Üçüncü gözü açılamamış ya da iç görü kazanmamış olanlara anlatılması olanaksız gibi görünebilir ama kuşkusuz hepimizin yaşamında çıkarımcı aklımızın üstünden bir yerden gelen bir sezgiyle «Hah işte buldum!» ya da «Tabii ya! Gerçekten çok basit. Bunu nasıl daha önce görüp anlamamışım?» dedirtecek büyük küçük olaylar olmuştur. Daha önce çözümü
bulamayışımız, sonradan önemsiz bir söz, ya da rastlantının sorunun yanıtını birdenbire
yakalamamıza olanak vermesi her halde o sorunun yanıtının kafamızda takılı olan
programda olmayışıyla açıklanabilir.
Rastlantı zihni programın zorlamasından, baskısından kurtarıverince sorun kendiliğinden çözüme ulaşmış olabiliyor. İşte üçüncü gözün açılışı, işte şey böylesine doğal ama bir yandan da ne kadar az rastlanan bir şey olduğu düşünülünce o kadar da olağanüstü bir olay.
Kafamızdaki tüm illüzyonlardan kurtulup gerçek dünyada yaşamasını öğrenmek!.. İşte Zen
öğretisinin özeti... İnsan gerçeklere alışabilirse onu gerçek bir ödül bekliyor. O zaman,
yazar Suzuki’nin sözleriyle «Yaşamın içinde bizi son derece umutlandıran, yaşadığımız sürece soru sormadan, kötümser kuşkulara kapılmadan yetinebileceğimiz» bir şeyin de olduğunu anlayacağız.
24 авг 2023
