''Nefret objelere değil, kavramlara yönetilmeli. Elimizde bu sorunu çözecek kurumlar yok, doğru entelektüeller var ise de ön planda değil '' güzel tespitler hocam.
Hocanın bakış açısı sahi bir entelektüel havasında. Kuru gürültü yaratılan ifade ve kelimelerden ziyade işin sosyal bilim kısmında bizlere adeta yol gösteriyor. Bakın şu şunu diyor diyerek bir de bizlere okuma ve araştırma sahası açıyor. Bu sebeple videolarını kaçırmadan izlerim, bence en büyük faydası da budur. Diğer her kanal gibi bilgileri anlatıp, içerik sunmasından ziyade araştırma ve öğrenmeye iten söylemleri var, işte hocalık da budur... Seviliyor ve sayılıyorsunuz hozom...
Bence bu kanalın en iyi videosu bu oldu..Net tespitler, anlaşılır bir paket ile servis edilmiş oldu..Cem Yılmaz’ın bardak silerken yaşadığı aydınlanma hissini verdi…haa heaaaaaaa derken buldum kendimi
@@MaxOcarto Napacak adam? Davulla mı haberleşecek? Lenin'e birisi "Sen kapitalizm eleştiriyorsun ama işçi, patron falan bunlar sanki sistem ürünü değil? Fabrika da sistem ürünü zaten" dese ne derdi sence? Bence siktir git derdi ama sen yine de bir düşün belki başka bir şey derdi
Gerçekten bir histeri içindeyiz ama kimse hayatın hızından dolayı farkında değil.Nefes aldırdığınız için teşekkür ederim hocam bir iktisatçı adayı olarak.
ben bir master ögrencisiyim, yurtdisindayim ve Türkiye siyaseti ile ilgili derslerim var. Emrah hocayi da takip eden biriyim. bu programdan cok faydalandim. tesekkür etmek istedim sadece. sag olun var olun.
Yanlış olduğunu biliyoruz Yanlış olduğunu biliyorlar Yanlış olduğunu bildiğimizi biliyorlar Yanlış olduğunu bildiğimizi bildiklerini biliyoruz Yanlış yapmaya devam ediyorlar
@@furkanadguzel8002 yanlış olduğunu bilmemize rağmen tepki vermediğimiz için değil direk mustehak olduğumuz için mustehakiz. Yarım kilo kıymayı, 1 kg domatesi aldanma korkusu olmadan alamadığımız için mustehakiz , trafikte, çarşıda, apartmanimizda velhasıl hiç bir ortamda hakkımız yenmeden, taciz edilmeden , güven içinde olmadığımız dan, gucsuzun hakkini yediğimiz ilk fırsatta elimizden geldiğince hırsızlığa hazır olduğumuz için mustehakiz, dostluğu arkadaşlığı digergamligi bıraktığımız için mustehakiz. Neyse kafanızı şişiridim kusura bakmayın.
Sonunda meselenin doğru yanlış değil de benim sistemim statüko olduğunu anlatan biri. Hocam sizin gibi görece genel kitleye hitap eden bir kişinin bunları söylemesi kıymetli. Televizyon programlarına çıkan kimse artık bunları söyleyebilecek kadar cesur değil.
senin bulundugun sistemi bu hale getirenler kimler asil sorun o. seni yakıp kendinden olanları yasatanlar kimler. simdi boyle sorunca sorun dogru ve yanlis temeline inmiyor mu
@@ktc5151 sence sistem gokten mi indi ? birileri bu sistemi bugunku haline getirdi sonuc olarak sistem canli bir sey degil ki kendi kendine sekil alicak
son zamanlarda izlediğim en kafa açıcı videoydu. tarihsel perspektifle birleşince güncel konuların derinliği hakkında aydınlatıcı bilgiler edinebiliyor, fikir jimnastiği yapabiliyorsunuz. Emrah Safa hocaya ve ekibine sevgiler.
aslinda sunu diyorsun. turk milleti esitlik degil ayricalik istiyor; yani torpil. Olay yine aziz nesin'in turk miletini zubukluk ile tespitine cikar. Turk halki zubuktur ve zubuk kalacak.
teşekkür hocam. bence ülkemizdeki durum değişim dönüşüm yerine safların sıklaştırılması. anneannem ankaranın göbeğinde müstakil evde ( o zamanlar gecekondu deniyordu ) , ineklerinden süt alıp sıfır atıkla yaşadı yaşlandı. pazara sepetle gitti. özel arabaya binmedi. 4 çocuk büyüttü. çocukları o evi kentsel dönüşüme soktu kentsel dönüşüm geldi. anneannem müstakil yaşadığı aynı yerde , katlı binanın bir odasında vefat etti. hikayemiz bu kadar
Konuları hem Türkiye hem de dünya geneline dair karşılaştırmalı ele alıp hem şimdiyi hem de beşyüz yıl öncesini de gözeterek, dışarıdan bakmaya çalışarak anlatmanız çok iyi gerçekten. *Çocuklar IQ'lerine ulaşabilecek kadar beslenebiliyor mu? kesinlikle hayır, buna sporcu çocuklar da dahil. *Ucuz iş gücü olarak getirdiğin kişileri entegre edemeyip suç makinasına dönüştürmenin bedeli nedir topluma? Almanya bu sebepten maaş ve kalacak yer tahsis ediyor bıçağı almanlara takmasınlar diye ki onların aldığı zümre bizimkinden kat kat daha seçilerek girmiş olanlar olmasına rağmen. *Her şeye kar amaçlı bakılabilir mi? 10 yıllık, 20 yıllık düşünceler yerine toplumun uzun vadeli davranışlarını gözetmek gerekiyor. *Sistemin yer yer öyle gözü dönmüş hareketleri var ki bindiği dalları bile bir bir kesebilecek bir agresiflikte hareket edebiliyor. *TV ve modern haberleşme araçları adeta ortaçağ kilisesinden beter kitle kontrol hareketleri haline gelmişler, ana akım medyaların ipleri yukarı bağlı halklar uyutuluyor. * O yenidoğan çetesinin başı eski PKK'lı bu kişilerin topluma geri kazandırılma çabasının en rezil, başarısız örneklerinden birisi. Bunları buz dağının görünen kısmı kabul edersek, dehşete düşeceğimiz çok şeyin yaşandığını öngörmek zor değil. *Ülkelerin adeta sidik yarıştırır gibi büyüme oranları kapıştırdığı süreçleri çok vahşi ve virüs davranışı gibi görürdüm, yaşadığı gezegen yok olsa dahi umurunda olmayan bir kafa. Pandemi belki suları biraz olsun durultur dedim fakat hiç oralı dahi olmadılar hatta tam tersi daha da vahşileşti işler. Büyüme kafası durmuyor, rakamlar göz boyuyor. *İnsan rasyonel bir canlı değil ve bunun abuse edilmesine şahit oluyoruz, güdülen bir hayvan gibi. Bir bakıma üretilen kesim hayvanlarından çok da farkı yok toplumları büyük kısmının. *Türkiye özelinde hazımsız bazı azınlık grupların kendi çarpık ideolojilerini empoze etme çabası olmadı var olanın köklerine düşman olduğu için bozma içgüdüsünden geliyor, kurucu düzenler bilime, akla daha yatkın olsa dahi illaha da onu bozup kendi çalışmayacak düzenini kurmak istiyor tam olarak ''demokrasi'' denilen şeyin tezahürünü izliyoruz esasen. Elbette bu grupların ardındaki uzaktan kumanda eden başka grupları da görmezden gelmemek gerek.
hocam özel bir klinikte diş hekimiyim. bu doktor-hasta ilişkisinin bozukluğu bizde daha bir açık seçik gibi. çünkü devlet kendi hastanesinde tedavi hizmeti vermeye çalışan bir sistem yaratmadı. hasta oraya gidip tedavi olamadan çıkıyor. ya randevu olması gerekenden çok ileri tarihe veriliyor ya da burada yapamayız diyorlar (bunun da sebebi adsm olmayan yerlerde iş yükünü hafifleten uzmanın olmaması ya da teknik yetersizlik oluyor). bize geldiğinde tedavisini yapmadığı için hekime sinirlenmiş oluyorlar. halbuki asıl sorumlu sistem. çünkü hekimden hastaya 15-20 dk ayırması isteniyor (bazı yerlerde idare tarafından değiştirilebiliyor). bazen bir hastanın uyuşukluğu bile 15-20 dkda tam olmuyor. ben de hastalara çalışmaya başladığımdan beri bunu anlatıp sakinleştirmeye çalışıyorum. bu sistemi de suitimal edenler elbette var. onlar da benzer şekilde başka yerlerden böyle usulsüzlükler görmüş oluyor ve gördüğünü devam ettiriyor haklı olduğunu düşünerek. gerçekten kötü niyetli de olabiliyor ama sistem bunlara izin vermiyormuş gibi görünüp kapılarını ardına kadar açıyor
@@batuhan-cybersecurity hz. google buyurmuş ki "uygun bir içerik üreticinin son 7 gün içinde yüklediği bir videoyu bulup görüntüleyin. Videoyu hype etme seçeneği görünene kadar yorum önizleme bandını sola kaydırın veya simgesine dokunun. Bu simgeye dokunduğunuzda bant, hype etme seçeneğini gösterecek şekilde değişir." haftalık 3 hype yapabiliyorum ama daha fazla değil.
Bir yerde dinlemiştim , kimin dediğini hatırlamıyorum.Devlet kapıyı kırabiliyor fakat yerdeki kağıdı eğilip alamıyor diye.Siz devletin gucuyle ilgili konuşurken onu hatırladım.
Videoyu bitiremeden bu yorumu yapmak istedim.. Güzel goygoy(!)larınızı da beğeniyoruz ama bu konuşma çok epik bir konuşma oldu. Çok değerli ve bağımsız bir insansınız. Umarım karşılaşırız birgün, teşekkür ediyorum. Yüreğinize sağlık ❤
Hocam zaten son videolarda vitesi artırıyordu. Bugün ise artık devrini almış; yaşadığı devri eleştirilere boğmuş. Ağzınıza, yüreğinize sağlık hocam 🎉🎉🎉
37:45 Hocam vallahi ben bu süreci Victoria 3'te yaşadım. Ülkenin gelişimi bir süre sonra doyum noktasına ulaşıyordu ve gelişmeyi devam ettirmek için komşu ülkeye saldırıyordum.
Normalde gündemi takip etmem ki sosyal medyam televizyonum da yok ama geçen burada bir gazeteci bahsedince araştırdım ve bir haftadır migren ağrısı yaşıyorum cidden çok çok kötü bir noktaya gidiyoruz
üst tarafa konuşmaların devanımın ve siyaseten bağımsız stk'ların kurulmasına yardımcı konuşmaların gelmesi dileğiyle hocam, sesimize ses katınız aşırı ihtiyacımız var. teşekkürler.
Emrah hocanın açık ara en iyi programı bu oldu. Zaten burada anlattığı şeyleri birer fikir, çıkarım, düşünce olarak aklında taşıdığı belliydi ama artık ülkemizde olan biten de bir patlama yaşamasına neden olmuş. Bir yandan da bunu katartik bir şekilde değil de, tahlil edip sorunların kökenine inerek, soy kütüğünün izini sürerek yapması ayrıca güzel olmuş. Hocayla oldukça benzer şeyler gözlemlediğim ve çıkarsadığım için de biraz gururum okşandı açıkçası.
Hocam harika bir bölüm olmuş. Sizin kadar kaliteli bir entelektüel altyapıya sahip olamadığım için düşüncelerimi kaliteli biçimde ifade eden güçlü bir ses gördüm ve çok mutlu oldum. Hocam tüm saydığınız dertlerin yanında bizlerin kişisel bir derdi de var ve çok ciddi bir dert; ''fakirlik''. Ben çok iyi eğitime sahip birisi değilim, o taşra üniversitelerinden birisini bitirdim. Tabii o kadar da düz mantık değiliz spesifik ve iş yapılacak bir alan seçmiştim. Eeee iş var ama Türkiyede çalışma saatleri korkunç ve tabii ki parası da her zaman olduğu gibi yetersiz. Bu şerait içerisinde kitap nasıl okuyalım? Sinemaya nasıl gidelim? Stresten uzak bir kamp nasıl yapalım? Bunları maddi olarak karşılamak bir dert ama bahsettiğim çalışırken bunlara zaman bulmak ve bir de parasızlık stresi altındayken insan başka şeylere tam odaklanamıyor. Ben ilkokul mezunu bir anne babanın çocuğuyum. Kitapları seven bir çocuktum ama kitap almak istediğimde kitabın parasının kaç ekmek ettiğini düşünüp bana kitap almayan bir ailede büyüdüm. Bol bol okurum (bol bol derken Türkiyede ki okuma oranlarına kıyasla bol boldur. Bir akademisyen kadar okuyamam buna zamanım da yok zaten) Bu okumalar bana ufak da olsa bir farkındalık kazandırdı işte hocam en kötü şey de bu; farkındalık. Buna sahip olunca insan şükür diyip geçemiyor. Bütün bunları yazma amacım biraz içimi dökmektir. Ne yurt dışına çıkıp kaliteli bir yaşam yaşayacak kadar kalifiye ne de bu ülkede ''şükür'' diyecek kadar vasıfsızım. Ülke çürürken kendi derdine düşmekten, insanların boşvermişliğinden bıkmış bilinçli proleterler de var hocam. (Bilinçli proleterden kastım proleter olduğunu bilmesi) ZULME UĞRUYORUZ HOCAM ZULME.
Can' ın "hocam şimdi neden alarm vermiyor sistem" sorusunu ileri taşıyorum. Hocam neden sistem dışındakiler Doğu Almanyadan Batı Almanyaya kaçanlar gibi bugün hala sistemin içine koşmaya devam ediyor? (Siyasi tarafgirlik ile sorulmuş bir soru değildir!)
День назад
Belki firavunlar piramitlerini kırbaç altında inleyen kölelerin emekleriyle yükselttiler. Günümüzde olay biraz farklı. Köleler, ‘Belki ben de firavun olurum’ düşüncesiyle piramidin inşasına gönüllü olarak ve tebessüm ederek katılıyorlar. | İsmet ÖZEL
Tavşan havuç ikilemi. Zaten sisteme uygun bir kafa yapısıyla büyümüş. Sürekli, düzenin adamı olursan sen de düzersin mesajı almış. Zannediyor ki entegrasyonunu artırarak havucu yakalayacak. Yakalayamayacağını anladığında da geri dönmek için geç kalmış oluyor.
İktisat lisans bölümünden mezun biri olarak, okulumda okuduğum "iktisadi" derslerin her sene daha da saçma ve anlamsız olduğunu etrafımdaki insanlara açıklamaya çalışmaktan yılmıştım artık. Teşekkürler hocam, içimden geçen ama söze dökemediğim her noktayı 12'den vurmuşsunuz. Saygılar...
Bunu kesinlikle bir hayran kafa yapısıyla yazmak istemiyorum ama hocanın bugün anlattıklarını o kadar uzun süredir düşünüyorum ki, izlerken ister istemez hayranca evet ya işte bu, biraz farklı düşünce, daha derin analiz diye aşırı mutlu oldum. RU-viddan, televizyona her türlü iletişim mecrasında ve tüm dünyada aynı fikirler dönüp duruyor ve hala insanlar bu dar alana inanarak devam ediyorlar. Çözüm soruyorlar bazen ama hocanın dediği gibi analiz ve veri olmadan varıcağımız yer aynı. Uzun süredır yurt dışında yaşıyorum ve 3 dilde kaynak okuyorum ve kesinlikle genel bir sorun var. Tüm ülkelerde aynı sıkışmışlık var. Tepki verilmemesinin bence nedeni uzun süredir sadece bireysel zenginliğin anlamlı olduğu algısının sosyal medyada aşırı pompalanması. Oluşan sonuçta bana dokunmadıysa, dokunmayana kadar beni ilgilendirmez fikri. Şu da çok etkili oldu; sosyal medyada yapılan paylaşımlar, insanların bir şey yaptım hissine kapılmasına neden oluyor ve hareket etmek yerine paylaş geç daha mantıklı geliyor. Tabi bunda genel baskın sistemden korkmada var maalesef. Aynı konuyu tekrar ve farklı yönlerle ele almak isterseniz çok daha derin kanılarada ulaşılabilir ve bu şekilde güzel bir video daha oluşabilir.
hoca denk gelirse ara ara bakıyorum zaten kafa açan bir insan ama bu bölüm resmen aydınlanma yaşadım lan. Ekonomiye bakış açımı ciddi manada sorgulamaya başladım.
Ba yı lı yo rum, uzun zamandır takipteyim, tüm paylaşılanlara kısmen uzaylı gibi bilgi açı olarak (ki görece iyi eğitimli ve kent soylu olmama rağmen) bakmamın hüznünü verilen doygunluk silip süpürüyor. Akıcı, analitik, donanımlı ve eğlenceli bir sosyal bilim akademisyeni harika. Üstelik genel geçerler üzerine değil, yapılması gerekenler üzerine cümleleri var. İyi ki varsınız ❤
Hocam son zamanlarda en güzel key'lenmiş videonuz. Meslek hastalığı sebebiyle sürekli dikkati dağılan kendim adıma çok teşekkür ederim, demek ki; sık video yayınlamak gerçekten geliştirdi ekibi de, kırbacınıza sağlık.
Çok güzel analiz. Çok faydalı ve öğretici oldu teşekkür ederiz. İlginç olan en azından bana ilginç gelen tabu gibi hiç konuşulmayan, ‘yönetenin sorumsuzluğu sistemi.’ İktidara gelenlerin ve memurların değişik seviyede adli dokunulmazlıkları var, bir sürü koşullara bağlanmış, aşılamayacağı aşikar. Elbette kuvvetler ayrılığı olmadan olmaz. Sonuçta hesap vermeyen yönetenlerin ve yetkililerin, makamlarının sağladığı güç ve olanakları kişisel çıkarları için kullanmaları ve otokratikleşmeleri doğaldır. Hesap vermek zorunda olan yönetim ise makamını muhafaza etmek için doğru ve sorunları çözücü işler yapmak, bunu başarmak için de liyakatlı insanları görevlendirmek, önlerini açmak desteklemek zorunda kalacaklardır.
Uzun zamandır hocamı dinliyorum ve hem karakter gelişimimde hem de entelektüel gelişimimde haberi olmasa çok katkısı olmuştur. Fakat son zamanlarda hocanın anlattıkları bende eskisi kadar yeşil ışık yakmıyor. Özgür iradenin olmadığı kanaatindeyim ve environmental determinist yaklaşımı hayatımın esası haline getirdim. Sosyal bilimleri kıymetsiz bulmuyorum ama biyolojinin alt disiplinleri olarak görüyorum. Hocanın anlatırken bazen havada kalan cümlelerin yanıtlarını diğer okuduklarım sayesinde aslında neden olabileceğini kestirebiliyorum. Kadının çocuğunu nasıl öldürebileceğini ve ahlaksızlığın boyutunun ne derece olduğunu söylediğinde mesela. Biyolojik mekanizmalar üzerinden çok basit açıklamalar var. Niyetim muhalif olmaktan öte biraz kendi özelimi paylaşayım, yürütemediğimiz bir ilişkinin sonunda çocuğumuzu aldırdık ve neticede onu kaybettim. Koşullar dolayısıyla doğru olan olmasına rağmen bana neden katlanılmaz bir acı yaşattığını çözemedim bir türlü. Aynı şekilde kız arkadaşımın son derece duyarsız ve tepkisiz kalmasını da anlayamadım. Travma ve stresin ne olduğunu öğrenmeye başlayarak özgür iradenin olmadığına ulaştım. Bu konuyu ahlak ve erdem üzerinden dilediğiniz gibi tartışabiliriz. Fakat bunu ahlaki bir seçim olarak görecek olursam yaşadığım 1 seneden beridir dinmeyen acı yalnızca intikamı harlayıp suç işlenmesine vesile olabilecek cinsten. Hocamın yaklaşımı nasıl olur bilmiyorum insanlar genellikle sinirleniyorlar ama günün birinde Sociobiology bölümü gelirse kendisinin fikirlerini duymayı çok isterim.
ya bende de böyle bir eğilim var. Matematiksel değerlendiriyorsanız her şeyi böyle bir determinizm oluşuyor. Ama sosyal bilimlerin zevki bu aslında, o determinizm bazen işe yaramıyor, onu farketmenizi sağlıyor. Eğlencesi kuralı bozan istinanın ne kadar sık olduğunu farketmek. Sociobiology bölümü gelir mi bilmem ama bu biyoloji ve kültür arasındaki gerilim ezbere yaşayanların ana konusuydu. Not: O gelişime katkıdan haberdarım, zaten beş yıldır çok yoğun bir eforla video vs çekmeye devam etmemin nedeni de bu. Yoksa ben öyle çok sosyal bir adam falan değilim, herkes öyle sanıyor da dünya yıkılsa ben evde kitap okur, oyunumu oynarım. Aslında izleyici/dinleyici/okuyucu getirdi beni bu noktaya.