oldun açtın. Tanrı sundu seni bana - cennet hediyemsin. Keşke beni ben ölmeden önce, gerçekte görebilseydin.
İnsanlar ölür, tüm günahları ve sevaplarıyla toprağa gömülür Ben bilemem sonrası ne olur, Bir çocuk hayaliyde dünyaya geldim, tüm renkler cebimdeydi, hayatımı çizecek ve renklendirecektim, ilk yağan yağmurla soldu renklerim,akıp gitti hayellerim, Ölçülerim herşeye tersti, Metreler,kilolar - hep ters,yanlış ölçtüm hayatı Bu yüzden daima aldandım ve aldattım Her bir şeyim dünya hayatıma tersti, Yaradan hata yapmaz, elbet bir sebebi vardır dünya hayatım dedim,dedim,dedim......... Cevabını alamayacağım soruları en çok ben sordum Tanrıya ,sonra korkum ile beraber gölgelere büründüm.
Pollyanna'ya son mektup şiirini okurken "hayatım bir mutsuzluk inşaatıydı" dizesindeki mutsuzluğu mutluluk olarak okumuşsunuz. Yüreğime çakılı o dizeyi keşke doğru okusaydınız. Ama emeğinize sağlık, teşekkürler...
Bu Dünyadan "bütün üzgün oluşlarının adı anne" olan kalbi eşsiz güzellikte bir kadın geçti... Hayatımın onunla süslü sayfaları var; o sayfaların kiminde Dünyanın en mutlusu kiminde güneşe hasret bir gölge fesleğeni olsam da onlu sayfalar ben de hep iyi ki... İyi ki geçtin bu Dünyadan İyi ki kesişti yollarımız, hiç tanışamadık belki ama senin kalbimdeki yerin sonsuza dek hep kocaman hep çok başka...🌸🌸🌸
Emeği geçen herkese teşekkürler bayadır bekliyordum çocuklar gibi sevindim :) Allah hepinizden razı olsun . Performanslar , müzikler her şey çok güzel bambaşka bir dünya sundunuz bizlere .
Sen duymuyorsun ya beni, duymak istemiyorsun ya, öyle zamanlarda en sevdiğin, en sevdiğimiz kadına sığınıyorum bende... O tanıyor çünkü sevdiğim adamı, ruhuma dokunan yoldaşımı, benim oyun arkadaşımı, oysa sen şu anda çok uzak bir yabacı gibisin bana ve ben sevdiğim adam bana dönsün diye sabırla bekliyorum. Bizim Dünyamıza sığınarak...
Muhabbet kuşumuz öldü Arkasında uçuşan tüyleriyle mavi bir sonbahar bırakarak Biliyorsun ölüm, mavi boş bir kafestir kimi zaman Acıyı hangi dile tercüme etsek şimdi yalan olur PollyannaUyuyamadığım gecelerin sabahında Gözaltlarımdan mor çocuklar doğardı Mor çocuklarıma ninni söylerdi sabah ezanları Fırtına ters çevrilen şemsiyelere benzerdi Duaya açılan avuçlarım Avuçlarıma kar yağardı Kimi zaman tipi... Kaç kere avuçlarımda mahsur kaldım. Birkaç kış geçti Pollyanna Ben hep mahzun kaldım. Kocaman bir kardan adam yaptı içime bir çocuk şair Tuhaf şarkılar mırıldanarak: Şiirime kenar süsü olsam ben Bir kenar süsünün gülü olsam ben Sarı deftere tuttuğum bir günlük Aşk olsam ben...Sonra yazları Yaseminlerle sarmaş dolaş bir balkonum oldu Balkon yaseminlerle sevişirdi Rüya hülyayla sevişirdi. Ben o beyaz ve güzel kokan çadırın altında Geceyle sevişirdim. Bir davet gibi otururdum balkonda Bir beyaz örtü gibi sarardım acılarımı başıma Ben sevgilisi çile olan bir gelindim Pollyanna Gel derdim gel, kim olursan ol yine gel... Çiçekli bir düğün davetiyesi gibi otururdum balkonda Yıldızlar ürkerdi, titrerdi davetimden Ayın etrafında beyaz bir hale dönerdi. Bileklerimi uzatırdım çıplak, beyaz ve inca Işıktan bir kelepçe istedim yüz görümlüğü olarak Pollyanna. Secde eden alnımı, Şarap içen dudağımla öpmek istedim. Dizlerimde ve dirseklerimde nasır tutan arayışımı Beyaz bir merhemle ovmak istedim. Beyaz bir günahtır aramak kimi zaman Pollyanna...İtiraf etmek gerekirse Domates-biber biçiminde tuzluklar aldım pazardan Kalp şeklinde kültablaları Kalbimde söndürülmüş birkaç sigaradan kalan kül Yetmezdi yeniden doğmaya. Orhan Gencebay dinledim itiraf etmek gerekirse Bedelini ödedim ama Pollyanna İtiraf artık tedavülden kalkmış bir kağıt para.Hayatım bir mutsuzluk inşaatıydı Pollyanna Çimento, demir, çamur... Duvarlarımı şiir ve türkü söyleyerek sıvardım. En üst kattan düşerdim her gün Esmer bir işçi gibi dilini bilmediğim bir dünyaya Hayatım bir mutsuzluk inşaatıydı Pollyanna Sana ve mutluluğa yazılmış mektuplarıma Cevap beklediğim zamanlarda.Benim bir köyüm olmadı. Hiçbir şehir karlı sokaklarıyla bana Pazen gecelik giymiş bir anne gibi sarılmadı. İstanbul’u evlat edinsem Benimsemezdi nasıl olsa otuz yaşında bir anneyi Yüzyıllarca yaşamış bir çocuk olarak. Mütemmim cüz olamadım hiçbir aşka Pollyanna Bir kitaba bir cüz olamadım. Yukarıdan aşağı, yedi harfli battal boy bir intiharı denedim. Hiçbir bulmacayı tamamlayamadım. Bir kediyi okşasam ellerim yumuşardı Biri okşasam bir yumuşardı. Bire “BİR” olamadım.Fırfırlar olmalıydı oysa hayatımın kenarında Pollyanna Kırmızı puanlı bir şiir olarak uyumalı, mor puanlı uyanmalıydım. Pişman olmamalıydı orada olmalarından yeşil farbelalarım. Bir çingenenin çıkardığı dil olmalıydı şiirlerim.Sana bu son mektubu, Artık senden mektup beklemediğimi söylemek için yazıyorum Pollyanna son şiirini yazmaya cesaret edememiş bir şair olarak.