Tonight, I came to the following conclusion and I definitely did. I am alone, I have a very crowded environment, but I am alone, I never understood when I was alone, but I am, so I am really sad.
@@semih2411 brother we are all truly alone in this universe so find joy in small things or anything that truly brings you joy, it’s not about how many times you get knocked down it’s about how many times you get back up and keep trying, keep your head held high
Ömrüm sorgulamakla geçiyor Nereden nereye geldik Durgun bir yaşam Yorulmuş bedenim Sallanmakla titremekle geçiyor Ağırlaşıyor yaşam Usul usul kapanıyor göz kapaklarım Ürkek ürkek bakışlarım kayboluyor Işıltımı kaybediyorum Parça parça dökülmüşüm Eriyorum Duygularım kalmış geride Hayallerim canlı Ama sönüyorum Gecenin derinliklerine indiğim Paramparça ruhumun diplerinde Saklı kalan çocuksu duygularım Düşledikçe düşüyorum Rüzgarları hissediyorum Ürperiyorum Günyüzüne çıkmayı bekliyor hislerim Seviyorum bunu... Tutunmaya çalışıyor bedenim Asılı kalan ruhuma Üşüyorum Denizi özledim ben Maviliği ve yeşili Kaybolmak istiyorum özgürce Bilmediğim bir şehrin sokaklarında Kayıp şehrimi arıyorum En güzel başkent Kalbimin derinliklerinde saklı Keşfedilmeyi bekliyor Uçsuz bucaksızca bi takım meseleler Perde aralanıyor gözlerimde Canlanıyor mazi Gelecek ve geçmişin esirinde Dolaşmak istiyorum karanlık dar sokaklarda Yalnızken daha iyi sorguluyor İnsan bu hayatı Çünkü aslında kimse Anlamıyor anlayamıyor ya seni Düşünmek mutluluğumu alıyordu Hiç yanılmamışım aslında İcim yanarken, üşüyor dışım Sarılmak istiyorum hepsi bu işte Eskiyi özlüyorum Saf ve masum sevgileri Eski beni İzliyorum dışarıdan hayatı Kayıp gidiyor ellerimden Su gibi berrak zamanım Kendime bile yabancıyım artık Vaktim azalıyor artık Arıyorum kendimi ve bulmak istiyorum Tanıyamıyorum kendimi bile Çıkmak istiyorum zincire vurulmuş çıkılması zor yıllardan... Kavuşmayı bekliyorum Ansızın gelen o insana Ruha dokunan Hisseden, bilen güzel insanlara Ya verin beni geri bana Ya da özgür olsun ruhum Bedenim düşerken Yükseliyor gibiydi ruhum Bu dünya da olmazsa Başka bir evrende Belki Oluruz Tamamlanabiliriz En güzel halimizle Yan yana Ne olur ki Olmazsa o da olurdu ama Benim en çokta bana ihtiyacım var Hem de en çokta bu sıralar En çokta bana Sevgili kendim Herkes gitse de Sen kal yanımda Senin benden başka kimsen yok Eskiriz belki ama eksilmeyelim Geçmişten geleceğe mektubumsun Benden bana armağansın Sen bana emanetsin Yaşamak iyi geliyor insana Önceleri hep ölmüşüm Belki yeniden nefes alırım Durup soluklanırım Seyrederim etrafı Bir cam kenarı Çıkalım mı uzun bir yolculuğa Mesela bir otobüs durağı Yahut bir tren istasyonu Ya da yüksek bir tepeden bakalım Seyredelim dünyayı Yer yerinden oynarken Nasılda çığlıkların içine aktığı Tanıyamıyorum artık Anlamlandıramiyorum dünyayı Göremiyorum Anlatmayı unuttum Zaten anlayamayacaklar ya Bakmakla görmek hep farklı Süsleme kendini Köreldi insan Seslenme kimseye Duyulmayacak kadar sağırlar Canavarlar sarmış gibi dünyayı Sadece hayal dünyası güzel Bir de masallar Dönüyor ama dünya Biraz eski, biraz zifiri Başım gibi aynı Gözlerim kapalı Yüreğim yandı Kayıplarım kazandıklarımla Yarışıyordu Biraz, az biraz da sevgim kaldı Aslında çok var ama Gülüşlerim Saniyelere meydan okurcasınaydı İçimden gelmiyor İçin için yerken İçime kusuyorum bazıları Çektiğim Bir nefes bir tebessüm Sızlattı Acaba hakketmiyor muyuz Yoksa sınavın kendisi mi benim Biraz da dalgalı buğulu bir karartı Seçemiyorum ama hala var bir parıltı Bence kazanmak değil mesele Mesele kaybetmemek O da küçük umut kırıntıları Umut bizi ayakta tutacak İnanmak yol gösterecek Sevgi iyileştirecek Aşkta güzelleştirecek Ayna karşısında Odamın duvarı bana bunları anlattı Hepinize selamı var Belki bir gün birisi yarım kalanı Benim yerime tamamlar Bak bu şiirim de yarım kaldı Yazarım ama yaşayamam Yaşarım ama yazamam Ne ben anlatırım Ne de anlayan var Kırık madalyon Kayıp pusula Akrep küskün yelkovana Geçip gidiyor zaman Erteliyor erteledikçe vermiyor aman Ne giden gülüyor Ne kalan hoş Bir canın var Önünde koca bir hayat Boya demişler de sanki Boyamayı unutturmuşlar Verdikleri tek renk kara Sen olabildiğince renklendir Yaşamanın asıl can suyu sevgi inanmak ve anlamak Hep tekerrürden ibaret Sen sevgiyi tekrar et, ilerlet Nasılsa her şey yalan Tek gerçek sen ve ben Geçmişin derinliklerinden gelecek Ne gelecek ne gidecek Ne geçti ne geçecek Ne geldi ne de kalacak Derine inme pek Orada ben varım Alıştım Vuslata mı hasretim Yoksa İnzivalara mı alışığım Düşle ama düşme demişler Düşün bakalım Uçurumun kenarında gibiyim Atlasam kanatlarım vardır belki günahlarımdan Ağlasam arınır mıyım? Herkese susar da Bir tek kendime kanarım Neyse Siz benim gibi olmayın Yorulmayın Sadece başını yukarı kaldırıp bakın Gökyüzü sonsuz gibi Denizler çok derin Ormanlar canlı İnsanlar yalnız Hem de yüzlercelerin arasındayken Çok düşünmeyin ama Çok düşünmeyin Nereden biliyorsun diye sormayın Kitap yazdım ama Alfabesi sadece bende saklı Onu da bir ağaç dikip dibine Koyarım belki Bulunur Yüzyıllar sonra parmak izlerimiz değsin birbirine Aralara boşluklar da bıraktım Sen de yaz bir şeyler İkimizin olsun Geçmişten geleceğe mektup olsun Ben olsam öyle yapardım Son sözünü sana bırakıyorum Ön sözü "Bedenim düşerken ruhum yükseliyordu" ... ...
This song summs up my emotions quite nicely. The beginning reminds me of the pain that starts everything be it loss, a break up or anything really. The climax of the song is a mixture of rage and sorrow, you curse the world or whatever you believe in for striking you down, for abandoning you. You have so much grief that it boils over to rage but in the end rage is only met with tears afterwards
Ben yaralıyım bitanem 🦋 gücüm seni korumaya yetmiyor ... Hani bana delibal diyorsun ya” -delibalın fazlası zehir efsunum Delibal zehir Dün seni mutlu etmek için çıktım yola....🥀 🪐
"Have you ever wiped, and your finger breaks through the tissue a bit, so you bring your finger up to your nose to check if there is shit on your finger but you fail to realize there is shit tissue still stuck to your finger which then ends up getting stuck in your beard. You feel the tissue in your beard and try to brush it out but instead you smear the feces all around your face. You end up spending the whole day smelling shit and not knowing where it is coming from?" -Sun Tzu the art of war
"There are a million ways we should've died before today, and a million ways we can die before tomorrow. But we fight, for every second we get to spend with each other. Whether it's two minutes or two days, we don't give that up. I don't want to give that up." -The Last of Us Left Behind
Hayat niye bu kadar zor anlamıyorum. Hani bazı zamanlar olur, sıkıntılarını aynaya bile anlatamazsın sonra içinde kaldıkça seni mahveder ama anlatmaya da bir türlü cesaret edemezsin... Gerçekten çok sıkıldım artık. Gelecek kaygısı, stres, uykusuzluk,depresyon,anksiyete... Bir de bunlar yetmezmiş gibi anne ve babamla aramda geçen sorunlar, anlayışsız olmaları vs. Gerçekten yeter artık. Benim ne hissettiğimi bile düşünmüyorlar. "Daha bu yaşta ne derdin olacakmış?" Diyorlar hep. Aynen ya. Hayat hep size zor zaten değil mi?! Umarım anne ve babalar çocuklarının da birer insan olduklarını hatırlar bir gün. Kendinize iyi bakın 06/10/2021- 21.30 UMARIM BİR GÜN BURAYA BU YORUMU YAPTIĞIMI HATIRLAR VE " VAY BEE, BEN MEĞER NE KADAR DA GÜÇLÜ BİRİYMİŞİM. BU KADAR ŞEYE DAYANABİLMİŞİM!" DERİM. 06/11/2021 Bir kere daha farkına vardım ki biz insanlar çok güçlü varlıklarız. Yaşadığımız her şeye dayanabilecek şekilde yaratılmışız. Bir ay önce buraya yorum yapmışım, onu hatırlayınca hemen geldim. Bir ay önceki ben ile şuanki ben arasındaki fark; Şimdi daha güçlü hissediyorum. Bizi öldürmeyen her acının bizi güçlendirdiğini fark ettiğimden beri artık üzülmüyorum kötü bir şey olunca. Ve sen güzel insan, eğer buraya kadar üşenmeden okuduysan tebrik ederim. Yukarıda da dediğim gibi Allah kimseye taşıyamayacağı yük vermiyor, bir kapıyı kapatırsa daha güzelini açıyor, bizim gücümüzü ve sabrımızı ölçüyor. Bu yüzden ASLA HİÇBİR ŞEY İÇİN, HİÇ KİMSE İÇİN KENDİNİ ÜZME OLUR MU? VARSIN YANINDA KİMSE OLMASIN; GÜNLÜK TUTMAYA BAŞLA, KİTAPLARA SIĞIN... EMİN OL ONLARDAN DAHA İYİ DOST YOK BU DÜNYADA. EĞER İSTERSEN BANA DA YAZABİLİRSİN NE ZAMAN OLURSA OLSUN DERTLERİNİ, SIKINTILARINI BENİMLE PAYLAŞABİLİRSİN. EĞER KONUŞACAK BİRİNE İHTİYAÇ DUYARSAN BURADA SENİ HEP DESTEKLEYECEK BİRİ VAR. SENİ -TANIMASAM DA- ÇOK SEVİYORUM. KENDİNE ÇOK DİKKAT ET :) 03/01/2022 Biraz zaman geçmiş buraya en son yazdığımdan beri. Yarın önemli bir sınavım var ve ben henüz hiç çalışmadım. Çünkü şu an ne olduğunu anlamlandıramadığım duygular içindeyim. Eminim bu sadece bana olmuyor. "Acaba delirmeye mi başlıyorum?" diye sorduran bir durum. Bir yandan ölmek, kurtulmak isteyip bir yandan da deli gibi yaşamayı,hayatın bana neleri getireceğini görmek istiyorum. İşler karışık. Özellikle Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde yaşıyorsanız. Evet, bir önceki yazışımda "Polyanna" gibi konuşmuşum. Çünkü o gün her şeyin yolunda olduğu bir gündü ve ben kendimi değerli hissediyordum. Ama şu an öyle değil maalesef. Tek isteğim uyumak. Umarım bu aptal ruh halinden çıkabilirim. Başka çaresi yok. 16/03/2022 Vay be zaman ne kadar hızlı akıp gidiyor, daha dün gibi hatırlıyorum birkaç ay önce ağlayarak bu şarkının altına yorum yazışımı. Şimdi biri sorsa niye ağlıyordun diye asla hatırlayamam sanırım. Kötü bir şey yaşadığımız zaman o an gerçekten çıkmaz bir sokaktaymışız gibi hissediyoruz.Ama biraz zaman geçince aslında o kötü şeylerin o kadar kötü olmadığını,şimdiki sıkıntılarımızla kıyaslanınca hiç kötü olmadığını fark ediyoruz. Bilmiyorum herkes ediyor mudur ama ben bunu sonunda fark ettim. Sanırım bu da büyümenin bir işareti. İşte bu yüzden hep küçük bir çocuk olarak kalmak isterdim. O zaman en azından oyun oynamak için falan ağlardım... Ve bazen ailem dışında hiç kimse beni sevmiyormuş gibi hissediyorum. Ve gerçekten de öyle galiba. Küçüklüğümden beri sırf sessiz sakin utangaç bir kişi olduğum için dışlandım. Hâlâ da dışlanıyorum.Hep arkaplana atıldım. İnsanlar beni dışladıkça ben daha da içime kapandım,kendime olan sevgimi,saygımı, güvenimi hepsini kaybettim. Benim gibi milyonlarca insan var hayatta. Tabii ki böyle olmayan insanlar da çok sıkıntılar yaşıyor,ama bir düşünün,iyi ya da kötü hiçbir şeyi hiç kimseye anlatamıyorsunuz. Sadece içinize atıp geçmesini beklemekle yetiniyorsunuz. Sonra onlar içinizde birikiyor,birikiyor ve en sonunda en ufak şeylere bile ağlar hale geliyorsunuz. Sonra insanlar en ufacık şeylerde bile ağladığınız için size "Zayıf, Sulugöz" gibi lakaplar takıyorlar. Bunları ben yaşadım birçok insan gibi. Sevilmemek gerçekten zor. Ama alışınca gerçekten bir umursamazlık geliyor. Keşke herkes mutlu olsa,barışın ve huzurun eksik olmadığı bir dünyada yaşasak diyorum hep. Ama hayat herkesin omzuna birbirinden ağır yükler koyup duruyor.Bu düzene karşı koyup güçlü kalabilen ve bundan bir şeyler çıkarabilen ise hayatı anlamış oluyor bir nevi. Bilmiyorum bu galiba. Çok tuhaf ve birazcık boş konuştum gibi hissediyorum. Eğer öyleyse kusura bakmayın. Ama bir yere duygularımı yazınca hafifliyorum gibi oluyor. O yüzden siz de yapabilirsiniz. Özellikle günlük tutmak harika bir şey. Neyse,bir susamadım gitti :D 14/03/2023 Vay be, en son neredeyse tam bir yıl önce yazmışım bu yorumun altına. Şimdi hepsini tekrar okudum da, ben biraz hissizleşmiş gibiyim. O zamandan bu zamana kadar her şey değişmiş gibi hissediyorum. Bundan bir yıl önce;neredeyse her gününü ağlayarak,ailesi tarafından baskıya uğrayarak,aşağılanarak,ölümü merak ederek geçiren bir öğrenciydim... Çok düşünüyordum her şeyi en ince ayrıntısına kadar. Kafamda saçma sapan senaryolar kurarak kendime acı çektiriyordum. "Acaba şimdi ölsem, kim benim arkamdan ne kadar üzülür, ne düşünür, şu şu kişiler benim mezarıma gelir mi..." Geçen yıl antidepresan kullanıyordum, ve doktoruma danışmadan kendi kendime kullanmayı bıraktım. Beni mahvetti bunu yapmam. Her şey anlamını yitirdi resmen. Durmadan uyumak istiyordum. Uyuyunca hiçbir şeyi düşünmüyordum çünkü. Kaygılanmam gerekmiyordu. Ama çok uyuyunca da ailemden deli gibi azar işitiyordum. "Sen niye bu kadar tembelsin,sorumsuzsun...vs." Bi insanın içine doğduğu ev onun tüm hayatını etkiliyor bence. Onun kişiliğini,fikirlerini,mental gücünü... Galiba Türkiye'de büyük bir sorun bu. Aileler... Kimisi ağlıyor diye çocuğunu döver, kimi çocuklarını ayırır, kimi doğru düzgün sevdiğini bile belli etmez. İnsan doğduğu evi seçemiyor, ama ne olursa olsun o evden vaz da geçemiyor. Neyse, alışıyor zaten. Bir yıl önceki halim şuanki halimi görse çok mutlu olurdu... Bu yüzden kendimle gurur duyuyorum :) Bu Nida güçlü,hayata pozitif taraftan bakabiliyor, istediğinden çok başka olsa da iyi bir üniversitede iyi bir bölüm okuyor, hâlâ bazen insanların onun iyi yanını suistimal etmesine izin veriyor ama olsun... Kendine fiziksel olarak zarar vermek de istemiyor artık-zihinsel olarak istese de istemese de kendini bitiriyor hâlâ- Ama en azından artık çok daha iyi :) Eğer zor zamanlardayken savaşmak yerine intihar etseydim bugünleri göremeyecektim belki de. İşte hayatı bu yüzden seviyorum artık. Bir sürü sürprizlerle dolu. Ne zaman ne yaşayacağımız asla belli değil. Ne yaşarsak yaşayalım hep güçlü olmalıyız bu yüzden. Ben bir şekilde dayandım,direndim ve artık çok daha güçlüyüm. Artık kendime değer veriyorum. Şu an benim geçen yıl yaşadığım duruma benzer şeyleri yaşayan,hatta belki çok çok daha kötüsünü yaşayan insanlar var. Umarım kolaylıkla atlatabilirler hepsini. İnsan güçlü bir varlık aslında. Bir şey ne kadar zor olursa olsun ona adapte olabiliyor. Bu yorumu uyumadan önce, biraz müzik dinlemek üzereyken gördüğüm yanıt bildirimiyle hatırladım. Bi an durup o günleri hatırladım. Sonra bu müziği açtım ve yavaş yavaş anılarım kafamda canlandı :) önce yorumumu okumaktan çekindim, "Bunu yapmaya cesaretim var mı, o anılarla yüzleşmeye?" diye sordum kendime. Okudukça "Ne günlerdi ama" diye düşündüm. Bazıları bu yorumumu görünce acıdı belki de bana, ya da belki herkes acıdı... Umrumda değil,en kötü dönemimde bunu yapmak bana iyi gelmişti, iyi ki de yapmışım. Şimdi okumak güzel geldi. Bu arada yanıt verenlere çok teşekkür ederim,hepiniz çok incesiniz :) Güçlü kalın,her şey illa ki güzel bir hale geliyor:')
i just feel like i'm free, when i listen to this music... especially the slowed version. it's the first time i listen to the slowed version... normally i always take a look at the slowed versions but this song isn't a random song. it's just special and that's why i never listened to the slowed version. i'm thankful for the day i realised that this song is just different and i'm also thankful for the day i realised that this song is the song what actually describes my whole life. i will always listen to this song. i will always love to this song. i won't forget this song... never.
Henüz 17yaşımdayım. düşüncelerimin ve yaşadıklarımın yaşıtlarımdan farklı olması biraz garip geliyor bana. Mesela onlar gibi enerjili değilim,etrafımda yaşanılan büyük ya da küçük olayları kafama takacak kadar ya da onları sorgulayıpta bir şeyin sebebini arayacak kadar sevemiyorum hayatı. hayatı boş vermiş durumdayım. Ne bileyim işte en son ne zaman gülerken gözümden yaş geldi hatırlamıyorum. Ama en son hangi saatte ne için ağladığımı çok iyi hatırlıyorum. Kendim için ağlamıştım. Bu muzikle kendim için hıçkıra hıçkıra ağlamıştım. Hani düşünmüştüm neden ben? Neden en sevdiklerim uzakta? Neden bu yaşımda yorgunum? Neden insanlar böyle? Neden ruhum incinmiş durumda? Daha ne kadar içime atacağım? Aile sorunlarımı yanlız oluşumu ve daha niceleri. Ne yapacağım hiç bilmiyorum. Çökmüş durumdayım hatta o kadar kötü durumdayım ki yüzüme yansıdı üzüntüm. Eski neşem yok artık gözlerimde. Ve ben o gözleri çok özledim.:)
Ben de 17 yaşındayım aynı durum hiçbir şeyin eski tadı yok insanların hayat için eğlenceleri için koşuşturmalarını anlamsız şekilde izliyorum içimden hiçbir şey gelmiyor
Sen bensinn hayattan zerre zevk almıyorum boşluğa düşmüş gibi hissediyorum durduk yere bir hüzün üzüntü skntı geliyor ve bunu hiçbirzaman içimden atamadım Allah hepimize yardımcı olsun🥺🥺
-"Her şey düzelir." -Bazı şeyler düzelmez dostum düzelmez.Bazı acılar geçmez hiç bir zaman... -"Zamanla acı diner." -Dinmez,bazı acılar zamanla derinleşir daha çok... -"Her duygu ifade edilebilir." -Edilemez.Her duygunun bir ifadesi yoktur.Yaşanan her şey anlatılamaz.Her duyguyu açıklaymazsın... -"Her sorunun bir çözümü vardır." -Her sorunun bir çözümü yoktur.Bazı yaraların merhemi yoktur.Ve bu tüm acıların daha da acısıdır...
Şimdi biraz sakin ol, dur Ne oluyorsa olsun zihninde. Hissediyor musun müziğin ruhunda oluşturduğu dalgalanmayı? Düşünme, hissin farkına var. Ne hissettiriyor? Geçmiş mi, hayaller mi? Neyse ne, düşünme. Sen bu dalgalanmanın tadını çıkar. Ne kadar huzur verici ve hem de hüzünlü değil mi? Evet, diyor gibisin. Sen, güzel bir şeysin ve güzel şeyler çoğu zaman düşüncelerden oluşmuyor. Bu müziği dinler gibi, yaşa hayatını. Dokunaklı, farkında, ruhlu ve hoş.
İyi misin diye soruyorlar dalga geçer gibi iyiyim deyip geçiyorum. Ama kimseye nasıl olduğumu anlatamıyorum size anlatayım bak içimde kelimelere sığdıramadığım vedaların konuşmasıı boğazımda düğüm halimde sustuklarım var hüzün var acı var keder var her bok var anlayacağın birine bir şeye ihtiyacım var ama hiç bir şeye tahammülüm yok artık katlanabilecek gücüm yok tükendim bu halim senin eserim diyeceğim beni bu hale sen getirdin siz getirdiniz diyeceğim boğazım sıkışıyor düğümleniyor sesim çıkmıyor. Gücüm yok söyleyemediğim yuttuğum kelimeler sanki geceleri boğazımı sıkıyormuş gibi hissettiriyor. Sadece rüyamda bağıra biliyorumm gücüm yok artık yoruldum ben sevilmek istemiyorum herşeyden önce ben artık anlaşılmak istiyorum anlaşılmak.
من و تو چقدر شبیه هم هستیم .فقط وانمود کن که خوب هستی همین کافیه .این که دیگران بدانند حالت بد است هیچ فایده و کمکی برای تو ندارد فقط دشمنانت را شاد میکند
Aslında kalbim eğlencelidir, ama aklım beni hep yıkıyor. En dipte ne varsa buluyor, iyilikle kötülük arasındaymışım gibi hissediyorum. Seçeneklerim o kadar azalıyor ki çaresizlikle, yalnızlık arasında buluyorum kendi mi…
Aslında hiç bir şey o kadar da zor değil bizi yoran sadece insanlar ufakta olsa mutlu olmaya çalıştık ama her mutlu olmaya çalıştığımızda boğazı kurumuş konuşamayacak kadar susamış bir insanın önünden suyunu alır gibi mutluluğumuzu çalıyorlar gerçekten çok zor değil yanlış insanlara takılıp kalıyoruz tek problem çok sevip bu sevgiyle boğulup hiç bir şeyi görememek gördüğün halde bazı şeyleri konduramıyorsun ama en sonunda üzüldüğünde aylarca belki yıllarca üzüntünü yaşadığında bazı şeylerin farkına varıyorsun biliyorum her defasında aynı hatayı yaptığımı ama tek amacım sevilmek mutlu olmak kafamı her yasladığımda rahat bir şekilde içimi döküp gerekirse göz yaşlarımı dökebileceğim bir insan aradım ama her hikayenin sonu gibi mutsuzluk ne masallar ne hikayeler ne de hayatlar pek mutlu olamayacak gibi o şanslı insanlardan değiliz belki ama bu yazıyı buraya bırakıyorum ki bir gün çok mutlu olduğum da tekrardan okuyacağım….
Mutluluk bizim gibiler için zor elde edilen bişi, seni çok anlıyorum, zor olduğu için elde edildiğinde gitmesine izin vermek istemeyip bir seyleri bozup kendi ellerinden kendin aliyosun bazen mutluluğu, o yüzden bir süre sonra mutlu olmaya çalışmıyor, sadece huzur bulmak istiyosun
pekâlâ... 16 Nisan, 2021 06.01 sanırım saat 7ye kadar ağlayabilirim, fakat muhtemelen 7yi görmeden uyuya kalmış olurum. *edit* bunu yazdığım günü dün gibi hatırlıyorum ama üstünden 1 yıldan fazla geçmiş vay be ;) 26 Haziran 03.08 22. *19 Eylül 02.53* çok yorgunum *30 Ocak 2023, 02.52* ben hâlâ çok yorgunum ancak saat ne güzel tesadüf gelmiş ;)
imagine sitting there the last two hours of ur life with the person u think about all the time… just imagine. i would give everything i owe to make it happen!
Ben önceden bu değildim mutluydum gerçekten gülerdim şimdi gülmek nedir mutlu olmak nedir bilmiyorum her gün bana ayrı bir acı katıyor her gün dünyam biraz daha cehenneme dönüyor ben bu değildim inanın ben bu değildim hayat doluydum hayallerim vardı her gün gezip eğlenmel isterdim şimdi tek isteğim zorbalığa uğramamak yalnız kalmak herkes bana düşman tek bir dostum bile yok kalbim temiz kötü biri değilim ama sevmiyorlar beni herkes birer birer çıkıyor hayatımdan arkadaşım diyebileceğim güveneceğim biri yok herkes gitti , hayat çok zor sadece uyumak istiyorum dersler çok zor sadece uyumak istiyorum mutlu olmak çok zor sadece uyumak istiyorum beni bu hale getiren hayallerimden mutluluktan vazgeçiren herkes sağolsun sadece derin bir uykuya dalmak istiyorum...
Aslına bakarsan buradaki herkes biraz yorgun biraz bitkin biraz da acılı sana bunu yapanlar kimler bilmem seni de tanımam aslında ama sadece şunu söyleyebilirim değmiyor hiçbirşey için değmiyor hiçkimse için değmiyor bunları biliyorum çünkü bende yaşıyorum eskiden deli dolu hayatı olan biriydim ama artık hiçbirşey yapasım gelmiyor ve hatta kendimden de nefret ediyorum bana bunları yapan kişi için değmez bunu biliyorum ama canımı yakıyo bunu bile bile hala o kişi için üzülmek canımı yakıyo madem ben yanıyorum kimse benim gibi yansın istemem o yüzden toparlan. kendine gel çünkü değmiyor..
من هم خسته ام !۵ سال است که خسته ام .این زندگی هیچ لذتی برایم ندارد .اطرافم سیاه و تیره و تار است .دید چشمانم تیره و تار است .زندگی ام به یک روال پوچ بی هدف تبدیل شده .انگیزه ای ندارم .لعنت به کسی که این بلا را سرم اورد هر گز فراموشش نمیکنم .ای کاش شهامت داشتیم که خودمان را راحت کنیم .دیگر چه از این زندگی میخواهیم ؟!
ben seni unutucam sana olan nefretimi öfkemi bile unutucam ama beni nasil harcadigini hiçbir zaman unutmicam.. ben bana yasattigin o hayal kirkligini hicbir zaman unutmicam…
Birisini kaybettikten sonra ona sarılma ihtiyacı hissettiğin bir an olur. Bu an belki ertesi sabah belki 3 sene sonra gelir ama muhakkak gelir. İşte ben öyle bir anda sırtımı döndüm duvara herkes ordaydı sen yoktun. Herkesin çokluğu senin yokluğun kadar etmiyordu...
Tossing and turning in the bed at 3 am, When life feels like a cage. Someone gets up, looks out the window, Steps out to the balcony, breathes out into the cold To watch the city lights flicker. While reliving moments of yesterday that blends in with the present, Like an unwelcomed rain with eyes wide open; The continuity of fear, that erodes & eats away at the heart. Subduing every attempt at rescue to ever start. To believe in hope, to believe in kind. There are voices that whisper...whisper: 'Afraid of losing, afraid of loving, afraid of being alone, afraid of my mind' Piecing yourself back together each time. Slowly but, gradually unravelling from the abyss.. The dawn burns away the tears but, never forgets to *reminisce* -anb
Soo.do you feel depressed ? Do you feel sad? Do you want to cry? If yes than you are one of us.cause this comments are so sad,lonely,depressed -just like me ..clise your eyes and cry while listening to it
Have been listening this for 6 years. Have been suicidal and struggling with bipolar disorder for 5 years. Having a treatment for bipolar disorder for almost 2 years. And I'm still listening this every single day. I'm sure about 2 things. First one is,I'll commit suicide before I die naturally. The second one is,in my last video,this is going to be the last song that I'll listen. This song will be the last thing that I'm gonna hear before I leave this fucking world and this fucking head that never stops thinking. At that moment,I'll smile for the one last time. That's gonna be the biggest smile of my last 6 years.
Sen ölmeden bitemez öfkem. Sen ölmeden unutamam gördüklerimi, nasıl yaptığına inanamadıklarımı. Hiç yaşamamış olmanı dilerdim aslında. Karşıma hiç çıkmamış olmanı dilerdim, reenkarnasyon geçirip seninle tanıştığım anı silebilmek geçmişten. Uğrak duraklarını birbir durdurmak uçarı kalbimin. Her durağında başka bir ruha kapılabilmesinden silmek onu. Değiştim Advotsya, hem de çok. Çok güçlendim. Hayal edebildiklerimin fazlasına sahip oldum. Ölmek isteyen zavallı bir kızın, ölülerle dolu geçmişinden kimsenin taniyamacagı biri yarattım. Geçmişimi kimseye anlatmadım. Kadere karşı koydum ve Tanrı'ya dua ettim ellerimi açıp. Onu kucakladım. Varoluşsal sancılarımı yok ettim. Saçlarımı hiç kesmedim bir daha. Mücadeleler kazandım. Sadece ölüme kaybettim Advotsya, sen bile bir kayıp değildin gözümde. Çünkü seni kendi irademle ben bıraktım geleceğe, yaşa diye. Bana yaptığın tüm acımasızlığa rağmen seni bir katilden sakındım. Fakat ölmeni istiyorum şimdi. Yok olmanı, hiç yaşamamış olmanı.
sana artık aşık değilim ama çok özlüyorum, okul çıkışında çantanı taşımam için ısrar etmemi ama senin vermemeni, teneffüslerde camın önünde buluşmayı... bi cuma günüydü evinin önünde ki kaldırımda konuşuyorduk, iki gün seni göremeyeceğim diye oturup ağlamıştım sonra öyle güzel sıkıca sarılmıştın ki o his kokun hala üzerimde. bizim buluştuğumuz parka bir daha gitme cesareti bulamadım kendimde. o parkta bizi gömdüğünden beri o bank benim mezarım. sıranın üstüne notlar bırakmayı özledim, eve gidince fotoğrafına bakmayı. o fotoğrafı yok etmek çok istedim ama yaksam içim giderdi yırtsam geri yapıştırırdım bilmez miyim kendimi, hala kitabımın arasında durur. zamanla bizim aşkımız gibi eskimiş ama hala yüzündeki gülümseme o güzelliğin dün gibi sevgili'. sana artık sevgilim diyemem çünkü başkasının sevgilisisin. birilerinden hoşlanmayı denedim senden sonra kimseyi sevemedim sen gibi, hatta kimseyi de sevemedim. en çok seninle güldüm hala anılarımızı hatırlar gülerim. sen hep hayatımın bi köşesinde en güzel yere sahipsin sevgili'. umarım hatırladığında yüzünde buruk bi gülümseme dahi olsa öyle hatırlarsın beni çünkü sen benim en büyük gülümsememdin. hayatımda en çok seni sevdim, her anlamda. ailem arkadaşım sevgilim her şeyimdin. senden sonra kimsesiz sokakta kalmış gibi hissettim, hala öyle hissediyorum bişeyler yarım ve sen gelsen her şey tamamlanacak gibi. eskisi kadar ağlamıyorum hatta nadir ağlıyorum, çünkü her şeyi içime atıyorum hala ve bi gün dayanamayıp oturup bi köşede gözyaşlarımı çok sevdiğin gözlerimden bırakıyorum... elini tuttuğum köşeler, sarıldığımız merdiven önü hala benim evim ama o evde tek başıma yaşlanıyorum. sensiz hiç bir şeyin tadı tuzu yok, bazen bir rüzgar esiyor ve kokun burnuma geliyor nasıl soğuk ve güzel bir koku anlatamam sana. ellerimi ısıtmak için tuttuğundan eldiven takmazdım hiç, hayatımda ilk defa eldiven aldım. kabullendim gittiğini, beni sevmediğini, bir daha asla buluşmayacağımızı. saatlerce baktığım yüzüne şimdi bir saniye denk gelmemek için yolumu uzatıyorum, gözlerin hep tutsak. kendimi avutuyorum unuttuğumu sanıyorum her sabah ama gecenin bi köründe öyle bir yüzüme vuruyor ki sana olan duygularımın gerçekliği. sanki hiç unutamayacak gibi hissediyorum, yıllar geçse de üstünden bu kalp seni unutur mu? adın hala en sevdiğim isim, anlamı parlaklığı ilk sorduğumda ki gibi. çok değişmişsin ne seni tanıyabiliyorum artık ne de kendimi. zaman hiç bir şeyin ilacı değil, sesini unutmaya başladım ne kadar zor biliyor musun. yıllar sonra görsem yine ilk gördüğümde ki gibi güzelliğine takılır mıyım acaba, kesin takılırım çünkü senin yüzünde gördüğüm tutulmayı hiç bir yüzde görmedim. kimseyi karda kışta iki minibüs yapıp gelecek kadar sevmedim, kitaplarda ki güzel cümlelerin altını başkasını düşünerek çizmedim.
Otobüsteyim, son ses dinliyorum. Yorumları okuyorum bir yandan da . Yazdığın her şey bana geçmişimi geri getirdi . Sadece şunu demek istedim . Bazı şeyler kaderdir . Biz her zaman küçük düşünürüz ve her şeyin bir sebebi vardır. Sadece bunu kabullenmeyiz . Var olma sebebini ara seni var ettiğin sandığın şeyi değil. Huzurlu bir hayat dilerim dostum .
Yaş kaç olmuş bu melodinin verdiği atmosfer hala aynı. Bununla ilk tanıştığım vakit bağımlısı olmuştum. Ne yazikki bir türlü bırakamadım. Bununla tanıştığımdan beri yalnızım. Hiç bir şey başaramadım hayatımda. Benim için hayatımı mahveden illetten öteye geçemedi maalesef. Bir insan bile hayatımı bu kadar mahvetmemişti. İnanır mısınız bir melodinin bir insana yapabildiklerini. Hatta bu melodiyi bir başkasını unutmak İçin dinleme yanlışını yaparsanız. O kişiyi unutturur unutturmasına da, Kendini asla silemeyeceğiniz bir yere hapseder zihninizde. Benim neredeyse 7 yıl oldu. Bunu tanıyalı. Bomboş geçen 7 yıl zehir oldu senelerim. Herkesten önce olgunlaşmamı sağladı adeta. Hiç kimseye uyum sağlayamadım. Keşke seni hiç dinlemeseydim
While listening this music i think how this generation changes.when i was kid, i played Legos and playmobils and going outside was fun.Now i saw 8 years old kids with phones and I am greatful for living this legendary years before is too late.
I don't kinda how to explain it,but it help to sleep like a baby 😴. And take out my all thoughts. Like someone i listen to this ad go to somewhere in mumy mind and cry and sometimes i smile with sadness and sometimes i take all this of amd think of sitting in a lonely mountain by myself in the top. And whenever made this amazing music they deserve! All the happiness cuz u made us feel nothing for at least for the duration this song plays and be into ourselves.😇😣 I used to hate my life but now i don't care cuz it's not gonna change😂😂🤷♀️ so lets Balmorhea.
“Bazıları derdini annesine bazıları babasına anlatır ama bazıları içine kapanık olarak yaşar ve o onda travma olur hiç bir şeyden moralinizi bozmasın herşey olacağına varır 😢
O kadar değişik hissediyorum ki kendimi. Hem çok mutlu hem cok mutsuz. Seni çok seviyorum gokcan ama aynı zamanda da çok üzülüyorum. Çünkü senin beni benim seni sevdiğim kadar sevmediğini biliyorum. Bu insana acı veriyor. Hep aşık olmayı istemiştim şu hayatta. Ilk defa istediğim bir şey oldu. Ama böyle mi istemiştim o aşkı bilmiyorum sevgili olduğumuz halde karşılıksız aşk yaşamak beni çok üzüyor. Bu durum daha ne kadar sürer ne zaman yeter seni sevmiyorum diyip benden ayrılırsın merak ediyorum. Benden ayrıldığın gün yine ben bu şarkıyı dinleyip elimde sigaramla ağlıyor olacağım :) ama umarım öyle bir gün hiç yaşanmaz çünkü beni sevmesen de senin yanında kalmaya razıyım. Şapşalsın sen bi kere. Hâlâ daha bazı şeyleri ben hatırlatıyorum ben söylüyorum unutma diye. Ama ben seni bu saflığınla seviyorum hem de tüm kalbimle. Bu yazdıklarımı sana yazamayacağım için en sevdiğim şarkının altına yazmak istedim. Senden tek istediğim biraz daha sevgiydi. Bana seni seviyorum demen veya en azından o sevgiyi hissettirecek belki bir kaç romantik sözdü. Ama inan bana bunların önemi yok hala kalbinin derinlerinde bir yerde beni sevdiğini düşünüyorum veya düşünmek istiyorum yoksa ilişkimiz devam etmezdi değil mi. Seni çok seviyorum sevgilim.
Anlamıyorum Sadece duyuyorum ve teyit edemiyorum Herşey birbirine girmiş Boş boş bakıyorum Kıskanıyorum Ben dışındaki her şeyi Kafam karman çorman Kelimelerim uyuşmuyor Gencim ama halsiz düştüm Belki de yorgunluk Belki ergenlik Bir yerden sonra her şey anlamsız geliyor Saçmalıyorum Hepsi karmaşa Yönü seçemiyorum Bedenim batarken ruhum yükselir gibi Teyit edemiyorum İyiye mi kötüye mi Yolun sonu uçuruma mı göğe mi bakar? Hissizleşiyorum Soruyorlar İyiyim diyorum Sorun var diyince Her şey daha iyiye gidiyor Saçmalama diyorlar Diğer kesimdense ses yok Ruhları uyuşmuş İki taraflı kutuplaşma Polyanna ve Felâket tellâlları Herkes yönünü seçmiş Bense yolsuz gibi Yaşamak için yaşayan Bir amacı olmayan Oksijen israfı denen Hayallerini bilmeyen Arzu etmeyen Gerektiği için yapan Oradan oraya sürüklenen Hedefsiz Belki de kişiliksiz Koyduğu kabın şeklini alan Belli bir duruşu olmayan Biçimsiz Karmaşık Çorba gibi Biraz ondan Biraz bundan Kenarı olmayan Sınırı bilinmeyen Soyut Amaçsız Boş bir kabuk gibi Ruhsuz bir kukla misali Gereksizce Yetersizce Yönsüz bir biçimde Basa sarıp durarak Tekrar tekrar Acıyıp kanatarak Soyulan yaradan farksızca İçimde demlenen fırtınayla Oturuyorum. İlerlemedim. Gerilemedim. Durduğum yerde baktıkça battım. Yaşamak için yaşayan, varlığının bir anlamı dahi bulunmayan, ölse gelip geçmiş bir mahlukat denecek değersiz ve bir o kadar da silik bir varoluşla. Acizim, muhtacım, kırgınım, kırıcıyım sorunluyum, sorumsuzum, umursamaz, dünya yansa rahat takılacak, bir yerden sonra öylesine acıttı ki acıya karşı ve hatta duygulara karşı duyarsızlaşacak, belki de duygularını yitirecek derecede sınırlandıracak ve sadece mantık denen ezici bir sükunetle içimdeki fırtınayı izleyeceğim. İzliyorum. Içimden parçaların alıp götürmesini, eksilen benliğimi belki de, izliyorum. Hayalsiz, hedefsiz, umutsuz, duruşsuz, önümü göremediğin bir pusla beraber çekingence bir adım atıyorum. Emin değilim. Ya çukur varsa, doğru mu yöndeyim? Korkakca adımımı geri çekiyor ve susuyorum. Sorun yok Çünkü göremiyorum Seçemiyorum İlerlemiyorum Kendi yerimde çürüyüp, kokup gidiyorum. Yitiyorum Ama fark etmeden, ruhumda ince sızılar mevcut ama hissetmeden, bir şeyler olduğunu bilsem bile anlam veremeden ve yönü seçemeden. Pes ediyor ve boş veriyorum. Ama bazen batıyor, canımı sıkıyor ve yakıyor, hissedemiyorum, umudun varlığını ve varlık anlamımı yitirmiş gibi. İyi ya da kötü, saf tutmuyorum sadece, sadece daha da çöküşümüzü ve şahlanışımızı bu duygulara ortak olmadan izliyorum. Ait hissetmiyorum. Yanlışlıkla dünyaya düşmüş bir yabancı gibi. Gökte fırtına koparken Deniz dingin Bense boşluktaki Amaçsız bir zereyim.
Ve 3 ay sonra... Yine buradayım aynı duygularla. İstemiyorum. İstemiyorum. İstemiyorum. Hiçbir şey yapmak istemiyorum. Ölmek istiyorum çünkü hiçbir şey yapmama gerek kalmayacak. Bunaldım. Bıktım artık. Işın tuhaf yanı dengesiz ruh hallerindeyim. Bunu yazdıktan bir saat sonra ölesiye gülebilirim ve bir saat daha sonra intiharı düşleyebilirim. Git-gel yapan dengesiz ruh halim, sebepsiz yere depresyona girmem. Ne saçmalık bu ? Ah. Hiç-bir şey yapmak istemiyorum.
What does it mean to love? Does it mean following the flow of normality? Does it mean lying to avoid confrontation? Is it forgiveness, when all you want to do is forget? Love is a tired fickle feeling, a feeling of familiarity, of complacency. True love is the most untrue lie of them all. To love is to accept ones own inadequacy, ones own inability to stand on their own. Everyone deserves love, but not everyone should love, without love we are hopeless, with too much of it we are weak. Without passion we have no drive, but what drives us to pursue are passions? Is it love? Is it feelings? Logic perhaps? Or is it fear, fear of being alone, fear of not mattering to ourselves or others. Fear of not ever truly knowing love.
Birşeyi yapıp pişman olmak ve pişman olduğun için üzülmek ben mesela öyleyim bazen neden diyorum ama bunun bi anlamı yok ben yine buyum biz yine hep buyuz değişmiyoruz bazen intihar etmek istiyorum ama olmaz olamaz diyorum yapacağın şey pişman olacağın şey ise önce düşün sonra yap ama insanlar düşünmüyor ve bi yüzden hepimiz birbirimizin kalbini kırıyoruz bu müzik bana bunu anlattırdı herşey üst üste geliyor ama benim ya da bizim bunu kaldıracak gücümüz gururumuz yok ama olmak zorunda bunu okuyan kardeşim ALLAH GANİ GANİ senden razı olsun umarım hayatında değişiklik yapmana yardımcı olmuştur bu
Toda la canción me recuerda a la experiencia de The Last of Us... Jugarlo en pandemia y solo me pego bastante... Aún más por la pérdida de un familiar... Espero este bien.
Cuando escucho esta canción... veo una imagen de mi muerte pasando por mis ojos, será trágico quizá, pero cuando muera, quiero estar escuchando esta canción, y espero sea coincidencia escucharla minutos antes de morir.
27.05.2024 saat 03.09 1 ay sonra sınavım var uyku tutmadı bu şarkıyı dinleyip uyumak istedim çünkü hem hüzünlü hem huzurlu hissettiren nadir şarkılardan biri. Neyse sınavı kazanıp kazanmadığımı buraya yazacağım unutursam hatırlatın lütfen. Herkese huzurlu sağlıklı ve bol başarılı bir hayat diliyorum.
Bu şarkı beni düşüncelerimle başbaşa bırakıyor bu şarkı çalarken beynim aklım susmuyor en sonunda da iki gözyaşı dökülüyor gözlerimden geçen sene hüngür hüngür ağlardım bu şarkıyla ağır depresyon geçirdim hala da izleri üzerimde bu şarkıyı bu sene dinliyorum ki unutmayayım o günleri öyle de oluyor unutamıyorum hala kalbimi sıkıyor içim de boşluk acıtan bir boşluk sıkıyor bedenimi kaskatıyım nefes alamıyorum. İyileşmek için yedi ayımı verdim. Hoş tamamen iyileşmedim bile sadece öyle sanmışım.