Gerek vücudumuz, gerekse bütün alemde olsun, vücutlar ister sükun, ister harekette olsun cümlesi Hak’tır.
Ama bizim bu görünen suret ve vücudumuz Hakkın vücududur demek değildir.
Ve yahut bütün alemde görünen suret ve vücutlar yani bedenler, cisimler Hakkın vücudu demek değildir.
Tebeddül ve tagayyür vardır. Bir insan bugün var yarın yok olur.
Bugün genç yarın ihtiyar olur.
Bir ağaç bugün var yarın kesilir kurur yok olur.
İşte bunlar Hakkın vücudu değildir.
Bunlar birer gölgesidir.
Bu gölgeleri tutan vücud işte o vücudu Haktır.
Çünkü ayeti kerimede:
‘Estaizübillah bismillah küllü men aleyha fan yebga vechü Rabbike zül celali vel ikram’ buyuruyor(Rahman26-27).
Manası: ‘Bütün bu dünya yüzünde görülen vücutlar cisimler yerler dağlar insanlar hepsi fani olup kendi vücutları yoktur.
Kendileri zan yani gölge ve hayaldir. Vücut sahibi Allah-u Zül Celaldir’.
Öyleyse Cenabı Hak Kuran’da bu alemin görünen vücutlarının aslında bir gölgeden ibaret olduğunu haber veriyor.
Mesela bu alemi bir ağacın gölgesine benzetirsek, güneş olduğu vakit ağacın gölgesi oluşur.
Ağaç sallandıkça gölgenin durması gerekirdi.
Ama kendi vücudu olmadığından ağacın emrine tabi olur.
İşte bu alem de Cenabı Hak’kın zatının yani vücudunun gölgesidir.
Ağacın gölgesi ağaçtan zahir olduğu gibi alem de Cenabı Hak’tan zahir olmuştur.
Yalnız ağacın gölgesinin hem vücudu yok hem de gölge yok deyip inkar da edemeyiz.
Çünkü göz orada kara bir şey görmektedir. İşte bu alemde o gölge gibidir.
Hem kendi vücutları yok hem de alem yok diye inkar edilmez.
Yalnız alem denilen şey fani olacak değil her an her vakit fani olduğuna arif olmaktır.
İşte bu zat makamında ne sen var ne alem var ne in var ne cin var yalnız bir Zatullah var..
Cümle alem fani zatullah ise bakidir.
13 июн 2024