Zina Yapanların Başına Gelecek Altı Bela 

Ben sizin gibi sahtekarlik yapmadimki tövbe edeyim.

Arapların kurguladığı hiç bir şey gerçek değil onun için korkmayın arkadaşlar, biz TÜRKÜZ sonradan Arap inancına tabi olmuşuz kasmayın hiç.

**Yüce Allah (c.c) şöyle buyurmaktadır: "Ey insanlar!** **Siz nasıl oluyor da Allah'a isyan ediyorsunuz? Halbuki siz daha güneşin verdiği hararete feryat ediyorsunuz, cehennemin ateşine nasıl dayanacaksınız?** **O cehennemin yedi tabakası vardır. İçindeki ateşin harareti birbirini yer.** **Her bir tabakasında yetmiş bin ayrı ateş bölümü vardır. Her bölümde yetmiş bin bina vardır; her binada yetmiş bin ev vardır. Her evde, yetmiş bin kuyu vardır. Her kuyuda ateşten yetmiş bin tabut ve her tabutta ateşten yetmiş bin akrep vardır. Tabutların her birinin üstünde de yetmiş bin adet zakkum vardır.** **Bu ağaçların her birinin altında ateşten yetmiş bin görevli ve her bir görevlinin emrinde ateşten yetmiş bin melek ile ateşten yetmiş bin koca yılan bulunmaktadır.** **Bu ateşten yılanların boyu yetmiş bin zirâ-dır. Her bir yılanın karnında öldürücü siyah zehirden bir deniz bulunmaktadır.** **Her bir akrebin bin tane kuyruğu vardır. Kuyruklardan her bir tanesinin boyu yetmiş bin zirâdır. Kuyruklarda yetmişer bin rıtl öldürücü zehir bulunur. 'Zâtıma, Tûr'a, yayılmış ince deri üzerinde yazılı kitaba (Kur'an'a), Beyt-i Ma'mur'a, yükseltilmiş göğe, dolan denize andolsun ki rabbinin azabı muhakkak vuku bulacaktır.'** **Ey âdemoğlu! Ben bu ateşi ancak kâfir, ko-vucu, riyakâr, malının zekâtını vermeyen, zina eden, faiz yiyen, içki içen, yetimlere zulmeden, ölünün ardından dövünenler ile komşusuna eziyet eden ve işçi çalıştırdığı halde ücretini ödemeyenler için yarattım. 'Ancak tövbe edip iman ederek salih amel işleyenler müstesnadır.** **İşte onlar, Allah'ın kötülüklerini iyiliklerle değiştireceği kimselerdir. Allah çok affedici ve çok acıyandır.'** **Ey kullarım! Nefislerinize acıyın; zira bedenler zayıf, yol uzun, yük ağır, sırat incedir. Hepinizin hesabını görecek olan zât ise, her şeyi görendir. Hüküm verecek olan hâkim, âlemlerin rabbidir."**

​@@zodiacone2461 sahtekarlık olarak algıladığın durum nedir?

@@emirteimouri7150 Zina fuhus hirsizlik haksizlik yalan dolan.

Yok kostursun zinayi nasip etsin.

(Amin)

Dedi dilek. Ama çok ateşli bakmışsın.

@@mustafakoray4797 nerdesin

@@aziztellioglu8335 beni tatmin etttt

*Yüce Allah (c.c) şöyle buyurmaktadır: "Ey insanlar!* *Siz nasıl oluyor da Allah'a isyan ediyorsunuz? Halbuki siz daha güneşin verdiği hararete feryat ediyorsunuz, cehennemin ateşine nasıl dayanacaksınız?* *O cehennemin yedi tabakası vardır. İçindeki ateşin harareti birbirini yer.* *Her bir tabakasında yetmiş bin ayrı ateş bölümü vardır. Her bölümde yetmiş bin bina vardır; her binada yetmiş bin ev vardır. Her evde, yetmiş bin kuyu vardır. Her kuyuda ateşten yetmiş bin tabut ve her tabutta ateşten yetmiş bin akrep vardır. Tabutların her birinin üstünde de yetmiş bin adet zakkum vardır.* *Bu ağaçların her birinin altında ateşten yetmiş bin görevli ve her bir görevlinin emrinde ateşten yetmiş bin melek ile ateşten yetmiş bin koca yılan bulunmaktadır.*bir *Bu ateşten yılanların boyu yetmiş bin zirâ-dır. Her bir yılanın karnında öldürücü siyah zehirden bir deniz bulunmaktadır.* *Her bir akrebin bin tane kuyruğu vardır. Kuyruklardan her bir tanesinin boyu yetmiş bin zirâdır. Kuyruklarda yetmişer bin rıtl öldürücü zehir bulunur. 'Zâtıma, Tûr'a, yayılmış ince deri üzerinde yazılı kitaba (Kur'an'a), Beyt-i Ma'mur'a, yükseltilmiş göğe, dolan denize andolsun ki rabbinin azabı muhakkak vuku bulacaktır.'* **Ey âdemoğlu! Ben bu ateşi ancak kâfir, ko-vucu, riyakâr, malının zekâtını vermeyen, zina eden, faiz yiyen, içki içen, yetimlere zulmeden, ölünün ardından dövünenler ile komşusuna eziyet eden ve işçi çalıştırdığı halde ücretini ödemeyenler için yarattım. 'Ancak tövbe edip iman ederek salih amel işleyenler müstesnadır.* *İşte onlar, Allah'ın kötülüklerini iyiliklerle değiştireceği kimselerdir. Allah çok affedici ve çok acıyandır.'* *Ey kullarım! Nefislerinize acıyın; zira bedenler zayıf, yol uzun, yük ağır, sırat incedir. Hepinizin hesabını görecek olan zât ise, her şeyi görendir. Hüküm verecek olan hâkim, âlemlerin rabbidir."*

AAAMİİİNN AAAMİİİNN AAAMİİİNN AAAMİİİNN İNNŞALLAH AAAMİİİNN

🌿 MUTLAKA OKUYUNUZ !!! ☝️ İBRAHİM (aleyhisselam)'ın DİNİNİ TAHRİF EDEN AMR BİN LUHAY'I DUYDUNUZ MU ACABA? O, iyilik ve doğruluk içinde yaşayan bir kişiydi. Dinine çok düşkündü. İnsanlar onu çok sever ve bu yüzden ona itaat ederlerdi. Böylelikle onu kendilerine yönetici seçtiler. Böylece Mekke'de söz sahibi oldu. Kabe'nin idaresi onun elindeydi. Halk onu alinlerin büyüğü ve evliyaların faziletlisi sanıyordu bir gün Şam'a yolculuk yaptı. Orada insanların putlara taptığını gördü ve bu yaptıklarını çok beğendi. Bunun doğru ve güzel bişey olduğunu sandı. Çünkü Şam, kitapların indiği ve peygamberlerin gönderildiği bir yerdi. Bu nedenle burada ki insanların hicazlılardan ve ve diğer insanlardan daha faziletli olduğunu düşünüyordu. Amr bin Luhay Mekke'ye hubel adında bir putla döndü. Onu Kabe'nin içine yerleştirdi. Mekkelileri, Allah Subhanahu ve Teala ile bir başka puta da tapmaya çağırdı. Onlarda ona uydular. Hicaz halkı, Harem ehli ve Kabe'nin idarecileri oldukları için dini konularda Mekke halkına uyuyordu. Hicaz halkı, doğru yolda olduğunu zannederek Amr bin Luhay'a tabi oldu. Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) İbrahim (aleyhisselam)'ın dini ile gönderilip Amr bin Luhay'ın ihdas ettiği şirki iptal edene kadar böyle yaşamaya devam ettiler. Cahileyye mensupları bu sapık inanç üzere idiler. Aralarında İbrahim (aleyhisselam)'ın dininden bazı kalıntılar vardı. Onu tamamen terk etmemişlerdi. Onun için kendilerini onun dininden sanıyorlardı. Amr bin Luhay'ın ihdas ettiği bu şirki, bid'âtı hasene olarak görüp İbrahim (aleyhisselam)'ın dininde bir değişiklik yapmadığını sanıyorlardı. Telbiyeleri şöyleydi "Emret Allah'ım! Senin hiçbir ortağın yoktur. Ancak bir ortağın vardır, ona da sen sahipsin." Ve ondan sonra ölen salihleri Allah'a yaklaşmak amacıyla kabirlerini ibadet edilen birer mescid edindiler ve heykellerini diktiler. Sırf onların kendilerini Allah'a yaklaştırmalarını umarak onlara dua edip adaklar arıyorlardı. Bunlar ise Kur'an da isimleri geçen en çok rağbet edilen LAT, MENAT VE UZZA'dır Bu tıpkı, Nuh (Aleyhisselam)'ın kavminin salihler hakkında haddi aşıp, aşırıya giderk şirke düşmeleri gibidir. LAT, Taif'te hacılara helva dağıtan Salih bir kişiydi. UZZA, buda Mekke ile Taif arasında nahle vadisinde MENAT ise deniz sahilinde Kudayd bölgesinde dikmişlerdi. İşte bu üçü en çok rağbet edilen içinde bu salihlerin ruhunun olduğuna inandıkları bu timsallerdi. Rabbim bizi Muvahhidlerden eylesin. Âmin

Niye o zaman çinde zulüm gören Uygurları görmüyor rabbiniz

Zinayi engelleyen muessese evliliktir. Insanin evlenmesi icin 3 sart vardir 1 biyolojik olgunluk 2 aklen ve bilgisel olgunluk 3 ekonomik olgunluk Bu 3 sart yerine gelmeden yapilan evlilik cinayettir. Toplum bu uc sart karsilanamazsa cinsel ihtiyacini gidermek icin careler aramaya baslar.Bunun sonucunda caresiz kalan insanlar zinaya baslar.Artik dejenerasyon yayilinca evli olanlar ve ekonomik durumu iyi olanlarda zinaya suruklenir.Bu hocalar hep sonucla ugrasiyor.Biraz da sebeple ugrasin

Amin

Hayırlı sabahlar hayırlı günler, ramazanlar. Affet bizi Ya Rab. Biz nefsimize zulmediyoruz. Cennetinde Resullerinin sancakları altında buluştur,YaRab.

Dinsel kaygılardan dolayı hayatı kendinize zehir etmeyin.

​@@tengriciturk5358 *Yüce Allah (c.c) şöyle buyurmaktadır: "Ey insanlar!* *Siz nasıl oluyor da Allah'a isyan ediyorsunuz? Halbuki siz daha güneşin verdiği hararete feryat ediyorsunuz, cehennemin ateşine nasıl dayanacaksınız?* *O cehennemin yedi tabakası vardır. İçindeki ateşin harareti birbirini yer.* *Her bir tabakasında yetmiş bin ayrı ateş bölümü vardır. Her bölümde yetmiş bin bina vardır; her binada yetmiş bin ev vardır. Her evde, yetmiş bin kuyu vardır. Her kuyuda ateşten yetmiş bin tabut ve her tabutta ateşten yetmiş bin akrep vardır. Tabutların her birinin üstünde de yetmiş bin adet zakkum vardır.* *Bu ağaçların her birinin altında ateşten yetmiş bin görevli ve her bir görevlinin emrinde ateşten yetmiş bin melek ile ateşten yetmiş bin koca yılan bulunmaktadır.*bir *Bu ateşten yılanların boyu yetmiş bin zirâ-dır. Her bir yılanın karnında öldürücü siyah zehirden bir deniz bulunmaktadır.* *Her bir akrebin bin tane kuyruğu vardır. Kuyruklardan her bir tanesinin boyu yetmiş bin zirâdır. Kuyruklarda yetmişer bin rıtl öldürücü zehir bulunur. 'Zâtıma, Tûr'a, yayılmış ince deri üzerinde yazılı kitaba (Kur'an'a), Beyt-i Ma'mur'a, yükseltilmiş göğe, dolan denize andolsun ki rabbinin azabı muhakkak vuku bulacaktır.'* **Ey âdemoğlu! Ben bu ateşi ancak kâfir, ko-vucu, riyakâr, malının zekâtını vermeyen, zina eden, faiz yiyen, içki içen, yetimlere zulmeden, ölünün ardından dövünenler ile komşusuna eziyet eden ve işçi çalıştırdığı halde ücretini ödemeyenler için yarattım. 'Ancak tövbe edip iman ederek salih amel işleyenler müstesnadır.* *İşte onlar, Allah'ın kötülüklerini iyiliklerle değiştireceği kimselerdir. Allah çok affedici ve çok acıyandır.'* *Ey kullarım! Nefislerinize acıyın; zira bedenler zayıf, yol uzun, yük ağır, sırat incedir. Hepinizin hesabını görecek olan zât ise, her şeyi görendir. Hüküm verecek olan hâkim, âlemlerin rabbidir."*

baştan sona yalan yanlış yazmışsın. La İLAHE İllalLAH ne demektir. bilmiyorsun. Bismillahirrahmanirrahim yazmışsın. yanlış. hatalı yazmışsın. Orijinaline bak. harf harf oku ki BİSM ELLAH ER-RAHMAN ER-RAHİM yazdığını göreceksin..

@@muammereker1444 şu an Kur'an'ı harekeli okuyoruz ve harekeli okunuşda sizin söylediğiniz gibi değil

🌿 MUTLAKA OKUYUNUZ !!! ☝️ İBRAHİM (aleyhisselam)'ın DİNİNİ TAHRİF EDEN AMR BİN LUHAY'I DUYDUNUZ MU ACABA? O, iyilik ve doğruluk içinde yaşayan bir kişiydi. Dinine çok düşkündü. İnsanlar onu çok sever ve bu yüzden ona itaat ederlerdi. Böylelikle onu kendilerine yönetici seçtiler. Böylece Mekke'de söz sahibi oldu. Kabe'nin idaresi onun elindeydi. Halk onu alinlerin büyüğü ve evliyaların faziletlisi sanıyordu bir gün Şam'a yolculuk yaptı. Orada insanların putlara taptığını gördü ve bu yaptıklarını çok beğendi. Bunun doğru ve güzel bişey olduğunu sandı. Çünkü Şam, kitapların indiği ve peygamberlerin gönderildiği bir yerdi. Bu nedenle burada ki insanların hicazlılardan ve ve diğer insanlardan daha faziletli olduğunu düşünüyordu. Amr bin Luhay Mekke'ye hubel adında bir putla döndü. Onu Kabe'nin içine yerleştirdi. Mekkelileri, Allah Subhanahu ve Teala ile bir başka puta da tapmaya çağırdı. Onlarda ona uydular. Hicaz halkı, Harem ehli ve Kabe'nin idarecileri oldukları için dini konularda Mekke halkına uyuyordu. Hicaz halkı, doğru yolda olduğunu zannederek Amr bin Luhay'a tabi oldu. Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) İbrahim (aleyhisselam)'ın dini ile gönderilip Amr bin Luhay'ın ihdas ettiği şirki iptal edene kadar böyle yaşamaya devam ettiler. Cahileyye mensupları bu sapık inanç üzere idiler. Aralarında İbrahim (aleyhisselam)'ın dininden bazı kalıntılar vardı. Onu tamamen terk etmemişlerdi. Onun için kendilerini onun dininden sanıyorlardı. Amr bin Luhay'ın ihdas ettiği bu şirki, bid'âtı hasene olarak görüp İbrahim (aleyhisselam)'ın dininde bir değişiklik yapmadığını sanıyorlardı. Telbiyeleri şöyleydi "Emret Allah'ım! Senin hiçbir ortağın yoktur. Ancak bir ortağın vardır, ona da sen sahipsin." Ve ondan sonra ölen salihleri Allah'a yaklaşmak amacıyla kabirlerini ibadet edilen birer mescid edindiler ve heykellerini diktiler. Sırf onların kendilerini Allah'a yaklaştırmalarını umarak onlara dua edip adaklar arıyorlardı. Bunlar ise Kur'an da isimleri geçen en çok rağbet edilen LAT, MENAT VE UZZA'dır Bu tıpkı, Nuh (Aleyhisselam)'ın kavminin salihler hakkında haddi aşıp, aşırıya giderk şirke düşmeleri gibidir. LAT, Taif'te hacılara helva dağıtan Salih bir kişiydi. UZZA, buda Mekke ile Taif arasında nahle vadisinde MENAT ise deniz sahilinde Kudayd bölgesinde dikmişlerdi. İşte bu üçü en çok rağbet edilen içinde bu salihlerin ruhunun olduğuna inandıkları bu timsallerdi. Rabbim bizi Muvahhidlerden eylesin. Âmin

Aminnn

@@Baba7-7-7 niye 40 huri var diyorlar da . oluyor GARANTI mi olmaz.

🌿 MUTLAKA OKUYUNUZ !!! ☝️ İBRAHİM (aleyhisselam)'ın DİNİNİ TAHRİF EDEN AMR BİN LUHAY'I DUYDUNUZ MU ACABA? O, iyilik ve doğruluk içinde yaşayan bir kişiydi. Dinine çok düşkündü. İnsanlar onu çok sever ve bu yüzden ona itaat ederlerdi. Böylelikle onu kendilerine yönetici seçtiler. Böylece Mekke'de söz sahibi oldu. Kabe'nin idaresi onun elindeydi. Halk onu alinlerin büyüğü ve evliyaların faziletlisi sanıyordu bir gün Şam'a yolculuk yaptı. Orada insanların putlara taptığını gördü ve bu yaptıklarını çok beğendi. Bunun doğru ve güzel bişey olduğunu sandı. Çünkü Şam, kitapların indiği ve peygamberlerin gönderildiği bir yerdi. Bu nedenle burada ki insanların hicazlılardan ve ve diğer insanlardan daha faziletli olduğunu düşünüyordu. Amr bin Luhay Mekke'ye hubel adında bir putla döndü. Onu Kabe'nin içine yerleştirdi. Mekkelileri, Allah Subhanahu ve Teala ile bir başka puta da tapmaya çağırdı. Onlarda ona uydular. Hicaz halkı, Harem ehli ve Kabe'nin idarecileri oldukları için dini konularda Mekke halkına uyuyordu. Hicaz halkı, doğru yolda olduğunu zannederek Amr bin Luhay'a tabi oldu. Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) İbrahim (aleyhisselam)'ın dini ile gönderilip Amr bin Luhay'ın ihdas ettiği şirki iptal edene kadar böyle yaşamaya devam ettiler. Cahileyye mensupları bu sapık inanç üzere idiler. Aralarında İbrahim (aleyhisselam)'ın dininden bazı kalıntılar vardı. Onu tamamen terk etmemişlerdi. Onun için kendilerini onun dininden sanıyorlardı. Amr bin Luhay'ın ihdas ettiği bu şirki, bid'âtı hasene olarak görüp İbrahim (aleyhisselam)'ın dininde bir değişiklik yapmadığını sanıyorlardı. Telbiyeleri şöyleydi "Emret Allah'ım! Senin hiçbir ortağın yoktur. Ancak bir ortağın vardır, ona da sen sahipsin." Ve ondan sonra ölen salihleri Allah'a yaklaşmak amacıyla kabirlerini ibadet edilen birer mescid edindiler ve heykellerini diktiler. Sırf onların kendilerini Allah'a yaklaştırmalarını umarak onlara dua edip adaklar arıyorlardı. Bunlar ise Kur'an da isimleri geçen en çok rağbet edilen LAT, MENAT VE UZZA'dır Bu tıpkı, Nuh (Aleyhisselam)'ın kavminin salihler hakkında haddi aşıp, aşırıya giderk şirke düşmeleri gibidir. LAT, Taif'te hacılara helva dağıtan Salih bir kişiydi. UZZA, buda Mekke ile Taif arasında nahle vadisinde MENAT ise deniz sahilinde Kudayd bölgesinde dikmişlerdi. İşte bu üçü en çok rağbet edilen içinde bu salihlerin ruhunun olduğuna inandıkları bu timsallerdi. Rabbim bizi Muvahhidlerden eylesin. Âmin

Allah bagislamasin cehennemin dibine oturtsun zina kirdir

Amin ecmain

Hepsi hikaye.

Kalem suresi 15 ayete bakts.gel bı sen

​@@Ahuseyin4081Sen şimdi böyle dedin ya aklıma ebu cehil ebu leheb ve arkadaşları geldi.

​@@Ahuseyin4081mürted oldun.

@@yahak7978 O da hikaye.

CİN 21 : ben size iyilik veya kötülük yapmaya yetkili değilim..

Rabbin kimseyi affetmiycek hepsi cöl bedevinin yalani.

Âmin

🌿 MUTLAKA OKUYUNUZ !!! ☝️ İBRAHİM (aleyhisselam)'ın DİNİNİ TAHRİF EDEN AMR BİN LUHAY'I DUYDUNUZ MU ACABA? O, iyilik ve doğruluk içinde yaşayan bir kişiydi. Dinine çok düşkündü. İnsanlar onu çok sever ve bu yüzden ona itaat ederlerdi. Böylelikle onu kendilerine yönetici seçtiler. Böylece Mekke'de söz sahibi oldu. Kabe'nin idaresi onun elindeydi. Halk onu alinlerin büyüğü ve evliyaların faziletlisi sanıyordu bir gün Şam'a yolculuk yaptı. Orada insanların putlara taptığını gördü ve bu yaptıklarını çok beğendi. Bunun doğru ve güzel bişey olduğunu sandı. Çünkü Şam, kitapların indiği ve peygamberlerin gönderildiği bir yerdi. Bu nedenle burada ki insanların hicazlılardan ve ve diğer insanlardan daha faziletli olduğunu düşünüyordu. Amr bin Luhay Mekke'ye hubel adında bir putla döndü. Onu Kabe'nin içine yerleştirdi. Mekkelileri, Allah Subhanahu ve Teala ile bir başka puta da tapmaya çağırdı. Onlarda ona uydular. Hicaz halkı, Harem ehli ve Kabe'nin idarecileri oldukları için dini konularda Mekke halkına uyuyordu. Hicaz halkı, doğru yolda olduğunu zannederek Amr bin Luhay'a tabi oldu. Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) İbrahim (aleyhisselam)'ın dini ile gönderilip Amr bin Luhay'ın ihdas ettiği şirki iptal edene kadar böyle yaşamaya devam ettiler. Cahileyye mensupları bu sapık inanç üzere idiler. Aralarında İbrahim (aleyhisselam)'ın dininden bazı kalıntılar vardı. Onu tamamen terk etmemişlerdi. Onun için kendilerini onun dininden sanıyorlardı. Amr bin Luhay'ın ihdas ettiği bu şirki, bid'âtı hasene olarak görüp İbrahim (aleyhisselam)'ın dininde bir değişiklik yapmadığını sanıyorlardı. Telbiyeleri şöyleydi "Emret Allah'ım! Senin hiçbir ortağın yoktur. Ancak bir ortağın vardır, ona da sen sahipsin." Ve ondan sonra ölen salihleri Allah'a yaklaşmak amacıyla kabirlerini ibadet edilen birer mescid edindiler ve heykellerini diktiler. Sırf onların kendilerini Allah'a yaklaştırmalarını umarak onlara dua edip adaklar arıyorlardı. Bunlar ise Kur'an da isimleri geçen en çok rağbet edilen LAT, MENAT VE UZZA'dır Bu tıpkı, Nuh (Aleyhisselam)'ın kavminin salihler hakkında haddi aşıp, aşırıya giderk şirke düşmeleri gibidir. LAT, Taif'te hacılara helva dağıtan Salih bir kişiydi. UZZA, buda Mekke ile Taif arasında nahle vadisinde MENAT ise deniz sahilinde Kudayd bölgesinde dikmişlerdi. İşte bu üçü en çok rağbet edilen içinde bu salihlerin ruhunun olduğuna inandıkları bu timsallerdi. Rabbim bizi Muvahhidlerden eylesin. Âmin

O heycanı hazı zevki tatmaya görsün insan oglu asla töfbe etmez bu erkek bayan fark etmez nokta 😷

Senin gibi bir hatun bulamadım hemen evleneyim ,

Amin

Amin

AMİN

Amiin

🌿 MUTLAKA OKUYUNUZ !!! ☝️ İBRAHİM (aleyhisselam)'ın DİNİNİ TAHRİF EDEN AMR BİN LUHAY'I DUYDUNUZ MU ACABA? O, iyilik ve doğruluk içinde yaşayan bir kişiydi. Dinine çok düşkündü. İnsanlar onu çok sever ve bu yüzden ona itaat ederlerdi. Böylelikle onu kendilerine yönetici seçtiler. Böylece Mekke'de söz sahibi oldu. Kabe'nin idaresi onun elindeydi. Halk onu alinlerin büyüğü ve evliyaların faziletlisi sanıyordu bir gün Şam'a yolculuk yaptı. Orada insanların putlara taptığını gördü ve bu yaptıklarını çok beğendi. Bunun doğru ve güzel bişey olduğunu sandı. Çünkü Şam, kitapların indiği ve peygamberlerin gönderildiği bir yerdi. Bu nedenle burada ki insanların hicazlılardan ve ve diğer insanlardan daha faziletli olduğunu düşünüyordu. Amr bin Luhay Mekke'ye hubel adında bir putla döndü. Onu Kabe'nin içine yerleştirdi. Mekkelileri, Allah Subhanahu ve Teala ile bir başka puta da tapmaya çağırdı. Onlarda ona uydular. Hicaz halkı, Harem ehli ve Kabe'nin idarecileri oldukları için dini konularda Mekke halkına uyuyordu. Hicaz halkı, doğru yolda olduğunu zannederek Amr bin Luhay'a tabi oldu. Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) İbrahim (aleyhisselam)'ın dini ile gönderilip Amr bin Luhay'ın ihdas ettiği şirki iptal edene kadar böyle yaşamaya devam ettiler. Cahileyye mensupları bu sapık inanç üzere idiler. Aralarında İbrahim (aleyhisselam)'ın dininden bazı kalıntılar vardı. Onu tamamen terk etmemişlerdi. Onun için kendilerini onun dininden sanıyorlardı. Amr bin Luhay'ın ihdas ettiği bu şirki, bid'âtı hasene olarak görüp İbrahim (aleyhisselam)'ın dininde bir değişiklik yapmadığını sanıyorlardı. Telbiyeleri şöyleydi "Emret Allah'ım! Senin hiçbir ortağın yoktur. Ancak bir ortağın vardır, ona da sen sahipsin." Ve ondan sonra ölen salihleri Allah'a yaklaşmak amacıyla kabirlerini ibadet edilen birer mescid edindiler ve heykellerini diktiler. Sırf onların kendilerini Allah'a yaklaştırmalarını umarak onlara dua edip adaklar arıyorlardı. Bunlar ise Kur'an da isimleri geçen en çok rağbet edilen LAT, MENAT VE UZZA'dır Bu tıpkı, Nuh (Aleyhisselam)'ın kavminin salihler hakkında haddi aşıp, aşırıya giderk şirke düşmeleri gibidir. LAT, Taif'te hacılara helva dağıtan Salih bir kişiydi. UZZA, buda Mekke ile Taif arasında nahle vadisinde MENAT ise deniz sahilinde Kudayd bölgesinde dikmişlerdi. İşte bu üçü en çok rağbet edilen içinde bu salihlerin ruhunun olduğuna inandıkları bu timsallerdi. Rabbim bizi Muvahhidlerden eylesin. Âmin

Batsln sizin muslumanlglnlz şeytan ve nursuzlar neye taptlglnlzlza şeytan bile şaşmlş kalmlş😊

Âmin Ecmain

Maşallah

cehenneme hazır olsunlar.. öyle tövbeyle falan namus düzelmez.

ALLAH. onun. Omrunden. Alip. Sana. Uzun. Ve. Saglikli. Omurler. Versin. Kardesim

Ah be güzel ablam yapabilirsen eğer al çocuklarını kaç kurtul ondan buna gücün yetmiyorsa eğer onu Allaha havale et asla ağlama bu çözüm değil, güçlü olmalısın.

@@only_me.. kaçicak kapım olsaydı zaten kaçar giderdim kardeşim ama arkanda kimse olmayınca elinden birşey gelmiyor sadice oturur göz yaşı dökersin onun yüzünden piskolojim aşırı bozulmuş onun yüzünden nasıl toplicam kendimi hiç bilmiyorum

@@tablettablet2516 saol kardeşim allah razı olsun

sen kurtuldunmu saniyorsun bunlarin tarikatlarindaki islenen gunahlara sesini cikarmadigin sürece sende bu munafiklar kadar ceza yiyeceksin,allah susma diyor sense bunlara biat edib susuyorsun

Allah rahmet ve merhamet sahibidir canı gönülden tevbe eder ise günahlar af olur inşallah

Hocam beter olsunlar öbür dnyaya kalmasın bu dünyadada Allah cezalarını veresinde bizimde içimiz rahat etsin ağlamaktan gözlerim kör oldu zinakar pisliğin yüzünden çocuklarım var ayrılamıyorumda bana yaşattıklarını yaşamasan ölmesin inşallah Allah büyük

Beter olsunlar yapanlar cok var

Amin inşallah

🌿 MUTLAKA OKUYUNUZ !!! ☝️ İBRAHİM (aleyhisselam)'ın DİNİNİ TAHRİF EDEN AMR BİN LUHAY'I DUYDUNUZ MU ACABA? O, iyilik ve doğruluk içinde yaşayan bir kişiydi. Dinine çok düşkündü. İnsanlar onu çok sever ve bu yüzden ona itaat ederlerdi. Böylelikle onu kendilerine yönetici seçtiler. Böylece Mekke'de söz sahibi oldu. Kabe'nin idaresi onun elindeydi. Halk onu alinlerin büyüğü ve evliyaların faziletlisi sanıyordu bir gün Şam'a yolculuk yaptı. Orada insanların putlara taptığını gördü ve bu yaptıklarını çok beğendi. Bunun doğru ve güzel bişey olduğunu sandı. Çünkü Şam, kitapların indiği ve peygamberlerin gönderildiği bir yerdi. Bu nedenle burada ki insanların hicazlılardan ve ve diğer insanlardan daha faziletli olduğunu düşünüyordu. Amr bin Luhay Mekke'ye hubel adında bir putla döndü. Onu Kabe'nin içine yerleştirdi. Mekkelileri, Allah Subhanahu ve Teala ile bir başka puta da tapmaya çağırdı. Onlarda ona uydular. Hicaz halkı, Harem ehli ve Kabe'nin idarecileri oldukları için dini konularda Mekke halkına uyuyordu. Hicaz halkı, doğru yolda olduğunu zannederek Amr bin Luhay'a tabi oldu. Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) İbrahim (aleyhisselam)'ın dini ile gönderilip Amr bin Luhay'ın ihdas ettiği şirki iptal edene kadar böyle yaşamaya devam ettiler. Cahileyye mensupları bu sapık inanç üzere idiler. Aralarında İbrahim (aleyhisselam)'ın dininden bazı kalıntılar vardı. Onu tamamen terk etmemişlerdi. Onun için kendilerini onun dininden sanıyorlardı. Amr bin Luhay'ın ihdas ettiği bu şirki, bid'âtı hasene olarak görüp İbrahim (aleyhisselam)'ın dininde bir değişiklik yapmadığını sanıyorlardı. Telbiyeleri şöyleydi "Emret Allah'ım! Senin hiçbir ortağın yoktur. Ancak bir ortağın vardır, ona da sen sahipsin." Ve ondan sonra ölen salihleri Allah'a yaklaşmak amacıyla kabirlerini ibadet edilen birer mescid edindiler ve heykellerini diktiler. Sırf onların kendilerini Allah'a yaklaştırmalarını umarak onlara dua edip adaklar arıyorlardı. Bunlar ise Kur'an da isimleri geçen en çok rağbet edilen LAT, MENAT VE UZZA'dır Bu tıpkı, Nuh (Aleyhisselam)'ın kavminin salihler hakkında haddi aşıp, aşırıya giderk şirke düşmeleri gibidir. LAT, Taif'te hacılara helva dağıtan Salih bir kişiydi. UZZA, buda Mekke ile Taif arasında nahle vadisinde MENAT ise deniz sahilinde Kudayd bölgesinde dikmişlerdi. İşte bu üçü en çok rağbet edilen içinde bu salihlerin ruhunun olduğuna inandıkları bu timsallerdi. Rabbim bizi Muvahhidlerden eylesin. Âmin

Yok iman nasip etmesin zina nasip etsin.

*Yüce Allah (c.c) şöyle buyurmaktadır: "Ey insanlar!* *Siz nasıl oluyor da Allah'a isyan ediyorsunuz? Halbuki siz daha güneşin verdiği hararete feryat ediyorsunuz, cehennemin ateşine nasıl dayanacaksınız?* *O cehennemin yedi tabakası vardır. İçindeki ateşin harareti birbirini yer.* *Her bir tabakasında yetmiş bin ayrı ateş bölümü vardır. Her bölümde yetmiş bin bina vardır; her binada yetmiş bin ev vardır. Her evde, yetmiş bin kuyu vardır. Her kuyuda ateşten yetmiş bin tabut ve her tabutta ateşten yetmiş bin akrep vardır. Tabutların her birinin üstünde de yetmiş bin adet zakkum vardır.* *Bu ağaçların her birinin altında ateşten yetmiş bin görevli ve her bir görevlinin emrinde ateşten yetmiş bin melek ile ateşten yetmiş bin koca yılan bulunmaktadır.*bir *Bu ateşten yılanların boyu yetmiş bin zirâ-dır. Her bir yılanın karnında öldürücü siyah zehirden bir deniz bulunmaktadır.* *Her bir akrebin bin tane kuyruğu vardır. Kuyruklardan her bir tanesinin boyu yetmiş bin zirâdır. Kuyruklarda yetmişer bin rıtl öldürücü zehir bulunur. 'Zâtıma, Tûr'a, yayılmış ince deri üzerinde yazılı kitaba (Kur'an'a), Beyt-i Ma'mur'a, yükseltilmiş göğe, dolan denize andolsun ki rabbinin azabı muhakkak vuku bulacaktır.'* **Ey âdemoğlu! Ben bu ateşi ancak kâfir, ko-vucu, riyakâr, malının zekâtını vermeyen, zina eden, faiz yiyen, içki içen, yetimlere zulmeden, ölünün ardından dövünenler ile komşusuna eziyet eden ve işçi çalıştırdığı halde ücretini ödemeyenler için yarattım. 'Ancak tövbe edip iman ederek salih amel işleyenler müstesnadır.* *İşte onlar, Allah'ın kötülüklerini iyiliklerle değiştireceği kimselerdir. Allah çok affedici ve çok acıyandır.'* *Ey kullarım! Nefislerinize acıyın; zira bedenler zayıf, yol uzun, yük ağır, sırat incedir. Hepinizin hesabını görecek olan zât ise, her şeyi görendir. Hüküm verecek olan hâkim, âlemlerin rabbidir."*

Cocuklara tecavuz edenler hakkinda bir fikri varmi bu Sakallinin..

Amin

@@Feyza6767 😊🤲

Amin inşallah kötü insanlardan korusun

*Yüce Allah (c.c) şöyle buyurmaktadır: "Ey insanlar!* *Siz nasıl oluyor da Allah'a isyan ediyorsunuz? Halbuki siz daha güneşin verdiği hararete feryat ediyorsunuz, cehennemin ateşine nasıl dayanacaksınız?* *O cehennemin yedi tabakası vardır. İçindeki ateşin harareti birbirini yer.* *Her bir tabakasında yetmiş bin ayrı ateş bölümü vardır. Her bölümde yetmiş bin bina vardır; her binada yetmiş bin ev vardır. Her evde, yetmiş bin kuyu vardır. Her kuyuda ateşten yetmiş bin tabut ve her tabutta ateşten yetmiş bin akrep vardır. Tabutların her birinin üstünde de yetmiş bin adet zakkum vardır.* *Bu ağaçların her birinin altında ateşten yetmiş bin görevli ve her bir görevlinin emrinde ateşten yetmiş bin melek ile ateşten yetmiş bin koca yılan bulunmaktadır.*bir *Bu ateşten yılanların boyu yetmiş bin zirâ-dır. Her bir yılanın karnında öldürücü siyah zehirden bir deniz bulunmaktadır.* *Her bir akrebin bin tane kuyruğu vardır. Kuyruklardan her bir tanesinin boyu yetmiş bin zirâdır. Kuyruklarda yetmişer bin rıtl öldürücü zehir bulunur. 'Zâtıma, Tûr'a, yayılmış ince deri üzerinde yazılı kitaba (Kur'an'a), Beyt-i Ma'mur'a, yükseltilmiş göğe, dolan denize andolsun ki rabbinin azabı muhakkak vuku bulacaktır.'* **Ey âdemoğlu! Ben bu ateşi ancak kâfir, ko-vucu, riyakâr, malının zekâtını vermeyen, zina eden, faiz yiyen, içki içen, yetimlere zulmeden, ölünün ardından dövünenler ile komşusuna eziyet eden ve işçi çalıştırdığı halde ücretini ödemeyenler için yarattım. 'Ancak tövbe edip iman ederek salih amel işleyenler müstesnadır.* *İşte onlar, Allah'ın kötülüklerini iyiliklerle değiştireceği kimselerdir. Allah çok affedici ve çok acıyandır.'* *Ey kullarım! Nefislerinize acıyın; zira bedenler zayıf, yol uzun, yük ağır, sırat incedir. Hepinizin hesabını görecek olan zât ise, her şeyi görendir. Hüküm verecek olan hâkim, âlemlerin rabbidir."*

🌿 MUTLAKA OKUYUNUZ !!! ☝️ İBRAHİM (aleyhisselam)'ın DİNİNİ TAHRİF EDEN AMR BİN LUHAY'I DUYDUNUZ MU ACABA? O, iyilik ve doğruluk içinde yaşayan bir kişiydi. Dinine çok düşkündü. İnsanlar onu çok sever ve bu yüzden ona itaat ederlerdi. Böylelikle onu kendilerine yönetici seçtiler. Böylece Mekke'de söz sahibi oldu. Kabe'nin idaresi onun elindeydi. Halk onu alinlerin büyüğü ve evliyaların faziletlisi sanıyordu bir gün Şam'a yolculuk yaptı. Orada insanların putlara taptığını gördü ve bu yaptıklarını çok beğendi. Bunun doğru ve güzel bişey olduğunu sandı. Çünkü Şam, kitapların indiği ve peygamberlerin gönderildiği bir yerdi. Bu nedenle burada ki insanların hicazlılardan ve ve diğer insanlardan daha faziletli olduğunu düşünüyordu. Amr bin Luhay Mekke'ye hubel adında bir putla döndü. Onu Kabe'nin içine yerleştirdi. Mekkelileri, Allah Subhanahu ve Teala ile bir başka puta da tapmaya çağırdı. Onlarda ona uydular. Hicaz halkı, Harem ehli ve Kabe'nin idarecileri oldukları için dini konularda Mekke halkına uyuyordu. Hicaz halkı, doğru yolda olduğunu zannederek Amr bin Luhay'a tabi oldu. Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) İbrahim (aleyhisselam)'ın dini ile gönderilip Amr bin Luhay'ın ihdas ettiği şirki iptal edene kadar böyle yaşamaya devam ettiler. Cahileyye mensupları bu sapık inanç üzere idiler. Aralarında İbrahim (aleyhisselam)'ın dininden bazı kalıntılar vardı. Onu tamamen terk etmemişlerdi. Onun için kendilerini onun dininden sanıyorlardı. Amr bin Luhay'ın ihdas ettiği bu şirki, bid'âtı hasene olarak görüp İbrahim (aleyhisselam)'ın dininde bir değişiklik yapmadığını sanıyorlardı. Telbiyeleri şöyleydi "Emret Allah'ım! Senin hiçbir ortağın yoktur. Ancak bir ortağın vardır, ona da sen sahipsin." Ve ondan sonra ölen salihleri Allah'a yaklaşmak amacıyla kabirlerini ibadet edilen birer mescid edindiler ve heykellerini diktiler. Sırf onların kendilerini Allah'a yaklaştırmalarını umarak onlara dua edip adaklar arıyorlardı. Bunlar ise Kur'an da isimleri geçen en çok rağbet edilen LAT, MENAT VE UZZA'dır Bu tıpkı, Nuh (Aleyhisselam)'ın kavminin salihler hakkında haddi aşıp, aşırıya giderk şirke düşmeleri gibidir. LAT, Taif'te hacılara helva dağıtan Salih bir kişiydi. UZZA, buda Mekke ile Taif arasında nahle vadisinde MENAT ise deniz sahilinde Kudayd bölgesinde dikmişlerdi. İşte bu üçü en çok rağbet edilen içinde bu salihlerin ruhunun olduğuna inandıkları bu timsallerdi. Rabbim bizi Muvahhidlerden eylesin. Âmin

Saf temiz kalırsak ilerde evlendiğimizde karımızı nasıl tatmin edecrğiz? Karımızı tatmin edemezsek o kendini tatmin edecek başka erkeklere gider

Karını nasilmi tatmin ediceksin cinsel ilişkiyle yani gerdek gecesi edebilirsin

🌿 MUTLAKA OKUYUNUZ !!! ☝️ İBRAHİM (aleyhisselam)'ın DİNİNİ TAHRİF EDEN AMR BİN LUHAY'I DUYDUNUZ MU ACABA? O, iyilik ve doğruluk içinde yaşayan bir kişiydi. Dinine çok düşkündü. İnsanlar onu çok sever ve bu yüzden ona itaat ederlerdi. Böylelikle onu kendilerine yönetici seçtiler. Böylece Mekke'de söz sahibi oldu. Kabe'nin idaresi onun elindeydi. Halk onu alinlerin büyüğü ve evliyaların faziletlisi sanıyordu bir gün Şam'a yolculuk yaptı. Orada insanların putlara taptığını gördü ve bu yaptıklarını çok beğendi. Bunun doğru ve güzel bişey olduğunu sandı. Çünkü Şam, kitapların indiği ve peygamberlerin gönderildiği bir yerdi. Bu nedenle burada ki insanların hicazlılardan ve ve diğer insanlardan daha faziletli olduğunu düşünüyordu. Amr bin Luhay Mekke'ye hubel adında bir putla döndü. Onu Kabe'nin içine yerleştirdi. Mekkelileri, Allah Subhanahu ve Teala ile bir başka puta da tapmaya çağırdı. Onlarda ona uydular. Hicaz halkı, Harem ehli ve Kabe'nin idarecileri oldukları için dini konularda Mekke halkına uyuyordu. Hicaz halkı, doğru yolda olduğunu zannederek Amr bin Luhay'a tabi oldu. Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) İbrahim (aleyhisselam)'ın dini ile gönderilip Amr bin Luhay'ın ihdas ettiği şirki iptal edene kadar böyle yaşamaya devam ettiler. Cahileyye mensupları bu sapık inanç üzere idiler. Aralarında İbrahim (aleyhisselam)'ın dininden bazı kalıntılar vardı. Onu tamamen terk etmemişlerdi. Onun için kendilerini onun dininden sanıyorlardı. Amr bin Luhay'ın ihdas ettiği bu şirki, bid'âtı hasene olarak görüp İbrahim (aleyhisselam)'ın dininde bir değişiklik yapmadığını sanıyorlardı. Telbiyeleri şöyleydi "Emret Allah'ım! Senin hiçbir ortağın yoktur. Ancak bir ortağın vardır, ona da sen sahipsin." Ve ondan sonra ölen salihleri Allah'a yaklaşmak amacıyla kabirlerini ibadet edilen birer mescid edindiler ve heykellerini diktiler. Sırf onların kendilerini Allah'a yaklaştırmalarını umarak onlara dua edip adaklar arıyorlardı. Bunlar ise Kur'an da isimleri geçen en çok rağbet edilen LAT, MENAT VE UZZA'dır Bu tıpkı, Nuh (Aleyhisselam)'ın kavminin salihler hakkında haddi aşıp, aşırıya giderk şirke düşmeleri gibidir. LAT, Taif'te hacılara helva dağıtan Salih bir kişiydi. UZZA, buda Mekke ile Taif arasında nahle vadisinde MENAT ise deniz sahilinde Kudayd bölgesinde dikmişlerdi. İşte bu üçü en çok rağbet edilen içinde bu salihlerin ruhunun olduğuna inandıkları bu timsallerdi. Rabbim bizi Muvahhidlerden eylesin. Âmin

🌿 MUTLAKA OKUYUNUZ !!! ☝️ İBRAHİM (aleyhisselam)'ın DİNİNİ TAHRİF EDEN AMR BİN LUHAY'I DUYDUNUZ MU ACABA? O, iyilik ve doğruluk içinde yaşayan bir kişiydi. Dinine çok düşkündü. İnsanlar onu çok sever ve bu yüzden ona itaat ederlerdi. Böylelikle onu kendilerine yönetici seçtiler. Böylece Mekke'de söz sahibi oldu. Kabe'nin idaresi onun elindeydi. Halk onu alinlerin büyüğü ve evliyaların faziletlisi sanıyordu bir gün Şam'a yolculuk yaptı. Orada insanların putlara taptığını gördü ve bu yaptıklarını çok beğendi. Bunun doğru ve güzel bişey olduğunu sandı. Çünkü Şam, kitapların indiği ve peygamberlerin gönderildiği bir yerdi. Bu nedenle burada ki insanların hicazlılardan ve ve diğer insanlardan daha faziletli olduğunu düşünüyordu. Amr bin Luhay Mekke'ye hubel adında bir putla döndü. Onu Kabe'nin içine yerleştirdi. Mekkelileri, Allah Subhanahu ve Teala ile bir başka puta da tapmaya çağırdı. Onlarda ona uydular. Hicaz halkı, Harem ehli ve Kabe'nin idarecileri oldukları için dini konularda Mekke halkına uyuyordu. Hicaz halkı, doğru yolda olduğunu zannederek Amr bin Luhay'a tabi oldu. Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) İbrahim (aleyhisselam)'ın dini ile gönderilip Amr bin Luhay'ın ihdas ettiği şirki iptal edene kadar böyle yaşamaya devam ettiler. Cahileyye mensupları bu sapık inanç üzere idiler. Aralarında İbrahim (aleyhisselam)'ın dininden bazı kalıntılar vardı. Onu tamamen terk etmemişlerdi. Onun için kendilerini onun dininden sanıyorlardı. Amr bin Luhay'ın ihdas ettiği bu şirki, bid'âtı hasene olarak görüp İbrahim (aleyhisselam)'ın dininde bir değişiklik yapmadığını sanıyorlardı. Telbiyeleri şöyleydi "Emret Allah'ım! Senin hiçbir ortağın yoktur. Ancak bir ortağın vardır, ona da sen sahipsin." Ve ondan sonra ölen salihleri Allah'a yaklaşmak amacıyla kabirlerini ibadet edilen birer mescid edindiler ve heykellerini diktiler. Sırf onların kendilerini Allah'a yaklaştırmalarını umarak onlara dua edip adaklar arıyorlardı. Bunlar ise Kur'an da isimleri geçen en çok rağbet edilen LAT, MENAT VE UZZA'dır Bu tıpkı, Nuh (Aleyhisselam)'ın kavminin salihler hakkında haddi aşıp, aşırıya giderk şirke düşmeleri gibidir. LAT, Taif'te hacılara helva dağıtan Salih bir kişiydi. UZZA, buda Mekke ile Taif arasında nahle vadisinde MENAT ise deniz sahilinde Kudayd bölgesinde dikmişlerdi. İşte bu üçü en çok rağbet edilen içinde bu salihlerin ruhunun olduğuna inandıkları bu timsallerdi. Rabbim bizi Muvahhidlerden eylesin. Âmin

*Yüce Allah (c.c) şöyle buyurmaktadır: "Ey insanlar!* *Siz nasıl oluyor da Allah'a isyan ediyorsunuz? Halbuki siz daha güneşin verdiği hararete feryat ediyorsunuz, cehennemin ateşine nasıl dayanacaksınız?* *O cehennemin yedi tabakası vardır. İçindeki ateşin harareti birbirini yer.* *Her bir tabakasında yetmiş bin ayrı ateş bölümü vardır. Her bölümde yetmiş bin bina vardır; her binada yetmiş bin ev vardır. Her evde, yetmiş bin kuyu vardır. Her kuyuda ateşten yetmiş bin tabut ve her tabutta ateşten yetmiş bin akrep vardır. Tabutların her birinin üstünde de yetmiş bin adet zakkum vardır.* *Bu ağaçların her birinin altında ateşten yetmiş bin görevli ve her bir görevlinin emrinde ateşten yetmiş bin melek ile ateşten yetmiş bin koca yılan bulunmaktadır.*bir *Bu ateşten yılanların boyu yetmiş bin zirâ-dır. Her bir yılanın karnında öldürücü siyah zehirden bir deniz bulunmaktadır.* *Her bir akrebin bin tane kuyruğu vardır. Kuyruklardan her bir tanesinin boyu yetmiş bin zirâdır. Kuyruklarda yetmişer bin rıtl öldürücü zehir bulunur. 'Zâtıma, Tûr'a, yayılmış ince deri üzerinde yazılı kitaba (Kur'an'a), Beyt-i Ma'mur'a, yükseltilmiş göğe, dolan denize andolsun ki rabbinin azabı muhakkak vuku bulacaktır.'* **Ey âdemoğlu! Ben bu ateşi ancak kâfir, ko-vucu, riyakâr, malının zekâtını vermeyen, zina eden, faiz yiyen, içki içen, yetimlere zulmeden, ölünün ardından dövünenler ile komşusuna eziyet eden ve işçi çalıştırdığı halde ücretini ödemeyenler için yarattım. 'Ancak tövbe edip iman ederek salih amel işleyenler müstesnadır.* *İşte onlar, Allah'ın kötülüklerini iyiliklerle değiştireceği kimselerdir. Allah çok affedici ve çok acıyandır.'* *Ey kullarım! Nefislerinize acıyın; zira bedenler zayıf, yol uzun, yük ağır, sırat incedir. Hepinizin hesabını görecek olan zât ise, her şeyi görendir. Hüküm verecek olan hâkim, âlemlerin rabbidir."*

Zinayı yapanın günahı bu dünyada ceda cezasız kalmaz görmesini bilene zararın neresinden dönersen kardir❤❤😂😢

Olur Allah'ı enayi saf yerine koymaya devam edin

Amin amin inşallah

Âmin

🌿 MUTLAKA OKUYUNUZ !!! ☝️ İBRAHİM (aleyhisselam)'ın DİNİNİ TAHRİF EDEN AMR BİN LUHAY'I DUYDUNUZ MU ACABA? O, iyilik ve doğruluk içinde yaşayan bir kişiydi. Dinine çok düşkündü. İnsanlar onu çok sever ve bu yüzden ona itaat ederlerdi. Böylelikle onu kendilerine yönetici seçtiler. Böylece Mekke'de söz sahibi oldu. Kabe'nin idaresi onun elindeydi. Halk onu alinlerin büyüğü ve evliyaların faziletlisi sanıyordu bir gün Şam'a yolculuk yaptı. Orada insanların putlara taptığını gördü ve bu yaptıklarını çok beğendi. Bunun doğru ve güzel bişey olduğunu sandı. Çünkü Şam, kitapların indiği ve peygamberlerin gönderildiği bir yerdi. Bu nedenle burada ki insanların hicazlılardan ve ve diğer insanlardan daha faziletli olduğunu düşünüyordu. Amr bin Luhay Mekke'ye hubel adında bir putla döndü. Onu Kabe'nin içine yerleştirdi. Mekkelileri, Allah Subhanahu ve Teala ile bir başka puta da tapmaya çağırdı. Onlarda ona uydular. Hicaz halkı, Harem ehli ve Kabe'nin idarecileri oldukları için dini konularda Mekke halkına uyuyordu. Hicaz halkı, doğru yolda olduğunu zannederek Amr bin Luhay'a tabi oldu. Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) İbrahim (aleyhisselam)'ın dini ile gönderilip Amr bin Luhay'ın ihdas ettiği şirki iptal edene kadar böyle yaşamaya devam ettiler. Cahileyye mensupları bu sapık inanç üzere idiler. Aralarında İbrahim (aleyhisselam)'ın dininden bazı kalıntılar vardı. Onu tamamen terk etmemişlerdi. Onun için kendilerini onun dininden sanıyorlardı. Amr bin Luhay'ın ihdas ettiği bu şirki, bid'âtı hasene olarak görüp İbrahim (aleyhisselam)'ın dininde bir değişiklik yapmadığını sanıyorlardı. Telbiyeleri şöyleydi "Emret Allah'ım! Senin hiçbir ortağın yoktur. Ancak bir ortağın vardır, ona da sen sahipsin." Ve ondan sonra ölen salihleri Allah'a yaklaşmak amacıyla kabirlerini ibadet edilen birer mescid edindiler ve heykellerini diktiler. Sırf onların kendilerini Allah'a yaklaştırmalarını umarak onlara dua edip adaklar arıyorlardı. Bunlar ise Kur'an da isimleri geçen en çok rağbet edilen LAT, MENAT VE UZZA'dır Bu tıpkı, Nuh (Aleyhisselam)'ın kavminin salihler hakkında haddi aşıp, aşırıya giderk şirke düşmeleri gibidir. LAT, Taif'te hacılara helva dağıtan Salih bir kişiydi. UZZA, buda Mekke ile Taif arasında nahle vadisinde MENAT ise deniz sahilinde Kudayd bölgesinde dikmişlerdi. İşte bu üçü en çok rağbet edilen içinde bu salihlerin ruhunun olduğuna inandıkları bu timsallerdi. Rabbim bizi Muvahhidlerden eylesin. Âmin

*Yüce Allah (c.c) şöyle buyurmaktadır: "Ey insanlar!* *Siz nasıl oluyor da Allah'a isyan ediyorsunuz? Halbuki siz daha güneşin verdiği hararete feryat ediyorsunuz, cehennemin ateşine nasıl dayanacaksınız?* *O cehennemin yedi tabakası vardır. İçindeki ateşin harareti birbirini yer.* *Her bir tabakasında yetmiş bin ayrı ateş bölümü vardır. Her bölümde yetmiş bin bina vardır; her binada yetmiş bin ev vardır. Her evde, yetmiş bin kuyu vardır. Her kuyuda ateşten yetmiş bin tabut ve her tabutta ateşten yetmiş bin akrep vardır. Tabutların her birinin üstünde de yetmiş bin adet zakkum vardır.* *Bu ağaçların her birinin altında ateşten yetmiş bin görevli ve her bir görevlinin emrinde ateşten yetmiş bin melek ile ateşten yetmiş bin koca yılan bulunmaktadır.*bir *Bu ateşten yılanların boyu yetmiş bin zirâ-dır. Her bir yılanın karnında öldürücü siyah zehirden bir deniz bulunmaktadır.* *Her bir akrebin bin tane kuyruğu vardır. Kuyruklardan her bir tanesinin boyu yetmiş bin zirâdır. Kuyruklarda yetmişer bin rıtl öldürücü zehir bulunur. 'Zâtıma, Tûr'a, yayılmış ince deri üzerinde yazılı kitaba (Kur'an'a), Beyt-i Ma'mur'a, yükseltilmiş göğe, dolan denize andolsun ki rabbinin azabı muhakkak vuku bulacaktır.'* **Ey âdemoğlu! Ben bu ateşi ancak kâfir, ko-vucu, riyakâr, malının zekâtını vermeyen, zina eden, faiz yiyen, içki içen, yetimlere zulmeden, ölünün ardından dövünenler ile komşusuna eziyet eden ve işçi çalıştırdığı halde ücretini ödemeyenler için yarattım. 'Ancak tövbe edip iman ederek salih amel işleyenler müstesnadır.* *İşte onlar, Allah'ın kötülüklerini iyiliklerle değiştireceği kimselerdir. Allah çok affedici ve çok acıyandır.'* *Ey kullarım! Nefislerinize acıyın; zira bedenler zayıf, yol uzun, yük ağır, sırat incedir. Hepinizin hesabını görecek olan zât ise, her şeyi görendir. Hüküm verecek olan hâkim, âlemlerin rabbidir."*

🌿 MUTLAKA OKUYUNUZ !!! ☝️ İBRAHİM (aleyhisselam)'ın DİNİNİ TAHRİF EDEN AMR BİN LUHAY'I DUYDUNUZ MU ACABA? O, iyilik ve doğruluk içinde yaşayan bir kişiydi. Dinine çok düşkündü. İnsanlar onu çok sever ve bu yüzden ona itaat ederlerdi. Böylelikle onu kendilerine yönetici seçtiler. Böylece Mekke'de söz sahibi oldu. Kabe'nin idaresi onun elindeydi. Halk onu alinlerin büyüğü ve evliyaların faziletlisi sanıyordu bir gün Şam'a yolculuk yaptı. Orada insanların putlara taptığını gördü ve bu yaptıklarını çok beğendi. Bunun doğru ve güzel bişey olduğunu sandı. Çünkü Şam, kitapların indiği ve peygamberlerin gönderildiği bir yerdi. Bu nedenle burada ki insanların hicazlılardan ve ve diğer insanlardan daha faziletli olduğunu düşünüyordu. Amr bin Luhay Mekke'ye hubel adında bir putla döndü. Onu Kabe'nin içine yerleştirdi. Mekkelileri, Allah Subhanahu ve Teala ile bir başka puta da tapmaya çağırdı. Onlarda ona uydular. Hicaz halkı, Harem ehli ve Kabe'nin idarecileri oldukları için dini konularda Mekke halkına uyuyordu. Hicaz halkı, doğru yolda olduğunu zannederek Amr bin Luhay'a tabi oldu. Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) İbrahim (aleyhisselam)'ın dini ile gönderilip Amr bin Luhay'ın ihdas ettiği şirki iptal edene kadar böyle yaşamaya devam ettiler. Cahileyye mensupları bu sapık inanç üzere idiler. Aralarında İbrahim (aleyhisselam)'ın dininden bazı kalıntılar vardı. Onu tamamen terk etmemişlerdi. Onun için kendilerini onun dininden sanıyorlardı. Amr bin Luhay'ın ihdas ettiği bu şirki, bid'âtı hasene olarak görüp İbrahim (aleyhisselam)'ın dininde bir değişiklik yapmadığını sanıyorlardı. Telbiyeleri şöyleydi "Emret Allah'ım! Senin hiçbir ortağın yoktur. Ancak bir ortağın vardır, ona da sen sahipsin." Ve ondan sonra ölen salihleri Allah'a yaklaşmak amacıyla kabirlerini ibadet edilen birer mescid edindiler ve heykellerini diktiler. Sırf onların kendilerini Allah'a yaklaştırmalarını umarak onlara dua edip adaklar arıyorlardı. Bunlar ise Kur'an da isimleri geçen en çok rağbet edilen LAT, MENAT VE UZZA'dır Bu tıpkı, Nuh (Aleyhisselam)'ın kavminin salihler hakkında haddi aşıp, aşırıya giderk şirke düşmeleri gibidir. LAT, Taif'te hacılara helva dağıtan Salih bir kişiydi. UZZA, buda Mekke ile Taif arasında nahle vadisinde MENAT ise deniz sahilinde Kudayd bölgesinde dikmişlerdi. İşte bu üçü en çok rağbet edilen içinde bu salihlerin ruhunun olduğuna inandıkları bu timsallerdi. Rabbim bizi Muvahhidlerden eylesin. Âmin

Yukarıdan atacak değil kendin çabala biraz

🌿 MUTLAKA OKUYUNUZ !!! ☝️ İBRAHİM (aleyhisselam)'ın DİNİNİ TAHRİF EDEN AMR BİN LUHAY'I DUYDUNUZ MU ACABA? O, iyilik ve doğruluk içinde yaşayan bir kişiydi. Dinine çok düşkündü. İnsanlar onu çok sever ve bu yüzden ona itaat ederlerdi. Böylelikle onu kendilerine yönetici seçtiler. Böylece Mekke'de söz sahibi oldu. Kabe'nin idaresi onun elindeydi. Halk onu alinlerin büyüğü ve evliyaların faziletlisi sanıyordu bir gün Şam'a yolculuk yaptı. Orada insanların putlara taptığını gördü ve bu yaptıklarını çok beğendi. Bunun doğru ve güzel bişey olduğunu sandı. Çünkü Şam, kitapların indiği ve peygamberlerin gönderildiği bir yerdi. Bu nedenle burada ki insanların hicazlılardan ve ve diğer insanlardan daha faziletli olduğunu düşünüyordu. Amr bin Luhay Mekke'ye hubel adında bir putla döndü. Onu Kabe'nin içine yerleştirdi. Mekkelileri, Allah Subhanahu ve Teala ile bir başka puta da tapmaya çağırdı. Onlarda ona uydular. Hicaz halkı, Harem ehli ve Kabe'nin idarecileri oldukları için dini konularda Mekke halkına uyuyordu. Hicaz halkı, doğru yolda olduğunu zannederek Amr bin Luhay'a tabi oldu. Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) İbrahim (aleyhisselam)'ın dini ile gönderilip Amr bin Luhay'ın ihdas ettiği şirki iptal edene kadar böyle yaşamaya devam ettiler. Cahileyye mensupları bu sapık inanç üzere idiler. Aralarında İbrahim (aleyhisselam)'ın dininden bazı kalıntılar vardı. Onu tamamen terk etmemişlerdi. Onun için kendilerini onun dininden sanıyorlardı. Amr bin Luhay'ın ihdas ettiği bu şirki, bid'âtı hasene olarak görüp İbrahim (aleyhisselam)'ın dininde bir değişiklik yapmadığını sanıyorlardı. Telbiyeleri şöyleydi "Emret Allah'ım! Senin hiçbir ortağın yoktur. Ancak bir ortağın vardır, ona da sen sahipsin." Ve ondan sonra ölen salihleri Allah'a yaklaşmak amacıyla kabirlerini ibadet edilen birer mescid edindiler ve heykellerini diktiler. Sırf onların kendilerini Allah'a yaklaştırmalarını umarak onlara dua edip adaklar arıyorlardı. Bunlar ise Kur'an da isimleri geçen en çok rağbet edilen LAT, MENAT VE UZZA'dır Bu tıpkı, Nuh (Aleyhisselam)'ın kavminin salihler hakkında haddi aşıp, aşırıya giderk şirke düşmeleri gibidir. LAT, Taif'te hacılara helva dağıtan Salih bir kişiydi. UZZA, buda Mekke ile Taif arasında nahle vadisinde MENAT ise deniz sahilinde Kudayd bölgesinde dikmişlerdi. İşte bu üçü en çok rağbet edilen içinde bu salihlerin ruhunun olduğuna inandıkları bu timsallerdi. Rabbim bizi Muvahhidlerden eylesin. Âmin

Canınız cehenneme

​@@ilkaycelikel2664 selam

*Yüce Allah (c.c) şöyle buyurmaktadır: "Ey insanlar!* *Siz nasıl oluyor da Allah'a isyan ediyorsunuz? Halbuki siz daha güneşin verdiği hararete feryat ediyorsunuz, cehennemin ateşine nasıl dayanacaksınız?* *O cehennemin yedi tabakası vardır. İçindeki ateşin harareti birbirini yer.* *Her bir tabakasında yetmiş bin ayrı ateş bölümü vardır. Her bölümde yetmiş bin bina vardır; her binada yetmiş bin ev vardır. Her evde, yetmiş bin kuyu vardır. Her kuyuda ateşten yetmiş bin tabut ve her tabutta ateşten yetmiş bin akrep vardır. Tabutların her birinin üstünde de yetmiş bin adet zakkum vardır.* *Bu ağaçların her birinin altında ateşten yetmiş bin görevli ve her bir görevlinin emrinde ateşten yetmiş bin melek ile ateşten yetmiş bin koca yılan bulunmaktadır.*bir *Bu ateşten yılanların boyu yetmiş bin zirâ-dır. Her bir yılanın karnında öldürücü siyah zehirden bir deniz bulunmaktadır.* *Her bir akrebin bin tane kuyruğu vardır. Kuyruklardan her bir tanesinin boyu yetmiş bin zirâdır. Kuyruklarda yetmişer bin rıtl öldürücü zehir bulunur. 'Zâtıma, Tûr'a, yayılmış ince deri üzerinde yazılı kitaba (Kur'an'a), Beyt-i Ma'mur'a, yükseltilmiş göğe, dolan denize andolsun ki rabbinin azabı muhakkak vuku bulacaktır.'* **Ey âdemoğlu! Ben bu ateşi ancak kâfir, ko-vucu, riyakâr, malının zekâtını vermeyen, zina eden, faiz yiyen, içki içen, yetimlere zulmeden, ölünün ardından dövünenler ile komşusuna eziyet eden ve işçi çalıştırdığı halde ücretini ödemeyenler için yarattım. 'Ancak tövbe edip iman ederek salih amel işleyenler müstesnadır.* *İşte onlar, Allah'ın kötülüklerini iyiliklerle değiştireceği kimselerdir. Allah çok affedici ve çok acıyandır.'* *Ey kullarım! Nefislerinize acıyın; zira bedenler zayıf, yol uzun, yük ağır, sırat incedir. Hepinizin hesabını görecek olan zât ise, her şeyi görendir. Hüküm verecek olan hâkim, âlemlerin rabbidir."*

Allah senden razı olsun amin

Allah senden razı olsun Abi çox gözəl.

🌿 MUTLAKA OKUYUNUZ !!! ☝️ İBRAHİM (aleyhisselam)'ın DİNİNİ TAHRİF EDEN AMR BİN LUHAY'I DUYDUNUZ MU ACABA? O, iyilik ve doğruluk içinde yaşayan bir kişiydi. Dinine çok düşkündü. İnsanlar onu çok sever ve bu yüzden ona itaat ederlerdi. Böylelikle onu kendilerine yönetici seçtiler. Böylece Mekke'de söz sahibi oldu. Kabe'nin idaresi onun elindeydi. Halk onu alinlerin büyüğü ve evliyaların faziletlisi sanıyordu bir gün Şam'a yolculuk yaptı. Orada insanların putlara taptığını gördü ve bu yaptıklarını çok beğendi. Bunun doğru ve güzel bişey olduğunu sandı. Çünkü Şam, kitapların indiği ve peygamberlerin gönderildiği bir yerdi. Bu nedenle burada ki insanların hicazlılardan ve ve diğer insanlardan daha faziletli olduğunu düşünüyordu. Amr bin Luhay Mekke'ye hubel adında bir putla döndü. Onu Kabe'nin içine yerleştirdi. Mekkelileri, Allah Subhanahu ve Teala ile bir başka puta da tapmaya çağırdı. Onlarda ona uydular. Hicaz halkı, Harem ehli ve Kabe'nin idarecileri oldukları için dini konularda Mekke halkına uyuyordu. Hicaz halkı, doğru yolda olduğunu zannederek Amr bin Luhay'a tabi oldu. Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) İbrahim (aleyhisselam)'ın dini ile gönderilip Amr bin Luhay'ın ihdas ettiği şirki iptal edene kadar böyle yaşamaya devam ettiler. Cahileyye mensupları bu sapık inanç üzere idiler. Aralarında İbrahim (aleyhisselam)'ın dininden bazı kalıntılar vardı. Onu tamamen terk etmemişlerdi. Onun için kendilerini onun dininden sanıyorlardı. Amr bin Luhay'ın ihdas ettiği bu şirki, bid'âtı hasene olarak görüp İbrahim (aleyhisselam)'ın dininde bir değişiklik yapmadığını sanıyorlardı. Telbiyeleri şöyleydi "Emret Allah'ım! Senin hiçbir ortağın yoktur. Ancak bir ortağın vardır, ona da sen sahipsin." Ve ondan sonra ölen salihleri Allah'a yaklaşmak amacıyla kabirlerini ibadet edilen birer mescid edindiler ve heykellerini diktiler. Sırf onların kendilerini Allah'a yaklaştırmalarını umarak onlara dua edip adaklar arıyorlardı. Bunlar ise Kur'an da isimleri geçen en çok rağbet edilen LAT, MENAT VE UZZA'dır Bu tıpkı, Nuh (Aleyhisselam)'ın kavminin salihler hakkında haddi aşıp, aşırıya giderk şirke düşmeleri gibidir. LAT, Taif'te hacılara helva dağıtan Salih bir kişiydi. UZZA, buda Mekke ile Taif arasında nahle vadisinde MENAT ise deniz sahilinde Kudayd bölgesinde dikmişlerdi. İşte bu üçü en çok rağbet edilen içinde bu salihlerin ruhunun olduğuna inandıkları bu timsallerdi. Rabbim bizi Muvahhidlerden eylesin. Âmin

Bazılarının cezasını Allah ahirette verir.

Çünkü Allah In o kişi için başka planları var hasta olmazlar mesela terslik yok Allah ın bildikleri var

Rabbim günahlarımızı affetsin inşallah tövbe yarabbim

Aynen rabbin enayi ya o pisliği yaparken Allah'ı taniyorlarmiydi

🌿 MUTLAKA OKUYUNUZ !!! ☝️ İBRAHİM (aleyhisselam)'ın DİNİNİ TAHRİF EDEN AMR BİN LUHAY'I DUYDUNUZ MU ACABA? O, iyilik ve doğruluk içinde yaşayan bir kişiydi. Dinine çok düşkündü. İnsanlar onu çok sever ve bu yüzden ona itaat ederlerdi. Böylelikle onu kendilerine yönetici seçtiler. Böylece Mekke'de söz sahibi oldu. Kabe'nin idaresi onun elindeydi. Halk onu alinlerin büyüğü ve evliyaların faziletlisi sanıyordu bir gün Şam'a yolculuk yaptı. Orada insanların putlara taptığını gördü ve bu yaptıklarını çok beğendi. Bunun doğru ve güzel bişey olduğunu sandı. Çünkü Şam, kitapların indiği ve peygamberlerin gönderildiği bir yerdi. Bu nedenle burada ki insanların hicazlılardan ve ve diğer insanlardan daha faziletli olduğunu düşünüyordu. Amr bin Luhay Mekke'ye hubel adında bir putla döndü. Onu Kabe'nin içine yerleştirdi. Mekkelileri, Allah Subhanahu ve Teala ile bir başka puta da tapmaya çağırdı. Onlarda ona uydular. Hicaz halkı, Harem ehli ve Kabe'nin idarecileri oldukları için dini konularda Mekke halkına uyuyordu. Hicaz halkı, doğru yolda olduğunu zannederek Amr bin Luhay'a tabi oldu. Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) İbrahim (aleyhisselam)'ın dini ile gönderilip Amr bin Luhay'ın ihdas ettiği şirki iptal edene kadar böyle yaşamaya devam ettiler. Cahileyye mensupları bu sapık inanç üzere idiler. Aralarında İbrahim (aleyhisselam)'ın dininden bazı kalıntılar vardı. Onu tamamen terk etmemişlerdi. Onun için kendilerini onun dininden sanıyorlardı. Amr bin Luhay'ın ihdas ettiği bu şirki, bid'âtı hasene olarak görüp İbrahim (aleyhisselam)'ın dininde bir değişiklik yapmadığını sanıyorlardı. Telbiyeleri şöyleydi "Emret Allah'ım! Senin hiçbir ortağın yoktur. Ancak bir ortağın vardır, ona da sen sahipsin." Ve ondan sonra ölen salihleri Allah'a yaklaşmak amacıyla kabirlerini ibadet edilen birer mescid edindiler ve heykellerini diktiler. Sırf onların kendilerini Allah'a yaklaştırmalarını umarak onlara dua edip adaklar arıyorlardı. Bunlar ise Kur'an da isimleri geçen en çok rağbet edilen LAT, MENAT VE UZZA'dır Bu tıpkı, Nuh (Aleyhisselam)'ın kavminin salihler hakkında haddi aşıp, aşırıya giderk şirke düşmeleri gibidir. LAT, Taif'te hacılara helva dağıtan Salih bir kişiydi. UZZA, buda Mekke ile Taif arasında nahle vadisinde MENAT ise deniz sahilinde Kudayd bölgesinde dikmişlerdi. İşte bu üçü en çok rağbet edilen içinde bu salihlerin ruhunun olduğuna inandıkları bu timsallerdi. Rabbim bizi Muvahhidlerden eylesin. Âmin

😢

​@@nezahataslan4205 merhaba nasılsınız tanışabilirmiyiz mümkünse

HAHAHAHA

Bu hayat sonsuz ise bizde yapalım zinayı nasıl olsa sonsuz tövbe Estağfirullah

*Yüce Allah (c.c) şöyle buyurmaktadır: "Ey insanlar!* *Siz nasıl oluyor da Allah'a isyan ediyorsunuz? Halbuki siz daha güneşin verdiği hararete feryat ediyorsunuz, cehennemin ateşine nasıl dayanacaksınız?* *O cehennemin yedi tabakası vardır. İçindeki ateşin harareti birbirini yer.* *Her bir tabakasında yetmiş bin ayrı ateş bölümü vardır. Her bölümde yetmiş bin bina vardır; her binada yetmiş bin ev vardır. Her evde, yetmiş bin kuyu vardır. Her kuyuda ateşten yetmiş bin tabut ve her tabutta ateşten yetmiş bin akrep vardır. Tabutların her birinin üstünde de yetmiş bin adet zakkum vardır.* *Bu ağaçların her birinin altında ateşten yetmiş bin görevli ve her bir görevlinin emrinde ateşten yetmiş bin melek ile ateşten yetmiş bin koca yılan bulunmaktadır.*bir *Bu ateşten yılanların boyu yetmiş bin zirâ-dır. Her bir yılanın karnında öldürücü siyah zehirden bir deniz bulunmaktadır.* *Her bir akrebin bin tane kuyruğu vardır. Kuyruklardan her bir tanesinin boyu yetmiş bin zirâdır. Kuyruklarda yetmişer bin rıtl öldürücü zehir bulunur. 'Zâtıma, Tûr'a, yayılmış ince deri üzerinde yazılı kitaba (Kur'an'a), Beyt-i Ma'mur'a, yükseltilmiş göğe, dolan denize andolsun ki rabbinin azabı muhakkak vuku bulacaktır.'* **Ey âdemoğlu! Ben bu ateşi ancak kâfir, ko-vucu, riyakâr, malının zekâtını vermeyen, zina eden, faiz yiyen, içki içen, yetimlere zulmeden, ölünün ardından dövünenler ile komşusuna eziyet eden ve işçi çalıştırdığı halde ücretini ödemeyenler için yarattım. 'Ancak tövbe edip iman ederek salih amel işleyenler müstesnadır.* *İşte onlar, Allah'ın kötülüklerini iyiliklerle değiştireceği kimselerdir. Allah çok affedici ve çok acıyandır.'* *Ey kullarım! Nefislerinize acıyın; zira bedenler zayıf, yol uzun, yük ağır, sırat incedir. Hepinizin hesabını görecek olan zât ise, her şeyi görendir. Hüküm verecek olan hâkim, âlemlerin rabbidir."*