zembilfroş kürt kültürünün unutulmaması gereken önemli eserlerinden bir tanesidir berfin kızımız çok yetenekli kısa sürede esere hakim oldu ve okuduk böyle güzel yorumlar almak bizleri mutlu ediyor teşekkür ederiz
“Gökten zembille inmiş.” Gibi güzel sözlere de konu olmuştur zembîl (sepet)… Zembîlfiroş’ta ki aşk, karşılıksız bir aşktır. Ölümü çare gören aşkın hikayesidir. Efsanenin Mezopotamyanın tarih ve kültür bakımından oldukça zengin ve bir çok uygarlığa ev sahipliği yapmış, Mervanilerin başkenti Farqîn’de geçtiği yaygın olarak söylenir. Yörede hüküm süren bir kralın çok yakışıklı oğluymuş. Görenin bir daha dönüp baktığı, prenseslerin gönlünde yatan beyaz atlı prensmiş Zembîlfiroş. Önceleri kral oğluna yaraşır bir yaşam tarzı varmış. Zevk û sefa içinde yaşar sık sık ava çıkarmış. Yine avlanmaya çıktığı bir günde Allah aşkı onu avlamış. Öylesine avlamış ki ilahi aşkın etkisiyle adeta mecnun olup yollara düşmüş. Avlanma esnasında gördüğü bir mezar ve mezardan dışarıya çıkmış iskelet parçaları onun ölüm gerçeğiyle yüzleşmesine vesile olmuş. Zenginlik ya da fakirliğin ölüm karşısında hiçbir hükmünün olmadığını, bir gün kendisinin de bir iskelete dönüşeceği gerçeğiyle hemen oracıkta Allah’a sığınarak dünya nimetlerinden vazgeçeceğine ve sadece Allah yolunda yürüyeceğine diz çökerek hûşu içinde yemin eder. Yaşadığı sarayı, ihtişamı hiç arkasına bakmadan geride bırakarak eşiyle birlikte yollara düşer. Diyar diyar gezerek zembil yapıp satar ve hayatını böylece idame ettirir. O, artık bir ZEMBÎLFIROŞ’TUR… Çocuklarıyla, hanımıyla birlikte sırtlarında çadırları, üstlerinde eski püskü elbiseleriyle köy köy, kasaba kasaba dolaşan bir Allah dostudur. İşte böyle dolaşırken kader onu son durağı Farqin’e (Silvan'a) getirir. Farqîn Beyin karısı Xatûn Xan’ın dikkatini çeker Zembîlfiroş. Zembîl alma bahanesiyle onu saraya çağırır. Xatûn Xanım yıldırım aşkına çarpılmıştır adeta. Bir yanda beg xanımı olmak diğer yandan yana tutuşa bir aşka kapılmak… Çok zor durumdadır ama yüreğe söz geçiremez, gönül beglik tanımaz. Aşkını dizelerle anlatmaya çalışır… Zembîlfiroş zembîla tine (Zembîlfiroş, zembiller getirir) Dikan bi dikan di gerîne (Dükkan dükkan gezdirir) Hiş li Xatûnê namîne (Xatûn’un aklı başından gidiyor) Serî li zeman di gerîne (Aklıyla arıyor zaman yaratmak için) Gazi dike ku bibîne (Sesleniyor ki, onu görmek için) Were ser doşeka mîr e (Gel Beyin döşeğinin üstüne) Li te helal, herama mîr e (Beyin haremi sana helaldir) Bidime te zulfî harîr e (Güzel zülüflerimden sunayım sana) Çavê min ê xezalan e (Gözlerim ceylanların gözüdür) Sîngamin wek zozana ne (Bağrım yaylalar gibidir) Bejna min wek rihane (Endamım reyhan gibidir) Çiqa bêjî hêjan e… (Dilediğin gibi güzel ve uygundur …) Ama Zembîlfiroş dünya nimetlerinden vazgeçmiş bir derviştir. En önemlisi tövbe etmiştir. Sadece Allah’a kulluk etmeye yemini vardır, haramı yaşamından silmiştir. Hem bunun için değil miydi onca malını, mülkünü, ihtişamını, zevk û sefayı bırakıp yollara düşmek?.. Hem evliydi hem de karısını çok seviyordu. İşte bu yüzden ölüm fermanı olan REDD-İ AŞKI hiç çekinmeden yapar ve Xatûn’un aşk çağrısına olumsuz olarak o da dizlerle cevap verir. Xatûnê ez tobedar im (Xatûn ben tövbekarım) Delalê ez tobedarim (Güzel kadın ben tövbekarım) Zarok birçîne li malin (Çocuklar evde açtır) Ji rebbê jorî nikarim… (Allah adına yapamam…) İşte bu dizlerle Zembîlfiroş, Xatûn’un aşkını reddeder. Farqin beginin karısı Xatûn, red cevabını kabul etmez. Ölesiye bir tutkuyla aşıktır Zembîlfiroş’a. Ne yapıp edip yakışıklı Zembîlfiroş’la birlikte olmaktır amacı. Xatûn’ın ısrarları karşısında, Zembîlfiroş çareyi kaçmakta bulur. Xatûn peşini bırakmaz, sora sora Zembîlfiroş’un kaldığı çadırı öğrenir. Xatûn, bir gece çadırda kalmak için Zembîlfiroş’un karısına yalvarır. Karşılığında tüm mal varlığını ve mücevherlerini bağışlayacağını anlatır, sadece bir gece Zembîlfiroş ile kalmak ister. Xatûn’un bu kadar yoğun ısrarı üzerine Zembîlfiroş’un eşi, çocuklarını da yanına alarak oradan ayrılır. Xatûn, Zembîlfiroş’un eşinin giysilerini giyer ve yatağa girerek Zembîlfiroş’u beklemeye başlar. Karanlık Farqîn’e çökerken, Zembîlfiroş zembillerini sattıktan sonra çadırına döner. Xatûn’un yatağında olduğundan habersiz, aynı yatağa uzanır. Ancak yataktaki kadının kendi karısı olmadığını, Xatûn’un ayağındaki gümüş halhalın çıkardığı sesten anlar. Bunu anlar anlamaz, çadırdan dışarı çıkar. Efsane bu ya, sonuçla ilgili yörede bir çok anlatım var. Her anlatım ölümle sonuçlanır. Kimilerine göre Zembîlfiroş, Xatûn’dan kurtulamayacağını anlar ve gidip sarayın burçlarından kendini aşağı atar. Efsanenin başka bir anlatımına göre ise, Zembîlfiroş bu noktadan sonra çaresiz kalır ve canını alması için Allah’a yalvarır. Zembîlfiroş ölünce, peşinden koşan Xatûn’da aynı dilekte bulunur ve ikisi de ölür. Bu sevda masalının da diğer masallar gibi sonu hazindir… Aynı Mem û Zîn destanındaki gibi, Xatûn’un Zembîlfiroş’a olan aşkında da ölüm çare olmuştur…
Bu hikaye Diyarbakır’ın Silvan ilçesinde (Amed-Farqin) yaşanmıştır. Kürdistan coğrafyasının zenginliği olan efsanelerden biridir Zembîlfiroş. Tıpkı Mem û Zin, Xecê û Siyabend gibi yöremizde çok bilinen, şiirlere, masallara, filmlere, türkülere konu olan hazin aşk hikayelerinden biridir Zembîlfiroş. “Gökten zembille inmiş.” Gibi güzel sözlere de konu olmuştur zembîl (sepet)… Zembîlfiroş’taki aşk, karşılıksız bir aşktır. Ölümü çare gören aşkın hikâyesidir. Efsanenin Mezopotamya’nın tarih ve kültür bakımından oldukça zengin ve bir çok uygarlığa ev sahipliği yapmış, Mervanilerin başkenti Farkin’de geçtiği yaygın olarak söylenir. Yörede hüküm süren bir kralın çok yakışıklı oğluyumuş. Görenin bir daha dönüp baktığı, prenseslerin gönlünde yatan beyaz atlı prensmiş Zembîlfiroş. Önceleri kral oğluna yaraşır bir yaşam tarzı varmış. Zevk û sefa içinde yaşar sık sık ava çıkarmış. Yine avlanmaya çıktığı bir günde Allah aşkı onu avlamış. Öylesine avlamış ki ilahi aşkın etkisiyle adeta mecnun olup yollara düşmüş. Avlanma esnasında gördüğü bir mezar ve mezardan dışarıya çıkmış iskelet parçaları onun ölüm gerçeğiyle yüzleşmesine vesile olmuş. Zenginlik ya da fakirliğin ölüm karşısında hiçbir hükmünün olmadığını, bir gün kendisinin de bir iskelete dönüşeceği gerçeğiyle hemen oracıkta Allah’a sığınarak dünya nimetlerinden vazgeçeceğine ve sadece Allah yolunda yürüyeceğine diz çökerek hûşu içinde yemin eder. Yaşadığı sarayı, ihtişamı hiç arkasına bakmadan geride bırakarak eşiyle birlikte yollara düşer. Diyar diyar gezerek zembil yapıp satar ve hayatını böylece idame ettirir. O, artık bir ZEMBÎLFIROŞ’TUR… Çocuklarıyla, hanımıyla birlikte sırtlarında çadırları, üstlerinde eski püskü elbiseleriyle köy köy, kasaba kasaba dolaşan bir Allah dostudur. İşte böyle dolaşırken kader onu son durağı Farkin’e getirir. Farkin Beg’in karısı Xatûn Xan’ın dikkatini çeker Zembîlfiroş. Zembîl alma bahanasiyle onu saraya çağırır. Xatûn Xanım yıldırım aşkına çarpılmıştır adeta. Bir yanda beg xanımı olmak diğer yandan yana tutuşa bir aşka kapılmak… Çok zor durumdadır ama yüreğe söz geçiremez, gönül beglik meglik tanımaz. Aşkını dizelerle anlatmaya çalışır… Zembîlfroş zembîla tine Dikan bi dikan di gêrîne Hiş li Xatûnê namîne Serî li zeman di gerîne Gazi dike ku bibîne Were ser doşeka mîr e Li te helal, herama mîr e Bidime te zulfî harîr e Çavê min ê xezalan e Sîngamin wek zozana ne Bejna min wek rihane Çiqa bêjî hêjan e… Zembîlfiroş, zembiller getirir Dükkan dükkan gezdirir Xatûn’un aklı başından gidiyor Aklıyla arıyor zaman yaratmak için Sesleniyor ki, onu görmek için Gel Beyin döşeğinin üstüne Beyin haremi sana helaldir Güzel zülüflerimden sunayım sana Gözlerim ceylanların gözüdür Bağrım yaylalar gibidir Endamım reyhan gibidir Dilediğin gibi güzel ve uygundur … Ama Zembîlfroşdünya nimetlerinden vazgeçmiş bir derviştir. En önemlisi tövbe etmiştir. Sadece Allah’a kulluk etmeye yemin vardır, haramı yaşamından silmiştir. Hem bunun için değil miydi onca malını, mülkünü, ihtişamını, zevk û sefayı bırakıp yollara düşmek?.. Hem evliydi hem de karısını çok seviyordu. İşte bu yüzden ölüm fermanı olan REDD-İ AŞKI hiç çekinmeden yapar ve Xatûn’un aşk çağrısına olmusuz olarak o da dizlerle cevap verir. Xatûnê ez tobedar im Delalê ez tobedarim Zarok birçîne li malin Ji rebbê jorî nikarim… Xatûn ben tövbekarım Güzel kadın ben tövbekarım Çocuklar evde acdır Allah adına yapamam… İşte bu dizlerle Zembîlfiroş, Xatûn’un aşkını reddeder. Farqin beginin karısı Xatûn, red cevabını kabul etmez. Ölesiye bir tutkuyla aşıktır Zembîlfiroş’a. Ne yapıp edip yakışıklı Zembîlfiroş’la birlikte olmaktır amacı. Xatûn’ın ısrarları karşısında Zembîlfroş çareyi kaçmakta bulur. Xatûn peşini bırakmaz, sora sora Zembîlfiroş’un kaldığı çadırı öğrenir. Xatûn, bir gece çadırda kalmak için Zembîlfiroş’un karısına yalvarır. Karşılığında tüm mal varlığını ve mücevherlerini bağışlayacağını anlatır, sadece bir gece Zembîlfroşile kalmak ister. Xatûn’un bu kadar yoğun ısrarı üzerine Zembîlfiroş’un eşi, çocuklarını da yanına alarak oradan ayrılır. Xatûn, Zembîlfiroş’un eşinin giysilerini giyer ve yatağa girerek Zembîlfiroş’u beklemeye başlar. Karanlık Farqin’e çökerken, Zembîlfroşzembillerini sattıktan sonra çadırına döner. Xatûn’un yatağında olduğundan habersiz, aynı yatağa uzanır. Ancak yataktaki kadının kendi karısı olmadığını, Xatûn’un ayağındaki gümüş halhalın çıkardığı sesten anlar. Bunu anlar anlamaz, çadırdan dışarı çıkar. Efsane bu ya, sonuçla ilgili yörede bir çok anlatım var. Her anlatım ölümle sonuçlanır. Kimilerine göre Zembîlfiroş, Xatûn’dan kurtulamayacağını anlar ve gidip sarayın burçlarından kendini aşağı atar. Efsanenin başka bir anlatımına göre ise, Zembîlfroşbu noktadan sonra çaresiz kalır ve canını alması için Tanrı’ya yalvarır. Zembîlfroşölünce, peşinde koşan Xatûn’da aynı dilekte bulunur ve ikisi de ölür. Bu sevda masalının da diğer masallar gibi sonu hazindir… Aynı Mem û Zîn destanındaki gibi, Xatûn’un Zembîlfiroş’a olan aşkında da ölüm çare olmuştur… Şarkılara, öykülere konu olan Zembîlfroşile Xatûn’un aşk hikayesi, bugün sadece olayın yaşandığı Diyarbakır`ın Silvan ilçesinde değil, Kürt kültürünün olduğu tüm bölgelerde hala dillerde. İnanç ve tutuklu aşk arasında efsaneleşen ZEMBÎLfroşile Xatûn’un aşk hikâyesi, olayın yaşandığı söylenen sadece Farkin’de değil Kürt kültürünün olduğu tüm bölgelerde hala dillerde dolaşır. Kimi zaman bir türküdür, kimi zaman bir şiirdir kimi zaman uzun kış gecelerinde anlatılan hazin bir öyküdür ZEMBÎLFİROŞ…
Zembîlfiroş zembîla tine Delalo zembîla tine Kolan bi kolan diğerine Nan û dahne pe disüne Zarokan pe ditevrîne Gava ew zenıbîla tine Xatûn li birce dibine Bi eşqa dil dihebine Aqil diçe sewda namine Kuro selka vir de bine Mîr dixwaze te bibine Buha buhaji te bistine Lawiko ez birîndar im Xatûna min a delal e Min bîhîstî Mîr ne li mal e Bazara’m bi male helal e Xatûne ez tobedar im Delale ez tobedar im Zembîlfiroş lawike beyan î Ez dibejim tu pe dizanî Min bo eşqa dil te anî Lawiko ez evîndar im Xatûna min a zerin e Qusur li ser te qet nîne Le dilem kesî nahebıne Xatûne ez tobedar im Delale ez tobedar im Çaven min mîna eynan e Biske min mîna qeytan e Dirane min mîna mircan e Eniya min mînaferşan e Sînge min mîna zozan e Zozanen heft eşîran e Zembîlfiroş, lawike derweş Le bike kefû seyran e Zembîlfiroş lawike derweş e Keremke tu were peşe Heqe zembîlerı xwe bibeje Lawiko ez evîndar im Le le le, le le Xatûne Çaven te mîna zeytûne Ditirsimji agire etûne Ya Xatûrı ez tobedar im Tobedare Xaliqe Cebar im J’ser toba xwe ez nayem xware Zembîlfiroş lawike feqîr e Were ser doşeka Mîr e Bidim te guliyen herîr e Lawiko ez evîndar im Tu Xatûna li birc û van î Li ser text û li ser seran î Tuji min re nabî kevanî Xwedî zarok û eyal im Zarok tazı û birçî li mal in Xatûne ez tobedar im Zembîlfiroş lawike nenas î Tena derpî û kiras î Tuji destem nabî xelas î Lawiko ez evîndar im Xatûna gerden bi morî Qet nabe bi kötek û zorî Tirsa minji wî Reb ejore Xatûne ez tobedar im Ji ser toba xwe qet nayem xware
hatun gözlerim ayna gibi zülüflerim kaytan gibi dişlerim mercan gibi alnım ferşah gibi yüzüm fincan gibi mir ve paşaların fincanı bağrım yayla gibi yedi aşiretin yaylası zembilfroş(sepet satan)derviş oğlan gel sür keyfini sefanı zembilfıroş derviş oğlan buyur gel yukarı söyle zembillerin (sepetlerin) fiyatını lawiko (lawik genç erkeklere bir hitap biçimidir)çocuk ben aşık oldum zembilfıroş ( sepet satıcı le hatun ( le le kadına bir hitap biçimidir) gözlerin zeytin gibi korkarım ben kor ateşten ya hatun ben tövbekarım cebbar olan yaradana tövbekarım tövbemden dönmem geriye hatun zembilfıroş fakir oğlan buyur gel mirin döşeğine vereyim sana güzel zülüflerimden lawiko...çocuk ben aşık oldum zembilfıroş (sepet satan) Sen çok genç hanımsın Taht üstündesin baş üstündesin Sen bana olmazsın eş Çocuk ve eş Sahibiyim Çocuklar çıplak ve aç evdedirler Hanım ben tövbeliyim Hanım : Zembîlfiroş tanınan değilsin Yalnız don ve gömleklesin Elimden kurtulamazsın Çocuk ben sevdalıyım Sepetsatıcı :zembilfıroş Gerdanı boncuklu Hanım Hiç olmaz kötekle zorla O yukarda ki Allahtır korkum Hanım ben tövbeliyim cebbar olan yaradana tövbekarım tövbemden dönmem geriye
İşte 1 yıl sonra tekrar burdayım. Güzel Berfin büyüyor, şimdi geçiş çağında, iyi alt yapısı olan bir sanatçı olarak yetişiyor. Allah ömür verirse, çok değil 5 yıl kadar sonra ışıldayan bir sanatçı olarak dinleyeceğiz inşallah. Allah nazarlardan korusun fıstık seni 😊😊
Efsaneye göre bir padişahın zevk ve sefa içinde büyütülmüş,yakışıklı bir oğlu varmış. Genç prens sık sık ava çıkarmış. Bu av gezilerinin birinde yol kenarındaki mezarların birisinden çıkmış iskelet ve kafatası görmüş. Manzaradan sonra genç prensin ruh dünyasında değişiklikler olur ve sorgulamaya başlamıştır. Mezarlıktan geçerken, yaşamı ve ölümü düşünür, kıyaslar… Sadece soyut bir kıyaslama değildir fakat bu: Mala, mülke, zevke, sefaya sahip olmakla, bunlardan yoksun olmanın getirdiği iki farklı yaşam, bu iki farklı yaşamın sonucunda ortak tek bir kader: Yani ölüm!.. O zamana kadar ölüm kavramına yabancı olan genç prens o andan itibaren ölümün gerçekliği yüz yüze gelir. Ölümün zengin, yoksul, genç yaşlı dinlemediğini, dünya malının dünyada kaldığını ve bir gün böyle iskelete dönüşeceğini anlar. Prens o andan sonra elini eteğini dünya nimetlerinden çekmeye karar verir ve Allah’a sığınıp, onun yolunda yürümeye yemin eder. Sarayı ve yaşadığı ihtişamını geride bırakıp eşi ile birlikte yollara düşer. Diyar diyar gezerek zembîl(sepet) yapıp satmaya ve hayatını böyle kazanmaya başlar. Çocukları olur. Sırtlarında çadırları, üzerlerinde yıpranmış giysilerinden başka bir şeyleri yoktur. Genç prens, artık zembil satarak, geçimini sağlayan Zembîlfıroş’tur...(Sepet Satıcısı) Son durağı olan Farqin’e (Silvan) gelir. Zembil(sepet) satmak için Farqîn sokakların arşınlarken Farqin Beyi‘nin karısı Xatûn’un dikkatini çeker. Xatûn, Zembîlfiroş’a aşık olmuştur. Zembil alma bahanesiyle Zembîlfiroş’u saraya çağırır ve ona olan aşkını dizelere dökerek anlatır: Ama Zembîlfiroş evlidir, karısını sevmektedir, dünya nimetlerinden vazgeçmiş bir derviştir. En önemlisi tövbe etmiştir. Allah’a kulluk edecektir, haramı yaşamından kesin olarak silmiştir. Zaten bunun için değil miydi onca malını, mülkünü, ihtişamını bırakıp yollara düşmek?.. Bu yüzden Xatûn’un aşk çağrısına olumsuz yanıt verir. Ve Xatûn’a cevabı hemen oracıkta verir: Zembîlfiroş, Xatûn’un ilan-ı aşk teklifini reddeder. Farqin beyinin karısı Xatûn red cevabını kabul etmez. Ne yapıp edip yakışıklı Zembîlfiroş ile birlikte olmaktır amacı. Xatûn’ın ısrarları karşısında Zembîlfiroş çareyi kaçmakta bulur. Xatûn peşini bırakmaz, sora sora Zembîlfiroş’un kaldığı çadırı öğrenir. Xatûn, bir gece çadırda kalmak için Zembîlfiroş’un karısına yalvarır. Karşılığında tüm mal varlığını ve mücevherlerini bağışlayacağını anlatır, sadece bir gece Zembîlfiroş ile kalmak ister. Xatûn’un bu kadar yoğun ısrarı üzerine Zembîlfiroş’un eşi, çocuklarını da yanına alarak oradan ayrılır. Xatûn, Zembîlfiroş’un eşinin giysilerini giyer ve yatağa girerek Zembîlfiroş’u beklemeye başlar. Karanlık Farqin’e çökerken, Zembîlfiroş zembillerini sattıktan sonra çadırına döner. Xatûn’un yatağında olduğundan habersiz, aynı yatağa uzanır. Ancak yataktaki kadının kendi karısı olmadığını, Xatûn’un ayağındaki gümüş halhalin çıkardığı sesten anlar. Bunu anlar anlamaz, çadırdan dışarı çıkar. Xatun Zembilfroş’u orada tutuklatır, zincire vurdurur. Buna göre Xatun, Zembilfroş’a olan aşkından vazgeçmez. Ona verdiği saltanatı ne zaman kabul ederse, o zaman serbest bırakılacağını ve özgürlüğüne kavuşacağını söyler. Fakat Zembilfroş,hiçbir şekilde vazgeçmeyecektir. Derken günün birinde, ibadet etme bahanesiyle zincirlerini söktürür ve ibadet sırasında saraydan kaçmayı dener. Ancak kaçacak yer bulamaz ve teslim olması istenir. Buna karşı çıkan Zembilfıroş, sarayın burçlarından aşağıya atar kendini ve inançları, idealleri ölmeyi seçer
Xatûn li jor kar dike Zêr li eniyê par dike Kalên sedsalan har dike Xatûn : Çavên min mîna eynan e Biskê min mîna qeytan e Diranê min mîna mircan in Eniya min mîna ferşan e Berê min mîna fîncan e Fîncanên mîr û paşan e Sîngê min mîna zozan e Zozanên haft eşîran e Zembîlfiroş, lawikê derwêş Lê bike kêf û seyran e Zembîlfiroş lawikê derwêş e Keremke tu were pêşe Heqê zembîlên xwe bibêje Lawiko ez evîndar im Zembîlfiroş: Lê lê lê, lê lê Xatûnê Çavên te mîna zeytûnê Ditirsim ji agirê êtûnê Ya Xatûn ez tobedar im Tobedarê Xaliqê Cebar im J'ser toba xwe ez nayêm xwarê Xatûn : Zembîlfiroş lawikê feqîr e Were ser doşeka Mîr e Bidim te guliyên herîr e Lawiko ez evîndar im Zembîlfiroş: Tu Xatûna li birc û van î Li ser text û li ser seran î Tu ji min re nabî kevanî Xwedî zarok û eyal im Zarok tazî û birçî li mal in Xatûnê ez tobedar im Xatûn : Zembîlfiroş lawikê nenas î Tena derpî û kiras î Tu ji destêm nabî xelas î Lawiko ez evîndar im Zembîlfiroş: Xatûna gerden bi morî Qet nabe bi kotek û zorî Tirsa min ji wî Reb ê jorê Xatûnê ez tobedar im Tobedarê Zerdeştê Kal im Ji ser toba xwe qet nayêm xwarê
Zembîlfiroş zembîla tine Delalo zembîla tine Kolan bi kolan diğerine Nan û dahne pe disüne Zarokan pe ditevrîne Gava ew zenıbîla tine Xatûn li birce dibine Bi eşqa dil dihebine Aqil diçe sewda namine Kuro selka vir de bine Mîr dixwaze te bibine Buha buhaji te bistine Lawiko ez birîndar im Xatûna min a delal e Min bîhîstî Mîr ne li mal e Bazara’m bi male helal e Xatûne ez tobedar im Delale ez tobedar im Zembîlfiroş lawike beyan î Ez dibejim tu pe dizanî Min bo eşqa dil te anî Lawiko ez evîndar im Xatûna min a zerin e Qusur li ser te qet nîne Le dilem kesî nahebıne Xatûne ez tobedar im Delale ez tobedar im Çaven min mîna eynan e Biske min mîna qeytan e Dirane min mîna mircan e Eniya min mînaferşan e Sînge min mîna zozan e Zozanen heft eşîran e Zembîlfiroş, lawike derweş Le bike kefû seyran e Zembîlfiroş lawike derweş e Keremke tu were peşe Heqe zembîlerı xwe bibeje Lawiko ez evîndar im Le le le, le le Xatûne Çaven te mîna zeytûne Ditirsimji agire etûne Ya Xatûrı ez tobedar im Tobedare Xaliqe Cebar im J’ser toba xwe ez nayem xware Zembîlfiroş lawike feqîr e Were ser doşeka Mîr e Bidim te guliyen herîr e Lawiko ez evîndar im Tu Xatûna li birc û van î Li ser text û li ser seran î Tuji min re nabî kevanî Xwedî zarok û eyal im Zarok tazı û birçî li mal in Xatûne ez tobedar im Zembîlfiroş lawike nenas î Tena derpî û kiras î Tuji destem nabî xelas î Lawiko ez evîndar im Xatûna gerden bi morî Qet nabe bi kötek û zorî Tirsa minji wî Reb ejore Xatûne ez tobedar im Ji ser toba xwe qet nayem xware
Atina'dan selamlar. Dünya şarkı olsaydı dili kürtçe olsun isterdim. Annem kürt ve ben anlamıyorum bile ne söylediğini. Sanki kaybedecek hiç bir şeyim kalmamış ve gerçek özgürlüğe ulaşmış gibi hissetiriyor beni. Yazıklar olsun bu kültüre sahip çıkmayan,ötekileştirilen ahmaklar sürüsüne.
Bir dilin bütün sözcüklerini bir araya getirsem bu türkünün güzelliğini tarif edemem. Bildiğim bir tek doğru var, Zulüm ne kadar ağırsa acı o kadar büyük, acı ne kadar büyükse haykırış o kadar içtendir. Sesinize yüreğinize sağlık koca yürekli insanlar. Selam ve sevgi ile. Anlamayana sözümüz "BAZI TAŞLAR KALBİNiZDEN DAHA YUMUŞAK."
Poyraz Küçük teşekkür ederiz kürtçe yi bilmeden etkilenmeniz çok hoş ....aşağıda bi yorum da parçanın anlattığı hikayeyi paylastim okumanızı öneririm...
stranbêjin ku damla TV, yaşam TV û evîn TV da derdikevin hemî tev heyrana te bin înşallah. ku ew stranbêjbin hûn şahê stranbêjanin. serkeftin înşallah hûn qilîbekî xweş û profesyonel bikşînin ku çar perçê kurdistanê bê te guhdarkirin.deng û cergên we saqbe.
ahmet olhan bira em xwendevanên zimanê kurdîne.hinek stranbêjên kurd hene mixabin ew stranên resen û pîroz pûç diken.lê ku em hûnermendên mîna we baş dibînin em pir kêfxweş dibin serkeftin jibo hûnermend û tembûrvanên mîna we înşallah .
Hüseyin Gumus Ez bivan gotinên teyê giranbuha û watedar gelekî kef xweş û serfirazbum eva bime vê dete xuyakirin ku mirov tişteke başbike wê gel hertim piştgirî bide ger derfetê me çebin emê pêşerojede xebatê berfirehtir û baştir pêkbînin zor zor sipas jibo we ezjî jiwere û temamê xwendevanên zimanê kurdîre serkeftinê hevîdikim
Maşallah bal gibi sesiniz var yani mükemel tebrikler👏 ben şarkıyı beyen dim. Azınıza salık😊 çok iyisesler maşallah yani süper ben cooooooooooooook beğendim her zaman dinlicem bu şarkıyı son sözlerimi söylüy cem. Mutis bay bay arkadaslar👏👍🏻👋🏻
DAYI MARDİNDEN SLMLAR BU ŞARKIYI NERDEN SESLENDİRİYONUZ? ÇOK GÜZEL SES AMA SAKIN EĞİTİMDEN UZAK KALMASIN ÖNCE EĞİTİM BUNU SÖYLEMEMİN NEDENİ DÜĞÜNLERDE FALAN ŞARKI SÖYLÜYO AMA EĞİTİM OLMASA SABAHA KADAR PARA KAZANSIN CAHİL KALACAĞINA PARASIZ KALSIN DAHA İYİ HADİ ALLAH YOLUNUZU AÇIK EYLESİN MARDİNLİ ELİNDEN ÖPER :D
Bu zamana kadar nasıl kesfetmemisim bu muhteşem sesi yazık bana 😱 küçük kız da çok güzel söylemiş ama adamdaki ses dehşet güzel bayiiilllldddiiimmm ağzınıza yüreğinize sağlık ✌👌👍
11 haziran 2018 Bitlis’ten vana gelince Yanımda oturan genç bir bayanın sayesinde şuan bu parçayı dinliyorum size de ona da teşekkür ederim. (Keşke muhabbet etseydim )🤗😊
Zembîlfiroş, 10. ve 11. yüzyıllarda Mervanî Kürtlerinin başkenti Silvan'da geçen bir aşk hikayesidir. "Sepet satıcısı" anlamına gelen Zembîlfiroş, asil bir genç olan Mir Said'in lakabıdır. Mir Said, bir mezarlıkta gördüğü insan kemiklerinden etkilenip sepet örüp satarak geçimini sağlamaya başlar. Güzelliği hükümdarın hatununun dikkatini çeker, hatun aşkını ilan eder ancak Zembîlfiroş reddeder. Destanın sonunda Zembîlfiroş ya bir mucize sonucu kurtulur ya da hatunla birlikte cennete uçar. Kız: Sepetsatıcı derviş oğludur Buyur sen gel öne Sepetlerinin hakkını söyle Çocuk ben sevdalıyım Adam: Ey hanım Gözlerin zeytin gibi Korkuyorum ateşe girmekten Hanım ben tövbeliyim Cebbar Yaratana Tövbeliyim Tövbemden ben gelmem aşağı
Kürtçe bilmeyen bir arkadaşıma anlatmıştım Zembilfiroj hikayesini ve eseri okuyup Türkçe'ye çevirmiştim. Bir yıldan beri, ikimizin de en sevdiği eserdir. Kendisi de hem eseri ezberledi hem de Türkçe anlamını. Elbette bunun sayesinde Ziné ve Esmer Emman eserlerini de öğrettim kendisine
Maşallah ne güzel söylüyorlar bide zembilfroşun hayatini bilenler bilir ayni ibrahim ethem hz lerinin hayatina benziyor ikisinide kiyaslayin hak vereceksiniz bana bişey daha neden butür kürt evliyalarinin hayatlari ele alinmiyor bilmiyoruz mesela feqere teyran gibi kuşlarin dilinden anlayan büyük bir alim hz süleymandan sonra feqere teyran başka varmı tarihte yok kim biliyor feqere teyranin hayatini acaba tarihimizi kültürümüzü hikayelerimizi türkülerimizi daha çok yaşamak ve görmek istiyoruz yoksa son nesil olabiliriz bunlar bizim zenginliklerimizdir
Çok teşekkür ederiz 🙏 bu eserin derlenmesi bu hale gelmesi Şivan Perwer,in emeği.. bizler de onlardan dinleyerek icra etmeye çalıştık begenmeniz bizi onure etti .. üstad Şivan Perwer Bizim ekolümüzdür onu daha çok dinlememiz lazım...sevgiler 🙏