1 یار ما دلدار ما عالم اسرار ما یوسف دیدار ما رونق بازار ما 2 بر دم امسال ما عاشق آمد پار ما مفلسانیم و تویی گنج ما دینار ما 3 کاهلانیم و تویی حج ما پیکار ما خفتگانیم و تویی دولت بیدار ما 4 خستگانیم و تویی مرهم بیمار ما ما خرابیم و تویی از کرم معمار ما 5 دوش گفتم عشق را ای شه عیار ما سر مکش منکر مشو برده ای دستار ما 6 پس جوابم داد او کز توست این کار ما هر چه گویی وا دهد چون صدا کهسار ما 7گفتمش خود ما کهیم این صدا گفتار ما زانک که را اختیار نبود ای مختار ما 8 گفت بشنو اولا شمه ای ز اسرار ما هر ستوری لاغری کی کشاند بار ما 9 گفتمش از ما ببر زحمت اخبار ما بلبلی مستی بکن هم ز بوتیمار ما 10 هستی تو فخر ما هستی ما عار ما احمد و صدیق بین در دل چون غار ما 11می ننوشد هر میی مست دردی خوار ما خور ز دست شه خورد مرغ خوش منقار ما 12 چون بخسپد در لحد قالب مردار ما رسته گردد زین قفص طوطی طیار ما 13خود شناسد جای خود مرغ زیرکسار ما بعد ما پیدا کنی در زمین آ ثار ما 14گر به بستان بی توایم خار شد گلزار ما ور به زندان با توایم گل بروید خار ما 15 گر در آتش با توایم نور گردد نار ما ور به جنت بی توایم نار شد انوار ما 16 از تو شد باز سپید زاغ ما و سار ما بس کن و دیگر مگو کاین بود گفتار ما Fâîlâtün, Fâîlâtün, Fâîlâtün, Fâilün, 2/120b,237,7/509 1-Yarimiz, dildarımız, sırlarımızı bilenimiz., kavuştuğumuz Yûsuf’umuz, pazarımızın gözdesi! 2-Geçen yılımız, bu yılımıza âşık oldu. Biz iflas ettik; sensin bizim definemiz, paramız-pulumuz. 3-Tembelleriz; haccımız, mücadelemiz sensin. Uyuyanlarız biz, uyanık devletimiz sensin. 4-Hastalarız, yaramıza merhem sensin. Yıkılmışız biz, lûtfunla kereminle sensin mimarımız bizim. 5-Dün gece aşka, ey düzenbaz pâdişâhımız, dedim; baş çekme, inkâr etme, sarığımızı götürmüşsün. 6-Bana cevap verdi: Bu işimiz, senin yüzünden; ne söylersen dağımız, aynı sözü yankı verir. 7-Ona dedim; ey dilediğini yapanımız, asıl dağ biziz, bu yankı da sözümüz; çünkü dağın ihtiyarı yok. 8-Dedi; önce sırlarımızdan birazcığını duy, her bir zayıf hayvan, nasıl bizim yükümüzü çekebilir? 9-Ona, haberlerin yükünü kaldır bizden, dedim; bû-tîmarımızı da sarhoş bir bülbül haline getir. 10-Senin varlığın, bizim övüncümüz; bizim varlığımız ise ârımız; mağara gibi gönlümüzde Ahmed'i (sav) ve Sıddık'ı (ra) gör. 11-Şarap tortusu içen sarhoşumuz, her şarabı içmez, gagası güzel kuşumuz, şâhın elinden yem yer. 12-Şu leş bedenimiz, mezarda yatıp uyuyunca uçan dudumuz, kafesten kurtulur gider. 13-Zeki kuşumuz, kendi yerini tanır yuvasını bilir, bizden sonra yeryüzünde izlerimizi bulursun. 14-Gül bahçesinde sensiz güller diken olur bize, seninle zindanda da olsak dikenimizden, gül biter. 15-Seninle ateşe girsek ateş, nur olur, fakat sensiz cennette olsak nurlar, ateş olur bize. 16-Kargamız, sığırcığımız, seninle akdoğan oldu, sözümüz budur, yeter, artık söz söyleme. 14.10.2022 F. Coşguner
رحم بر یار که کند هم یار آهِ بیمار که شْنود بیمار 2اشکهایِ بهارِ مشفق کو تا ز گل پر کنند دامنِ خار 3اَکْثِرُوا ذِکْرَ هَادِمِ اللَّذَّات بشْنوید از خزانِ بی زنهار 4غار جنّت شود چو هست درو ثانِی اثْنَیْنِ اِذْ هُمَا فِی الْغَار 5ز آهِ عاشق فلک شکاف کند نالۀ عاشقان نباشد خوار 6فلک از بهرِ عاشقان گردد بهرِ عشقست گنبدِ دوّار 7نی برای خباز و آهنگر نی برایِ دروگر و عطّار 8آسمان گردِ عشق می گردد خیز تا ما کنیم نیز دوّار 9بین که لَوْ لَاکَ ما خَلَقْتُ چه گفت کانِ عشقست احمدِ مختار 10مدّتی گردِ عاشقان گردیم چند گردیم گردِ این مردار 11چشم کو تا که جانها بیند سر برون کرده از در و دیوار 12در و دیوار نکته گویانند آتش و خاک و آب قصّه گزار 13چون ترازو و چون گز و چو محک بی زبانند و قاضیِ بازار 13عاشقا رو تو همچو چرخ بگرد خامش از گفت و جملگی گفتار 1 Dosta kim acır? Yine dost. Hastanın ahını kim duyar? Hasta. 2 Dikenin eteğini gülle doldursun, şefkatli baharın göz yaşları nerede? 3 Dinleyin, amansız sonbahardan: “Lezzetleri öldüreni çokça anın (Hş.). 4 Mağara cennet olur, “Mağarada bulunan iki kişiden biri olarak (Tevbe, 9/40)” orada varsa. 5 Âşığın ahından gök yarılır; âşıkların ahı basit değildir. 6 Gök âşıklar için döner; dönen gök âşıklar içindir. 7 Fırıncı ve demirci için değildir; marangoz ve aktar için değildir. 8 Âşıkların çevresinde döner gökyüzü; kalk, biz de dönelim. 9 Bak, ne dedi? “Sen olmasaydın yaratmazdım (Hş.).” Ahmed-i Muhtâr aşk madenidir. 10 Bir müddet âşıkların çevresinde dönelim; bu murdarın çevresinde ne kadar döneceğiz. 11 Canları görecek göz nerede? Kapıdan, duvardan başlarını çıkardılar. 12 Kapı ve duvar nükteler söylemekte; ateş, toprak ve su, haller anlatmakta. 13 Terazi gibi, metre gibi ve de mihenk taşı gibi; dilsizler, ama çarşıda karar sahibidirler. 14 Yürü sen, ey âşık! Gök gibi dön. Konuşmayı ve bütün sözleri bırakıp sus. (B 1158, Y 1/48b, G 5/145, S I/693