Öncelikle eklem rahatsızlıklarını anlayabilmek için sağlıklı bir eklemin nasıl göründüğü ve çalıştığından bahsedelim. Çene eklemi vücuttaki diğer tüm eklemlerden farklı olarak kafa kaidesine sadece kas ve ligamentler gibi yumuşak doku bağlantılarıyla tutunur, diğer eklemler gibi kemik kemik bağlantısı yoktur. Bu yüzden çok daha fazla hareket kabiliyetine sahiptir. Alt çenenin kondil adını verdiğimiz kemik çıkıntısı, kafa kaidesindeki, mandibular fossa dediğimiz çukura oturur, fakat az önce dediğim gibi kemik kemiğe direkt bağlanmaz, arada disk dediğimiz bir yapı vardır, ve bu yapı alt çeneyle birlikte hareket eder. Ağız açıldıkça, alt çene öne ve aşağı doğru hareket eder ve eklemin içindeki disk de kondille birlikte aynı yönde hareket eder ve ağız kapanırken de disk kondille beraber yukarı ve geriye doğru hareket ederek eski yerine döner.
Peki bu yapıda ne gibi sorunlar olabilir?
Eklemin içindeki diskin, kondille uyumlu şekilde hareket etmesi beklenirken her zaman böyle olmayabilir, alt çene kondili aşağı ve ileri hareket ettiği halde disk yerinde kalabilir ve kasların etkisiyle alt çene açılmaya zorlandıkça gerilen ligamentlerin etkisiyle bir anda disk kondili yeniden yakalar ve bu yakalama sırasında bazen klik şeklinde bazen de tak diye daha yüksek bir ses gelir. Ve ek olarak alt çenenin açılırken önce bir tarafa doğru kaydığı ve sonra yeniden orta hatta geldiği deviasyon dediğimiz durum görülür. Bu duruma redüksiyonlu yani diskin aşağı indiği disk yer değiştirmesi adı verilir ve şikayet oluşturmadığı sürece tedavisi önerilmez.
Bazı durumlarda ise disk eklemi hiç yakalayamaz ve çene açıldığı halde disk yerinde kalır. Bu duruma ise redüksiyonsuz yani diskin aşağı inmediği disk yer değiştirmesi adı verilir. Bu durumda klik veya tak sesi duyulmaz fakat bazen krepitasyon dediğimiz sürtünme sesi duyulabilir ve ağız açıklığında kısıtlılık, çiğnemede ağrı gibi sorunlara yol açabilir. Ve alt çene açılırken çenenin sorun olan tarafa doğru kaydığı ve orta hatta dönmediği defleksiyon dediğimiz durum görülür. Tedavisi hastanın durumuna göre değerlendirilmelidir.
Bir diğer eklem rahatsızlığı ise sublüksasyondur, yani ağız açılırken kondilin eklem çukurunun normal sınırlarını aşarak, önündeki artiküler eminens dediğimiz çıkıntının üstüne atlaması ve hastanın ağzının kapatamaması ve kilitli kalmasıdır. Bu sorunun sebebi tamamen eklemin kişiye özgü anatomik yapısıdır, yani bazı kişiler buna doğal olarak yatkındır. Çoğunlukla, zorlanarak da olsa hastalar ağızlarını kapatabilir. Bu durumu engellemek için esnerken çeneyi elle desteklemek, çiğneme sırasında ağız açıklığını makul seviyelerde tutmaya alışmak ve diş tedavisi sırasında kısa seanslarla çalışmak gibi önlemler alınabilir.
Diğer eklem rahatsızlığımız ise lüksasyondur. Bu durumda da kondil ve disk tamamen artiküler eminens dediğimiz çıkıntının önüne geçer ve hasta kesinlikle ağzını kendi kapatamaz. Bu durumda diş hekimi baş parmaklarını arka azı dişlerinin üzerine, diğer parmaklarını ise çenenin alt sınırına yerleştirip, azı dişlerinden aşağı doğru kuvvet uygularken ön taraftan ise çeneye yukarı doğru kuvvet uygular. Bu manevra yapılırken alt çene geriye doğru itilmemeli ve ağız zorla kapatılmamalıdır.
Son olarak bahsedeceğim rahatsızlık ise retrodiskit, yani eklem diskinin arkada kalan ve damar ve sinirler açısından yoğun olan geri kısmının iltihabıdır. Bu durum ya dışarıdan çeneye gelen bir darbe sonucu alt çene kondilinin diskin arka kısmına baskı yapmasıyla, ya da redüksiyonlu disk yerdeğiştirmesinde olduğu gibi diskin öne doğru yer değiştirmesi sonucu kondilin diskin arka bölümüne baskı yapması sonucu oluşur. Her iki durumda da çiğnemede ciddi ağrı ve dişlerin tam kapanmaması gibi şikayetler olur.
5 окт 2024