What Happened When Prophet Muhammad Died? 

Hz.Muhammed sonrası hilafet mücadelesi oldukça ilgi çekici ve detaylı bir konu. En duru ve net haliyle aktarmaya çalıştık. İyi seyirler dileriz. Videoyu beğenerek ve paylaşarak bize destek olabilirsiniz

Bağdatlı bir Türk'üm ve Şii'yim tarihi daha iyi anlamamız ve böylece hatalarımızı tekrarlamamak için sizin gibi zıt kaynakları harmanlayarak anlatan objektif anlatıcılardan öğrenmemiz gerekiyor, bir Iraklı olup çocukluğundan beri mezhep Savaşı'nın olumsuz taraflarını bilfiil yaşamış birisi olarak Türkiye'deki soydaşlarımıza söylemek istiyorum ki mezhep Savaşı'nın dinle bir ilgisi yoktur kesinlikle "tamamıyla siyasidir" Şöyle ki bu bir aidiyet meselesidir İnançlı ol ya da olma etnik kimliğin gibi mezhepsel kimliğinde seni bir tarafın doğal üyesi yapacaktır. 1450 sene önce olan bazı olaylar bu günümüzü şekillendiren ya da etkileyen sebepler olabilir fakat yarınımızı şekillendirmesine izin vermemeliyiz. Bizim gönlümüzdeki hilafet namzeti Ebu talib'in oğluydu fakat o dönemki koşullar Ebî Kuhâfe ya da Hattab'ın oğlunun olmasından yanaydı Nitekim Ali de bunu kabul etti ve sonraları onlara danışmanlık etti ve bir fitne çıkmaması için çalışıp çabaladı fakat bunda muvaffak olmadı evlatları da onun izinden gitti, ne var ki Hanedan-ı Âli Osman'ın şehzadelerini isyan etmek için kışkırtan vezirler gibi yönetimden memnun olmayanlar doğal olarak Ali'nin oğullarının etrafında toplanıyordu emevi ve Abbas oğulları döneminde haklılık payı olan ayaklanmalar oluyordu bir şekilde bunlar mezhebe dönüştü ve biz bunun olumsuz taraflarını gördük biz Türkler/Türkmenler şu an Irak'ta yarı yarıya şii/Alevi ve sünnilerden oluşuyoruz inşallah geçmişteki hatalar tekrarlanmaz ve İnşallah Türkiye'deki soydaşlarımız da bizi görüp ders alırlar. Irak şu anda 10 yıl öncesinden çok daha iyi, insanlar ders alıyorlar ve sadece Müslümanların arasında değil Hristiyan ve ezidiler başta olmak üzere bir sürü farklı dinden insan barış içerisinde yaşamanın yollarını arıyoruz Normal halk arasında dini mezhepsel ya da ideolojik ayrılıklar bir sorun teşkil etmiyor genellikle siyasi anlaşmazlıklar halk tabanına Büyük bir savaş olmadığı sürece sirayet etmiyor. Eğer birbirimizi yok etmeye çalışırsak asla tüketemeyiz o yüzden akıllı olup birlikte yaşamayı öğrenmeliyiz. Saygı ve selamlarımla 🙏

ali hak iledir hakta ali ile HZ Muhammed s.a.a

Kıyamet alametlerinden biri de, yalın ayak, çıplak, yoksul koyun-keçi çobanlarının binaları yükseltmekte birbirleriyle yarış ettiklerini ve böbürlendiklerini görmendir.” (Buhari, Fiten: 25; Ahmed bin Hanbel, Müsned, II/313) bu hadiste gaybi Mucize vardır. 1400 yıl önceden günümüzdeki Dubai Abu dabi Riyad gibi yerler anlatılmış. islam hak Dindir.

İslam tarihi ile ilgili daha çok objektif tarih videoları istiyoruz

"Benim soyumdan gelenler diyil, yolumdan gidenler cennete gidecekdir" HZ.Muhammed(s.a.v)

Peygamber efendimiz “Size paha biçilmez iki şey bırakıyorum: Allah’ın kitabını ve Ehl-i beytimi... Benden sonra bunlara sarılırsanız asla sapıklığa düşmezsiniz.” Resûl-i Ekrem konuşmasını bitirdikten sonra Hz. Ali’yi sağ tarafına almış, elini tutup kaldırmış ve şöyle demiş: “Ben kimin mevlâsı isem Ali de onun mevlâsıdır. Allahım, onu seveni sev, ona düşman olana düşman ol

Peygamber bir sefer esnasında Gadîr-i Hum denilen yerde konaklamış, öğle namazını kıldırdıktan sonra Hz. Ali'nin elinden tutup, “Ben kimin mevlâsı isem Ali de onun mevlâsıdır. Allahım, ona dost olana sen de dost ol, ona düşman olana sen de düşman ol!”. Peygamberin amcasının oğlu, bir savaş haricinde bütün savaşlarında sancaktarlık yapmış, ilk müslümanlardan olan, kendi soyunu bizzat kendi kızını isteyenler arasında diğer insanlar varken neden Ali’ye verdin diye soranlara ben vermedim Allah emretti demiştir. Cennet gençlerinin seyyidleri evladıdır. Sen bana Musa ile Harun arasında eş değersin ya Ali ama benden sonra peygamber gelmeyecektir. Peygamberden sonra da bizim inancımız Ali ve ailesinin hak olduğudur. 12 İmam peygamberin soyudur. Ali’nin ve ailesinin liderliği peygamber efendimizden sonrası için inancımızdır. Yallah ya Muhammet ya Âli

Videodaki dil çok aşırı derecede rahatsız edici. Bu adamlar senin asker arkadaşın mı da sahabenin en büyüğü olan 4 halifenin adını anarken sadece ismiyle hitap ediyorsun? Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali demek cok mu zor?

Müslüman değilim ama Muhammed'e cidden çok saygı duyuyorum tarihin belki de en büyük devrimcisi.

Gadiri Hum olayını, Perşembe akşamı “bana kağıt ve kalem getirin size benden sonra yolunuzu kaybetmeyesiniz diye vasiyyet yazdırayım” olayına kimin engel olduğunu araştırın Kızı Fatımanın mezarı neden gizli? Medinede amma yeri tam belli değil, gizli. Neden?

Sen dağları görürsün de, yerinde durur sanırsın. Oysa onlar bulutun yürümesi gibi yürümektedirler. Bu, her şeyi sapasağlam yapan Allah'ın sanatıdır. Şüphesiz ki O, yaptıklarınızdan tamamıyla haberdardır. NEML Sures 88. Ayet Meali

Hz.Ali ye yapılan bütün zulumler cehennemde yoldaşları olsun Rabbim onlara cennet yuzu gostermesin Yasasin Ehl-i Beytt yasasin Ali soyu Peygamber Muhammed (s.a.v) yolu

Alevi değilim Sünni bir müslümanım ama ben Hz Ali nin hakkının yendiğini düşünüyorum.

Hz Ali candır

Hakk Ali iledir,Ali Hakk iledir.Hz.Mehemmed (S.A.A.S).

Ellerinize sağlık çok tarafız ve güzelce anlatmışsınız. Lütfen 1. cihan harbi ile alakalı videolar gelsin artık.(Türkiye de kimsenin üzerine dahi durmadığı Galiçya ve İtalya cepheleri gibi)

Hocam sizden Kızıl Ordu'nun Bagration Operasyonu ile Wehrmacht'ı anavatandan püskürttüğü 1944 taarruzlarını anlatan bir içerik bekliyoruz. Başarılarınızın devamını dilerim.

Allah ahirette komşu eylesin İnşallah

Merhaba DFT tarih ekibi Abbasi Bizans savaşları Roma Pers savaşları Kartaca Roma savaşları hakinda daha geniş videolar yapabilirmisiniz ?

Eğer, Ebu Bekir’in imanı, bütün halkın/insanların imanı ile muvazene edilse/karşılaştırılsa, Ebu Bekir’in imanı daha ağır gelecektir.”(Tuhfetu’l-Ahvezî, 7/298-Şamile). Peygamber efendimiz hastayken hz.ebubekire imamlık yaptırmışken kim onun yerine halife olabilir

Bizim önderimiz Hz Muhammed Mustafa. Halifemiz . Allah'ın aslanı kerrari Haydar. İmam Ali'dir . Gerisi de sen sen ben bendir

Sayın DFT Sunucusu Mahmut Bey,1817- 1864 Batı Çerkesya Rus savaşları Özellikle Janbulat boletoko,Hacı kızbeç, Ve Hacı Kerandug Berzeg hakkında (Seri yada Tek Video) Belgesel gelmesini rica ediyorum Lütfen bu isteyimi fazla görmeyin.

ilk halifeliği hz Ebubekir(r.a) hak etti.

Tatar Tarihi ile ilgili video gelir mi?

Bu videodan anladığım; Aliye danışılmaması haksızlık ancak biat etmesi sorunu kaldırmıştır dolayısıyla şia bana saçma geliyor, doğru bulmuyorum. İslamı bölmeye çalışın kim varsa haksızdır. Her haklı haksız mücadelesinde mezhep kuralım ozaman...

Tarafsız olup iki tarafında görüşlerini beyan etmeniz gerçekten takdir edilecek bir durum. Sizi tarafsız bir tarih kanalı olarak bilmekte yanılmadığımızı bir daha ispat ettiniz. Teşekkürler DFT Tarih 🤝

Anam babam sana feda ya Resulullah

Üniversite sınavı da bittiğine göre artık gönül rahatlığıyla tarih videosu izleyebilirim.😌

Hz, Muhammed Mustafa (S.A.V.) ❤️❤️🌹🌹

YÜCE RABBİMİZ kuranı kerimde : Bız seni Alemlere rahmet olarak gönderdik buyuruyor.

Mükemmel bir video

Hz.Muhammed (S.A.V) ❤

Hz Alinin biatın geçikmesine sebep defin işleri oldu. Adam daha iki kere biat etti napsın? Hz Fatıma Hz Ebu Bekrin yaptığına değil, babasından miras kalmadı diye darıldı. Ebu Bekrden ise Sünnete uyupta kimseye hakkından fazla vermediyi için üzüldü bir az. Ee buda normal, Hz Fatımada bizim gibi insan değil mi? Üzülümüz mi, canı bir şey çekmez mi? Videoda daha çok şii düşüncesi aşılanmış.

Muhammed peygamber kendinden sonrası için halife olarak Ali'yi düşünüyordu ancak haşimoğulları daha güçlü olduğu için hem peygamber hemde Ali'yi alt ettiler ...

*1001 Gece Masalları* Çölde üç arkadaş dolaşıyorlarmış. Derken orada geviş getiren bir deveye rastlamışlar. İçlerinden biri deveye bir soru sormuş. Cemal 😐 : Sana selam olsun ey deve. Söyle bakalım bana, senin neren eğri? Camel 🐪 : ...... (Deve oralı bile olmamış ve geviş getirmeye devam etmiş.) Necmi 🤔 : Bu deve galiba sağır. Belli ki seni duymadığı için cevap vermiyor. Biraz yüksek sesle tekrar sor. Cemal 😐 : Ey deve. Tekrar soruyorum. Söyle bakalım bana, senin neren eğri? Camel 🐪 : ...... (Deve geviş getirmeye devam eder.) Necip 🙄 : Yok yok, bence bu deve hem sağır hem dilsiz. Oradan geçen bir adam bunların deveyle olan konuşmalarını duyar ve araya girer. Hızır 😁 : Selamün aleyküm beyler. Görüyorum ki, deveyle konuşmaya çalışıyorsunuz. Lakin bu deve size cevap vermiyor, çünkü o sadece kendi dilini konuşuyor. Cemal 😐 : Doğrudur. E peki ne yapacaz? Bu deveyle anlaşmanın bir yolu yok mu? Hızır 😁 : Olmaz mı? Bakın benim hayatım hep develerle geçti. Ben onların dilini öğrendim. İsterseniz size yardımcı olabilirim. Necmi 🤔 : Allah senden razı olsun kardeş. Seni karşımıza Allah çıkardı. Hızır gibi yetiştin. Şu deve arkadaşa neresinin eğri olduğunu bir sorabilir misin? Hızır 😁 : Ne demek, tabi ki. Siz burada bekleyin, belki sizden çekinebilir. Ben şimdi onunla tek başıma konuşup ondan cevabı öğrenirim. Necmi 🤔 : Tamam biz burada bekliyoruz. Hızır 😁 : Horrttt hortoronto nerenhort hoooooort? Camel 🐪 : Hoort hort hoooort hooort. Hızır 😁 : Tamam sordum, cevabı öğrendim. Necip 🙄 : Peki ne cevap verdi. Çok merak ediyoruz. Hızır 😁 : Dedi ki, ben dedi, doğuştan kamburum dedi. Ameliyatla bu kamburumdan kurtulabilirim ama ameliyata verecek param yok dedi. Allah rızası için bana bir yardım edin dedi. Cemal 😐 : Vay canına yandığım. Demek öyle ha! O zaman bize ne yapmak düşüyor arkadaşlar? Haydi arkadaşlar eller cebe. Ameliyat parasını biz karşılıyoruz tamam mı? ... Bak Hızır kardeş, al bu paraları ve sana zahmet bu deveyi ameliyat ettir. Hem sen hem biz sevaba girelim. Hızır 😁 : Tabi ki yaparım. Siz onu hiç dert etmeyin. Ben şimdi bu deveye binip onunla gidiyorum o zaman. Haydi hoşçakalın. Ya Allah. Cemal 😐 : Haydi sana güle güle. Deveye de hayırlı şifalar dileriz. Camel 🐪 : .... Hızır 😁 : Yav deve, görüyor musun şu işi? Bu paraları senin sayende kazandım. Dile benden ne dilersen. Camel 🐪 : Hoort. Hızır 😁 : Ot demek istedin herhalde değil mi? Yav ben ne diyorum? Ben de şu adamlar gibi kafayı yemeye başladım iyi mi? Bu adamların sayesinde deveyle konuşmaya iyice alıştık ha! Neyse ama güzel para kazandık! Değil mi deve? Sen ne diyorsun bu işe? Camel 🐪 : Hooort ~~~ *Maşallah maşallah!* Hazreti Süleyman karıncalarla konuşuyor, kuşlarla şarkı söylüyor, maymunlara da cambazlığı öğretiyordu. Bunlarla birlikte hoş vakit geçiriyordu. Keçilere inatçı olmamayı öğütlüyor ve develere "neren eğri" diye soruyordu. Eşeklere de, "artık bundan böyle eşeklik etmeyeceksiniz" diyerek onları doğru yola getiriyordu. Hatta onlara, "Oku, çalış, adam ol, baban gibi eşek olma" şeklinde bir söz söylediği rivayet edilir. Ayrıca emrinde bir sürü cin vardı. Onlara da, "artık benden izin almadan kimseyi çarpmayacaksınız" dedi. Bu cinler daha önce Şeytana hizmet ediyorlardı, ancak daha sonra hazreti Süleyman'ın hizmetine girdiler. Hatta Şeytan da onun emrine girerek hizmet etmek istedi ama hazreti Süleyman kabul etmedi. 😅 Doğru doğru! 😮 Ne gülüyon bre zındık! Demek inanmıyon öyle mi? Öyleyse sen cehennemde yanınca inanacan, amma o zaman da son pişmanlık fayda etmeyecek. Zebaniler seni kızarttığı zaman anlayacan! ~~~ *Film:* *Tarzan'ın Maceraları* ~~~ *Hüdhüd kuşunun zeka seviyesi ne kadardır?* *Hüdhüd kuşunun zeka seviyesinin, onun Süleyman'a haber getirip götürdüğüne inananların zeka seviyesinden daha yüksek olduğu sanılmaktadır.* ~~~ *Neml suresi* *Hazreti Süleyman ve ordusu hakkında epeyce bilgileri olan karıncalar:* *17* Bir zaman cinlerden, insanlardan ve kuşlardan oluşan orduları Süleyman’ın emrinde toplanmış, birlikte sevk ve idare ediliyordu. *18* Nihayet Karınca vadisine geldiklerinde, bir karınca şöyle dedi: “Ey karıncalar! Yuvalarınıza girin; aman, Süleyman ve ordusu farkına varmadan sizi ezmesin!” *19* Onun bu sözünden dolayı Süleyman neşeyle gülümsedi ve “Ey rabbim!” dedi, “Gerek bana gerekse anne babama verdiğin nimete şükretmeye ve hoşnut olacağın iyi işler yapmaya beni muvaffak kıl. Rahmetinle beni iyi kullarının arasına kat!” *Casusluk yaparak Süleyman'a haber getiren hüdhüd kuşu:* *20* Süleyman kuşları gözden geçirdi ve “hüdhüdü niçin göremiyorum; yoksa kayıplara mı karıştı?” diye sordu. *21* “Ya bana açık bir gerekçe getirir veya onu şiddetle cezalandırırım ya da onu ­boğazlarım!” *22* Çok geçmeden hüdhüd gelip dedi ki: “Ben, senin bilmediğin bir şeyi öğrendim. Sebe’ halkından sana kesin bir bilgi getirdim.” *23* “Onları bir kadın hükümdarın yönettiğini gördüm; kendisine her imkân verilmiş; bir de muhteşem tahtı var. *24* Ancak onun ve halkının Allah’ı bırakıp güneşe taptıklarını da gördüm. Şeytan onlara yaptıklarını güzel göstermiş, böylece onları yoldan alıkoymuş; bu yüzden doğru yolu bulamıyorlar. *25* (Şeytan bunu) göklerde ve yerde gizli olanı açığa çıkaran, gizlediğinizi ve açıkladığınızı bilen Allah’a secde etmesinler, diye yapmış. *26* Oysa büyük arşın sahibi olan Allah’tan başka tanrı yoktur.” *27* Süleyman da, “Doğru mu söylüyorsun yoksa yalancılardan biri misin, göreceğiz. *28* Şu mektubumu götür, önlerine bırak, sonra onların yanından çekil de ne sonuca varacaklarına bak.” *Sebe Melikesi, hüdhüd tarafından kendisine gelen mektubu okur ve adamlarına ne yapmaları gerektiği konusunda danışır:* *29* Sebe melikesi (adamlarına) şöyle dedi: “Beyler! Bana çok önemli bir mektup gönderilmiş! *30* Mektup Süleyman’dan gelmekte, rahmân ve rahîm olan Allah’ın adıyla ­başlamaktadır; *31* ‘Bana üstünlük taslamayın, gelip bana teslim olun’ denilmektedir.” *32* Kraliçe şöyle dedi: “Efendiler! İçinde bulunduğum durum hakkında bana görüşünüzü açıklayın. Sizin görüşünüzü almadan asla bir işe kesin karar vermem.” *33* Şu cevabı verdiler: “Biz güçlüyüz, zorlu savaşçılarız, yine de yetki senindir; artık ne buyuracağını sen düşün.” *34* Kraliçe şöyle dedi: “Krallar bir ülkeye girdiler mi, oranın altını üstüne getirirler ve halkının ulularını aşağılanmış duruma düşürürler. Bunlar da öyle yapacaklardır. *Sebe Melikesi Süleyman'a bir hediye göndererek onun gözüne girmeye çalışır. Ancak Süleyman onun gönderdiği hediyeyi beğenmez:* *35* Ben bunlara bir hediye göndereceğim, sonra bakacağım elçiler ne ile dönecekler?” *36* (Elçiler) Süleyman’a geldiğinde o şöyle dedi: “Siz bana mal yardımı mı yapıyorsunuz? Allah’ın bana verdiği size verdiğinden daha değerlidir. Hayır, hayır! Bu hediyenizle ancak sizin gibiler sevinir. *37* (Ey elçi!) Onlara dön; iyi bilsinler ki asla karşı koyamayacakları ordularla üzerlerine gelir, muhakkak surette onları yenilmiş ve küçük düşürülmüş olarak oradan çıkarırız!” *38* (Danışmanlarına dönerek) “Beyler! Onlar boyun eğerek bana gelmeden önce hanginiz o kraliçenin tahtını bana getirebilirsiniz?” diye sordu. *Devreye cinler girer.* *39* Cinlerden bir ifrit, “Sen makamından kalkmadan önce ben onu sana getiririm. Gerçekten bu işe gücüm yeter, ben güvenilir biriyim” dedi. *40* (Bu konuya dair) kitaptan bir bilgisi olan ise, “Ben onu sen göz açıp kapayıncaya kadar getiririm” diye cevap verdi. Süleyman, tahtı yanı başına yerleşmiş olarak görünce şöyle dedi: “Bu, şükür mü yoksa nankörlük mü edeceğim diye beni sınayan rabbimin bir lutfudur. Şükreden ancak kendisi için şükretmiş olur, nankörlük edene gelince, o bilsin ki rabbimin hiçbir şeye ihtiyacı yoktur, kerem sahibidir.” *41* “Onun tahtını tanıyamayacağı bir hale getirin; bakalım gerçeği anlayacak mı yoksa anlamayanlardan mı olacak?” dedi. *Sebe Melikesi kendi tahtını görür ve "Tıpkı o" der:* *42* Kraliçe geldiğinde, “Senin tahtın da böyle mi?” diye soruldu. “Tıpkı o!” dedi ve ekledi: “Biz bundan önce hakkınızda bilgi sahibi olmuş ve çağrınıza boyun eğmiştik.” *43* Onu, daha önce Allah’tan başka taptığı şeyler saptırmıştı. Çünkü o inkârcı bir kavimdendi. *Ve Sebe Melikesi doğru yolu bulur:* *44* Ona, “Köşke gir” denildi. Kraliçe salonu görünce, onu oraya toplanmış su sandı ve eteğini topladı. Süleyman, “Bu, billûrdan yapılmış bir köşkün şeffaf zeminidir” diye uyardı. Kraliçe, “Rabbim, ben gerçekten kendime zulmetmişim! Artık Süleyman’la beraber âlemlerin rabbi olan Allah’a teslim oldum” dedi. *Bütün bunlar Süleyman'ın hayvanlarla kurduğu iletişim sayesinde olur. Özellikle hüdhüd kuşunun bu konudaki rolü çok büyüktür. Allah ondan razı olsun.* ~~~ 🤔 ... 🙄 N'oldu? Ne düşünüyon? 🤫 ... ~~~

5:27 Ümmetin en hayırlısı Peygamber Efendimiz (S.A.V)'in Amcasının oğlu ve damadı Kandaşı ve Karındaşı canından çok sevdiği Hasan ve Hüseyinin babası cananı Haydar-ı Kerrar Hazret-i Ali Keremallahuvechedir. Niyetim ve amacım Asla ayrılık ve fesat değildir olmadı, olamaz ama şu bilinsin ki Hz.Ömer (R.A)'nın bu sözü çok yanlış ve ani verilen karar neticesiyle hem saçma hemde kul hakkı... İlk Halife Hz.Ali (K.V) olmalıydı. Artık yapacak birşey yok Allah Hz.Ali (K.V) ile cennette komşuluk nasip eylesin. 😔🥺🥲

Rab bize onunla cennette komşu olmayı nasip etsin. Hem Peygamber hem de büyük bir komutandı. Ama asla kendine bir saray yaptırmadı. israf etmedi.

..insanda bir adap edep olur beEE öldü ne demek VEFAT ETTİ DE BARİİ❗❗

Çoğunluk biat ettiyse hz Ali'nin biat etmesi lazımdı. Muhalif olabilirsin ama biat edememezlik olmaz ki aslında hz Alinin bu tavrı daha halifeliğe hazır olmadığını da gösteriyor açıkçası. Ki sonradan biat ederek sorun çözülmüş ama münafıkların etkisiyle sorun yine alevlenmiş.(abdullah ibni sebe ye bakınız. ) Hz. Âli başa gelinc Muaviyenin biat etmesi zorunda olması gibi ve Muaviye'nin biat etmemesi gibi hatadır mesela. (Dikkat ettiyseniz hz Ali de kendi yaptığı hatasının benzerini de yaşamıştır.) Günümüzde de durum budur yüzde 48 i şimdi isyan mı etsin . Hakkımız yendi diye. Herkes bu könu hakımda fikrini söyleyebilir ama kavga etmek te natıksızdır.

Eşhedü en la İlahe illellah, Eşhedü en la Muhammaden Resulullah ve Eşhedü en la Aliyyen Valiyullah🫀

Kıymetli admin peygamber efendimiz desen daha iyi olurdu .

Benim merak ettiğin konu şudur Halife Ömer diye bahsettiğimiz kişi kendi kızıyla yatağa giren birisi olarak nasıl Cennetle müjdelenir? Peki Annemiz Peygamber kızı olan Fatima(A.S.)ın neden ölümüne sebep oldu? İyi de Ömeri öldüren Ebululuyu Hz.Ali(A.S) neden Cennetle müjdeledi. ömer hakkında çok şey öyrendim ve Hz.Ali(A.S) gibi günahsız biri dururken neden bunlar halife seçtiler ki?

Tarihin en büyük insanı. Yolu yolumuz.

Oldukça büyük devrimler yapmış olan herkesin etrafında nedense hemen koltuk kavgaları başlamış en yakın iki örnek bir Peygamberimiz iki Atatürk.

Sevgili peygamberimiz hz Muhammed sallallahualeyhivesellem

Xəlifə seçərkən Hz. Əli ilə məsləhətləşmədilər. Bunu özün də videoda qəbul etdin. Hz. Zəhranın mirasına əl qoyuldu , bunu da videoda özün dedin. Sadəcə çoxluq qəbul edir deyə sünnilərin fikri daha güvənilirdi deyə bir şey yoxdur. Qoyunların sayı çoxdu deyə Çoban durub mələyəsi deyil ki😂

Hz Muhammed sav ve sahabesini yakından tanımak ne güzel olurdu, inşallah cennete gireriz de orada nasip olur

Siii ler yüzünden bölünmüşüz

Hz.Ebu Bekir , Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali. Allah hepsinden razi olsun.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sallem kendi vefatından sonra olanları ön gördüğü için Gadîr-i Hum de Hazrat ALİ aleyhi selami kendisinden sonra Allah tarafından halef tayın etti

Gerçekten cok mükemmel bi video objektif sozum ona bazi kanalar gibi değil tebrikler

*Onlar* İman edenlerle karşılaştıkları zaman, “İnandık” derler. Fakat şeytanlarıyla (münafık dostlarıyla) yalnız kaldıkları zaman, “Şüphesiz, biz sizinle beraberiz. Biz ancak onlarla alay ediyoruz” derler. (Bakara 14) 😮 Bunu nasıl yapıyorsunuz? Nasıl alay ediyorsunuz? 😂 Din, iman, bakara, bu yetmez, bize verin bol para diyerek bunların sırtından geçiniyoruz. Bunların parasıyla bu hayatta dünya nimetlerine kavuşuyoruz. Onlara da, siz de böyle nimetlere öbür tarafta kavuşacaksınız diyoruz ve sabırlı olmalarını söylüyoruz. 😮 Peki bunlar bunu kabul ediyorlar mı? Paralarını size gönüllü olarak, helal ederek mi veriyorlar? Bu eşitsizliğe İtiraz etmiyorlar mı? 😂 İstedikleri kadar etsinler, çok mu önemli! Biz de onları kâfir ve din düşmanı ilan ederiz olur biter. Biz dini inançları kendimize kalkan yapmasını iyi biliriz. Onların, "siz bu dini kullanarak kendinizi zenginleştiriyorsunuz" diyerek yaptıkları itirazlarını çarpıtarak onların asıl niyetinin dine düşmanlık yapmak olduğunu söyleriz. Böylece onların itirazlarını savuştururuz. 😮 Peki onlar gerçekten din düşmanı mı? 😂 Evet onlar din düşmanı ve bu bir yalan değil. Çünkü din demek, yol demektir. Yani onlar gerçekten de bu yolun düşmanları. 😮 Peki onlar neden bu yolun düşmanları. Sebebi nedir? 😂 Bunlar diyorlar ki, sizin gittiğiniz bu yol ta başından beri hep başkalarının sırtından geçinmeye dayalı bir yol diyorlar. Ve bu yolun, insanları sömürerek hep bazılarının dünya çıkarlarına hizmet etmeye yaradığını söylüyorlar. Bu yüzden, bu yol doğru değil diyorlar ve bu yola düşmanlık ediyorlar. Biz onların din düşmanı, yani bu yolun düşmanı olduklarını söylerken bu konuda yalan mı söylüyoruz? Hayır, biz kesinlikle doğruyu söylüyoruz. 😮 Yani onlar bu yolu beğenmiyorlar öyle mi? Peki siz beğeniyor musunuz? 😂 Neden beğenmeyelim ki? Tabi ki de beğeniyoruz. Eğer onlar da bizim durumumuzda olsaydılar, hiç kuşkusuz onlar da çok beğeneceklerdi. 😮 Nasıl yani? Sizin durumunuzda olmak derken? 😂 Şimdi bak. Bu yol, birilerinden ganimet alma ve bunu kendi aralarında pay etme yoludur. Yani başkalarının sırtından geçinme yoludur. Allah bize bu nimetleri nasip etti. Onlar ise bu nimetlerden pay alamayan insanlar. O yüzden bu yol onların işine gelmiyor. Ama bizim işimize geliyor. Çünkü biz bu yoldan aslan payını alıyoruz ve krallar gibi geçinip gidiyoruz. İşte bu nedenle biz bu yolun dostuyuz, onlar da düşmanı. 😮 Yani bu konu parayla mı ilgili? Yav ben de bu işlerin hep öteki dünya ile ilgili olduğunu sanıyordum! 😂 Evet o da var ama bu dünyadaki kavganın nedeni öteki dünya nimetlerini bölüşememek, cenneti paylaşamamak değil ki! Taa peygamberin zamanından beri bütün bu kavganın asıl nedeni, bu dünya nimetlerini, yani ganimetlerini bölüşememek. Zaten bu yüzden, bu yolun kurucusu ölür ölmez post kavgası başlamış. Bu nerenin postu? Öteki dünyanın postu mu? Değil. Bu yolun kurucusu ölünce, bazıları artık paralarını vermek istememişler. Bunun üzerine hemen bir ordu toplanmış ve bunlarla savaşılmış. Kılıç zoruyla paralarını vermeye zorlanmışlar. Bu yol, birilerinin emek vererek çalışarak kazandıklarını zorla ya da dolaylı yollardan ellerinden alma yoludur. Yani bu yolda temel amaç ganimet elde etmektir. Ganimet ne demek? Başkalarına ait olan şeyleri onların elinden almak demek, öyle değil mi? 😮 Bu durumda bundan pay alamayanlar bana sanki biraz haklı gibi geliyor. 😂 Haklıysa haklılar, bize ne yav! Onlar da öteki dünyayı beklesinler. Bizim burada kavuştuğumuz şeylere onlar da orada kavuşacaklar. Allah'ın izniyle biz de kavuşacaz! Ordan da payımızı alacaz. 😮 Alırsınız alırsınız! 😂 Niye öyle dedin ki? Kuşkun mu var? 😮 Evet kuşkum var. 😂 Öyleyse açıkla da biz de bilelim. 😮 Yav şimdi bana bu işte bir terslik var gibi geliyor. Şimdi biz bu dünyadayız ve sadece bu dünyayı biliyoruz. Bir de bu dünyanın bozuk olduğunu görüyoruz. Bu dünya haksızlıklarla ve kötülüklerle dopdolu. Dünyada bir yanda zulüm görenler ve ezilenler var, diğer yanda da zulmedenler ve ezenler var. Gördüğüm kadarıyla bu dünyada zulmedenler ve ezenler çok iyi yaşıyor. Uzatmaya gerek yok. Bundan şöyle bir sonuç çıkarıyorum. Bu dünya kötülerin elinde ve onlar bu dünyanın nimetlerinden yararlanıyorlar. Eğer bu kötüler öteki dünyanın nimetlerinden de faydalanacaklarsa, o zaman öteki dünya da kötülerin elinde demektir. Demek istediğim şu: Bu dünya bence şeytani ve bu yüzden her türlü haksızlıklar oluyor. Ben burada kazananların öteki dünyada da kazanacaklarını sanmıyorum. Bence kötülerin bu dünyada haksızlıkla edinilmiş servet içinde yüzmelerini sağlayıp onları güzel yaşatan biri var ve o gerçek Yaratıcı değil. O Şeytanın ta kendisidir. Ona Lucifer de diyorlar. Nerede insanlığa fayda sağlamayan, tam tersine onlara zarar veren şeyler varsa para oraya akıyor. Yani paralar kötü işleri yapanların cebine akıyor. Bunun tersine insanlık için güzel şeyleri yapmanın peşinde olanlar pek birşey kazanamıyorlar. Ayrıca bunların başarılı olup insanlara faydalı işleri yapmaları da engelleniyor. Yani bu kötü varlık serveti sadece bu dünyada kendi işine yarayanlara akıtıyor ve onların önünü açıyor. Ama bir yandan da kendisini bunlara doğrudan Şeytan olarak göstermiyor. Bu işleri hep dolaylı yoldan yapıyor. Bu yüzden de kötüler aldanıyor ve sahip oldukları gücü, zenginliği ve itibarı kendilerine Yaratıcının verdiğine inanıyorlar. Bu nedenle ben, kötülere bu dünya nimetlerini veren bu varlığın, öteki dünyada onlara birşey verebileceğini hiç sanmıyorum. Tam tersine, Şeytan denilen bu kötü varlığın cennet vaadiyle onları aldattığını düşünüyorum. Bence gasp, adam öldürme, ganimet, cizye alma, köle yapma, cariye alma yolunun arkasında kötü bir varlık var. Bana göre, insanlara böyle bir yolu doğru yol diye gösteren ve bu yoldan gitmeyenlerin öldürülmesini emreden görünmez varlığın cennet vaadine kesinlikle güvenilemez. Ben kesinlikle güvenmem! Ayrıca öteki dünyada onun sözünün geçtiğini de hiç sanmıyorum. Zaten öteki dünya vaatleri de, onun öteki dünyadan kovulmuş biri olduğunu gösteriyor. Baksana, insanlara öteki dünyayı anlatırken orayı sanki bir fuhuş yuvası gibi göstermiş! Bu dünyada pavyonlarda olan kadınlı cümbüşlü ortamları cennete taşımış ve ne kadar seks düşkünü insan varsa onları bu vaatlerle aldatmış. Adn cennetini Adnan cenneti gibi göstermiş. Ayrıca onun yolundan gidenlerin başlarına bu dünyada bile türlü türlü belalar gelmiş ve bu varlık onları kurtaramamış. Bunların sonu hep kötü olmuş, soyları sopları da bu belalardan kendi paylarını almışlar. Başkalarına yaptıkları kötülükler kendi başlarına gelmiş. Yani bu dünyadan kötü bir şekilde göçüp gitmişler. Şimdi biz bunların öbür tarafta şahane bir hayata kavuştuklarına mı inanacağız? Bunların peşinden mi gideceğiz? Anlaşılan o varlık bunları bu dünyadaki ganimetlerle kandırmış. Bunlar da, bu dünyada bize bu ganimetleri veren varlık, bize öbür tarafta daha neler neler vermez ki deyip gaza gelmişler. Sonra da ektiklerini biçmişler, yok olup gitmişler. 😂 Tamam sen inanma. Ama biz o varlığa iman ediyoruz! ... 👿 Abi senden söz ediyorlar. 👹 Evet. Peki bizi görüyorlar mı? 👿 Hayır abi. 👹 O zaman mesele yok değil mi? 👿 Yok ama din zayıflıyor abi. Millet ateist oluyor. 👹 Olsun. İki taraf da bizim elimizde değil mi? 👿 Abi istersen dini kuvvetlendirmek için bir iki keramet falan gösterelim. 👹 Tamam yapın ama sana söyleyim. Bundan sonra artık keramet göstermek de pek bir işe yaramaz. Ama olsun dert değil. 👿 Doğru abi. Biz amacımıza çoktan ulaştık zaten değil mi? Tabi ki bunları senin o büyük aklın sayesinde başardık. Abi sen gerçekten de aldatanların en iyisisin. 👹 Orası doğru ama yine de bu işi hep birlikte başardık öyle değil mi? Bu yüzden ben de sizinle gurur duyuyorum. Siz de bu konuda iyi iş çıkardınız. 👿 Sağolun efendim. Biz de kendi payımıza düşeni elimizden geldiğince yapmaya çalıştık. 👹 Evet sonuç olarak hep birlikte çalışıp cehennemin tamamen doldurulması işini başardık. Bu konuda verilen sözün gerçekleşmesi için üzerimize düşen görevi yaptık. Bir söz verilmişse o söz yerine getirilir öyle değil mi? Öyle!

Abi napolyon serisine devam et lütfen

Sevgili admin. Video başlığı Hz Muhammed'in ölümü şeklinde yazılmış. Vefat kelimesi iyi ve mübarek kişiler için kullanıldığı ve öldü kelimesi hem iyiler hem de kötüler için kullanıldığından vefatı şeklinde yazmanız daha doğru olur. Ayrıca Peygamberimiz Sallallahu Aleyhi Vesellem'in ismi anıldığında Salavat getirmek farz olduğundan Salavat da yazmanız daha doğru olur. Tabii Salavat yazarken (sav) şeklinde değil de uzun haliyle yazmanız güzel olur

Halifelik seçimi ümmetin ileri gelenlerinin olmadığı bir oldu bitti ile gerçekleşmiştir. Peygamberimiz veda haccı dönüşünde kendisine indirilen son iki ayetde geçen “Ey peygamber. Sana indirileni halka tebliğ et. Aksi halde peygamberlik görevini yerine getirmemiş olursun” ayeti gereği Gadiri Humda hacdan dönen yüzbin kişiye biraraya getirmiş ve bir konuşma yapmıştır. Konuşmanın sonunda kendisinden sonraki halifeyi şu sözlerle belirlemiştir. “Ben kimin velisiysem Ali de O’nun velisidir. Aliyi seven beni sever. Beni seven Allahı sever. Aliye karşı gelen bana karşı gelir. Bana karşı gelen de Allaha karşı gelmiş olur. Allahım Aliyle dost olana dost ol, düşman olanla da düşman ol” diyerek bütün ümmetten Gadiri Humda Ali için biat aldı. Sakifenin bahçesinde Hz. Ömer Hz. Ebubekir için biat isterken Hz. Ali, Haşimiler ve peygamberimizin seçkin sahabileri de peygamberimizin defin işleri ile ilgileniyordu. Bu nasıl bir anlayış ki peygamberimiz vefat etmişken O’nu toprağa vermeden halifelik sevdasına düşülmüş. Bir de bütün savaşlarda kahramanca en önde savaşan ve peygamberimizin “Ben ilmin şehiriysem Ali de O şehrin kapısıdır. İlim öğrenmek isteyen o kapıdan girsin” dediği ve Kuranda övülen, ayetlerde tertemiz kılınan Ehlibeytin ilk imamı ve tertemiz kılınan Alinin olmadığı bir seçim ne kadar adalete uygun? Bu ümmet peygamberimizin Gadiri Humda Ali için aldığı biati tanımayıp peygamberin sözünü yerde bırakmıştır. Bu olaydan sonra ümmet arasında kargaşalar başlamış, liyakatsız kişler vali olarak atanmış, özellikle Osman döneminde içki içip halkı kırbaçlayan valiler atanmış ve halk ayaklanmaları başlamıştır. Halife Osmanın evi günlerce islam dışı uygulamalara karşı muhasara altına alınmış ve en sonunda ilk halifenin oğlu Muhammed bin Ebubekirin başını çektiği Müslümankar tarafından halife Osman kulıçlarla öldürülmüştür.

Yorumlari okudukca sunlari gordum hicbir dinin %100 gercekligini ispatlayamayiz ve bu konuda ulkemiz insanlarinin ne denli akil yoksunu ve saygısız oldugunu anladim ne yazik daha da beter olurlar umarım

Hocam bulgarkıran lakaplı İmparator 2. Basil'i sizden dinlemek harika olurdu umarım yapmanız mümkün olur seviliyorsunuz

Peygamberin naaşı defnedilirken taht kavgasına düşmüşler. Ali'nin hatası peygambere olan bağlılığı olmuş(!).

Əli ibn Əbu Talib 🥰

Ufak bir anlaşmazlık yüzünden yeni mezhep çıkarmaya gerek var mıydı

anlatılan rivayetlere bakınca asrı sadet denen dönemi çok iyi anladık :) neyse ben kendimi sami kavimlerden , arap, ibrahimi, arami, maltalı, süryani, ethopyalı bir halk olarak kabul etmiyorum ; ben kendimi turan halklarında bir olarak tanımlıyorum. bu nedenle yorum yapma hakkını kendimde görmüyorum !

Teşekkürler ❤

Allah tüm halifelere rahmet eylesün 🎉🎉🎉

SENI ÇOK SEVIYORUZ DUNYA VE AHIRET TEK ÖNDERIMIZ YA MUHAMMED صلي الله عليه وسلم

*Din --> Para - Güç - İtibar* *Din --> Maneviyat - Ebedi hayat* Din bunlardan hangisi içindir? Geçmişte halifelerin, halife olmak için birbirleriyle mücadele etmelerinin ve bu yolda on binlerce insanın ölümüne yol açmalarının arkasında yukarıdaki seçeneklerden hangisi vardır? Halifelerin amacı neydi? Halifelik makamını ele geçiren Emeviler, bunu hangi amaç uğruna yaptılar. Halifeliği ele geçirdikten sonra, dini hangi amaçlarını gerçekleştirmekte kullandılar? Tarih bize neyi gösteriyor? Tarihin bize gösterdiği şudur: *Bu gibi insanların asıl amacı, SİYASİ GÜCE, ZENGİNLİĞE ve İTİBARA kavuşmak olmuştur.* Bunlar başka ulusları fethetmeye gittiklerinde de asıl amaçları yine aynıydı. Yani bu insanların asıl amacı başka insanlara İslam'ı tanıtmak ve onları dine davet etmek değildi. Onların amacı bu olsaydı, başka uluslara sadece ellerinde kitaplarıyla Müslüman din adamlarını gönderirlerdi. Ama onlar böyle yapmadılar, çünkü bunların asıl amacı Arap imparatorluğunu kurmaktı. Bunun için başka uluslara ellerinde kılıçlarla gittiler. Oralarda erkekleri öldürdüler, sağ bıraktıklarını köle yaptılar. Bunların mallarını yağmaladılar ve geride kalan insanları haraca bağlayarak onlardan cizye aldılar. Ayrıca öldürdükleri ya da köle yaptıkları insanların karılarını kızlarını da kendilerine cariye yaptılar. Bu kadınları paylaştılar, alıp sattılar ve bunları evlenmeye gerek görmeden seks kölesi olarak kullandılar. Bunları yaparak hem doğuya hem de batıya yayıldılar. Bu yolla başka ulusları sömürdüler, onların dilini yok ettiler ve Arapça'yı yerleştirdiler. Ele geçirdikleri yerlerden gelen ganimetlerle, cizyelerle ve köle ticareti yapıp onları çalıştırarak başkalarının sırtından geçindiler. Tarih böyle anlatıyor! *Din = Yol* Böyle bir YOL, nasıl iyi bir YOL, HİDAYET YOLU olabilir? Böyle bir yolda olanların, Yaratıcının gözünde cennetlik insanlar oldukları söylenebilir mi? Yoksa böyle insanlar, görünmez kötü ruhi bir varlık tarafından, onun kötülüklerini gerçekleştirmek için mi kullanıldılar? Bunların yaptıkları bütün bu kötülükler, bunların İblis tarafından, şeytani işleri yapmak üzere aldatıldıklarını ve şeytani propagandalarla bu kötülükleri yapmaya teşvik edildiklerini ortaya koymuyor mu? Bugün, bu insanların peşinde olanlar da, tıpkı onların kafa yapısına sahip olduklarını ve kötülüğün tarafında olduklarını göstermiş olmuyor mu? Geçmişte başka insanlara din adı altında binbir çeşit zulüm yapanlar öldüklerinde nereye gitmiş oldular? Cennete mi yoksa cehenneme mi? Günümüzde, bu insanların yaptıkları kötülükleri, kötülük olarak görmek yerine, onların dine hizmet ettiklerini düşünerek onları savunan ve destekleyen insanlar öldüklerinde nereye gidecekler? Cennete mi yoksa cehenneme mi? Buna elbette ki gerçek Yaratıcı karar verecektir. Yoksa buna, İblis'in, insanları onunla aldattığı sanal bir ilah mı karar verecek? ~~~ Bazıları gerçekten DİNİ mi savunuyor, yoksa din sayesinde PARA kazanmanın mı peşinde? Allah birilerine, siz dine aracılık edecek ve din sayesinde cebinizi dolduracaksınız demiş mi? Bu tartışmaların temelinde ne yatıyor? Tartışılan şey, yalnızca DİN mi, yoksa birilerinin DİNDEN PARA KAZANMASI ve ÇIKAR SAĞLAMASI mı? Kendi parasıyla geçinerek sadece kendi dinini yaşamaya çalışanlara birşey deniliyor mu? Hayır. Kimler eleştiriliyor? * Dini kullanarak biraraya toplanıp bunu çıkar amaçlı olarak kötüye kullananlar. * Ait oldukları dini grubun kendilerine yaptığı torpille bir yerlere gelen ve böylece başkalarının hakkını yiyenler. * Milletin vergileriyle toplanan paraların ve imkanların çeşitli yollarla kendi dini gruplarına akıtılmasını sağlayanlar. Buna benzer şeylerin hepsi dinde *KUL HAKKI YEMEK* olarak görülür. Ancak, DİNİ ARACILAR için KUL HAKKI YEMENİN HİÇBİR ÖNEMİ YOKTUR. Çünkü onların asıl derdi din değil, sadece dini kullanarak GÜCE, PARAYA ve İTİBARA kavuşmaktır. Bu durumda bunu yapanların, *"ÇIKAR AMAÇLI ÇETELERDEN"* ne farkı var diye sormak gerekmiyor mu?

*Arap dini, ga-nimete nimet diyen bir dindir.* *"Müslüman kul hakkı yemez."* Gerçekten yemez mi? Peki o zaman İslâm'daki *ganimet* nedir? *Ganimet kul hakkıdır.* Ve ... *Müslüman ganimet yer.* İslam'da "Müslüman kul hakkı yemez" sözü geçerli değildir. İslam başından beri hep ganimet elde etme peşinde olanların yolu olmuştur. Bu işi başlatan da peygamberin kendisi olmuştur. Ganimetler alacaksınız diyen de Allah'tır. İslam yolunda olanlar sözde din adına savaşıyoruz diyerek her zaman başkalarının cannı, malını, karısını, kızını almıştır. Yani cinayet, gasp, zorla adam kaçırıp köle yapma, kadınları seks kölesi yapma, cizye alarak haraca bağlama gibi rahmani işleri yaparken aslında dinlerini uygulamışlardır. Çünkü Arapların dini, *ganimet alma* dinidir. Arapların dini, *gaspetme* dinidir. Çünkü savaşarak ganimetler almaları gerektiğini Arabın Allah'ı emretmiştir. Ve bu ganimetlerden Allah'a da beşte birlik bir pay ayrılmıştır. Rahmani = Merhametli Arabın Allah'ı gerçekten rahman mıdır? Arabın Allah'ı, kendisine cehennemi insanlarla dolduracağına söz vermiştir. Peki Allah neden böyle bir söz vermiştir? Rahmani = Merhametli olduğu için mi? Din = Yol Arabın yolundan gidenler, Arabın Allah'ının yolundan giderler. Arabın yolu, merhametsiz = acımasız bir yoldur. Arabın yolunu doğru bulanlar, tıpkı onlar gibi olanlardır. Arabın yolundan gidenler, bu yolun gerçek Yaratıcının mı, yoksa acımasız kötü ruhi varlıkların yolu mu olup olmadığını iyi düşünmelidir. Bir Yaratıcının var olduğuna inananlar, sonunda bu gerçek Yaratıcıya bunların hesabını vereceklerini akıllarında tutmalıdırlar. "İblis tarafından aldatılmışım" demenin kendilerini kurtarmaya yetmeyebileceğini iyi hesap etmelidirler. ~~~ *Ganimete nimet diyerek yağmayı, talanı iyi gösteren Arap dininin etkisiyle yetişmiş insanlar gerçekten ahlâklı insanlar olamazlar.* Böyle inançlarla yetişmiş toplumlardaki birçokları için, ticaret adı altında yasal görünen soygunları, türlü türlü hileleri ve yolsuzlukları yapmak normal bir şeydir. ~~~ "Bodrum'da fiyatlar bu yıl da uçtu. Turistik tesislerde doluluk oranı yüzde 60'larda kalırken turistik ilçeye gelenler üç top dondurmanın 750 TL, bir tabak makarnanın 3 bin TL, bir bardak çayın 90 TL'den satıldığını görünce gözlerine inanamadı.13 Nis 2024" ~~~

*Arap dini, ga-nimete nimet diyen bir dindir.* *"Müslüman kul hakkı yemez."* Gerçekten yemez mi? Peki ya İslâm'daki *ganimet* nedir? *Ganimet kul hakkıdır.* Ve ... *Müslüman ganimet yer.* İslam'da "Müslüman kul hakkı yemez" sözü geçerli değildir. İslam başından beri hep ganimet elde etme peşinde olanların yolu olmuştur. Bu işi başlatan da peygamberin kendisi olmuştur. Ganimetler alacaksınız diyen de Allah'tır. İslam yolunda olanlar sözde din adına savaşıyoruz diyerek her zaman başkalarının cannı, malını, karısını, kızını almıştır. Yani cinayet, gasp, zorla adam kaçırıp köle yapma, kadınları seks kölesi yapma, cizye alarak haraca bağlama gibi rahmani işleri yaparken aslında dinlerini uygulamışlardır. Çünkü Arapların dini, *ganimet alma* dinidir. Arapların dini, *gaspetme* dinidir. Çünkü savaşarak ganimetler almaları gerektiğini Arabın Allah'ı emretmiştir. Ve bu ganimetlerden Allah'a da beşte birlik bir pay ayrılmıştır. Rahmani = Merhametli Arabın Allah'ı gerçekten rahman mıdır? Arabın Allah'ı, kendisine cehennemi insanlarla dolduracağına söz vermiştir. Peki Allah neden böyle bir söz vermiştir? Rahmani = Merhametli olduğu için mi? Din = Yol Arabın yolundan gidenler, Arabın Allah'ının yolundan giderler. Arabın yolu, merhametsiz = acımasız bir yoldur. Arabın yolunu doğru bulanlar, tıpkı onlar gibi olanlardır. Arabın yolundan gidenler, bu yolun gerçek Yaratıcının mı, yoksa acımasız kötü ruhi varlıkların yolu mu olup olmadığını iyi düşünmelidir. Bir Yaratıcının var olduğuna inananlar, sonunda bu gerçek Yaratıcıya bunların hesabını vereceklerini akıllarında tutmalıdırlar. "İblis tarafından aldatılmışım" demenin kendilerini kurtarmaya yetmeyebileceğini iyi hesap etmelidirler. ~~~ *Ganimete nimet diyerek yağmayı, talanı iyi gösteren Arap dininin etkisiyle yetişmiş insanlar gerçekten ahlâklı insanlar olamazlar.* Böyle inançlarla yetişmiş toplumlardaki birçokları için, ticaret adı altında yasal görünen soygunları, türlü türlü hileleri ve yolsuzlukları yapmak normal bir şeydir. 'ABD'Lİ ZENGİN TURİSTLER BODRUM'A AKIN ETTİ!" "Bodrum'da fiyatlar bu yıl da uçtu. Turistik tesislerde doluluk oranı yüzde 60'larda kalırken turistik ilçeye gelenler üç top dondurmanın 750 TL, bir tabak makarnanın 3 bin TL, bir bardak çayın 90 TL'den satıldığını görünce gözlerine inanamadı.13 Nis 2024"

🎣 😈 Buyur patron bizi çağırmışsın. 👹 Arkadaşlar sizi bir iş için çağırdım. Aşağıdaki insanları yanıma almak istiyorum. Onlara burada bir sürpriz hazırladım. 😈 Peki biz ne yapacağız patron? 👹 Siz ilk önce insanların tutunacakları bir kulp hazırlayın ve üzerine "Bu the Lah'ın ipidir. The Lah bu ipin yukarıdaki ucunda sizi bekliyor. Bu ipe tutunun" yazın. 😈 Tamam patron, dediğin gibi yaptık. 👹 Şimdi de o kulpu şu ipin ucuna bağlayın ve ipin diğer ucunu da bana verin. 😈 Tamamdır patron, bağladık. İpin diğer ucu da sende. 👹 Şimdi bu ipin kulplu ucunu aşağıya sarkıtın bakalım. 😈 Sarkıttık patron. 👹 Şimdi aşağı bir inip bakın bakalım. Benim ipime tutunanlar var mı? 😈 Evet patron. Aşağıda senin ipine tutunan çok insan var. 👹 Tamam güzel. Vakti gelince onları hep birlikte yukarıya yanımıza çekeceğiz tamam mı arkadaşlar? 😈 Tamam patron.

*Ömer, Muhammed'in hem kayınbabası hem de damadı olmuş.* *Muhammed, Ömer'in hem damadı hem de kayınbabası olmuş.* Çünkü 1.400 yıl önceki Arapların geleneğinde böyle evlilikler yapmak çok normal bir şeymiş. İki damat - İki kayınbaba: 1: Muhammed, Ömer'in kızıyla evlenmiş. 2: Ömer de, Ali'nin küçük yaştaki kızıyla evlenmiş. Muhammed ile Ömer birbirlerinin soyundan gelen kızlarla evlenerek akraba olmuşlar. Muhammed, Ömer'in kızı Hafsa ile evlenip Ömer'in damadı olmuş. Ömer de Muhammed'in kızı Fatıma'dan doğan Ümmü Gülsüm ile evlenmiş. Böylece Ömer de Muhammed'in torunuyla evlenerek Muhammed'in ailesinin damadı olmuş. *1.400 yıl önceki Arap gelenekleri nasıldı?* 1.400 yıl önceki Araplarda küçük yaştaki kızlarla evlilik yapmak normal sayıldığı için kimse bunu İslam'ı kötülemek için kullanmamış. Bir halife olarak Ömer de aynısını yapmış ve yaşı küçük olduğu halde Ümmü Gülsüm ile evlenmiş. Hiç kimse de bunu ahlaka aykırı diyerek yadırgamamış. Aynı şekilde Talak 4 ayetinde de "henüz adet görmeyen" eşlerden söz ediliyor. Çünkü eski Araplarda adet görmeyen kızlarla evlenmek normal görülüyormuş. Bu gibi gelenekler günümüzde bile uygulanıyor. Örneğin Yemen'de günümüzde bile böyle evlilikler yapılıyor. Bu gelenek sadece devletin izin vermediği bazı Arap ülkelerinde uygulanmıyor. Bu gibi şeyleri normal görmeyenler, günümüzdeki Arap geleneklerine sahip olmayanlardır. Örneğin Türkler. Bunlar Müslüman olsalar bile, içinde yaşadıkları toplumun geleneklerine ters düştüğü için böyle şeyleri kabul etmek istemezler. Bu durumda bunların iki seçeneği vardır: 1: 1.400 yıl önceki Arapların geleneklerini normal sayan dinlerini reddetmek. 2: 1.400 yıl önceki Arapların geleneklerinde böyle şeylerin olmadığını iddia etmek. Yani ya İslam dinini olduğu gibi kabul edecekler ya da reddedecekler. İslam dinindeki birçok şey 1.400 yıl önceki Arapların geleneklerine göredir. Günümüzdeki Müslümanların, geçmişte yaşamış Arapların geleneklerini farklıymış gibi göstermelerinin tek bir nedeni vardır. Dinlerini ve inançlarını kurtarmak! Peki bunu yaparken takiyye mi yapmak gerekiyor? Evet. Çünkü başka türlü olmaz. Takiyye yapanlar ilk başta kimi kandırmış olur? İlk önce kendilerini! Takiyyeyi en çok kimler yapar? Takiyyeyi en çok dinden kazanç sağlayanlar yapar. Çünkü din onlar için sadece bir inanç değil, aynı zamanda bir gelir kapısıdır. Ve onlar müşterilerinin azalmasını istemezler! 1.400 yıl önceki Araplar için, birbirlerine hem damat hem de kayınbaba olmak gayet normal bir şeymiş. Araplar için Ömer ile Muhammed'in, karşılıklı olarak birbirlerinin kızını alarak akraba olmaları normaldir. Muhammed, Ömer'in kızı Hafsa'yı almış. Ömer de Muhammed'in torunu Ümmü Gülsüm'ü. Üstelik de Ümmü Gülsüm küçük bir kız olduğu halde. Günümüzdeki Arap olmayan Müslümanların, bunları tıpkı Arap Müslümanlar gibi normal görmeleri gerekiyor, çünkü başka seçenekleri yok. Bu yüzden, bunlar sırf dini kurtarmak için, bir sürü abuk sabuk Arap geleneklerini insanlara normal bir şeymiş gibi kabul ettirmeye çalışıyorlar. Günümüzdeki birçok çocuğun engelli olmasında böyle abuk sabuk geleneklerin payı vardır. Çünkü bu geleneklere göre amca, hala, dayı, teyze çocuklarının birbirleriyle evlenmeleri normaldir. Allah bile, kendi peygamberine böyle evlilikleri yapabileceğini söylemiş. ~~~ 😑 Hiç gerçek bir Yaratıcı, abuk sabuk gelenekleri olan bir toplumun geleneklerine dayalı bir hayatı, insanlara işte din bu diye verip, bu dine uyun der mi? 😶 Ben akraba evliliğinden engelli doğdum amca. Kime şikayet edeyim? Allah'a mı? 😬 Hayır yavrucum. Seninki kader. Allah öyle istemiş. Yakın akrabalarla evlenebilirsiniz demiş. ~~~ *"Sana ahlaktan sorarlar. De ki size ahlak verilmemiştir."* *"Sana akıldan sorarlar. De ki size akıl verilmemiştir."*

*Din --> Para - Güç - İtibar* *Din --> Maneviyat - Ebedi hayat* Din bunlardan hangisi içindir? Geçmişte halifelerin, halife olmak için birbirleriyle mücadele etmelerinin ve bu yolda on binlerce insanın ölümüne yol açmalarının arkasında yukarıdaki seçeneklerden hangisi vardır? Halifelerin amacı neydi? Halifelik makamını ele geçiren Emeviler, bunu hangi amaç uğruna yaptılar. Halifeliği ele geçirdikten sonra, dini hangi amaçlarını gerçekleştirmekte kullandılar? Tarih bize neyi gösteriyor? Tarihin bize gösterdiği şudur: *Bu gibi insanların asıl amacı, SİYASİ GÜCE, ZENGİNLİĞE ve İTİBARA kavuşmak olmuştur.* Bunlar başka ulusları fethetmeye gittiklerinde de asıl amaçları yine aynıydı. Yani bu insanların asıl amacı başka insanlara İslam'ı tanıtmak ve onları dine davet etmek değildi. Onların amacı bu olsaydı, başka uluslara sadece ellerinde kitaplarıyla Müslüman din adamlarını gönderirlerdi. Ama onlar böyle yapmadılar, çünkü bunların asıl amacı Arap imparatorluğunu kurmaktı. Bunun için başka uluslara ellerinde kılıçlarla gittiler. Oralarda erkekleri öldürdüler, sağ bıraktıklarını köle yaptılar. Bunların mallarını yağmaladılar ve geride kalan insanları haraca bağlayarak onlardan cizye aldılar. Ayrıca öldürdükleri ya da köle yaptıkları insanların karılarını kızlarını da kendilerine cariye yaptılar. Bu kadınları paylaştılar, alıp sattılar ve bunları evlenmeye gerek görmeden seks kölesi olarak kullandılar. Bunları yaparak hem doğuya hem de batıya yayıldılar. Bu yolla başka ulusları sömürdüler, onların dilini yok ettiler ve Arapça'yı yerleştirdiler. Ele geçirdikleri yerlerden gelen ganimetlerle, cizyelerle ve köle ticareti yapıp onları çalıştırarak başkalarının sırtından geçindiler. Tarih böyle anlatıyor! *Din = Yol* Böyle bir YOL, nasıl iyi bir YOL, HİDAYET YOLU olabilir? Böyle bir yolda olanların, Yaratıcının gözünde cennetlik insanlar oldukları söylenebilir mi? Yoksa böyle insanlar, görünmez kötü ruhi bir varlık tarafından, onun kötülüklerini gerçekleştirmek için mi kullanıldılar? Bunların yaptıkları bütün bu kötülükler, bunların İblis tarafından, şeytani işleri yapmak üzere aldatıldıklarını ve şeytani propagandalarla bu kötülükleri yapmaya teşvik edildiklerini ortaya koymuyor mu? Bugün, bu insanların peşinde olanlar da, tıpkı onların kafa yapısına sahip olduklarını ve kötülüğün tarafında olduklarını göstermiş olmuyor mu? Geçmişte başka insanlara din adı altında binbir çeşit zulüm yapanlar öldüklerinde nereye gitmiş oldular? Cennete mi yoksa cehenneme mi? Günümüzde, bu insanların yaptıkları kötülükleri, kötülük olarak görmek yerine, onların dine hizmet ettiklerini düşünerek onları savunan ve destekleyen insanlar öldüklerinde nereye gidecekler? Cennete mi yoksa cehenneme mi? Buna elbette ki gerçek Yaratıcı karar verecektir. Yoksa buna, İblis'in, insanları onunla aldattığı sanal bir ilah mı karar verecek? ~~~ Bazıları gerçekten DİNİ mi savunuyor, yoksa din sayesinde PARA kazanmanın mı peşinde? Allah birilerine, siz dine aracılık edecek ve din sayesinde cebinizi dolduracaksınız demiş mi? Bu tartışmaların temelinde ne yatıyor? Tartışılan şey, yalnızca DİN mi, yoksa birilerinin DİNDEN PARA KAZANMASI ve ÇIKAR SAĞLAMASI mı? Kendi parasıyla geçinerek sadece kendi dinini yaşamaya çalışanlara birşey deniliyor mu? Hayır. Kimler eleştiriliyor? * Dini kullanarak biraraya toplanıp bunu çıkar amaçlı olarak kötüye kullananlar. * Ait oldukları dini grubun kendilerine yaptığı torpille bir yerlere gelen ve böylece başkalarının hakkını yiyenler. * Milletin vergileriyle toplanan paraların ve imkanların çeşitli yollarla kendi dini gruplarına akıtılmasını sağlayanlar. Buna benzer şeylerin hepsi dinde *KUL HAKKI YEMEK* olarak görülür. Ancak, DİNİ ARACILAR için KUL HAKKI YEMENİN HİÇBİR ÖNEMİ YOKTUR. Çünkü onların asıl derdi din değil, sadece dini kullanarak GÜCE, PARAYA ve İTİBARA kavuşmaktır. Bu durumda bunu yapanların, *"ÇIKAR AMAÇLI ÇETELERDEN"* ne farkı var diye sormak gerekmiyor mu? ru-vid.com/video/%D0%B2%D0%B8%D0%B4%D0%B5%D0%BE-JyKZ5rOXd7c.htmlsi=UFmpymOPFdXm0aMQ ~~~

*İslam dininde hangi kitapların olup olmayacağını kim kararlaştırmıştır, insanlar mı Allah mı?* Demek ki Müslümanlar artık Buhari'nin hadislerini de kabul etmiyorlar. Bu durumda hadislere dayanan çeşitli ibadetler ne olacak? İslam uygulanırken Kuran'da ayrıntısı belirtilmemiş birçok ayrıntılı konularda hadis kitaplarına başvuruluyor. Görünen manzara şu: Müslümanlar hadisleri keyiflerine göre kabul ediyorlar. Yani birçok Müslüman için artık üç çeşit hadis var. Şöyle: 1: Sahih olmayan hadisler zaten atılmış. 2: Sahih olan hadislerden de bazıları sahih olmayan hadisler sayılarak atılıyor. 3: Sahih hadislerden sadece seçilmiş bazı hadisler kullanılıyor. *Bu durumda Müslümanlar SAHİH HADİSLERE de sahih gözüyle bakmıyorlar demektir.* *Hani KÜTÜB-İ SİTTE sahih hadis kitaplarıydı? Bunlar da mı artık sahih değil?* *Peki geriye ne kalıyor?* *Müslümanlar ibadetlerini ve bazı inançlarını bu hadislere dayanarak yaptıklarına göre, artık bu ibadetlerini ve inançlarını da mı sorgulayacaklar?* Örneğin günde kaç vakit namaz kılınacağı konusunda hadislere bakılarak karar verilmiş. Hadislere göre verilen bazı sayılar var. Eğer verilen sayılardan bazıları yanlışsa, o zaman diğer sayıların da yanlış olabileceğini düşünmek gerekmiyor mu? Ayşe'nin yaşı: *6 ve 9 sayıları verilmiş.* Doğru mu? Namaz vakitleri: *Günde 5 vakit denmiş.* Doğru mu? ~~~ * *İslam dininde hangi kitapların olup olmayacağını kim kararlaştırmıştır, insanlar mı Allah mı?* Kuran'ı Allah, hadis kitaplarını insanlar. * *İslam dininde hangi mezhebin izlenmesi gerektiğini kim kararlaştırmıştır, insanlar mı Allah mı?* Allah zaten herhangi bir mezhep kurmamıştır. Mezhepleri insanlar kurmuştur. Mezhep sözcüğü HİZİP sözcüğünden gelir. Mezhep AYRIŞMIŞ BİR GRUP demektir. * *İslam dininde kimin halife olacağını kim kararlaştırmıştır, insanlar mı Allah mı?* Halifelik dini değil, insanlar tarafından oluşturulmuş SİYASİ BİR MAKAMDIR. Halifeler peygamberin yerine geçen DİN ADINA KARAR VERME YETKİSİ OLAN kişiler değildir. Allah kimseyi halife olarak seçmemiştir. Halifeler birbirleriyle mücadele ederek ve bu uğurda kan dökerek başa geçmiştir. Halifeler, dini sadece devletin başına geçmek için bir araç olarak kullanan SİYASET ADAMLARIDIR. ~~~ *Hidayet yolu ile takiyye yolu aynı yol mudur?* *Ateizmin ve deizmin en büyük destekçileri kimdir?* Buhari'nin 600.000 kadar hadisi inceleyip, bunlardan yaklaşık olarak sadece 3-4 bin tanesinin sağlam hadis olduğuna karar verdiği söyleniyor. Buna göre oran şöyle: 600.000 : 4.000 = 150 *Buhari'ye göre her 150 hadisten sadece 1 tanesi doğruymuş!* 1/150 Yani Buhari'ye göre hadislerin yüzde biri bile doğru değilmiş. Bu yüzden 600.000 hadisin çoğunu atmış! "Buhârî ve el-Câmiu’s-Sahîh’i: Buhârî, 600.000 hadis arasında seçtiği 7275 hadisi, 97 kitap ve 3400 den fazla bab’a (alt bölüm) yerleştirmiş, konuları geldikçe aynı hadisi bir kaç yerde daha tekrar etmiştir. Bu nedenle, mükerrerler dışındaki toplam hadis sayısı 3-4 bin civarına inmektedir." Bugün Müslümanlar bile bir sürü hadisi sadece sahih olmadığı için değil, aynı zamanda akla mantığa uymadığı için de reddediyor. Peki bu ne demektir? Bu, sahih olmayan ve hatta akla mantığa da uymayan hadislerin tamamen UYDURMA OLDUKLARINI ortaya koyuyor demektir. Peki "uydurma" kelimesi, başka hangi kelimelerle eşanlamlı bir kelimedir? UYDURMA = YALAN = TAKİYYE Demek ki, 600.000 hadis arasında TAKİYYE YAPILARAK, yani YALAN SÖYLENEREK UYDURULAN sayısız hadis varmış! Ve bunların sayısı gerçek kabul edilen hadislerden kat be kat fazla! Müslümanlar hadis kitaplarını güvenilirlik derecesine göre sınıflandırmışlar ve içlerinden altı tanesinin sağlam olduğuna karar vermişler. Bunlara "Kütüb-i sitte" deniyor. Kütüb-i sitte: Altı kitap anlamına gelmektedir. Sahih-i Buhari. Sahih-i Müslim. Sünen-i Nesai. Sünen-i Tirmizi. Sünen-i Ebu Davud. Sünen-i İbn Mace. Müslümanların sahih olarak gördüğü bu hadis kitapları yasaklanamaz. Ancak günümüzde bazı Müslümanlar, bu kitaplar sahih olsalar bile, bunları olduğu gibi kabul etmek istemiyorlar. Bunlar da genellikle ikiye ayrılıyor. 1: Bazı Müslümanlar "Bize sadece Kuran yeter" diyerek sahih de olsalar bütün hadis kitaplarını reddediyorlar. 2: Diğer Müslümanlar ise bu hadislerin tamamını kabul etmiş gibi görünüyorlar. Ancak gerçekte bu kitapları olduğu gibi kabul etmiyorlar. Ne yapıyorlar? Bu kitaplarda bulunan sözleri ayıklıyorlar ve kendilerince İslam'a uygun olmayan kısımları yok sayıyorlar. İşte tam da bu noktada ortaya bazı sorunlar çıkıyor. Çünkü bu kitaplarda bulunan bazı sözler, İslam'ı eleştirenlerin dikkatini çekiyor. Bunlar Müslümanlarla yaptıkları dini tartışmalarda, onlara bu hadislerdeki sözleri gösteriyorlar. Eğer söz konusu bu sözler, sahih olmayan kitaplarda olan sözler olsaydı, o zaman Müslümanlar için durum hiç zor olmayacaktı. Müslümanlar bu kitapların zaten sahih olmayan hadis olduklarını söyleyeceklerdi ve konu kapanacaktı. Ancak söz konusu sözler, sahih yani sağlam kabul edilen hadis kitaplarında bulunan sözler olunca, bu durum bu kitapları kabul eden Müslümanlar için büyük bir zorluk çıkarıyor. Çünkü Müslümanlar bu sözlerin kitapta bulunmadığını söyleyemiyorlar. Bu yüzden başka yollara başvuruyorlar. Bu yöntemlerin başında TAKİYYE YAPMAK geliyor. Ne yapıyorlar? Sahih - sağlam hadislerde APAÇIK SÖYLENMİŞ SÖZLERİ, sanki yokmuş gibi yapıp konuyu kendilerince yorumlamaya kalkışıyorlar. Böylece ortaya bir zıtlık çıkıyor ve onların yorumu ile sahih hadislerdeki sözler birbirine ters düşüyor. Sonuç olarak Müslümanların, kendilerini bu konularda eleştirenlere gerektiği gibi bir cevap veremedikleri görülüyor. Yani yalan söylemek anlamına gelen takiyye yaparak bu sözleri düzeltmeye çalışmak bir işe yaramıyor. O zaman geriye başka bir şey kalıyor. Eleştirenleri bir şekilde susturmaya çalışmak! Ancak bunu yapmak da sorunu kökten çözmeye yetmiyor. Çünkü böyle yapınca, konu daha geniş kitlelerin dikkatini çekiyor ve gündem olmasına yol açıyor. Peki bunun sonucunda ne oluyor? Bunun sonucunda, geniş kitleler Müslüman geçinen ve doğruluk yolunda olduklarını söyleyen insanların gerçekte hiç de göründükleri gibi olmadıklarını görüyorlar. Bu gibi kişilerin takiyye yaparak yalan söylediklerini ve haksız yollara başvurduklarını, hatta onların şiddete bile başvurabilecek kişiler olduklarını görüyorlar. Peki bunu görünce ne oluyor? Bunu görenlerin sayısı arttıkça, insanlar böyle kişilerin hidayet yolunda değil, kötü yolda olduklarına karar veriyorlar ve onların doğru dedikleri yoldan daha da uzaklaşıyorlar. Bunun sonucunda ya ateist ya da deist oluyorlar. Yani takiyye, zorbalık, haksızlık ve dinden maddi çıkar sağlanması, insanların dinden uzaklaşmalarına neden oluyor. Buna göre ateizmin ve deizmin en büyük destekçilerinin gerçekte bu gibi kişiler olduğu ortaya çıkıyor!

*1001 Gece Masalları* Çölde üç arkadaş dolaşıyorlarmış. Derken orada geviş getiren bir deveye rastlamışlar. İçlerinden biri deveye bir soru sormuş. Cemal 😐 : Sana selam olsun ey deve. Söyle bakalım bana, senin neren eğri? Camel 🐪 : ...... (Deve oralı bile olmamış ve geviş getirmeye devam etmiş.) Necmi 🤔 : Bu deve galiba sağır. Belli ki seni duymadığı için cevap vermiyor. Biraz yüksek sesle tekrar sor. Cemal 😐 : Ey deve. Tekrar soruyorum. Söyle bakalım bana, senin neren eğri? Camel 🐪 : ...... (Deve geviş getirmeye devam eder.) Necip 🙄 : Yok yok, bence bu deve hem sağır hem dilsiz. Oradan geçen bir adam bunların deveyle olan konuşmalarını duyar ve araya girer. Hızır 😁 : Selamün aleyküm beyler. Görüyorum ki, deveyle konuşmaya çalışıyorsunuz. Lakin bu deve size cevap vermiyor, çünkü o sadece kendi dilini konuşuyor. Cemal 😐 : Doğrudur. E peki ne yapacaz? Bu deveyle anlaşmanın bir yolu yok mu? Hızır 😁 : Olmaz mı? Bakın benim hayatım hep develerle geçti. Ben onların dilini öğrendim. İsterseniz size yardımcı olabilirim. Necmi 🤔 : Allah senden razı olsun kardeş. Seni karşımıza Allah çıkardı. Hızır gibi yetiştin. Şu deve arkadaşa neresinin eğri olduğunu bir sorabilir misin? Hızır 😁 : Ne demek, tabi ki. Siz burada bekleyin, belki sizden çekinebilir. Ben şimdi onunla tek başıma konuşup ondan cevabı öğrenirim. Necmi 🤔 : Tamam biz burada bekliyoruz. Hızır 😁 : Horrttt hortoronto nerenhort hoooooort? Camel 🐪 : Hoort hort hoooort hooort. Hızır 😁 : Tamam sordum, cevabı öğrendim. Necip 🙄 : Peki ne cevap verdi. Çok merak ediyoruz. Hızır 😁 : Dedi ki, ben dedi, doğuştan kamburum dedi. Ameliyatla bu kamburumdan kurtulabilirim ama ameliyata verecek param yok dedi. Allah rızası için bana bir yardım edin dedi. Cemal 😐 : Vay canına yandığım. Demek öyle ha! O zaman bize ne yapmak düşüyor arkadaşlar? Haydi arkadaşlar eller cebe. Ameliyat parasını biz karşılıyoruz tamam mı? ... Bak Hızır kardeş, al bu paraları ve sana zahmet bu deveyi ameliyat ettir. Hem sen hem biz sevaba girelim. Hızır 😁 : Tabi ki yaparım. Siz onu hiç dert etmeyin. Ben şimdi bu deveye binip onunla gidiyorum o zaman. Haydi hoşçakalın. Ya Allah. Cemal 😐 : Haydi sana güle güle. Deveye de hayırlı şifalar dileriz. Camel 🐪 : .... Hızır 😁 : Yav deve, görüyor musun şu işi? Bu paraları senin sayende kazandım. Dile benden ne dilersen. Camel 🐪 : Hoort. Hızır 😁 : Ot demek istedin herhalde değil mi? Yav ben ne diyorum? Ben de şu adamlar gibi kafayı yemeye başladım iyi mi? Bu adamların sayesinde deveyle konuşmaya iyice alıştık ha! Neyse ama güzel para kazandık! Değil mi deve? Sen ne diyorsun bu işe? Camel 🐪 : Hooort ~~~ *Maşallah maşallah!* Hazreti Süleyman karıncalarla konuşuyor, kuşlarla şarkı söylüyor, maymunlara da cambazlığı öğretiyordu. Bunlarla birlikte hoş vakit geçiriyordu. Keçilere inatçı olmamayı öğütlüyor ve develere "neren eğri" diye soruyordu. Eşeklere de, "artık bundan böyle eşeklik etmeyeceksiniz" diyerek onları doğru yola getiriyordu. Hatta onlara, "Oku, çalış, adam ol, baban gibi eşek olma" şeklinde bir söz söylediği rivayet edilir. Ayrıca emrinde bir sürü cin vardı. Onlara da, "artık benden izin almadan kimseyi çarpmayacaksınız" dedi. Bu cinler daha önce Şeytana hizmet ediyorlardı, ancak daha sonra hazreti Süleyman'ın hizmetine girdiler. Hatta Şeytan da onun emrine girerek hizmet etmek istedi ama hazreti Süleyman kabul etmedi. 😅 Doğru doğru! 😮 Ne gülüyon bre zındık! Demek inanmıyon öyle mi? Öyleyse sen cehennemde yanınca inanacan, amma o zaman da son pişmanlık fayda etmeyecek. Zebaniler seni kızarttığı zaman anlayacan! ~~~

Müslüman değilim ama Hz Muhammed'e çok saygı duyuyorum tarihin son 1500 senesinin en büyük devrimcileri arasında bir lider gerçekten.

vefat desen daha iyiymiş

Ebu Bekri kim halife seçti? Büyükler. Ömeri kim halife seçti? Ebu Bekir. Osmanı kim halife seçti? Şura. Aliyi kim halife seçti? Halk. Müslümanların hayatının en ince detayına kadar düşünülmüş olan bir din, peygamberden sonra böyle önemli konuyu neden boş bıraktı?

*Hiç gerçek bir Yaratıcı insanlara din diye Tarzan'ın maceralarını anlatır mı?* 😢 : Ama bunlara inanmazsak o zaman boşluğa düşeriz. 😐 : Ama bunlara inanırsan, o zaman da Tarzan'ın konuştuğu hayvanlar gibi gafil olursun. Araf 179 Andolsun ki, cinlerden ve insanlardan birçoğunu cehennem için yarattık. Onların kalpleri vardır, fakat onunla gerçeği anlamazlar. Gözleri vardır, fakat onlarla görmezler. Kulakları vardır, fakat onlarla işitmezler. İşte bunlar hayvanlar gibidirler. Hatta daha da aşağıdırlar. Bunlar da gafillerin ta kendileridir.

*Türkler, kendilerine Araplara gönderilen dini dayatmak isteyenlere şöyle diyebilirler:* "Çok sağolun ama o sizin peygamberinizin dini. Allah sizin dininizi, size kendi dilinizde bir kitap vererek göndermiş. Bizim de bizim kendi dilimizi konuşan kendi peygamberimiz var. Sizin dininiz size, bizim dinimiz bize!" Kuran sadece Araplara gönderilmiş bir kitaptır. Kuran'ın sözlerinin anlamı diğer dillere tam olarak çevrilemez denir. Madem öyle, o zaman bunu ilk başta Allah'ın bilmesi gerekmiyor mu? Allah bunu bile bile Kuran'ı neden sadece Arapça gönderdi? Allah isteseydi Kur'an'ı sadece Arapça değil, dünyadaki bütün dillerde ayrı ayrı gönderemez miydi? Böyle yapsaydı, insanların Arapça Kuran'ı kendi anlayışlarına göre çevirmelerine gerek kalır mıydı? Kalmazdı! Allah sadece Arapça mı biliyor? Arapça, Allah'ın dili mi? Diğer diller Şeytanın dilleri mi? Diğer diller kötüyse, Allah'ın Kuran'ını bu dillere çevirmek günah olmaz mı? Allah, Kuran'da, benim Arapça gönderdiğim bu kitabı, siz de başka dillere çevireceksiniz diye bir söz söylemiş mi? Hayır söylememiş. *Kuran'a göre, Türklerin peygamberi ve kitabı Türkçe'dir.* *Arap peygamberi ve Arapça Kuran, Arapça konuşan Araplara gönderilmiştir.* Kuran'a göre, Türklere kendi dillerini konuşan bir peygamber gönderilmiş. Türklerin peygamberi odur. Kuran, kendi dillerinde gönderilen peygamberleri yalancı sayanların sonlarının kötü olacağını söylüyor. Arapların dilinde Arapça indirilen Kuran apaçık şöyle diyor: _"Biz her millete bir peygamber gönderdik."_ _"İstisnasız her peygamberi kendi kavminin diliyle gönderdik ..."_ *Araplar, "Ama biz bu dili anlamıyoruz ki" diyerek itiraz etmesinler diye, onlara kendi dilleri olan Arapça bir kitap gönderildi:* _Apaçık Kitab’a andolsun ki, iyice anlayasınız diye biz, onu Arapça bir Kur’an yaptık. (Zuhruf 2,3)_ _Eğer biz Kur'an'ı (onların konuştuğu Arapça dışında) başka bir dille indirseydik, onlar bu sefer de: “Onun ayetlerinin (Arapça olarak) genişçe açıklanması gerekmez miydi? _*_Başka dilde bir kitap, Arap bir peygamber. (Bu nasıl iş?)” diyeceklerdi._*_ De ki: “Bu (ilahi kelâm), iman edenler için bir rehber ve (mesajları gönüllere) bir şifa kaynağıdır.” Ona inanmayanlara gelince; onların kulaklarında bir ağırlık vardır. Onun için Kur'an onlara kapalı ve anlaşılmaz gelir. (Sanki) onlara (duyamayacakları kadar) uzak bir yerden sesleniliyor (da anlamıyorlar).” (Fussilet 44)_ *Türkler, eğer kendilerine anlamadıkları yabancı dilde bir kitap gönderilseydi, onlar da haklı olarak şöyle itiraz edeceklerdi:* _Onun ayetlerinin Türkçe olarak genişçe açıklanması gerekmez miydi? Türkçe olmayan dilde bir kitap, Arap bir peygamber. Bu nasıl iş?_ *1: Araplar apaçık anlasınlar diye Arapça gönderilen Kuran'a göre, Türklerin de kendilerine gönderilmiş bir peygamberi var.* *2: Araplar apaçık anlasınlar diye Arapça gönderilen Kuran'a göre, Türklere gönderilen peygamber, Türkler kendi dillerinde apaçık anlasınlar diye Türkçe konuşuyor.* *Türkler için en büyük mucize, kendi dillerinde konuşan kendi peygamberlerini bulmak olacaktır.* _İstisnasız her peygamberi kendi kavminin diliyle gönderdik ki onlara açık açık anlatsın; bundan sonra Allah dilediğini sapkınlık içerisinde bırakır, dilediğini de doğru yola iletir. O, güçlüdür, hikmet sahibidir. (İbrahim 4)_ _Biz her millete bir peygamber gönderdik. O da “Allah'a ibadet edin, tağuttan uzak durun! ” dedi. Sonra onlardan bir kısmına Allah hidâyet nasib etti, bir kısmı hakkında da sapacaklarına dair hüküm kesinleşti. _*_İşte gezin dolaşın dünyayı da peygamberleri yalancı sayanların sonlarının ne olduğunu görün!_*_ (Nahl 36)_ *Türklerin kendilerine gönderilmiş olan ve kendilerine Türkçe konuşan bu peygamberi yalancı saymamaları kendi iyiliklerinedir. Aksi takdirde sonları çok kötü olacaktır.* Türkler, Araplara gönderilen din emrediyor diye, kendilerine gönderilmemiş olan bir dini uygulamaya mecbur değildir. Örneğin Araplar için hac ibadetini yapmak çok daha kolaydır. Bunun için Türkler ve başka uluslardan olanlar gibi 10.000 - 20.000 $ gibi büyük paralar harcamaları gerekmiyor. Araplar din için böyle paraları harcamadıkları gibi, üstüne üstlük kendi dinlerinden para bile kazanıyorlar. Dünyanın her yerinden gelen hacıların yüksek miktarlarda ödedikleri paralar bunlara akıyor. Bu sayede lüks bir hayat bile sürüyorlar. Allah'ın bu dini Araplar için gönderdiği, peygamberin Arap olmasından ve gönderdiği kitabın Arapça olmasından bile bellidir. Kuran zaten bunu gizlemiyor, tam tersine bunu apaçık bir şekilde söylüyor. Türkler, binbir güçlükle biriktirdikleri paralarını kendilerine gönderilmemiş bir din uğruna boş yere harcıyorlar! Türklerin, kendilerine gönderilmemiş, Araplara gönderilmiş olan bir dini kabul etmelerinin nedeni tarihteki savaşlardır. Savaşlar ve bununla ilgili siyaset zamanla Türkleri etkilemiş ve sadece Arap geleneklerini değil, onlara gönderilmiş olan dini de, kendilerine gönderilmiş din gibi kabul etmelerine yol açmış. Hangi dini ve hangi mezhebi kabul edecekleri kararını, siyasi gücü elinde tutanlar belirlemiş. Arkasından da bunun propagandası gelmiş ve halka iyice benimsetilmiş. İnsanlara Allah'ın yolunu benimseten en büyük iki etken şöyle özetlenebilir: 1: Birincisi kılıçla ya da toplumsal baskılarla yapılan dayatmalardır. Bunların arasında, bu yolu benimseyenlere sağlanan maddi manevi kolaylıklar ile, benimsemek istemeyenlere çıkarılan çeşitli zorluklar da vardır. 2: Bir diğeri de, insanlara sürekli propaganda yaparak, onların zihinlerini kilitlemek ve böylece gerçeği göremez bir hale getirmektir.

Doğu İskitleri gelsin

Bir Sunni olarak Ömer ve Ebu Bekir'in kendi kendilerini kimsenin (özellikle sahabenin) görüşünü almadan, kendi liderliklerini dikte etmeleri beni rahatsız ediyor. Üstelik bunu peygamberin öldüğü ilk dakikalarda yapmaları çok garip.

Tebük seferi,Peygambere suikast girişimi sonrasında olanlar bir arada okunduğunda Şii kaynakları daha inandırıcı ayrıca Kuran mantigina da Ali'nin seçilmesi daha uygun zaten peygamberler bir soy üzere gelmişler ilahi görev olarak İslamın yayılması ve açıklanması için Ali'nin seçilmesinde de abes bir şey yok.Sünni kaynaklar olaylara siyasi şartlar penceresinden yaklaşmış

" Ebu Bekir'in içinde olduğu cemaate imamlik etme düşüncesi bana ölümden daha ağır geldi." Hz. Ömer

Ya Əli❤

Bu halifelerin işi zor tarafsız bakacaksak. Bunca insanın vebali üzerlerinde ya ensar yanacak ya mühacir

Değerli dostlar bu mezhep ayrılığını bırakmanın zamanı geldi hz Ali hepimizin değeri ve muaviyenin yaptığı kahpelik bizi bölmemeli bu İslam onun değil tüm insanlığın dini. Bir yanlışlar silsilesinin bizi dinimizin gereklerinden uzaklaştırmasına izin vermemeliyiz.

Teharet ve ya bh gibi işleri önceden söyleyib amma Halife gibi önemli işleri önceden tayin etmemesi çok Qarib

*Yanlarında kocaları olmadan alışverişe çıkan kadınlara ne yapılır?* Cevap: ru-vid.com/video/%D0%B2%D0%B8%D0%B4%D0%B5%D0%BE-HEF--nnt8PM.htmlsi=SYJJEzhKUp1ommw9

Hocam, tekrardan orta asya tarihinden video isteriz juan juanlar sir tarduşlar kuzey asya daki turk topluluklari yakutlar ak-hunlar uygur kağanlığı kitanlar kangar birligi ve daha adını sayamadığım islam öncesi turk devletleri ve toplukları Bide hunlardan önceki türk tarihinide cekermisiniz sakalar, iskitler ,kimekler ,anav ,afaneyesov , andronova, tagar kültürleri hakkinda da video bekleriz hocam

Abi ne olur kerbela savaşı gelsin ne olur🙏

Abi lütfen karakoyunlu devleti gelsin lütfen tek isteğim bu

Kanka kullandığın kaynakları da atar mısın

beni saide'de dinden dönenlere lanet olsun

İnşaAllah devamı qelir peyqamberimizden sonra bunların yaşanması çok üzücü qercekten

Ölmek kelimesini vefat etmekle değiştirir misin?

Bu qədər hərşeyi düşünən. 23-il hərşeyi ən incə detayına qədər təyin edən, döyüşlərə və hətta başqa şəhərlərə səfər edən zaman yerinə başqa bir şəxs təyin edən Peyğəmbər (s), düşünmədi ki, ondan sonra kim olsun İmam ? Bu nə dərəcədə məntiqə sığır? Rəsulallah (s) özündən sonra məlumdur ki, kimi təyin edib. O şəxs ki, Ondan başqa igid, zülfüqardan başqa igid yoxdur.

Fatih Sultan Mehmed (1451- 1481) gelsin diyenler.

Esenlikler, Kafkas halklarından olan Abhazalarla iglili video çeker misiniz?

Peygamber'in damadi amcasinin oglu dururken en yakin arkadasi nasil seciliyor anlamak zor

*Sinsice kurgulanmış bir hikaye* Şeytanın Adem'e secde etmemesi olayı kurgudan başka bir şey değildir. Amaç Allah'ı kötülemek ve Şeytanı da haklı göstermektir. Bu senaryo buna göre kurgulanmıştır. Bu olay meleklerin insanın yaratılmasına itirazıyla başlar. 1: İlk önce Allah meleklere yeryüzünde bir insanı yaratıp onu halife yapacağını söyler. Melekler ise, henüz yaratılmamış bir insanın nasıl bir varlık olacağını ve gelecekte ne yapacağını bilmedikleri halde, sanki geleceği biliyorlarmış gibi buna karşı çıkarlar. İlginç olarak meleklerin HİÇBİRİ Allah'ın yanında yer almaz. Kurgudaki amaç Allah'ı TEK BAŞINA BIRAKMAK ve HEDEF YAPMAKTIR. Bu yüzden meleklerin HEPSİ aynı görüşte olarak gösterilir. Ve bunların HEPSİ, bu konuda hata yapmaması için Allah'ı uyarır. Allah ise karşılık olarak meleklere, kendisinin herşeyi onlardan daha iyi bildiğini söyler. *Bakara 30:* _Hani, Rabbin meleklere, “Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım” demişti. Onlar, “Orada bozgunculuk yapacak, kan dökecek birini mi yaratacaksın? Oysa biz sana hamdederek daima seni tesbih ve takdis ediyoruz.” demişler. Allah da, “Ben sizin bilmediğinizi bilirim” demişti._ 2: Bir yanda BÜTÜN melekler, diğer yanda ise TEK BİR KİŞİ olarak Allah vardır. Ve Allah melekleri dinlemez ve insanı yaratır. Ardından da ona bütün varlıkların ismini öğretir. Sonra da meleklerden bu isimlerin ne olduğunu söylemelerini ister. Bunu yapmasının nedeni, meleklerin birşey bilmediklerini kanıtlamak ve kendi bilgisinin ne kadar çok olduğunu göstermektir. Böylece Allah, meleklerin kendisine akıl verebilecek durumda olmadıklarını kanıtlayacaktır. *Bakara 31:* _Allah, Âdem’e bütün varlıkların isimlerini öğretti. Sonra onları meleklere göstererek, “Eğer doğru söyleyenler iseniz, haydi bana bunların isimlerini bildirin” dedi._ 3: Bunun üzerine melekler geri adım atarlar ve kendilerinin sadece Allah'ın kendilerine ögrettiklerini bildiklerini söylerler. *Bakara 32:* _Melekler, “Seni bütün eksikliklerden uzak tutarız. Senin bize öğrettiklerinden başka bizim hiçbir bilgimiz yoktur. Şüphesiz her şeyi hakkıyla bilen, her şeyi hikmetle yapan sensin” dediler._ 4: Allah onların bu cevabıyla yetinmeyip Adem'in onlara bu isimleri söylemesini ister. Adem bunların isimlerini bildirdikten sonra da, ben size ben herşeyi bilirim demedim mi şeklinde sözler söyler. Böylece Allah kendi bilgisinin ne kadar çok olduğunu Adem üzerinden göstermiş olur. *Bakara 33:* _Allah, şöyle dedi: “Ey Âdem! Onlara bunların isimlerini söyle.” Âdem, meleklere onların isimlerini bildirince Allah, “Size, göklerin ve yerin gaybını şüphesiz ki ben bilirim, yine açığa vurduklarınızı da, gizli tuttuklarınızı da ben bilirim demedim mi?” dedi._ 5: Bundan sonra da Allah herkesin Adem'in önünde secde etmesini ister. Çünkü Adem bilgi olarak bu meleklerden üstün bir durumdadır. Adem ise bu bilgileri Allah'tan almıştır. Yani Allah'ın bilgisi meleklerin bilgisinden daha fazladır. Böylece bu melekler daha az bilgileri olan varlıklar olarak bir daha Allah'a itiraz edip ona akıl vermeye kalkmamalıdırlar. Allah bu meleklerin daha aşağı bir konumda olduklarını Adem'in önünde eğilerek göstermelerini ister. *Bakara 34:* _Hani meleklere, “Âdem için saygı ile eğilin” demiştik de İblis hariç bütün melekler hemen saygı ile eğilmişler, İblis (bundan) kaçınmış, büyüklük taslamış ve kâfirlerden olmuştu._ 6: Şimdi de sıra İblis'in aklının Adem'in aklından daha üstün olduğunu göstermeye gelir. *Bakara 35:* _“Ey Âdem! Sen ve eşin cennette oturun, orada istediğiniz yerden rahatça yiyip için ve şu ağaca yaklaşmayın; yoksa zalimlerden olursunuz” dedik._ 7: Ama Şeytan Adem ile eşini kolayca aldatır ve onları cennetten çıkarmayı başarır. Yani Allah'ın Adem'e öğrettiği ne kadar bilgi varsa, bunların hiçbiri bir işe yaramaz! Şeytanın aklı üstün gelir. Kime üstün gelir, sadece Adem'e mi? Hayır. Allah'ın bilgisine üstün gelir. Çünkü Adem'deki bilgiler, Allah'ın ona öğrettiği bilgilerdir. Böylece dolaylı yoldan Allah'ın bilgisinin çok olmasının, Allah'ı İblis'ten daha hikmetli ve akıllı yapmadığı gösterilir. *Bakara 36:* _Derken, şeytan ayaklarını oradan kaydırdı. Onları içinde bulundukları konumdan çıkardı. Bunun üzerine biz de, “Birbirinize düşman olarak inin. Sizin için yeryüzünde belli bir süre barınak ve yararlanma vardır” dedik._ 8: Sorgulama: *Araf 12:* _Allah, “Sana emrettiğim zaman seni saygı ile eğilmekten ne alıkoydu?” dedi. (O da) “Ben ondan hayırlıyım. Çünkü beni ateşten yarattın. Onu ise çamurdan yarattın” dedi._ 9: Ceza: *Araf 13:* _Allah, “Şimdi in aşağı oradan. Çünkü senin orada büyüklük taslamak haddine değil! Hemen çık! Çünkü sen aşağılıklardansın” dedi._ 10: İblis'in bir neden göstermeden Allah'tan izin istemesi: *Araf 14:* _Şeytan dedi ki: “(Öyle ise) bana insanların tekrar diriltilecekleri güne kadar süre ver.”_ 11: Allah'ın, İblis'e nedenini sormadan verdiği izin: *Araf 15:* _Allah da, “Sen süre verilenlerdensin” dedi._ 12: İblis'in, içinde gizlediklerini izin aldıktan sonra ortaya dökmesi: *Araf 16:* _Şeytan dedi ki: “(Öyle ise) beni azdırmana karşılık, yemin ederim ki, ben de onları saptırmak için senin dosdoğru yolunun üzerinde elbette oturacağım.”_ *Araf 17:* _“Sonra (pusu kurup) onlara önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından sokulacağım ve sen onların çoğunu şükreden (kimse)ler bulamayacaksın.”_ Allah, İblis'in, kendisine izin verildikten sonra bunları söyleyeceğini bilmiyor muydu? Daha öncesinde Allah meleklere *"gizli tuttuklarınızı da ben bilirim"* dememiş miydi? Madem Allah, İblis'in kendisine böyle kin dolu sözler söyleyeceğini biliyordu, öyleyse ona neden insanların diriltilecekleri güne kadar izin verdi? Hani Allah, meleklerin "gizli tuttuklarını" bile biliyordu! *Bakara 33:* _Allah, şöyle dedi: “Ey Âdem! Onlara bunların isimlerini söyle.” Âdem, meleklere onların isimlerini bildirince Allah, “Size, göklerin ve yerin gaybını şüphesiz ki ben bilirim, yine açığa vurduklarınızı da, _*_gizli tuttuklarınızı da ben bilirim_*_ demedim mi?” dedi._ 13: Bütün bunlardan sonra, Allah Adem'le eşine, yeryüzüne birbirine düşman olarak inmelerini söyler. Peki insanların birbirine düşman olmasına gerek var mıydı? *Araf 24:* _Allah, dedi ki: “Birbirinizin düşmanı olarak inin (oradan). Size yeryüzünde bir zamana kadar yerleşme ve yararlanma vardır.”_ *Filmin başı* *Melekler:* İnsanlar "bozgunculuk yapacak, kan dökecek ..." *Bakara 30:* _Hani, Rabbin meleklere, “Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım” demişti. Onlar, _*_“Orada bozgunculuk yapacak, kan dökecek birini mi yaratacaksın?_*_ Oysa biz sana hamdederek daima seni tesbih ve takdis ediyoruz.” demişler. Allah da, “Ben sizin bilmediğinizi bilirim” demişti._ *Filmin devamı:* *Allah:* Birbirinizin düşmanı olarak inin." *Filmin sonu* *Haberler:* Birbirinin düşmanı olan iki aile arasında çıkan kavgada 66 kişi öldü, 99 kişi yaralandı. Olayda 33 kişi gözaltına alındı. *Tutuklular:* Kimse böyle olsun istemezdi ama oldu bir kere. Ne yapalım? Kader. ~~~ Peki en sonunda kimin öngörüsü doğru çıkmış oldu? Meleklerin mi, Allah'ın mı? Filmin sonu tam da meleklerin dediği gibi oldu. Ve meleklerin aklının Allah'ın aklından daha üstün olduğu ortaya çıktı. İblis'in, aklı kendi aklından daha küçük olan Adem gibi birine secde etmemekte ne kadar haklı olduğu ortaya çıktı. Allah Adem'e bütün isimleri değil de, sadece BİR KISMINI öğretmiş olsaydı, o zaman kimse Allah'ın Adem'e öğrettiği BÜTÜN bilgisinin bir işe yaramadığını iddia edemezdi. Şimdi ise, Şeytan Adem'i aldatmayı başarmakla, Allah'ın BÜTÜN bilgisini alt etmiş oldu! Çünkü Adem onca bilgiye rağmen İblis'in aklına yenik düştü! Ayrıca Şeytan birisinin ÇOK bilgiye sahip olmasının, o kişiyi DAHA AKILLI biri yapmadığını da göstermiş oldu. Aldanan kişi Adem olsa da, asıl hedef aslında Allah'tır. Çünkü bu yolla sinsice İblis'in aklının Allah'ın aklından daha üstün olduğu gösteriliyor! Peki Allah neden insanların birbirine düşman olarak inmelerini istedi? İnsanlar bozgunculuk yapıp kan döksünler diye mi? Sonuçta Allah bunu istemekle meleklerin itirazlarını desteklemiş oldu ve haklı çıkmalarını sağladı. Bu öylesine kurgulanmış bir hikaye ki, bunda ayrıntılara bile dikkat edilmiş. Çünkü Allah, kendi verdiği emirle meleklerin haklı çıkmasına katkıda bulunmuştur! Nasıl mı? Örneğin Allah onlara sadece, *"İnin (oradan)"* da diyebilirdi. Ama böyle demek yerine, Allah şöyle der: *"Birbirinizin düşmanı olarak inin (oradan)".* Bu sözlerle, yeryüzünde bozgunculuk çıkmasından ve kan dökülmesinden asıl sorumlu olan kişinin Allah olduğu DOĞRUDAN APAÇIK BİR ŞEKİLDE gösterilmiş olur. Ve üstelik bu şekilde Allah'ın aklıyla alay edilir! Bütün bunlar, böyle bir kurgunun sadece bir insanın aklından çıkmadığını ortaya koymuyor mu? Böyle bir kurgu, Arapların Allah'ı üzerinden dolaylı olarak gerçek Yaratıcıya karşı yapılan bir karalama değil midir? Bu düzmece kurgu ile, bir yandan Allah kötülenirken, diğer yandan da İblis'in isyanında ne kadar haklı olduğu gösterilmiyor mu?

Devamı gelsin lütfen ❤