Tarık Tufan gerçekten tahammül edilecek gibi değil. Gereksiz uzatmalarla bütün zamanı aldığı yetmiyormuş gibi ,soru soranlara karşı çok saygısız ve provakatif. Söyleşi için kesinlikle kötü bir tercih, çok laubali tavırlar, konuşmalar falan güzelim programı telef etti.
Tarık Tufanın her lafı gereksiz uzatması 1 saatin kendine ayrılması son yarım saatinin seyirciye bırakılması ve buna rağmen onların haklarını ihlal etmesi seyirciden yorum istememesi ama kendinin son yarım saatte yorum yapması ve seyircinin her sorusuna müdahil olması megalomanlığı söyleşinin önüne geçtiğini hissetim fakat demirkubuzun dili sayesinde toparlanmış ve güzel bir etkinlik olmuş
"bizi içinde bulunduğumuz olanakların dışına çıkaran, başka türlü bir anlaşma şansı veren; kötü olanı, aşağılık olanı, rezil olanı tartışma şansı veren tek şey sanattır." iyi ki varsın Zeki Demirkubuz.
Tarık Tufan; edebiyatı ve kitaplarından geri kalmayan iticilikte, gevezelikte ve başarısızlıkta bir moderatörmüş. Bu nasıl bir iticilik, ukalalık ve gevezeliktir.
tarık tufan biraz daha insanlara insan gözüyle bakmalı diye düşünüyorum,onun haricinde çok güzel bir söyleşi olmuş.anlayana demirkubuzun cümleleri çok şey ifade edebilir🙃
Tarık Tufan konuşurken videoyu geçiyorum. Zeki Demirkubuz bence messi gibi sadece mesleğini yapınca daha çok dikkat çekiyor ama konuşunca bir garip hissediyorum bana mesleğinden daha az çekici geliyor.
Normalde yorum yazmak pek huyum değildir ama Tarık beyin seyircilere sürekli müdahale etmesinden izleyici olarak duyduğum rahatsızlığı dile getirmek istedim...
@@erdalyaman6656 Ugur'a orospu diyorsak eğer , Bekir daha beteri. Ailesini bırakması ve o kadar sorumsuzca hareket yapması Uğur'un yaptıklarından daha masum değil.
@@furkanfatihangenc4426 eğer ki mevzu bahis "aşk" ise masumluğun çıtasını ne belirler? yapılan hareketler ne kadar mantıklıdır? en az bekir'in uğur'a sevgisi kadar uğur'un da o diğer olana olan aşkı (adını unuttum) gözünü kör etmiştir. bu durumda bir suçlu aramak mantıksız, sevda işlerinde mantık aranmaz.
Hiç bir filmini izlemedim. Sadece bu söyleşisini izledim. Söyleşi bitince, bir cümlesini rastgele duyduğum ama hiç bir zaman tamamını dinleyemediğim veya dinlemediğim o şiiri açtırdı bana: Edip CANSEVER / Ne Gelir Elimizden İnsan Olmaktan Başka. teşekkürler teşekkürler teşekkürler...
1:26:20'deki çocuk mal mı değil mi bilmiyorum ama loser bir havası var,arayışta belli ki. Eminim o anı bir daha bir daha yaşayacaktır kendi kafasında ve çok üzülecektir. Zeki Demirkubuz filmine koysa, Tarık Tufan kitabında anlatsa filan çok sevilir, empati kurulur ama gerçek hayatta olunca olmuyor tabi. Kitle anında kesiyor bileti.
7 лет назад
Kesinlikle haklısın. O kitle içinde sen de ben de olsak ilk saniyelerde tipinden, üslubundan, giyim kuşamından biz de biletini kesebilirdik. Ama Zeki Demirkubuz hakkını teslim ediyor çocuğun. Kitleye mani oluyor.
maalesef insanlar sanatsal bakışa o kadar alışınca ekran, tuval, sayfa üzerinde değil de kanlı canlı bu örnekleri görünce ötekileştirmeye meyilli :// ama sorsan o "kitle"yi oluşturan kişilere romandaki, filmdeki karakterlere hepsi birer gözyaşı akıtmıştır.
bence loser falan degil adam hem fotografını aldı hem hendini anlattı hem de analizinin dogru çıktıgını sevdigi yönetme göstererek kendini kanıtlamış oldu; n'olmuş arkada ikitane salak kendinise gülmüşse nedir yani. o umursamazlıgı beni etkilemedi degil bu arada.
Her keyifli söyleşide asıl konuğun sözünü sürekli kesen bir dingil olmak zorunda. Sadece bu program özelinde söylemiyorum, televizyonda, youtube kanallarında her yerde böyle ve bu seyri imkansız hale getiriyor.
6 лет назад
57:02 nuri bilge ceylan'a ne zaman güzel bir gönderme yapıyor yahu. kendisinden beklenmedik şekilde naif.
ZEKİ DEMİRKUBUZUN HER FİLMİNİ EN AZ 2-3 DEFA İZLEYEN BİRİ OLARAK İKİ ŞEY SORACAĞIM, BAKALIM CEVAP GELECEK Mİ ? 1) NEDEN ZEKİ DEMİRKUBUZ FİLMLERİNDE KARAKTERLER BU KADAR ÇOK TELEVİZYON İZLİYOR? 2) NEDEN ZEKİ DEMİRKUBUZ FİLMLERİNDE KARAKTERLER BU KADAR ÇOK SİGARA İÇİYOR ?
bildiğim kadarıyla televizyon yabancılaşmayi sembolize ediyor, sigarayı bilemiyorum her filmde derdi cagristirdigi için olabilir, kendine bir zarar verme de olabilir bir bikmislik hissi belki
Adam diyor ya ben kendimi geride saklamaya çalışan insan gibi olamam; o kadar çok açmış ki yani daha nasıl bir insan kendine böyle bir ayna tutabilir bilmiyorum.
Çok şaşkınım Tarık Tufan gelişimini tamamlamamış bir ergen gibi aşırı derecede yersiz konuşuyor. Bütün ilgi bende olsun diyor. Yahu ne çirkin tavırdır bu böyle. Büyük bir stres kaynağı resmen o kadar gerdi ki beni Zeki Bey'i dinlemekte zorlandım. Zeki Bey de aşırı olgunmuş meğer şefkatli bir anne gibi sabırla ve nezaketle idare etmiş. İdare ediyorum tavrı bile yok demek ki karakteri çok sağlam helal olsun bir kez daha hayran oldum ❤💐
altın portakalda da bikaç söyleşiye katıldım.hep böyle üst düzey kasıntılık hep üst düzeycilik,kenardakiler hep yavşak olur.seyircileri de bi aşağıyıcılık.
Sırf şu yorumu yazmak için giriş yaptım "Tarık bi sus Allah rızası için ya nefret ettim senden, ne her lafa atlıyorsun Zeki Demirkubuzdan daha çok konuştun"
arkadaşlar merhabalar, zeki abinin 2006 2007 olması lazım meksina sınırı programı kaydı olan var mı elinde yılbaşında çıkmıştı 2008 de olabilir. bilgisi olan varsa sevinirim.
Tarık Tufan'a bu videodan önce bir miktar da olsa sempatim vardı. Sorun şu ki: " ş harfinin yerine, tatlı gözükmek maksatlı s' yi sokan kadınlar gürühu" arasında yerini aldı. Uzak İhtimal'in senaristliğini yapıpta, bu şekilde konuşan bir adam, içimde yorum yapma arzusunu doğurdu.
Tarık Tufan'ın sorduğu soruların binde birini soramayacak ve cevabını hiç alamayacak adamlar tarık tufan'a laf atmış. Demirkubuz'u nasıl "açtığını" ve demirkubuzun nasıl hoşlandığını 40:20 ten itibaren anlarsınız.
yapmazsın tabi yaparsan seni dışlarlar adamsan yaparsın yapmak asıl iradedir siz bi kere konuyu anlamamışsınız zeki dk islamcı diye bir şey yok bir insanın inanın bir insanın acıları tezatlıkları vs soruyu hakikaten anlamamışsın bence
yorumlara bakmadın mı? gelen sövmüş giden sövmüş. bi 5 dakka arkadaşa bakıp çıkanlar dahi sövmüş. raifcan lık bi durum yok yani. onca küfürden sonra benim de sövesim geldi..
Kendime hakim olan sesin iç değil dış sesim olduğu açık. Şöyle Dış sesim bana ait değil ve herkesin bir virgül koyduğu anonim.paradoksumdaki delik, anonim sesler korosundaki gürültüden ibaret. Yani her şey elalemde bittiyor gibi sanki. Ama herkes cahildir ben de öyle çünkü hala umutlarımın birkaç kişinin iki koca dudağı arasında ümidimi görüyorum. Dostoyevskiyi yazmak yerine gidip dedikodu yapmaktan alıkoyan, içindeki hayat yakınış ve depresyonlarını yazmaya iten nedir? Buradan dostoya asosyal demiyorum. Ama zeki abi insanların arasındaki yerini onlara yönelik bakmadan düşlese düşünse bu paradokstan kurtulurdu.
Arka fonda kullanılan resim, çok göz alıyor.. Dinlemeye, odaklanmaya çalışırken görsel etkisinden dolayı bölünüyorum.. Ben de gözlerimi kapatarak bu işi kotardım.. Zeki Bey’in formatına da hiç uygun değil fikrimce..Fazla renkli ve parçalı…
Hayat zaten sanki anlamakla yükümlülüğümüź olan ama her istedigimizin olamayacağı olsa da yine eksik olunacağı Bi dünya yaşantısı. Zaten o duygu insanı heyt gökte biri bize hakimiyeti var beni nasıl nelerden sınıyor ve Yaraticiya Allah a götürüyor. Hakikat dediğimiz Aslında Allahla başımızın oluşmasını sağlayan hakikat.kader önemli
Adam sanki içimdeki tarifsiz duygularımın tercümanı olmuş cidden. Adam diyorum argo bir kelime olarak değil gerçekten adam olduğu için ve samimiyetten dolayı diyorum. Bu söylediklerini hikaye olarak veya deneme yazısı olarak yazsa muhteşem bir şey ortaya çıkabilir. Her sözünde derin bir manâ var. Herkes sonuna kadar dinleyemez. Çok şanslıyım!…
Niye herkez bu adam karşısında aaaa eeee yani hani diyor. Neden net konuşmuyor. Adam ç8k net. Soru yerine yorum ya da yargı belirtiyor. Eziklikmi önemsenmemi acep😅