Mesela ben çok gülerdim, çok konuşur saatlerce aynı konudan bahsedebilirdim. Ama bir şeyler oldu sonra gerçi bir şeyler hep oluyordu ama ben geç fark ettim işte, bazı konuları aşamadım, bazı şarkıları susturamadım, bazı cümleleri unutamadım ve kalbimi yaşanmışlıklardan arındıramadım. Birileri uzun uzun bir şeyler anlatıp durdu ama cevap veremedim hiçbirine. Çok sevdim herkesi ama kimsenin sevdiği olamadım çok şey sayıkladım kimse anlamaya çalışmadı. Sonra sustum, hep öyle olur ya zaten...
"Acılarımı şarkılara gömdüm,yağmur dertlerime ağlıyor,karlar gülmemi sağlıyor,güneş ısınmağımı sağlıyor,insanlar?insanlar yaralıyor hemde derinden:)ama bu yaralar açık yaralar üstünü yara bandıyla örttüler bilmiyorlarki açık yaralar dikilmeli,şarkılardaa şarkılar açık yaramı diktiler,acıtmadan,incitmeden,yormadan sardılar yaramı hemde bir daha açılmayacak türden:)"
-Neden hiç mutlu değilsin Zeze? -Neden mutlu olmalıyım?.. -Çünkü dünyaya bir kere geliyoruz. -İyi ki bir defa geliyoruz Portuga. - Neden? -İkinci bir hayatı kaldıramazdım... ~Şeker Portakalı
Canımı çok yakıyor ama dinlemekten vazgeçemiyorum... İçimi bu yaşa kadar hiç açamadım, hep korktum ve hep kendi düşüncelerim beni boğdu ama sessiz kaldım. 18 yaşındayım ama yaşımdan çok daha büyük şeyler yaşadım,hatalar yaptım, kendimi yargıladım .. yeri geldi önemli kararlar vermem gerekti ama veremedim hep korktum , içimde bir şey beni hep olumsuzluğa götürdü ve onu dinledim .. her seferinde bitti güzelleşecek her şey diyorum ama bir bakıyorum daha kötü şeyler olmaya başlamış.. ne zaman birine güvenmek istesem vazgeçiyorum çünkü ben anne ve babama bile güvenmiyorum, çünkü hep en en yakınlarım beni mahvetti, benim mutsuzluğum için çabaladı.. Allah'ım benim peygamber sabrım yok , ben senin güçsüz kulunum ve kulun gerçekten dayanamıyor..
"Bazen düşünüyorum da neleri geri teptik acaba istemeden..? Mesela otobüse binmek yerine yürüyerek gitseydik gitmek istediğimiz yere, her şey farklı olur muydu..? Bir sokakta yerleri inceleyerek yürümek yerine, başımız dimdik yürüseydik hayatımızın aşkı döner miydi köşedeki sokaktan..? Yağmurlu havalarda şemsiye kullanmak yerine, yürürken islansaydık sanki bu ıslandığımız son yağmurmuşcasına.. Kestirmelerden gitmek yerine, uzun sokakta sallana sallana yürüseydik.. Hep aynı yolu tercih ettiğimiz için mi bu kadar dümdüz gidiyor hayatımız..? Bilmiyoruz ve asla da bilemeyeceğiz. Çünkü her zaman iki seçenek vardır önümüzde ve her zaman yalnız birini seçebiliriz aynı dakikalar içerisinde.. Ne yazık ki, bu uzun yolculukta sağ camın yanında oturduğumuzda, sol camdan geçen şeyleri göremeyeceğiz. Başımızı sola çevirsek, sağ taraftakilerden eksik kalacağız.. Biliyor musunuz, sanırım biz hep eksik kalacağız.."
Ruhun serbest kalmak istiyor sonsuzu arzulayan ruhumuza giydirilmiş beden elbisesi dar geliyor bize sigamiyoruz maalesef. aynı bebeğin anne karnından çıktığında ki serbestliği istiyoruz mekanlar dar geliyor bize. Ruhumuz ebediyet diye haykırıyor aslında hani dedin ya sağ camda oturunca sol camdan kaçırıp eksik kalıyoruz işte ruh bu şekilde hapis durumda. Bizi ancak ölmek paklar
Bir yol bir gidiş bazen bir elveda bazen düşünce kanayan dizler,bazen karıncaya verdiğin bir kırıntı,bazen sağanak altında ıslanmak,bazen uçurum kenarında yükseğe çıkmak,bazen bir gözyaşı silmek,bazen oturup onunla ağlamak,bazen birini tebrik etmek,bazen teselli vermek bazen bulmak,bir baş okşamak,dinleyici olmak susmak bazen konuşmak daha milyonlarca milyarlarca kapıyı çalmak sevinçle hüzünle ağlayıp diş sıkıp güle oynaya kapıların açılmasını heyecanla O var diye çalmak,içeri girmek...ben merkezli dünyada ALLAHA yürümek ALLAHI aramak ne müthiş bir heyecan ..arayan bulur mu dersiniz.....
“Bir türlü anlamıyorum neden anlayışlı ve güler yüzlü olunca, saf muamelesi görüyoruz? Akıllı olduğumuzun anlaşılması için yüzsüz ve yırtık mı olalım? Yok benim mayamı bozmaya güçleri yetmeyecek. Ben zarafetin ve tebessümün gücüne inanıyorum..”
Şimdi fark ettim de önceden neşeli biriydim. Şimdilerde hiçbir şeye katlanamaz oldum, hiçbir şey heyecanlandırmıyor. Hayatın akışında yapmam gerekenleri yapıyorum, gitmem gereken yerlere sürükleniyorum ama içim hiçbir şey istemiyor. Planlar yapıyorum. Gerçekleştiremiyorum. Yaşamak yordu. Zamanla ruhum ölüyor gibi. Kötülüklerin içinde iyi olmaya çalışmaktan, iyi olanı aramaktan yoruldum. Yorgunluklarım, kırgınlıklarım boyumu aşıp üstüme çıkmış gibi. Normalde geçmişi pek düşünmezdim, bu aralar geçmişteki güzel anıları düşünüp duruyorum. İçimdekileri dışa vuramadıkça sinirleniyorum. Oysa sakinliği severim.
"Seni Seviyorum.Seni deli gibi seviyorum." Diyor İçimizdeki Şeytan kitabında Sabahattin Ali. Ve aradan 3 yıl geçiyor."Seni Seviyorum.Deli gibi değil, gayet aklı başında olarak seviyorum." Diyor Kürk Mantolu Madonna kitabında yine Sabahattin Ali.
Şu güzel enstrümanın altında onlarca hataa daha fazla şiir yazanları görünce ne kadar mutlu oldum anlatamam. Hala yaşanmışlıklara, hayata duygulara saygı duyanlar varmış demek
Beni Güzel Hatırla Beni güzel hatırla Bunlar son satırlar… Farzet ki bir rüzgardım Esip geçtim hayatından Ya da bir yağmur Sel oldum sokağında Sonra toprak çekti suyu… Kaybolup gittim Belki de bir rüyaydım senin için Uyandın ve ben bittim… Beni güzel hatırla Çünkü sevdim seni ben Her şeyini… Sana sırdaş oldum Dost oldum koynumda ağladın Yüzüne vurmadım hiçbir eksikliğini Beni üzdün kınamadım Alışıktım vefasızlığa El oldun aldırmadım… Beni güzel hatırla Sayfalarca mektup bıraktım sana… Şiirler yazdım her gece Çoğunu okutmadım Sakladım günahını sevabını içimde sessizce gittim… Senden öncekiler gibi sen de Anlamadın….. Beni güzel hatırla Sana unutulmaz geceler bıraktım Sana en yorgun sabahlar… Gülüşümü… Gözlerimi… Sonra sesimi bıraktım En güzel şiirleri okudum gözlerine baka baka… Söylenmemiş merhabalar sakladım her köşeye Vedalar bıraktım duraklarda… Ne ararsan bir sevdanın içinde Fazlasıyla bıraktım ardımda… Beni güzel hatırla Dizlerimde uyuduğunu düşün Saçını okşadığımı Üşüyen ellerini ısıttığımı Mutlu olduğun anları getir gözünün önüne Alnından öptüğüm dakikaları… Birazdan kapını çalan kişi olabileceğimi düşün Şaşırtmayı severim biliyorsun? Bu da sana son sürprizim olsun Şimdi seninle yaşan günleri ateşe veriyorum Beni güzel hatırla Gidiyorum… Okan Savcı
Yorumlara bakıyorumda ne çok acı kalmış, ne çok yaşanması mümkün olaylardan yaşayamadıklarımız kalmış içimizde. Ne çok yorulmuşuz , ne çok kırılmışız... Dünya hassas kalpler için bir cehennemdir demişlerdi ben bu cümleyi çok sonradan anladım. Ama keşke anlamasaydım hep bir cümle olarak kalsaydı bende... Yüreğime damlayan her bir sızıyı damarlarımda dolaşmasına, bedenimi ve en önemlisi ruhumu ele geçirmesine izin vermişim. Zaman benden farkında bile olmadan çok şey götürmüş... Büyümek istemiyordum. Hep o dağlarda bayırlarsa açan çiçekleri koparmak yerine onları koklayan ve seven terliklerini çıkartıp çıplak ayakla dilediğince gezen saçlarının kokusunu etrafa yayarak hafif dağılmasına rağmen kafa yormayan bir kız... Yağmur yağarken kaçmak yerine ellerini açıp gülen tek derdi hatta dert bile değil gün batımını kaçırma telaşında olan bir kız çocuğu olarak kalmak isterdim... Tabi o zamanlar bile bazı şeylere özenirdim : Mesela birbirine sarılarak yürüyen bir baba ve kız çocuğuna mesela anne bugün şunu yaptım bugün şöyle bir olay yaşadım diyen ve ona herşeyi anlatan bir kıza özenirdim... Ama şimdi hiçbir şey kalmadı içimde... Belkide kaldı hatta Ufak bir boğazda düğümlenen yumruk içinde ukte kalan yaşanamamamışlık , her baba anne ve kız gördüğünde acı bir tebessüm ve herşey den daha önemlisi büyüdün kızım herşeyi tek başına yapmaya çalışıyorsun gerçeği... Başaracaksın ama bir yaşanamamışlık kalacak içinde ... 18 Eylül de 18 yaşıma giriyorum şimdi bazılarınız daha çok küçüksün ya diyeceksiniz haklısınız da belki ama yaşadıklarım bunlar. İçimi döktüm bu akşam iyi geldi... Yazım yanlışları ve noktalama işaretleri için özür dilerim. İyi akşamlar 🧡 09.09.2023 N.
İnsan her şeyi aşıyor da içindeki o tarifsiz yorgunluğa geldiği zaman ne yapacağını bilemiyor. Hangi şarkıyı dinlesem geçmiyor, hangi kitabı okusam hafiflemiyor, ne zaman bu sefer geçti desem ne zaman güneşe baksam hayranlıkla, yine bir rüzgara kapılıyorum. Kabul etmek istemiyorum. Kendimi kaybettiğimi kabul etmek istemiyorum. Mutluluğumu, çocuksu sevincimi, heyecanımı, içimdeki umut dolu kız çocuğunu kaybettiğimi kabullenemiyorum. Hangi şiiri okusam bana hitap eden bi burukluk, hangi yağmura baksam beni anlatan buruk bi damla, hangi şarkıyı dinlesem bana fısıldanan buruk bi cümle. Ne ara bu kadar yoruldum ne ara bu kadar sıkıştım yalnızlığıma, dışarılara sığamazken. Kendime bile söyleyemeyeceğim kadar yorgunum artık. Ayağa kalkmak için çabalayamayacak kadar. Ne zaman son bulur bilmiyorum, ne zaman şiirler mutlu eder ne zaman şarkılar gülümsetir ne zaman benim güneşim yeniden doğar bilmiyorum. Ya karanlıktayım artık ya da önümü göremeyecek kadar kör, sahiden...
Bu satırları sizmi yazdınız bilmem ama kelimelere dökemediklerimi ne güzel anlattınız. Hayatın yüklediği çok fazla sorumluluk var ama bu yorgunluk ve tükenmişlikle nasıl taşırım hiç bilmiyorum.
@@ruzgar6211ben yazdım.. bu yorgunluğu taşıyanlara, yalnız olmadığımızı görmemiz lazım. Yanımızdakiler bizi anlamasa bile bi satırda bizi anlayabilenler var. Bi satıra acısını sığdıran, bi satırda kendini gören çok kişi var.. o yüzden seviyorum yazmayı, cümlelerin bi ayna olmasını içimizde :)
Hayatta bir şeyi sadece çok istemekle olmazmış, olmasına yetmezmiş,öyle çok istedim ki, olmayınca kendime küstüm, kendime kin kustum,hakaretler fırlattım. Boş bir duvara anlatmak gibiymiş kendime kızmak.Öyle çok istemekle bitmiyormuş,emek lazımmış, kaybetmek lazımmış.En zoru da yeniden kazanmak için, yeniden ayağa kalkmak için, kaybettiğini kabullenmem lazımmış.Yeni yeni anlıyorum bunu.Küçükken yorgun, argın,yaralı çocukluğum büyünce geçer,her şey çok güzel olacak derdim büyüyünce.Dünyayı taşıyacak gücü bulurdum içimde.Şimdiyse hiçbir şey olmamış, kırık hayallerle,canıma değen dikenleri kanata kanata çıkartıyorum.Hayal kırıklıklarıyla, kırgınlıklarla dolu dikenleri...Ben hiç böyle hayal etmemiştim.Ama nasıl acıtıyormuş büyümek...İçimde ufak da olsa hala, Küçük Prens'in keşfettiği son gezene kadar kaybolmayan umudu, gülünü büyütmeye çalışırken ki umudu var.Dünyayı kurtaramam belki bu ufak umut parçasıyla ama her seferinde en iyi şekilde kaybeden, kazanan olmak için savaşırım.19 yaş,balkonda oturuyorum,ağlamıyorum dertlerim kaçtı gözüme...Belki de Yks falan kaçtı, belki de karşılıksız aşk, ekonomik sıkıntı, hayaller ve hayatlar vs. daha sayacak bir sürü dert kaçtı... Uyku? Güldürmeyin beni Allah aşkına? Uykularım artık uyumak değil ki.Sanki uyurken bile uyanık gibiyim.Öyle stresli,öyle bir yere koşacak gibi,öyle telaşlı.Sanırım en son huzurla ve deliksiz uyuduğum zamanı hatırlıyorum.Bir Cuma günü, hava çok güzel,kopkoyu mavi,lodoslu bir gün,hortum çıkmasını ilk defa gördüğüm zaman o gündü hatta... Güç bela uçmadan eve atabildim kendimi...İşte tam da o gün, okuldan döner dönmez koltukta, formamla deliksiz sabaha kadar uyumuştum. Ve 11 sene geçmiş o zamandan bu yana,ben öyle güzel uykuyu bir daha hiç çekmedim.Dilerim aynı uykuyu uyuyacak kadar,hatta daha da rahat, daha da derin uyku uyuduğum güzel bir hayatım olur.Dilerim hayalimdeki meslek,kurmak istediğim aile benim olur.
@@hermgranger5302 Sınavda EA 254 b yaptım yüksek ihtimalle bir daha deneyeceğim.Belki daha iyi yapılabilirdi ama geçmişe takılı kalarak değil geçmişten ders alarak yola devam etmeyi öğrendim.Genel olarak iyi gibiyim.Sorduğunuz için teşekkür ederim
@@-Mariah-Büyüyünce geçmediğini öğrendik, gittikçe her şeyin düzeleceği yokmuş meğerse onu öğrendik. Hatta gittikçe, büyüdükçe her şey daha da sarpa sarıyor, daha çok sorumluluk yükleniyor üstüne. Korkulardan ziyade bu kez günahlar da biniyor omuzlarına, daha da taşınmaz hale geliyorlar işte o zaman. Ama artık eskisi gibi “yok ben yapamayacağım pes ediyorum” da diyemiyorsun. Dedim ya daha büyük sorumlulukların oluyor artık ve bu sorumlulukların da senden talep ettiği en büyük şey öle öle çabalaman. Anneannem küçükken ben elimdeki sıcak bardak, tabak çanak gibimsi şeyleri hemen kenara fırlatında sürekli derdi ki ellerini umursama bırak yansınlar, elinde taşınıdığın şeyden sorumlusun, yanma pahasına bırakma. Çocuğum ya, küçük halimle kızardım ona, kendi canımdan değerli mi derdim… Büyüyünce öğrendim sorumlu olduğum şeyi bırakırsam eğer hayat hepten vazgeçermiş benden. Anneannem haklıymış beni sürekli uyarmakta. Hisslerinden vazgeçiyorsun sonra, çünkü hayat seni o noktaya getiriyor. Onca büyük hayallerin varken bazen birileri iyi olsun diye, bazen de bazı günahları temizlemek için o çok büyük hayallerden vazgeçiyorsun. Basitleşiyorsun. Ağlıyorsun ama yine kimse duymuyor seni. Kendi hıçkırıklarında boğuluyorsun sonra tek başına yine gözlerin dolu dolu kalkıp devam etmeyi öğreniyorsun. En önemlisi de kimseye güvenmemen gerektiğini öğretiyor sana büyümek. İçinde ufacık da olsa sevgi hissini beslememen gerektiğini. Asla aşık olmaman gerektiğini öğretiyor. Büyümek acı veriyor ve en acısı da hemen büyümek için can attığın o küçük yaşlarına dönemeyeceğin gerçeğidir. 5 yaşındaydım yanılmıyorsam anneannem üzerimi değiştirirken kanepede zıplayarak çok matah bir şeymiş gibi “ben 18 yaşındayım” diye bağırıyordum mutlulukla. 18 yaşımın sonlarına doğru adımlıyorum ama hiç girmemiş olmayı dilerdim bu yaşıma. Keşke kimse büyümese ve her kes çocuk olarak kalsa ama hayat lanet bir şey ya illa istemediğimiz şeyleri yaşatacak bize. En azından küçükken acılar çok dank etmiyordu. Şimdi maalesef öyle değil…
Müzik eşliğinde neredeyse tüm yorumları okudum. O kadar muhteşem ifadeler kullanılmış ki!!! İnsanların yaşadıkları farklı ama acıları aynı... Hem daha çok hüzünlendim hem böylesine betimlemeler yapılmasını hayran hayran okudum. Tanımadığım ama hissi olarak tanış olduğum insanlara... Hepinizin gönlüne yüreğine sağlık❤
3000 yıl önce yazılmış bir Likya şiirinden: "beni bulamazsan üzülme, eşyalarımı bulacaksın. kestiğim taşları, açtığım yolları, işlediğim heykelleri bulacaksın. ve göreceksin ki binlerce yıl öteden, parmak izlerimiz değecek birbirine..."
"Ağlasam sesimi duyar mısınız, Mısralarımda; Dokunabilir misiniz, Gözyaşlarıma, ellerinizle? Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel, Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu Bu derde düşmeden önce. Bir yer var, biliyorum; Her şeyi söylemek mümkün; Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum; Anlatamıyorum." Orhan Veli
Ne hasta bekler sabahı, Ne taze ölüyü mezar, Ne de şeytan bir günahı, Seni beklediğim kadar. Geçti istemem gelmeni, Yokluğunda buldum seni; Bırak vehmimde gölgeni, Gelme artık, neye yarar?
Yollar mıydı bizi ayıran? Yoksa yüreğimizdeki mesafeler mi? Sevmek miydi zor olan, sevilmemek mi? Sınav mıydın bana yoksa mükafat mı? Gönlümün bahçelerinde gezerken her meyve vardı da bir sen yoktun kiraz çiçeği...
Yerin seni çektiği kadar ağırsın, Kanatların çırpındığı kadar hafif.. Kalbinin attığı kadar canlısın, Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç... Sevdiklerin kadar iyisin, Nefret ettiklerin kadar kötü.. Ne renk olursa olsun kaşın gözün, Karşındakinin gördüğüdür rengin.. Yaşadıklarını kâr sayma: Yaşadığın kadar yakınsın sonuna; ne kadar yaşarsan yaşa, Sevdiğin kadardır ömrün.. Gülebildiğin kadar mutlusun. Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin Sakın bitti sanma her şeyi, Sevdiğin kadar sevileceksin. Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın. Bir gün yalan söyleyeceksen eğer; Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın. Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret, Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın. Unutma yagmurun yağdığı kadar ıslaksın, Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak. Kendini yalnız hissetiğin kadar yalnızsın Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü. Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin.. İşte budur hayat! İşte budur yaşamak, Bunu hatırladığın kadar yaşarsın Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun Çiçek sulandığı kadar güzeldir, Kuşlar ötebildiği kadar sevimli, Bebek ağladığı kadar bebektir. Ve herşeyi öğrendiğin kadar bilirsin, bunu da öğren, Sevdiğin kadar sevilirsin...
Saatlerce şarkı eşliğinde dalıyorsun uzaklara. Hayatın sana yaşattıklarını tekrar sorguluyorsun ben bunları hakettim mi diye. Haketmemiş olsak bile bunları yaşamak kaderimizde varmış. Görüyorum duyuyorum sabrın sonu selâmettir diye. Ama daha nereye kadar sabredeceğim? Hep biraz daha biraz daha diye diye kendi içimde çürüdüm resmen. Ben sabretmekten çürüdüm resmen. Ne hayata karşı bir zevkim ne de bir sevincim kaldı. Eskiden çok gülerdim ben mesela herke güldürürdüm hatta. Çok gezer yeni şeyler öğrenir, sürekli okur yazardım. Artık ne gülmek ne öğrenmek ne de okuyup yazmak geliyor içimden. Sanırım kendi kalemimi kırdım. O kadar kötü ki artık hayattan zevk alamamak. Hiçbir şeyin yolunda gitmeyişi kimsenin seni dinleyip anlamaması. O kadar arkadaşım var ama ben hâlâ beni anlayan daha doğrusu anlamayı geçtim dinleyen birisi olduğunu düşünmüyorum. O kadar yorgunum ki artık. Ne çocukluğumu ne de gençliğimi doğru düzgün yaşabildim. Aslında ben iyi bir çocuktum. Herkese karşı güleryüzlü ve iyi davranan birisiydim. Ne oldu ki bir anda bana da artık yüzümün gülümsemeyi unuttuğunu düşünüyorum? Tat vermiyor artık hiçbir şey. Saatlerce şarkı dinleyerek sigara eşliğinde hayatı sorguluyorum, benliğimi sorguluyorum. Öyle bir dönemdeyim ki hiç bitmeyecekmiş gibi geliyor, ve sanırım artık beni bitirmeye başladı. Sizden tek ricam insanları dinlemeyi öğrenin. Yardım edemiyorsanız bile dinlediğinizi hissettirin lütfen. Çünkü gerçekten bazılarının buna çok ihtiyacı var. Kendinize hoşça bakınız sevgilerimle..
Beray Çelebi ♀ Birgün gelecek başkası sizi güldürecek. Yazdıklarınız onun için daha başka yazılacak .Bana inanın.Hep kötü tecrübeleri iyi dersler kovalar. Hoşça Kalın ,İyi Geceler🌆🌉🎑
İnsanları anlamaya çalışmaktan kendime sağır oldum şimdi içinde olduğum yer istediğim yer mi bilmiyorum ama mutlu musun deseniz değilim sapına kadar mutsuzum neden bilmiyorum ama hiç de kendime sen ne istiyorsun diye de sormadım yazık etmişim 20 yıllık ömrüme yazık etmişim içimdeki çocuğa büyümek istemyen ruhuma kalbim bu kadar şeyi kaldırmıyor bir yerde durmak istiyorum hayatı zamani ben ne yaşıyorum biz ne yaşıyoruz niçin yaşıyoruz kimin için yasiyoruz biz bu kadar bedeli kimin için çekiyoruz susmak konuşmaktan daha güzel gelmeye başlar oldu kitap okumak daha güzel kendimi insanlara anlatmak ve onlar tarafından anlaşılmak dahi istemiyorum varsın anlamasinlar hiçbir cümlem diger cumlemi tutmuyor konudan konuya anlatıyorum ama bu cümleler benim kitapa cevirecegim kadar uzun ama anlatasim yok bir zaman sonra gelirsem şayet buraya ayni mutsuzlukla gelmemiş olurum inşallah
İnsanları anlamaya çalışmanız çok güzel bir şey ancak anlarken davranışlarınıza yansımıyorsa kendi hayatınıza geçirmişte olmazsınız. İnsanları anlayıp bunu davranışa döktüğünüzde ise bir zaman sonra kendinizi de anlamaya başlarsınız. Kendinizle empati kurmayı öğrenirsiniz. İçinde olduğunuz bu ruh hali bir savunma psikolojisi mi yoksa gerçekten insan psikolojisine inmek mi istiyorsunuz? Bunun cevabını verince kendizi tanımaya ve benliğinizi yenilemeye başlarsınız. Umarım şuan içinde olduğun herhangi bir şarta rağmen mutlu olmayı ihmal etmiyorsundur:)
kalbindeki hisleri anlatan kelimeler mevcut değilse bi kemanın çıkardığı tınıda bulmaya çalışıyosun aradığını , yine kayboluyosun. arayanlar bulamaz ama bulanlar arayanlardır demisti birileri haklılar ,onayladım . gözyaşlarımda bu müzikle birleşince ortaya hissî bi tablo cıkıyo hissedebilirsin artık . hissetmek niye bu kadar onemli ,tatmin eden şey derinlerinde sevgiyi hissetmek mi acıyı yaşamk mı nefes ararken bogazının yanması mı nefes aldım sanıyosun ama bogazın o kafar acıyo ki yapacak bi şeyin yok ya ölüm ya acı araftasın . Teslim olamadın niye olamadın teslim ol bırak artık kendi esaretini kendin yazıyosun teslim ol özgürlüğüne en istediğin şekilde kavuşacaksın . ugruna savastıgın kavramlar aslında sen bi bıraksan olcak ama zorluyosun olacagına bırak . Beni Yaradan bana yolumu gösterir . tek istikametim budur bu olmalı hep olacak inşAllah .
Seni düşünmek güzel şey, ümitli şey, dünyanın en güzel sesinden en güzel şarkıyı dinlemek gibi birşey... Fakat artık ümit yetmiyor bana, ben artık şarkı dinlemek değil, şarkı söylemek istiyorum... (Nazım Hikmet)
Herkes aşk acısı, dertleri vb. için burada. Ben ne için mi buradayım? 345 TYT Matematik çözerken dinlemek hoşuma gidiyor. Allah dert sahiplerine ve ihtiyacı olanlara yardım etsin
Herkes bir alıntı bir cümle kendini yansıtan bir kelime yazmış.Tanıdığımız , sevdiğimiz insanlara anlatamayıpta gelip burda hiç tanımadığımız,bilmediğimiz insanlara anlatmak koyuyor insana çünkü buradakiler seni yargılamadan dinlemeye çalışıyor en değer verdiklerimizin aksine...
17 Mayıs 2023 yks sınavına tam 30 gün kaldı şu anda bu şarkıyı dinleyerek ağlaya ağlaya kütüphanede ders çalışıyorum o kadar çok yoruldum ki bir günümü tamamen ne zaman keyifli geçirdim hatırlamıyorum ne zman en az 8 saat uyudum onu hatırlamıyorum ne zman ailemle beraber sınav ve ders söz konusu olmadiginda sofraya oturdum bilmiyorum hatırlamıyorum animsamiyorum sadece uzun bir uykuya dalmak istiyorum artık Mutlu yaşamak istiyorum hani dertsiz tasasiz hiç kötü olay olmadan hayatımı yasamak istiyorum ben artik mutlu şarkılar dinlemiyorum siirlere sığınıyorum yani tıpkı bu fon müziğinde olduğu gibi sadece eski zamanları düşünüp duruyorum yetmez mi artık mutsuzluk bize çok cekmedik mi bu hayattan daha 18imizi dolu dolu yasamayip şimdiden ölmek isteyecek kadar ne yaşadık be hayatta halbuki biz bu yaslarimiza dört gözle gelmeyi beklerken neler oldu böyle yasamimizda gönlümuzde hisseriklerimizde. .. savaş oldu virüs çıktı seçim oldu deprem oldu Barış gelmedi insanlar öldü olan oldu kalan kaldı kalana sadece bir avuç toprak kaldı şimdi sadece geleceği düşünmeyi bırakıp anı yaşıyorum çünkü artık bir geleceğim olacak mı diye tedirginim şimdilerde sadece balkona çıkıp ucsuz bucaksız o güzel parlak yıldızlara bakıyorum ellerimi uzatuyorum onlara biliyorum dokunamayacagim ama yinede uzatmak istiyorum ellerimi.
Başarılar kuzum umudunu kaybetme yaşıyorsak umut halâ var umarım dilediğin hayatı bu yıl yaşarsın ailenle arkadaşlarınla mutlu huzurlu günlerin olsn kardeşim yaşındasın tahminimce yaşıtların hemen hemn hepsi senin gibi biz baharı getiremedk büyükler olarak elimizden geleni yapmamıza rağmen olmadı ama az kaldı sabret çok çalış inan bana her şey çok güzel olacak 🎈
İçimde adını koyamadığım bir tükenmişlik var kayboluyorum sanki ama kendimi defalarca kaybedipte yine Rabbim de bulduğum geliyor aklıma ve oylesine korkuyorumki su hayattaki tek gerçeğim olan Rabbimi kaybetmekten... 🥀
Eylüldü. Dalından kopan yaprakların Sararan yanlarına yazdım adını Sahte bir gülüşten ibarettin oysa. Ve hiç bilmedin ellerimin soğuğunu. Eylüldü. Di'li bir geçmiş zamandı yaşadığımız Adımlarımızın kısalığı bundandı Bundandı gözlerimin durgunluğu. Sarı sıcak cümlelerde sözün kadar yalan, Ellerin kadar ıssız, Sen kadar zamansız molalar veriyordum Ve çocuksu bir bencillikti hüznümüz. Eylüldü. İzlerini çizdiği zaman ansızın gidişin, Şimdi yoktu bi anlamı suskunluğun. Çırılçıplak kalakaldım sessizliğinin orta yerinde. Sonra sesime yankı vermeyen uçurumlar kıyısında yürüdüm bir zaman En çok sesini aradım. Gözlerinse asılı bıraktığın yerdeydiler hâlâ. Gözlerini sildi zaman.. Dedim ya...Eylüldü. Savruluşu bundandı kimsesizliğimizin. Cemal Süreya
Yoruluyorum bazen Ağır geliyor sanki bu dünya bana Kaldıramıyorum Düşünmeden duramıyorum Kendi kendimi yok ediyorum Sonra yine düşünüyorum Hak ettim mi bunları diyorum Sonra vazgeçiyorum Düşünmeye değmez diyorum Ama gece olup karanlık çöktüğünde yine kendimi yiyip bitiriyorum…
Elbet bir gün, bütün çiçekler beyaz açar Hür ve mes’ut bir şarkı halinde Penceremizden uzanır nur. İstediğimiz şekilde doğar gün, Dilediğimiz gibi yağar yağmur. Gök yüzüne hayranlığımız biter; Kapımıza çırılçıplak gelen bahar, Bir tohum halinde toprağa düşer. Bizim için başka türlü eser rüzgâr Bahçelerin aşinalığı artar. Herkes gibi biz de doyasıya yaşarız hayatı Yıldızlar dilimizle konuşur. Elbet bir gün, bizim de sevgilim Köyümüzde beyaz badanalı, bir evimiz olur.(Yaşar Kemal)
Canım çok şey yazmak istiyor ama yorgunum. Beynim yorgun, bedenim yorgun, Bunca şeyi affeden kalbim bile yorgun artık. Heveslerim yorgun, iyimserliğim yorgun, Konuşarak anlaşmaya olan inancım bile yorgun artık. Çok yorgunum.. Zaman kısa, ben yorgunum, yol uzun....
Bazen insan sadece saçı okşansin, sevilsin istiyor.sadece mutlu olmak istiyor, kendi anılarını anlatmak başkasının anılarını gözleri dolu dinlemek değil,sadece içindeki hüzün anlaşılsın,derdi dinlensin istiyor.
ne zaman ağızımı açacak olsam, karşımdakinin derdini dinler oldum. hep dinledim ben. Artık kimseyi dinlemiyorum, çünkü kimseye bir şey anlatmak istemiyorum.
Hangi ışığın hüzmesi, hangi yağmurun bereketisin bilmiyorum. Yüreğimde ki yüke gizlenmiş olan seni, narin bir yasemin gibi taşıyorum. Ruhunun o derin nüktesi, bütün benliğimi izafe ediyor. Sana bakarken zürriyetini değil, etrafı nergisle kaplanmış bir bahçe görüyorum. Kokun içime işlemişken, kayboluyorum nefesinde, Ve ben sen oluyorum farketmeden. Görmüyorsun beni biliyorum, kahroluyorum geceler boyu hissetmiyorsun. Sesin efsun ama sen duymuyorsun. Bakışlarına hiçbir manayı atfedemiyorum, anlattıkça romanlaşıyor dudaklarımda. Hangi şiirin kafiyesi, hangi dizenin ahengisin anlayamıyorum. Tek kelimesi bile yetiyor şu yitik cesaretimi atmaya. İşte burdayım, bekliyorum, Geleceksin biliyorum.
Gökyüzünün başka rengide varmış Geç farkettim Taşın sert Olduğunu Su insanı boğar Ateş yakarmış Her doğan günün bir dert olduğunu İnsan bu yaşa gelince anlarmış
Sana gitme demeyeceğim. Üşüyorsun ceketimi al. Günün en güzel saatleri bunlar. Yanımda kal. Sana gitme demeyeceğim. Gene de sen bilirsin. Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim, İncinirsin. Sana gitme demeyeceğim, Ama gitme, Lavinia. Adını gizleyeceğim Sen de bilme, Lavinia. Özdemir Asaf Neden bilmiyorum ama en çok bu şiiri yakıştırdım ❤
Birdenbire; Her şey birdenbire oldu. Kız birdenbire, oğlan birdenbire; Yollar, kırlar, kediler, insanlar... Aşk birdenbire oldu, Sevinç birdenbire... - Orhan Veli Kanık
Belki de hepimizin içimizdekileri tıpki bir şaircesine anlatmak için sadece özenle seçilmiş melodilere ihtiyacımız var. Mesele o melodiyi yakalayabileni yakalamakta 🌸
Bu şarkıyı her dinlediğimde içim bir tuhaf oluyor sözleri olmadığı halde herkesin kendi yarasından bir parça bulduğu müzik. Bu şarkı içimde tarifsiz bir fırtına koparıyor...
Gerçekten uzun zamandır böyle bir müziğin altında acılarıyla yorgunluklariyla güzel şeyler paylaşılmş ilk defa böyle yorumlari okumaya değer insanları görüyorum acılarınız olsada güzel yürekleriniz var . Takdire şayan. Emeğinize sağlık .
Ne bir hasta bekler sabahı Ne taze ölüyü mezar, Ne de şeytan bir günahı Seni beklediğim kadar. Geçti... İstemem gelmeni Yokluğunda buldum seni Bırak vehnimde gölgeni Gelme, artık neye yarar?
-Bahar geldi Anton -Evet Maria -Çocukken dolaştığımız yerler halen güzelliğini koruyor değil mi -Güzelliğini koruyan tek şey doğa değil Maria -Nedir o Anton -Sensin ...Sendin Maria ama artık çok geç... -Neden öyle söyledin Anton -Çünkü ben baharımı o da beni kaybetti neyse gitmem gerek Maria -Dur gitme Anton ... Lütfen gitme -Sen ona aşık değilmisin neden durduruyorsun beni sen de git işte sevdiğine kavuş Anton bir daha görüşmemek üzere oradan ayrıldı. Kim bilir belki de Maria ona sevdiğini söyleyecekti...
"Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı Beni sensiz bıraktın, beni bensiz bıraktın."
Eskisi kadar konuşasım yok, ne hissettiğimden bahsedesim yok, hiç kimseyi merak etmiyorum hiçbir hararetli konuşmayı dinleyemiyorum, hiçbir şey ilgimi çekmiyor. Kendimle yalnız kalmak iyi gelecek ama kendimide bulamıyorum.🥀💔
Kimseyi sevmiyorsan kendini sev, kimseyi dinlemek istemiyorsan kendini dinle, ilgi odağında sadece kendin ol, hayat hakkıyla sevilmeyenlerin(bizim)de hayatı o halde kalk ve kendine iyilik yap, sen mutsuz oldugunda kimse umursamaz ama sen mutlu oldukça ilgi odağı sensin..
-Hayatta üç yanlışım oldu Olric. +Ne gibi efendim? -Tanıdım, inandım, güvendim. Ama bir doğrum oldu. +O nedir efendim? -Sevdim Olric. Fakat sen de bilirsin ki, üç yanlış bir doğruyu götürür.
Bezen insan tək olduqun fikirləşir fikirləşir, heckesi yoxmuş kimi,tenha amma bilməli olduğumuz tək şey varki kim gedsede bizi yalnız qoymayacaq Allahımız var şükür allaha. Hər darda olana yardım edən insalanar qarşılıq isdeyən amma o yox qarşılıqsız sevgi veren tek biri.
I am lost here, scrolling through RU-vid's playlist, and I found this. Listening to this rendition triggers my pain of memories from the past. I used to be in a miserable moment where I didn't have any will to live. But now, I manage to get through it even though it sometimes came together. Life is unbearable sometimes right? this music just explain my wrenching heart
sevmek ya da severek kalmak için illa yan yana mi olmalıydı insan göz göze mi bakmalıydi dokunmakla mi oluyordu .. uzaktan sevemez miydi . Keşke sevmeyi beceren, becerene denk gelseydi o zaman inancımızı kaybetmezdik
Arada bir yerde kalıyoruz hepimiz koca bir karmaşanın içindeki tek netlik gibi hissediyoruz kimi zaman ama gözlerimiz hep buğulu bakıyor. Gözlerimizdeki o hayal kırıklığı öyle belli ki bize bakanların içine işliyor bu derinlik. Yaşlı gözlerimizin bir gün umutla bakması dileğiyle...
Ben hiç büyümek istemedim gerçi büyümedim de,mesela hala çizgi film izlerken çikolatalı ekmek yerken keyif alıyorum.Düştüğüm zaman hala canım yanıyor ama fiziksel bir acı degil bu ruhum,kalbim acıyor işte ruhumun kalbimin acimaya basladigi gün ben büyüdüm...keşke düştüğümde sadece dizim acısa ve ben o acının öpülerek geçtiğine inanan o kız olarak kalsaydim
“Farzet hiç ayrılmadık. Gözümde tütüyor, Gözümü tütsülüyorsun hâlâ. Hep birlikteyiz sanki Seninle ben ve dünya...” Elimi kalbime koyduğum her an nefesini tenimde hissediyorum. Seni seviyorum güzel gözlüm bu ölünceye kadar sürecek.
Bıraktım artık.Olmuyorsa olmuyodur yani,yorulduysam duracağım artık.Bazen kaybetmek daha iyi bazen kaybetmenin daha iyi olduğunu düşünüyorum.Yalan sevgi kazanılmaktansa bırakın kaybedeyim en güzel satırlarda kaybedeyim kendimi...en güzel cümlelerde kaybedeyim kendimi...ya da en iyisi tarif edemeyeceğim gözlerine kaybedeyim...
_Her zaman kibirle ruh, mantık, duygu dediğimiz, acı dediğimiz şeylerin aslında ne kadar zayıf, zavallı, sıkıntı veren şeyler olduğunu yine korku içinde duyumsuyorum, çünkü bütün bunların hepsi, aşırı olsa bile acı çeken, eziyet çeken bir bedeni bütünüyle yok edemiyor; böyle zamanlarda ölmemek veya yıldırım düşen bir ağaç gibi yere yıkılmamak için, insan güm güm çarpan kalbiyle o anlara tahammül gösteriyor. Yalnızca kısa bir süre, bir an için bu acı dizlerimin bağını öyle çözdü ki nefessiz, cansız, sanki ölecekmiş gibi bir duyguyla o banka yığılıp kaldım. Ama dediğim gibi bütün acılar korkaktır, yaşama karşı duyulan aşırı arzu karşısında acı geriler; çünkü yaşama arzusu, düşüncelerimizde var olan ölüm arzusundan çok daha güçlü bir şekilde bedenimizin her zerresinde mevcuttur._
Sustuğuma bakmasın kimse söyleyemiyorum sadece dilim er vermiyor . Yapamıyorum aşamıyorum o zorlukları . Belkide o zorlukları aşmam kolay olur ama yapamam gücüm kalmadı . Ağlamaktan yoruldum , zorlukları aşamamaktan insanların dillerinde hep güçsüz gibi anımsanmaktan yoruldum . Aşağılanmaktan ya da dışlanmaktan yoruldum . Ama katlanıyorum ne de olsa toprağımı bile sevicek biri yok kendimi Allaha teslim ediyorum . Sevilipte bırakılmamayı , sabrla dinlenmeyi öğrendiğim yere teslim ediyorum kendimi.
Dios mio no me puede movilizar tanto esta melodía. Me hace volar tan alto y caer tan lento. Gracias a este sonido mi corazón resucitó en un abrir y cerrar de ojos. Gracias mil gracias por hacer este tipo de música.
Parça insanı öylesine derinden hissettiriyor ki içinde tuttuklarını söyleyemediklerini hatta haykırmak isteyip de haykıramadıklarını hatırlatan bir parça. O ince sızıyı kemiklerinde ilik ilik hissettiğin bir parça. Geçmişi geleceği bir kenara koyarak asıl olanın şimdi şimdi içinden gelerek ne yapması gerektiğine karar verdirecek bir parça❤
. KORKAK Ne zormuş korkak birini sevmek Yıpranırmış insan farkına varmadan Ağır gelirmiş insana iki kişilik sevgiyi tek bedende taşımak Ve vazgeçermiş insan severken acı bir gözyaşı ile . . . Ve biri daha tövbe edermiş âşk’ a Birini tekrar sevmeye Ne zor oysaki sever iken ayrılmak ölümü arzulatırmış insana Ey sevgili bu kaçıncı sigaram bilemem Ama seni son söndürüşüm olsun isterim Bir daha gelme isterim kendine çok iyi bak Dünyalar güzelim “ korkak sevgilim “ 😔
Hep diyolar ya gidene mi zor kalana mı ? Kalana zor olduğunu düşünürdüm sonra bir gün geldi ve gitmek zorunda kaldım 3 sene geçti hisler mutluluklar üzüntüler hiçbirinden eser kalmadı sadece anılar ve yaşanmışlıklar.. her gün ağladığım üzüldüğüm günler aklıma geliyor ama şu an ne ağlayabiliyorum ne gülebiliyorum hissizleştim . İnsan herşeye zamanla alışıyor çünkü başka çaremiz yok o yüzden tek tavsiyem kendinizi yıpratmadan herşeyi zamana bırakmanız çünkü unutmasanız bile alışıyorsunuz .
Ehh Mənim Korlar ölkəsində Güzgü satan qəlbim Olmur, Alınmır Elə deyilmi...? Bir gün Güclü Və Xoşbəxt Xəyalların reallaşdırmış Biri Olaraq Dinləyib Sevincdən Ağlayacam Bir gün Hər şey bitəcək Bütün Yorğunluqlar, Çarəsizliklər, Gözləntilər, Uğursuzluqlar O günü Səbrisizliklə Gözləyirəm...🤍 ✨