Çok doğru noktalara değinmişsin. Emeğine diline sağlık. Barbie filmlerini (prenses filmlerini) lise döneminde izlemiştim. Disney prenses filmlerinden en büyük farkı, bir prens gelip onları kurtarmıyor. Kendi kendilerini kurtarmaları çok hoşuma gidiyordu. Aklıma hiç bedenimin kötü olduğu gelmiyordu.
Barbie izledikten sonra geldim. Çerezlik bir film olsa da kadın öne çıkaran çok az yapım var ve bunun çoğu kalabalıkta yok oluyor. Güzel bir PR ile(Barbenheimer) çok güzel sükse yaptı. Bence ufak da olsa insanların kafasını açmış olabilir.
Çok güzel eleştirmişsin. Düşünüp kelimelere dökemediğim ve de izlerken aklıma bile gelmeyen şeyleri söylemişsin. Gerçekten "Barbie" "John Wick" benzetmesi çok yerinde. Filme giderken insanların yorumlarıyla bir beklentiye kapılmıştım. Ne yazık ki bu yüzden hayal kırıklığına uğradım. Filmde anlatıp gözümüze soktukları tüm "kadın" problemlerini izlerken istemsizce "eee evet bunlar zaten yıllardır bilip konuştuğumuz şeyler, now what?" diye düşündüm. Benim için filmin vermek istediği mesaj biraz boş geldi ne yazık ki. Yine de Barbie, beklentilerimin dışında, olduğu şeylerden dolayı çok güzel bir filmdi.
keyifli bir video olmuş. bugün filmi izleme şansım oldu, ve epey hoşuma gitti film. senin videonla da nasıl daha iyi bir film olabilirmiş bakış açısını edindim
Ben ilk izlediğimde beklediğimden kötü geldi hatta ortalama altı ama üzerine oturdukça daha iyi bulmaya başladım. Bir sürü yanı hakkında düşündürdü ama yine de hala hikayenin kendini yeterince iyi inşa edemediğini düşünüyorum. Hikayede bir noktadan diğerine geçiyor fakat bu geçişi izleyiciye aktaramıyor
Ay pazar genişletme ve firmanın kültürel aktarımını koruma eleştirisi geldi sonunda. Benim ilk düşündüğüm buydu ve bunun ne kadar sermayeye su taşıdığı. Aslında bir yerde bir şirketin kendini aklayarak kültürel mirasını koruma stratejisini feminizm köprüsü geçerek işlemesine heyecanlandık gibi geliyor. Ana akıma kadın kitleyi taşımak konusunda katılıyorum ama erkekler hakkında bir şeyler söyleme konusuna katılmıyorum. Barbie evreninde Ken var ve Ken kibar, sevimli, güler yüzlü, bebek yüzlü, yakışıklı bir erkek figürü. Barbie evreninde olduğu için bir o kadar 'feminen' bir erkek ve var olan tek erkek o. Yani aslında Barbie evreninde Barbie tarafından yaratılmış bir fantezi ürünü Ken, bir kadın gözüyle var olmuş. O yüzden filmin Barbie oyuncaklarına bakınca akla gelen senaryolar bütünü olduğu gibi bir izlenime çok sık kapıldım maalesef
@@MissZencefil yani evet, bilmiyordu o yüzden öyleydi mesajı da çıkabilir ama Barbie'nin sandığı dünyanın (Truman muhabbeti gibi) tamamen tepetaklak olmasına bir ek olarak düşünmüştüm ben. Her şey sandığından farklı, Ken de öyle tarzında. Bu da bana geçmedi ya, bazı şeyler çok zorlama geldi. Dediğin Hollywood kültürü yüzünden bu büyük ihtimalle. Yine de tartışma konuları ve girmeye çalıştığı alan Hollywood dışında bir yere taşıdığı için filmi bence zaten ana akım bir film çapı bu kadar diyemeyiz. Giriştiği şey çapından büyük çünkü. Mihenk taşı olduğu doğru, sinemanın piyasası açısından da öyle. Ben bir ısınamadım ya bu filme nenejsjjs genelde daha olumsuz fikirlere sahibim
Açıkçası barbienin beden algı vb tüm falsolarını filmde kendileriyle alakalı dalga geçerek yenebileceklerini sanmaları komik ve samimiyetsiz zaten bize bir şey demeyin bakın biz de kendimizle dalga geçiyoruz demek için eklemişler
yani siyah barbieler, farklı beden boyutlarına sahip barbie'ler falan bunlar dolu var, bu kısmı geçmek lazım artık ezbere eleştiriler oluyor. E var artık farklı barbie'ler diyerek çürütebildikleri eleştiriler bunlar. Filmde neden sweatshoplar yoktu demek lazım mesela?