@@sametcakir9047 aleykümselam...çok güzel... işte bu tür konuların bizde açılması yani anlaşılması için teşbih yani örnekleme yapıyoruz. Bu alem aslında bir teşbihtir. Bu konuda kendimizden teşbih yaparsak bizim düşüncemiz zihnimiz sıfat değil. Sıfatlar mesela görme duyma kelam...kelam ağız ve dil ile olur. Ama ağız ve dil konuşma aracıdır ama o konuşmayı hazırlayan değildir. Zihnimizde oluşan bir düşünceyi ağız ve dil ile açığa çıkarırız. Zihnimiz zat ise bunun açığa çıktığı ağız ve dil dir. Ama ağız ve dilden zatın yani zihnimizin ilimi çıkar ki buna kelam diyoruz . Kelam görünmez. Zihinde görünmez. Ağız ve dil görünendir. Görünmeyenden çıkan kelam görünmez ama anlaşılır. İşte bu noktada zihnin der ki bunu zat olarak kabul edelim ey dil bu sözleri yapıyorsun ama bu sözler senin değil. Bu sözleri ben hatırlamasam, ve senden çıkmasını irad etmesem yani istemesen bu sözler senden çıkmaz. .. işte bu noktada demek ki " Allah dilemedikce" yani zat dilemedikçe ki tektir, "siz dileyemzsin" siz burada coğuldur. Ki Sıfatlar çoktur. Bu anlam örgusunde zatın sıfatlara ifadesidir ben dilemedikçe siz dileyemezsiniz.

@@muratyorgun selamünaleyküm abim; Abi kusura bakma yine meşgul ediyoruz sizi Lakin akşam da telegramdaki sohbeti dinledikten sonra bir iki videoya kulak verdik Ne hikmet ise bu Sohbetlerden sonra degisik şekilde zuhurat olmakta özellikle rüyalarımıza. Artık dünya dan görmez olmuk hep başka alemlerde degişik olaylar görüyoruz Aksam sohbeti dinledik 2 kere arka arkaya Rüyamızda yine başka gezegenlerde Gördük başka yerler orda bize ateşten yumurta verildi Yumurta avuçlarımızı tam dolduracak kadar bir boyutta idi Dendiki bu ateşin özüdür. Lakin ellerinize aldık bizi yakmadı Birde yumurta bildiğiniz yalın ateş şeklinde idi Ortadan açıldı bir suret kişi siması olarak sadece başını gördüm. Ne kadın idi ne erkek idi genç biri idi Bize öyle geldi Bu o alemin en değerli cevheriymiş Bütün alemi satın alma degeri varmış onda Bizde göğsümuze koyduk onu Kusura bakma sizleri yine oyqladı isem affola

@@arzugur6182 tevhid makamları yani fenafillah ve bekabillah mertebe ve makamlarını bu alemde fiilen yansıtmak için farzları beraber sünnetleri de eda etmek bu alemde hal ile makamları anlatmanın en doğru fiiilidir. Malum fail Allah. Dikkat ederseniz sabah son sünnet yok. Öğle ise ilk ve son sünnet var. Güneş tam tepede. O evveldir o ahirdir ayetini (Hadid suresi) anlamisliğin fiilidir. Sonra gelen ikindide son, ve akşam namazında ilk sünneti yoktur. Ikindinin farzı ile akşamın farzı arasında sünnet yoktur. İkindi namazı fenafillahin bitimi tevhidi zat, akşam namazı beka billahın ilk makamı cem dir ki arasında sen yoksun,o nedenle sünnet yok dikkatbedersen. İşte bu sebeple farz namazları sünnetleri beraber yapmak fiilen anlatımın en doğrusu. Hep kâl yani kelam ile anlatılmaz esas anlatım hâl yani fiil iledir. Söz seninle ölür biter, ama fiil bu kainata yazılır. En doğru şekilde fiillerimiz ile yazalım inşallah. Lakin tevhid ehli için sünnet değil nafile ibadetlerin hükmü kalmaz. Onları terk edebilir. Selam ve dua ile ...

@@muratyorgun benden hak senden hak ondan görünen hak ise bende bırakır sende kildirir kaldıki irade benim değilse ne isterse yaptitiyor zaten ego burda ölüyor herkesten görünen hak ise bir zannın içinde kaybolmusum böylece diğer kaybolanlarida anlıyorum ne isterseniz yapın diyorum neden cünkü yolda yalnız kayboldum yoktu zahirde birisi herkeste hakkı gördüm kendimdekini ayrı saydım herkesi anlattım delirdi dediler sonra kendimdekini anladım defolun gidin dedim gene delirdi dediler şimdi içimdeki gelgitlerin dinmesini bütün benliğimle bütünlemeye çalışıyorum nerdeyse etrafımdaki herlese böyle değil diye diye kimseye anlatamıyorum cok şükür kendim oturtmadan tarikat kuracaktim belki iyi ki inanmadılar Allah Muhammed'i bilincle hepsini uyardı ben kubbesi altında diye düşünüyorum genede ikiliğe düsuyorum bazen acı cekiyorum yalnız hissediyorum sabrediyorum teşekkür ederim rehberliğiniz için sanki bende dışarda değiştirilecek bir şey yok gibi herşey olduğu haliyle güzel merkez efendinin söyledigi gibi herşey merkezinde gel gör düstügünü düsününce çabalıyor insan

@@user-gz1cu7vk6n Allah yalnızlıktan sıkılmış bu alemi yaratmış derler eskiler latife olarak...

@@arzugur6182 kombilir kaç gere geldim, bahar oldum,yaz oldum,kış oldum, zamanım yol ki sayamadım. Saysam zaman olur andan fırlarım, o zaman aleminde bir Adem ararım.

@@muratyorgun denizdeki dalga gibi bir görünüyor bir kayboluyorum kaybolunca güzelde görününce denizden ayrı sanıyorum

@@arzugur6182 dalgalanmaz isen dalga olmaz, lakin bu mümkün değildir. Dalgasız deniz varlıklıksız yokluğa benzer. Yokluk varlıkla görünür ve güzel olanda budur...

@@zeynepyakupoglu7581 hep hazır beklemeyin, biraz kafayı çalışırın. Nefs şeytan kabuk diyoruz, gönül öz cevher o kabuğu sarılmış vaziyette diyor anlatıyoruz ya onuda hatırla bakalım

Alemde gelen gelmiş üstadım, hek kişi kendine bakacak artık, Resullallah sav efendimizin dediği gibi " küçük cihat oldu bitti, büyük cihad nefsin ile" nefsine gelecek deccal, nefsine gelecek kıyamet,nefsin senin sur, yecüc mecüc o nefsini aşacak. Mesela Zulkarneynden ne istediler? Yecuc mecüc bizi rahatsız ediyor dediler. Yecüc mecüc her an işte görüldüğü gibi rahatsız ediyor. Rabbin emri gelecek o nefs suru delirecek. Ne varsa kendinde arasın insan, alemde olan oldu bitti...

Kıymetli kardeşim ben çocuktum mehdi gelecek denirdi, 63 yaşına geldim gelecek hala. Hatta manevi hayata yaşamaya başlayınca bir çok tarikatçidan mehdinin geleceği tarihi bile duydum, ama tarihler geldi mehdi gelmedi, halada tarih veren var. Bahsettiğiniz mürsid bir fani, benim mürşidim Allah, O'nunda sonu bucağı yok.... Selam ve dua ile...

@@burakelik124 eyvallah 🤲

@@mirashr uluhuyet ilahlık, ubudiyet kulluk

@@sametcakir9047 sıfat özelliktir, esma/isim ise o sıfatı işaret eden rumuzdur. Arada fark olması veya olmaması SURET etkisiyledir. Hani derler ya " Onlar her esmada müsammayı seyreder" diye kitaplarda anlatılır. Meselan kadın bir isimdir/esma, bu isim onun doğurgan özelliğini/sıfatını işaret eder. Bu sıfat ile doğurma ise bir eylem/iş/fiildir. Allahtan başka bir şey yoksa bu kadın nerededir? Allah'adır. Allah sıfatları cihediyle fiiliyatinda doğurur. Buna yaratım denir. Eğer surete takılırsa kişi haşa Allah doğurgan mı der!!! İşte suret kisideki farkı veya farksızlığın etkenidir diyoruz. Selam ve dua ile...

t.me/muratyorgunn

@@sametcakir9047 inşallah abim,, biz bu tür meseleleri telegram kanalda sohbetini yapıyoruz. Dilerseniz kanala katılın orada konu açarsanız sıcağı sıcağına hep beraber yorumunu yaparız inşallah. Katılmayı arzu ederseniz link : t.me/muratyorgunn

@@Leman.4.4 eyvallah🙏

@@muhammedeymen724 amin🤲cümlemizden

Rabbiniz razı olmasa bilesiniz ki Bu videoyu dinlemez yazmadınız. Ama bu rabbil as yönü ile Çünkü halk edilmiş olanlar Esma mestebesinden bir isim ile tecelli eder Çünkü her kişinin Rabbi, onu terbiye eden, tekamül ettiren isimdir. Her kişi, ancak rububiyet aleminde tanıdığına ibadet eder. Peki rabbil alemin neyden razı Diye bir soru geliyor kişiye Bir kimse de uluhiyette ulaştığı mertebeyi tanır. Oradan ilimler edinir, oradan üzerine bereketler iner, oradan ruhani yardımlar alır.ruh alemi semasından ilim türlerini hikmetleri, marifetleri ve hükümleri içeren, kalpler için gıda, nefisler için güç, kaynağı bulur. Kişinin kendi özünü bilmesi ususunda aslını bilmesi ki ilk farz dır Murat abinin de bahsettiği gibi Taklidi değil tahkiki iman yolu ile olur Bu konuda denecek çok şey var iken söylenmicek çok şeyde vardır. Bu sebebten murat abinin de dediği gibi okulu okumadan bilgiye ulaşmanın faydası olmaz o faizcilik olur. Şunu diyim anlamaya çalışanlardanız Lakin bilgiyi kişiye değil hakka nispet etmeyen putperestir. Bununu da anlamanın yolu sıratı müstakim üzere olanlar anlayabilir. Ama o yolun kapısı tevhidtir. Mesela bak şimdi niyazi mısri duymuşsunuzdur. Onun bu şiirini ezberle yut gerekirse Dermân arardım derdime derdim bana dermân imiş, Bürhân sorardım aslıma aslım bana bürhân imiş. Sağ u solum gözler idim dost yüzünü görsem deyü, Ben taşrada arar idim ol cân içinde cân imiş. Öyle sanırdım ayriyem dost gayrıdır ben gayriyem, Benden görüp işiteni bildim ki ol cânân imiş. Savm u sâlât u hac ile sanma biter zâhid işin, İnsân‐ı Kâmil olmaya lâzım olan irfân imiş Kande gelir yolun senin ya kande varır menzilin, Nerden gelip gittiğini anlamayan hayvân imiş. Mürşid gerektir bildire Hakk’ı sana Hakk’al‐yakîn, Mürşidi olmayanların bildikleri gümân imiş. Her mürşide dil verme kim yolun sarpa uğratır, Mürşidi Kâmil olanın gâyet yolu âsân imiş Anla hemen bir söz durur yokuş değildir düz durur, Âlem kamû bir yüz dürür gören anı hayrân imiş. İşit Niyâzî’nin sözün bir nesne örtmez Hakk yüzün, Hakk’dan ayân bir nesne yok gözsüzlere pinhân imiş Bilmem ben ama isminin ve buradaki sohbetin dahil olmanın hürmetine yazdım. Murat abi neder acaba

@@YaseminAcar-k1j eyvallah

@@YaseminAcar-k1j selam olsun erenlere ...

@@sametcakir9047 zahirde şarap var mı var. Haram mı haram. Lakin ahiretteki şarap sana helal. Yani hakikat şarabı farklı. Bu misalden yola çıkarsak Bakara 245. Ayette "Kimdir Allah'a güzel bir borç verecek o kimse ki, Allah da o borcu kendisine kat kat ödesin." Demektedir. Fenada haram olan bekada yani hakikatte helaldir. Fazla verende Allah. Çünkü TEVHİD ilmi zahir ile batının ters kavramıdır. Bu netice ile cennet kavramınıda açmış olduk. Saygı ve sevgi ile kalın...