Psikiyatri ve felsefe perspektifinden gerçekleştirdiğimiz film okumaları kayıtlarımızdan bu hafta Tarkovski’nin Stalker filmi üzerine yaptığımız oturumu paylaşıyoruz
Özellikle arşivimdeki en önemli 3 filmden biri olan Stalker'i yorumladığınız için çok teşekkür ederim. Kızmayın ama, Sinema gibi içinde ışık, ses gibi dalları barındıran bir sanat dalı hakkında program yapacak, entelektüel donanımda sahibi insanların mikrofon detayını düşünmemeleri. (Montaj sırasında misafirlerin seslerini yükseltme zahmetine katlanmamaları) beni çok şaşırttı, üzdü. Tarkovski’nin Stalker filmi döneminin şartlarına göre, bir ses kayıt mucizesidir. Böyle bir filmi ses açısından bu kadar hazırlıksız, dikkatsiz, yorumlanması, sanat adına umudumun zayıflamasına, yalnızlığımın kronikleşmesine sebep oluyor. (Ses kayıt o kadar özensiz ki, bilgisayarım misafirlerin bir çok sesi Alt yazı çevirimi bile yapamıyor) Paylaşımlarınızı Mp3 e çevirip arşivliyorum. Evde, araçta, yürürken, yatağımda uyku dan önce dinlediklerimin arasına doydum. Seslerin zayıf olduğu yerleri yükselttim. ilk provamızda Öğrencilerimle provizyondan izleyeceğiz. Tüm emeği geçenlere teşekkür ederim. Kolay gelsin. Takipteyiz.... (Not: filmin sonundaki bardağın oynaması Stalker'in çözüm noktası dır. Bu konuda daha derin bir tartışma, okuma yapmanızı isterim. Tarkovski'nin inançlı bir dindar olduğu söylenir. Tarkovski bu son bardak sahnesiyle tüm dini inançları yerle bir etmiştir. Film çok dikkatli okunmalı) Saygılarımla...