Eşikte Sakın Güneşin sarı benzine dalıp bakma. Büyüler seni. Gözlerine ellerini siper et Gökyüzüne bakarken Göçmen turnaları Göreceksin yükseklerde Mevsimlerin kavşağında Rüzgârların geçidinde Güneye doğru Uçarlarken. -- Ellerin Gözlerinin kalkanı olsun Sarı benizli güneş Bakışını Büyülemesin Göçmen turnaları Gör de Kanat kanata Denizleri aşarken Denizlerden Dağlara Gururlu dik dağlara Islak saman yüküne Tarlanın kuru sofrasına Kargaların kargaşasına terk edilen harman yerlerinde Geleneklere Göreneklere Ülkelere Ve seni fersiz damına Başına Ve üzgün gövdene Çöktüğün kedere. Ve böylece Zindanda geçen yıllarına Ve turnaların kanatlarındaki son kızıllık Batan güneşin ateşinde Kül olacak. Orda sen Kederi göreceksin Uzayan gölgesiyle Batan güneşle birlikte titreye titreye. Ereğe erişir Ve senin yanında Pencere kıyısına ilişir O Senin sayrılı, beyaz ellerine Yaşlı ellerine... Ve batan güneşi Kara Kanadını... 29 Eylül 2024 19:28
O'nun (insanın) önünden ve arkasından izleyenleri vardır, onu Allah'ın emriyle gözetip korumaktadırlar. Gerçekten Allah, kendi nefis (öz)lerinde olanı değiştirip bozuncaya kadar, bir toplulukta olanı değiştirip bozmaz. Allah bir topluluğa kötülük istedi mi, artık onu geri çevirmeye hiç bir (biçimde imkan) yoktur; onlar için O'ndan başka bir veli yoktur. 🌙 Ra'd 11
Okuyucu değilim ama iyi bir dinleyiciyim. Merhum İsmail BİÇER hocamızın kokularını aldım. Evet ülkemizde güzel sesli okuyucu çok ama öne çıkan bir çoğu Mısır ekolunun taklidini iyi yapıyorlar. Hocamız İstanbul Tavrına nadide bir örnek sergilemiş. Allah razı olsun.
Hayır, ben trüf mantarı toplamıyorum. Sadece bir iki kere trüf mantarı arama faaliyetine katıldım.Videoda iki tane trüf avcısı var. Onlar köpekleriyle trüf aramaya devam ediyorlar. Ben köpekle trüf mantarı arama işlemini göstermek için bu videoyu çekmiştim.
Cuma Namazının ilk sünneti kılındıktan sonra, müezzin efendinin şöyle bir gülbank çekmesi âdâbdandır : Hazreti Resûl-i Ekrem ve Nebiy-yi Muhterem sallallâhu te'âlâ 'aleyhi ve sellem Efendimiz Hazretlerinin azîz, pâk, münevver, mutahhar rûh-i şerîflerine salavât-ı şerîfe getirenlerin âhir ve âkıbetleri hayr ola. Âl ü ezvâc-ı tâhirât, evlâd-ı Resûl ve ashâb-ı güzîn efendilerimizin ve sâir enbiyâ-yı ‘ızâm ve rusül-i fihâm hazerâtının ervâh-ı şerîflerine, pîrimiz Bilâl-i Habeşî radıyallahü anh efendimizin ve ‘ale'l-husûs bu câminin bânisi ve bugüne kadar içerisinden gelmiş-geçmiş, imâm, müezzin, kayyûmîn ve sâir hizmetnişînin ve kâffe-i ehl-i îmânın ervâhı için, Allah rızâsı için, el-Fâtiha. Bu gülbankın metninde farklılıklar olabilir. Biraz daha uzun veya biraz daha kısa da olabilir. Müezzin efendi, kâbiliyyetine ve sesinin vüs'atine göre bu metni de bir âhenk ile okur. Fâtiha okunduktan sonra müezzin efendi, eûzü-besmele çekerek Ahzâb Sûresi'nin 56. âyetini okur. Bu âyet-i celîle Resûl-i Ekrem Efendimize salât okunması hakkındadır : إِنَّ اللَّهَ وَمَلَائِكَتَهُ يُصَلُّونَ عَلَى النَّبِيِّ يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا صَلُّوا عَلَيْهِ وَسَلِّمُوا تَسْلِيمًا İnnallâhe ve melâiketehû yusallûne ‘ale'n-nebiy. Yâ eyyühellezîne âmenû sallû 'aleyhi ve sellimû teslîmâ Müezzin efendi bu âyeti güzelce okudukdan sonra "Allahümme salli ‘alâ seyyidinâ Muhammedin ve ‘alâ âli seyyidinâ Muhammed" diyerek bir ya da birkaç defa salât eder, bilâhare iç ezân okunur ve hatîb hutbeye başlar. Salavât-ı şerîfe bittikten sonra okunan iç ezân sâdece Cuma Namazına mahsûs bir ezândır. Tabii selâtîn câmilerde birden fazla müezzin bulunduğu için birden fazla salât okunması ve her salâtı başka bir müezzinin okuması âdet olmuştur.