Hayatı "yeteri kadar" olan birinin düşünce deposu. Bugün 'böyle' dediklerime yarın 'şöyle' diyebilirim. Şaşırmayınız efendim. Süreklilik gösteren bir değişim, dönüşüm içerisindeyim.
Nerdeyse 1 senedir psikologla görüşüyorum ve annemle olan ilişkimi tanımlama şeklim sevgisizlik ya da koca bir boşluk olarak gördüğmü fark etmek çok zordu sanırım bem bir gruba girmek yerine bile onun boşluğunda kaybolmayı seçtim ve sanıyorum ki yavaş yavaş boşluğu kendiyle bırakma vakti geldi ve bir hayata başlıyorum kendimi affediyorum ve sanırım o boşluğu kendiyle baş başa bırakma zamanı geldi aramızda kalsın zaten fazlalıktım oraya 🥹
Kendine annenmiş gibi davranırsan kendin için hayırsız evlat olursun. (Kendinizi hiç zorluk altında bırakmazsanız rahatınıza düşkün olursanız gelecekte umutsuz vaka olma şansınız yüksektir.)
Sana katılıyorum yaratıcılık bence de akışta ortaya çıkar yani deneyimlerime göre yeni bir şey oluşturma kaygısı sanki yaratıcılığı kaçıran bir durum maalesef :/ Bu arada verdiğimiz cevaplar kadar yaratıcı olduğumuz düşüncesini aşırı sevdim 🩷
"Ben hata yaptım" denilen her an, bu deneyimi duygusal olarak yorumlamak yerine o hatanın size "kattıklarını" değerlendirmeli. Böyle olduğunda yapılan her hata, kişinin savunma sistemine işlenerek bir bilgeliğe dönüşür. Güzel bir konuya değinmişsin. Kanalında başarılar dilerim kardeşim.
Bu şekilde düşünmem ben deniz 40 na yaklaşmış biri olarak çok normal. Aristo erkeklerin 37 yaşında evlenmesi gerektiğini çünkü olgunluğa o zaman eriştiğini düşünür. Kadınlar için o dönem düşünür bir varlik olarak görmedikleri için 18 der eminin bugünün kadına bakış açısıyla yaşasaydı Aristo heralde kizlar içinde 30 ve üzeri derdi :) aklın düşüncenin yer aldı her türlü savaş hariç bence örneğin peygamberlere verilen nübüvvet yaşı bile 40 yaş ve üzeridir. İnsan fiziksel olarak diğer varlıklardan geç büyüdüğü gibi düşünce olarak ta insan ömrünün ortalama yaşı düşünülünce geç olunlasiyor.
@@rahimetastekin214 Aslında 70 bile olsak "ben henüz olmadım" diyeceğiz buna çok eminim. insan yaşamını devam ettiren şey bu "ben henüz olmadım" duygusu olmalı.
Biz illüstratörler, çizimlerimizde çoğu zaman bir başka çizerin tarzına bir şeyler ekleyerek yeni isler çıkarıyoruz. Bu beni çok geren bir şeydi çünkü kendime ait bir tarzım olmadığını düşünüyordum. Videonun başında anlattığınız kısım beni rahatlattı açıkçası. Teşekkürler
9:59 kulucka dönemi?? Yaratıcılığın 4 evresi vardi diye bir şeyler hatırlıyorum dersten fikir-kulucka-aydinlanma 🤔🤔 tam çıkaramadım konuyu ama boyle bir sey vardı biliyorum
Pandemi döneminde kabus ailemin yanina döndüğüm icin 6 ay yataktan cikmayip ölmek istemiştim 😂 su an komik geliyor ama donem hayatımın en korkunç donemiydi yalnız yaşıyor olsaydim harika bie dönem gecirebilirdim
Aklı başında olan bir insan bence her sene kendine bir şey katmalı. Örneğin bir dil öğrenmek, aşçılık öğrenmek ya da farklı bir ülkeye gidip kültür öğrenmek gibi. Kendini ancak ve ancak bu şekilde geliştirebilir ve yaratıcılığını geliştirebilirsin. İnsanlarda önemli zamanını boş vakit olarak geçirme hastalığı var bu yüzden gelişemiyorsunuz :/ Sabahattin Ali okumayı sever misiniz?
Açıkçası çok yönlendirme yapamam bu konuda çünkü herkes kendi yolunu çiziyor. Benimle beraber mezun olan hiç kimse aynı yolu yürümedi benimle. Herkes apayrı yollar çizdi. Iyi bir sermaye ve cesaret ile her meslekte olduğu gibi güzel işler yapılabilir. Ama zor ve eğitimin, kendini geliştirmenin hiç bitmediği bir alan.
Fikri sorularak ve danisilarak buyumus ve 20lerinde biri olarak birebir ayni seyleri hissettigimi ve dusundugumu soyleyebilirim. Ilginc bir sekilde buyume ortami bu konuda cok da bir sey degistirmemis gibi duruyor. Tabii bireysel farkliliklar da var ama cogunluk icin dogru oldugunu saniyorum yine de
Insan içten içe kendini bilince hep yetersiz hissediyor ve bir türlü büyüdüğünü kabullenemiyor belki de. Ama büyütülme şeklinin çok önemli olduğunu düşünüyorum bu konuda. Tabi dediğiniz gibi bireysel farklılıklar da dikkate alınarak değerlendirilmeli.
Ben küçükken 15 cok havali bir yaştı :) 20'ler falan büyük geliyordu. 25 yaşına girdim arkadaşlarım evleniyor cocuk doğuruyor kendi islerini kuruyor ülke değiştiriyor ben hala bu yetiskin hayatini kabullenemiyorum ne ara büyüdük? Sanki hep küçük kalacakmisiz gibiydi, cok cok cok garip.
Eskiden kaldığım evden eşyalarımdan ve bazı insanlardan kopamıyordum, bağlanıyordum. Çocukluğumdan kalma bir şeydi atlatmamda yıllarımı aldı. İnsan kendi kendini sorguladığı zaman ve karar verdiği zaman yavaş yavaş hallediyor her şeyi. Eskiden bu huyum canımıda sıkıyordu . Kurtulmak beni daha mutlu etti. İnsanın kendisiyle uğraşması hem çok bunaltıcı hemde çok rahatlatıcı. Değişik varlıklarız ve bu çok heyecan verici. Güzel bir konuydu teşekkür ederim.
Bir eşyadan kopamamak bile insana dair ne çok şey anlatıyor. Müthiş varlıklarız. İnsanı keşfetmek benim de çok hoşuma gidiyor. Yorumunuz için teşekkür ederim💫
Bize bakım veren ile yada veremeyen ile yani ondan aldığımız duygu da insanlara veya hayata verdiklerimiz olabilir mi o zaman ben annemden şefkat gördüm insanlara da şefkatli gitmeye çalıştım bundan sebep çok canımın yandığı da oldu ama tam tersi bir kız arkadaşım da ağır eleştiri sahiplenmeme yaşadı ve etrafa da o şekilde gitmeye başladı bakım verenine annesine takındığı tavırla ? Bu da bi bakış açısı sonuçta
Tabiki, biz sosyal öğrenen varlıklarız. Küçükken ne görüyorsak onu yapıyoruz çoğunlukla, ya gördüğümüz şeye tepki geliştirip tam zıttını ya da onu örnek alıp tamamen aynısını yapıyoruz.
Öyle. Yargılayıci bir anneyle büyüdüm ve zaman zaman en çok kendimi bazen de etrafimdakileri yargıladiğimi fark ediyorum. Artık bu durumun daha çok farkindayım elimden geldigince kendimi durdurmaya çalışıyorum