Muğlaklığın düşünde hapis kaldım, Boynun altında bir tutuşturucu ateş ve tadı harikulâde. Sırtının vadisinde sevişmek, ah kalmadı öpmediğim yerin, ah kalmadı ölmediğim yerin. Dere tepe düz gittim yol teptim gençlik ateşinde. Buram buram kokunu aradım. Siyah zeytinle ve çevik bedenimle bulutları yırttım. Havvanın yanına çıktım. Dedim neydi seni sürükleyen elmaya , neydi ademini alıp bu yırtıcı kuş diyarına sürükleyen. Ben oldum adem havvam nerde, insanlar konuşuyor ilk lilith idi aşkı, benim aşkım yaradan allah.
“Söküp gövdesinde bir cehennem parçalamak ister insan şehrin defterini dürüp uzanmak ister yanına” Etkisinden çıkılamayacak bir şiir. Kaç yaşınızda keşfettiyseniz artık hep sizinle olacak…
2:45 ••• oysa bu sürgün yeri,bu pıtraklı diyar, ne kadar korkulu yankı bulagelmiş gizlerimizde... hani yok burda yanlışı yoklayacak hiç aralık! • Bu dehşetli mısraların etkisinden çok uzun süre çıkamayan, bütün yaşantısını sorgulayan hassas kalplere selam olsun...
Akıl almaz. Bir insan sözünün kalpte ulaşabileceği en yüksek zirveye öylesine yakın ki. Bunun turnusolü kulaktan kalbe akan histen başka bir şey olamaz. Bu yüzden akıl almaz.
Bizi bize hatırlatan, hakikaten ya benim de varmış bir kalbim dedirten, kibirleriyle hakikatin kıymetine defalarca vardığımız, kalpleri o kadar küçülmüş ki bizim saf ve koşulsuz sevgimizin sığmadığı, öldürmeyen ama tekliğin samimiyetini bize hatırlatan, sonra gelecek ve hayatımızı güzelleştirecek olanın kıymetini daha çok bilmemizi sağlayacak olan, bencil ve menfaatçi insanlara yüzlerce teşekkür. Onlar bizi umut ettirmeye zorlayan ve bize iyi gelecek olan her neyse onun kıymetini ne kadar güzel bileceğimizi kurgulatan kelebeklerdi. Kelebek öldü, bahçe ise orada biraz daha güzelleşip bizi koşulsuz sevecek olan için güzelleştirilmeyi bekliyor. Sevgiler 🙏🏻
Bütün gece rüyamda onu gördüm ve sabah bu şiiri dinleme isteği ile uyandım. Gözyaşlarımla yazıyorum şuan ne güzel bir şiir anlamak için ödenen bedel ne pahalı