selamlar hocam ben ferhan. marmara üniversitesinde öğrenciyim. duydum ki yarın bizim fakültede konferans verecekmişsiniz. Duyunca çok mutlu oldum sizi dünya gözüyle görebileceğim için. yarın görüşmek üzere hocam iyi akşamlar
20-30 dakikalık videolar çok verimli oluyor . Dikkatimi kesintisiz bir şekilde size verebiliyorum be konuyu kavrama ve anlama noktasında faydalı oluyor . Tespitiniz çok değerli , emeğiniZe sağlık olsun , Rabbim ufkunuzu ve vizyonunuzu geniş kılsın ..
Teşekkürler hocam böyle kısa videolara devam edin lütfen spesifik konularda 1.30-2 saatlik videolar da atarsanız daha çok izlenir kanaatimce, herkes 8-9 saatlik videoları izleyemeyebiliyor
Allah razi olsun hocam. Güzel tespitler. Maide suresinde vefat kelimesi kullanıyor ki uyku manasına da geliyor. Kesin ölüm manasına gelen mevt kelimesidir.
Değerli Hocam yine çok güzel bir konuya değinmişsiniz. Aslında Kur'an'da Pavlus'tan bahsedilen bir yer var, isim verilmeden. Pavlus ile ilgili Yeni Ahid Kanonunun ''Elçilerin İşleri'' kitabında şu bilgi veriliyor. 9.Bölüm İsa Pavlus'a Görünüyor 1-2. Saul ise Rab'bin öğrencilerine karşı hâlâ tehdit ve ölüm soluyordu. Başkâhine gitti, Şam'daki havralara verilmek üzere mektuplar yazmasını istedi. Orada İsa'nın yolunda yürüyen kadın erkek, kimi bulsa tutuklayıp Kudüs'e getirmek niyetindeydi. Saul Şam ve Kudüs'te 20-23: Saul, birkaç gün Şam'daki öğrencilerin yanında kaldı. Havralarda İsa'nın Tanrı'nın Oğlu olduğunu hemen duyurmaya başladı. Onu duyanların hepsi şaşkına döndü. «Kudüs'te bu adı ananları kırıp geçiren adam bu değil mi? Buraya da, öylelerini tutuklayıp başkâhinlere götürmek amacıyla gelmedi mi?» diyorlardı. Saul ise günden güne güçleniyordu. İsa'nın Mesih olduğuna dair kanıtlar göstererek Şam'da yaşayan Yahudileri şaşkına çeviriyordu. Görüldüğü üzere İsa ve ona inananlara zulmeden ve düşman olan Saul birden bire ''İsa'dan aldığı vahiy üzerine'' düşmanlığından vazgeçip ve onun taraftarı olup, bugünkü Kilise'nin ve Hristiyan Teolojisinin esas kurucusu olan (Çarmıh Doktrini, Asli Günah ve Teslis Anlayışı) Pavlus karakterine dönüşüyor. Bakınız Kur'an bu konuda nasıl bir uyarıda bulunuyor. 107. Zarar vermek, inkar etmek, inananların arasını ayırmak ve DAHA ÖNCEDEN ALLAH VE ELÇİSİNE KARŞI SAVAŞAN KİŞİYİ izlemek için mescid edinenler ve: "Biz iyilikten başka bir şey istemedik" diye yemin edenler için Allah onların şüphesiz yalancı olduklarına şahidlik etmektedir. 108.Sen onun (böyle bir mescidin) içinde hiçbir zaman durma. Daha ilk gününden takva temeli üzerine kurulan mescid, senin onda içinde durmana daha uygundur. Onda, arınmayı içten-arzulayan adamlar vardır. Allah arınanları sever. 109. Binasının temelini, Allah korkusu ve hoşnutluğu üzerine kuran kimse mi hayırlıdır, yoksa binasının temelini göçecek bir yarın kenarına kurup onunla birlikte kendisi de cehennem ateşi içine yuvarlanan kimse mi? Allah, zulmeden bir topluluğa hidayet vermez. Bu ayetlerde bahsedilen Mescid aslında Kilise kurumudur. Daha önce Allah ve Elçisine yani İsa peygambere karşı savaşan Pavlus ve kurduğu Mescid'e karşı ilahi bir uyarı vardır. Onun kurduğu Kilise kurumu Hristiyanlığın ilk döneminde İsa taraftarlarını gerçekten bölmüş, zarar vermiş ve ne yazık ki imanlarına küfrü bulaştırmıştır. Şimdi birileri bu ayetlerin falanca zatın Medine'de yaptığı eylemler üzerine geldiğini söyleyerek itiraz edecektir. Bu da tarihte olmuş olabilir. Fakat Kur'an'ın özellikle isim vermeyerek, bu kişileri yaptıkları fiiller ile tanıtması önemlidir. Bu sayede spesifik bir olay üzerine inen ayet sayesinde dinler tarihi boyunca kişilerin gerçek niyetlerini görebiliyoruz. Kur'an benzer tahrifatın ''Samiri'' isimli zat tarafından Musa taraftarlarına da yapıldığını söylemiştir.
Maide Suresi, 116. 117. ayet-i kerimeler üzerine: Ne acıdır ki Rabbimizin peygamberine bile vermediği ayrıcalığa birçok şeyhin, evliyanın sahip olduğu düşünülüyor. Hatta bazı insanlar ölmüş olan sevdikleri tarafından izlendikleri avuntusu içine girebiliyor. 😞
görüntü daha güzel olmuş.Şundan bundan çer çöp dinler tarihi dinlemek yerine umarım sizi bulup akademik bilgi alırlar, tabi amaç gerçekten bilgilenmekse.Bu alanda size çok ihtiyaç var.
emekli haber kamramanı olarak söylüyorum.. bu açı renkler ve dekor gözü yoruyor. ters açıda kalmamaya çalışın. derinlik vererek güzel bir şey yapmaya çalışmışsınız fakat bu tür kullanım şekilleri reklam ve tanıtımlar için uygundur. kusura bakmahyın ama izlerken başım döndü. çekim yapan arkadaşla beraber nefes alıp verdim. bakış boşluğu bırakmamış. kolay gelsin.
Zafer hocam, belki de bazı müfessirler petrus diyecekken pavlus diye karıştı. Zaten yasin suresindeki üç elçi, isevi elçiler yani tebliğciler miydi yoksa İsa aleyhisselamdan önceki eski devirlerde aynı zamanda gönderilmiş peygamber miydiler ihtilaflı kaynaklarda.
Güzel bilgi ve yorumlar için teşekkürler hocam. Yalnız şöyle düşünmek mümkün müdür; İsa'nın (as) çarmıha gerilediğinin (öldüğünün) zannedildiği zaman ile göğe yükseltildiği zaman arasında bir süre geçmiş ve bu sürede havarileriyle gizlice görüşüp planlamalar yapmış olabilir mi? Havariler bunu anlatmış olmasına rağmen zamanla bu konuda tahrif edilerek önce öldü sonra dirildi ve havarilere göründü/görevlendirdi şeklinde yazılmış olabilir mi?
Maşallah GÜZEL sunum. 👏 Bu arada bu vesileyle önemli bir tamamlayıcı olarak vefatın ölüm ile aynı olmadığını, kuranın kelime seçimine saygı duydukça anlayabileceğimizi, ölümün, vefatın sadece bir çeşidi olduğunu, uykunun da vefatın geçici bir çeşidi olduğunu, göğe alınmanın da (Allah yolunda bedeni öldürülenler gibi) vefatın bir çeşidi olduğunu, yani vefatın bu dünya (sınavından) bir şekilde ayrılmak olduğunu belirteyim. Uykuda bilinç alındığı için vücut yaşasa da sınavda değiliz ve geçici bir vefat sayılıyor bu da. Sorumlu ve bilinçli olmadığımız bir durum çünkü uyku. Yani İsa nasıl oluyor da hem "ölmedi" Denilip hem de "vefat ettireceğim" Denilmesinin anlamını bulmak için bunu anlamak gerekli. Ölmedi göğe alındı yani vefat etti. Ve elbette sunumda (ve kuranda) söylendiği üzere vefat ettikten sonra bu dünyada ve ortadoğuda yaşanan şeyler hakkında doğrudan bilgisi yoktu. Muhtemel ki henüz Pavlusu da tanımıyor. En doğrusunu Allah bilir.
Hz İsa vefat mı etti, göğe mi yükseldi tereddüdü için Bediüzzaman’ın tefsirindeki Mektubat eserinin 1. Mektub’unda Hz İsa’nın göğe yükseltilmesi hususu şu şekildedir:”Üçüncü tabaka-i hayat: Hazret-i İdris ve İsâ Aleyhimesselâmın tabaka-i hayatlarıdır ki, beşeriyet levazımatından tecerrüdle, melek hayatı gibi bir hayata girerek nuranî bir letâfet kesb eder. Âdetâ beden-i misalî letâfetinde ve cesed-i necmî nuraniyetinde olan cism-i dünyevîleriyle semâvatta bulunurlar."”
