Yok zaten alsa dahi format Boyle olmaz konular ve konuklar baştan çağrılsa yarısına teklif gitmez . hem Boyle bir değişim olmaz . Armağan beyin derdi para kazanmak olduğunu sanmıyorum eksik olan birşeyleri görüp oraya dokunmuş .
kardesım adam bu işi babasının hayrına falanmı yapıyor sanıyorsunuz ? para kazanması lazım belırlı gıderlerı var bu program gıtmez bu programda gıder oldugunu dusunmuyorum ama konusanlar oyle degıldı adam mecbur formatı sattı neftlıx alsa neftlıxe satardı gıdıp bı paket sıgaraya 20 Lıra veren adamlar aylık 20 TL veremıyor cok ılgınç
1986'daki Cernobil patlamasindan sonraki ulkemizde olan olaylari anlatirmisiz Armagan Bey, bakanin canli yayinda radyasyonlu çay icmesi, Kenan Evrenin 'çayda radyasyon var diyen din düşmanidir' demesi gibi olaylar..!!
O zamanki skandallar şahıslar arasında yaşanmış yani ilgilenmeyeni pek alakadar etmez. Ama şimdiki skandallar kitleleri etkiliyor hem politik hem ekonomik nüyük etkileri var
@@XD-wj3wb Acunun Allh belasini versin kendisi dunyayi eline alcak hissiyatinda. dunya ona kalacakmiş gibi..katarsis en sevdigim programlardan biriydi..
@@reyhankarabulut4815 Katarsis'i seviyorsan onlar için sevinebilirsin. Daha çok kazanacaklar emeklerinin değerini alacaklar. Bencil olmayın bu insanlar zamanını parasını harcayıp kanal kuruyorlar emeklerinin karşılığını almak istemeleri kadar doğal bir şey yok.
@@XD-wj3wb Aç kalmamakla emeğinin karşılığını almak aynı şey değildir. Acun zengin RU-vid fakir mi, bu nasıl mantık? Adamlara burada aldığından daha yüksek bir ücret vermişler ki gittiler. Takip ettiğim kanal daha çok kazanacakları bir yere geçse üzülmem karakter meselesi. Üreten de insan senin 15 dakikalık zevkin o adamın hayat standartından daha önemli değil.
İntihar girişimi ölümle sonuçlandıysa intihar ettiği şeklinde söylenir, Zerrin Özer'in durumu intihar girişimi olarak söylenmelidir. Hukuk fakültesinde aynı dönemde okuduğumuzu bildiğim için bunu gayet iyi bildiğinizi biliyorum ama sanırım heyecandan karıştırdınız. Yine de izleyenlerin ya da en azından bu yorumu okuyanların doğru şekilde bilgilenmesi için yazma ihtiyacı hissettim.
Armağan Çağlayan Biyografisi: Çağlayan, 8 Nisan 1966, İstanbul,Türk, televizyon yapımcısı ve avukattır. Çocukluğu ve gençliği Hereke'de geçti. Lisans eğitimini İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde, yüksek lisans eğitimini ise İstanbul Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünde tamamladıktan sonra yine aynı üniversitede İşletme Fakültesi Yönetim Organizasyon Anabilim Dalı’nda doktora programına başladı. Avukatlık stajını Kocaeli barosunda tamamladıktan sonra avukatlığı bırakıp İstanbul’a geldi. MedYapım’ın kurulduğu bir esnada arkadaşının da yardımıyla hazırlık elemanı olarak işe başladı. Kısa süre içerisinde editörlüğe kadar yükselip genel müdür yardımcılığı görevini üstlendiği dönemde 11 yıldır çalıştığı MedYapım’dan ani bir kararla ayrıldı. MedYapım'da çalıştığı dönemde Bülent Ersoy Show, Huysuz Show, Hülya Avşar Show, Şans Kapıyı Çalınca, Şahane Pazar, Kim 500 Milyar İster, Ünlüler Çiftliği gibi birçok başarılı yapıma editoryal koordinator olarak imzasını attı.2003 yılında ise Popstar yarışmasının jüri üyesi olarak kamera arkasından ekran önüne hızlı bir geçiş yaptı. Bu sırada Finansbank ile Avea markalarının reklamlarında, Belalı Baldız ve İmkansız Aşk adlı dizilerde konuk oyuncu olarak oyunculuk yeteneğini gösterme fırsatı buldu. 2004-2005 yılları arasında Hürriyet gazetesinin Kelebek ekinde köşe yazarlığı yapmaya başladıktan bir süre sonra çeşitli röportajlara da imzasını attı. Hürriyet gazetesinden ayrıldıktan sonra röportajlarına Esquire dergisinde devam etti. Aynı zamanda Dishy dergisinde de "Tortu Takvimi" adında bir köşe hazırladı. MedYapım’dan ayrıldıktan sonra görevine Doğan TV bünyesinde yer alan D Productions yapım şirketinde prodüksiyonlardan sorumlu direktör olarak devam etti. "Son Ütücü", "Deniz Akkaya ile Top Model Türkiye" ve "Büyük Teklif" adlı programların yapımcılıklarını üstlendi. 2006 yılı yaz döneminde Star TV ekranlarında “Son Ütücü” adlı talk show programını yaptı. 2006 yılının bitmesiyle birlikte D Productions’taki görevinden ayrıldı ve “Son Ütücü” programı da ekranlara veda etti. 2007 yılında Osman Yağmurdereli ile birlikte "Ar&Ya" yapım şirketini kurmuştur. Ar&Ya Yapım şirketinde "Dilimin Ucunda" ," Kadınlar ve Erkekler" ve sunuculuğunu üstlendiği talk show programı "Armağan Çağlayan'la Bu Hafta" programına imzasını attı. Armağan Çağlayan 2008 yılında Ayşe Taş ile "Çok Yaşa Sen Ayşe" programını yaptı. Daha sonra "Format Yapımcılık" şirketini kurdu. 2009 yılında yapımcılığını yaptığı "Olmaz Böyle Şey" adlı program ile Türkiye'nin yetenekleri ile yurtdışındaki yetenekleri bir araya getirdi. 2009 yılında Play Yapımcılık'ın üstlendiği "Altın Kızlar" adlı programın formatını yurtdışından getirdi. Bu arada Popstar Alaturka'da jüri üyelğine devam etti. İstanbul Kültür Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesinde araştırma görevlisi olarak İletişimde Yaratıcılık dersi ve Beykent Üniversitesi İletişim Fakültesinde, Halkla İlişkiler ve Reklamcılık ile Görsel İletişim bölümlerinde öğretim görevlisi olarak ders vermiştir.Radikal gazetesinde köşe yazıları yazmış ve röportajlar yapmıştır.
Yaşlandıkça uysallaştın, sıcakkanlı oldun ya da ben youtube çağı ile daha da yakından tanıdım seni. Hiç aklıma gelmezdi hikayelerinle uyuyacağım. Uzaktan da olsa bi bağ kurduk. Sağlıcakla kal.
Kapaf fotoğrafından olsa gerek bu seriye hiç bakma gereği hissetmemiştim, en son izleyecek bir şey bulamayıp şuna bir bakayım dediğim de hiçte beklemediğim ve fazlasıyla sevdiğim bir konseptle karşılaştım. Nacizane fikrim kapak fotoğrafının tarzı değiştirilebilir, armağan beyi kapakta pijamayla görmek ilgi çekici olacaktır.
Arkadaki müzik sesi olmasa ya da daha düşük olsa, konuşmanıza odaklanma ve duyma sorunu yaşanmaz. Sizi duyabilmek için ses yükseltildiğinde müzik sesi de yükseldiği için duymak ve anlamada zorlanılıyor.
Armağan bey sizi seviyorum. Medya sektöründe olup namuslu, vicdanlı kalan ender insanlardansiniz. Lütfen acun gibilerin yanına gitmeyin. Biz sizi burada, özgürlükçü platformda seviyoruz
Kemal Sunalın bi filmi vardı bi makam sahibi oluyor kendisi bile anlamadan koltuktan çok koltukçu çevreyle ,oğlu,kızı rüşvet yer olmuş haberi yok ben Özal'ın da bizzat rüşvetçi olduğunu düşünmüyorum ama koltuktan çok koltukçu o dönem gibi her dönemde var malesef
Sen hep böyle tatlı bir insanmışsın armağan, biz geçmişte böyle bilinçlenmeye aç olmadığımız için kıymetini bilememişiz. Başka hiç bir açıklaması yok bu durumun. İyi ki varsın!
Sizin bu güzel anlatımınızla deniz Baykal ve sekreterlikden ulufe gibi verilen milletvekiliğine yükselme, evli olan eniştenin buna susmasının ve bunun günümüz Türkiyesine kazandırdığı gandinin masalsı anlatımını bekliyoruz, hani hazır geçmişe döndük ya davuly delen jaguardan sşyaseti delen video kasete
Sanırım yeni bir video editörünüz var. Arkadaki müziğin yüksekliğinden dolayı size odaklanmak güçleşiyor. Fakat herkesin ellerine sağlık, yine soluksuz takip ettim.
Çok teşekkür ediyorum Armağan Bey. O günlerde bu haberleri magazin sayfalarından soluksuz okurduk. Dönemin en önemli magazin olayıydı. O günleri tekrar hatırlayınca gözlerim buğulandı. Ne kadar güzel günlerdi.
Merhabalar. Emeğinize sağlık içerik olarak çok başarılı bir kanal. Ayrılan zamana değiyor . Bu programlarda Fatih Mehmet Maçoğlu na da yer vermeniz özellikle yerel bölgedeki sorunların medyada yer bulmasına çok yardımcı olur.
Çok kişi iflas edip, intihar etmiştir! Gazeteci Yavuz Donat Anavatan Partisi iktidarını ve Özal hükümetini uzun yıllar yakından izledi. Papatyalar konusunda şöyle konuştu: “Bayan Özal bir vakıf kurmuştu, Türk Kadınını Güçlendirme Vakfı. Papatyalar hiç gündemden düşmüyordu. Geziler, geceler, davetler, değişik etkinlikler, renkli görüntüler… Dönemin muhalefeti, Meclis'e bir önerge verip “Değirmenin suyu nereden geliyor? Vakıf neler yapıyor, kurucuları kimler? Servetleri nedir, araştırılsın” dedi. Önerge kamuoyundan da destek buldu. ANAP yönetimi ise ‘Tamam ama bütün vakıflar, kurucuları, yöneticileri, gelirleri araştırılsın' önerisi getirdi. Binlerce isim vardı ve olay sulandırıldı. Konu unutuldu, kapandı gitti.” ANAP'ın kadın kolları gibi çalışan vakfın üyeleri yurt içi geziler yapıyor, illerde Valiler tarafından karşılanıyor, bir dedikleri iki edilmiyordu. Semra Özal da “Papatyalar” grubunun kraliçesiydi…1986 yılında kurulan vakfa hemen “Vergi muafiyeti” tanındı. Bakanlar Kurulu'ndan geçen kararnamenin altında tahmin edileceği gibi, Papatyaların manevi lideri Başbakan Turgut Özal'ın imzası vardı… Araştırmadan bilmeden neye göre iyi bu şahsa büyük adam sıfatını yapıştırdınız. BÜYÜK ADAM MUSTAFA KEMAL ATATÜRK 'TÜR!!!
Bu video' nun tarihi : "03 Ocak 2021" ... Aynı konuyu - nerede ise bire bir - "24 Nisan 2021" tarihinde İsmail Saymaz , Sözcü gazetesindeki köşesinde yazdı....Yaklaşık üç (3) ay sonra....İlginç ve ironik..!
Sizi görmek dinlemek iyi geliyor bana Keşke arkadaşım olsanız ben sizi sinir etsem Siz bana hep siz diye başlayarak kızsanız İlber Hocayla ilgili de var böyle bir uçuk kaçık hayalim :)
''.... intihar ettiği....'' denmemeliydi, intihara teşebbüs etti, denmeliydi. 😉 Ve ''... geriye iade etti...'' de denmez! Ya ''geri verdi'' ya da ''iade etti'' denmeli!!