Selam ben ses mühendisi, müzisyen ve aranjör Ufuk Bulut., 1983 doğumluyum , müziğe 1996 yılında davul ( bateri)i le başladım. İlköğretim ve lisans eğitimini Ankara'da tamamladım. 2008 yılından itibaren ses kayıt ve prodüksiyon alanına da ağırlık vererek 2012 Eskişehir'de kendime ait stüdyomu kurdum. Ankara ve Eskişehir'de aktif sahne ve stüdyo müzisyenliğine de devam ederken 2017 yılında tamamen prodüksiyon alanına ağırlık vererek sahne hayatına ara verdim. Halen İstanbul'da ses mühendisliği yapmakta ve RU-vid ve İnstagram için ses kayıt teknolojileri üzerine içerik üretmekteyim.
Parkorman'a ben ilk defa geldim. Gözlemlerim şu şekilde; Wc olayında bir sorun yaşamadık. Ortadaki pisuvar şadırvanlar iyi düşünülmüş. Büyük aptesi (kakası) gelmeyenler için instant işe çık git olmuş Mekanın büyülü güzel bir havası var. Bana Warcraft'taki Mulgore'u hatırlattı. Çünkü harika bir ormanın içerisindeki açıklık (İmamoğlu CB olursa orada Midsommar kutlarız artık) Alanda öyle güzel bir eğim verilmiş ki, genel alandaki seyirci bile sahneyi görebiliyor. Hammer Merch yeterliydi ancak onların karşısında Son JP albümü hariç tüm albümleri satan mistik bir dayı tezgah açmıştı... Ön grup olayına gelelim. Evet bu sene harika gruplar geldi geliyor gelmeye de devam edecek lakin bir ön grup mevzusu şart. DJ abimiz de gene güzel koparttı bizi gerçi... Bira standları her yerde. JP den sonra Amon'da KÇP'deki uru sisteminin bir benzerini getirmişler. Biraz uğraştırıyor ama sıra beklemeden bira yemek alabiliyorsunuz yani Naysss Buradan tüm metalci arkadaşlara duyurumdur Parkormanda harika bir cheeseburger satıyorlar. Bilmiyorum yani belki benim açlığıma denk geldi ama biradan önce mideye güzel yatak oluyor harika bir soğan peynir et kombosu. Gelelim Judas Priest'e... Bence müthiş bir performans verdiler. Turnenin son ayağı olduğumuz için de ses ve efor kullanmada gayet cömert takıldılar. Özellikle Rob dedemin performansı roket seviyedeydi. Onun yaşına geldiğimde ben muhtemelen sabahları ayvalıkta çarşaf gibi denize giriyor olacağım skjdghjk KK ve Glen'e asla laf söyletmem ancak yeni Priest gitar duosu da muhteşem ötesi. Özellikle Richie Faulkner yaşayan bir NWOBHM elemental gibi bir şey. Setlist güzeldi ve tatmin ediciydi, ortalarda bir tık sahnede aktif dinleme yapmak adına bir tık temponun dozu düştü (Sadece bir tık) ama sonra gene roket gibiydi ortalık. En sonda sahnede gördüğümüz ''The Priest Will Be Back'' yazısı ise umut verici. Açıkçası bir kere daha izlemeyi çok isterim. Eeee burada da iş organizatörlere düşüyor artık. Seneye mutlaka bir konser daha ayarlanmalı. Siz konseri ayarlayın, biz gene geliriz abicim.
Hocam sadece evde amatör rap kayıtları yapıyoruz, 30 yaş üstü 2010'ler başında rap konserlerini kovalayıp şimdi evlenmiş barklanmış arkadaş çevremizle, günlük hayatın stresinden uzaklaştıran bir aktivite oluyor. Dolayısıyla bu plug'n play tarz mikrofonları bazen bir arkadaşın bağ evine, bazen birbirimizin evine, bazen de gittiğimiz herhangi bir yere götürebiliyoruz. Pratikliği açısından iyi. Benim bir sorum olacak. Bugüne kadar 5 tane kullandım bu tarz tak-çalıştır condenser mikrofonlardan. BM800, Samson C01UPRO, MXL USB 006, Behringer C1U ve son olarak geçtiğimiz hafta sıfır aldığım bu mikrofon. Adobe Audition'un yeni sürüm programını kullanıyorum daha çok. MXL, Behringer ve Rode evde mevcut, yalnız Behringer'i tanımladığınız o cıyır cıyır karakter, amatör rap kayıtlarında daha kolay işlenebilen ve dilinden daha iyi anladığım bir mikrofon kıldı sanki Behringer'i. Rode NT USB, ham sesi daha boğuk alıyor gibi, aralardaki nefes ve diğer seslere karşı da duyarlılığını daha fazla hissettim. Sesi işlerken daha fazla zaman harcamak gerekecekmiş gibi. Bu noktada bazı gate, kompresör gibi pluginlere ihtiyaç duyabilirim gibi. Önceden yaptıklarım ve kendimce iyi sonuç aldığımı düşündüğüm şeyler Rode'un karakterine henüz etki etmedi gibi. Siyah coverını yaptığınız setup mu desem, mikrofonun ayarı, kullandıysanız OBS gibi protokollerin ayarları nelerdir? Rode, saydığım diğer 4 mikrofonun bedeline bedel bir mikrofon da olsa şu an onu tam hissedemedim.
Üstad yine keyifli bir yorum ve aktarım olmuş teşekkür ederiz..Bu arada bir konsere sadece yiyip içip sohbet etmeye gelinmez, hele bunu yaparken izlemeye gelenlere rahatsızlık verecek şekilde davranılamaz, bunun kabul edilebilir bir yönü yoktur !...
Yıllardır aktif solistlik yapıyorum. Opera, hard rock ve bir çok tarzla söylerim. İzlerken sinirden etimin çekilmediği ve her defasında birşeyler öğrendiğim tek vokal koçu Gökhan hoca. Emeğinize sağlık hocam.
2008 yılındaki judas priest konseri çok güzeldi 2011 yılındaki ne gidemedim ben en arkada idim evet ses sistemi iyi değildi maalesef zaten bunu bir türlü anlamış değilim neden böyle oluyor onun dışında birkaç şeye sevindim bebeğiyle gelen vardı başka ailelerde gördüm tekerlekli sandalye bağımlısı bir arkadaşı gördüm ben de bir görme engelli olarak (albino) Kaderdaşlarımı metal konserlerinde görmekten çok memnunum 31 ağustostaki overkill 17 ekim'deki accept (bence priest'in konserinden daha coşkulu geçecek diye düşünüyorum) konserinde görüşürüz testament konserine gidecek miyim bilmiyorum 🤘
2008 Temmuz zamanı izlemiştim, gençlikte çok severdim hala Painkiller ve Defenders of the Faith dinlerim arada. İlk konserde backline olarak en aklımda kalan şey duvulun soundçekiydi, Scott Travis muazzam bi davulcu. Scorpions videonuzda da yazmıştım bu yaşlı bireyler çekilmiyor artık, Şehremini parkında oturup dedikodu falan yapsınlar. Glenn Tipton devrilmesin diye arkasına tahta koyacak hale gelmiş, yeter artık. Halford solo projesiyle gelse çok daha iyi olurdu. Video için teşekkürler.
Konseri en önde izledim. 2022 de de Judas Priest i Atina da canlı izlemiştim. İki performans arasında benim şahsi yorumum gruba bir enerji gelmiş çünkü 2022 de şu anki hallerinden daha az enerjiklerdi.(Falcon dahil) Konserde teknik sorun bence çoktu. Tüm turnede yaptıkları perdeli açılışı bu konserde yapamadılar. İlk 3 şarkıda da ses bozuktu. Rob un sesi aşırı yüksek gitarlar ise düşük geliyordu. Sonra toparladılar ama Saints in Hell den itibaren gene seste sorun başladı. Hatta Rob bile grup üyelerine sesten yakınıyordu (el hareketlerinden fark ettim) Bir ara sesi fazlasıyla kökledikleri için gerçekten rahatsız olduk. Anlamış değilim bunlar konser öncesi kapı açılmadan önce prova edilen şeyler değil mi? Sadece sahneyi mi kurmuşlar ve sesi hiç mi ayarlamamışlar. Umarım yakın zamanda tekrar gelirler. Ve Amon Amarth da da aynı ses sorunu umarım yaşanmaz
Konserleri yorumluyorsunuz ama ilk Park Orman konser deneyiminiz öyle mi😁Guns N’Roses / Scorpions / Whitesnake / Def Leppard / Kreator / Testament / Dream Theater gibi grupları ve daha fazlası hep orada izledik🤘
18-38 yaş arası kendim sahne müzisyenliği yaptığım için genelde çalan oldum ve son 4 yıldır İstanbulda yaşıyorum. Ben pideciye gidince işler nasıl oluyor diye incelerim,sorarım benim huyum bu.
@@TaFiNiTY incelemeyi, sorgulamayı, yorumlamayı severim onu söylemeye çalışıyorum. Gençliğimde de İstanbul'a sadece çalmaya geldim o yüzden konser mekanlarına yabancı olmam normal. Hep de son konserler küçük çiftlik ve zorlu psm oldu. Kısmet judaslaymış.
@@UfukBulut Küçükçiftlik 2009, Zorlu Psm ise 2013 te açıldı bunlardan önce Maslak Park Orman vardı ayrıca Judas için ParkOrman da bahsettiğiniz ortadaki bira alma merkezi ise geçmişte o mekanın Havuzuydu. Eskiden gündüz orada havuza girip sonra akşam konser izlenirdi. Alanı konsere dahil etmek adına bu şekilde bir uygulama yapıldı. Sevdiğinizi belirttiğiniz “inceleme, sorgulama ve yorumlama” kısmına araştırma da eklenmesi gerekir yorumlarken bunları eklemek lazım çünkü bu şekilde sadece yorum yapmışsınız ama yorumcuysanız eğer tarihini de bilmek öyle aktarmak lazım👍
@@TaFiNiTY ben aynı fikirde değilim, sonuçta ben oraya o konseri izlemeye geliyorum, beni orada gördüğüm hizmet ve duyduğum ses ilgilendirir. Sesçi deyimiyle " ben hoparlörden ne duyduğuma bakarım" yaklaşımım var. Bu bağlamda o anı değerlendirdiğim için geçmişi ,öncesi önem arzetmiyor bana göre. Ama dikkat ederim, ilgimi çeken birşey okursa not alırım. Yorum için teşekkürler.
Bruce ta soundun iyi olması çok normal çünkü Iron Maiden’ın sescisi Ken “Pooch” Van Druten ve tüm teknik ekipte I.Maiden’a ait. Bruce yazın turne yapınca Iron Maiden ın konserleri Eylülde başlayacağı için Maiden’ın teknik ekibi yazın taş yemesin diye onlarıda yanına almış baba👏
Hocam peki kayıtlarda gelen yutkunma ve konuşmaktan yorulunca ağzımızı nemlendirirken gelen sesi de temizler mi bu ya da nasıl temizleriz? Ya da konuşurken bu sesleri nasıl engelleyebiliriz
Beyond the Realms of Death (en iyi parçaları), Here Come The Tears (en sevdiğim parçaları), Firepower, Judas Rising, Night Crawler, Hell Patrol, Blood Red Skies, Angel olmamasına rağmen izlediğim en iyi konserdi. En öndeydim ve çok şanslı hissediyorum. Bence son albümden gereğinden fazla parça var. Y ve Z kuşakları babaları 1 defa görecekken bunlardan 5 parça çalsalar çok daha güzel olurdu.
yorumların hepsine katılıyorum ön grup hariç bence gereksiz dj performansı gayet keyifliydi biletimi diamond circle aldım 35 yıllık judas dinleyicisi olduğumdan ve belki de son görüşüm olabilir diye düşündüğümden grubun seyirci ile iletişimi muhteşemdi bunu sağlayan tabii ki ritchie geçen istanbul konserinde de öyleydi andy de aynı şekilde çok sempatik sürekli seyirci ile temas kurdular tüm şarkılarda özellikle y ve z kuşağı beni çok mutlu etti tüm şarkılara katıldılar ve çok nazikler bizim zamanımızda durum farklıydı kavgalar çıkardı hep :) sonuç olarak seyirci muhteşemdi bu kültürün aktarılması beni mutlu ediyor ayrıca herkese kucak dolusu sevgiler müzikle kalın sevgi ile kalın
Ön grup olmamasına o kadar alıştı ki millet, Amon Amarth'ın önüne Pentagram'ı koyunca adını "festival" koyar oldular... Ben de takığım bu ön grup olayına. Şurada Priest öncesi bizim şehrin bir grubunu koyun ne bileyim, Razor'a deseniz çıkmazlar mı? Bedavaya bile çıkar insan Priest öncesi... Parkorman, beklemesi çok keyifli bir mekan. Yıllar sonra tekrar geldim, eskiden havuz vardı, o yokken daha iyi olmuş. Küçükçiftlik Park'ın burnunun sürtmesi ve biraz kendini ARTIK geliştirmesi için buradaa daha çok konser olsa keşke ama, zor. Tuvaletler(LÜTFEN ARTIK PORTATİF WC KOYMAYIN) rahattı, içki almak rahattı, ben konserden önce çok içtim daha kalabalık olmamıştı ama konser sırasında da bir kere tuvalete gidip dönerken bira aldım, o hengamede yine iyiydi :) Bir şekilde golden alana geri döndüm zorlanmadan. Kulenin arkasındaki bar gerçekten saçmalıktı, tahmin etmiştim konser sırasında sıkıntı olacağını. Bir de şöyle bir saçmalık var. Sağdaki barlarda fıçı bira var, şişe aldım, ortada dediler. Pişman oldum. Biz sesi iyi duyduk ama arkadan kötü duyulmuş, üzüldüm. Golden alanda da çok boşluk vardı. Çok rahat izledik, özel locada gibi ama, elimde olsa o demirleri bi 5-10 metre öne çekerdim.
Maalesef bence organizatörlerin zihniyeti, "zaten nerede bulacaklar böyle konserleri ne olsa gider" şeklinde. Türkiye'de bu tür etkinlikler daha sık gerçekleşse ve rekabet olsa, organizasyon şirketleri de kendilerine çeki düzen verirler.
emeğine, ruhuna sağlık uzun zamandır bu kadar kaliteli bir konser önü-sonrası geri dönüşü duymamıştım, iyi ki varsın demekten kendimi alamadım. sevgi ve saygılarımla
Bruce Dickinson'un sesi yıllanmış şarap misali. Sahne enerjisi ve performansı inanılmazdı. Avrupa turnesindeki en kalabalık konseri olduğu söyleniyordu ki hakkını grupça verdiler. Sahnede keyif aldıkları o kadar belliydi ki hem onlar hem de seyirci ayrı bir iletişim yakaladı. Açıkçası solo şarkılarını söyleyeceği için çoğunluğun uyum sağlayamayacağını düşünüyordum ama yanıldım. Çok güzel bir konser oldu umarım bu güzel gece Iron Maiden'ın yakın bir zamanda buralara gelmesine vesile olur. Geleyim benim için asıl meseleye. Küçükçiftlik parkı kameranları ve yönetmenlerine.. Söylenecek çok söz var aslında. Kaç konserdir aynı durum. Solo atanı değil arkada takılanı göstermeler, davul kısmı girdiğinde ritim atan gitaristi çekmeler, vokal arkaya geçip sahnede solo performansı yapacak olana sahneyi bıraktığında vokale zoom yapmalar. Yani hiç mi takip edilmiyor ve uyarılmıyorlar anlamıyorum. Neyi çekeceğiz hangi şarkıyı çalacaklar insan bir göz atar. Bu kadar iş bilmezlik olmaz. Megadeth konserinde Tornado of Souls'un epik solosu atılırken sahneyi Teemu'ya bırakıp geriye çekilen Dave'i izledi sahne önünde olmayanlar. Zaten ortaya kocaman bir yapı koymuşsun bir de kötü çekim yapıyorsun. Koskoca alan ve binlerce kişi yönetmen yüzünden keyif alamıyor. Megadeth konserinden sadece bir örnek verdim. Ön planda olması gereken hiç kimseyi kameralar çekemedi. Keza Scorpions ve Deep Purple konserlerinde de durum aynıydı. Tuvalet sorunu, sahne önü eğim problemi, sıcak günlerde insanları güneşin altında saatlerce bekletmeleri, bira kuyrukları vs. bitmeyen problemler.. Nasıl olsa bileti sattım gelip izliyorlar kafası. Maalesef Türkiye'de hiçbir iş layıkı ile yapılmıyor. Üzücü ama bizim gerçeklerimiz bunlar.
Herseyi harika yorumlamişsiniz. Biz de sahne önündeydik ve dedik keşke genel alandan alsaydik ,önde olmamizin hicbir avantajini yaşayamadık. Aralardan sahneyi gormeye calistik . Vasatliğın normallesmesi , bira aliminin zorlugu , wclerin hijyen durumu vs ....evet sonuna kadar katılıyorum.
Organizasyon gerçekten çok kötüydü. Girişte ne olduğuna bakılmaksızın tüm ilaçların, el dezenfektanlarının falan toplanması saçmalık ötesi bir uygulama. İçeride bir bira alabilmek için uygulama indir uygulama kur yok olmadı ödeme sırasında gir hadi oradan bira alma sırasına gir, hayır oradan değil buradan gir vs gerçekten çok yordu. Ben devlet memuruyum bizde bu kadar bürokrasi ve kural yok.
Sadece beni ve civarımdaki insanları mı rahatsız etti, bahsedilecek kadar önemli görülmedi mi bilmiyorum ama baya civarımdaki insanların el ve kollarıyla bütün bir şekilde küfrettiklerine şahit olduğum bir unsurdan bahsetmek istiyorum; Konserde solo atan, şovunu gerçekleştiren kim olursa olsun yandaki ekranlara görüntü veren kameraman arkadaş(lar) her kimse SADECE KLAVYECİYİ ÇEKTİ. Şarkı sololarında, kişisel sololarda.... Şarkı sololarında bile sadece düz akor basan, o an şov bile yapmayan klavyeciyi izlemek inanılmaz sinir bozucuyudu. Başka birini çekmeyi akıl ettiğinde de kimin çaldığını baya baya anlamayıp hem geç kalıyor hem de yakalamaya çalışırken zaten çalan kişinin solosu bitiyordu. Ek olarak Bruce Dickinson tamam hareketli bir adam. Ancak yine de onu da bu kadar yakalayamaması da baş döndürme sebebiydi. Ben de sahneye yakındım. Ön tarafı ayıran barikatın en önünde barikata yaslanarak izledim. Yine de önümde uzun boylu birinin durduğu, ya da en azından adamların yüzünü, nasıl gitar çaldıklarını incelemek istediğimde sadece klavyeciyi izleme şansım vardı. Umarım bu konunun da farkındadırlar çünkü cidden tek işi bu olan kişinin işini bu şekilde yapayanlış yapıyor olması sinirlenmeyi gayet hak ediyor.
Evet bu konuyu arkadışım biraz iletti, bir kaç konserde daha olmuştu sahnede ne yapıldığından haberi olmayan takip kamerası durumu, yorum için teşekkürler, ben ekranları bu konserlik takip etmedim gözüm hep sahnedeydi. Selamlar, sevgiler.
Lütfen bana anlayacağım dilde cevap verin lütfennn. Rode nt1 5. Nesil mikrofon ve rode kulaklık aldım. Unify üzerinden kayıt yapmaya çalışıyorum ama kendi sesim kulağıma geç geliyor o yüzden şarkı okuyamıyorum ne yapmam lazım?
Malt konusuna kesinlikle katılıyorum. Performansları gerçekten çok zayıftı. Grubu çok severim. Tüm albümlerini çıktığı gibi almıştım. Barış Ertunç zaten iyi bir canlı performans gitaristi değildi ama daha da kötüye gitmiş. Cenk'in ses telleri "artık şarkı söyleme, ne olur sal bizi" diye bağırıyor ki Cenk'i de Cenk&Erdem olarak herhalde bi 20 senedir falan takip ediyorum öyle severim. Cenk Turanlı her zamanki gibi iyiydi sahnede ama o da çok keyif alıyor gibi çalmıyordu. Sanki biraz hadi bitse de gitsek havasında çaldı. Konser ilk açıklandığında Roy Z'i canlı izleyecek olmaktan dolayı aşırı heyecanlanmıştım ama sonradan turnede olmayacağını öğrendim. Bu ilk başta hayal kırıklığı yaratsa da oluşturulan grup (Bruce'un verdiği isimle the house band of hell) aşırı derecede tatmin etti beni. Sahnenin solundaki solak gitariste (Chris Declercq) ayrıca hayran kaldım. İnanılmaz yetenekli ve soloların tamamını kusursuza yakın çaldı. Aklı olan anında çöker ve grubuna dahil eder bu elemanı. Diğer gitarist (Philip Naslund) ise gerçekten tam bir rockstar. Çok karizmatik ve sahneye çok yakışıyor. O sıcakta o deri ceket çizme falan. Bascı Tanya ablamız zaten herkesi aşık etti kendine :D Bruce Dickinson'a gelince. Konser günü inanılmaz bir sıcak vardı. Sırada beklerken tişörtüm sırtıma yapıştı. Girer girmez merchden bi tişört aldım hemen (zaten alacaktım) 1 saat geçmeden o da yapıştı üzerime. Böyle bir sıcakta adam deri pantolon ve bereyle 2 saat konser verdi. Beni afakanlar bastı yani o derece :D Sahne performansı hakkında gerçekten uzun uzadıya bir şeyler söylemeye gerek yok. 66 yaşında ve dil kanseri atlatmış bir insan nasıl olur da hala bu kadar iyi performans verebilir aklım almıyor. Burada şuna da dikkat çekmek istiyorum. Iron Maiden'ı da canlı izlemiş biri olarak sahnede Eddie yok, dumanlar, şovlar falan yok. Sadece Bruce ve grup var. Buna rağmen daha 1. dakikadan seyirciyi avucunun içine aldı ve konser sonuna kadar bırakmadı. Şu da dikkatimi çekti. Iron Maiden'dan daha fazla veriyor kendini bu konserlerde. Daha konsantre ve şarkıların çoğunu kendi söylüyor. Iron Maiden'daki gibi seyirciye bıraktığı bölümler daha az. O bülümlerde de seyirci çok iyi iş çıkardı zaten. Ayrıca saniyesi saniyesine söylendiği gibi 21.30'da sahneye çıktı. Bu gerçekten seyirciye olan saygısını da gösteriyor. Bizim kıçı kırık sözde rockstarların örnek alması gereken bir durum. Mekan hakkında da iki çift laf etmek istiyorum. Uygulama olayı tamamen saçmalık. Altı üstü bi su alacağım diye ben neden bütün bilgilerimi veriyorum sana. Uygulamayı indir, üyelik oluştur, para yükle bilmem ne gerçekten çok kötü. Ayrıca bira fiyatları da fahişti. Tuvalet olayı da atla deve değil ya. Nasıl çözülemiyor bu kadar basit bir problem anlamıyorum. Belki de uğraşmak istemiyor mekan bu da olabilir. Konser genel olarak gerçekten beklediğimden daha çok tatmin etti beni. Maiden 50. yıl turnesi falan derken muhtemelen ilk ve son kez solo olarak dinledik Bruce'u. Bu benim için metal dinlemeye birçok insanın aksine Metallica yerine Iron Maiden ile başlamış birisi olarak çok özeldi. Artık huzur içinde ölebilirim :D Bu tarz konser sonrası videolarınızı izlemek çok keyifli. Size de emeğiniz için ayrıca teşekkür ederim.
Vocalshaper cok kullanisli bir plugin bence. Tek plugin icerisinde bir cok islem yapilabiliyor ve bu islemlerin bazilari cok guzel dusunulmus. Her bir parametreyi kullanmaniz gerekmiyor ama guzel bir deesser ariyorsaniz sadece "S-volume" yazan knobu kullanin, normal bir deesserden cok daha iyi sonuc verdigini duyacaksiniz.
9 дней назад
Hocam yıllardır bu tarz etkinliklere gitmeye çalışıyorum. Maalesef bu tuvalet sorunuydu, ses sorunlarıydı çözülebilmiş olaylar değil ve hiç hoş şeyler değil. Zamanında o kadar çok paralar gerektirmeyen konserler ve ya festivallerde yaşanılanları giden herkes çok iyi biliyordur. Şimdilerde belki de gitmek istediğin bir konser ve ya festival olduğunda maalesef ki ülkenin ekonomik şartlarından kaynaklı yüksek fiyatlara gittiğimiz konserlerde de bunların yaşanması garip geliyor, hele ki günümüz şartlarında. Bunu düzeltmek istemeyen ve sadece yahu nasıl olsa gelecekler gibi yaklaşan organizatörlerden kurtulmamız lazım diyeceğim, lakin bu adamlar olmadan da sanki bu tarz işlerin artık olmayacağını düşünmek bile garip geliyor. Yani derler ya aşağı tükürsem sakal, yukarı tükürsem bıyık olayı hocam. Grup ve ya sanatçı kaliteli, seyirci ve dinleyici kaliteli ama ne olursa olsun organizasyon ve mekan vasat...
Küçükçiftlik Park'a ilk ne zaman gittim bilmiyorum ama 15 sene veya daha fazla olmuştur orada konserler yapılalı. Hala o kadar para kazanan bir mekanın asla umursaması kabak tadı verdi! 1- Eğim!!! 2- Hala portatif tuıvaletler koyulması! Dalga mı geçiyorsunuz!!! 3- İçecek yiyecek almak! 4- Ses! Ben hala bunca yıl sonrasında orada "İYİ" bir ses duymadım, hep vasat veya üstü/altı. Ben bunları yazarken siz de bahsettiniz. Ses sistemi konusunda da orada onlarca konsere gittim, sesin mükemmel olduğu bir konser hatırlamıyorum!
Böyle organizasyonlarda canımı sıkan, bedenen de (özellikle beni) rahatsız eden engelli bireylerin düşünülmüyor oluşu. Belki dünyadaki organizasyonlar da böyledir. Engelliliğim sebebiyle (hastalığımın da ilerlemesiyle) ertelediğim, gitmediğim çok konser ve etkinlik oldu. 37 yaşıma kadar bazı bar konserlerine, açık hava vs gittim ama yine endişe ve korkuyla. Daha yeni mesela mekanın zorluklarından dolayı (biletim olmasına rağmen) Yngwie Malmsteen konserine gitmedim. Bruce abimiz için ne olursa olsun diyerek konsere eşimle birlikte geldim. Konser bir harikaydı. Performans zaten inanılmaz ötesiydi. Seyirciler arasında ellisini devirmiş bazı insanımsıların havaya dolu bira bardağı fırlatmaları, birbirlerine omuz atıp çoluk çocuğu ve engelli insanları riske atmaları dışında. Kesinlikle bu mekanın wc sorununu çözmesi lazım, yine engellilere uygun bir wc yoktu, hijyen vs zaten hak getire. Diğer eksikliklerden otopark problemini iyi kötü halletmiş (ispark) gibiler.Tabi bir de toplum olarak engelli denildiğinde beklenen, tekerlekli sandalyede olması vb gibi durumlar. Ama her engel de aynı değil. Daha fazla kafanızı şişirmeyeyim. Emeğinize sağlık. Ben de amatör bir müzik icracısı olarak desteğiniz için teşekkür ederim.
Önemli bir konuya parmak bastın , buna ben kısaca empati yoksunluğu diyorum. Her kalabalık ortamda çevresini umursamayan tipler oluyor maalesef. Yorum için teşekkürler. 🙋♂️🤘
Lewitt'in sesi çok doğal geliyor ama sahnede tabi sıkıntı, akg ise gitarın tablasının sıkışık rezonansını hissettiriyor, kanımca en uygun seçim uzun klipsli bir akustik kondenser enstrüman mikrofonu ama oldukça pahalılar. Gitar içi sesi ve akg'yi mixleyip bir akustik eq pedal ile modellemek optimal bir çözüm olabilir yada kaliteli bir akustik pickup'da iş görecektir. Gitar içi veya dışı çoklu sistemleri balanslı bir preamp ile mixleyerek kendi çözümünüzü üretebilirsiniz, 9v ile çalışabilen üzerinde volume ve balans özelliği olan kartlar mevcut. Ben buna değebilecek bir gitarda eşik altı piezo, 3 adet disk piezo, 1 adet gitar içi mikrofon, 1 adet enstrüman mikrofonu nu bir adet preamp ile mixleyip gitar içi rezonans hoparlörleri ekleyip, çıkışını da balanslı ve balansız jacklar ve internal kablosuz sistemi, fx kulaklık çıkışı ve bluetooth da dahil edip kendi setupımı kurnak istiyorum. Gitar amfisiz de provalarda yada evde vasat da olsa ses üretebilecek, backing track çalabilecek ve karma bir ses çıkışına sahip olacak. Duruma göre balanslı bir di box preamp da ekleyebilirim. Okuyanlara fikir olabilir, saygılar ve selamlar.. 🙋♂️
