Takvimler 1951 yılı Eylül ayını gösteriyordu.
Televizyonun keşfinin üzerinden 27 yıl geçmişti. 1930’larda İngiltere ve almanya gibi ülkelerde
deneme yayınları başlamış, 1936’da ilk resmi yayın İngilterede BBC ile izleyicilere ulaşmıştı.
Almanlar 1936 olimpiyatlarını televizyondan izleyebilmişlerdi.
Türkiye’de ise Televizyon hala öncüsünü bekliyordu.
’Her şey O öncü’nün Prof Mustafa Santur’un İstanbul Teknik Üniversitesi rektörlüğüne yazdığı bir
mektupla başladı. Şantur televizyon deneme yayınlarına başlamak amacıyla bazı cihazların satın
alınmasını talep ediyordu.
“Son yıllarda önemli gelişmeler gösteren televizyon alanındaki eğitimimizi geliştirmek, ileride
memleketimize de girmesi kaçınılmaz olan televizyon tekniğinde tecrübeli elemanlar yetiştirmek
amacıyla yüksek frekans laboratuvarımızda küçük ölçekte bir televizyon tesisi kurmak çok uygun
olacaktır.
Profesör Santur verilecek cevabı merakla karışık bir endişeyle bekliyordu.
İstanbul Teknik Üniversitesi Yüksek Frekans Kürsüsü Başkanı olan Mustafa Santur,
İkinci dünya savaşının dumanının tüttüğü yıllarda Avrupa’ya geziler yapmıştı.
Bu dönemde televizyon denen 'camlı kutu'yu daha yakından tanıma fırsatı bulmuştu.
Bir zamanlar iTÜ Rektörlüğü yapmış babası Prof Fikri Santur gibi yenilikçi ve aydın fikirliydi.
Gördüklerini Türkiye’ye taşımak istiyordu.
Televizyonun Türkiye’de de kısa zamanda yaygınlaşacağını biliyordu.
Şimdi bu dönüşüme öncülük yapabilmeyi çok istiyordu.
Her şey o andan sonra başladı...
5 окт 2024
