keşke böyle bir semineri sıkılmadan ilgiyle, merakla dinleyen insanlarla bir araya gelip komşu olabilsek. Böylesine bir semt, mahalle ya da köy ortamı olabilse.
ııı demesi, kafasında oluşan kurgu, kuramsal düşünceye verdiği onay ile ilgili. dile gelen sözleri, düşünce aynı olsada anlatım yolunda bir sınırlaması yok, farklı pencerelerden aynı yeri göstermesini biliyor. bu nedenle aynı olayları defalarca farklı ifade ve sözlerle anlatması kolay oluyor, kalıplara bağımlı olmadan kuramsal sunum diyebilriz. genelde yavaş konuşması karakteristik özelliği olan insanlarda cümleler görsel hafızada kalıcı olarak işlenir, buda onun gördüklerini okumasına bile gerek kalmadan anlamasını sağlar. kaotik karakteristik yapı içerisinde az bir zekanın bile doğru kullanılması ile ortaya çıkabilecek muhteşem sonucun kendisidir Ulus BAKER
Çok önce keşfetmiştim kendisini ama seminerleri olduğunu bilmiyodum, keşke böyle bi insana bi şeyler sorabilme onunla sohbet edebilme onu daha çok tanıyabilme şansımız olsaydı, çok erken yitirmişiz. Şimdi kontrol ettim tekrar kayıp yılımız 2007, halbuki ben 84 doğumluyum yaşarken de onu biliyor olmalıydım, tabi ben üniversitedeki dersler ile uğraşırken kaçırmışım ülkemizin kendisi gibi bi değerini. Ülkedeki benim de dahil olduğum gençliğin hali işe malesef.
Cok sevdim sesini tarzini tavrini.. Ardindan yazilanlar da muhteşem.. Çok ilginç ya böyle insanlara sahibiz ne hoş.. Ne anlatiyor sonraki mesele benim icin.. Ankarada olsaydi da ziyaret etseydim abimizi.
Kesinlikle öyle, hızlı konuşan insanların daha "zeki" olduğunu savunan düşünceye karşı,ona nazaran daha yavaş ve sindire sindire konuşan insanların daha zeki olduğunu düşünmüşümdür hep
Ilk kez izliyorum taniyorum suan. 4 yasimdaymisim vay be. Ayrica ulus beyin duraksamalari, başta biz youtubeun trimming formatla servis edilen dinamik videolarinin mudavimlerini (alay yoktur) zorlayabilir ama alisiiyorsunuz kapamayin vidyoyu bence. Kazagi da super lol
Bu tarz kazaklar piyasada pek bulunmuyor, genelde annelerimizin veya ananelerimizin eskiden örmüş olduğu motiflerde kazaklar bunlar...ya da bana öyle geliyor...
İçgüdüsel "reaksiyonlar" diyorsunuz. Reaksiyonlar, hele ki içgüdüsel olanları anlam gerektirmez. Biyolojide bile bu böyledir. Hisler, refleksiftirler. Şu sırayla ilerler: korku>anlam>yüz ifadesi.
Anlamlandırmaya çabalamak öyle elbette, ancak şöyle bir düşünelim. İnsansoyu şimdiye kadar neyi bütünüyle anlayabilmiştir? Anlamlandırma çabaları mitos ve logos dönemleriyle şekillenmiştir. Ancak hem mitosun hem de logosun sınırları vardır. Ki Ulus Hoca'nın bahsettiği de her şeyi anlamak zorunda olmadığımız ve dunyayla iliskimizin yalnızca anlama olgusuyla tanimlanmayacagidir.
Yaşam sürdürmek için gerçekleşen çevresel olaylara ya da bu olaylara bağlı gelişen durumlara neden sonuç ilişkisiyle yaklaşmak, bunları anlamlandırmak temel bir olgudur. Bu konuya sanırım felsefik değil de biraz daha bilimsel yönden bakıyorum. Çünkü evrim teorisinde de bir canlının birincil sorumluluğu hayatta kalmaktır ve olayları veya nesneleri anlamlandırıp yaşama adapte olmak çoğu zaman için bu konuda yarar sağlar.
Ne üzücü .. kazağına yapılan her yorum entellektüel insanlara özlem duyan bizleri birden ‘ bu nedir’ duygusuna getiriyor .. oysa konunun not alarak takibinde dikkat edilecek bir husus değil ..
Hapse atılan alimi dinleyen hapishane arkadaşı cahil duygulanıp ağlamaya başlamış, alim de adamı çok etkiledim herhalde demiş ve niye ağladığını sormuş, cahil de sen konuşurken sakalın sallanınca keçimin sakalına benzetiyorum onu hatırlayınca ağlıyorum demiş. Kazakçı arkadaşlar da bana bu hikayeyi hatırlattı. 😂
Benim aklimda hep su soz dolanir durur neden bizim evladimizda birere filozof birer bilim adami guzel dusunur olmasin.?illa bunun icin belli bir butcemi lazim lutfen bilen ve konuyla alakasi olan dalga gecmeden cevaplayabilirmi.
Ne anlatıyorsun sen bacanak yaa! Engin bilgi birikimi olduğu aşikar, özgeçmişini de okudum lakin anlatım şekli çok tırt kardeşim. Sürekli ıııı ıııı yoruyor insanı, fikir uçuşmaları da cabası. Linguistik bir işkenceye dönüştü benim için video. Kitabı varmış, alıp okumayı düşünüyorum artık.
Eleştiriniz değerlendirerek bir kanı sunmak istiyorum felsefe yükselerek süslü cümleler kurarak yapılmaz örneğin her hangi bir Tanrı insanlara iletişime geçerse kendini daha küçük, düşük boyut ve insanların onu anlayabileceği bir anlatım şekli kullanır bu her zaman böyledir ki Tanrı kelimesi sözlükte en iyi en muhteşem yani her şeyin üstü ve en iyi şey ondan daha düşük varlıklarla iletişime geçmek için daha alt bir boyuta yani felsefenin de dediği gibi yükselerek süslü cümleler kurarak anlatmak değil asıl amaç anlaşılmak ve bu yazarlar özellikle Spinoza ve Nietzche gibi adamlar kendi dönemlerinde anlaşılmadıkları gibi onları anlamak isteyenlere daha anlaşılır bir dille anlatmaya çalışmışlar bu durum ulus baker için de geçerli daha az süslü cümle kullanmaya alt bir boyuta geçerek 1998 li Türkiye insanın zihniyetinin ve şu an ki insanların bu durum hala geçerli yani insanlar ulus bakeri anlasınlar diye biraz zorlanıyor ve anlatım tarzını daha alt boyuta çekiyor bu demek değildir ulus baker Tanrı’dır hayır bu kanıya varılamaz nasıl ebeveynler çocuklara onların anlayabileceği bir dille yaklaşırken ulus baker gibi Kişiler birazcık Spinoza ama en çok da Descartes de bu durum görülür umarım anlaşılmıştır maalesef ki bir alt boyutta ancak böyle anlatabiliyorum...!