Official music video for Balmorhea's "Remembrance" from "All Is Wild, All Is Silent" Directed by Jared Hogan Photographed by Matthew Kern Camera operated by Matthew Kern & Jared Hogan Edited by David Andrews jaredhogan.com
I am so sorry what you are going through...... I hope you defeat the cancer and lead a happy life and if you need someone to talk to you can talk to me.... Take care
Nasıl ? İyi misin ne durumdasın ? Seni merak ettim şimdi , bi yandan da müzik çalıyo . Sen bunu buraya yazalı 2 hafta olmuş ama kimse sana nasıl olduğunu hiç sormamış .. çok üzücü bu durumu düşünmek .. kim bilir sen bu yorumu okurken neler düşüneceksin . Mesajımı görürsen yanıtlarmısın seni merak ettim ..
İnsanlar6da böyle değil midir? Çok konuşup hiçbir şey aktaramayanlar etkilemeyenler varken hiç konuşmayıp sadece bakışlarıyla seni senden almıştır gözlerine bakınca derin bir okyanus uçsuz bir gökyüzü kadar yoğun anlamlı...
Anlamaları da anlamamaları kadar kötü olduğunda, ölüm de yaşam kadar çaresiz geldiğinde, varlığında da yokluğun kadar çaresiz ve kendinleyken de kimsesiz kadar yalnız kaldığında ne anlaşılmak, ne anlamak, ne anlatmak eskisi kadar önemli olmayacak
Kendimizi anlarken bile zorlaniyoruz ha bazen, senin durumunu tahmin edebiliyorum içindeki olanları anlatamamak anlamak ama söze dökememek bir olayı anlayıp nasıl? Diyenlere anlatamamak mantığını kavrayıp işleme dökememek (işlem dediğim hayatsal görsellik) :'/ bazen sadece içinde yaşayıp gelişmek gerek gibi geliyor belki bir gün senin gibi biri çıkarda içini anlar diye umut ederek
Insanlara karşı o kadar sevgi dolu olmak ki yakın ve entelektüel kendini geliştirmiş insanları tanımış arkadaşın sana kardeşim senin sevginin karşılığını kimsemiz veremez diyecek. Halbuki sen o sevginin karşılığını istemiyorsun araya girip bozanlar olmasın yeter....
Kanser olduğumu öğrendiğim ilk an neler olacak diye hayatta acımasız bir bekleyişe geçmiştim. Ve son oldu sanırsam . Kaybettim… Başladığım bu evrede bu şarkıyla son olacak. Kendinize iyi bakın dostlar. Sevin ve içimizdeki küçük çocukla hep yaşayın Hoşçakalın. Şarkıyı dinledikçe kendim yazdım kendim söyledim. Bu şarkı beni mutlu ediyor.. Sizde öyle yapın. Hoşçakal dünya ✋🏻
“Yatağımın karşısında bir pencere var. Odanın duvarları bomboş. Nasıl yaşadım on yıl bu evde? Bir gün duvara bir resim asmak gelmedi mi içimden? Ben ne yaptım? Kimse de uyarmadı beni. İşte sonunda anlamsız biri oldum. İşte sonum geldi. Kötü bir resim asarım korkusuyla hiç resim asmadım; kötü yaşarım korkusuyla hiç yaşamadım” -----Oğuz Atay , Tutunamayanlar
Sen yapmadın kendini gereksiz yere suçluyorsun.Bilinçli şekilde kurguladılar.Sadece böyle hissetmeni istedikleri için bunu yaptılar.Böylelik onların kendi yaptıkları düzeneğin,kurgunun içinde ömrünün sonuna kadar kendini suçlayacaktın..Ama bu yorumdan sonra bunu yapmaktan vazgeçtin..Yaşam çoğu kişiye hiçbir zaman verilmedi..Malesef çok daha anlamsız biri olabilirsin.
"Gömleğin tüm düğmelerini yanlış iliklemek gibidir, bazı insanları sevmek. En başından beri yanlış yaptığını, sonuna gelmeden anlayamıyorsun." Oğuz Atay
Anlaşılmak hiç bu kadar canımı acıtmamıştı , anlıyordu beni hissedebiliyordum, hiç bana ait olmamış birini kaybetmemin verdiği acı kadar anlamsızdı bazı geceler .
Hangi düşünürden çıktığını unuttum ama genç insanlar için altın bir öğüt bu. Yaş aldıkça, biraz daha çok şeyi kaybedenlerde ise acı bir tebessüm bırakıyor olsa gerek
Ben de aynı senin gibiydim. Dün geceye kadar ve tek bir şey fark ettim. Bak mesela sen şuan bunu düşünürken bile aslında hayatını düzeltmek istiyorsun. İstemesen hiç düşünmezdin. Sana bir tavsiye vereceğim lütfen sadece bir şeyler hayal et bi kaç yıl sonra nasıl biri olduğunu hayal et. Emin ol ki eğer hayallerin gerçekten güçlüyse sırf onları gerçekleştirmek için bir şeyleri yapmaya çalışacaksın ve belki de yapacaksın, başaracaksın. :)
@@basakaydn7480 Hayal kuracak yaşı geçtim. Hayal etmem ben, her zaman mantık çerçevesinde ilerler ve plan kurarım. Ayrıca her şey hayallerimi gerçekleştireceğime dair umudum olduğu için oldu, bunu bir daha yapmam. Ama merak etme önümdeki en az 30 yılımı planladım.
"... Sorarlarsa, "ne iş yaptın bu dünyada?" diye, rahatça verebilirim yanıtını: "Yalnız kaldım. kalabildim! altı milyarın arasına doğdum. ve hiçbirine çarpmadan geçtim aralarından..." Hakan Günday, Kinyas ve Kayra
Ne olur bana bu şarkıyı unutturmayın. Ne olur bana çektiğim acılarımı unutturmayın, ne kadar canımın yandığını hatırlayayım ki çıkardığım dersler boşa gitmesin
"Kızılderililer fazla yürüdükleri zaman hemen bir ağaç bulur, altında oturur ve beklemeye başlarlardı. Onlara neyi bekledikleri sorulduğunda şöyle cevap verirlerdi; bedenimiz hızlandı, ruhumuz geride kaldı, ruhlarımızı bekliyoruz." burası da benim ağaçlarımdan birisi...
su gibi akmalıydım şu yaşımda, oysa ağır ağır düşünüyorum geleceği, kaç gecem daha böyle huzursuz geçecek beni felaketler değil düşünmek mahvedecek. 1:03
Bu şarkının altına bir yorum daha attim ve mesajı beğenme sayıları hep gece neden biliyor musunuz çünkü insanlar dertleriyle hep gece yanlız kalırlar...
Yorumlar ne kadar güzel kimisi sevdiği insanın sözünü, kimisi şiirini kimisi de acılarını paylaşmış gerçekten hepsinin pırlanta gibi kalbinin olduğuna inanıyorum bende bir parçamı bırakıyorum buraya, arada beğenirseniz hatırlayıp tekrar gelip dinlemek isterim =)
hiçbir şey herhangi bi sınav olmasın. Hayat bize verdikleri sınırlar içinde aldığımız eğitimin sınavı değil. Kendin ol işte o zaman bi yol çizersin kendine.
ağlayarak dinlediğim hastane yollarında yaşadığım gelgitleri sonun da güzel haberle tekrar dinlediğim şarkı hiç kimse umudunu yitirmesin Bana anne olmazsın dediler 9 yılın sonun da anneyim ❤
Giderek daha çok geliyor aklıma ölüm fikri.Durduk yere kafamın içinde nasıl öleceğim dönüyor.Bir gün pes edeceğimi düşünüyorum.Çok yakın değil ama uzak da değil.Bekliyorum sanki o günü.Herkese rol yapmak çok zor.Hayatı, yaşamayı seviyormuş gibi yapmak.Zamansız gelen ağlama krizleri artmaya başladı.Annemin yaptığı şey aklımdan çıkmıyor.Üzülmesin diye içimdeki yaraları kendimce kapatmaya çalışırken daha da mahvoldum.Geçmiyor.Hiçbir şey.Zamanda bi boka yaramıyor. İnanmayın böyle yalanlara.
+Hayatta üç yanlışım oldu Olric -Ne gibi efendim? +Tanıdım, inandım, güvendim. Ama bir doğrum oldu. -O nedir efendimiz? +Sevdim Olric. Fakat sen de bilirsin ki üç yanlış bir doğruyu götürür.. /Oğuz Atay/
Beğenin de tekrar gelip dinleyeyim. Bu sonsuz evrenin içinde ne kadar küçük, çatesiz, zavallı olduğumuzu bu parçayı dinleyince iliklerime kadar hissediyorum.
Neden dünyayı lanet olarak adlandırdın? Bunun üzerine hiç düşündün mü? Yani, yaptığımız şeylerle verdiğimiz kararlarla kendi dünyamızı dağıtmış durumdayız. Ancak dünyanın bu işte bir rolü yok. Anlatmak istediğim şey, bazen suçu etrafta değil, kendi üzerimizde aramamız gerektiği. Son zamanlarda ben de bunun en kral halini yaşadım xD Gerçekten şaka gibi abi. Belki de bu yorumum sana anlamsız gelebilir, ancak şu an içimi döktüm. Teşekkür ederim, uzaklarda olan kahramanım. Eğer sen de içini dökmek istersen, hiç çekinme lütfen.@@peacewillcometotheworld
@@sherlock.h208 dünya güzel belki de süper ötesi ona lafımız yok. ama bu dünyada ki yaşam, insanlar bu dünyayı çekilmez bir hale getiriyor. Ve ölüm neden kötü olsun ki :) yani ölümü kötü göstermek anlamsız hayatımızın en değişmez gerçeği çünkü ve dünyada ki bu yaşam bu kadar çirkin ve kötüyken ölüm belki de kurtuluştur. Ben sevmiyorum sadece kötülüğe neden olan kötülüğün olduğu hiçbir yeri sevmiyorum o kadar :) İyi geldiysek ne güzel :)
Yüzyıllardır oynanmasına rağmen, hiçbir seyirci sahneye çıkıp; Romeo'nun zehirli iksiri içmesine engel olmamıştır. Sonunda geminin batacağı bilindiği halde Titanic, defalarca izlenmişitr. Bitecektir korkusuyla aşktan kaçarsan, mutluluğu ıskalarsın. Çünkü Romeo ölmeli Çünkü Titanic batmalı, Aşk, herşeye rağmen yaşanmalı ..
Tam da bazı olaylara karar verme aşamasındayken rastladım bu yoruma korkuyorum ben bir gün herşeyin biteceğini bilmekten bütün mutluluklarım aklıma geldiğinde tekrar tekrar hüngür hüngür ağlamaktan o yüzden bu mutlulukların yaşanmasına izin dahi vermeyecektim ama bu yorumu okuduktan sonra vazgeçtim... Bir gün o mutluluklara hüngür hüngür ağayacağımı bilsem bile o iksiri içmeye o geminin batmasına o aşkın yaşanmasına izin vereceğim...
@Ahmet Yasin katılıyorum gereksiz romantizmde insan kendini başrole koymaktan başka bir şey yapmaz ve insan için yaşar, insanlık için yaşamak için rasyonel olmak gerek
@Ahmet Yasin Bunu yaşamadığın o kadar belli ki. Hormon olabilir ve saçma da olabilir ama bizim tüm hayatımız ani duygusal değişimler ve verdiğimiz kararlar oluyor. Sen bunu yaşasaydın böyle konuşmazdın.
evet ben boyleyim insanlar ne zaman benim gibi dusunecekler hep beraber dusunsek belki aydinlanir dunyamiz bu yolculuk keyfe keder degil herkes insan olamiyor siluetleri sadece insan fakat bu hayat bizim gibilere zindan
Gecenin bir vakti kulağımda kulaklık kendimi şarkının eşsiz tınısına kaptırmış hayallere dalıyor; bir yandan da yorumları okuyorum. Binlerce hayat, yaşam hikayesi, çıkarılmış onca ders. Kapatıyorum gözümü geçiyor gözümün önünden bir bir yaşadıklarım. Yine çıkarılmış onca ders görüyorum. Beni ben yapan onlarca olay. Tekerrürden ibaret hepsi. Değişmeyen hisler, 10, 20, 30... Yaş ne olursa olsun. Nedense gamsız insanoğlu akıllanmıyor bir türlü. Aynı dersi tekrar tekrar çıkarıyor yaşadıklarından. Söylüyor içinden, kendini şartlıyor. Uykuları kaçıyor belki de. Kimi zaman insanlara akıl veriyor; ben olgunlaştım diyor. Gecenin bir vakti uykusundan uyanıyor; nefesi kesiliyor, kan çanağına dönmüş gözlerine aynada dakikalarca bakıyor. Düşünüyor insanoğlu. Sorguluyor yaşadıklarını. Hak ettim mi diyor. Çevresine bakıyor, onlarca kusursuz hayat. Yansıtılan mıdır yoksa gerçekten yaşanılan mı bilmem. İçine kapanıyor, konuşarak hiçbir şey anlatılamayacağını, anlamak isteyen olursa gözlerden dahi anlayabileceğini öğreniyor insan. Susuyor, bir ortamda gözleri dalabiliyor mesela; elindeki kalemle saatlerce oynayabiliyor. Kafasındaki ufacık şey çığ gibi büyüyor adeta. Çığı oluşturan kar taneleri de zihnindekiler oluyor genelde. Görüyor insan, salak olmadığını anlıyor, yapılan hiçbir şeyi hak etmediğini anlıyor. Bahane uydurmayı bir kenara atıyor; realist yaklaşıyor. Böyle oldu çünkü böyle böyleydi demiyor. Böyle oldu çünkü böyle istendi diyor. İstemeseydi yapmazdı. Hangi güç insanın içinde olmayan bir şeyi yaptırabilir ki? Hem de hiçbir zorlama olmadan. Anlıyor insan dünyada bir başına olduğunu. Büyütüyor kendini. Çoğu zaman da avutuyor. Yoksa nasıl kafasındakileri durdurabilir ki? Günün sonunda herkes kaybediyor. Ben bir başkası tarafından; o bir başkası. Böyle böyle gidiyor bu döngü. Bu yüzden de herkes yaşattığını yaşar deniyor. Böyle de olmalı. Merhamet duygusunu bir kenara atabilmeli insan. Bana yaşattı ama yaşamasın o dememeli. Bana kim ne yaşattıysa herkes yaşasın aynısını. Benim uykularım kaçarken buna neden olup başını yastığa rahat koyabilen herkes yaşasın. Bu yorumu buraya bırakırken arkada bu şarkıyı defalarca dinlememe neden olan herkes yaşasın.
İşte bu duyguları yaşayıp idrak eden, hüzünlenen ve yazıya döken ellerinin olmasıda şükrün ganimeti. Ki sanırım onu da alıp götürmüşler. Oysa ne alıp götürürse götürsünler. Görünen o ki İnsanlığın tatlı edebiyatınla yerinde durduğu ortada Kelimelerinle o gidenleri döverken feryatlarını hissettirebildin. Tebrik ederim.
@@huseyinylmaz9418 Bir yandan kendimi çekiyorum insanlardan, öbür yandan yalnızlığımla boğuşuyorum. Yanımda birileri dursun istiyor yanımdaki herkesi itiyorum. Yakıştıramıyorum kendime. En ufak şeyle mutlu olabiliyorum ancak vefa arıyorum. Bunu göremeyince soyutluyorum kendimi. İnsanların düşüncesiz tavırlarından, bencilliklerinden sıkılmış sineye çekilmiş durumdayım. Bilmiyorum işte elimden biri tutsun çeksin istiyorum ancak elimi uzatmıyorum. Uzatsam da tutan olur mu bilmiyorum.
@@emirkubilaykaymak3062 Önce sen kendi elini tut ve bırakma vefa dediğin şey zamanla kendini menfaate bağlamış farkedilmesi zor bir define umutla kazarsın sonunda sahte gülümsemesin arkasına saklanmış gamsız bir insan . Bikere de vefalı olsun demi. Ne yapalım biliyormusun Candan söylesin biz dinleyelim. GAMSIZ HAYATTTT
@@user-kj5wg2cz1d realist bakıyor olman doğru olduğu anlamına gelmiyor tabiki. Hayallerine sığdırmaktan kastım kendine kendi içinde bir dünya kurmandı. saçma geliyor eywallah ama yanlız kalmak kendinle arkadaş olmanı doğuruyor. Neden kendinle arkadaş olmana fırsat vermeden reddediyorsun.
Bu müziği dinlerken, bu şiiri yazdım: Üzülmekten tahrip ruhum, Düşünmekten aklım mahrum. Ben yaşamaya, Ben ölmeye mahkum. Bu, garip gurur Konuşmaktan mahrum. Ne gerek anlatmaya? Halimden malum...
delibalın fazlası zehir efsunum... delibal zehir... seni kendimden korumaya gücüm yetmiyo...ben korkuyu senin gözlerinde gördüm...dün gece o yola seni mutlu etmek için çıktım ama ben uçarken senin kanatlarını kırdım...
İçindeki bazı şeyler anlatılamayacak kadar uzun ve tarif edilmesi güçtür, şu an da öyle bir şeyler yazmak istedim ama vazgeçtim, öyle bi boşvermişlik de var
Ya ben artık kaldıramıyorum çok dua ettim öleyim diye intihar da edemiyorum cennete gidemem diye ne yapacağım bende bilmiyorum ki anlaşılmıyorum bir türlü dediklerimin bir yabancı kadar değeri yok dinliyorlar sadece bu kadar. Ben uzaklara gitmek istiyorum hiç tanıdığın olmadığı millet ne der diye düşünüp yaşayan bir ailenin olmadığı hür olduğum istediğim gibi bir yere. Açılmak istiyorum dedim silerim seni çocuğum demem denildi neymiş pavyona gidecekmiş denildi ya bilmiyorum öyle demeseydin de deseydin ki kızım istemiyorum ben ama sen bilirsin deseydin ne olurdu ki. Oğlunun sevgililerini duyduğunda hiçbir şey demiyorsunuz ben bir tane sevgili yapsam neler yaparsınız neler. Beni babam okutmadı ki ben herşeyimi abimin parasıyla aldım hala da öyle ben sadece babamın evinde duruyorum bu kadar yemek yemiyorum inan istemiyorum da zatwn zayıflığıma genetikten diyorlar da alakası yok rahat değilim ki yemezsen param daha az gider diyen birileri ne bileyim ya hayırsız evlat dedin ya kaç kez sonraki dediklerin gram umurumda olmadı İnan hep boşanın istedim inan size de dedim siz anne baba değilsiniz ki bilmiyorum ya ben çocuk doğurmak istemiyorum istemiyorum işte. Yetimhaneye yazılmak istemiştim çok ama almazlardı da öyle zaman geçti 18 olmama 10 gün kaldı gitsem mi acaba diyorum okumam ya ne yapayım olmayayım doktor hayalim gerçekleşmesin ne olacak ki sanki istediğim gibi birşey oldu mu ki o da olmasın gideyim hür olurum ne bileyim dışarıda aç kalsam bıçaklasalar ölsem sorun değil valla değil ya ben sizi anlayamadım şeyi hatırlıyor musun anne senetler önce git evimden defol git demiştim yola çıktım gitmekte kararlıydım zatwn o yaşlardq da istiyordum çok güzeldi gidiyordum ablam zorla eve getirmişti hani hep dedin ki sen bana mecbursun dışarıya gidemezsin dedin sonra ablamdan öğrendim aylar önce demişsiniz ki her an gidebilir ne derse alttan alıyoruz demişsiniz o bizi bırakır gider hiç kuşku duymaz bunu yaparken demişsiniz ablama dedim ki bu kadar belli oluyor mu halim dedim evet dedi bilmiyorum cidden sırf bu evden ayrılmak için evlensem mi acaba diyorum bilmiyorum ki ben ise bir şey yapmadım sevgili yaparsam okutmam dediniz yapmadım kimseyle yakın olmadım hep çevremi sildim arkadaşlarla bir yere gitmedim elimden geldiğince evinizde de kalmadım yatılı hafızlığa gıttım sonra lisede hocaya gidiş geliş zor DİE bahane ettim yatılı pansiyonda kaldım şöyle giyin dediniz tamam dedim aman ya velhasıl efendim hayatımı size verdim tüm kararlarımı da yine size yaranamadım aman sevmesinler ne olacak sahte sevgisi midemi bulandırıyor iyi taklit yapamıyorsunuz intihar da edemem ki ben ne yapayım allahım nolur beni sev sen bana yetersin seni çok seviyorum beni sev ne olursun allahım ben kötü biri değilim
sınava hazırlanıyorum üniversite sınavına. günlerim aylarım geçti gitti kendimi parçalayarak. herkesin tek sorusu kaç net yaptığım neyi eksik yaptığım neyi kaçırdığım . öğretmenler, annem... beynimin bir parçası da çarkın esiri oldu sonunda kendi kendimi yiyip bitiriyorum yapamadıklarım yüzünden. ne için çalıştığımı bilmeden çalışmak çok zor. en iyi hayat için çalışıyorum dediklerine göre. en iyi hayat en güzel evi alabilmek mi? asla böyle düşünmedim. kendi içime sığamıyorum kocaman evim olsa ne yazar ki. tek aktivitem otobüsün arka koltuklarını kapıp sessizce rahatlayana kadar ağlamak olmuşken bunu kimsenin fark edemiyor olması beni çok yoruyor.belki de fark edip uğraşmıyorlardır bilemem. insan sadece bir gülümseme istiyor. kendimi bildim bileli yalnızım kimseye içimi açamıyorum. kimseye güvenip sarılmak bile istemiyorum. neden herkes gibi olamadım anlamıyorum. sanırım baştan aptalı oynamak gerekirdi. başlarda çok severdim ağlamayı hatta ağlayamayanlara üzülürdüm ama artık dozu aştı. en küçük bir lafta gözlerim doluyor. hissettirmediler bana acıdan başka hissi :) sınav geçince okul da bitince ne kazandıysam biriktirip kücük bir karavan alıp kaçmak istiyorum herkesten ennnn uzağa. orada açıp bir kere daha dinleyeceğim bu şarkıyı. umarım bu yorumu bulurum.
Kendi içime sığamıyorum :") aynı süreçten geçiyoruz ben de sınav öğrencisiyim umarım her şey dilediğince olur kendine güven ben sana inanıyorum başaracaksın
Evet küçük çocuk eger bu şarkıyı benimle dinliyorsan 1 begenini alirim ki hic bir zaman bu sarkiyi unutmayayim, ve eger benimleysen artik sahne senin sen orada yalnizsin tek sen degil her kesin bir sahnesi belkide bir dunyasi hic kimsenin olmadigi bi dunya bi sahne yalnizlik... yalnizligi iligime kadar hissediyorum artik....
Akıl hastanesinin bahçesinde sigara içiyordum. Merakımdan sanırım, bir şekilde orada buldum kendimi. Kendi halinde, oldukça normal davranan, yüz çizgilerinden kırklarında olduğunu düşündüğüm bir adamla göz göze geldik. Ben bir kaç kafamı çevirsem de, o gözlerini üzerimden hiç çekmedi. Kıyafetlerinden anladığım kadarıyla misafirdi orada, hasta demeye dilim varmıyor şimdi. Önce biraz çekindim, sonra cesaretimi toplayıp küçük adımlarla yaklaştım yanına. "Sigara versene" dedi hemen. Sigarayı uzatırken "neden buradasınız?" demiş bulundum. Sigarasını yaktı, tekrar gözlerini dikti üzerime. Kırpmıyordu bile, ürkmedim desem yalan olur. "İyi günler" dileyerek uzaklaşmaya karar verdim. "Belki de yanlış bir soru sormuşumdur. Belki canını sıkmışımdır ya da ne bileyim adam deli işte!" diye geçirdim içimden. "Sen neden burada değilsin?" diye bağırdı arkamdan. Öyle bir bağırdı ki, arkamı dönmeye korktum. Cinnetle bağırır gibi.. Döndüm yüzümü, olduğum yerde, yaklaşmadan baktım yüzüne. Bu sefer sesini daha da yükselterek, tekrarladı; "Sen neden burada değilsin? Onca sahtekarın, onca vicdansızın, onca ihanetin içinde durabilmeyi nasıl başarıyorsun ? Çocukların vurulduğu, çiçeklerin koparıldığı, sevgilerin harcandığı, umudun tükendiği, renksiz, yapay bir dünya var dışarıda. Uyuşmadan uyum sağlayamadığım, gürültüsünden uyuyamadığım. Kirli, kibirli, kaba bir dünya var. Çıkarları uğruna seni çakıyla son model bir arabayı çizer gibi çizecek binlerce insan var. Kanını emecek bir sürü vampir. Sana kullanılıp, köşeye atılmış pis bir mendil gibi hissetirecek bir sürü katil. Sen neden burada değilsin?" -Nursen Yıldırım
Üsteki kanser hastası adam artık ölmüştür en azından bı Fatiha okuyalım ruhuna iyi gelir 🤲🏼 Allah günahlarını bağışlasın. Varsa kabir azabı kaldırsın. Allah çokça bağışlayandır ❤
Bir psikoloğun not defterinden: "Bazı insanlar çoktan ölmüştür ama yaşamak zorundalar. Zamanı geldiğinde de eksik olan toprak üzerlerine atılacaktır.."
İnsanın ihtiyacı oluyor böyle sözsüz müziklere,her insan kendi dünyasına göre şekilendiriyor müziği kimi aşk acısıyla kimi hayatın zorluklarıyıla kimi yanlızlığıyla...
Bu müziği bana öneren kadın şunu sana söylemek istiyorum eğer bir gün ölürsem gel bu yorumu oku mutlu ol: senin ile tanıştığım gün hiç kimse ile konuşmuyodum çok içime kapanmıştım herkese çok soğuk birisine dönmüştüm sen geldin beni toparlayacagını hayata döndüreceğini anladım ve o günden sonra cidden kendimi çok güzel bir şekilde topladım geceleri düşünüyorum acaba gitse hayatım ne olurdu o yüzden hiçbir zaman gitmeni istemiyorum senin için her şeyimden saniyesinde vaz geçebilirim iyiki varsın hep benim ile kal bunu okurken duygulandığını biliyorum ama ağlamak yerine gül olurmu seni çok seviyorum iyiki varsın eşeem beni hiç bir zaman unutma olur mu 🥲❤️🩹
derler ya sessiz ölüm diye, bu şarkıda ne bir gürültü yada bir söz içindekiler konuşuyor,haykırıyor ve herkes yaşadıklarını göz önüne seriyor, sessizlik çok gürülltülü......
bu yüzden hep buraya uğruyorum, tıpkı benim gibi insanların bu ezgileri kendi çığlıkları ile harmanlamaları ve öyle güzel satırlara dökmeleri bir dost matemine tabii tutasım geliyor...
Aslında hepimizin birer hikayesi var. Kimi yorgun. Kimi bitkin. Kimi çoktan son vermiş bile hayatına. Tek amaç var. Hayata tutunmak. Kimi annesi için. Kimi kardeşi için. Kimi de sevgilisi için. Aslında tek amaç var. Huzur bulmak. Kimi dertten kaçmak için. Kimi ailesinden. Kimi de aşkından. Aslında tek amaç var. Kaçmak. Kaçmak işte... her şeyden kaçmak. Anlarsın ya, gitmek. Bu dünyadan. 14.02.2023
İnsan körelmiş bir varlıktır ama bu belirsizlikde bile bir umud hep vardır Varmıdır?yoksa insanmı olmasını ister? Şunu kabul edelim sabaha kadar insanın nasıl bir canlı oldugunu konuşalım,sevigisini,nefretini,kıskanclıgını,iyi ve ya kötü bu sözler insanı açıklamaya yetermi?temelden ne kadar benzeriz bir ağacın gövdesi gibi tek parça ama zamanla budaklandikca o benzerlikler altından ne farklılıklar cıkar.Neyi istiyoruz,neden istiyoruz,kimden istiyoruz asıl önemlisi bişey istiyormuyuz? Yoksa insan oglu acı cekmeyimi seviyor?
Kaçmak. Kaçmak işte, her şeyden kaçmak. Seni kovalayan o dertlerinden kaçmak, seni ağlatan kötü insanlardan kaçmak'tı aslında tek amaç.. Huzuru, mutluluğu, yerin en dibine saklamış, o dünyadan kurtulmak.
Bizi biz yapan, kendimizi kaybetmememizi sağlayan, bir gün gerçekten herkesten sıkılıp kendine gelmeni hatırlatan bu değil mi? Verdiği değerin altında ezilir insan. Tutunduğun dalı kırarlar; sevmek, mutlu olmak, umutlanmak bunlar sadece senin kendi dünyanda kurduğun şeyler olur, fark edersin. Ailen, sevgilin, kardeşin...sen tanınmaz hale gelinceye kadar sana ihtiyaçları vardır. Ama yine de seversin, herşeye rağmen sevgi iyileştirir.
Benim için "başkasının yanında dinleyemediğim müzik listemin" başını çeker , açsan bu ne biçim müzik derler , söz yok derler , ama dinlemesini bilene çok şey anlatılıyor 6 dakikada !!!
Yalnızdım, yalnızım da hala, bir parça ümit oldun, biraz ferahlık, bir durak nefes almaya, yola devam etmek için bir güç, hep kalacaksın demek isterdim, belli ki hoşçakalacaksın,
Bazen hayata karşı duraksıyorum hatta çoğu zaman. Nereye gideceğimi nerde kalacağımı nerede duracağımı nereye ait olduğumu bilmiyorum.Hayat gerçekten zalim yaşamak gerçekten acımasızca şu günlerde aklımda hep ölüm var bu hayatı daha fazla yaşamadan daha fazla günahkar olmadan gitsem diyorum yaşamak çok güzel evet çok zevkli ama karşıma çıkan engellerle baş edemiyorum Fakat bana bahşedilmiş hayatı allahın izin verdiği kadar yaşamak nasibimde , kaderimde yazılı olanı yaşayıp görmek zorundayım
Bu başdöndüren lakırtıları duyunca, Abraham twerski'nin sevgi hakkındaki muhteşem yorumu geliyor aklıma "Bir balık tutarsın ve kızartıp afiyetle yersin, sonra yanına biri gelip neden balık yiyiyorsun ki? diye sorar. Sizde, çünkü seviyorum. Dersiniz, şimdi baştan alalım, balığı önce öldürdünüz, sonra kızarttınız şimdi ise yiyiyorsunuz, çünkü sevdiğinizi iddia ediyorsunuz. Hayır, siz kesinlikle onu sevmiyorsunuz efendim , siz o balığın sizde yaşattığı hazzı seviyorsunuz.sevgi böyle birşey değildir, eğer gerçek sevgiyi arıyorsanız. Tek taraflı düşünmeyi yani hep bana, hep bana tarzından vazgeçip karşınızdakininde hazzını doyurmaya çalışın, sonuçta aldığın kadar değil, verdiğin kadar sevilirsin."
soy ismimiz ortak dostum ama seninle şu konuda aynı fikirde değilim. Verdiğin kadar sevilemiyorsun maalesef. Can yakan insanlar daha çok seviliyor. İnsan acıyı seviyor.
@@dogukanilter8471 Soyismimizin ortak olmadığı gibi fikrimiz de ortak değil dostum :) Bu söylediğin genel bir kanı ve yıllardır duyarım. Ama bence sorun şu: doğruyu öğrenmek için ömrümüz yetmiyor ya da ömrü yetenlerin sözünü dinlemiyoruz. Sinan kardeşimize katılıyorum. Seni balık gibi sevenlerin tecrübesiyle konuşuyorsun bence. Ne sen balığı kızartan ol, ne de seni balık gibi seveni sev. Uğrunda ölünecek birini ölecek kadar sev ama ölme kısacası.
@@huseyintosun9923 Umarım karşıma öyle biri çıkar. Dediğin doğru olabilir belki de karşıma o insan çıktı ve ben farkedemedim. Şunu biliyorumki ben o sevgiyi verdiğimde sevgimin değerinin bilinmediği. Kötü davrandıklarımın daha çok benim için çabaladılar. İnsan acıyı gerçekten seviyor. Belki ben de o yüzden bu kadar uğraştım sevgimi karşılıksız türeterek.
Sen gittin ve herkes ölmeye başladı. önce saniye teyze öldü sonra dedem sonra babaannem sonra yengem sonra eniştem. sonra eniştemin ölüm haberini bana veren bakkalı bıçakladılar eniştemin yedisinin okunduğu akşam. sonra sedat amca öldü sonra babam sonra öbür dedem bir de büyük deprem. otuzuma basmadan otuz tabut kaldırdım musalladan. babamdan öncekileri babamla beraber kaldırdık. ama ilk ölen hep babammış gibi geldi bana yıllarca. sanki oydu bu ahret furyasını başlatan. öyle değilmiş yeni anladım. sen gittin ve herkes ölmeye başladı zaten kim tam anlamıyla sağ kaldığını iddia edebilir ki bu kadar mevtanın ardından kim biraz zombileşmek istemez. daha kırılgan daha dikenli ve daha fukuyamacı olmaz. dedem ziraat mühendisiydi ama pek çok doktordan daha ilginç tıbbi hatıraları oldu. sen gittin ve herkes ölmeye başladı yalnızlıktan kudurmuş bir çocuğun arabaların kaportasını anahtarla çizmesi gibi ruhumun kemirilişi de hep sinsiceydi. buna rağmen ansızın berraklaştığı oluyor bulanık günlerin hâlâ soğuk biralar oluyor güzel kızlar oluyor. yağmurdan sonra saçlarını havluyla kurulaman gibi olmuyor tabii o kalibrede sevda görmedim. öptüm ama içime çekmedim. sen gittin ve herkes ölmeye başladı şimdi dilediğim sayfadan başlayabileceğim bir kitap öner bana. başsız sonsuz ve ortasız bir hikâye öner. bir üstat öner dergi kurmuş olmasın. ne çok utandık mazideki yaralardan her adımda ele geçirilme korkusundan. ismet özel mi metin altıok mu yoksa hiç mi ortak arkadaşımız kalmadı. sen gittin ve herkes ölmeye başladı elinden bir şey gelmemenin acısını iniş takımları olmayan melekler bilir. bir arabanın farlarına kilitlenip kalmış sincaplar bilir. suyun dibine ağır ağır çöken taşlar bilir. matkapla göğsünün ortasına açılmış bir pencere düşün. perdeyi aralayıp kendi yarandan bakıyorsun dünyaya. eskisi gibi acımıyor ve de asıl bu acıtıyor. sen gittin ve herkes ölmeye başladı love story tadında başlayan bir filmi potemkin zırhlısına çevirmeye ne hakkın var. çok şükür yaşıyoruz çok şükür yazıyoruz diyorum ama niye anlatıyorum bunları. belleğin unutuşa karşı mücadelesi mi sadece. ne münasebet bu benim senkronize yalnızlığım. sen gittin ve herkes ölmeye başladı birleşince kısa devre yapan parmak uçlarımız öldü önce. sonra yeşil öldü benim için sonra kahverengi. sonra ilk öpüştüğümüz yeri kalbinden bıçakladılar. on iki yıl geçti susmak ne kısaymış. sen böyle ne güzel sonsuza kadar susalım diyorsun. sonsuzluk bir gün herkesle konuşur sevgilim bunu da biliyorsun. sen gittin ve herkes ölmeye başladı -Emrah Serbes
@@sergentunca9779 Ne anlamı var böyle bir davranışın? Ben anlayamıyorum da, merak ettiğimden soruyorum. Müziğin altında bir yığın bu cinsten yazı var. Samimiyetsiz ve sırf müziğin etkisiyle anlık yazılmış gibi duruyor çoğu.
@@sergentunca9779 Doğru, her şeyi anlamak zorunda değilim, ama bu bunu da anlamamam gerektiği anlamına gelmez. Bu güne kadar hiçbir şey anlamamış bir cahil de olabilirim. Yine de bu soruyu sorup anlamaya çalışabilirim. Karşında 10 yaşında bir çocuğun, büyüklerinin saçma olduğunu düşündüğü davranışlarını anlamaya çalıştığını düşün. Sadece sordum, ne anlamı var? O yazdığın cümledeki ince ruha ne oldu? Yerini agresif biri almış gibi duruyor.
"ama ben yaralıyım bitanem.gücüm kendime yetmiyor.gücüm seni kendimden korumaya yetmiyor.dün seni mutlu etmek için çıktım bu yola,ben uçarken senin kanatlarını kırdım.ben mutluluğu bilmiyorum füsun.korkuyu senin gözlerinde gördüğümde anladım.ben uzaklara gidiyorum bitanem,sevgimin seni acıtamayacağı bir yere.sayamayacağın kadar öpücük,yıldızlar kadar öpücük bitanem..."
oysaki milena aptal değildi saece anlamak içinden gelmiyordu çünkü biliyordu insan denen varlık isteseydi iistediğinden fazlasını yapardı. aşk bitti aşk aptallıktı...
Her bu şarkıyı dinlediğimde bir sorgulama, bir hüzün... 80 yaşındaki bir amcanın yorgunluğu biniyor üstüme.Düşünüyorum ne yapıyorum? Mutlu muyum? Hayattan zevk alıyor muyum? Çok mu bencilim? Çok mu aptalım? Neden böyleyim?Halbuki daha 18 yaşındayım...
halbuki daha 16 yaşındayım... yaşamak artık arzularımın çook daha ötesinde... mutlu değilim, bir beklentim yok, buraya da arada yazmak ve okumak aynı zamanda bu sessiz çığlıkların olduğu melodilerde boğulmaya geliyorum. yaşamak istemiyorum, çünkü ben zaten bir ölüyüm. ben zaten ölmek için de fazla ölüyüm. her neyse satırlarımın sonu gelmez bilirim ben... esen kal, ve lütfen güzel kal bu dünya insanlarla yeterince kirli zaten...