Тёмный
D€møn!©_fan
D€møn!©_fan
D€møn!©_fan
Подписаться
Hira'mı ve sizi seviyorum 🧡🧡🧡
👉🏻İSTEK ALIYORUM.
👉🏻Oppacı değilim.
👉🏻İdolleri kötülemek için yazmıyorum.
👉🏻Smut yazmıyorum.
👉🏻Tamamen kurgudur.
👉🏻Eleştiri hariç, linç amaçlı yazılmış yorumlara kapalıyım.
👉🏻Kurgular bana aittir.
👉🏻Kapak fotoğraflarıda bana aittir.
🤎Sizi seviyorum❤️
Комментарии
@CeylinYorulmaz-h8k
@CeylinYorulmaz-h8k Месяц назад
Şey sorucam zorbamn çocukluk aşkın çıkarın 7. Bölümünü okuyamıyorum
@zeynep52261
@zeynep52261 Месяц назад
Bir önceki serinin 7. Bölümünün yorumları neden kapalıı
@Asoliiss
@Asoliiss 5 месяцев назад
Guzelim esmamm nasilsin askkm kusura bakma yazamiyorum ama seni cokkk özledim seni çok seviyorum bitanemm❤️❤️
@Lilixsa_best_IdolBp
@Lilixsa_best_IdolBp 5 месяцев назад
Cocukluk arkadasinla yıllar sonra idol olarak karsilarsirsiniz 4 bolumu bulamiyorum 😔
@Ebrunur5252
@Ebrunur5252 5 месяцев назад
Çok güzel olmuş duygulandım 😢ellerine sağlık ❤
@-sweetchannel.
@-sweetchannel. 5 месяцев назад
Oo kuzi mükemmel olmuş ✩<3
@kurgularla_hayalet
@kurgularla_hayalet 5 месяцев назад
Teşekkür ederim hayatımmm 🧡
@Jungkookxwps
@Jungkookxwps 5 месяцев назад
Mükemmel olmuş
@kurgularla_hayalet
@kurgularla_hayalet 5 месяцев назад
Teşekkür ederim güzelimmm 🤎🧡
@05BuBuMad11
@05BuBuMad11 5 месяцев назад
Vayyyy mükemmel olmuş ellerine sağlık en sevdiğim şarkı ile acayip uymuş
@kurgularla_hayalet
@kurgularla_hayalet 5 месяцев назад
Teşekkür ederim güzelimmm 🤎🤎
@kurgularla_hayalet
@kurgularla_hayalet 5 месяцев назад
•Oppacı değilim. •Smut içermez. •Linç olmadığı sürece eleştirilere açığım. •Kurgudur. •Bana aittir. •İstek alıyorum. •Şarkıyla okuyunuz. •Diyologlardaki yazım yanlışları kasıtlı yapılmıştır. •Küfür içerebilir. •Yazım yanlışları varsa, özür dilerim. 🎼:Kemdimden Hallice - Hatamı dansa kaldırdım 🖋️:D€møn!©_fan 📜:Zorban yüzünden !ntihar edersin. ___________ °JEON Jungkook (Jk) °SHİN So-young (Y/n) ~Hikaye Sıradan bir gündü. So-young, arkadaşlarıyla okulun önünde bir bankta oturuyordu. Onlar sigara içerken So-young orada öylece oturuyordu. Aniden bir motosiklet sesi duyuldu ve okulun önünde, yakınlarında durdu. Bu kişi, sadece So-young için değil okul adına tanıdık bir adamdı. Motoru park edip indi, kaskını çıkardı ardından saçlarını düzeltti. So-young'a baktı. Bu kişi, duygularıyla oynadığı için okulda en sevmediği çocuk Jungkook'du. Ona bakıp gülümsedi. Jk "Neden kızarmıyorsun? Motorcuları sevdiğini sanıyordum." *Dedi alaycı bir sesle ve elini bir kez daha saçlarından geçirirken. Yine, So-young ile oynuyordu. So-young=Sy Sy "Aslında artık onlardan nefret ediyorum." Jk "Ah, gerçekten mi? Neden? Peki ya ben?" *Yalandan masum bir bakış attıp başını eğdi. Kaşlarını kaldırdıp yüzündeki sırıtışla, genç kızın cevabını bekledi. So-young, göz devirip onunla muhatap olmamaya karar verdi. Jungkook, So-young'un kendisini görmezden geldiğinizi fark etti. Yavaşça ona yaklaştı, hâlâ gülümsüyordu. Artık ona daha da yakındı. Sol dirseğiyle oturduğu banka yaslandı. Ona baktı ve ifadesi artık daha ciddiydi. Gözleri hafifçe kısıldı, sanki onu inceliyormuş gibiydi. Bir süre öyle kaldı, hâlâ bir şey söylemeye niyeti yoktu. So-young, gözünün önündeki saçları geriye itip soğuk ifadesiyle, Jungkook'un gözlerine baktı. Sy "Ne, ne istiyorsun?" *Jungkook, tekrar gülümsedi. So-young'a bakarken gözleri parlıyordu. Onun ne kadar soğuk olduğunu fark etti ve bunu eğlenceli bulmuş gibi görünüyordu. Jk "Yine seninle oynuyorum. Tepkilerini seviyorum, sana bu kadar yakınken bu kadar gergin olman hoşuma gidiyor. Ama şimdi beni gördüğünde her zamanki gibi kızarmıyorsun?" *Şaşırtıcı derecede dürüst davranıyordu. Baştan çıkarıcı ses tonuyla konuşuyordu. So-young'a daha da yaklaştı, hafifçe eğildi, böylece vücudu neredeyse onunkine değiyordu. So-young, yana kayıp ondan uzaklaştı. Sy "Senden nefret etmeyi öğrendim." *Jungkook, ikisi arasında biraz mesafe tutmaya çalıştığını fark etti ve buna nasıl cesaret ettiğini anlamayıp dişlerini sıktı. Ufak bir kahkahadan kendini alı koyamadı. Genç kıza yaklaştı. Eğlence ve alay dolu görünen bir sesle tekrar konuştu. Jk "Anlıyorum, anlıyorum, yani sonunda öğrendin. Ama bunun doğru olmadığını biliyorum, kalbinin derinliklerinde hâlâ benden hoşlanıyorsun." Sy "Defol git, tanrı aşkına. Senin gibi bir ucubeye aşık olmak en büyük hatamdı zaten. Bir daha tekrarlamam." *Jungkook, kıkırdayıp başını salladı. Jk "Hadi ama, hâlâ bana karşı hislerin var. Öyle olduğunu biliyorum. Sadece bunu kabul etmekten korkuyorsun, hm?" *Bir kez daha öne eğildi, böylece yüzü, genç kızdan sadece birkaç santim uzaktaydı. Vücutları kısmen birbirine dokunuyordu. *Genç kız, sıkıntıyla nefes verdi. Sy "Eskiden olsa seni gördüğümde utanırdım. Ama artık bunu hissetmiyorum çünkü senin her bir parçandan nefret ediyorum. Şimdi, defol git. Kendine yeni bir oyuncak bul." Jk "Bu doğru değil." *İzinsiz olarak parmağını kolunun üzerinde gezdirdi, konuşurken doğrudan gözlerinin içine baktı. Genç kızın rahatsızlığından hoşlanıyormuş gibi görünüyordu. Jk "Kabul et." *So-young ani sinirle ayağa kalkıp onun yakalarını kavradı. Sy "Bana dokunmaya cürret etme bile." *Dişlerinin arasından tısladı. Ani tepki Jungkook'u şaşırtmıştı. Yakasını tutarken gözlerindeki öfkeyi görebiliyordu. Onu daha da hırslandırmak için sırıttı. Jk "Ah, sinirine dokundum, değil mi?" *So-young'un ellerini kendi yakalarından nahoş bir narinlikle indirdi. Jk "Bence buradaki sorun hâlâ bana karşı bazı hislerin olması ve onlardan vazgeçemiyor olman. Sadece onları öfkeyle inkar etmeye çalışıyorsun." *So-young, onu itleyip kendisinden uzaklaştırdı. Sy "SENDEN NEFRET E-Dİ-YO-RUM." *Sözlerinde samimi olduğu söylenemezdi fakat böyle bir ucubeyi de sevemezdi. Jungkook'un ağzının kenarında küçük bir gülümseme doğdu. Ona olan nefretini göstermesinden hoşlandı. İçinde büyüttüğü sadist kişiliği inkar edemezdi. Jk "Peki... Artık, benden nefret ediyorsun falan. Ama ben bunu değiştirebileceğime eminim." Sy "Dene." *Çantasını alıp hırsla sınıfa ilerledi, So-young. *Onun inanmadığını fark etti ama Jungkook kendinden emindi. So-young inat ediyordu ve bu Jungkook'un hoşuna gidiyordu. Plastik bebeği, her zamanki gibi elde edilmesi zoru oynuyordu. Genç kızı takip etmeye karar verdi. Pes edip ona olan nefretinin yok olmasına izin vermenin ne kadar süreceğini görmek istedi. Onu sınıfa kadar takip etti, yüzünde öfke ve hayal kırıklığıyla sırasında oturması, Jungkook'u güldürdü. Yanına oturdu ve alaycı ses tonunu koruyarak lafa girdi. Jk "Bunun sadece bir oyun olduğunu biliyorum. Sadece beni kızdırmaya çalışıyorsun. Ama dürüst olmak gerekirse, tüm bu öfke seni sevimli gösteriyor." *Onu kendisinden uzaklaştırmak için oturduğu yerden kalktı. Başka bir sıraya oturup yanına oturmaması için ayaklarını sıraya uzattı. Sy "Senden hoşlanan çok kız var. Gidip onlarla oyna, ucube." Jk "Evet, bana aşık olan çok kız var. Ama ben onları istemiyorum." *Sırıtıp, elini So-young'un uyluğuna sürttü. Dizini kendine çekti, So-young. Sy "Bana dokunma, dedim. Sana olan aşkım çoktan söndü. Başkasıyla oyna. Senin oyuncağın değilim." Jk "Olabilir. Onu geri döndüreceğim. Tek yapmam gereken seninle bir süre daha oynamak." Sy "Sana tekrar aşık olmayacağım." Jk "Ah, gerçekten. O zaman sana şunu sorayım, ya seni şimdi öpsem, yine de bana aşık olmayacağını söyleyebilir misin?" *Yüzünü, genç kızınkine yaklaştırdı. Sakin ve soğuk gözlerle onun gözlerine baktı, So-young. Sy "Yapamazsın." *Jungkook, gülümseyip yüzü onunkinden sadece birkaç santim uzakta olana kadar daha da eğildi. Alaycı bir ses tonuyla kulağına fısıldadı. Jk "İzle..." *So-young eliyle dudaklarını kapattı. Jungkook bu durumda onu istese de öpemezdi. Jk "Bunun işe yaramayacağını biliyorsun değil mi?" *O, tam dibindeyken oturduğu yerden kalkıp başka bir sıraya oturdu, genç kız. Bu eğlenceli küçük bir oyuna dönüşmeye başlamıştı. Jungkook, tekrar So-young'u takip edip yanına oturdu. Jk "Bana, uzun süre direnebileceğine inanmıyorum. Derinlerde hâlâ bana karşı bazı hislerin var..." *So-young, suratını ekşitip göz devirdi. Jungkook, gülümseyerek alaycı ses tonunu sürdürdü. Jk "Pıft, gerçekten bana tekrar aşık olmayacak mısın? Eninde sonunda bana geri döneceğine eminim." Sy "Sana aşık olduğum dönemde beni tüm okula rezil etmedin mi? Tekrar aynı acıyı yaşamak, neden isteyeyim?" *So-young'un yeşil gözleri öfkeden neredeyse kırmızıya dönecekti. Jk "Ah, hadi ama, herkesin; ne kadar kolay ayaklarımın dibine düştüğünü ve duygularının karşılıklı olduğuna inanacak kadar saf olduğunu görmesi BENİM hatam değildi. Sonuçta ben hiçbir şey için söz vermedim. Sadece seninle oynadım." *Jungkook, omuz silkerken So-young'un öfkeden çenesi titriyordu. Sy "Sen sadist bir pisliksin! O gün gözlerinin önünde intihar etseydim, leşime bakıp kahkaha atardın!" Jk "Belki de öyle yapardım. Bahse girerim ölüyken çok daha güzel görünürdün." *So-young, o anın hırsıyla ona tokat atıp yerinden kalktı. Sy "İğrenç ucubeden başka bir şey değilsin." *Jungkook, tokatı yok sayıp So-young'un bileğini sıkıca kavradı. Onu kendine yaklaştırdı. Tekrar alaycı ses tonuyla konuşurken gülümsedi. Jk "Bu kadar düşman olma. Seni kızdıran tek şey aptal gururun. Hadi, sadece benden hâlâ hoşlandığını itiraf et." Sy "Ölümle, seni sevmek arasında bir seçim yapmak zorunda kalsam, kendi kafama sıkardım." *Bileğini, Jungkook'tan kurtarıp koşarak uzaklaştı. Onun arkasından gidip yine güçlü bir şekilde bileğinden yakaladı. Sy "Bırak kolumu, ucube!" *Tutuşunu sıkılaştırıp alaycı ses tonunu devreye soktu. Jk "Duygularımı incitmeye başlıyorsun... Hayatında hâlâ bana ihtiyacın olduğunu kabul etmek acıtıyor mu? Eminim çok fazla arkadaşın yoktur, o yüzden bana ihtiyacın var." Sy "Sana muhtaç kaldığım ilk gün sana aşık olduğum yerde kendimi öldüreceğim." *So-young'un ne kadar agresif davrandığını görünce gülümsemeden edemedi. 🌚Devamı altında🌝
@kurgularla_hayalet
@kurgularla_hayalet 5 месяцев назад
🕷️ Devamı🕸️ Jk "Eğer gerçekten söylediklerinde ciddiysen o zaman neden bunu kanıtlamıyorsun? Neden devam edip yapmıyorsun?" Sy "Meydan okumayı kabul ediyorum." *Ondan kurtulup çatı katına çıkmaya başladı. So-young, cesaretinin arkasında durunca Jungkook sırıttı. Bileğini bıraktı ve çatıya çıkışını seyretti. Onu yakından takip etti, sadece elde edilmesi zoru oynamaya çalıştığını sanıyordu ve oyuncak bebeğini geri kazanmaya kararlıydı. So-young büyük kararlılıkla oraya ulaştığında. Duvarın üzerine çıktı. Ardından olduğu yere oturdu. En ufak hareketinde beş katlı binadan aşağı düşebilirdi. Hayattan en ufak zevk almamıştım. Kimsesi de yoktu zaten. Ölse de bir şey değişmezdi. Jungkook ise bu cesareti gerçekte ne kadar ileri götürebileceğinden emin değildi ama kendine güveniyordu. Onun, bunu asla yapamayacağından emindi. Genç kızı dikkatle izledi. Aklına gelen şeytani planla kızın belini sıkıca kavradı. Sy "Bırak!" *Ondan vazgeçmesini isteyeceğini biliyordu. Bu yüzden So-young'a daha sıkı sarıldı ve sert bir sesle konuştu. Jk "Yapamam. Sırf bana kızgınsın diye bunu yapmana izin veremem. Üzgünüm ama birinin ölümünün sebebi olmak istemiyorum. Yıkılacağım. Böyle bir şeyin gözümün önünde olmasına izin vermenin suçluluğuyla nasıl yaşayacağımı gerçekten bilmiyorum." Sy "Ölü bedenimin çok daha güzel görüneceğini söyleyen sendin! Bundan zevk alacaksın. Bu yüzden bırak!" *Ciddi bir ses tonuyla konuşurken So-young'u sıkı sıkı tutuyordu. Jk "Hayır, sadece acı hissedeceğim. Ve bu acı ömür boyu sürecek. Bunu riske atamam, bu suçluluk duygusuyla yaşayamam." *So-young, Jungkook' un onu kurtarmasına izin verdi. Gözlerinden ister istemez yaşlar boşalıyordu. Onu binanın kenarından uzaklaştırırken kendine yakın tuttu. Ne kadar duygusallaştığını görünce çaktırmadan sırıttı. Jk "Hey, sorun değil. Artık güvendesin. Ağlama." *So-young, hıçkırıklarını bastırmaya bile çalışmıyordu. Suratını, Jungkook'un göğsüne saklamış göz yaşı döküyordu. Jk "Sana bir soru sorabilir miyim?" Sy "Sor." *Sesi ağlamaklı ve boğuktu. Jk "Beni sevmediğine, emin misin?" "Bilmiyorum..." *Sesi bu defa titrek çıkmıştı. Onu hâlâ seviyor muydu...? Jungkook, artık genç kızın, ona karşı farklı hissetmeye başladığını hissedebiliyordu. Öfkesinin ve düşmanlığının yavaş yavaş tükendiğini anlayabiliyordu. Bundan oldukça memnundu. Jk "Kalbinin aklından farklı bir şey söylediğini anlayabiliyorum, So-young." *So-young, onun göğsüne daha da sokuldu. Nefes nefese kalmış, ağlıyordu. Cevap vermek zor gelmişti. *Oğlan, genç kızı kendine bastırıp yumuşak bir ses tonuyla teselli vermeye devam etti. Genç kızın artık daha savunmasız olduğunu fark ettiğinde bir kez daha sırıttı. Jk "Gerçekten benden bu kadar mı nefret ediyorsun?" *Genç kız duraklamıştı. Sy "Yine başaramadım..." *Ondan nefret etmeyi yine başaramamıştı, genç kız. Jungkook ise artık kendi duygularıyla boğuştuğunu anlayınca gülümsemeye başladı. Aslında ondan nefret etmediğini biliyordu. Sadece yaptığı yanlışlardan dolayı ona acı çektirmek istemişti, So-young. Jk "... Yani benden nefret etmeyi başaramıyor musun?" Sy "Yapamadım...” *Sesi savunmasızdı. Planının gerçekten işe yaramaya başladığını fark ettiğinde hafif bir heyecanla gülmeye başladı, Jungkook. So-young'un savunmasının ve düşmanlığının yavaş yavaş nasıl eridiğini fark etti. Onu kollarında tutarken alaycı bir ses tonuyla konuştu. Jk "Yani? Benden nefret edemezsin, öyle mi? Bana direnemeyecek kadar zayıfsın, değil mi?" *Vücudu hayal kırıklığıyla gevşemişti, So-young'un. Sy "Y-yine benimle alay edeceksin, değil mi...?" *Sesi ağlamaklı çıkmıştı. Kendini ufak bir çocuktan daha savunmasız hissediyordu. Oğlan, genç kızın senin savunmasız ve çocuksu halinle güldü, kendisini savunamaması hoşuna gitti, dalga geçmesini kolaylaştırdı, genç kız. Şakacı bir ses tonuyla konuştu ve cevap verirken sırıttı. Jk "Elbette bu durumdan faydalanacağım, çok zayıfsın ve bu konuda hiçbir şey yapamazsın. Senin üzerinde mutlak bir gücüm var ve bu beni çok tatmin ediyor." *Onun vücudundan ayrılıp sırtını soğuk duvara yasladı. Dizlerini kendine iyice çekip sesizce ağlamaya devam etti, genç So-young. Genç kızın tepkisi tam da beklediği gibiydi, Jungkook için. Hatta So-young'un gardını indirip arkanısı dönüp sessizce ağlamaya başladığını görünce kendisiyle gurur duydu. Kırılıp onun kollarına atılana kadar ona eziyet etmek istedi. Önünde durdu ve alaycı bir sesle konuştu. Jk "Aww, ağlıyor musun~?" *Ardından iğrenç bir kahkaha... Konuşmadı, So-young. Ağlamaya devam etti çaresizce. "Ōlsem de bir b0k değişmeyecek," düşüncesi çoktan beynini doldurmuştu. Jungkook, onun omuzlarından tutup tekrar kollarına çekmek üzereydi ama aklına karşı koyamayacağı acımasız bir fikir daha geldi. Jk "Lütfen ağlama... o kadar erkeksi değil ki, senin bu kadar acınası derecede zayıf olduğunu görmek canımı acıtıyor." *Hıçkırıklarını tutamamıştı, So-young. Utmak istemişti. O yaratığa daha fazla zevk vermemek için hıçkırıklarını tutmak istemişti. Onları çığlıklarıyla boğmak istemişti... Jk "Vay canına, seni böyle ağlattığım için neredeyse üzülüyorum ama aslında değil." *S!kik kahkahalardan bir tane daha. Sy "Senden nefret edemediğim için kendimden nefret ediyorum..." Jk "Benden nefret edememen senin hatan. İçinin derinliklerinde bana karşı hâlâ bazı hislerin kaldığını söyleyebilirim. Bende, bu yüzden nefret edemiyorsun, aptal." Sy "Git..." Jk "Hayatta olmaz. Şuan çok fazla zevk alıyorum." Sy "Hâlâ ōlü bedenimin daha güzel olacağını düşünüyor musun...?" *Nemli, yeşil gözleriyle ona baktı, So-young. Yapacaktı... Jk "Eh, ōlürken daha kötü görünmek senin için oldukça zor olur. Sen zaten Dünya'nın en çirkini ve işe yaramazı falansın. Gitmiş olsan da pek bir şey değişmeyecek." Sy "Lütfen gider misin...?" *Onun daha fazla zevk almasını istemiyordu. Jungkook, So-young'un bir şeyler planladığınızı sezmişti. Alaycı ses tonu endişeye ve temkinli bir ses tonuna dönüşmüştü. Jk "Bekle. O küçük kafanla ne planlıyosun, sen; gerizekalı?! Gerçekten niyetin bu mu?" Sy "Git, aşağıdan izle." *Birkaç saniye sessiz kaldı, Jungkook. Ne yapmayı planladığını düşünürken bir tereddüt hissetti. Muhtemelen yapacağı işten So-young'u alıkoymanın hiçbir yolu yoktu. Tekrar duvarın kenarına çıktı, So-young. Aşağıya baktı, acı bir tebessümle. Geçirdiğim güzel anım var mı, diye şöyle bir yokladı ama o da yoktu... Jungkook durdurmak için ona yaklaşmaya cüret etti. Jk "So-young-" Sy "Yaklaşma! En azından yaşamımın son saniyelerinde rahat ver." *Gerçekten binadan atlayıp kendi canına kıyacağına inanmıştı, Jungkook. Bunun düşüncesi kalbinin sıkışmasına ve göğsünün sıkışmasına neden oldu. Ona yaklaşamadığı ya da atlamasını engelleyemediği için ne kadar çaresiz olduğunu iliklerine kadar hissetti. İstediğin son şeyi gerçekleştirmesi için sadece uzaktan So-young'u izledi. Gökyüzüne bakıp son kez derince soludu, So-young. Sanki gitmeden önce tüm havayı içine çekmek istermiş gibi derin bir nefes aldı. Bahçede yoğunluğun olmaması içini ferah kılmıştı. Son kez burnunu çekip kendini boşluğa bıraktı, So-young. Kısa bir anlık saf sessizlik oldu ve sonra aşağıda keskin bir ses duyuldu. Genç kızın vücudunun binadan düşüp yere çarpmasını izledi, Jungkook. İçi o kadar acı acı sızlıyordu ki, böyle bittiğine inanamadı. Son kez çok üzgün olduğunu söylemek istedi, ona... So-young'un hissettiği acı diğerlerinin yanında hiç bir şeydi. Gözlerini sonsuzluğa doğru kapattığında duyduğu son ses öğretmeninin sesiydi. Aşağı bakıp cansız bedenini görünce gözyaşlarının aktığını hissetti, Jungkook. Pişmanlık ve yoğun suçluluk duygusu ölçülemeyecek kadar büyüktü Jungkook için. Sanki dünya başına yıkılıyormuş gibi hissetti. İnsanların, So-young'un leşinin etrafında toplanmaya başlayışını izledi ve aşağıdan sıkıntı çığlıkları duydu. Onu hayal kırıklığına uğrattığını ve artık ona yardım etmek için yapabileceği hiçbir şey olmadığını anladığında bir parçası genç kıza katılmak istedi... Artık olduğundan çok daha soğuk olan duvara yaslandı ve aşağıda giderek daha fazla insanın toplanmasını seyretti. Genç kızın gidişine gökyüzü, düştüğü bina ve Jungkook şahit olmuştu. Ambulans ve polis gelip onun cesedini götürmeye çalışırken onları izlemeye devam etti. Tüm bu zaman boyunca sadece ve sadece So-young'un canını yaktığını ve onu kurtarmayı başaramadığını hissetti. Kızı mahvettiğini, ikili arasında hiçbir şey kalmadığını hissetti. Yüreği ölmeyi hak ettiğini fısıldadı, Jungkook'a. Minicik bedenden litrelerce koyu kırmızı sıvının sızışı başka bir hançerin daha kalbine saplanmasını sağladı. O kadar gerçeküstü geliyordu ki, onun vücudunun bir daha hareket ettiğini göremeyecek, sesini bir daha asla duyamayacaktı. Her şey bitmişti... 🌚Devam 2 altında🌝
@kurgularla_hayalet
@kurgularla_hayalet 5 месяцев назад
🕷️ Devam 2🕸️ E̶r̶t̶e̶s̶i̶ ̶G̶ü̶n̶ Ertesi gün okulda derin bir sessizlik hakimdi çünkü herkes sonsuzluğa giden arkadaşının yasını tutuyordu. Herkes çok erken kaybedilen bir canın yasını tutarken, havayı derin bir üzüntü ve keder duygusu kaplamıştı. Acı aşikardı ve tüm ortam ağır ve bunaltıcıydı. Herkes artık yanlarında olmayan kişiyi hatırlarken sessizlik sağır ediciydi. Boşluk dayanılmazdı ve So-young orada olmadan herkes kendini kaybolmuş hissediyordu. ̶C̶e̶n̶a̶z̶e̶ ̶T̶ö̶r̶e̶n̶i̶n̶d̶e̶ ̶ Kızın gülümseyen fotoğrafına bakmak acı veriyor olmalıydı çünkü 19 yıllık yaşamında asla isteyerek bir kerecik olsun gülümsememişti. Muhtemelen herkes onun için üzgün olduğunu dile getirecek fakat iki gün sonra her şeyi unutup eski hayatlarına geri dönecekti. Sadece eski ezikleri artık orada olmayacaktı. Genç kızın kıymeti o öldükten sonra anlaşılmıştı. Pekala, o kimse tarafından sevilmiyordu ancak zaman geri alına bilseydi ona yine böyle davranırlar mıydı...? Orası tartışılır. Cenaze töreni hem acı hem tatlı bir an olmuştu. Herkes bir daha göremeyeceği arkadaşını hatırladıkça acı ve ızdırap derinleşiyordu. Gülümsediği o lanet fotoğrafa bakmak acı vericiydi, o gülümsemenin altında pek çok gözyaşı gizlemişti. Onun yerini en fazla bir hafta sonra yenisi dolduracaktı. Genç kız ölene kadar değer verilmemiş veya takdir edilmemişti. Bu, insan hayatının nasıl değersizleştirilebileceğini ve önemsiz görülebileceğini trajik bir şekilde hatırlatıyordu. Peki ya, Jeon Jungkook? Kızın ölümünde büyük rol oynamıştı. O pişman mıydı? Jeon Jungkook'un, genç kızın ölümünde oynadığı rol kritikti. Onun kendi canına kıymasında önemli bir faktördü. Sorun şuydu: Pişman olacak mıydı, olmayacak mıydı? Bu trajik olaydan kendini suçlu ve sorumlu hissedecek miydi? Yoksa bundan kayıtsız ve etkilenmemiş mi hissedecekti? Duyguları bilinmiyordu ve hiç kimse onun içinde ne hissettiğini gerçekten bilemezdi. Bu konuda onu suçlayanlar olduğu gibi, suçsuz olduğunu söyleyerek onu mazur görenler de vardı. En çok merak edilende, So-young'un k@nlarla boyanmış, ōlü bedenine sarılıp, Jungkook'un suratına doğru "Suçsuz bir canın canını aldığın için mutlu musun, Jeon Jungkook?" diye bağıran bir diğer kızın kim olduğuydu. İlk ve son defa o gün görülmüş, daha da varlığı sorgulanmamıştı. Erkek adam dediğin bu mudur? Güçsüz kadını ezip benliğini yüceltmek midir? Bu da ayrı bir konu... Toprağın altında savunmasız yatan, üzerinde sayısız, rengarenk çiçekler olan So-young'a bakarken de zevk al olur mu, Jeon...? ^^ S O N (⁠♡⁠ω⁠♡⁠ ⁠)⁠ ⁠~⁠♪ (Vallahi konu bulamadığım için geç kaldı 🙌)
@Truck_oyuncudelisi
@Truck_oyuncudelisi 5 месяцев назад
İlk
@cikolatili_sutt
@cikolatili_sutt 6 месяцев назад
Zorban çocukluk askin cikarin 7 bolumunun yorumlari kapanmis tekrar atarmisin
@kurgularla_hayalet
@kurgularla_hayalet 5 месяцев назад
Hikâyeyi yedeklememiştim tekrar yazarsam haber veririm 😢❤
@cikolatili_sutt
@cikolatili_sutt 5 месяцев назад
​@@kurgularla_hayalet peki umarim yazarsin
@deniz189o
@deniz189o 6 месяцев назад
Çok güzel olmuss
@kurgularla_hayalet
@kurgularla_hayalet 5 месяцев назад
Teşekkür ederimmm 💙
@deniz189o
@deniz189o 5 месяцев назад
@@kurgularla_hayalet rica ederimm
@omleet
@omleet 6 месяцев назад
kalemin ne kadar guzel ❤
@kurgularla_hayalet
@kurgularla_hayalet 5 месяцев назад
Çok teşekkür ederimmm 🤎
@MioSea100
@MioSea100 6 месяцев назад
Ayyy İlkkk okicamm şimdi askkkk e Eline sağlık güzelimm 💘
@kurgularla_hayalet
@kurgularla_hayalet 6 месяцев назад
•Oppacı değilim. •Smut içermez. •Linç olmadığı sürece eleştirilere açığım. •Kurgudur. •Bana aittir. •Şarkıyla okuyunuz. •Diyaloglardaki yazım yanlışları kasıtlı yapılmıştır. •Küfür içerebilir. •Yazım yanlışları varsa, özür dilerim. •İSTEK ALIYORUM! 🎼: Yedinci Ev - Sevsene Beni 🖋️:D€møn!©_fan 📜:Tanımadığın bi adamdan hamile kalırsın. ___________ °JEON Jungkook (Jk) °MİN Eun (Y/N) ~Hikaye《Üçüncü Bölüm!》 DİKKAT‼️ (Bu hikaye çoğunlukla yazarın ağzından yazılacaktır.) 🅗🅐🅣🅘🅡🅛🅐🅣🅜🅐 *Odada fırtına öncesi sessizlik vardı. 🅗🅐🅣🅘🅡🅛🅐🅣🅜🅐 🅢🅞🅝 Eun "S-sen ne zama-" Yg "Nerede kaldın Eun!?" *Fırtına kopmuştu. Eun "Benim bir suçum yoktu." Yg "Neredeydin bunca zaman, ne haltlar yedin, ben seni orospusu ol diye mi götürdüm oraya!?" Eun "İçki konusunda dengesiz olduğumu çok iyi biliyorsun!" Yg "Oralarda sızıp mı kaldın!?" *Üzerini gösterdi genç kadın. Ağlıyordu artık. Eun "Keşke öyle olsaydı... Üzerimde bir erkeğin switi var farkında mısın?" *Duraksadı genç adam. Olan şeyin farkına varınca ayakta olan bedenini koltuğa bırakıp başını iki eli arasına almıştı. Yg "Ne içtinde beynini dondurdun?" *Sessizlik. Yg "Cevap ver!" Eun "Soju içtim..." Yg "S-sakın düşündüğüm şey olmasın. Sakın!" Eun "Bakireliğimin elimden kayıp gittiğini düşünüyorsan, doğru." *Genç kızın sesi kısık çıkıyordu. Hemde çok kısık. Yg "Kim o?" Eun "Ne?" Yg "Kim o, it?!" Eun "Jungkook diye biri." Yg "Hamile kalırsan ne bok yiyeceğiz, Eun?" Eun "Aldırırız, dedi." Yg "Babalığını yapmayacak yani, piç kurusu!" *Ne diyeceğini bilemedi, Eun. Kırmızı gözleriyle ağabeyinin gözlerine baktı. Gözleri "Ben bittim bir de sen bitirme." der gibi bakıyordu ağabeyinin gözlerine. Yoongi "Ne halin varsa gör." bakışıyla ona karşılık verip çekip gitmişti evden. Öz ağabeyi bile onu kabul etmiyordu. Ondan kaçıyordu. Kanepeye oturdu, Eun. Duvarla bakışıyordu. Ağlamaktan gözleri yanıyordu. Daha fazla ağlayamazdı. Bir bebeği olursa ailesinin bebeği istemeyeceğini, bebek yaşamasın diye ne çabalara gireceğini düşünmek yerine ufak bir bebekle geçireceği tatlı zamanları düşündü. Suratında uzun zaman sonra tebessüm oluştu... ̶B̶i̶r̶ ̶H̶a̶f̶t̶a̶ ̶S̶o̶n̶r̶a̶ ̶ Genç kız, ne yapsa canı yanacaktı. İki seçeneği vardı. Ya ailesine bunu söyleyecek ya da onların haberi olmadan bebekten kurtulacaktı. Elinde hamilelik testi tutuyordu. Sonuç çift çizgiydi. Dakikada kaç kere yutkunduğunu bilmiyordu. Ağlamak istemiyordu. Bebeğine zarar gelmesini de istemiyordu. Telefonu eline alıp "Jeon Jungkook" olarak adlandırılmış numarayı aradı. Telefon cevaplanınca Eun, konuşamamıştı. En son Jeon konuşmuştu. 📞Jk "Eun? Orada mısın?" 📞Eun "Buradayım." 📞Jk "Sorun ne?" 📞Eun "Hamileyim." *...demişti tek nefeste. Ardından alt dudağını dişlemeye başlamıştı. Karşı taraftan bir süre ses gelmemişti. 📞Jk "Clubın önüne gelebilir misin?" *"Niçin?" diye sormak geçmişti içinden ama sormamıştı. Oldukları durumda bu sorunun bir önemi yoktu. 📞Eun "Geliyorum." *Arabanın anahtarını ve ceketini alıp evden çıkmıştı. Dar sokaklardan geçerken bile hiç çekinmeden vitesi altıya takmıştı. Cadde yolunda 210 basarak insanların gördüğünde muhtemelen söveceği hızda cluba varmıştı. Neyse ki şanslıydı. Haftanın ilk günü olmasına rağmen caddeler ve sokaklar bomboştu. Jungkook çoktan gelmişti. Arabadan inip yanına gitti, Eun. Jk "Niye bu kadar hızlı geldin?" *Eun, Jungkook'un sorusunu es geçerek kendi sorusunu sormuştu. Eun "Ne yapacağız?" Jk "Hastaneye gidelim, daha detaylı bir test yapsınlar." *Başıyla onaylamıştı. Hastaneye Jungkook'un arabasıyla gitmişlerdi. Test için kan vermişti, Eun. Dakikalardır bacağını titreterek hastane sandalyesinde oturuyordu, Eun. Jk "İyi misin, Eun?" *Eun tam cevap verecekken doktor odadan çıkmıştı. Dr "Min Eun?" Eun "Buyrun." *Doktor, kızı baştan aşağı süzüp gülümsemişti. Dr "Tebrik ederim, hamilesiniz." *Eun, yutkunup doktoru başıyla onaylamıştı. Jk "Bebeği istiyor musun, Eun?" *Bir süre duraklamıştı, Eun. Jungkook, bu davranıştan Eun'un bir bebek istemediğini varsaymıştı. Jk "Doktor bey, Eun bu bebeği istemiy-" Eun "İstiyorum." Dr "Eğer istemiyorsanız kürtajla aldırabilirsiniz. İyi düşünün." *Doktor gittiğinde, Jungkook; Eun'a döndü. Jk "Emin misin?" Eun "Onun da yaşamaya hakkı var. Hem... Bir bebek sahibi olmak çok güzel olabilir." *Jungkook gülümseyip, Eun'un elini tuttu. Alayla konuştu. Jk "Ama zorlukları da var biliyorsun değil mi? Mesela gece uyuyamamak gibi." Eun "Bu bir sorun mu? Onun için herşeye katlanabilirim." Jk "Beraber katlanırız." Eun "Anlamadım?" Jk "Yani eğer istersen benim evime taşın, bebeğimize beraber bakalım, hm?" Eun "Beni ve bebeğimi kabul ediyor musun, yani?" Jk "Ediyorum. Peki sen benim eşim olmayı kabul ediyor musun?" *Eun biraz düşünmüştü ama evet, kabul edecekti. O saatten sonra Eun'a yalnızca, Jungkook yardım edebilirdi. Eun "Ediyorum." *Jungkook, Eun'a sıkıca sarılıp başını öpmüştü. Jk "Size çok iyi bakacağım. Söz." *** *Eun ve Jungkook, Yoongi'nin karşısında oturuyorlardı. Yg "Bu kim, Eun?" Eun "Jungkook, işte..." Yg "Yattığın herif yani?" Eun "Ö-öyle." Yg "Utanmadan bir de buraya mı getirdin?!" Jk "Neyden utanacakmış? Yaptık bir hata bunun üzerinde bu kadar durmaya değer mi?" Yg "Hamile misin, Eun?" *Başıyla onaylamıştı genç kız. Bunun üzerine Yoongi histerik bir şekilde gülmüştü. Jk "Evet, hamile. Ama ben hem bebeğimizi hem de Eun'u kabul ediyorum. Bebeğime, babalık; Eun'a kocalık yapmaya razıyım." *** *O günden sonra Eun, rahat bir hayat sürmüştü. Jungkook ile birbirlerine aşık olmuş oğullarına kusursuz bir gelecek dürmüşlerdi. "Ya canım yanarsa," düşüncesi Eun'un aklından, Jungkook'a aşık olunca yok olmuştu. Yine de Eun, insanlar tarafından çok eleştiri almıştı. Önyargılı, geri kafalı kişilerden "Bu kadar genç anne olunur mu?" sorusunu çok duymuştu. Ancak bu yargıları bir kez olsun umursamamıştı. Telefonundaki "Jeon Jungkook" adlı numara da "Sevgilim ❤️" olarak değiştirilmişti. Jungkook ise verdiği sözü tutmuştu. Ailesine çok iyi bakmıştı. Onlara kraliçe ve prens muamelesi göstermişti. Tek derdi ailesi olmuştu. Jungkook'un hayranlarına göre ise "Eun & Jungkook" çifti, dönemin en iyi çifti seçilmeliydi... ^^ S O N (⁠♡⁠ω⁠♡⁠ ⁠)⁠ ⁠~⁠♪
@mydarkworlded_
@mydarkworlded_ 6 месяцев назад
Ayyy devamı biran önce gelmeli. Jungkook'un ilişkiye girdikten sonra kıza savurup atma muamelesi yapmadığına o kadar sevindim ki, en azından ikiside kendinde değildi ve yararlanma yok işin içinde Jungkookda bunun farkında. Kıza yaklaşımı ve hassasiyeti çok hoş, bayıldimm
@kurgularla_hayalet
@kurgularla_hayalet 6 месяцев назад
Teşekkürler ♥️
@elsinhubabilgic8022
@elsinhubabilgic8022 6 месяцев назад
Ya lütfen hemen devamı gelsin gelirse haber veririsiniz
@kurgularla_hayalet
@kurgularla_hayalet 6 месяцев назад
Geldiiii 🤎
@MioSea100
@MioSea100 6 месяцев назад
DEVAMMİİ NERDEEEE (yeni takipçin tatlım😊💜)
@kurgularla_hayalet
@kurgularla_hayalet 6 месяцев назад
Geldii ❤
@MioSea100
@MioSea100 6 месяцев назад
@@kurgularla_hayalet okumaya gidiiiyommmmm
@deniz189o
@deniz189o 6 месяцев назад
Acilen devamı gelmeliiii
@kurgularla_hayalet
@kurgularla_hayalet 6 месяцев назад
Geldiiii 💚
@Truck_oyuncudelisi
@Truck_oyuncudelisi 6 месяцев назад
İlk
@kurgularla_hayalet
@kurgularla_hayalet 6 месяцев назад
•Oppacı değilim. •Smut içermez. •Linç olmadığı sürece eleştirilere açığım. •Kurgudur. •Bana aittir. •Şarkıyla okuyunuz. •Diyaloglardaki yazım yanlışları kasıtlı yapılmıştır. •Küfür içerebilir. •Yazım yanlışları varsa, özür dilerim. •İSTEK ALIYORUM! 🎼:Frxzbie - Romeo Ve Juliet 🖋️:D€møn!©_fan 📜:Tanımadığın bi adamdan hamile kalırsın. ___________ °JEON Jungkook (Jk) °MİN Eun (Y/N) ~Hikaye《İkinci Bölüm!》 DİKKAT‼️ (Bu hikaye çoğunlukla yazarın ağzından yazılacaktır.) 🅗🅐🅣🅘🅡🅛🅐🅣🅜🅐 *𝑮𝒆𝒏𝒄 𝒌𝒂𝒅𝒊𝒏 𝒔𝒐𝒏𝒖𝒏𝒂 𝒅𝒐𝒈𝒓𝒖 𝒃𝒊𝒓 𝒂𝒅𝒊𝒎 𝒅𝒂𝒉𝒂 𝒂𝒕𝒎𝒊𝒔𝒕𝒊. 🅗🅐🅣🅘🅡🅛🅐🅣🅜🅐 🅢🅞🅝 Ağabeyinden aldığı memnun edici onay ile yüzündeki keskin tebessümle boş olan ilk bar sandalyesine kuruldu, genç kız. Ne içeceği hakkında en ufak bir fikri yoktu. Onu, düşüncelerinden kurtaran şey barmenin sesi olmuştu. Barmen=Br Br "Hoşgeldiniz, ne alırsanız?" *Eun'un aklına uzun zamandır alkol tüketmediği gelince ağır bir şeyler istedi canı. Aklından geçen ilk içki çeşidini dışarı aktardı. Eun "Soju. Soju, lütfen." Br "Peki, Efendim." *Özlemişti genç kız. İçkinin tadını aylardır almıyordu. Bu yüzden en ağırını söylemişti hiç düşünmeden. Soju shotu geldiğinde eliyle küçük bardağı kavrayıp bardağı tek dikişte bitirdi. Böyle böyle kaç bardak içtiğini hatırlamıyordu. Beşten sonra saymayı bırakmıştı. Barmen hayrete düşsede ağzını açamamıştı çünkü karşısında oturan kadın reşitti. Yani öyle düşünüyordu. Bir süre sonra bir tabure boşluk bırakarak az ötesine başka bir genç oturdu. Barmen bu simâyı tanıyordu. Genç adam, barmenle sohbetler eşliğinde meze niyetine İspanyol şarabını yudumluyordu. Gözleriylede önünde oturan; ufacık shot bardağından, sojuyu milim milim süzerek içen kadını izliyordu. "Kim bu, tanıyor musun?" Diye soru yöneltti barmene. Br "Hayır." "Anlaşılan içmeyi bilmiyor." Br "Yanılıyorsunuz. Neredeyse bir şisenin dibini gördü." *Hayrete kapılmıştı adam. Bu kadar çok içebilmesi için içkiyle arasında bir bağ olması gerekiyordu. Fakat çok genç görünüyordu. Sohbet etme bahanesiyle kadına yanaştı. "Merhaba." Eun "Huh?" *Gözlerini kırpıştırıp ona bakmıştı. Sohbetleri uzarken iki sarhoş gencin birbirine karşı kullandıkları fiziksel temas artıyordu. 𝐄𝐧 𝐛ü𝐲ü𝐤 𝐡𝐚𝐭𝐚𝐬ı𝐧ı 𝐲𝐚𝐩𝐭ığı𝐧ı𝐧 𝐟𝐚𝐫𝐤ı𝐧𝐝𝐚 𝐝𝐞ğ𝐢𝐥𝐝𝐢, 𝐄𝐮𝐧. Ona ayak uyduruyor veya onu takip ediyor, izinden gidiyordu. Düzgün düşünememek onu çok zorluyordu. Ancak cinsel arzu onu tutsağı yapmıştı. O genç ne derse onu yapmış, onunla gitmişti. Bilmiyordu. Bilemezdi. Ortada bir beden vardı ama ruhu yoktu. Zaten bu yüzden gencecik yaşında sūrtük muamelesi görecekti. 0rospu damgası yiyecekti, öz babasında. Peki o bunu ister miydi? Aklını kullanabilen her insan bunu kabul etmez benimsemezdi. Eun'un beyni esir alınmıştı, alkol tarafından. Bu yüzden sağlıklı düşünemeden derin çukura, çıplak ayakla adım adım yürüyordu, düşeceğini bilmeden... ̶E̶r̶t̶e̶s̶i̶ ̶S̶a̶b̶a̶h̶ ̶ Eun gözlerini; yoğun baş ağrısı yüzünden, oldukça parlak ışığın olduğu bir odada açmıştı. Birkaç defa gözlerini kırpıştırmak zorunda hissetmişti. En son gözlerini düzgünce açtığında beyaz tavana kilitlendi. Bir süre tamamen ayılana kadar yukarıyı izledi. Aklı kullanılabilirlik durumuna geldiğinde önce çıplak olduğunu sonra evinde olmadığını fark etti. Yan tarafına dönmeye çok korktu. Kesik ve sesli nefesler alıp vermeye başladı. Bir milimetre bile kıpırdayamadı. Yanında bir hareketlilik hissettiğinde ne zaman dolduğunu bilmediği gözlerini sıkıca kapattı. Genç adam mırıltılı sesler çıkararak uyandı. Çıplak olduğunu hemen kavramıştı fakat o bu durumu Eun kadar umursamadı. Henüz Eun'u bile fark etmemişti. Muhtemelen de kesik kesik ve sesli alınan nefesleri işitmese uykusuna devam edecek bir süre daha onun varlığından haberdar olmayacaktı. Başını kaldırıp, hafif doğrulduğunda yanında yatan, kaskatı kesilmiş ve büyüleyici bir güzelliği olan bedeni gördü. Şaşırmıştı çünkü dün onu buraya getirdiğini hatırlamıyordu. Ancak kız iyi görünmüyordu. "Hey," *Kızın gözlerini daha sıkı kapattığını görmüştü. "İyi misin?" *Eun konuşabilir miydi bilmiyordu. Ama konuşmazsa karşısındaki adam ısrar edecekti. Eun "Bilmiyorum." "Gözlerini açmak ister misin?" *Eun yavaşça gözlerini aralamıştı. "Korkuyor musun?" Eun "Bilmiyorum." "Bir şey soracağım." *Başıyla onaylanmıştı. "İlkin miydi?" Eun "E-evet..." *Genç adam dudaklarını birbirine bastırmıştı. Eun "Ya hamile kalırsam?" "Sanmam." Eun "Nasıl bu kadar eminsin?" "Gelende ilk birliktelikte olmaz bunlar." Eun "Umarım. Bu arada tek dekoltemi de mahvetmişsin." *Eun yalandan kıkırdamıştı. Kötü düşünmek istemiyordu. "Tanrım lütfen herşey yolunda ilerlesin. Şuan dalga geçiyorsamda sırf negatif düşünmemek için." diye geçirdi içinden. Göğsü sıkışıyordu. Nefes almak zor geliyordu. İçinde bir sıkıntı doğmuş, büyüyordu. Sanki yavaşça ruhunu teslim ediyordu, ama olduça yavaş. "Sarhoşken normalde kız getirmem. Ama dün ne olduğu hakkında hiçbir fikrim yok." Eun "Demek ki seni çok etkilemişim. Ha birde ismin ne senin?" *Gerçekten şaşırmıştı adam. Çünkü o ünlü bir oyuncuydu ve neredeyse her kızın hayallerini süslerdi. Yurt dışında bile tanınırdı. Sarhoş olduğu zamanlar doğruca evine gelirdi. Genelde sarhoş değilken, ilk adımı atan kadınlarla birliktelik yaşardı. Ama şuan karşısında, ona bakan güzelliği büyüleyici olan kızı sarhoşken evine getirmişti. Hem kız, onu tanımıyordu. Yani parasından haberdar değildi. Onunla olmasını çok isterdi. Onunla olursa da parası için olmazdı. Genç adamı, tanımaması adamın hoşuna gitmişti. Hiç bozuntuya vermek istemedi. "İsmim Jungkook. Ayrıca eğer istersen sana yeni bir dekolte alabilirim, hatamı telafi etmek için." Eun "Yok, hayır kalsın. Ben de Eun." *Genç adam yerdeki eşofman altını alıp yorganın altından üzerine geçirmiş ayağa kalkıp en küçük swit-shirtini aramaya başlamıştı. En küçüğü bile genç kadının bedenine çuval gibi olurdu. Ama kız çıplak kalamazdı. Swit-shirti alıp kıza verdi. Jk "Bu kalıbı en küçük olan swit. Ama sana büyük gelebilir. Ha birde reşitsin değil mi?" Eun "Evet, on dokuz yaşındayım. Sen?" Jk "Gençmişsin. Yirmi iki." Eun "Abimle yaşıtsın." Jk "Hadi şunu giyin sonra konuşuruz." *Genç kız üzerini giyinip alt kata inmişti. İçi kan ağlıyordu. Beyninde "Ya hamile kalırsam?" Sorusu yankılanıyordu. Bundan korkuyordu. Eninde sonunda bakireliğini kaybedecekti ama hamile kalırsa... Jk "Aç mısın?" Eun "Hayır." *Genç kızın telefonunun çalmasıyla kanı çekilmişti. Bakamamıştı bile. Genç adam telefonu alıp göz atmıştı. Baktığında bilinmeyen numaraydı. Hoparlöre verip telefonu açmıştı. 📞📞📞 📞Jk "Alo?" 📞"Efendim Clubın önünde duran 64가 8251 plakalı araç sizin mi?" *Genç kız başıyla onaylanmıştı fakat neden ağabeyinin arabayı orada bıraktığını anlayamamıştı. 📞Jk "Evet, evet. Birazdan gelip alırım." 📞"Tamamdır." *Genç kız büyük bir "Oh.." Çekmişti. Çünkü korkuyordu. Eun "Ben gideyim artık." Jk "Arabayla cluba kadar bırakayım bekle." *Genç kız itiraz etmemişti çünkü kasıkları normal olarak ağrıyordu. Arabaya binmeden önce Jungkook, Eun'a telefon numarasını vermişti. Yolda; Jungkook, genç kızla konuşmaya çalışasada Eun pas vermiyordu. Jk "Bir hafta sonra test yaptır. Numaramı verdim zaten. Sonucunu bana bildir. Hamile kalmayacağını bilsemde sen çok kaygılısın anlaşılan." Eun "Ya hamileysem?" Jk "Aldırırız. Kimsenin ruhu duymaz, merak etme." *Susmuştu genç kız. Cluba geldiklerinde genç adamla vedalaşmadan direkt arabaya binmişti. Hem arabayı sürüyor hemde içinde tutmaktan göle dönüşmüş göz yaşlarını serbest bırakıyordu. Bir yandan da hıçkırıyordu. Eve geldiğinde ağabeyinin odada deli, divane döndüğünü görünce donup kalmıştı kız. Eun "A-abi?" Yg "Nerede kaldın Eun?" *Odada fırtına öncesi sessizlik vardı. ^^ D E V A M E D E C E K (⁠。⁠・⁠ω⁠・⁠。⁠)⁠ノ⁠♡
@AeraMin-ft07
@AeraMin-ft07 6 месяцев назад
Ellerine sağlık gerçekden çok güzel olmuş 👌✨
@Asoliiss
@Asoliiss 6 месяцев назад
Cokkkkkkk güzel olmusss elimden geldiğince okumaya çalışıyorum hikayelerini gülümmmm❤
@kurgularla_hayalet
@kurgularla_hayalet 6 месяцев назад
Teşekkür ederim aşkmmmm 🤎🤎🤎🤎
@Asoliiss
@Asoliiss 6 месяцев назад
@@kurgularla_hayalet rica ederimmmm💋
@kurgularla_hayalet
@kurgularla_hayalet 6 месяцев назад
•Oppacı değilim. •Smut içermez. •Linç olmadığı sürece eleştirilere açığım. •Kurgudur. •Bana aittir. •Şarkıyla okuyunuz. •Diyaloglardaki yazım yanlışları kasıtlı yapılmıştır. •Küfür içerebilir. •Yazım yanlışları varsa, özür dilerim. •İSTEK ALIYORUM! 🎼:DAY6 - Love Me Or Leave Me 🖋️:D€møn!©_fan 📜:Tanımadığın bir adamdan hamile kalırsın. ___________ °JEON Jungkook (Jk) °MİN Eun (Y/N) ~Hikaye《Birinci Bölüm!》 DİKKAT‼️ (Bu hikaye çoğunlukla yazarın ağzından yazılacaktır.) Genç kız içinden geçeni yapamasada gözlerini kapatmış sert sıraya kollarını koyarak uyumak için -ki içinden geçen bu fakat birkaç dakikaya dersi başlayacak- daha konforlu bir alan oluşturmuş kendini tatmin etmeye çalışıyordu. Kulaklığından beynine dolan ritimle nefes alış verişleri düzene giriyordu. Vücudunu, uykunun kollarına bırakmak istiyordu ama yapamazdı. En azından, standart bahane olan; "Kestiriyorum," unsurunu öne sürmek adına gözlerini açmıyordu. Dış etkenlere karşı tamamen kendini kapamış muhtemelen iki dakika bile sürmeyecek uykusundan alabileceği en iyi verimi almaya çalışıyordu. Onu da ağabeyinin kadim dostu bozmuştu. Eun, sinirle başını kaldırıp kulağındaki kulaklığın kablosunu çekip, kulağından çıkarmıştı. Eun "Ne var?!" Jimin=Jm Jm "Sakin ol, Eun." *Eun göz devirirken ses tonunu ayarladı. Eun "Ne istiyorsun, Jimin Sunbaenim?" Jm "Heh, şöyle ya.. Biraz calm down." *Eun gözlerini kapayıp sakin olmaya çalışmıştı. Eun "Sorun nedir?" *Bastırarak söylenen cümlecikten, Jimin keyiflerin yerinde olmadığını anlamıştı. Daha fazla rahatsızlık vermemek için konuya girmişti. Her ne kadar şakalaşmak istesede bu defa konuyu şamataya bağlarsa dayak yiyebilirdi. Jm "Şey diyecektim, bu gece cluba mı gitsek he; ne dersin?" Eun "Bana niye soruyo'n? Git, abime sor." Jm "Sordum?" Eun "Sordun?" Jm "Sordum işte." Eun "He işte, o ne dedi?" Jm "Olabilir." Eun "Olabilire kaldıysa biz net gelmeyiz." *Başını tekrar kolları arasına gömdü genç kız. Fakat Jimin yerinde durmayıp kızın başını sıradan kaldırdı. Jm "Ya, kızım bi' dur. Daha cümlemi bitirmedim." Eun "He, ne diyeceksin yine?" Jm "Ama Eun isterse geliriz, dedi." Eun "Kim, kim?" Jm "Ne demek kim, kim?" Eun "Yani; kim, kim gidecek, anladın mı?" Jm "Öyle desene, salak. Mi-hi, Ta-ta, Jin Hyung, Hana, abin, sen, ben. Bu kadar." Eun "Namjoon ve Hoseok Oppa?" Jm "Onlara, club ters kaçarmış." *Genç kız, karşınında duran bedenin suratının aldığı ifadeye ve kurduğu cümleye karşı kendini tutamayıp kahkahayı patlatıvermişti. 𝓑𝓮𝓵𝓴𝓲 𝓭𝓮 𝓹𝓪𝓽𝓵𝓪𝓽𝓪𝓬𝓪𝓰𝓲 𝓼𝓸𝓷 𝓴𝓪𝓱𝓴𝓪𝓱𝓪 𝓸𝓵𝓪𝓬𝓪𝓴𝓽𝓲. Kim bilir? Eun "Ufak bi' kaçamak iyi mi olur, dersin?" Jm "Çok.." Eun "Öyle olsun bakalım." Jm "Aferin, lan!" *Kızın ensesine hafifçe vurdu. Bu davranışı onu gözlerinden alev çıkan bir Eun'la karşı karşıya getirmişti. Her an patlamaya müsait bir voklanı harekete geçirdiğini anlaması uzun sürmemişti genç adamın. Eun "Eline, koluna sahip çık sevgili Sunbaenim, çünkü çok sevdiğin kolunu kaybetmek istemezsin diye düşünüyorum." Jm "A-aman ya! Sana da ş-şaka yapmaya gelmiyor." Eun "Sanırım artık gidebilirsin." Jm "Şuan kovuluyorum galiba?" Eun "Kısmen." Jm "Giderim, bak." Eun "Git." Jm "Bak, gidiyorum." Eun "İki dakikalık uykumun içine s|çtın zaten, lagaluga yapmayı kes de git artık!!" Jm "Kalbimi kırdınız, hanımefendi." Eun "Defol artık yah!" Jm "İyi be!" *Jimin ortamı terk ettiğinde Eun, artık uyuyabilecek herhangi bir zamanını olmadığını biliyordu. Ağzından aldığı nefesi burnundan dışarı vermiş kalemkutusunda beklettiği telefonu çıkarıp ağabeyini aramıştı. 📞Eun "Alo?" Yoongi=Yg 📞Yg "Efendim, Eun?" 📞Eun "Cluba gideceğiz değil mi?" 📞Yg "İstersen," 📞Eun "İsterim!" *Karşı taraftan ufak bir kıkırdama duyulduğunda kız ağabeyinin de bu işte gönlü olduğunu anlamıştı. 📞Eun "Gidiyoruz değil mi?" *Diye, sormuştu hevesle. 📞Yg "Gidelim mi?" 📞Eun "Evet, evet. Gidelim lütfen.." 📞Yg "Gidelim, bakalım." 📞Eun "Peki, tamam. Görüşürüz biricik Oppam.." 📞Yg "Görüşürüz." *** *Okuldan çıkar çıkmaz son sınıfların bulunduğu kata koşarak çıkmıştı, Eun. Ağabeyi sınıftan çıktığı gibi boynuna atlamıştı. Ağabeyi işaret ve orta parmağı ile Eun'un burnunu kıstırmıştı, buna karşılık. Yg "N'aber, cüce?" Eun "Ayıp oluyor." Yg "Öylemiymiş?" Eun "Öyleymiş." *Ağabeyine sarılmayı bırakıp, elini ağabeyinin eline götürmüştü. İkisi beraber siyah Grand Cherokee Trackhawk model, Jeep markalı araçlarına -daha doğrusu Yoongi'nin arabası- binip tatlı sohbetleri eşliğinde evin yolunu tutmuşlardı. Aileleri ile aynı evde yaşamıyorlardı. Zaten anneleri bir kaç ay önce ona emanet edilen ruhu tanrısına teslim etmişti. 𝑨𝒚𝒏𝒊 𝒉𝒆𝒓 𝒄𝒂𝒏𝒍𝒊𝒏𝒊𝒏 𝒚𝒂𝒑𝒂𝒄𝒂𝒈𝒊 𝒈𝒊𝒃𝒊... *** Eve vardıklarında ikiside iki odalı, ufak evlerindeki tek kanepeye atmıştı kendini. Eun "Huh!" Yg "Açım ben." Eun "Ee, N'apim? Gel beni ye." Yg "Yerim ha." Eun "Yakalaya bilirsen..." *Ağabeyi Eun'a yaklaşınca oturduğu yerden fişek hızında kalkmış kanepenin arkasına atlamıştı. Eun "Tamam! Ramen haşlayacağım, bekle." Yg "Mısır da patlatsana, film izleriz." Eun "Kaçta gideceğiz ki?" Yg "Bende bilmiyorum. Jim söylemedi." Eun "Ara sor. Geliyorum şimdi." *Eun ramenleri hazırlamış ağabeyininkini ona uzatmıştı. Yg "Teşekkür..." Eun "Rica ederim de, Jimin Sunbaenim ne dedi?" Yg "On elli gibi çıkarız, dedi." Eun "Daha var yani." Yg "Aynen." *** Eun üzerine; dizlerinin üzerindeki, çapraz askılı, göğüs ve sırt dekolteli, siyah elbisesini ilk defa giyinme şansı bulmuştu. Elbisenin içerisinde kendini çok güzel bulmuştu. Ağabeyi sahte bir sinirle elbiseyi çıkarmasını söylesede bu pek genç kızın umrunda olmamıştı. Tekrar Jeep markalı arabaya binip atılan konuma sürdü Yoongi. Yol sona erdiğinde ağabeyinin elini sıkı sıkıya tuttu kız. İçeriye girdiler. Arkadaşlarının olduğu masaya adımladılar. Hoş. Gencecik kız hayatının ruhen biteceğini, ruhunun öleceğini bilmeden sonuna kendi isteğiyle, ayaklarıyla, adım adım yavaşça yaklaşıyordu. Mi-hi=Mh Mh "N'aber!?" *Sesi duyulmuyordu masadaki, oyana buyana yüksek sesli müziğin ritmiyle sallanan kızılın. Jm "Hoşgeldiniz!" Eun "Hoş bulduk!" Mh "Hadi dans edelim, Tae!" *Taehyung ve Mi-hi masadan ayrıldılar. Masada dört kişi kalmışlardı onlar gidince. Yg "Namjoon ve Hoseok yokmu!?" Jin "Bu ortam, onlara göre değilmiş!" *Yoongi başıyla onayladı. Eun "Hana nerede!?" *Çenesiyle az ileride lacivert elbiselil, kısmen yaşıtı bir herifle dans eden bir kız göstermişti, Jimin. Eun kıkırdamıştı. Eun "İçebilir miyim abi!?" Yg "Kontrolü sağladığın sürece sorun yok!" Eun "O zaman ben kaçtım!" *𝑮𝒆𝒏𝒄 𝒌𝒂𝒅𝒊𝒏 𝒔𝒐𝒏𝒖𝒏𝒂 𝒅𝒐𝒈𝒓𝒖 𝒃𝒊𝒓 𝒂𝒅𝒊𝒎 𝒅𝒂𝒉𝒂 𝒂𝒕𝒎𝒊𝒔𝒕𝒊. ^^ D E V A M E D E C E K (⁠。⁠・⁠ω⁠・⁠。⁠)⁠ノ⁠♡ (Kapak fotoğrafı güzel olmadı, kusuruma bakmayın.)
@_Yoonmin_Taekook_Hyunlix_
@_Yoonmin_Taekook_Hyunlix_ 6 месяцев назад
Harika olmuşşşşşşş, neden ayrıldılar ki?
@kurgularla_hayalet
@kurgularla_hayalet 6 месяцев назад
Bilmem ki. Siz hayal edin diye yazmamışım herhalde, hatırlamıyorum. Şuan sizin için yeni kurgu yetiştirmeye çalışıyorum 🤎
@_Yoonmin_Taekook_Hyunlix_
@_Yoonmin_Taekook_Hyunlix_ 6 месяцев назад
@@kurgularla_hayalet 💜💜💜
@CemileShanti
@CemileShanti 7 месяцев назад
Love win mv kamera arkasından geliyorum.. bu hikaye nasıl karşıma çıktı bilmiyorum ama tüm sahneler gözümde canlandı.. 😢 çok teşekkür ederim 😭😭
@kurgularla_hayalet
@kurgularla_hayalet 7 месяцев назад
Rica ederimm
@Jeonkim_taekookk
@Jeonkim_taekookk 7 месяцев назад
ALLLAHIIIIM BENİ KÖR ETTT KÖÖÖÖÖRRR #TAEKOOK
@kurgularla_hayalet
@kurgularla_hayalet 7 месяцев назад
Beğenmediysen okumana ve saygı sınırlarını aşarak yorum yapmana gerek yoktu. Fikrine saygı duyarım.
@Jeonkim_taekookk
@Jeonkim_taekookk 7 месяцев назад
@@kurgularla_hayalet KAÇINCI YÜZYILDA YAŞIYORSUN? YA DA YAŞIYOR MUSUN?
@kurgularla_hayalet
@kurgularla_hayalet 7 месяцев назад
@@Jeonkim_taekookk Neden birden bana düşman kesildiğini sorabilir miyim? Gereksiz bir nedenden dolayı seninle tartışmak istemiyorum çünkü.
@Jeonkim_taekookk
@Jeonkim_taekookk 7 месяцев назад
@@kurgularla_hayalet Düşman kesilmedim. Sadece bu tarz hikayeler artık uçuk kaçık kalıyor. Devir olmuş 2024, yeni mi Army oldunuz?
@kurgularla_hayalet
@kurgularla_hayalet 7 месяцев назад
@@Jeonkim_taekookk Dediğim gibi; görüşüne saygı duyarım. Kurgumu meyletmek zorunda değilsin. Fakat, hayır. Yeni Army olmadım. Bu tür kurgular yazmayı sevdiğim için yazıyorum. Rahatsız oluyorsan, okumak zorunda değilsin sonuçta zorla okutmuyorum
@deniz189o
@deniz189o 7 месяцев назад
Çok güzel olmuşş gözyaşı eşliğinde okudum kdkdkd
@kurgularla_hayalet
@kurgularla_hayalet 7 месяцев назад
•Oppacı değilim. •Smut içermez. •Linç olmadığı sürece eleştirilere açığım. •Kurgudur. •Bana aittir. •İstek alıyorum. •Şarkıyla okuyunuz. •Diyaloglardaki yazım yanlışları kasıtlı yapılmıştır. •Küfür içerebilir. •Yazım yanlışları varsa, özür dilerim. 🎼:Müslüm Gürses - Seni Yazdım 🖋️:D€møn!©_fan 📜: Kabusların yüzünden eski sevgilinin evine gidersin. ___________ °KİM Taehyung (Tae) °SHİN Ji-yeon (Y/N) ~Hikaye Şiddetli çığlıkla yattığım yerden sıçramış, sulu gözlerim açılabileceği kadar açılmış, soluk almaya çalışıyordum. Aldığım soluk boğazımı yırtacak gibi geliyordu. Göğüs kafesimin titrek bir ritimle inip kalkması üzerine daha da dolmuş olan gözlerimi silmek istemiyordum. Tam tersi daha da akmasını istiyordum. Haftalar boyunca aynı şeyi mi yaşamıştım? Soğuk ve kuru dudaklarımı dilimle ıslattım. O lanet kabuslar ne için eski olanlarda daha berbat ve fazla geliyordu bilmiyordum. Kendimi arkaya doğru boşluğa bıraktığımda, yatağa değil de uçurumdan aşağı düşüyormuşum gibi hissettim. Bu da daha fazla titrememi sağladı. Terler alnımdan ve boğazımdan zaten sırıl sıklam olan yastığa boncuk boncuk kayıyordu. Kendi terimin, derimdeki sürtünmesi derimi aleve veriyormuş gibi geliyordu. Yanağımdan, iki dudağımın arasına kayan damlayı, içinde yorgan topak olmuş olan nevresime sildim. Başımın altındaki ıslak yastığı kucakladım. Korkum dinmemişti. Dinememişti. İçim titriyordu. Hâlâ çocuk gibi korkuyordum. Yine uyuyamayacağımı anladığımda. Doğrulup bağdaş kurdum. Karanlığa doğru, ıslak kirpiklerimi kırpıştırdığımda yanağımdan aşağı bir dalma daha indi yakama. Üşüyordum ama ayağa kalkmaya da çok korkuyordum. Yatağın başlığına sırtımı yaslayıp dizlerime sarıldım. Titreyen ellerimle, yatak başının yanında duran komodinin üzerindeki bardağa zorda olsa sürahiden biraz su doldurup içmeyi denedim. En azından bunu becerebilmiştim. Sanki herşey bu zamanda başıma gelmeye ant içmiş gibiydi. Bir insanın başına nasıl üst üste bu kadar pislik bulaşabilir ki? Sanarsın, vücudumun bir parçası benden kopmuş da haftalardır yarası kanıyor, pıhtılaşmıyordu. Ciğerime doldurduğum oksijen bile zehirliydi âdeta. Onu mu utumamamıştım yoksa anılarımızı mı? Karanlıktan korkan ben, karanlıktan daha da korkmuştum, beni öldürmeye teşebbüs etmesiyle karalığı suçlamıştım. Hayat dolu olan ben ölüm korkusuyla boğulmuştum. Onsuz ölmekten korkmuştum. Eve bağlı kalmıştım. Sözde Dünya'yı gezecektim. Acınasıydı durumum. Neden bir erkeği unutamazsın ki? Yani onda unutamayacak kadar özle olan ne? Mukusla dolu burnumu bir kez daha çekmiş titrek nefesimi kontrol altına almaya çalışıyordum. Henüz burnumdan nefes alamıyordum. Yüzüme, ter nedeniyle yapışmış saç tellerini geriye ittirdim. Yine komodinin üzerindeki abajuru açtım. Bacaklarımın da titrediğini anca anlıyordum. Telefonumu komodinin üzerinde göremedim. Burnumu çekmeye devam ederken ayağa kalktım. Lambayı açtım. Camdan dışarı baktım. Havalandırması açık kalan pencereyi kapadım. Yağmur yağıyordu. Gök gürültüsünün sesini her duyduğumda -belki kiminize çok klişe gelecek- içimde bir tuhaflık doğuyordu. Göğsüm sıkışıyordu. Dünya bana dar geliyordu. Hiçbir yere sığamıyordum. Titriyordum. Her sakinleşmek istediğimde 𝒐𝒏𝒖𝒏 göğsünü arıyordum. Bana iyi gelen tek şey 𝒐𝒏𝒖𝒏 göğüsdü. Yorganın belli belirsiz iki köşesinden tutup yere doğru salladım. Telefon, gürültüyle yere düştü. Yorganı düzgün bırakmaya özenmeden yatağa bıraktım. Eğilip telefonumu avuçladım. Onu yatağa fırlatıp kendimi de yumuşak mindere bıraktım. Üzerimdeki tişörtü çıkarıp yere attım. Yatak başımdaki hırkanın içine girdim. Boğazlı hırkanın fermuarını sonuna kadar çektim. Başımı ellerim arasına aldım. Gördüğüm aptal kabus aklıma her gelişimde dönüp arkama bakıyordum. O katil orada mı diye kontrol ediyordum. Genelde olmuyordu ama korkuyordum işte. Şuan olmadığı gelecekte olmayacağı anlamına gelmiyordu sonuçta. Acaba o nasıldı? Bu durumda olduğumu hissedebiliyor muydu? Yerimi, bir başkası almışmıydı, acaba? Unutmuş muydu beni? Kime ne ki? Ben, unutmuştum. Yani, öyleydi sanırım? Kabul edemezdim. Onu, özlediğimi asla kabul edemezdim. Benim bir gururum vardı sonuçta değil mi? Aynı kabuslar çocukken, o günün gecesi, doğduğundan beri paçama yapışmıştı. Bir zamanlar annem beni kurtarmıştı o lanet kabuslardan. Annem öldüğünde ise yıkılmıştım. Kabuslar daha da yoğunlaşmıştı. Psikolojik olarak iyice kötülediğim bir döneme girmemi sağlamıştı, kabuslar. O dönem Taehyung ile tanışmıştım. Şaşırtıcı şekilde bana çok iyi gelmişti. Onunla birlikteyken, nadiren kabuslar beni feci korkuturdu. Onun dışında Güneş tepeye çıkana kadar uyuyabiliyor, huzurla da uyanıyordum. Gece yarılarında, kabus nedeniyle uyandığımda da beni sakinleştiriyordu. Beni tekrar uyutabiliyordu. Ayrıldığımızda, tamamen eskiye dönmüştüm. Kabuslar yine çoğalmıştı. Hoş değildi ama... Kabul etmek zorundaydım; özlemiştim onu. Çok özlemiştim. Yine onunla uyuyabilmek için gurursuz olmaya da katlanırdım. Problem değildi benim için. Tek istediğim onunla olmaktı. Onda huzur bulmaktı. İlgisizliğine de katlanabilirdim. Yanında olduğunu, burada olduğunu hissettirse yeterdi. Kan, ter içinde uyanmak yerine, onun göğsünde; huzurla uyanmayı tercih ederdim. Kabuslarla uyandığımda ise beni tekrar uyutmasını isterdim. Peki, o özlüyor muydu beni? Geceleri onun uyumasına engel olmama rağmen beni özleyebiliyormuydu cidden? Gerçi, benim yüzümden ayrılmıştık. Onun pişmanlığını yaşıyordum. Hatırlatmak bile istemiyorum. Lanet kafam. Tamamen benim yüzümdendi sanırım... Şuan ise aptal gibi onu istiyordum. Gitmesine izin verdikten sonra, onu geri istiyordum. Pişman mıydım? Hemde, köpek gibi... Tam şuanda burada olup beni kollamasını istiyordum. Bana sarılıp tekrar, "Buradayım, güzelim," demesini istiyordum. Onu uykusundan uyandırmak her ne kadar bencilce olsada mecbur gibi hissediyordum. Bana iyi gelecek tek şey oydu. Bunca zaman sonra -muhtemelen sadece bir kaç hafta oldu fakat yıllar geçmiş gibi hissediyorum- pes etmiştim. Direnmiştim fakat daha fazla direnmeyecektim. Ben ona geri dönecektim. Onun geri alacaktım. İsteyen istediğini düşünebilir. Ben daha fazla dayanmayacaktım. Keçi inadı da bir yere kadar sonuçta. Ellerimi suratımdan çekip arkamdaki telefonu elime aldım. Dirseklerimi, dizlerime yaslayıp öne eğildim. KakaoTalk* uygulamasına girdim. *KakaoTalk, Güney Kore'de kullanılan en yaygın çevrimiçi mesaj uygulamasıdır. Bir nevi bizdeki WhatsApp gibi diyebiliriz. 💬💬💬 💬-Rahatsız ediyorsan özür dilerim, Taehyung. 💬-Ama, sana ihtiyacım var. 💬-Gelebilir misin? 💬-Yani, lütfen. 💬-Biliyorum ayrıyız, seni rahatsız etmeye hakkım yok ve bu kadar yapışkan olmamalıyım ayrıca kendi başımı çaresine bakmayı öğrenmeliyim ama şuan sana gerçekten ihtiyacım var. ✔️02:37 *Beklemiştim ama cevap alamamıştım. Saat, 02:52 olmuştu. Onu, her ne kadar darlamak istemesemde ben ona çok alışmıştım. Onu aramayı çok düşündüm. Bir tarafım "Ara!" diyor, diğer tarafım "Arama o seni sevmiyor. Daha çok yıpranırsın," diyordu. Yıpranabileceğimi biliyordum ama ona ihtiyacım vardı. "Taehyung" ile adlandırılmış numaranın yanında artık kırmızı kalp yoktu. Göz yaşıyla silinmişti o kalp. Hatırlamak istemesemde hayat yüzüme o silleyi indiriyordu. Ne yaparsın? Bastım o numaraya. Çalıyor, çalıyor ve çalıyor ama açan olmuyor. Vaz geçmeyecektim. En azından bu gün vaz geçmeyecektim! Yerimde doğrulup terler içinde, hâlâ titreyen bedenimi süzdüm. Dün dolabın önüne gelişi güzel fırlattığım siyah eşofmanı yerden alıp altımdaki Real Madrid şortunun üzerine geçirdim. Üzerimdeki kırmızı, Palm Angels markalı hırkanın beni yağmurdan korumayacağını bilmeme rağmen onunla dışarı çıkacaktım çünkü ona en yakın sürede sarılmak istiyordum. Perçemlerimi, gece beni rahatsız etmemesi için örüp, geri kalan saçlarımla beraber tepeden at kuyruğu yapmıştım. Bozulmuş at kuyruğunu açıp elimle biraz müdahale edip tekrar eski haline getirdim. Dağınık yatağın üzerinde duran telefonu alıp hırkanın cebine koyduktan sonra cebin fermuarını da kapattım. 1+1 evimin kapısına geldiğimde kapının önündeki tek ayakkabımı ayağıma geçirdim. Taksi ile gitmek aklımdan geçsede bir kaç gündür işe gitmemiştim. Yeterli bakiyem yoktu. Hem yağmuru çocukluğumdan beri çok severdim. Temiz havanın da bana iyi geleceğini düşünüyordum. 🌚 Devamı altında 🌝
@kurgularla_hayalet
@kurgularla_hayalet 7 месяцев назад
🕷️ Devamı 🕸️ Apartmandan çıktım. Telefonumu, fermuarı kapatılmış cepten çıkarıp günlerdir hırkanın cebinde olan kablolu kulaklığı alıp telefona taktım. Çalma listesini başlatıp telefonu eşofmanımın cebine koydum. Kulaklığı hırkanın içinden geçirip kulağıma taktım. Kapşonu başıma geçirip ritimle yağan yağmurun altında onun evinin yolunu tuttum. Huzura kavuşmaya gidiyordum. Onun da gönlü olacaksa onunla yeni ve ter temiz bir sayfaya ilk satırları yazmak istiyordum. Evlerimiz birbirine çok mesafeli olmasada yürüyerek epey bir arası vardı. Derime değen her damlada içim rahatlıyordu, zihnim boşalıyordu. Yağmur beni mutlu ediyordu. Aklıma, Taehyung'u her yağmur yağışında nasıl yağmurun altına çekmeye çalıştığım geliyordu. Minik adımlarımı, hafif tempolu müziğin melodisini ve suratımdaki uykulu tebessümü bozan şey gök gürültüsü olmuştu. Yerimde sıçramam, dağılmış dikkatimi yerine getirirken adımlarımı hızlandırdım. Nasıl da özlemiştim kokusunu, gözlerinin kahvesini, yumuşacık saçlarını, kıkırdayışını, kahkahasını, tribini, sarılışını, tebessümünü, uykulu halini, kucağını, öpüşünü... Her şeyini çok özlemiştim... Her şeyiyle kabul etmiştim ben onu. İyisiyle kötüsüyle, kusuruyla mükemmelliğiyle: her şeyiyle kabul etmiştim. Ama her şeyiyle de terk etmiştim ben onu. İki kusurunu büyütmüşte büyütmüştüm. Kendimi kandırmıştım. Aşkımın solduğunu sanmıştım. Devam edemeyiz sanmıştım. Oysa ki çok yanılmışım... Gözlerim, bana ihanet edip kapanmaya çalışıyorlardı fakat izin vermeyecektim. Gözlerimi havaya dikip içine bir kaç yağmur damlasının girmesine izin verdim. Ayaklarım yere sabitlendiğinde nefeslerimin ritmi tekrar bozuldu. Geri dönme şansım vardı ama geri dönersem daha kötü olurdum. Daha da pişmanlık duyardım. Alt dudağımı dişlerken gözlerimin dolmasına engel olma gereği duymadım. Elim gitmiyordu. Kapıyı açmam gerektiğini biliyordum ama yapamıyordum. Kendime her ihtimali göze alarak buraya geldiğimi hatırlatıp yutkundum. Telefonda çalan listeyi durdurup kulaklığı topladım. Her ikisinide cebime tıkıştırdım. Titreyen ellerimle ağır kapıyı ittirdim. Sanki çok güç kullanmışım gibi apartmana girdiğim anda yeni açtığım kapıya yaslandım. Terleyen avuçlarıma baktım. Kendime, "Yapacaksın!" emrini verdikten sonra soğuk trabzanlara yaslanarak iki kat çıktığımda sekizinci kata tırmanmam gerektiğini hatırlayıp merdivenlerden vazgeçtim. Karşımda duran asansörü çağırdım. Saniyeler içinde gelen asansörün içine girip sekizi tuşladıktan sonra, zemine çömeldim. Üzerimden sular damlıyordu. Çiseleyen yağmurla çıkmış olsamda yağmur yolun yarısında şiddetlenmişti. Asansör her yeni kata ulaştığında nefesim daha da tıkanıyor her seferinde bir kez daha yutkunuyordum. Asansörün kapısı açıldığında gözlerim kararacak gibi olmuştu fakat hayır, bayılmamıştım. Asansörden çıkıp, daire kapısının önüne doğru yürüdüm. Yine yutkunup dudaklarımı birbirine bastırdım. Ardından zile bastım. Elbette açılmamıştı. Elim zorla zile çıktığı için zile ardı ardına bastıktan sonra bir kaç adım geri atıp beklemeye devam ettim. Homurdanışlar eşliğinde kapı açılınca onunla karşılaştım. Elleriyle gözlerini ovaladıktan sonra saçlarını kulağının arkasına sıkıştırdı. Tae "Ji-yeon?" -Taehyung... Bak, ben özür dilerim. Bu saatte seni rahatsız etmek istemezdim ama gerçe- Tae "Bu halin ne? Sırılsıklam olmuşsun. Geç içeri üşüteceksin." *Beni, içeri çekmesiyle sendelemiştim ama düşmemiştim. Tae "Bekle sana giyecek bir şeyler getireyim." *Ben ayakkabılarımı çıkarırken o bana çoktan siyah bir şort ve oldukça bol bir kırmızı, beyaz şeritli bir T-shirt getirmişti. Tae "Odayı biliyorsun. Değiş gel." *Utana sıkıla zaten yerini bildiğim yatak odasına gittim. Odaya onun kokusu sinmişti. Burnuma gelen o mis kokuyla gevşeyip üzerimdeki hırkayı çıkardım. Kapının tıklanmasıyla ıslak hırkayı tekrar giyindim. Tae "Islak giysilerini banyoya koyabilirsin, demeye gelmiştim." -Teşekkür ederim. *Üzerimi değiştikten sonra onun dediğini yapıp ıslak giysileri çamaşır sepetine attım. Oturma odasında Taehyung'u göremeyince ismini seslenme gereği duydum. -Taehyung? Tae "Mutfaktayım Ji-yeon." *Ben oraya giderken Taehyung'un içeri elinde iki fincanla girmesiyle duraksayıp içerideki kanepeye oturduk. Elindeki fincanın birini bana uzattı. İçerisinde sıcak çikolata vardı. Tae "Sorun ne Ji-yeon?" -Geceleri gördüğüm kabuslar çoğaldı... Tae "Anlıyorum." -Amacım seni rahatsız etmek değildi, özür dilerim... *Boğazıma oturan yumru nedeniyle konuşmak istesemde konuşamadığım için gözlerimden akmak isteyen yaşları serbest bıraktım, çünkü konuşmaya devam etmem gerekiyordu. -Ama olmuyor. Sensiz yapamıyorum. Ayrılığın ikimiz için de en iyisi olacağını düşünmüştüm fakat bu kadar pişman olacağımı tahmin etmemiştim. Ayrılığımızdan bu yana düzgün uyku uyuyamadım. Muhtemelen ben, sana çok alışmışım. Her yerde kokunu arayacak kadar çok özledim seni. Yatağa "Hayır, bu gün kabus görmeyeceğim!" diyerek girsem ne fayda, girdiğim gibi yüz hançer üstüne yatmış gibi hissediyorum. Kendimi, o kabusların gideceğine inandıramıyorum. Sen nasıl yaptın, bilmiyorum ama tekrar yap. Tekrar beni huzura kavuştur... *Bardağındaki sıcak çikolatayı yudumlarken dinliyordu sadece. Sözümü tamamlamam gerektiği kanısına varıp, son cümlelerimle noktalandırdım. -Lakin kendini sakın arada bırakma. Belki artık beni sevmiyorsundur -ki sevmiyorsan da saygı duyar pılımı pırtımı toplar defolup giderim. *O, bardağını sonlandırdığında, ben yalnızca ficanla bakışıyordum. Bardağı masaya koyduktan sonra bana doğru eğildi. Tae "Sözün bittiyse gidebilirsin." *Ne hızda dolduğunu bilmediğim gözlerimle ona bakmayı reddedip ayağa kalktım. Kupayı masaya bıraktım. Fakat o bileğimden tutup beni kendine çekti. Tae "Ama yatak odasına." *Başımı kaldırıp ona baktım. Ciddi miydi bu çocuk? Tae "Gözlerin ne çabuk doldu?" *Beni, kucağına çekip baş parmaklarıyla gözlerimi sildi. Ardından, dudaklarıma minik bir öpücük kondurdu. Beni, kucaklayıp yatak odasına götürdü. Tae "Kaç gündür uyuyamıyorsun?" -Ayrıldığımız günden bu yana. *Daha şimdiden mayışmış, uyku moduna almıştım kendimi. Tae "Hey, uyuyor musun?" -Huh? *Kıkırdayıp odaya girdi. Yatağa uzandığım anda onu daha sıkı kavrayıp bütün benliğimi, kokusunda sarhoş olduğum adamın bana bahşettiği huzurun kollarına bıraktım... ^^ S O N (⁠♡⁠ω⁠♡⁠ ⁠)⁠ ⁠~⁠♪ (Uzun süreden sonra adminimiz değil de ben kurgu yazabildim size. Şuan Wattpad uygulamasından da yazarlığımı sürdürüyorum. Oradan da beni destekleyin lütfen 🖤 Ayrıca istek yazarsanız beni çok mutlu edersiniz ❤ Beğenmenizi umut ederek böyle bir kurgu paylaştım. Hoşunuza gittiyse yorum yapıp, like atmayı eksik etmeyin. Unutmayın sizin güzel görüşlerinize ihtiyacım var 🤎)
@arazquliyev3402
@arazquliyev3402 7 месяцев назад
??😮😂😂😂❤❤
@kurgularla_hayalet
@kurgularla_hayalet 7 месяцев назад
Üzgünüm, ne demek istediğini anlayamadım.
@AlfaKehribar
@AlfaKehribar 7 месяцев назад
Geldim 🎉
@kurgularla_hayalet
@kurgularla_hayalet 7 месяцев назад
Hoşgeldin meleğim ❤️❤️❤️❤️
@Jensooxvq
@Jensooxvq 7 месяцев назад
Çokk güzel😻galiba Feride Özdinçin Ahmete yaptığı kışkırtma bölümünü yazmışsın. Ama çooooooooook mükemmel olmuşş😻😻😻😻😻
@kurgularla_hayalet
@kurgularla_hayalet 7 месяцев назад
Evettt 🤎🤎🤎
@kurgularla_hayalet
@kurgularla_hayalet 7 месяцев назад
Bu kurguyu yazarınız yazmadı he bakın ben yazdım ben admininizzz!!! ❤❤❤❤
@kurgularla_hayalet
@kurgularla_hayalet 7 месяцев назад
•Oppacı değilim. •Smut içermez. •Linç olmadığı sürece eleştirilere açığım. •Kurgudur. •Bana aittir. •İstek alıyorum. •Şarkıyla okuyunuz. •Diyaloglardaki yazım yanlışları kasıtlı yapılmıştır. •Küfür içerebilir. •Yazım yanlışları varsa, özür dilerim. 🎼:Ebru Gündeş - Çal Bu Gece (Speed up) 🖋️:D€møn!©_fan (ADMİN) 📜:Eski sevgilin ve arkadaşlarınla korku eni gidersin. ___________ °KİM Taehyung (Tae) °PAK Hana (Y/N) ~Hikaye -Saçmalamayı kes istersen, Lavinia! Lavinia= Lv Lv "Ya, hayır saçmalamıyorum. Ne olur sanki bir kez benim istediğim yoldan gitsen?" *Köpek gözleri, her ne kadar dayanılmaz da olsa bunu kabul edemezdim. Çünkü orada hâlâ aşamadığım biri de olacaktı. -Lavinia, bak. Tae de orada olacak ve ben onunla aynı yerde zaman öldürmeyi bırak iki saniye göz göze bile gelemem. Lv "Hadi ama Hana.. En fazla ne olabilir ki?" -Her şey olabilir Jun-Jung. Lv "Daha fazla gelmeyi red edeceksen tek başıma gideceğim. Fakat hatırlatırım Bayan Pak geçtiğimiz pazar gelmeyi reddettiğim mekana beni götürdün ve ben seni affettim." -Sen bana küs kalamazsın ki? Lv "İnadım, inattır. Bilirsin." *Biliyordum. Hem de fazlasıyla. Ama onunla da aynı ortamda kalmak istemiyordum. -Her neyse. O işe yaramaz için en yakın arkadaşımla aramı bozamam. Lv "Yaşasın!" *Bir çocuk gibi hoplayıp ellerini birbirine vuruyordu. -Tanrı âşkına dursana Lavinia. Du-dur artık. *Gülmekten konuşamıyordum bile. Lv "Tamam.. Hadi gidelim.." *Orta hespahada suran telefonumu, beyaz hoodiemin ön cebine koydum. Portmantodan bej rengi, pofuduk kabanı üzerime geçirdim. Süet botlarımla olmayan kombinimi tamamlayıp önümde deri botunun sıkışmış fermuarını yukarı çekmeye çalışan Lavinia'yı izlemeye başladım. -Hadi Lavinia. Lv "Geldim.." *** -Nerede kaldı bunlar? Lv "Sakin olun Bayan Pak. Geliyorlar.." *Arabanın kapısını açıp dışarı fırladı. Hızla sevgilisi Kyungsoo'nun boynuna atladı. Lv "N'aber bebeğim?" Kyungsoo=Kg Kg "İyidir minnoş." *Dudaklarını kısa süreliğine buluşturduktan sonra arka koltuğa geçtiler. Taehyung da mecburen benim yanıma oturdu. Tae "Nasılsın Hana?" -Olduğu gibi, Taehyung. Tae "Anladım. İş hayatın nasıl?" -O da güzel. Tae "Benimle konuşmak istemiyorsan, söyle. Ben de bileyim." -Araba kullanıyorum Taehyung. *Ortaya derin bir iç çekiş bırakıp önüne döndü. Onun yüzünden ayrılmıştık ya zaten. Onun ilgisizliğine daha fazla tahammül edemez hale gelmiştim. O da hiç tereddüt etmeden ayrılmayı kabul etmişti. Onunla kıyasla yıpranan taraf yine ben olmuştum. Kendimi dışarıdan gelecek olan iyi veya kötü etkenlere kapamış, aylarca depresyonda kalmıştım. Fake hesaptan onun popüler(?) yaşantısını izlemeyi sürdürmüştüm. Onun bensiz mutlu oluşu benim daha da kötülememe fayda sağlıyordu. Her şeye rağmen Lavinia, beni yoğun depresyondan kurtarmıştı. Benziklikte, kenara çekmiş olmam herkesi şaşırtmış olsada ne yaparsın arabanın temel öğünü. Olmazsa olmazı. Beni izleyen gözlere dikiz aynasından meşhur bakışımı sundum. -Ne? Benzin alacağım işte. Pompacı (petrol çalışanı) "Hoş geldiniz. Ne kadarlık?" -1.680.000 (bir milyon altı yüz seksen bin) Won'luk yap. (1.200 (bin iki yüz) Türk Lirasına tekabül etmektedir) Pompacı "Tamamdır." *Pompacının işi bitince yakıt deposunun kapağını kapatıp bana döndü. Pompacı "Nakit mi, kart mı?" -Kart olacak. *Elimi pofuduk kabanımın cebine götürdüm fakat cüzdanımı bulamadım. Orada olmayınca arabanın torpidosuna baktım fakat orada da yoktu. Lavinia ile dikiz aynasından kısa süreli mistik bakışmamızdan sonra söze girdim; -Aşkım ya ben cüzdanımı deri ceketimin cebinde unutmuşum bu seferlik depo parasını sen ödesen? "Tabii ki, Hayatım. Hiç sorun değil." *Sesin sahibi Lavinia değildi. Taehyung'du. Elindeki kartı pompacıya uzatıp post cihazından şifreyi tuşladı. O kartını, ben şifi aldıktan sonra kolay gelsin dileklerimizi sunduk. Ani gaza basışımla Tae bir an öne gidip geldi. -Amacın ne Tae? Tae "Teşekkür etmelisin Hana." -İyide sana "Mazot paramı öde." diyen mi oldu? Lv "Güzelim, benimde yanımda yoktu." -Teşekkür ederim. Tae "Duyamadım?!" -Çocuklaşma Kim. *Somurtup önüne döndü. Varış noktasına geldiğimizde arabayı köşeye çekip ilk inen kişi oldum. Herkes indikten sonra o lanet binaya ilerledik. Merdivenlerden çıkar çıkmaz başlayacağımızı bildiğim için daha da geriliyordum. Aniden duyduğum yüksek ve gırtlaktan gelen sesle yerimde sıçradım. X "Bulunduğunuz odada bulmanız gereken 4 sembol, 4 sayı var. 5 dakika içinde bu 4 sayıyı bulamazsan, ışıklar kapandığında aranızdan biri yok olacak." -Bizi soktuğun şeye bak Lavin! Lv "Susta, aradığımız şeyleri bulmaya odaklan." Tae "Ne o Hana korkuyor musun?" -Kapa çeneni Tae! *İskambil kağıtları ve çokça anlamsız sembolle kaplı odada sayı ve sembolleri bulmakta oldukça zorlanıyordum. -Buldum! Sinek, karo, kupa ve maça bunlardan kaç tane görüyorsanız sayın! Lv "Üç kupa var!" -Beş de sinek var. Tae "Sadece iki tane mi karo var? İyi bakın bi' ben iki saydım." Kg "Bi' tane de maça var işte." -Sırasıyla üç, beş, iki ve bir. Yani 3521 (Üç bin beş yüz yirmi bir). X "Hepiniz soldaki kapıdan içeri girin." *Arkamdan birisinin elektroşok ile geldiğini duydum. -Ananızı s!keyim! Beni niye sona attınız oğlum?! *Girdiğimiz odada raflar ve raflardada içinde değişik uzuvlar olan kavonozlar vardı. Lv "Cin bey! Bu odada ne yapmamız gerek acaba?!" X "Ortası delikli çerçeve ile doğru kavanozu eşleştirin." Kg "Aha bak burda göz var. İçinde göz olan kavonuzu ver aşkım." *Onlar eşleştirirken bende odayı inceliyordum. Aniden Taehyung arabamdan "Bö!" diye bağırınca bir çığlık kopardım. O kahkaha atarken ben hızlanan nabzımı düzeltmeye çalışıyor bir yandan da Taehyung'u yumrukluyordum. -Tanrı belanı versin Tae! Aklımı aldın! Kg "Tae gelde yardım et!" Tae "Bak burda beyin va- Ananı s!keyim!" *Çerçeveden Taehyung'a uzatılıp çekilen kol Taehyung'u korkutmuştu. Bu defa kahkaha atan taraf ben olmuştum. Tae "Lan, öyle aniden el uzatılır mı lan?!" Kg "Vampir dayı, doğru yaptık mı?!" X "Arkanda açtığım tünele bak." Kg "Kim? Ben mi? Vampir dayı gözünün yağını yiyeyim yapma. Ben buraya girersem altıma s|çarım." X "Hepinizin tek tek tünele girin. Fakat asla arkada kalan siz olmayın!" *En önden giden yine ben olmuştum. Ve yine benim önümde olan ne yediği bilinmez herif elektroşok çalıştırıyordu. -Ama bak siz kendinize sövdürtmeye çok meraklısınız herhalde. Bu işinde bi' raconu var kardeşim. Çık git lan önümden ebeni s!kmeyeyim! Kg "Ananı s!keyim benim gōtümü şokluyorlar burda! Hızlı gidin lan!" -İn misin, cin misin? Söyle burada be bøk yiyeceğiz?! X "Bu odada bulmanız gereken çok gizle 3 sembol var. Eğer sembolleri bulamazsanız sizin için ayrılık vakti." Lv "Ben buldum! Demons, yazıyor burada." *Bu oda tamamen boştu ve siyahla kaplıydı. -O sembol mü salak?! X "Hepiniz, sırtınızı duvara yaslayın ve tek sıra haline geçin! Peluş montlu! Odanın ortasına geç." -Benim günahım ne ya! X "Derhal ilk odaya dön!" -Bana bi' şey olursa seni dava ederim, donuna kadar alırım duydun mu?! X "Sağındaki odaya gir peluş!" -Peluş ne lan ¡t?! *Arkamda birinin olduğunu hissedip arkama döndüm. -Masken çok çirkinmiş. Git değiştir göz zevkimi bozma benim. X "İsmin ne senin peluş?" -Sana ne lan benim isminden, cismimden?! X "Bayıltın peluşu!" -Abi, özür dilerim abi! Bir anlık sinirle oldu yemin ederim. X "Adın ne peluş?" -Hana! Az önce çirkin dediğim abi kusura bakma ayıp ettim sana da biraz. X² "Önünde diz çök!" -Sırf hatırın için çöktüm, hadi. X "Yeşilli çocuk! Yanındaki kapıyı açıp içeri gir." Tae "Sen iste yeter abim." *Taehyung'un veya ötekilerin ne yaptığını bilmiyordum. Ama seslerini duyabiliyordum. Lv "Aşkım, ya buradan sağ çıkamazsak?" Kg "Çıkarız aşkım korkma. Senin yanında sevgilin var." -Cin abim yan taraftaki pezev3nk çifte sövebiliryormuyuz? X² "Sana serbest." *Ben söverken yanımdaki canavar kılıklı herifte beni kelepçeliyordu. -Abim, bak burda çok kan var, ölürüm ben burda! X "Sahte onlar korkma." -Demesi kolay. X "Peluş." -Buyur abim. X "Kaç arkadaşlarının yanına! Üç, iki..." *Elimde kelepçe kaçmaya çalışıyordum fakat mümkün mü? Arkadan kafasında Dali maskesi olan adam elindeki elektroşok ile arkamdan geliyordu. Son saniye çifte kumruların yanına ulaştığımda yere çöktüm. X "Yeşilli çocuk, ayağının altındaki kapağı kaldır aşağıya in." Tae "Görmüyo'm ki!" X "İn lan!" Tae "Heh! Ne yapacağım şimdi burada?" X "Anahtarı bul." Tae "Kolaymış. Buldum Cin hoca!" X "Arkadaşlarının yanına dön." *Taehyung geri döndüğünde tanıdık ses yine duyuldu. X "Aç, arkadaşının ellerini." Tae "Kimin?!" -Benim! Tae "Yanlız arkadaşın değil, sevgilin olacak Cin bey." -Taehyung bırak makarayı! *Ellerimi açıp göz kırptı. X "Tünele girin sağa dönün!" *Hepimi tünelde ilerlerken Lavinia'nın sesini duyduk. 🌚Devamı Altta🌝
@kurgularla_hayalet
@kurgularla_hayalet 7 месяцев назад
🕷️Devamı🕸️ Lv "Ya bırakın beni! Aşkım kurtarsana!" Kg "Geliyorum hayatı-" X "Sakın döneyim deme!" Kg "Özür dilerim sevgilim!" *Dediği odaya geldiğimizde tabutun içine kelepçelenmiş Lavinia ile karşılaşmayı hiç birimiz beklemiyorduk. X "Göreviniz, odada olan kasyı bulup şifreyi doğru girmek. Kasada anahtar var." *Tüm odayı aramamıza rağmen kasayı bulamamıştık. En son çok uzun olan tabut gözüme çarpmıştı. -Tae şu tabutun üzerinde! Kg "Çok yüksek." Tae "Kucağıma gel Hana." *Oraya ulaşmanın en kolay yolu bu olduğu için kabul ettim. Beni kucağına alıp oraya ulaşabileceğim şekilde kaldırdı. Ufak tahta kutuyu avuçlarıma aldım. -İndirebilirsin Kim. *Beni tamamen yere indirmeden suratlarımızı eşitledi. İyice yaklaşıp dudağımın kenarına ufak bir öpücük kondurdu. Tae "İzinsiz öptüğüm için özür dilerim." *Afallamış olmama rağmen kendime gelip kutunun şifresini çözmeye zorladım. -Lanet şey açılsana! X "İkinci odadaki kelimeyi hatırlıyor musunuz?" Lv "Vampir abi ben hatırlamıyorum, söyleyeyim mi?" X "Duvarda asılı olan pankarta harflerin karşıtı olan rakamlar var." *Gözlerimle etrafı aradığımda hızla bahsi geçen pankartı buldum. -Kelime neydi Lav? Lv "Demons." -Söylüyorum, gir Ta-ta. Tae "Ta-ta mı, barıştık mı yanii?." -Susta, dediğimi yap Kim. Anlık bi' şeydi o. *Yüzü düşmüştü fakat şuan umursamam gereken daha önemli bir şey vardı. -D-5, E-7, M-1, O-9, N-0, S-3. 571903 (Beş yüz yetmiş bir bin dokuz yüz üç.). Tae "Açıldı." *Kyungsoo minik sandıktan anahtarı alıp sevgilisinin bileklerini serbest bırakıtı. Ardından dudaklarına minicik bir öpücük bıraktı. -Cin hoca! Bizi bıraksan mı artık? *Sonunda kurtuluş kapısı açıldığında hep beraber dışarı çıktık. Arabayı park ettiğim yer doğru ilerlerken Lavinia'nın sesini duydum. Lv "Aşkom yakınlarda bir kafe var oraya gitsek ya, hm?" -Herkes tamamsa gidelim. *** Kafeye vardığımızda tamamen bir birine kilitlenmiş, aşıkları yüzümde ufak tebessümle izliyordum. Onları izlemeyi bırakıp Taehyung'a döndün. -Senin yüzünden bu durumumuz biliyorsun değil mi? Tae "..." -Belki biz de şuan onlar gibi olabilirdik. Tae "Daha iyisi olurduk." -Olurduk... Tae "E, olalım güzelim. Ben gerçekten çok pişmanım. Senin öylece gitmene izin verdiğim için de, sana ilgisiz davrandığım için de. Bu kalp hâlâ seni çok seviyor be kızım. Gel inat etme tekrar biz olalım ha? Yap bi' güzellik de, affet bu eşeğinil!" -Affedeyim hadi. Çünkü ben de bu eşeği çok özledim! *Hızla, beni o çok özlediğim kollarına aldı. Tae "Kokunu değiştirmişsin." -Eski kokumu sen bana alıp getirirdin çünkü. Tae "Ona tekrar döner misin?" -Sen getir, dönerim. ^^ S O N (⁠♡⁠ω⁠♡⁠ ⁠)⁠ ⁠~⁠♪
@btshikayeleri
@btshikayeleri 7 месяцев назад
Çok güzel olmuş aşkom ellerine sağlık emeğine de sağlık parmaklarınada sağlık inşallah istediğin abone sayısına istediğin her şeye kısa sürede ulaşırsın Aminn
@kurgularla_hayalet
@kurgularla_hayalet 7 месяцев назад
@@btshikayeleri teşekkürler 💟💟💟
@LALISAM_199
@LALISAM_199 7 месяцев назад
İlkkk❤
@kurgularla_hayalet
@kurgularla_hayalet 7 месяцев назад
Hoşgeldinnnnn 🤎🤎🤎🤎
@deniz189o
@deniz189o 7 месяцев назад
Cok güzel olmuş ama bir bölüm daha olmalıydı bence
@kurgularla_hayalet
@kurgularla_hayalet 7 месяцев назад
Dediğim gibi kötü olurdu isteyen çok olursa bir özel bölüm paylaşırım
@deniz189o
@deniz189o 7 месяцев назад
@@kurgularla_hayalet nolur gelssinnn
@kurgularla_hayalet
@kurgularla_hayalet 7 месяцев назад
♡İSTEK♡ •Oppacı değilim. •Smut içermez. •Linç olmadığı sürece eleştirilere açığım. •Kurgudur. •Bana aittir. •İstek alıyorum. •Şarkıyla okuyunuz. •Diyaloglardaki yazım yanlışları kasıtlı yapılmıştır. •Küfür içerebilir. •Yazım yanlışları varsa, özür dilerim. 🎼:William Singe - Love You Like Me 🖋️:D€møn!©_fan 📜:Çocukluk arkadaşınla yıllar sonra idol olarak bir araya gelirsiniz. (Final.) ___________ °JEON Jungkook (Jk) °LEE Sun-hi (Y/n) ~Hikaye《Altıncı Bölüm!》 🅗🅐🅣🅘🅡🅛🅐🅣🅜🅐 *Abim odadan çıktı. Bilgisayarın durduğu masayı incelediğimde çok ilgimi çeken bir kağıt gördüm... 🅗🅐🅣🅘🅡🅛🅐🅣🅜🅐 🅢🅞🅝 -Oppa. Bc "Hm?" -Şu kağıt ne? Bc "Bu kağıt mı?" *Eline alıp inceledi. Bc "İlk konserinin tahmini tarihi." -Ne zaman?! Bc "Hey, hey sakin ol küçük. Gelecek ayın ilk haftası gibi görünüyor. Fakat unutma bu yalnızca bir tahmin." -M/V çekimleri ne kadar sürer ki? Bc "Birkaç gün sürebilir. En fazla bir hafta." -Dans pratiği yapmam gerekmez mi? Bc "Özellikle M/V ve konserlerde koreografilerine çok dikkat etmen gerek." -Abimle beraber bir koreografi oluşturmuştuk. Şarkının ritminide ele alıp düzenleyeceğiz. Bc "Başka sormak istediğin bir şey var mı?" -Şey, ilk konserimde sadece fanlar olmayacak değil mi? Bc "Çıkış yapacağın bir konser olacak. Ve sen şimdiden çok ünlendin. Eminim ki pek çok idol, şirket patronu, netizen ve fan orada olacaktır." -Ah, şimdiden canım çıkana kadar çalışmaya başlasam iyi olacak sanırım. Bc "Üzgünüm Sun ama güzel ve yetenekli olmak senin suçundu. Bu yüzden elinden gelenin değil de bunun daha fazlasını yapmalısın. Şimdi geç olmadan şu şarkıya melodi hazırlayalım." -Peki Chan oppa. Ayrıca teşekkürler. *** -Ne yapmalıyım? Mh "Sakin olsana çocuk." -Ya abi, orada benim sahneye çıkmamı bekleyen milyon kişi var. Mh "Ee?" -Of.. Mh "Güzelim, bak biliyorum ama senin oraya çıkman gerek." -Çift dansını kiminle yapacağımı söylemediler? Mh "Biliyor olsaydım söylerdim." -Belki de sadece arka dansçıdır? Mh "Olabilir." Sahne görevlisi "Sun-hi Hanım sizi bekliyoruz." *Dikkatle beni sahneye taşıyacak/çıkaracak olan standa abimin yardımı ile çıktım. Onun güven veren bakışlarını ardımda bırakmak zorunda kalarak yavaşça yükselen standın hareketleri arasında dansımı aklımda canlandırdım, sonkez. Standın durduğunu hissettiğimde kapalı gözlerimi açıp nefes verdim. 🌚 Devamı Altta 🌝
@kurgularla_hayalet
@kurgularla_hayalet 7 месяцев назад
🧷 Devamı 🎵🎵🎵🎵🎵🎵🎵🎵 그 사람은 절대 밤 늦게 전화하지 않을 거예요. 하지만 나는 그가 밤새도록 술을 마셨다고 확신합니다. 그는 "Baby, where you at? I called you earlier but you ain't hit me back.". 며 안타까움을 드러냈다. 나는 묻는다. 그는 무너지고 있어, 난 그를 잃을 뻔했어... "Who the fuck were you with?". 나는 소리친다. 나는 열쇠를 움켜쥐고 "You better tell me where you at!". He said she fucked up but there's no taking it back. 💙 Çeviri 💙 𝐎 𝐠𝐞𝐜𝐞 𝐛𝐮 𝐤𝐚𝐝𝐚𝐫 𝐠𝐞ç 𝐬𝐚𝐚𝐭𝐭𝐞 𝐚𝐬𝐥𝐚 𝐚𝐫𝐚𝐦𝐚𝐳, 𝐡𝐚𝐲ı𝐫. 𝐀𝐦𝐚 𝐨𝐧𝐮𝐧 𝐛ü𝐭ü𝐧 𝐠𝐞𝐜𝐞 𝐢ç𝐢𝐲𝐨𝐫 𝐨𝐥𝐝𝐮ğ𝐮𝐧𝐝𝐚𝐧 𝐞𝐦𝐢𝐧𝐢𝐦. Ü𝐳𝐠ü𝐧 𝐠𝐢𝐛𝐢, "𝐁𝐞𝐛𝐞ğ𝐢𝐦, 𝐧𝐞𝐫𝐞𝐝𝐞𝐬𝐢𝐧? 𝐃𝐚𝐡𝐚 ö𝐧𝐜𝐞 𝐬𝐞𝐧𝐢 𝐚𝐫𝐚𝐝ı𝐦 𝐚𝐧𝐜𝐚𝐤 𝐛𝐚𝐧𝐚 𝐝ö𝐧𝐦𝐞𝐝𝐢𝐧." 𝐝𝐢𝐲𝐞 𝐬𝐨𝐫𝐮𝐲𝐨𝐫𝐮𝐦. 𝐎 𝐲ı𝐤ı𝐥ı𝐲𝐨𝐫, 𝐧𝐞𝐫𝐞𝐝𝐞𝐲𝐬𝐞 𝐨𝐧𝐮 𝐤𝐚𝐲𝐛𝐞𝐝𝐞𝐜𝐞ğ𝐢𝐦... "𝐊𝐢𝐦𝐢𝐧𝐥𝐞𝐲𝐝𝐢𝐧?" 𝐝𝐢𝐲𝐞 𝐛𝐚ğı𝐫ı𝐲𝐨𝐫𝐮𝐦. 𝐀𝐧𝐚𝐡𝐭𝐚𝐫𝐥𝐚𝐫ı𝐦ı 𝐚𝐥ı𝐲𝐨𝐫𝐮𝐦, "𝐍𝐞𝐫𝐞𝐝𝐞 𝐨𝐥𝐝𝐮ğ𝐮𝐧𝐮 𝐬ö𝐲𝐥𝐞𝐫𝐬𝐞𝐧 𝐢𝐲𝐢 𝐞𝐝𝐞𝐫𝐬𝐢𝐧!". 𝐇𝐞𝐫 ş𝐞𝐲𝐢 𝐛𝐞𝐫𝐛𝐚𝐭 𝐞𝐭𝐭𝐢ğ𝐢𝐧𝐢 𝐚𝐦𝐚 𝐛𝐮𝐧𝐮𝐧 𝐠𝐞𝐫𝐢 𝐝ö𝐧üşü 𝐨𝐥𝐦𝐚𝐝ığı𝐧ı, 𝐬ö𝐲𝐥𝐞𝐝𝐢. 🎵🎵🎵🎵🎵🎵🎵🎵 *Müziğin ritmine ayak uydurarak tüy gibi süzüldüm. Fanların çığlıkları özgüvenimi arttırmaya yetiyordu. 🎵🎵🎵🎵🎵🎵🎵🎵 나는 당신에게 모든 것을주었습니다! 그리고 그게 당신이 돌아서서 하는 전부입니다... 그 사람은 당신이 원하는 모든 것을 갖고 있었나요? For you to go and break your promise, I wanna know! 당신이 지키는 모든 비밀. I wanna know, 거짓말을 한 지 얼마나 됐나요? I wanna know, 그 사람도 나처럼 당신을 흥분시키나요? I wanna know, 그럼 그 사람도 내가 당신을 사랑하는 것처럼 당신을 사랑할까요? 그 사람은 나처럼 당신을 사랑하지 않을 거예요. She won't love you like me, baby! 그 사람은 나처럼 널 건드리지 않을 거야. She won't love you like me, baby! 나처럼 당신을 흥분시키지 않을 것입니다. She won't love you like me, baby! 그 사람은 나처럼 당신을 사랑하지 않을 거예요. 그 사람도 나처럼 당신을 사랑할까요? I wanna know... 💙 Çeviri 💙 𝐒𝐚𝐧𝐚 𝐡𝐞𝐫 ş𝐞𝐲𝐢 𝐯𝐞𝐫𝐝𝐢𝐦! 𝐕𝐞 𝐬𝐞𝐧𝐢𝐧 𝐚𝐫𝐤𝐚𝐧ı 𝐝ö𝐧ü𝐩 𝐲𝐚𝐩𝐭ığı𝐧 𝐬𝐚𝐝𝐞𝐜𝐞 𝐛𝐮... 𝐎, İ𝐬𝐭𝐞𝐝𝐢ğ𝐢𝐧 𝐡𝐞𝐫 ş𝐞𝐲𝐞 𝐬𝐚𝐡𝐢𝐩 𝐦𝐢𝐲𝐝𝐢? 𝐆𝐢𝐝𝐢𝐩 𝐬ö𝐳ü𝐧ü 𝐛𝐨𝐳𝐦𝐚𝐧 𝐢ç𝐢𝐧, 𝐁𝐢𝐥𝐦𝐞𝐤 𝐢𝐬𝐭𝐢𝐲𝐨𝐫𝐮𝐦! 𝐒𝐚𝐤𝐥𝐚𝐝ığı𝐧 𝐭ü𝐦 𝐬ı𝐫𝐥𝐚𝐫ı. 𝐁𝐢𝐥𝐦𝐞𝐤 𝐢𝐬𝐭𝐢𝐲𝐨𝐫𝐮𝐦, 𝐍𝐞 𝐳𝐚𝐦𝐚𝐧𝐝ı𝐫 𝐲𝐚𝐥𝐚𝐧 𝐬ö𝐲𝐥ü𝐲𝐨𝐫𝐬𝐮𝐧? 𝐁𝐢𝐥𝐦𝐞𝐤 𝐢𝐬𝐭𝐢𝐲𝐨𝐫𝐮𝐦, 𝐎 𝐝𝐚, 𝐬𝐞𝐧𝐢 𝐛𝐞𝐧𝐢𝐦 𝐠𝐢𝐛𝐢 𝐭𝐚𝐡𝐫𝐢𝐤 𝐞𝐝𝐢𝐲𝐨𝐫 𝐦𝐮? 𝐁𝐢𝐥𝐦𝐞𝐤 𝐢𝐬𝐭𝐢𝐲𝐨𝐫𝐮𝐦, 𝐏𝐞𝐤𝐢, 𝐨 𝐝𝐚, 𝐬𝐞𝐧𝐢 𝐛𝐞𝐧𝐢𝐦 𝐬𝐞𝐯𝐝𝐢ğ𝐢𝐦 𝐠𝐢𝐛𝐢 𝐬𝐞𝐯𝐞𝐜𝐞𝐤 𝐦𝐢? 𝐒𝐞𝐧𝐢 𝐛𝐞𝐧𝐢𝐦 𝐠𝐢𝐛𝐢 𝐬𝐞𝐯𝐦𝐞𝐲𝐞𝐜𝐞𝐤. 𝐁𝐞𝐛𝐞ğ𝐢𝐦, 𝐬𝐞𝐧𝐢 𝐛𝐞𝐧𝐢𝐦 𝐠𝐢𝐛𝐢 𝐬𝐞𝐯𝐦𝐞𝐲𝐞𝐜𝐞𝐤! 𝐒𝐚𝐧𝐚 𝐛𝐞𝐧𝐢𝐦 𝐠𝐢𝐛𝐢 𝐝𝐨𝐤𝐮𝐧𝐦𝐚𝐲𝐚𝐜𝐚𝐤. 𝐁𝐞𝐛𝐞ğ𝐢𝐦, 𝐬𝐞𝐧𝐢 𝐛𝐞𝐧𝐢𝐦 𝐠𝐢𝐛𝐢 𝐬𝐞𝐯𝐦𝐞𝐲𝐞𝐜𝐞𝐤! 𝐒𝐞𝐧𝐢 𝐛𝐞𝐧𝐢𝐦 𝐠𝐢𝐛𝐢 𝐭𝐚𝐡𝐫𝐢𝐤 𝐞𝐭𝐦𝐞𝐲𝐞𝐜𝐞𝐤. 𝐁𝐞𝐛𝐞ğ𝐢𝐦, 𝐬𝐞𝐧𝐢 𝐛𝐞𝐧𝐢𝐦 𝐠𝐢𝐛𝐢 𝐬𝐞𝐯𝐦𝐞𝐲𝐞𝐜𝐞𝐤! 𝐒𝐞𝐧𝐢 𝐛𝐞𝐧𝐢𝐦 𝐠𝐢𝐛𝐢 𝐬𝐞𝐯𝐦𝐞𝐲𝐞𝐜𝐞𝐤. 𝐒𝐞𝐧𝐢 𝐛𝐞𝐧𝐢𝐦 𝐠𝐢𝐛𝐢 𝐬𝐞𝐯𝐞𝐜𝐞𝐤 𝐦𝐢?, 𝐁𝐢𝐥𝐦𝐞𝐤 𝐢𝐬𝐭𝐢𝐲𝐨𝐫𝐮𝐦... 🎵🎵🎵🎵🎵🎵🎵🎵 *Partnerimin girmesi gereken kısma geldiğimde yavaşça çömeldim. Elimin tutulduğunu hissettiğimde ayağa kalkıp kişiye baktım. Jeon Jungkook?! 🌚 Devamı Altta 🌝
@kurgularla_hayalet
@kurgularla_hayalet 7 месяцев назад
🧷Devamın devamı 🎵🎵🎵🎵🎵🎵🎵🎵 Boy, 이러면 안 되는데... 다른 사람의 시트 사이에서 춤을 추는 일이 실제로 일어나고 있다는 것을 믿을 수 없습니다. 당신의 범죄 행위는 곧 나의 죽음이 될 것입니다... 당신은 나를 지금 이 순간에 가두었습니다. 하지만 그는 당신이 혼자 있을 때만 당신을 사랑할 것입니다. 이건 게임이 아니니까, 지금 어디 있는지 나한테 말해주는 게 좋을 거야. 아니, 아들아, 네가 모든 것을 망쳤으니 되돌릴 수는 없어. 나는 당신에게 모든 것을주었습니다! 그리고 그게 당신이 돌아서서 하는 전부입니다... 그 사람은 당신이 원하는 모든 것을 갖고 있었나요? For you to go and break your promise, I wanna know! 당신이 지키는 모든 비밀. I wanna know, 거짓말을 한 지 얼마나 됐나요? I wanna know, 그 사람도 나처럼 당신을 흥분시키나요? I wanna know, 그럼 그 사람도 내가 당신을 사랑하는 것처럼 당신을 사랑할까요? 그 사람은 나처럼 당신을 사랑하지 않을 거예요. She won't love you like me, baby! 그 사람은 나처럼 널 건드리지 않을 거야. She won't love you like me, baby! 나처럼 당신을 흥분시키지 않을 것입니다. She won't love you like me, baby! 그 사람은 나처럼 당신을 사랑하지 않을 거예요. 그 사람도 나처럼 당신을 사랑할까요? I wanna know... 💙 Çeviri 💙 𝐎ğ𝐥𝐮𝐦, 𝐛𝐮 𝐨𝐥𝐦𝐚𝐬ı 𝐠𝐞𝐫𝐞𝐤𝐭𝐢ğ𝐢 𝐠𝐢𝐛𝐢 𝐝𝐞ğ𝐢𝐥... 𝐁𝐚ş𝐤𝐚 𝐛𝐢𝐫𝐢𝐧𝐢𝐧 ç𝐚𝐫ş𝐚𝐟𝐥𝐚𝐫ı𝐧ı𝐧 𝐚𝐫𝐚𝐬ı𝐧𝐝𝐚 𝐝𝐚𝐧𝐬 𝐞𝐝𝐢𝐲𝐨𝐫 𝐨𝐥𝐦𝐚𝐧ı𝐧 𝐠𝐞𝐫ç𝐞𝐤𝐭𝐞𝐧 𝐲𝐚ş𝐚𝐧𝐝ığı𝐧𝐚 𝐢𝐧𝐚𝐧𝐚𝐦ı𝐲𝐨𝐫𝐮𝐦. 𝐒𝐮ç𝐥𝐮 𝐭𝐚𝐯ı𝐫𝐥𝐚𝐫ı𝐧 ö𝐥ü𝐦ü𝐦 𝐨𝐥𝐚𝐜𝐚𝐤... 𝐁𝐞𝐧𝐢 𝐛𝐮 𝐚𝐧ı𝐧 𝐢ç𝐢𝐧𝐝𝐞 𝐤𝐚𝐩𝐚𝐧𝐚 𝐤ı𝐬𝐭ı𝐫𝐝ı𝐧. 𝐀𝐦𝐚 𝐨 𝐬𝐞𝐧𝐢 𝐲𝐚𝐥𝐧ı𝐳𝐜𝐚, 𝐲𝐚𝐥𝐧ı𝐳 𝐤𝐚𝐥𝐝ığı𝐧𝐝𝐚 𝐬𝐞𝐯𝐞𝐜𝐞𝐤. 𝐁𝐮 𝐛𝐢𝐫 𝐨𝐲𝐮𝐧 𝐝𝐞ğ𝐢𝐥, 𝐧𝐞𝐫𝐞𝐝𝐞 𝐨𝐥𝐝𝐮ğ𝐮𝐧𝐮 𝐬ö𝐲𝐥𝐞𝐝𝐞𝐧 𝐢𝐲𝐢 𝐞𝐝𝐞𝐫𝐬𝐢𝐧. 𝐇𝐚𝐲ı𝐫, 𝐨ğ𝐥𝐮𝐦, 𝐡𝐞𝐫 ş𝐞𝐲𝐢 𝐦𝐚𝐡𝐯𝐞𝐭𝐭𝐢𝐧 𝐯𝐞 𝐛𝐮𝐧𝐮𝐧 𝐠𝐞𝐫𝐢 𝐝ö𝐧üşü 𝐲𝐨𝐤. 𝐒𝐚𝐧𝐚 𝐡𝐞𝐫 ş𝐞𝐲𝐢 𝐯𝐞𝐫𝐝𝐢𝐦! 𝐕𝐞 𝐬𝐞𝐧𝐢𝐧 𝐚𝐫𝐤𝐚𝐧ı 𝐝ö𝐧ü𝐩 𝐲𝐚𝐩𝐭ığı𝐧 𝐬𝐚𝐝𝐞𝐜𝐞 𝐛𝐮... 𝐎, 𝐠𝐢𝐝𝐢𝐩 𝐬ö𝐳ü𝐧ü 𝐛𝐨𝐳𝐚𝐜𝐚ğı𝐧 𝐤𝐚𝐝𝐚𝐫 𝐢𝐬𝐭𝐞𝐝𝐢ğ𝐢𝐧 𝐡𝐞𝐫 ş𝐞𝐲𝐞 𝐬𝐚𝐡𝐢𝐩 𝐦𝐢𝐲𝐝𝐢? 𝐒𝐚𝐤𝐥𝐚𝐝ığı𝐧 𝐭ü𝐦 𝐬ı𝐫𝐥𝐚𝐫ı 𝐛𝐢𝐥𝐦𝐞𝐤 𝐢𝐬𝐭𝐢𝐲𝐨𝐫𝐮𝐦. 𝐍𝐞 𝐤𝐚𝐝𝐚𝐫 𝐬ü𝐫𝐞𝐝𝐢𝐫 𝐲𝐚𝐥𝐚𝐧 𝐬ö𝐲𝐥𝐞𝐝𝐢ğ𝐢𝐧𝐢 𝐛𝐢𝐥𝐦𝐞𝐤 𝐢𝐬𝐭𝐢𝐲𝐨𝐫𝐮𝐦. 𝐒𝐞𝐧𝐢 𝐛𝐞𝐧𝐢𝐦 𝐠𝐢𝐛𝐢 𝐭𝐚𝐡𝐫𝐢𝐤 𝐞𝐝𝐢𝐲𝐨𝐫 𝐦𝐮?, 𝐛𝐢𝐥𝐦𝐞𝐤 𝐢𝐬𝐭𝐢𝐲𝐨𝐫𝐮𝐦. 𝐕𝐞 𝐬𝐞𝐧𝐢 𝐛𝐞𝐧𝐢𝐦 𝐠𝐢𝐛𝐢 𝐬𝐞𝐯𝐞𝐜𝐞𝐤 𝐦𝐢?, 𝐛𝐢𝐥𝐦𝐞𝐤 𝐢𝐬𝐭𝐢𝐲𝐨𝐫𝐮𝐦. 𝐒𝐞𝐧𝐢 𝐛𝐞𝐧𝐢𝐦 𝐠𝐢𝐛𝐢 𝐬𝐞𝐯𝐦𝐞𝐲𝐞𝐜𝐞𝐤. 𝐁𝐞𝐛𝐞ğ𝐢𝐦, 𝐬𝐞𝐧𝐢 𝐛𝐞𝐧𝐢𝐦 𝐠𝐢𝐛𝐢 𝐬𝐞𝐯𝐦𝐞𝐲𝐞𝐜𝐞𝐤! 𝐒𝐚𝐧𝐚 𝐛𝐞𝐧𝐢𝐦 𝐠𝐢𝐛𝐢 𝐝𝐨𝐤𝐮𝐧𝐦𝐚𝐲𝐚𝐜𝐚𝐤. 𝐁𝐞𝐛𝐞ğ𝐢𝐦, 𝐬𝐞𝐧𝐢 𝐛𝐞𝐧𝐢𝐦 𝐠𝐢𝐛𝐢 𝐬𝐞𝐯𝐦𝐞𝐲𝐞𝐜𝐞𝐤! 𝐒𝐞𝐧𝐢 𝐛𝐞𝐧𝐢𝐦 𝐠𝐢𝐛𝐢 𝐭𝐚𝐡𝐫𝐢𝐤 𝐞𝐭𝐦𝐞𝐲𝐞𝐜𝐞𝐤. 𝐁𝐞𝐛𝐞ğ𝐢𝐦, 𝐬𝐞𝐧𝐢 𝐛𝐞𝐧𝐢𝐦 𝐠𝐢𝐛𝐢 𝐬𝐞𝐯𝐦𝐞𝐲𝐞𝐜𝐞𝐤! 𝐒𝐞𝐧𝐢 𝐛𝐞𝐧𝐢𝐦 𝐠𝐢𝐛𝐢 𝐬𝐞𝐯𝐦𝐞𝐲𝐞𝐜𝐞𝐤. 𝐒𝐞𝐧𝐢 𝐛𝐞𝐧𝐢𝐦 𝐠𝐢𝐛𝐢 𝐬𝐞𝐯𝐞𝐜𝐞𝐤 𝐦𝐢?, 𝐁𝐢𝐥𝐦𝐞𝐤 𝐢𝐬𝐭𝐢𝐲𝐨𝐫𝐮𝐦... 🎵🎵🎵🎵🎵🎵🎵🎵 *Dansa devam ederken hâlâ nasıl onun benim partnerim olduğunu düşünüyordum. Hiçte zarif olmayan oldukça kaba donukuşlar rap partını girmesiyle vuruşlara dönüşmüştü. 🎵🎵🎵🎵🎵🎵🎵🎵 (I gave everything to you.) I gave everything to you! (And this is what you turn around and do.) Oh, baby.. (Did he have all, all that you wanted?) Yeah-yeah, yeah-oh-yeah! (For you to go and break your promise,) Ah yeah... 💙 Çeviri 💙 (𝐒𝐚𝐧𝐚 𝐡𝐞𝐫 ş𝐞𝐲𝐢 𝐯𝐞𝐫𝐝𝐢𝐦.) 𝐒𝐚𝐧𝐚 𝐡𝐞𝐫 ş𝐞𝐲𝐢 𝐯𝐞𝐫𝐝𝐢𝐦! (𝐕𝐞 𝐬𝐞𝐧𝐢𝐧 𝐚𝐫𝐤𝐚𝐧ı 𝐝ö𝐧ü𝐩 𝐲𝐚𝐩𝐭ığı𝐧 𝐬𝐚𝐝𝐞𝐜𝐞 𝐛𝐮.) 𝐎𝐡, 𝐛𝐞𝐛𝐞ğ𝐢𝐦.. (𝐎, İ𝐬𝐭𝐞𝐝𝐢ğ𝐢𝐧 𝐡𝐞𝐫 ş𝐞𝐲𝐞 𝐬𝐚𝐡𝐢𝐩 𝐦𝐢𝐲𝐝𝐢?) 𝐄𝐯𝐞𝐭-𝐞𝐯𝐞𝐭, 𝐞𝐯𝐞𝐭-𝐨𝐡-𝐞𝐯𝐞𝐭! (𝐆𝐢𝐝𝐢𝐩 𝐬ö𝐳ü𝐧ü 𝐛𝐨𝐳𝐦𝐚𝐧 𝐢ç𝐢𝐧,) 𝐀𝐡, 𝐞𝐯𝐞𝐭... 🎵🎵🎵🎵🎵🎵🎵🎵 *Son darbe ve, işte bitmişti. Derin soluklarla ciğerlerimi dolduruyordum. O pek benim gibi değildi. Heyecandan, her zaman vücudumu taşıyan kavallarım artık değişmeyen ağırlığımı taşıyamıyordu. Ciğerlerimin de farkı yoktu. Adeta bronşlarım içine oksijen doldurmayı reddediyordu. Alkış sesleri kulaklarımı şenlendiriyordu. "Lee Sun-hi!" çığlıkları beni benden alıyor midemdeki kelebeklerin sayılamayacak kadar hızlı kanat çırpmasını sağlıyordu. Fakat bir sorun vardı. Pek sorun sayılmasada bir sorundu işte. "Jk", "Jeon Jungkook", "Kookie" ve benzeri bağırışlar bana yapılan tezahüratları bastırıyordu. Ardından onun seyi duyuldu; Jungkook= Jk Jk "Hey çocuklar, bu gün tezahüratlarınız benim için olmamalı. Çünkü bu günün başrol oyuncusu sevgili Sun-hi." *"Buna gerek yoktu." diye fısıldadım. "Evet, vardı." diye fısıltıyla karşılık verdi o da. Tebessüm ederek mahçup oluşumu önüne serdim. -Şuan için hazırladığım tek parça buydu. Yani, bunun üzerine oldukça çok durdum. Yemin ederim size, dokuzumdan beri idol olmak istiyordum. Bu şarkıda o zamanlar ortaya çıktı. Tabi ki birçok değişiklik yaptım üzerinde fakat bu sözlerin bir tek bana ait olduğu söylenilemez. Geçmişte bıraktığım çok yakın bir arkadaşım vardı. İsmi, ne tesadüftür ki Jeong-guk'tu. Hm.. Soyismini hatırlayamıyorum maalesef. O da idol olmak istiyordu. Umarım olmuştur. Eğer hatırlayacaksa, ben Sun-hi. Lee Sun-hi. Küçüklüğümüzüm takma isimleriyle; ben, onun güneşi, o benim ayımdı. Soo-min de üçüncümüzdü. O bizden kısa olduğu için ona cüce gezegen derdik... *Jungkook'a döndüğümde gözlerinin dolmuş olduğunu gördüm. -Hey.. İyi misin Jungkook? Jk "Seonyudo Parkı, değil mi?" -Ne? *Sahnede olmamızı umursamadan kollarını sırtımda birleştirdi. Jk "Sen, osun. Sen, benim en yakın arkadaşımsın. Sen, benim Sun'umsun..." -S-sen beraber Seonyudo Parkı'nda doğaçlama dans edip gülmekten öldüğüm JJK misin?.. Jk "Evet Sun-r(h)i." *Satılmasına karşılık verip mutluluk gözyaşlarımın akmasına izin verdim. -Jk... Jk "Ri-ri..." -Sonunda buldum seni JJK. Kulağıma "Soo-min burada mı?" diye fısıldadı. "Evet, burada." diye karşılık verdim fanların çığlıkları arasında fısıltımı duyurmaya çalışarak. *** Gözlerden uzaklaşıp sahne arkasına geçmiştik. Kanepede oturuyorduk. Soo-min'i defalarca aramama rağmen duymuyordu. -Hayır, açmıyor. Jk "Konser çoktan bitti ama." -Fakat hâlâ dışarıda fazla ses var. *Tamamen saçlarıma odaklanmış onlarla uğraşıyordu. Jk "Kucağına yatsam olur mu? Aynı eski günlerdeki gibi?" *Tatlı köpek bakışlarına karşı "Hayır," demek mümkün değildi. -Yatabilirsin JJK. *Başını baldırlarıma koyup gözlerini kapattı. Jk "Güzelliğinden ödün vermemişsin. Aksine daha da güzelleşmişsin." -Jk. Jk "Hm?" -Bizim bir hayalimiz vardı. Beraber şarkı çıkaracaktı. Jk "Çıkaralım, Güneşim." ^^ S O N (⁠♡⁠ω⁠♡⁠ ⁠)⁠ ⁠~⁠♪ (Sonu böyle olmalı mıydı bilmiyorum. Fakat devam etsem daha kötü olurdu sanırım. Şarkı sözlerini en doğru şekilde Korece ve Türkçeye çevirmek için çok zaman harcadım. Affedin, lütfen. Yeni isteklerinizi bekliyor olacağım ❤️)
@IlaydaYalcn-bl8tf
@IlaydaYalcn-bl8tf 7 месяцев назад
WooooooooW çok iyiiiiiiiiiii
@_BTSUGA_7
@_BTSUGA_7 7 месяцев назад
Gelince haber verin armylerimmm <33
@kurgularla_hayalet
@kurgularla_hayalet 7 месяцев назад
Geldiiii 🤎🤎🤎
@Aespakarina.vpz97
@Aespakarina.vpz97 7 месяцев назад
İlk ❤
@BTS_and-StrayKids
@BTS_and-StrayKids 7 месяцев назад
Çok güzel olmuş yenş bölüm gelsin lütfennnn ❤🤲
@kurgularla_hayalet
@kurgularla_hayalet 7 месяцев назад
Bu gün atacağımm 💙💙
@softlisa9368
@softlisa9368 8 месяцев назад
Yeni bölüm hemen gelsin lütfennnnnn!!!! ❤çoooo...k güzellll!!🎉😊bekleyemem❤❤❤❤
@05BuBuMad11
@05BuBuMad11 8 месяцев назад
Yeni bölümü hızlı at doğum günümü bile bu kadar beklemedim heeee.Bu arada çok iyi yazıyorsun ellerine sağlık seni her zaman desteklerim bunu unutma seni ve kanalını da çok seviyorum ❤❤❤❤❤❤
@kurgularla_hayalet
@kurgularla_hayalet 8 месяцев назад
Yerim amaaa teşekkür ederim gerçekten beni çok mutlu ettinn elimden geldiğince hızlı olacağımm bende seni çok seviyorum çok sağolll 🤎💚🧡💗
@05BuBuMad11
@05BuBuMad11 8 месяцев назад
@@kurgularla_hayalet rica ederimmmmm <333333333❤️❤️❤️❤️❤️
@deniz189o
@deniz189o 8 месяцев назад
Aşırı iyi olmuş yeni bölümü musait olduğun en kısa zamanda atarsan çok sevinirim.
@kurgularla_hayalet
@kurgularla_hayalet 8 месяцев назад
Kesinlikle öyle yapacağım 🧡🧡
@deniz189o
@deniz189o 8 месяцев назад
@@kurgularla_hayalet bekliyorumm❤
@deniz189o
@deniz189o 8 месяцев назад
Bence hikâye aşırı güzel . Karışık diyen olmuş ama öyle düşünmüyorum çok iyi . Hele ki Amon un hem komiser hemde şirkete çalışıp iyi şeyler yapması çok iyi . Sadece o katilin Amon u öldürmeye kalkışması olmadi hikayeyi okurken Amon un herşeyi haledip Jk ile mutlu olmasını hayal etmiştim . Halletti ama başka şekil olsa da olurdu . Ama şöyle bir şey var ki senin o durumdayken bile bizlere hikâye atmaya çalışman ve bu kadar güzel bir hikaye çıkarman bile yetiyor. Hikâye cooook iyi eline sağlık
@kurgularla_hayalet
@kurgularla_hayalet 8 месяцев назад
Yanımda senin gibi güzel ve tatlı insanlar olduğu sürece burada olacağım. Her ne olursa olsun sonuna kadar size hikayeleri yetiştireceğim. İyiki varsın, iyiki varsınız 🧡😍😚
@deniz189o
@deniz189o 8 месяцев назад
@@kurgularla_hayalet ben her zaman burda olmaya ,yanında olmaya , seni desteklemeye hazırım . Sende iyi ki varsın 💓
@RamsinghMeena-x6f
@RamsinghMeena-x6f 8 месяцев назад
💔💝💖😭🥀😍💗
@btshikayeleri
@btshikayeleri 8 месяцев назад
Çok güzel olmuş 😍💓
@kurgularla_hayalet
@kurgularla_hayalet 8 месяцев назад
Çok sağoll ♥️♥️
@Jungkookxwps
@Jungkookxwps 8 месяцев назад
Yaa çok güzeldi
@kurgularla_hayalet
@kurgularla_hayalet 8 месяцев назад
Teşekkür ederimmmm 🤎🤎
@Truck_oyuncudelisi
@Truck_oyuncudelisi 8 месяцев назад
İlk
@kurgularla_hayalet
@kurgularla_hayalet 8 месяцев назад
♡İSTEK♡ •Oppacı değilim. •Smut içermez. •Linç olmadığı sürece eleştirilere açığım. •Kurgudur. •Bana aittir. •İstek alıyorum. •Şarkıyla okuyunuz. •Diyaloglardaki yazım yanlışları kasıtlı yapılmıştır. •Küfür içerebilir. •Yazım yanlışları varsa, özür dilerim. 🎼:Jungkook - Hate You 🖋️:D€møn!©_fan 📜:Çocukluk arkadaşınla yıllar sonra idol olarak bir araya gelirsiniz. (Karşılaşma.) ___________ °JEON Jungkook (Jk) °LEE Sun-hi (Y/n) ~Hikaye《Beşinci Bölüm!》 🅗🅐🅣🅘🅡🅛🅐🅣🅜🅐 -İlk şarkımı çoktan yazdım.. 🅗🅐🅣🅘🅡🅛🅐🅣🅜🅐 🅢🅞🅝 Ichika= Ic Ic "Ciddi misin?! Ne çabuk?" -Aslına bakarsan ilk şarkımı stajyerliğimden de önce yazmıştık. Ak "-tık?" -Ha doğru ya size söylemeyi unuttum. Yani abimle beraber yazmıştık. Bu arada Amaris nerede? Ic "Dansını geliştirmek için daha fazla çalışıyor." -Onun için üzgünüm. İdol olmak hepinizin hayali. Ve bunu hakediyoruz da. Ic "Haklısın." Ak "Ee.." -Ee? Ak "Sen bize daha fotoğrafları göstermedin ya." -He.. Gelin göstereyim. *** Tam başımı soğuk yastığa koymuş kendimi uykunun kollarına bırakacakken odanın kapısı alacaklı gibi çalmaya başladı. Ak "Kim lan bu?" Ic "Biriniz kapıyı açsın.." As "Uykumun içine tükürdünüz ya!. Ben bakarım. Biriniz de şu üşengeç k|çını kaldırıp kapıyı açamıyorsunuz. Kim ki bu?" *Kapıyı açtığında donup kaldı. Ak "Ne oldu Ams?" Mh "Üzgünüm canım. Yanlış gelmedim değil mi, Sun burada yani?" As "İçer-" -Ne var abi!? *Yerimden zıplayarak kalktım. Amaris'in ranzasının demirine takılı olan siyah, saten sabahlığı kaptım. Abim ve Amaris'in yanına gittim. Amaris'in kısa, dantelli geceliğinin üzerinden, omuzlarına sabahlığı bırakıp onunla Amaris'i sarıp içeri postaladım. Mh "Kimdi o deli be?" *Fısıldayışına karşılık kendimi tutamayıp kahkahayı patlattım. Sonra ne yaptığımı fark edip ağzımı hemen kapattım. -Sen ne için gelmiştin? Mh "Ben ne için gelmiştim?. Güzel soru.. Hah! Seni fırçalamak için gelmiştim. Fotoğrafların basılmış boy boy magazinlerde dolaşıyor haberimiz yok!" -Ney ney? Mh "He.. Şirketin her tarafı seninle dolu. Bizim gurubun papucu dama atılacak bu gidişle. Sen ne ara benim yerimi kaptın?" -Benim niye haberim yok bundan? Mh "Sus! Bide ilk günden 10B takipçi kapmışsın, pis primci!" -Bi' bağırmasan mı? Mh " Tamam tamam. Yazdığımız şarkı vardı ya, onula mı çıkış yapacaksın?" -Evet. Mh "Ben de Jyp'ye öyle dedim zaten. Yarın odamın kapısına gel. Chan hyung şarkını besteleyecek. Artık nası' bi' melodi istiyorsan öyle yapar." -Tamam. Mh "İyi geceler bebek.." *Kulağıma yaklaşıp fısıldadı; Mh "Ayrıca, o deliden uzak dursan iyi olur." *Gülmemek için kendimi zor tuttum. -Sana da iyi geceler yakışıklı çocuk... *Kapıyı kapatıp içeri girdim. Hepsi bana çok garip bakıyordu. As "S-stray Kids'ten, Min-Minho'nun seninle işi ne?" -Tanrım.. Seni neden bu kadar alakadar ediyor? As "Dünya yakışıklısı bir çocuk kapımıza geliyor ve bilin bakalım kimin için? Bizim aptal Sun-hi'miz için! Birde beni içeri itiyorsun! Belki seninle konuşmaktan vaz geçip benim gibi bir güzellikle konuşacaktı!?" -Sevgilim, Amaris sevgilim! Tamam mı? As "H-ha?" *Öteki kızlar bize "Ne oluyor?" bakışı atıyorlardı. Amaris bozulmuştu. Abime yalaklanmasın diye yalan söylemiştim. Ama onun güzelliği de ortadaydı. Gerçekten güzeldi. Göz devirip yatağıma girdim. Hâlâ söyleniyordu. Buna katlanamazdım. Kulaklığımı takıp sakin bir şarkı başlattım; Jeon Jungkook "Hate You" ferahlatıcı sesi kusursuzdu. Şarkının anlamı da mükemmeldi. 𝓚𝓮𝓼𝓴𝓮 𝓸𝓷𝓾 𝓽𝓪𝓷𝓲𝓶𝓪 𝓼𝓪𝓷𝓼𝓲𝓶 𝓸𝓵𝓼𝓪𝔂𝓭𝓲... *** Uyandığımda başımda beni dürtükleyen Aykız ve Ichika'yı görmeyi beklemiyordum. -Ne oluyor? Ic "Kusurumuza bakma ama biraz telefonunu karıştırmış olabiliriz." -Sakladığım bi' şey yok. Bu yüzden sorun değil. Ak "Tamam, artık kalksan iyi edersin." -Saat henüz çok erkenmiş gibi hissediyorum nedense. Ic "Öyle zaten." -Hey! O zaman beni neden bu kadar erken uyandırdınız?! Ak "Salak kız, telefonuna baksan iyi edersin." *Telefonu elime alıp ekranını açtım. 57 görülmemiş mesaj ve cevapsız 21 çağrı! -Abim beni kesecek! Ak "Sana iki kötü haberimiz var. Önce hangsini söyleyelim?" -En az kötü olan lütfen. Ak "Abin kapıda." -Ne! Bundan kötü ne olabilir? Ic "Ve.. Amaris onunla flört ediyor." -Seni h@fişe! Abime yaklaşmaması için ona, onunla sevgili olduğumu söylemiştim. Ic, Ak "Biliyoruz?" *Yerimden fırlayıp yanlarına gittim. Abim; dalgayla karışık harbiden Amaris ile flört ediyordu. Boğazımı temizleyip yanlarına yaklaştım. -Ne için gelmiştin ab- yakışıklım? *Amaris suskunlaştı. Abim ise tek kaşı yukarıda konuştu; Mh "Uyuyan güzel hazretleri de uyanmış..." -Üzgümün planımızı tamamen unutmuşum. Üzerimi hızla değiştirip geleceğim. Lütfen beni burada bekle bebişim. *Daha da hayrete kapılmasına izin verip içeriye geri döndüm. Altımda siyah bir şort vardı. Üzerimdeki mavi Gençlikspor tişörtünü umursamayıp üzerine siyah hoodie geçirdim. Ayna karşısında ellerimle saçlarımı tarayıp göz pınarlarımda bir şey olma ihtimaline karşı parmaklarımla orayı temizledim. Hızla yanlarına döndüm. -Gidebiliriz.. *Elini tuttum. Kaşları çatık bana bakan abim beni durdurdu. Mh "Benim hoodiemin değil mi bu, sende ne iş?" -Canımın içisi.. Bu aylardır bende be gülüm. Mh "Hırsız farem. Yürü." *Amaris'in sinirlendiğini biliyorumdum. Mh "Neden bana iltifat ediyo'dun?" -Amaris'in seni her gördüğünde ağzının suyunun aktığını görmüyor musun? Mh "Eğelenceliydi." -O h@fişeyle işin ne?! Mh "Güzel kız?" -Evet güzel fakat onun egosu insanı üç güne kalmaz öldürür. Mh "Tanrım.. Onunla çıkmayacağım Sun. O kız üç güne kalmaz beni aldatır." *Ağzımdan ufak bir kahkaha kaçmıştı. -Amaris'e senin, benim sevgilim olduğunu söyledim. *Etraftaki insanları umursamadan seslice güldü. Kolunu omzuma attı. Mh "Chan Hyung'un odasına geldik, aynı anneden doğma SEVGİLİM." *Saçlarımı karıştırdıktan sonra kapıyı 'laps' diye hiç düşünmeden açtı. Chan oppa başını aniden bizim tarafımıza çevirdi. Daha sonra gözlerini sıkıntıyla kısıp konuştu; Bangchan= Bc Bc "Minho... Bu aptal huyundan ne zaman vaz geçeceksin?" Mh "Asla?" -Peki.. Saygısızlığımız için özür dileriz Chan oppa, hakat şimdi gerçekten şarkımın melodisine odaklansak? *Dudaklarını içeri kıvırarak ufak bir tebessümü bana sundu ve yanındaki sandalyeyi pat patladı. Gidip oturdum. Mh "Ben gidiyorum." *Abim odadan çıktı. Bilgisayarın durduğu masayı incelediğimde çok ilgimi çeken bir kağıt gördüm... ^^ D E V A M E D E C E K (⁠。⁠・⁠ω⁠・⁠。⁠)⁠ノ⁠♡
@NesibeYldrm-zy4ug
@NesibeYldrm-zy4ug 8 месяцев назад
Sonu mutlu bitseydi keşke çok üzüldüm ama yinede sade olmuş elerine sağlık
@kurgularla_hayalet
@kurgularla_hayalet 8 месяцев назад
Daha önce mutlu bitirdiğim için çok linç ve eleştiri almıştım değiştirdiğimde ortaya bu çıktı. Yine de teşekkürler 💟💟