2500 yıl önce Tao Te Ching bence bu konuyu güzel özetlemis: "Güzeliği 'güzellik' olarak bilince çirkinlik ortaya çıkar. İyiyi 'iyi' olarak bilince kötülük ortaya çıkar. Varlık ve gayrivarlık birbirini oluşturur, kolaylık ve zorluk birbiriyle ortaya çıkar, uzunluk ve kısalık birbirleriyle belirlenir, ön ve arka birbirini takip eder." Tao Te Ching Kısaca "kötülük" olmadan iyilik kavramı da ortaya çıkamaz ve insan ruhunda bir anlam ifade etmezdi. Dünyayı bir tekamül okulu olarak gören spiritüalizm de bu pencereden yaklaşır olaya. Dünyanın amacı cennet olmak değil ruhun tekamülüdür ve bu da ancak zıtlıklarla mümkün olur. Ayrıca Jung`un sözünü de hatırlayalım "Zıt kutuplar olmadan gerçeklik oluşmaz" Bedri Ruhselman`ın kitapları da bu konuda kanımca çok mantıklı ve faydalı. Diğer bir spiritüalist görüş de şu: Tanrı her şeye gücü yeten ve mukemmel bir varlık değil. Tanrı da kendisinden ayrı olmayan evrenler ve kendisinin algı enstrümanlanları olan zeki yaşam formları aracılığıyla tekamül etmekte. Zaten evrenleri ve bizleri yaratmasının daha doğrusu kendisinden tezahür ettirmesinin gerçek sebebi de bu. Yani Tanrı denilen sonsuz potansiyel, aracılığımızla ve evrendeki diğer yaşam formları aracılığyla kendisini bilip deneyimliyor, daha yukarıya doğru gidiyor, Bizzat kendisi gelişiyor. Carl Sagan`ın dediği gibi: "Bizler kozmosun kendisini bilme yollarından biriyiz" Burada "Kozmos" yerine "Tanrı" diyebiliriz.
@@maycelcordin4498 Mistik felsefeye, mistisizme göre Tanrı deneyimler. Eğer Tanrı dediğiniz gibiyse evreni ve bizleri yaratma sebebi mantıklı, doyurucu, objektif bir şekilde açıklanamaz. Ancak "kulluk etmemiz için yarattı" "sınamak için yarattı" gibi kanımca hiç de doyurucu ve mantıklı olmayan yanıtlardan öteye gidemezsiniz.
@@maycelcordin4498 İşte gördüğünüz gibi işin içinde Tanrı'nın bizzat kendisini aracılığımızla bilmesi ya da deneyimlemesi kavramı olmadan ortaya ikna edici ve doyurucu bir cevap çıkmıyor. Ya "denemek için yarattı" deniyor ya "kulluk etmemiz için yarattı" ya "yüceliği için yarattı" ya da dediğiniz gibi "bilmiyoruz Allah'ın hikmetinden sual olunmaz." deniyor. Bence Tanrı aklımızın hayatimizin alamayacağı her anlamda mükemmel ve tam olmayabilir. Yani belki de içinde potansiyel olarak sonsuz olan bilgileri deneyim silsilelerine dönüştürmek için yaratmıştır ve tezahür ettirmiştir her şeyi. Tanrı'nın bilinci belki de üzerinde yansıyacağı bir şeyler olmadan paradoksal olarak karanlık olan bir fener ışığı gibidir.
Denildiği gibi eğer Tanrı Dünyaya mudahale etme gücünü bilerek ve isteyerek bıraktıysa yine kötü olacaktır. "Çünkü bütün bunların yaşanacağını mutlak güce sahipken biliyordu ancak görmezden geldi bizi bu kadere terk etti." çıkarımını yapmak hiç zor değil. (Sevgili dostlarım ben bu çıkarımı sadece Allah için değil bütün yaratıcılar,Tanrılar için yaptım kafama neden Kur'an I Kerim fırlatıyorsunuz?)
@@hectorous5456 Bu ayetin indiği dönem ile alakalı. Kuran'ın düzenli vahiy yoluyla indirildiği bir zamanda vahiy bir müddet kesiliyor. O dönemde putperestlerin zulmünün çok arttığı dönemler. Bu süreçte kafirler hz Muhammed ile dalga geçerek "Rabbi Muhammed'e küstü, onu terk etti" gibi söylemler ile dalga geçiyorlar. daha sonra vahiy inmesi duha suresi ile kaldığı yerden devam ederek rabbin seni terk etmedi diye başlıyor.
Evet iyi birsey yapınca insanın içinde garip bir mutluluk sevinç oluyor sanki kuş gibi hafifliyorsun. O yüzden bal gibi iyi ve kötü ayırımı var ama kelimelerle anlatması zor.
Din dışında neyin iyi olduğunu neyin kötü olduğunu kimse belirleyemez. Belirlese bile insanların neden onlara uyması gerektiğini açıklayamaz. Açıklamaya çalışsa bile kalabalık subjektiflikten öteye gidemez. Asla ve kat'a evrensel bir ahlak kuralı oluşturulamaz.
Bebar'ın felsefe problemlerini de ele aldığını gördüğüme göre huzurla ölebilirim:D Şaka bir yana bu tarz konseptlere girişmen sana ve sesine çok yakışıyor. Mitolojik anlatımlara da girişirsen çok sevinirim güzel abim.
Bahçemizde bir yavru kedi doğdu büyüdü bir sene sonra hamile kaldı daha kendi küçükken anne oldu. 2 yavru emzirmeye başladı. Bir gece bir kıyamet koptu dışarıda 2 tane köpek anneyi kapmış çekiştiriyordu. kovaladım köpekleri ama nafile. Hayatında belki ilk defa köpek görüyordu. Öyle bir gözümün içine bakışı vardı ki UNUTAMAM.. 5 dk içinde öldü. Veteriner ciğerlerine kan dolduğu için boğulduğunu söyledi. YORUMSUZ..
Güzel bir video. Bence öncelikle kötülük nedir onu tanımlamak gerekiyor. Soyut bir şekilde bakıldığında bir taşı parçalamak ile bir insanı parçalamak arasında fark varmıdır? Nihayetinde ikiside atomlardan meydana gelmiş iki sistem. Kötülük soyut bir şekilde sadece madde esas alınarak bakıldığında pek bir şey ifade edemiyor maalesef. İslam inancında sunni kesimin uzmanları, alimleri kötülüğün tanımını şöyle yapmaktadırlar;hakikatte kötülük diye bir şey yoktur, yaratıcı bir şeye kötü tanımlamasını yapar ise o şey kötü olur. Mesela bir domuz eti ile at eti arasında veya bir dana eti arasında maddesel açıdan çok bir fark yoktur, fakat yaratıcı seçim yapar o maddeye kötülük atfeder. Artık insanlar için o şey kötü olur. İslam ulemasının önde gelen isimlerinden olan bediuzzaman Risale i nur eserinde şöyle der;halk-ı şer şer değildir. Kesb-i şer şerdir. Yani kötülüğün yaratılması kötülük değil kötülüğün kullanılması kötülüktür. Yaratıcı inın doğal afetler ile insanları ve inananları öldürmesi veya masumları çocukları öldürmesi insan vicdanına ilk bakışta dokunabilir. Fakat hakikat bize derki;mülk sahibi mülküne istediği gibi hareket eder. Örneğin bir modacı bir mankene güzel bir elbise giydirse ücreti mukabilinde daha sonra sanatını göstermek maksadıyla elbiseyi kesip biçse. Manken ona diyebilirmiki beni güzelleştiren bu elbiseyi kesip biçtin kötülük ettin.elbette diyemez çünkü mülk sahibi mülküne istediği gibi tasarruf eder. Yaratıcı da bazı insanların anlayamacağı bazı hikmetlere binaen yaratılılta kesip biçer. Ben böyle düşünüyorum. Her türlü düşünceye de saygı duyuyorum hakaret olmadığı müddetçe.
o kadar ama o kadar kibirliyiz ki, tanrının kainatı bizim için yarattığını sanıp, her şeyi anlayabileceğimizi düşünüyoruz. Bir kaç milyar yıllık kainatta henüz 3-4 bin yıldır düşünebilmeye başlamış bir türüz. Tamam sorgulamak, irdelemek merak etmek güzel, olması da gereken şeyler ama düşüncelerimiz duvara toslayınca mızmız çocuk gibi ağlayıp zırlamanın alemi yok. vardır bir hikmeti
@@aycanalp8513 evet kibirli olduğumuz konusuna katılıyorum gerçekten.fakat kibirimiz yaratıcının kainatı bizim için yarattığı konusunda olduğunu düşünmüyorum.çünkü islam inancına göre kainatın asıl yaratılış maksadı yaratıcının isim ve sıfatlarını, hem bize göstermesi hemde bizim üzerimizden kendi isim ve sıfatlarını görmesidir. bir hadis-i kudside Allah şöyle buyurmaktadır “Ben gizli bir hazine idim; bilinmek istedim, mahlukatı yarattım.” (Acluni, Keşfü'l-Hafa, II/132). tabi diğer inançlarda durum nasıl onu tam bilmiyorum.diğer inançlar için söylediğiniz geçerli olabilir belkide. ayette ise şöyle buyurmakta Allah "Ben cinleri ve insanları yalnız beni tanıyıp kulluk etsinler diye yarattım."(Zariyat, 51/56) yani gördüğümüz üzere asıl maksat insan değil insanın yaratıcıyı tanıması.diğer konuya değinecek olursak zaman dediğimiz kavram madde ile ortaya çıkmıştır.kainat var olmadan önce zamanda yoktu haliyle.Yine islam inancına göre Allah maddeye bağlı olmadığı gibi zamana da bağlı değildir haliyle.zaman izafi bir kavramdır bebar bilimi takip edenler bu konuda az çok fikir sahibi olmuştur diye tahmin ediyorum.özellikle zamanı kozmik ölçekte değerlendirir isek 3-4 bin yıl neredeyse hiç hükmündedir.tekrar ile Allah için zaman tek bir noktadır yani evvelini ve ahirini aynı anda görür Allah için madde sırayla ve zaman ile terkip olmaz o bütün mevcudatın bütün zamanlarda aldıkları halleri aynı anda görür.son olarak hikmet konusuna gelince yine islam dinine göre Allahın yarattığı her şeyin hikmetini bilmek lazım olmadığı gibi münkünde değildir.Fakat bu demek olmuyor ki Yarattığı olayların çoğunun hikmetini bilmiyoruz. islam uzmanları bir çok hadisenin Hikmetlerini akıla , kurana , hadislere uygun bir şekilde açıklamışlardır. depren konusunda bir hikmet öreneği vermek gerekirse şöyle diyebilirz; ölüm islam inancına göre bu dünya zindanından ahiret sarayına seyahat aynı zamanda şu meşakkatli dünyadan bir tezkeredir.ölümü nasıl tanımladığımız çok önemli ölüm yukarıdaki gibi tanımlanırsa depremde masumların çocukların ölmesi bir kötülük değildir tabikide.yani ölümü nasıl tanımladığımız bütün herşeyi değiştiriyor. islam inancına göre bir kayıp yoktur depremde ölün yakınlarımız için.peki üzülmeyecekmiyiz tabiki üzüleceğiz.neden ? şu sebepten bizim sevdiklerimiz bir yere 3 4 aylığına uzak bir yere gitseler üzülürüz çünkü firak insanı üzer halbuki sevdiklerimiz geri dönecekler yine kavuşacağız. firak insanı üzebilir fakat sonunda kavuşmak varsa kayıp yoktur.ölen yakınlarımız yok olmadılar yine beraber olacağız.
@@Turk1yemm Evrenin dualitesi bozulur o şekilde… karanlığın zıttı aydınlık… yani diğer tanımıyla aydınlığın yoksunluğu karanlık… iyiliğin zıttı kötülük… yani diğer şekliyle iyiliğin yoksunluğu kötülük… birbiri olmadan zıtlıkların varlık tanımlanamıyor… kötüyü ya da iyiyi insan iradesi ile seçer… Tanrı senin adına her seçimi yapamaz…
@@tubiko tanrı denilen müthiş bir organizmadan bahsediyorsun ki organizma bile değil soyut bı varlık bunu metafizik alanında incelerken normal dünyadaki fizik ve realistik görüşe sıkıştırmak aptallık olur duabilite bozulması derken cidden saclamamissjn bahsettiğimiz şey Tanrı kavramı doğayı gerçekliği fizik kanunlarını hiçe sayıp degistirebilicek bir varlık sence böyle bir varlık acınası bir insanın neden kötülük yapmasına imkan verir ve böyle birseyi mümkün yani yapılabilir kılar asıl soru bu ciddi anlamda bı boklar baksaydiniz kavramlar ve sınırları hakkında bilginiz olur saçma yorumlar yapmazsınız
Öncelikle, inanmak, insanın kendisiyle savaşması demek olduğu için belirli bir olgunluğu gerektirir. Salt fizik anlamda yaşça olgun olmaktan söz etmiyorum, yaşça olgun olup konuyu kavrayamamış insanlar da az değildir. Olgunluk, kişinin kendisiyle verdiği savaşta üstün gelmesiyle ilgili bir şey, bunun için de yaşam tecrübesi, kişilik eğitimi, sorgulama, akıl etme süreçleri gerekir, yani inanıyorum denildiğinde ve belirli şeyleri uygulandığında hooop diye program yüklenmiyor, o yalnızca filmlerde oluyor, inanıyorum demek inanmak değildir. Durum bu olunca inanmak da süreç gerektiren bir şey oluyor, bu süreç boyunca da insan kötülük yapıyor. Yakıyor yıkıyor bozuyor çünkü kötülüğe neden olan hırsları zayıflıkları var ve onları yenemiyor. Kötülük yaptıkça da nasırlaşıyor, savunma mekanizmaları kemikleşiyor, kendini haklı görme gerekçeleri artıyor ve düzelmesi zor bir kötü olup çıkıyor, sonra çevresine etki etmeye başlıyor ve alanını genişletiyor vb vb
Harbi saçmalamışsın. İyilik dediğin şey insan beyninde var doğaya bakarsan iyi kötü görmezsin, göremezsin yoktur. Meteor çarptı dinozorların nesli tükendi, dinozorlar için kötü oldu diyebilirsin ama dinozorlar yaşasaydı biz var olabilir miydik? Veya dünya onların aşırı yüksek et ve ot tüketimine yetişebilir miydi? Bir sonu olması gerekiyordu zaten ki bazı bilim adamları muhtemelen bir hastalık Veya iklimsel değişimler dolayısıyla oluşan kıtlığın da neden olmuş olabileceğini öneriyor. İyilik ve kötülük kavramları insanlar için vardır. Gece ile gündüz, karanlık ve aydınlık nasıl birinin yokluğunda mümkün olamıyorsa, iyilik de kötülük olmadan olamaz. Kıyas yapıyorken verdiğin bir sıfat sadece
Bebar Bilim'i zaten uzunnn zamandır takip ediyorum ama bu güzel kanalla yeni karşılştım. Doğru düşünebilmeyi başaran ve kendini tanıyan bir toplum için felsefe, psikoloji ve sosyoloji hakkında kafa yormak şart. Bebar kalitesi yeni alanlara sirayet etmiş oluyor böylece. Çok mutlu oldum bu konuları ele almanıza! 😍😍🤩🥰🧡💛💚💕💯
ee kötülüğün ne olduğunu bilmesek ne kaybimiz var, iyilik ve daha çok iyilik olabilirdi, herşeye gücü yeten bir tanrıdan bahsedip onun imkanlarını kısıtlıyor insanlar, kötülük olmadan iyi bir dünya yaramatamazmi tanri, eger cevabiniz evetse tanrinin gücü herşeye yetmiyor demekki eğer herseye her imkana sahipse ozaman tanrı kendisi kötüdür
Bir de birşey ancak zıttıyla var olabilir. Eğer salt iyilik olsaydı onu kıyaslayabileceğimiz aksi bir referans noktası olmayacağı için iyilik nedir bilemezdik.
Bazı şeyleri anlayamıyoruz malesef. Bu nasıl birşey biliyor musunuz; küçük bi çocuğun babasının işe gitmesini istememesi gibi. Babasının işe gitmesine anlam veremiyo, ondan ayrılmak istemediği için kötü bir şey yaptığını düşünüyo, üzülüyor. Halbuki o babanın o işe gitmesi lazım çocuk büyük olmadığı için bunu anlayamıyo. Bizde kısıtlı algımızla amacı anlayamıyoruz. Biz anlayamıyoruz diye yaratıcıya kötü demek çok büyük bi sorumluluk. Kötü olmak istese gücü çok daha fazla zarar vermeye yeter hepimiz biliyoruz bunu..
Dinler insan aklı sonsuza kadar güdük bırakıyor. Biz açısından bakarsa yani Müslüman toplumlar açısından:Arabi Vahhabi yobaz köktendincilil anlayışıbe sünnilik değilde Maturidilik Müslüman toplumda biraz daha baskın olsa bu kadar vahşi geri bir din toplumu haline gelmezdi. Herşeye din karıştırdı akletmeyen ortaçağ Hristiyanlığı benzer bir hale büründü.
Fizik kanunlarinda karanlik diye birşey yoktur isigin olmadigi alanda biz buna karanlik deriz ya da soguk sicak örneği gibi , iyilik ve kötülük kavraminida bu sekilde anlayabiliriz ucundan iyinin olmadigi seyler kötülük olarak tezahür edebilir
Kötülük kavramı sonradan yaratılmıştır ve zamana göre değişim gösterebilir. Bugün kötü olan şey yarın iyi olabilir. Bu durumda iki şey ortaya çıkar. 1- kötülük yaratılmadan önce Tanrı vardı çünkü kötülük yok :) demek gerekiyor 2- sadece iyilik olsaydı Tanrının merhametli olduğunu düşünürdük yani 1000 yıl sonra Tanrının bir başka sürpriz özelliği çıkabilir bu durumda. Yani cennetlikten artık cehennemliksin diyebilir :) Kısacası Tanrı yarattığı şeylerle ispatlanmaz 😂 kendini tanıttığı özelliklerinin gerekli olduklarını gösterir. İman edersin ya da etmezsin.
İnsanlık tarihi boyunca özellikle tarım devriminden sonra kötülük hep baskın oldu, vahşetler, savaşlar, taciz ler, işgaller birbirini izledi ve tarih boyunca hiçbir din hiçbir felsefe bunu baskılayamadı. Ayrıca dinler savaşları vahşeti, işgaller meşru kılıp bu sebeple insanlığı daha dibe çekti.
@@bedirhansezer6431 Hayır daha basit düşün; en kaba olanlar insan öldürmenin bile kötü bir şey olduğunu düşünmezler çünkü kendilerine göre gerekçeleri vardır; onlar gavur, zenci,hırsız,köle,yahudidir vs... ta ki sevdikleri bir yakınları öldürülene kadar. O zaman anlarlar, her ne sebepten olursa olsun insan öldürmek en zalim eylemlerdendir. Yalan söylemek daha az kaba insan davranışıdır yani öldürmek kadar multi kötü bir şey değildir, ama güveni öldürdüğü için kötüdür. Yani ''yalan söylemek kötü bir şeydir'' diyebilmek için eşinin seni aldatıp yalan söylemesi yeterlidir. Ömrün boyunca yalanın ve yalancılığın kötü bir şey olduğunu artık anlamışsındır. İyiliğin sonu olmadığı gibi, kötülüğün de sonu yoktur. Kötü eylemin zararlarını en çok kötülüğü yapan çeker, varlık bunu hangi seviyede fark ederse; ordan itibaren kötü olmaktan vazgeçer ve artık yüksek bilinç sahibi olur. Maalesef 'yoktan yaratma'nın başkı bir yöntemi yoktur:) Herkes bu deneyimleri yaşamak zorundadır.
Bu yaşa kadar yaşadıklarım, okuduklarım.ve öğrendiklerimden çikarımım: Sen izin vermediğim sürece başına kötü bir şey gelmez. Tabii çok aşamalardan geçmek gerekebiliyor. Vicious circle'dan bir çıktık mı yolculuk başlıyor. Kollektif bilinçten temizlenelim.
insan bilmediği konularda bunu açıklamak için YALAN ı seçmiştir ve buna Din demiştir......CELAL ŞENGÖR..... Örnek fırtınalar depremler çeşitli doğa olayları .........Bunları açıklayamayınca YALAN devreye girer...
Kötülük veya iyilik kurallarını kim koyuyor? Mesela bir insanı öldürmek neden kötü bir davranış? Ya da insanlar senin iyilik-kötülük kavramlarına neden uysun?
harika bir içerik olmuş kafamdaki bazı soru işaretlerini iyice zayıflatmama yardım ettiğiniz için teşekkürler. henüz dün tekrar düşündüm. bunca kaosun var olmasının sebebi eğer insanlar ise, insanlara bu kaosu ve acıyı yaratma gücünü de tanrı vermiş demektir. yani bir anlamda kötülüğün var olmasını isteyen de tanrıydı. ki, iyiliğin bir tezatı olsun. (bu gerekli miydi bilmiyorum) eğer bu kadar keskin ve sivri kavramların insanların canını acıtmasına tepkisiz kalıyorsa, tanrı bizim bildiğimizden daha psikopatça bir var oluş sancısı yaşıyor, biz de onun rüyasını görüyoruz demektir... ya da çoktan yaşandı ve bitti, tamamıyla yarattığı devrana yabancılaşıp bizi terkedip gitti...
kötülüğün olması tanrının merhametsizliğinin kanıtı değildir çünkü tanrı seçim şansını bize veriyor kötülüğüde iyiliğide biz seçiyoruz seçim şansı olmasaydı herkes iyilik yapsaydı hayvandan farkımız kalmayacaktı sonuç olarak irademiz bizim alemlere üstün olmamızın sebebidir
Mesela Allah bizi şuurlu olarak yarattı ve bize düşünmemiz için beyin verdi.İyiliği veya kötülüğü seçmek bizim elimizde.Kimsini fakirlikle yoksullukla,kimisini aşırı zenginlikle,kimisini ailesiyle,kimisini sağlığıyla sınıyor.Eğer o insan gerçekten isteyerek Allaha bağlı olarak yaşarsa gerçekten içinde ona karşı sevgi olursa çıkarı için değil o zaman Allah da onun tüm zorluklarını kolaylaştırır.Kur'anda şöyle bir söz vardı her zorluktan sonra bir kolaylık vardır diye.Soyle bi ayet vardi "RABBIN SENI UNUTMADI SANA DARILMADI DA" (DUHA-3)Sabretmesini bilirsek sonrasında bizlerin işini kolaylaştırır ve cenneti nasip eder Amin.
Allah'ın mutlak adaleti vardır. Ya bu dünyada ya da ahirette. Ki asıl problem burada başlıyor çünkü ahiret inancınız olmadığı için kafanızdaki Tanrı tasavvuru cani geliyor size.
@@gizemlises5219 maalesef alamadım din sadece insanların düzenini koruması için bir araç gibi geliyor kötülüğe izin veren tanrının kendisi bizi yaratan kendisi şeytanı yaratan kendisi ee niye yarattı ki bizi imtihan diyip durmayın depremde ölen veyahut tecavüz edilip ölen binlerce çocuk varken sizce bu bir imtihan mı tanrı her şeye gücü yetense neden kendine kulluk edecek insanlara ihtiyaç duysun ki
Aslında sorun bütünlemesine düşünmemekte. Herşeyin zıttı ile bilinmesi meselesi, insanın özgür iradesi, doğal seçilim, doğuştan yatkınlıklar, yaşadığımız dünyada hiçbir şeyin sonsuz olmaması vb. Kötülüğü ve iyiliği bu gibi kalıplara spesifik olarak sıkıştırınca sorunun cevabı yokmuş gibi hissettiriyor. Ama bakış açısını genişletince hepsinin birbirine bağını görüp yapının kusursuzluğunu algılıyorsun.
seçim arkadaş seçim sen bunları goreceksin tarafını sececeksin ok kotu olmak kolaydır iyi olmak imkansızdır insanda bu imkanasınızı kendini nefsini tanır sonrada şahit olur bu işler yaşatılmalı ama sadece agız yani kimsenin yemiyor nefsini tanımaya cesareti cunku ilk basta zarar goruyorsunuz menfaatinize değil cıkar yok işte nefs boyle tanınır nefsi tanımazsan köle olursun tanırsanda kul olursun özgür olursun
Kötülüğün olmadığı bir dünya hayal edin, saçma sapan bir durum olurdu. Cennet varken dünya neden cennete dönsün. Taki cennette cesaret, merhamet, fedakarlık gibi duyguların hiçbiri yok. Bu duyguları dünyada kazanmazsak cennette sonsuza kadar ağaçlara derelere mi bakıp duracağız? Sevgiyi öğrenmemiz için bu duyguları kazanmamız şart yoksa cennette sıkılırız. Dünya sevgiyi öğrenmek için gönderildiğimiz bir eğitim kampı. Dünya, cennet kursudur.
Evladım cennette zaten sıkılacaksın😅 her istediğinin her talep ettiğinde gerçek olduğu bir yerde aynı hazzı alamazsın, alıyorsan sen zaten sen değilsindir😉 kaldıki öldükten sonra beden gidecek ruh kalacak diyor ya dinler, o ruh benim benliğim değil! Varlığını bilmediğimiz, birlerinin bizi kandırmak işin icat ettiği bir masal. Koskoca evren senin benim gibi şurda ottan bile kıymetli olmayan bir varlık için koskoca bir evren mi yaratmış tanrı? Şu devirde hala bu inanışların satılabiliyor olması bile utanç verici🤦♂️
@@enginbozkaya2 tartışılan konu tanrının bu kötülüğe neden ihtiyaç duyduğu, yani nazilerin insanları gaz odalarında yakacak potansiyeli insana neden verdiği veya en baş soru tanrı bize neden ihtiyaç duydu sorusu da olabilir.
@@atillasahin840 dostum yukarıda anlattım kötülüğün sebebini. Dünya bir kurs yeri. Fedakarlığı, cesareti, sadakati, cefakarlığı, diğergamlığı öğrenmemiz için kötülükler şart. Kötülük olmazsa bunları öğrenemeyiz. Zalim insanlar olmasa cesaret olmaz, fakir insanlar olmasa fedakarlık olmaz. Cennette bu duyguların hiçbiri yok. Cennette kimse ben fekadarım diyemez veya yardımseverim diyemez. Çünkü cennette kötülük yok.
1. Yorum : Video mantıklı gibi duruyor olsada, ancak Yüce Allah, O'nun böyle yapmadığını ayetlerde şu şekilde bildirmiştir: "Size isabet eden her musibet, (ancak) ellerinizin kazandığı dolayısıyladır. (Allah,) Çoğunu da affeder. 42/30 Eğer hak, onların heva (istek ve tutku)larına uyacak olsaydı hiç tartışmasız, gökler, yer ve bunların içinde olan herkes (ve her şey) bozulmaya uğrardı. Hayır, biz onlara kendi şan ve şeref (zikir)lerini getirmiş bulunuyoruz, fakat onlar kendi zikirlerinden yüz çeviriyorlar. 23/71 İnsan, 'kendi başına ve sorumsuz' bırakılacağını mı sanıyor? 75/36 Yoksa insana 'her arzu edip dilekte bulunduğu' şey mi var? 53/24 Ve eğer Allah, kulları için rızkı (sınırsızca) geniş tutup yaysaydı, gerçekten yeryüzünde azarlardı. Ancak O, dilediği miktar ile indirir. Çünkü O, kullarından haberi olandır, görendir. 42/27 Ve eğer Allah, insanları zulümleri nedeniyle sorguya çekecek olsaydı, onun üstünde (yeryüzünde) canlılardan hiç bir şey bırakmazdı; ancak onları adı konulmuş bir süreye kadar ertelemektedir. Onların ecelleri gelince ne bir saat ertelenebilirler, ne de öne alınabilirler. 16/61 De ki: "Benimle aranızda şahid olarak Allah yeter; kuşkusuz O, kullarından gerçeğiyle haberdardır, görendir. 17/96 Sonuç olarak; Allah, her yaptığımızı görmekte ve bilmektedir. Ve bizleri yaptıklarımızdan dolayı hemen cezalandırmayıp kıyâmet gününe kadar erteliyor. Bununla birlikte Yüce Allah, insanlar umulur ki hakka dönerler diye onları yakın olan azaplar ile de yakalayarak imtihan ediyor: "Andolsun, biz onlara belki (inkarcılıktan) dönerler diye o büyük (uhrevi) azabdan önce, yakın (dünyevi) azabtan da taddıracağız." 32/21 Kötülük problemine gelecek olursak; insanlar dünyaya bir defa gelmezler. Toplam 50 bedenlenme ile bir döngüde ömür sürerler. Her döngü 50.000 yıl sürmektedir. Ve bu 50.000 yıllık süre içerisinde de her varlık 1000 er yıllık aralıklarla bedenlendirilerek, imtihanlara tabii tutulur. Ve tüm döngü varlıklarının yaratılması ve beas edilmesi tek bir nefsin yaratılması gibi kolektif olarak uygulanmaktadır. Varlıklar, aynı zamanda döngüye başlar ve aynı zamanda uyanmış olurlar. Tüm bu bilgiler, Kur'an'ı kerim'in bildirmiş olduğu konulardır. Bunun için Kur'an'ı kerim'i gereği gibi okumak çok önemlidir, binlerce ayetle bu konular bildirilmiştir. Bedenlenme konusu, Kur'an'ın en temel konularından biridir, bu konuyla birlikte, ikiyüzlüler ve gerçek iman edenler ortaya çıkarılmaktadır: "Ve olanca güçleri ile: "Öleni Allah be'as etmez (yeniden diriltmez)." diye Allah'a yemin ettiler. Hayır; bu, O'nun üzerinde hak olan bir vaidtir, ve lakin insanların çoğu bilmezler. Hakkında ihtilafa düştükleri şeyi onlara açıklaması ve inkar edenlerin kendilerinin yalancı olduklarını bilmesi için (diriltecektir). 16/38-39 Şayet ayete dikkat ederseniz, varlıkların Allah idraki olduğunu ve O'na yemin edebilecek bir bilinçte olduğu görülecektir. Yani bu varlıkların inkar ettikleri şey din günündeki diriliş değil, dünyadaki diriliştir. Ve ayette de bildirilmiş olduğu üzere, Yüce Allah'ın hak va'di olan işte bu bedenlenme sistemi insanların çoğu tarafından bilinmemektedir. Şayet bilgiyi kıyamet günü olarak alırsanız, insanların çoğunluğu kendi dininden yola çıkarak bir din gününün inancına sahiptir. Tüm bunlarla birlikte, kötülük problemi için şunları söyleyelim; geleneğin algısında olduğu gibi bir cehennem bilgisi Kur'an'ı kerim'de yoktur; Yaratıcı sonsuz merhamet sahibidir, ancak somut bir ateş O'nun şanına yaraşmaz. Ve kaldı ki, Kur'an'ı kerim'de somut bir ateş bilgisi verilmemiştir. Bu konuyla ilgili genel bir bilgi verelim: Kur'an'ı kerim'de bilgisi verilen fitne kelimesi "madeni ateşte eritme (!) , ateşle yakma (!), sınama" anlamlarıyla, ateşin varlıkların arınması, özlerinin açığa çıkması için uygulanan imtihan programı olduğuna işaret etmektedir ; eskiden insanlar, altını hileli tarafından ayırmak için onu ateşe tutarlardı. İnsan da tıpkı bu örnekte olduğu gibi, fitne (imtihan) ateşine tutularak, beşer mi yoksa gerçek bir insan mı olduğu ortaya çıkarılmaktadır. Somut bir ateş ve somut bir Cehennem yoktur. Ateş , fitne'lerdir (imtihan'lardır). Ve bundan sebep Kur'an'ı kerim'de "Ve sizlerden sadece zalim olan kimselere isabet etmekle kalmayan fitneden (!) korkup sakının. Ve bilin ki, gerçekten Allah (ceza ile) sonuçlandırması pek şiddetli olandır." Ve "Azab konusunda senden acele (davranmanı) istiyorlar. Oysa cehennem, o inkar edenleri gerçekten kuşatıp durmaktadır." 29/54 ve de "Onlardan bir kısmı: "Bana izin ver ve beni fitneye (!) katma" der. Haberin olsun, onlar fitnenin (!) (ta) içine düşmüşlerdir. Hiç şüphesiz cehennem (!), o inkar edenleri mutlaka çepeçevre kuşatmıştır." 9/49 ayetleri verilerek, fitnenin "ateş, azap ve cehennem" ile olan bağlantısına işaret edilmiştir. Ve tekrar edersek ateş, fitnedir (imtihandır). Ateşin somut bir ateş olmadığı, ilmel yakin ile bilinebileceği malumatı ise ayette "Hayır; eğer siz kesin bir bilgiyle (ilmel yakin ile) bilmiş olsaydınız, Andolsun, o alevli ateşi elbette görecektiniz. Sonra onu, gerçekten yakin gözüyle (Ayne'l Yakin) görmüş olacaksınız." 102/ 5-7 olarak tafsil edilmiştir. Ve işte ateş, somut değil, dünya hayatının görünmeyen batın - gizli bilgisi ve bir işleyişi - realitesidir. Tüm bu konular ve daha fazlası için Emrah Eryılmaz hakikat planı kitap'ını alıp okumanızı ciddi bir surette tavsiye ediyoruz. Kitap'ı alıp okuyabilirsiniz veya birvedokuz RU-vid kanalından sesli olarak dinleyebilirsiniz. Kitap olarak bilgisi verilen bugüne kadar arzda tevili açıklanmamış bir çok müteşabih ayetlerin sistemsel malumatlarının teslimiyet yolunda olan nefsler için tebliğsidir. Kitap içerisinde Kuranı parça parça eden zihniyetin aksine binlerce ayet bir araya getirilmiş ve bugüne kadar açıklanmamış sistem malumatları bildirilmiştir. Kitap'ın bizlere sunduğu yalnızca hakikatlerdir. Kitap, sad 87,88 ayetlerinde bilgisi verilen bir süre sonra öğrenecek olduğumuz, Kur'an'ı kerim'in hak tevilidir haberidir. Kitap'ın pdf versiyonunada buradan ulaşabilirsiniz: hakikatkitabi.com/kitap/
Işık bir "boolean" değeri olarak ya 1 ya da 0'dır ama iyilikte tam olarak öyle çalışmıyor gibi. Sosyal açıdan iyilik veya kötülük durumu 2 seçenekten fazla Bir kişiyi seversin ve yararını amaçlarsın -> İyilik=1 Bir kişi seversin -> İyilik=? Kişiye karşı nötrsündür -> İyilik=? Bir kişiden nefret edersin -> İyilik=? Bir kişiden nefret edersin ve zararını amaçlarsın -> İyilik=0 Yani burda o "bir kişi"nin açısından evet ya iyisindir ya kötüsündür ama iyilik seviyesini gösteren evrensel bir ölçüt olsaydı nefret edip zarar vermediğin kişiye karşı iyilik yapmış olmazdın
Kesinlikle katiliyorum. Ben harmoni sakasi yapmaya calistim. Iyilikler cogunluk olursa karanlik gorunmez vs anlaminda. Tabii ki uzmanlardan ogrendigimiz kotulugun insan benliginde dogustan varolmasi ve iyiligin ise ancak ogrenilerek ortaya cikmasidir. Iyilik zaman ve ugras gerektirir, kotuluk ise ikisine de cok ihtiyac duymaz.
felsefede kötülük problemi bu kadar kısa sürede ancak bu kadar iyi anlatılabilirdi ama yinede konu hakkında bilgisi olmayan birinin anlayabilmesi için belki de en az 1 saatlik bir detaylı anlatıma ihtiyac var. Yine de emeğinize sağlık
Söylemlerimize bilim metodunun objektif değil subjektif olduğu objektif olanın bilgi ve gözlemin olduğunu söyleyerek başlamak isterim. Kötülük problemi problem midir? Kötülük problemi hakkındaki yapılacak açıklama teodise sınıfına giriyor gibi gözükse de bu sınıfa dahil etmiyoruz çünkü Allah hakkında ki söylem (Allah kötüdür, zalimdir) doğru mu ki Allah'ı bu söze karşı savunalım (Allah'ı kurtarmak (!)) -haşa- öncelikle gereken iddia* doğru mudur üzerine düşünmek. *(Afetlerin, salgınların, ölümlerin olması değil bu olaylara şahit olan bizlerin kötü bir Allah iddiası) Birçok açıklamadan sadece birisi: Kötülük olarak tanımlayıp üzüntü ve acı duyduğumuz olaylar karşısında ki halimiz merhametimizin olduğunu gösterir. İnanın yahut inanmayın Allahı sonsuz merhamet sahibi ve insanlardaki merhametin de vereni olarak tanıtan İslam dini "merhamet verenden daha merhametli olunabilir mi?" sorusunu akla getiriyor. Sonsuz ilmi, hikmeti, kudreti ve iradesi ile bir canlının hayatının her anında var edip yaratan, değiştiren ve düzenleyen Allah’ın gösterdiği merhamet diğer yandan yaşam sürecinde başına gelen bir olay* ile derin üzüntüler çeken bizlerin gösterdiği merhamet. *(Ölüm bir yok oluş değil mekan değişikliğidir) Merhamet sahibini tanımak gerek Vicdanlı bir duruş sergilemek gerek Vesselam
john steinbeck in cennetin doğusu kitabını okumanızı öneririm iyilik ve kötülüğe yönelmenin günahı neden işlediğimizi ve kötülüğün nasıl ortaya çıktığını ve neden günaha(toplumsal açıdan kötüye) yönelimli olduğumuzu mükemmel anlatıyor yeni bir bakış açısı kazanabilir ve kötülük dolu dünyadan kendinizi ayrıştırabilip başkalarına da öğütleyebilirsiniz sadece böylelikle kötüden kurtulabilmeye yakınlaşabiliriz ancak kötülük tamamen bitemez çünkü dünyada hırs ve çıkar vardır
Kötülük dediğin şey senin benim için göreceli bir kavramdır. Yaratıcı katında iyi veya kötü yoktur. Güzel yada çirkin vs. Çünkü bunları kıyaslayarak göreceli durumlar yoktur.
Kötülüğün çektirdiği acının zıttını İylik olarak hiç hissedemedim bu iki kavram bir birini dengeleyen terazi gibi ama kötülüğün verdiği ağırlık daha baskın gibidir
İyilik ve kötülük birdir! Gılgamış destanında enkidunun rüyasını izninle paylaşayım. Öyle bir şehre geldim, her şey camdan yapılmış, saydam. İnsanlar bile camdan. Kralı gördüm tahtında oturuyor, elinde kılıcı, önünde yarısı iyiliği, yarısı kötülüğü simgeleyen cam bir küre. Kral diyorki, kötülüğü iyilikten ayırmak ve yok etmek istiyorum! Kral kılıcıyla ilk darbeyi indirdiğinde şehir içindekilerle birlikte sarsılıyor. Enkidu panikle duvara vuruyor, kralı uyarmaya çalışıyor ama nafile, sesi krala ulaşmıyor. Kral ikinci darbesinde küreyi ortadan çatlatıyor bu sefer daha kötü bir sarsıntı oluyor ve şehirdeki duvarlar çatlamaya başlıyor. Kral son darbeyi kötülüğü simgeleyen parçaya vurduğu gibi şehir de içinde yaşayan herkes toza dönüşüyor! Şahsen çok etkilendiğim, iyi ve kötü kavramlarının ne kadar göreceli olduğunu anlamamı sağlayan bir metindir. Gılgamiş destanını okumamı öneririm zira Gılgamış’ın serüveni hem çok ilginç hem de kutsal kitapların bahsini geçtiği pek çok mevzunun detaylı hikayelerini okumak faydalı kanımca 👍
@@akgunpear İyiler ve kötüler değil, iyilik ve kötülük kelimeleri kullanılmış ayette. Tabi ki insanlar iradeleri ile iyiyken kötü veya kötüyken iyi olabilir.
Şu an çok başındayım videonun ve hemen durdurmam gerekti ikinci dakikada: doğal afetler kötülük sınıfına girmez benim bildiğim... "kötülük", ahlaki bir terimdir. Videoda katılabileceğim bir çok şey olabilir, ya da bunun dışında her şey...onu birazdan anlıyacağım...devam edelim.. Evet bitirdim. Benim de üzerinde çok düşündüğüm bir konudur, özellikle zulüm konusu. Bir tek dileğim olsa, yeryüzünden zulümün silinmesini isterdim.Hume'un karşı çıkışı biraz daha detaylandırılsaydı keşke..Çok önemli bir konu. Videonun bu kadar kısa mı olması gerekiyor? Öyleyse, bölümler halinde aynı konu işlenebilir..Teşekkürler. Felsefe, bilim ve sanat eksik olmasın hayatımızdan.
Sadece beyazdan oluşan evrende yaşadığını hayal et. Sana diğer renkleri anlatabilirdim ama sen beyazdan başka renk görmediğin için diğer renkleri asla algılayamazdın. Dahası; balığın suyun farkında olmadığı gibi sen de, beyaz rengin bile farkında olamazdın. Bu nedenle; ruhuna iyi eylemlerin sonsuza kadar işlenebilmesi için kötü eylemlere maruz kalıp, gerçek bilgi haline getirmen gerek. Sonunda kötüyü ve iyiyi her koşulda ayırabilir hale gelirsin. Kitaplardan okuduklarından değil, arkadaşının sana attığı kazıktan öğrenirsin. Öğrenince bilinç seviyen yükselir. Yaşadığımız dünya bilincinde; açı çekmeden gelişen varlık yok maalesef.
m.ru-vid.com/video/%D0%B2%D0%B8%D0%B4%D0%B5%D0%BE-5YpVAf6_NIs.html dine sadece batinin, dolaysiyla hiristiyanligin gozunden bakip tum dinleri ayni kefeye atmak erdem bir hareket olmasa gerek. bir de buradan bakin isterseniz :)
abi yorumlara bak isaguci bile okumayan adamlar felsefeci kesiliyor. zorunlu varlık kendinden güçlüsü düşünülemeyendir, bu şey aslında bir "şey" kategorisine girmediği için ve tanrının gücü mümkünlere yettiği için yaratılamaz fakat bu şey acizlik göstergesi değildir. mantık tanrının doğasıdır, dolayısıyla kudret muhale taalluk etmez. son olarak, eğer bunu tanrının tanrı yaratması olarak ele alırsak bu da imkansızdır. çünkü yaratılan şey yokluğu düşünülebilendir. tanrı ise yokluğu düşünülemeyendir. o halde bu da imkansızdır.
Türk Şamanizminde Tanrı insanlara kızdığı için onları bırakmıştır. İnsanlara 3 melek diyebileceğimiz varlık bıraktı, onlar görevini tamamladıktan sonra Tanrıya yardım etmeye gitti. Tanrı bir gün geri geleceğim ama o zamana kadar yalnızsınız demiştir. Böylece kötülük çok kolay açıklanıyor
Eğer kötülük olmasa idi , hayatta kalmak için yaşam bağışıklığımız olmazdı, hepimiz mutluluktan geberirdik😂 ya da hayat anlamsız gelir intihar ederdik😢
Saygı Değer Administer Cengiz Hocam Yeni Platformunuzda Uzun Zaman Olduydu Paylaşımlarınızı Görmeyeli Lütfen Rica Ediyorum Devam Ediniz ... Şimdiden Emeğinize Sağlık Her Daim Bilgilendirici Kaliteli Özgün Ve Farklılığını Artığı İçerikli Yayınların Devamını Canı Gönülden Dilerim...
Buna verebileceğim makul cevap şu. Allah bu dünyayı cennet diye yaratmadı. Kimseye de bu dünyada cenneti vaad etmedi. Burası imtihan yeri ve gerçek sürekli bir ortam değil. Bu yüzden burda kötülük olması çok normal. Allahın buna engel olmaması da. Kötülük yapan da imtihan da, mazlum da imtihan da.
Ama acı bu işi bayağı değiştiriyor. Yani o yıllardır din dersinde öğrendiğimiz ayrımla "iyilikle veya kötülükle sınanma" durumunda kötülük olan yokluk ve acıyla sınanan insanlar iyilik olan varlık ve hazla sınanan insanlarla aynı seviyede mi sınanmış oluyor? Çünkü varlığı olan kişinin derdi yoktur, kendi dert yaratır: çoğalman lazım, varlığını devam ettirmen lazım Ama yoklukta olanın derdi zaten vardır, hayatta kalması gereklidir ve bu durumda din için istese de istemese de uğraşamaz. Ayrıca varlıklı olan kişi zaten maksimum tatmine vardığı için kendi kafasından madde üretir gibi tekrar tatmin için çalışacağı bir Dünya düşünürse madde gerçekten işe yarar ve tatminin hâlihazırda olmadığını, ölünce olacağını sanıp beklemeye meyillidir. Ölünce olmazsa yazık işte Yokluktaki de açlığının, sefaletinin, acısının daha sonra biteceğine inanmaya meyillidir. Bu da madde sayılabilir çünkü hem tatmini yokken hâlihazırda maksimum tatminde olduğuna kendini inandırır hem de uyuşturucuyla sürekli dopamine ulaşabilen insanların daha iyi yerlere gelmek için uğraşmaması gibi yerinde saymakla mutlu olur Tüm bunlardan fazla dediğim gibi acı her şeyi değiştiriyor. Çünkü insanların ölecek olması yaşamlarında çektikleri acıları yok etmiyor. Acı yaşanmışsa yaşanmıştır ve bu çok kötü
videyo izlemedim ama başlıktan youtube tr nin gelişmeye başladığını gördüm özellikle de felsefe ve bilim konusunda. Umarım iyi yerlere geelirsin tebrik ederim.
O elmayı yemeyeydi iyiydi. Şimdi bunların hiç biri konuşulmuyor olacaktı. Katta konuşmak nedir, onu bile büyük ihtimalle bilmiıyor olacaktık... vs. vs.
Hakikate göre insan özgür bir iradeye sahiptir. Dolayısıyla iyilik de kötülük de insanın tercihidir. Kötülüğü Tanrı'nın yokluğunun göstergesi olarak görmek, saçmalıktır. Tanrı bize tercihler sunmuştur ve biz tercihlerimizin karşılığını mutlaka alacağız.
Ondan önce "İnsan neden yaratıldı?" sorusuna yanıt ararsanız zaten cevap otomatikman ortaya çıkıyor. İnsandan önce hiç kötülük nedir bilmeyen, emirlere harfiyen itaat eden ve hatta "Biz sana ibadet ve itaat etmekteyken yeryüzünde bozgunculuk çıkaran bu varlıkları neden yarattın?" Sorusuyla Rablerini sorgulayan melekler vardı zaten. Ve üstüne üstlük bir de bu yeni türe secde etmeleri istendi. Çünkü ilk defa (yapay da olsa) Allah'ın iradesinden bağımsız bir irade ortaya koyuldu. Özetle: insan denilen "seçme özgürlüğü olan" bir yaratık varsa, seçenekler de insanla beraber olmak zorunda. Seçme yeteneği olup da seçeneği olmayan bir varlık da ne bileyim...🤔🤔
"Özgür irade" Her şeyin en başında. Tanrının bize "Yaratılmak istiyor musun, istemiyor musun?" Diye sormaması üzerine yok oluyor zaten. Evet ben şuan istediğim her şeyi yapabiliyorum, peki istediğim her şeyi yapabilmeyi istedim mi?
@@bymert0774 seni yaratmadan sana bu soruyu nasıl soracak? Ki zaten ruhların ilk yaratıldığı evrede bu sorunun insana sorulduğundan da bahseder. Hatırlamıyor olmak sonucu değiştirir mi?
@@kamilsen İlk olarak Evrenlerin Yaratıcısı dediğimiz Tanrı bizi yaratmadan bunu aynı bilinçte soramayacak mı? zor mu yani. Ayrıca dediğin şey üzerinden konuşsak bile benim bilincim bu kararı vermiyor. Başka bir insanın benim yerime bir şeye karar vermesinden farkı yok. Yani bu bilincim ile kabul edip etmediğim şeyden sorumlu tutulamam.
Bir şeyin iyi veya kötü olduğunu tanrı belirler.Tanrı olmadan iyilik veya kötülükten bahsedemeyiz örneğin cinayet kavramı tanrı olmadan iyidir veya kötüdür diyemeyiz.İnsanların çoğunluğu iyi kabul etseydi iyi bir şey olucakti ama kötü kabul ettiği için kötüdür ve ahlak konusunda toplumun beyanı esas alınmaz.Kötülük problemi tanırın varlıgına delildir
Eğer Allah, insanları işleyip kazandıkları (günahlar) yüzünden hemen yakalayıp sorgulayarak cezalandırsaydı, yeryüzünde hiçbir canlı bırakmazdı. Ancak (imtihan gerçeği ve merhameti gereği) onları belli bir müddet erteleyip geciktirir. Ama ecelleri (cezalandırma vakitleri) geldi mi (intikamını mutlaka alıverir.) Çünkü Allah kullarını devamlı gözetlemekte (ve onların amellerine göre hak ettiklerini vermekte)dir
m.ru-vid.com/video/%D0%B2%D0%B8%D0%B4%D0%B5%D0%BE-5YpVAf6_NIs.html dine sadece batinin, dolaysiyla hiristiyanligin gozunden bakip tum dinleri ayni kefeye atmak erdem bir hareket olmasa gerek. bir de buradan bakin isterseniz :)
@@atillasahin840 insanlara iyilik yapma kötülük yapma kabiliyetini verende aklı da veren Allah'tır. Yetmedi birde peygamber kitap ta göndermiş doğru yolu da öğretmiştir. Seni de özgür bırakmış zaten sen istedin özgürlüğü. Allah'ın verdiği akıl ile ilim ile iyiliği seçebilirsin. Kötülüğü seçersen sonuçları nı hak etmiş olursun. Bir insan özgür iradesiyle severse iyilik yaparsa kıymeti olur. Zoraki sevgi iyilik olmaz. Onun adı iyilik te sevgi de olmaz.
@@PcrTsdmr kötülüğü yaratmışmı yaratmış bir tarafa çiçek koymuş diyer tarafa siyanür bu iyi değil ve kötülük olmadanda imtihan edebilmeli sonsuz güçte deyilmi
@@orhan294 nasıl olacak o! Tek şıklı bir imtihan alay etmek gibi bir şey hem boş hem gereksiz hem amaçsız olur. Zaten kötülük yapma kabiliyeti ve seçeneği olmayan meleklerdir. İnsan da ise hem kötülük yapma hem iyilik yapma kabiliyeti ve seçeneği olduğu için eğer aklını kullanır iyiliği seçerse melekler den çok çok üstün olabileceği gibi aklını kullanmaz da nefsine şeytana uyar kötülükler yaparsa bu defa da hayvan da aşağı durumlara düşer
@@PcrTsdmr o zaman ya eşit imtihan olacak yada olmayacak allah eğer sağlayamıyorsa tek şıklı imtihanı bu benim sorunumu eğer sadece sana saçma geliyor diye insanların nazi deneylerinde iç orgalarını patlatması sıkıntı değilmiş
@@oguzsengul5709 hayır kardeşim bazıları bilmiyor ama bir cvb vermek mecburiyetinde his ediyor kendini bazen mantıklı bazen mantıksız cvblar veriyorlar. Senin bunu genelemen yanlış bir tavir.
Bence iyilik ve kötülük kavramı görecelidir.Bunlara bu anlamları biz yüklüyoruz.Tıpkı orman mantarlarını zehirli-zehirsiz diye ayırdığımız gibi.Oysaki zehirli mantarlarla bazı canlılar beslenebilir.O zaman bu durumu nasıl değerlendireceğiz?Savaşın sonucu yenen için iyi,yenilen için kotüdür.Buyrun burdan yakın.Bence olaylara bütünsel bakmalıyız.
Sonsuz iyi olan Tanrı anlamlı iyiliklerin meydana gelmesini ister. Anlamlı iyilikler ancak özgür irade yoluyla meydana gelir. Özgür irade doğası gereği kötülüğe yönelme yetisini de içerir ve bu durum dışarıdan belirlenemez. Öyleyse ahlaki kötülüklerin ortaya çıkması mümkündür -ve failler buna yöneldiği takdirde kaçınılmazdır. Öyleyse kötülüklerin varlığı, anlamlı iyiliklerin ortaya çıkması için müsaade edilmesi gereken bir yan etkidir.
@@izmirden1069 İslam'ın kaynağı Müslümanların yaşantısı değil Kur'andır elbette bir Müslüman'ın İslam'ı en güzel şekilde temsil etmesi gerekir lakin günümüzde bundan oldukça uzağız
Bu videoyu gece 2 sularında gözüme uyku girmediği zaman televizyondan izleyip sinirden ve çaresizlikten kafayı yedim. Bebar bu konu hakkında farklı kafaların çok farklı çıkarımlarını paylaşıp videoya dahil ederken "dünya = sınav / tanrı = öğretmen" felsefesini neden videoya dahil etmeyip paylaşmadığını düşünerek hayret içinde kaldım. Gerçekten de en objektif, en tarafsız dediğimiz kimseler bile bu konuda çok basit ve fark edilebilir hatalar yapıyorlar. Bu yanlış hareketi gerçekten hiç doğru bulmuyorum. Ayrıca bilim ve felsefe konusunda bir videoya şahsi görüşlerinden çok genel kabul gören, yaygın ve objektif görüşleri paylaşmalısın. Bu videoda fark edeceğiniz üzere sadece "Deist Tanrı, Mutlak güçten yoksun Tanrı, Olmayan Tanrı ve Kötü Tanrı" figürleri mevcut. Mutlak güç sahibi kusursuz Teistik Tanrı modeli neden yok 🤔 Teistik görüşlere neden yer verilmemiş? Aslında cevap belli ama bunu bu kanalda, bu kanalın videosunun altında söylemek doğru olmaz. İşin özü bilim ve felsefe konusundaki videolara kişisel görüşlerinizi eklemeyiniz...
Kötülük olmasa şıksız sinava tabi olacaktık bu seferde bu sinavdan gecmek ( sevao isleyip cennete gitmek) mahiyet değil zorunlu olacaktı Allah bundan münezzeh
Fantastik edebiyatın kurucusu sayılabilecek J.R.R. Tolkien'in oluşturduğu mitoloijide tanrı pozisyonunda bulunan Eru Ilúvatar'ın yarattığı Ainur (tanrısal varlıklar) aracılığıyla icra ettirdiği Ainur'un Müziği'ne (evrenin yaratılış sürecine) esas teşkil eden üçüncü tema (videoda da izah edildiği gibi zıtlıkların birlikteliği olarak tanımlanan Hegel diyalektiği yaklaşımı) uyarınca evrenin yaratımı gerçekleşmektedir. Bu yaklaşım gerçek dünyada var olan kötülüğü analojik olarak gayet güzel açıklıyor.
Allah herşeyin sahibidir yerin göğün havanın suyun dağın taşın senin benim akla gelen gelmeyen herşeyin sahibidir yarattıklarına istediyini yapar neden yaptığını biz tam olarak bilemeyiz ama şu kesin dir ki o en adil en merhametli dir vebinlerce ismi vardır adil ve merhametli ismini yazdım özellikle çünkü bu filozofik düşüncelerle Allah in Azze Celle adalet ve merhameti sorgulanmak isteniyor şunu bilin ki hiç şüpheniz olmasın o en adil ve en merhametli dir bu dünyada tam olarak anlayamayanlar ölüm den sonraki hayatta şüphesiz görecekler ve anlayacaklar Allah Azze ve Celle nin adalet ve merhameti ni diyorum Allah a karşı ümit ve korku dengesiyle iman edelim diyor hayırlı ömürler diliyorum.
Üst pencereden bakabilmek; HİKMET Bir olayın iyi veya kötü, büyük resimde hizmet ettiği amacı görebilmek, Hakikati Kuran’da Kehf suresinde Hızır ile Musa’nın yolculuğunda anlatılmak istenen “Hiçbir şey göründüğü gibi değildir”
bence çatışma, bu evrenin devamlılığı için şart olan bir şey. en basitinden hayatımızın her köşesinden örnek verebiliriz. iyilik ve kötülük bu çatışmanın temelinde olan bir şey ve sebep sonuç ilişkisi içerisinde devamlılığı sağlamakta. ayrıca bir müslüman olarak ben augustinus’un dediklerini de mantıklı buluyorum. sonuçta sınırsız olmasa da bir irademiz var be bunu kullanan bizleriz. ayrıca insanların yaptıkları kötülüklerin cezasız kalmayacağına, eninde sonunda tanrı tarafından cezalandırılacağına inanıyorum, tabi bu inanç meselesi herkes inanmak zorunda değil.
diamond tema videosunda bunada değiniyor kötülük olmadan iyilik olmaz yorumu doğrumudur diyere ve genel olarak eğer kötülük olmadan iyilik yapamıyorsa tanrı sonsuz güçte değildir
m.ru-vid.com/video/%D0%B2%D0%B8%D0%B4%D0%B5%D0%BE-5YpVAf6_NIs.html dine sadece batinin, dolaysiyla hiristiyanligin gozunden bakip tum dinleri ayni kefeye atmak erdem bir hareket olmasa gerek. bir de buradan bakin isterseniz :)
m.ru-vid.com/video/%D0%B2%D0%B8%D0%B4%D0%B5%D0%BE-5YpVAf6_NIs.html dine sadece batinin, dolaysiyla hiristiyanligin gozunden bakip tum dinleri ayni kefeye atmak erdem bir hareket olmasa gerek. bir de buradan bakin isterseniz :)
Bence bunu bir tiyatro sahnesi olarak düşünebiliriz. Mesela bir tiyatroyu izlemeye değer kılan şey çatışmalardir. Şimdi dünyadan bütün kötülüğün gittiğini varsayalım. Bu durumda hiçbir gelişim olmayacaktır. İcatlar ve insanlığın bütün var oluşu aslında bir bakımda insanlığın içindeki bir parça kötülüğe bağlı değil midir? İnsanın açgözlülüğü tembelliği ve nankörlüğünden ortaya çıkmamış mıdır sizce de? Özetlemek gerekirse bence her insanın içinde bir parça kötülük ve iyilik vardır. Bu da yaşama bir kurgu vererek izlemeye yani yaşamaya değer kılar.
Yaratıcının varlığını, dünya nın evrendeki yerine bakarak anlayabiliriz, muazzam bir denge veya etrafına bakarak da anlayabilirsin, bunu bildiğimiz en zeki varlık insan yapmadı. Aslında her insan Kendinden üstün bir gücün bilinci ile dünyaya geliyor. iyilik veya kötülük bir seçimdir. Bu seçimlerimizin de sonucu iyi veya kötü olacaktır.
evrende, doğada bir denge, düzen olduğunu söylersen ben sana gülerim. tanrı, hayatında anlam arayan ilkel insanların çağlara meydan okuyan icadıdır, dinler de bu icadın kullanım kılavuzudur.
Bence, bir babanın çocuğunu eğitmesi gibi bir şeyleri öğretmeye ve teşvik etmeye çalışması gibi bu durum. Çocukken pek çoğumuz babalarımızın bizi yer yer kısıtlamasına, baskılamasına maruz kalmışızdır. Bunu Tanrı insan ilişkisine uyarladığımızda, aynı çocuk gibi yanlış veya eksik düşünebiliriz, belkide hiç bulamayabiliriz. Ama aynen o çocuk gibi düşünmeye ve çabalamaya devam etmeliyiz. Belki vardır, belki yoktur. Belkide var olmasını istiyoruzdur, ki bence bu da inançtır. Ama biz birlikteyiz ve birbirimizle iyi geçinip mutlu olmalıyız.
biz olmasakta kotuluk devam edecek hayvanlar ciftlesmek icin birbirini oldurecek karnini doyurmak icin birbirini iyecek bu cok karmasik bir durum yani hayat
Aslında dinle ilgili diğer her şeyi kabullenebilirim belki, ama ne yaparsam yapayım aklımın almadığı bir yer var: İyi bir insan olmasına rağmen Müslüman olmadığı için cehenneme gidecek insanlar. O zaman belki de altta yazıldığı gibi "iyilik" ve "kötülük" tanrıya göredir.
Neden aklınız almıyor ki hocam cevabı var zaten insanın ilk görevi dünyaya geliş nedeni Allaha kul olmaktır ,kafir biri zaten bu nedene karşı çiktiği için cehennemlik oluyor . İş yerinde çalışiyoruz bizim ilk gorevimiz nedir işimiz yapmak öyle değil mi ? sen çalışmiyorsun ama çok iyi bir insansın iş sahibi ne yapar seni kovar dogru mu çünkü senin birinci önceliğin işini yapmak aynen bunun gibi bizim dünyaya gelme nedenimiz Allaha kul olmak bunun kötü olmakla ilgisi yok çünkü eğer Allahın istediği gibi bir kul olursan cennet seni bekliyor yani gene bize bağlı her şey. Müslüman olmayanlar değil de kafirler gidicek çünkü islamiyeti bilmeyen bir insan inkar edemeyecene göre direk cehenneme gider diye bir şey olamaz teblig ulaşmadiysa muaf oluyor.
İslamda tek kaynak ve tek sorumluluk Kuran'dır. Müslüman olmayan cehenneme gidecek diye birşey yok bu kaynakta. Yaratıcıya inanan, yasalarına inanan, reddetmeyen biri de cennete gidebilir nitekim ayette de Hristiyanlardan da Yahudilerden de cennete gideceğinden bahsediliyor.
kötülüğün tanımını kötülük var olmadan yapamayız ve aslında varlığımızın farkına varamayız. iyilik ve kötülük arasındaki seçimi kötülük var olmadan nasıl yaparız. eğer irade olmasaydı epikürün teorisi doğrudur. cüzi iradenin varlığı çok şeyi değiştirir. mesela bir tiyatro sahnesinde oyun bittikten sonra oyuncuların selam vermesi ritüeli bir saygıyı ve seyircinin asıl olduğunun göstergesidir. dua yada ibadet ise oyuncunun son sahneden sonra verdiği selam gibi bir ritüeldir. yani seyircinin taktirini gösterdiği andır. Batlamyusun insan merkezli dünyasından kaçarken bilimsellik adına yine insan merkezli bir dünyaya girmek........
jhon leslie mackie nin tanrı tanımı ise olsa olsa eşitlik demokrasi ve insan hakları diye slogan atan bir güzellik kraliçesi ADAYIMSI tanımı. kısıtlı anlama meselesine gelince yapay zekanın kurulan kelimeler yada tanımlar haricinde yeni bir kelime yada bilinmeyen tanımlanmamış bir kelimeyi bulması kadar doğru.
İslam'a göre Allah, insana irade vermiştir. İstediğini seçme hakkı insana aittir. Evreni belli bir düzende yaratmıştır ve bu işleyişe genelde doğrudan müdahale etmemiştir. Peygamberler Allah katında diğer insanlardan üstün olmalarına rağmen bir çok peygamber kötülük görmüş ve sıkıntı çekmiştir. İnsan eliyle veya doğadan gelen sıkıntılar, Allah'ın yarattığı bu evrenin işleyişinin bir parçasıdır. İslam'ın temel kabullerinden biri dünyanın imtihan yeri oluşudur. Bu durumda eğer Allah, bir canlıya gelecek herhangi bir kötülüğü direk engelleyecek olsa dünyanın imtihan yeri olması ile bu durum çelişir. Çünkü her imtihan zorlu bir aşamayı geçmekle mümkündür.
Yıllardan beri üzerinde düşündüğüm bir konu. Benim vardığım sonuç kötülük kavramının öğretilmiş bir davranış biçimi olduğunu. Birde İnsanın zarar görmesi durumu söz konusu olduğunda bu kavram ortaya çıkıyor. Mesela depremde, selde hiç bir insana, mala zarar gelmez ise, kötülükten bahsedebilir miyiz ? Sonuçta yer yüzünde insan olmasa da bunlar oluyor. Bir aslanın antilobu yemesi kötü bir davranış mıdır. Bir çocuğun silahla oynarken akranını öldürmesinde kötülükten bahsedebilir miyiz. Domuz eti hiç kötü olur mu ? Alkolün kendisi de aslında kötü değildir, olmasa mikropları nasıl öldürürdük. Örnekleri çoğaltacak olursak, yemek yeme insan için olmazsa olmazlardan, ama bunu bilinçli bir şekilde abartırsak aşırı kilolardan şikayetçi olabiliriz bedenimize kötülük yaptık deriz. Yani kötülük aslında Bilinçle birlikte insanın seçimlerinin farklılaşmasıyla ortaya çıkan davranışlarından dolayı kendisinin, çevresinin yada doğanın bir şekilde zarar görmesi sonucu ortaya çıkan bir kavram olduğunu görüyoruz. Yani kötülüğün yaratıcı ile ilişkilendirilmesinin bu bakımdan yanlış buluyorum.
Kötülüğe izin vermeseydi nasıl tekamül edecektik. Hep iyilik olsaydı nasıl gelişecektik. Kötülüğü deneyimlemen gerekir ki bundan ders çıkarıp iyiliğe evril
Bence kotuluk problemini konushmak icin 8 dakikalik bir RU-vid videosu yetmez .milyarlarca yil suresi olan bir video lazim .ve videoyu yerleşdirenin sıfatlarindan birinin El-Alim olmasi lazim. Saygılar
@@nephthyys dogru soylulorsunuz .videoya sona kadar bakmishtim zaten ben orda 8 dakika soyleyerek ima yapiyorum .kotuluk problemi felsefi olararak konushmaya acik bir konu .ama tum resmi goremediyimizden bahs ediyorum
Tanrı yarattığı bu içinde olduğumuz evrene göre kötü olamaz, çünkü bizi çıkarı yokken yarattı, çıkarıcı yok çünkü çıkar kavrammını da kendi yarattı ve kimseyi bir daha yok etmeyecek dünyadaki en kötü insan olsa bile, bize dünyadaki en kötü senaryoyu yaşatsa bile kötü olmaz çünkü herşeyimizi bize o verdi, şu an dünyanın kötü olması tanrının bize verdiği özgür irade hediyesinin ve adaletli bir sınavın ilk aşamasının bir sonucu.
bu da cevap değildir Atatürk ülkeyi kurduktan sonra bütün türk halkını kölesi yapsada birşey değişmetyecekti demek zaten ülkeyi kurtarmış biz onun çatısı altında kponuşuyoruz yoruu buraya varıyor
2:48 - 3:12 onca yıl allaha ibadet ettim ve yaşadığım hayat beni bile böyle düşünmeye itti. allahın var olmamasına inanmam ama gerçekten biz bıraktığını düşünüyorum.
Super bi vidyo emeyine saglik. Bak guzel kardewim hangi yonden bakarsan bakiniz tanri diye bir wey yokdur yani bilmsel olarak zaten bu mumkunsuz bi weydir o yuzden kafanizi cokda yormayin😊
