Sabah Erhan Afyoncunun hafta içi teke tek programını dinlerken, bunlar aklımdan geçti. Adam Fatih girince şöyle hissetti, böyle dedi, şöyle düşündü diye anlatıyordu. Yahu birinin hissi, düşüncesi 600 sene sonraya hangi belgeye taşındı da bu adam böyle konuşuyor dedim. Sağolsun Yalın Hocamız felsefi açıdan mümkün olmadığını güzelce anlattı
Tam olarak mümkün olmadığını anlatmadı, daha çok anlatılanların hangi temellere dayanarak oluşturulduğunu söyledi. Bahsettiğiniz programı ben de izledim, bakış açınız bence yanlış. Her cümlenin başına 'benim araştırmalarıma göre, benim düşünceme göre, benim fikrime göre' gibi ifadeler ekleyemezsiniz. Dolayısıyla yaptığı şey kendi öğrendikleri, araştırdıklarına göre konuşmaktı. Ve bizim açımızdan yapabilecek birşey yok birincil kaynakları okumadığımız sürece bir anlatana mecburuz o da böyle olur, bunun başka bir yolu yok yani çıkarıp belge bile gösterse sahte, gerçek, doğru, yanlış olduğunu ayırt edebilecek durumda olmadıktan sonra gene birşey fark etmez. Bir de böyle tarihte 'gerçek', 'mutlak' doğruyu aramak biraz yanlış, doğrunun o manada bilinemeyeceği zaten gayet açık. Burda önemli olan anlatılanın tutarlı olması, ama bu kurgunun tutarlı olması manasında değil de anlatılanın eldeki belge ve kaynaklarla uyuşması manasında tutarlı olması. Şöyle bir yayın düşünsenize, bir insan çıkmış bir konu hakkında konuşucak ve söze şöyle başlıyor, 'Birazdan anlatıcaklarım ruh halim, siyasi duruşum, hayata bakışım gibi şeylerden etkilenmiş olabilir. Bazı yerlerde hata yapmış olabilirim. Ben böyle anlatıyorum ama gerçek bundan az veya çok farklı olabilir.'. Evet bunlar doğru ama bunları anlatıcının böyle söylemesini bekleyemeyiz, izleyen olarak bunları zaten baştan biliyor olmamız gerekir.
şu an sadece sizin için değil genel olarak bu tarz yorumlar için konuşuyorum: bu minvalde seyreden yorumları, her ne kadar beğeniyi ifade etseler de, bencilce bulmaktan kendimi alıkoyamıyorum.
Sosyoloji tarih ekonomi alanlarinda genelde normal zekalı insanlara alisik olduğumuzdan bu alanlarda bir dahi olduğunu görmek hiç kafa karisikligi yaratmadan aktarabilmesi adına oldukça memnun edici...böyle insanlara gerçekten saygı duyuyorum..
Her alanda (bilim, edebiyat, felsefe, sanat vs) gerçeği bu kadar cesur bir dille ifade edebilecek tek bir kişi bile olsaydı, dünya bir günde değişir, boyutlar atlardı...Var olasın Yalın Hoca ve İlker Bey
Bence çok güzel bir video toplumun her kesiminden insanların izlemesi gerekir. Çünkü hangi düşüncede olursanız olun hayat hakkında size çok önemli ipuçları veriyor
Bu icerik kirliliginde boyle kaliteli programlar sundugunuz icin tesekkurler. Hele de Yalin Alpay'i tanimaktan cok mutli oldum. Turkceyi boyle ozenle, guzel kullanan, engin bilgilerini muthis bit mutevazilikle sunan insanimiz o kadar az ki.
Tarihin ve hayatın anlamlandırılmalarının zorlukları hatta imkansızlıkları üzerine söylediğiniz hemen her şeye katılıyorsam da; “Temel mekanizma”lar göz önüne alınarak değerlendirilmeye çalışıldıkları takdirde, her ikisi hakkında da “daha az yanlış” ve daha işe yarar sonuçlara varabileceğimizi düşünüyorum! “TEMEL MEKANİZMALAR”ın: 1-İki temel amacımızın yaşamak ve üremek olması; 2-Bu iki temel amacı yerine getirebilmemiz için “olmazsa olmaz” aracımızın bir “sürüye dahil olmak” oluşu; 3-“Sürümüzün” varlığını sürdürebilmesi için hiyerarşinin yerine bir mekanizmayı henüz bulamamamış olmamız; 4-Hiyerarşinin özellikle 150 kişiyi aşan sürülerde işleyebilmesi için ortak mitlere/masallara ihtiyaç duyulması; 5- Yetmezmiş gibi hiyerarşinin en besili bölümü olmakta israr eden “çatı katını” yeterince denetlemeyi hala yeterince beceremiyor oluşumuz; Dolayısıyla, 6- Sürekli bir “Kimin (alt)sürüsü (köylüler, işçiler, askerler, din adamları, teknokratlar vb) o çatı katına yerleşip daha iyi? bir hayat sürecek” adlı ezeli çatışmalar zinciri olduklarını yeterince (aslında hiç...) göz önüne almadığımız için yeterince sağlıkı anlamlandıramadığımız bir ayrıntılar selinde boş yere debelenip durduğumuzu düşünüyorum... Hayat/tarih yukarda anlatmaya çalıştığım temel mekanizmalardan ibarettir demiyorum ama bunları ne kadar göz ardı edersek hayatın bu temel mekanizmalara o kadar sıkışıp kaldığı konusunda israrcıyım! Kum tanelerini sayarak/sınıflandırarak ve/veya hangilerinin daha üstün! olduklarını saptamaya çalışarak çölde yön bulmanın oldukça verimsiz olacağı konusunda israrcı olduğum gibi ; ) FluTV’nin değerli programları arasında özel bir değer taşıdığını düşündüğüm bu programa emek verenlere teşekkür ederim🙏🖖
Şu dönemde hayatımız o kadar boş konuşan ve dezenformasyon yapan insanlarla sarmalanmış ki, yemin ederim şu programı dinlerken beynim arınıyor ve ferahlıyor. Yalın hocam kız olsam teklif ederdim. İyi ki varsınız.
Yaşasın! Biride şu tarihe azının payını verdi sonunda, çok güzel anlatmışsınız. Her gelen kendi tarihini yazıyo ve bu çok fazla itibar görüyo. Şu an olana dair, olması gereken, arzu ettiğimiz yaşayışa göre nasıl yaşarız, nasıl iyileştirebiliriz diye konuşmak yerine, bakın geçmişte böyle yaşanıyormuş, o nedenle şu an bizde böyle yaşamalıyız deniyor. İnançla süsle, ırkla beze derken, 2020 yılında simülasyonun mekanizmaları ayyuka çıkmışken, hala ben hazır kurgularda, insanların yarattığı simülasyonlarda yaşayacağım diye diretiliyor.
Hoca bi cümlede kemalizmi elestirirken bi cümlede yeni düzeni eleştirmiş. Ben oldukça objektif buluyorum yorumlarını. Evet kendini yakın hissettiği ya da yakın hissetmedigi güruhlar belli ama bunun analizine perde indirdiğini düşünmüyorum
Yalın Hoca müthiş yahu! Derdini o kadar düzgünce ifade etmiş ki hayran kalmamak mümkün değil. Önce tezini dayandırdığı temel kavramları tanımlayıp açıklıyor, sonra bu kavramlar çerçevesinde tarih diye önümüze getirilen tezleri masaya yatırıp yorumluyor. Şahane! Hasret kaldığımız akademik bakış açısı... Resmen ufuk açıyor.
@@bradmondy1275 kardeşim benim face to face yapıyorlar o yüzden yüzü ekrana bakıyor. :D sen Yalın Alpay'ın, okan bayülgen'in programına katıldığı yayını izledin mi adam 168 IQ şurada ikimiz bir Yalın zor ederiz
her seyi hatırlamıyor, arastırmalarını hatırlıyor. O makaleyi ilk defa hatırlamıyor, bunu argüman olarak sürekli kullandığı için unutması pek mümkün değil. Dehalaştırmayın insanları böyle. IQ dediğiniz olay o sekilde calısmıyor pek. Hayat matematik.
Yüksek lisansımı ve doktoramı tarih disiplininde yapmış biri olarak yazıyorum, mükemmel tahlil etmişsiniz. Hadi biz dünki çocuğuz, İlber Ortaylı'dan alıntılayalım; tarihçi nesnel olabilir mi minvalindeki bir soruyu, "unutun onu, tarih disiplininde nesnellik söz konusu olamaz, tarihi belgeleri tahrif eden ve etmeyen tarihçi ayrımına gidilebilir" demişti. Yakın dönem Türkiye tarihi ile ilgili tespitlerin üzerine de ne desek boş. Farklı zaman dilimleri dahilinde dünyanın birçok noktasında görülmüş olan körleşme hadisesi akıcı bir üslupla izah edilmiş. Teşekkürler.
Hocam yanlış ya da doğru bulmuş olmamdan bağımsız daha önce dusunmedigim her bakış açısı her fikir çok hoşuma gidiyor.uzerine düşünmediğimiz şeyleri ilk duyduğumuzda korkmamiz faydasiz . Bazı yorumlarda bu korkuyu görüyorum
Sayın Canikligil tüm içerikleri severek izliyorum, acaba Spor ve Beslenme üzerine de doğru bilinen yanlışlar tadında bir seri mi çekseniz? ben ilginin olacağını düşünüyorum. Tıp serisi beklenmekte. Sevgiler saygılar.
Harika bir anlatım.. farkettirici, düşündürücü, bükücü.. Yalın ALPAY, FLU TV de çok rahat.. (İlker CANİKLİGİL, ne yapıp edip konuklari tam potansiyellerine cikariyor)üstelik bu tür konuları işleyen insanlardan beklenmeyecek şekilde de eğlenceli Yalın ALPAY.. böyle olunca da geleceğe dair umutlar artiyo..
Nefis bir video olmuş her zamanki gibi... Ayasofya konusunda Yalın Bey iki tarafın da bakış açısını belirtti.Benim de hep münazaralarda verdiğim örnektir.Yunanlara okulda şu öğretiliyor :" Bizim anlı şanlı bir tarihimiz var. 3 tarafımız denizlerle çevrili ve dünyada eşine rastlanmayan bir coğrafyaya ve jeopolitik öneme sahibiz.Herkesin gözü bizim topraklarımızda. Yunan olmak ayrıcalıktır.Biz dünyada misafirperverliğimiz ve yiğitliğimizle nam saldık."... Tanıdık geliyor mu? Bu silo eğitimle ne bizim ne Yunanların doğru düzgün bir tarih yazmamız mümkün mü ortak bir konuda? İşte bu nedenle "Gerçek Tarih" yoktur.Andersen'den Masallar'dan hallice bir tarih anlatımına maruz bırakılıyoruz.Her zaman şüpheci olmalıyız.Aksi takdirde anlatıcının kuklası olur çıkarız.
Atatürk'çüler bu Yalın Alpay'ı... öper. Diğerleri zaten pek sallamaz. İlerde çok atıf alan, dünyaca ünlü bir akademisyen olması dileği ile... Severek takip ediyorum. Kendisine başarılar.
Yalın Bey ağzınıza saglik. Bu kanalda çok sevdiğim sizden başka iki seri daha var birini erkcan bey diğerini esg yapıyor. Ancak sadece sizin serinizi ikinci sefer dinliyorum. Umarım bu çizgiyi bozmazsiniz.
Bu sene bu kanal sayesinde beynimin içerisinde yepyeni taptaze parıl parıl snapslar gelişti. Yeni ağlar kurdum. O ağlardan bambaşka biri oldum. Ne olduğumu anladım. Yemin ederim 16 yıllık eğitim hayatımda edinmediğim kadar xp kazandım , Level atladım , yeni skiller edindim.
@@serkankacar8083 Dostum burdaki atışmalar tamamen şaka odaklı bu kadar ciddiye alma herkes kendi alanın uzmanı ve bu kanaldı herkes işini gayet dürüst yapıyor
Yalın hocanın sıradan konuşmasını bir aygıt yazıya çevirse ve basıma yollansa , o haliyle bile Tr standartlarının üstünde bir eser ortaya çıkar muhtemelen.
Gerçekten müthiş bir bölümdü. Yalnız aklımdaki sorun hocanın tarihin gerçek olamayacağını izah ederken tarih yapması.Tarihin sadece iktidar tarafından yazılan bir manipülasyon olabileceğini anlatırken sürekli kaynaklara ve tarih yazılarına başvurdu. Burdaki ayrımı nasıl yapacağımı bilemedim. Ayrıca hoca antropoloji için aynı şeyleri düşünür mü merak ediyorum. O tarafta kabileler ile bir hemhal olma durumu var çünkü.
Madem öyle bir kitap tavsiye edeyim: Siegfried Cracauer, Tarih - Sondan Önceki Şeyler. Okuması zor gelebilir ama tarih yazımıyla ilgilenenler için müthiş zihin açıcı.
Yalın Hocam zihninize sağlık,,,, tarih bilimi ve tarihçilerin açmazlarını öyle güzel anlatmışsınız ki...tam da bu yıl öğrencilerime bir tarihçinin aynı belgeler ışığında 25 yaşında yazdığı makaleyi yine aynı belgeler ışığında 65 yaşında yazdığı makaleden çok farklı olacağını ve aslında bunun bile "normal" olduğunu anlatmış iken iyi geldi...genelde bizde tarihçiler her şeyi tam ve net bildiği yanılgısında kafalarındakilerden bile asla şüpheye düşmeyen kişilerdir ne yazık ki...Hani tarih biliminde %100 yoktur deriz ya ne %100 ü aklı selim tarihçi %50 olsa öper başına kor
Bu değişkenlik durumu sosyal bilimlerde olmazsa olmaz, kabul. Pozitif bilimlerde mümkün müdür? Mesela, sıçanlar üzerinde deney yapan bilim insanının yazdığı makale ve içeriğinin 25 yaşındaki yazar ile 65 yaşındaki aynı yazar tarafından değişkenlik arz etmesi durumu. Eğer değişkenlik burada da mevcut ise bu değişkenlik şahsa mı bağlı yoksa çağa mı?
Nihayet birisi çıkıp tarihçilerin ipliğini pazara çıkardı; tarih bir bilim değildir ve ancak yazanın siyasi veya kültürel bakış açısını yansıtır. Gelişmemiş toplumlarda da siyaset ile birlikte son derece ilgi görür. Dünyanın hangi modern ülkesinde tarihçiler bizdeki kadar yıldızdır, hiç düşündünüz mü?!
İzledikten sonra da yorumumu yapayım. Yalın hocanın kitabı hakkında konuşmaya başladığı andan itibaren söylediği her şey Cumhuriyet tarihinin kendi zihnindeki yansımasından ibarettir :).
"Tarihçiler boş sinemacı mıdır" diye okudum başlığı. Turuncu kapaklı kitapları yakarlar şimdi bunlar yayında, ortalık karışır diye düşünürken başlığı yanlış okumuş olduğumu fark ettim. Tam da meşalemi tutuşturması için kanepede uyuyan arkadaşı orağım ile dürterken olmadı ki bu şimdi hevesim kursağımda kaldı :(
İşte bu sebeplerle sosyal bilimler dediğimiz, içinde insan faktörünün, kavganın, alternatif doğruların hiç bitmediği bu başlıklar çok yorucu. Sanat dediğin de öyle. Uzun süre (15 yıl) müzisyenlik yaptım, kavga hiç bitmiyo. Biri geliyo "abi orda o armoniyi kullanmayalım, aranje şöyle olsun, yok davullar böyle çalsın….." bitmiyor arkadaş. Ha biri de gelip diyemez ki şu dünyada "bu kötü" diye. Kime göre? Neye göre? Elbette ki teknik anlamda kabul görmüş "iyi" ler "çok çok iyi" ler var ama ruh her zaman farklı. Örneğin bana yeni bişeyler dinletiyolar bazen (fusion severim) ama ben hep Chick Corea'nın ruhunu arıyorum. Tamam mutlak peşinde koşmayalım esnek olalım, bu daha iyi ama kavga bitmiyor abi. Ama ifade dili matematik olan işler böyle mi? İkiyse iki, beşse beş kardeşim. İkiyi doğru bulduysan kimse kalkıp da "bu iki değil" diyemez. Ruh faktörü yok denecek kadar az. Ben fizikle ilgileniyorum, haşa huzurdan çok farkındayım hiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiç bi bok olmayacak benden, yepis yeni bişey çok çok büyük ihtimalle çıkmayacak. Ama olsun be böyle de güzel, gavurun zaten yaptığını anlamaya çalışmak bile güzel. İnsan kalabalığıyla münakaşaya mecbur değilsin çoğu zaman. Müzikle yeniden profesyonel olarak ilgilenmeyi hiç düşünmüyorum, başkası yapsın biz dinleyelim, zaten belli başlı şeyler haricinde artık dinleyemiyorum bile. Dediğim gibi aslında hiç bi bok olmasa da gavurun zaten yaptığını anlamaya çalışmak çok daha garanti okşuyor ruhumu. Ha uzmanlığı başka bişey olup da işinin inciğine cıncığına düşkün olan adam ilgi çekiyor epey. Misal bir "olmaz öyle saçma şey"'de İlker bey Nyquist teoreminden bahsetmişti. Sinemacılık lisans müfredatında var mı bilmiyorum ama adam resmen gitmiş Fourier analizi bakınmış. Çok değerli bişey bu. Bazen merak ediyorum; yaşam süresi 1000 yıl falan olsa acaba herkes bir saatten sonra fizikle vb. mi ilgilenmeye başlar diye.
dostum, aynen bu kafayla insani bilimler ve fizik arasinda kalip insan isleri cok karisik fizik ne guzel huzurlu diye secmistim yillar once fizigi. (tabii esas olarak fizik benim bencil nedenlerle yapmak istedigim seydi bir de. )ve evet sonra da ne kadar muzik grubunda bir parcasi olduysam hepsinde su bahsettiklerin oluyordu. ayrica fizik cok guzel gercekten. son cumlen +1 :D onceki 3cumlen +1.