Hocam üzerimde çok emeğiniz var. Beni bir taşı yontar gibi yonttunuz. Eskiden küp gibiydim. Gidemiyordum. Şimdi küreye döndüm. Özgürce ilerleyebiliyorum. Minnettarım.
Siz ve sizin gibi bir sürü kişi sayenizde yontuldum, hayatim değişti vs gibi yorumlar tüm videolarda yapiyorlar. Merak ediyorum tr de yaşayanlar için bu insanin yontulup gelişmesi, herhangi meslekten aldiği maaşa etki ediyor mu? Sanirim ben yaşim geregi maaş ile kafayi bozdum...
@@tekbiradam Felsefe, sosyal statü veya meslekten bağımsız olarak, her insan için gereklidir. Sıkıntın aldığın maaşın azlığıysa, doğru soruyu sorman gerekli. Doğru soruyu sorman için ise felsefe, ilgilenmen gereken konuların başında geliyor.
Selamlar sevgiler hocam. İnanın şiseye koyup suya bıraktığınız mesajlar yerine ulaşıyor. 5 yıl önce rastladım size. O günden beri büyük bir zevk ve şevkle takipteyim. Bu süreçte hayatıma, bakış açıma, en önemlisi de yolculuğumda sıkışığım noktalarda ışık tuttunuz hep. Bizim için çok değerli ve özelsiniz. Samimiyetinizin bu tarafa geçtiğinden hiç şüpheniz olmasın. Bize kattıklarınız, çabanız için sonsuz teşekkürler ❤️
Saygı ve hürmetle önünüzde eğiliyorum... Sizler gibi ömrünü bu dertler için harcayan değerlerimize neler ettiğimiz aşikar... Rabbim ömrünüze bereket versin...
Sepetimdeki taze&çürük tüm elmaları sizinle boşaltıyorum, tazeleri tekrar sizin anlatılarınızla sepetime tek tek yerleştiriyorum. Çözümlemek ne güzel bir kavrammış, hayatın anlamını sorgulamak ne tatmin ediciymiş... Yüreğinize, aklınıza, dilinize, kaleminize sağlık 🦋 Pandeminin en güzel hediyesisiniz 💫
Sizi dinledikçe daha çok seviyorum, hayranlık duyuyorum. Karanlıkta yanan bğr ışık gibisiniz. Aydınlanmaya ihtiyacı olan milyonlar keşke sizi dinleyip anlayabilse... Hürmetler, var olun🙏🏼💐
Uzun sohbetlerinizin özellikle son 30 dakikası muhteşem oluyor Dücane hocam.. Bu nedenle uzun sohbetlerinizi dinleme fırsatı olmayanlara son 30 dk. yı dinlemelerini tavsiye ediyorum..
Son cümlelerinizi üzerine alınanlardan biri olmaya çabalıyorum yıllardır. Bütüne bakınca derin bir umutsuzluğa kapılsam da -ki bu son yıllarda çok sık olmaya başladı- birey değişmeden toplumun değişmeyeceğine olan inancımla yine de çabalıyorum. Cesaretiniz ve rehberliğiniz için kendi adıma teşekkür ederim. Saygılarımla.
Aydınlanmaya ihtiyaç duyan bizlere yaptığınız katkılar için minnettarım. Daha iyi yaşamak sorunu olanlar umarım daha fazla izleyecektir. Sağlıkla kalın hocam 🙏
Sayın Cündioğlu, bu söyleyişinizi bir kaç defa izlemekten asla sıkılmadım ve çok yararlandım. Teşekkür ederim. Yetmiş yaşını devirmiş biri olarak son on yıldır düşüncelerimi kitaplaştırarak bir kişiye bile olsa ulaşabilmeyi amaçladım. Kopuk kopuk düşüncelerimi sizi dinlediğim zaman bütünleştirebiildim. Aynı frekansta olduğumuzu sevinerek gördüm. Lütfen bu yayınlarınızdan asla vaz geçmeyin. Ufacık bir mayanın nelere kadir olduğunu hepimiz biliyoruz. Saygılarımla...
Dün ailece sohbet ederken hoşlanmadığım bir kelime olan devrim kelimesini kullandım teessüfle. Herkes kendi memleketinde kültürüyle örfüyle güzeldi. Otuz sene önce köylü köylülüğünü ,şehirli şehirliliğini bilirdi. Herşey makamında güzeldi. Görgü,üzerinde çalışılması gereken bir kavram.
Bazen insan hiç kaybetmek istemediği şeylerin devamını saglayabilmek için çabalarken bir de bakmış ki çabası kaybetmek istemediğinin yerine geçmiş. Bedel odemeden bir kazanım olamıyor, bu duygular için de boyle olsa gerek. İnternet uzerinden derslere devam. Çok Teşekkürler. Bu arada bu soyleşinin bazı yerlerini bir kaç kere daha dinleyeceğim...
Mimarlıkta eğitim veren Mimar bir arkadaşım, ders sırasında Ayasofya mimari açıdan müze olarak daha faydalıydı bir eserdi gibi bir şey dediği için öğrencilerce Cimere şikayet edildi ve savunma yazmak zorunda kaldı.Ülkenin ne kadar rezil bir hale geldiğini görüyor musunuz?
İrfan sahibi olmak arzumuzdur ama bunun için sizi kaybetmeyi göze alamayız hocam.... Hissemizin peşimdeydik aldık elhamdülillah... Sonsuz hürmet ve saygımla...
Batılı görerek bilir. Kültürümüzün merkezinde algıya dayalı ilişkiler bulunur, sanata yaptığımız muazzam katkıları da onlara borçluyuz. Doğada yürüyerek görür, özdeşleştirir, adlandırır ve tanırız. Bu tanıma bizim kazadan belâdan koruyucu muskamızdır, korkuyu kovma yolumuzdur. Tanıma, ritüel biliştir, bir tekrarlama-zorlamadır. Doğa güzeldir deriz. Ama bütün insanların paylaşmadığı bu estetik yargı, ne yazık ki doğanın bütünlüğünün kavranması için yetersiz kalan bir başka savunma biçimidir. Doğada güzel olan şey, bizi kuşatan dünyanın ince kabuğu ile sınırlanmıştır. Bu kabuğu kazıyın, altından doğanın daemonik çirkinliği fışkıracaktır. - Camillie Paglia (Cinsel Kimlikler)
Ziyadesiyle güzel sohbetti. Bu kadar olumsuzlukların içinde sizleri dinlemek benim için çok önem arz etmektedir. Pandemiyle birlikte heybemde bir şeylerin olduğunu sanıyordum, siz konuşmaya başladınız ,bir baktım heybemde hiç birşey yokmuş. Bir buçuk yıl oldu biraz olsun birikim yapmaya başladım. Size sonsuz selam ve sevgilerimi gönderiyorum. Arif Hikmet ALTUN ( Bilgisayar 9 yaşında oğluma aittir )
Bir yandan filozof diyorsunuz, öte yandan Türk diye Dücane hocayı dar bir perspektiften bakıyorsunuz. Filozoflar insanlığa doğaya varlığa hitap ederler. Filozofların vatanı ırkı dili ve kimliği dar çürümüş milliyetçi açıdan tanıtmak ve bakmak onlara büyük haksızlık sayılacaktır.
Filozoflar insanlığa doğaya varlığa hitap ederler. Filozofların vatanı ırkı dili ve kimliği dar çürümüş milliyetçi açıdan tanıtmak ve bakmak onlara büyük haksızlık sayılacaktır.
@@Erdm77 İyi ki Türk'ten feylesof çıktı, nasıl da gücünüze gidiyor. İçinde yaşadığı vatanı ve milleti gözardı etmeksiniz onları âlemşümul bir anlayışa çıkarmak için gayret sarfeden birisi hiç şüphesiz Türk feylesofudur. Alman felsefesi, a b c felsefesi nasıl varsa; Türk felsefesi de var ve Sayın Cündioğlu bunun içerisinde. Biraz Hocayı iyi izlemişseniz bulunduğu coğrafyaya, mensubu olduğu millete göre konuşup onlara bir teklif sunduğunu görürsünüz. Her şeyi geçtim, Türk diliyle felsefe'ylemekle Alman veya Yunan diliyle felsefe'ylemek hiç şüphesiz bir değil.
"Devlet aklı halkın önünde olmalıdır" sözü bana geçen gün aile ziyaretinde izlemek zorunda kaldığım TRT'nin halini getirdi. Kanal 7 seviyesinde gündüz kuşağı programlarını izlerken bir zamanlar halkın seviyesini yükseltmek amacıyla yayın yapan TRT'yi hatırladım. Sorsan TRT'yi halka buluşturduk derler. Alişan denen arabeskçi bozmasına program sundurarak TRT'yi halkın seviyesine indirmişler.
Hocam Dostoyevski Dünya ve Rus edebiyatında imza olmuş yazarları kastederek hani der ya "Hepimiz Gogol un paltosundan geldik." Cezanne da resim camiasının büyük babasıdır, kılavuz olmuştur sanat tarihinin mihenk taşlarına. Değerli öznelerin bıraktığı iz ve etkinin anlaşılması zamanla. Hamur mayalanıp kabardığında. Hayrınız kabul ola. Bilgi vermek en kıymetli insanlık yolculuğunda..🌿🤗
Ahhh Dücane Hocam,yanarım yanarım da bu dersleri Fen Fakültesi koridorlarında René Descartes’ın resminin önünde dolaşırken dinleyememiş olduğuma yanarım😭.Tek tesellim benim o koridorlarda dolaştığım tarihlerde, sizin bu işlerle uğraşmıyor olduğunuz😍🌹
Tüm duyular, alıcılar yani gönül gözü ile duyar doğu. Allah nasip ederse açılır inşallah. Doğusu batısı var mı onu Allah bilir. Tabi çevresel etkenler alıcılarımızı kapatmaz bozmazsa
3 года назад
Hocam selamlar, saygılar, hürmetler. İnşallah kemâli de buluruz, cemâli de görürüz.
sizin bugune gibi tum konusmalarinizi metin gibi madde madde topladim , kitap diye her cumlesini okuyorum . felsefe kitabi gibi.ne kadar ihtiyac duymusdum boyle bi seye. tekrar tekrar okuyorum hem her seyi. kaski direkt sizden felsefe dersi ala bilseydim . hayatimda music ve felsefe disinda hic bir seye ihtiyac duymuyorum yasama tutuna bilmek icin. amma sizin gibi bir insan yok ki zamani geldikce sual vereyim , konusa bileyim , gunluk yasam insanlari siradan etmiis, cok bunaltdi beni bu hayat tarzi. allah sizin uzun ve mutlu hayatinizi cok uzun ve yogun kilsn . bir baba, dede, muellim , dost gibi bu kotu zamanlarda sizinle teselli oluyorum . siz bizi anliyorsunuz. neinki dogmalar, dostlar. bilgi eksikligi mutsuz ediyor insani.
İyiki varsınız demek için yorumlara girdiğimde gördümki bir önceki yorum aynı dileklerle yazılmış. İyiki varsınız. Emeklerinizi aktardığınız için teşekkür ediyorum.
Aritmetik ve Geometri’nin Felsefe Tarihi’ndeki seyrini anlatsanız ne hoş olur 🙏🏻 Ek olarak, çok değerli bir şeyi kaybetmek ile irfan/kemal arasında bir ilişki kurdunuz ve kaybınızdan söz ettiniz ama tam olarak neyi kaybettiğinizi anlayamadım. Böyle bir söyleşiyi yapabilen bu adamı hangi kayba borçluyuz? Sevgiyle 🍀
Sayın hocam; Biz hekimler radyoloji tetkiklerinden alınan yüzde yi kendi aramızda ve hekim olmayan eş-dostla konuşuruz ama o yüzdeleri alan hiçbir hekim topluluk içinde dobra dobra çıkıp ben istiyorum ve bunu hakediyorum demez, diyemez. Herhalde utandıklarından olsa gerek.
İlk üç dakika verdiğiniz bilgileri ( cemali görmeye platoncu ve kemale ermeyi Aristocu örneği) bu kadar süzme halde, anlasilir sekilde analiz edebilmek onlarca kitap okunsa bile farkına varilamayabilir. Çok teşekkür ederim.
Minnetimi ifade edecek uygun ve yeter kelime olmadigi ya da ben bulamadigim icin sadece tesekkur etmekle yetiniyorum, iyi ki varsiniz da bize katlanmaya devam ediyorsunuz. :)))
Saygıdeğer üstad, tüm gayesi öldükten sonra cennete gidip orada aşk, huzur, zenginlik bulanacağına inan bir toplumun dünyevi kaygılara, kavramlara ve nesnelere önem vermemesi çok doğal değilmi?
3 года назад
Çözümlemeler, analizler bir şeyleri değiştirebilir mi zor hatta imkansız öngörülebilir ancak suskun kalındığında, konuşulmadığında neler olacağı hayal bile edilemez.. teşekkürler
Locke her doğan insanı boş bir levhaya benzetir. Bu ne derecede doğru bilemiyorum. Bu tip konularda cevap asla mutlak olamaz. Geçen yaz annem bir kedi yavrusu getirdi eve hiç bir hemcinsiyle irtibatı olmadan büyüdü ve oda diğer kediler gibi çişini yaptımı hemen örtmeye çalışıyor. Bu öğrenilmiş değil tamamen kendisinde olan bir davranış ve annemi kedinin mutsuz olduğunu onu doğaya salmamız gerektiğini iknaya çalışıyorum. Annem kediyi kendi istediği için almadı eve. Genelde hep başkalarının istediklerini yapar. Evdeki kuşuda öyle almıştı. Kedi son zamanlarda sokaktan alındığındanmı bilmesemde eve eşiyor ve benim ondan kurtulmaya çalışmam en büyük meselem haline geldi. Belkide evdeki her eşyada böyle alındı başkaları eş dost öyle istediği için. Babamın köydeki evindeyse hiç eşya yoktu neredeyse. İki odada iki yatak ve birde sobalı olanındaysa yer sediri. Ben çocukken televizyon bile yoktu sonraları zar zor onu aldırdık. Babam dedemle önceleri radyoda sonraları televizyonda sürekli haberleri dinler ve izlerdi. Bu en büyük eğlenceleriydi. Yine özallı yıllarda istanbulda annemede video aldıracaktık. Radyo televizyon video istanbul ve köy dışarıdaysa gürül gürül akan bir hayat vardı ama bundaki hata payı benim çocuk ve genç oluşum olabilir. Çünkü belkide hayattan ve dönemden bağımsız Locke un tabula rasası hassasdı ve hızlı kaydediyordu. İstanbulda çok uzun süre telefonumuz olmadı ama arkadaşlarımızla iletişimimiz hiç kopmuyordu sanki görünmez bağlarla bağlı gibiydik. Özellikle çocuklar ve gençler arasındaki iletişimi yaşı ilerlemiş olanların anlaması çok zordur. Tabula rasa doldukça enerji azalır ve hayatın boşluklarıda zor farkedilir hale gelir. Elbette bu boşluklara bir kahvehane bir park bir boş arsa bir köşe başı dahil edilir. Bu bugünün teknolojisinde konum atmak gibidir. Ama en önemlisi olanı kabul edebilecek bir enerji çokluğu. Yolda x,y,z kişierinden biriyle karşılaşabilirsin. Beklentin yoksa aradığınıda bulmuşsundur. İşte gençler biraz böyledir. Kirlenmek ve büyümek zorundadırlar. Yaşam nedirki. Yaşamak ve unutmakdan başka. Eğer tabula rasayı sadece şimdide kesişen iki doğru gibi düşünürsek ve artık buna zihin diyeceğim. İleriye ve geriye doğru gidebilen hareket eden bir zihin. Anlaşılmasını istiyorum burda önemli olanın yoğunluk olduğu deneyimin sarsıcı ve sıçrayıcı niteliğinin zaman ve mekana dahil ama onu aşabilen özsel bir doğası olduğudur. işte bu doğa aşma edimi insanı doğurmuştur. Artık zihnin çok yönlü olduğu anlaşılmıştır. Tarihe baktığımızda herkes kendi minvalinde çok şey görebilir hatta bugünede bakılırsa çok şey görülebilir. Kişinin hem kendisiyle hem ailesiyle hem toplumuyla ilişkisi yine aynı kişinin hem kendi geçmişi geleceği hemde toplumu yada dünyanın geçmiş ve geleceğini düşünmesi tasarlanabilir. Böylelikle boş levha olan insan değil zihindir. Kedi dünyanın neresinde olursa olsun eşediğinde üstünü örtmek isteyecektir ve insanda ne pahasına olursa olsun aşmak uçmak çekip gitmek geçip gitmek yada tamamlanmak için altını üstünü kazacak karşısında göreceği yine hep kendisi olacaktır. Bundan mutlu yada mutsuz olmak bir seçenek bile değildir. Bence zorunlulukda değildir. İşte yine geldik adadan atinaya. Benim asıl sorunum ülkem mi ben miyim dünyam mı kişisel geçmişim mi acaba kendimizi mi kandırıyoruz. Bütün bu meseleler kendimizi daha önemli ve var olduğumuzumu hissettiriyor. Bir kaçış mı bu. Kendimizden mi kaçıyoruz. Bazen ne düşündüğümü ne söylediğimi ne yaptığımı bile bilemiyorum. Hislerimin bile bir tarihi var. Her an değişebilirler. Dücane hocamıza bu güzel sohbet için teşekkür ederim. Biraz umutlu bir yazı diye yola çıkmıştım ama yollar ve insanlar biraz böyledir ne sonu nede başı vardır.
@@pertevdural4513 Kedinin kumu var. Bir olay örgüsünde kediyi bir mizansen olarak kullanmak iyi bir fikir gibi gelmişti. Yukarıdaki söylemimdende yanlış anlaşılmak istemem fakat ben birlikte yaşanılması kolay bir adam değilim sadece. İlginiz içinde teşekkür ederim.
Kediler ve köpekler bildiğimiz gibi kokuları ile de iletişim kurarlar, bir çok hayvan türünde de olduğu gibi. Bu hayvanlar kendi yaşam alanlarını belirlemek için taşlara, ağaçlara kokular bırakır ve bu kokularla bir nevi mesaj iletirler. Locke' ında ifade ettiği gibi muhtemelen bütün canlılar doğuştan boş bir levha gibidir, duyular ile duyumsama ile deneyim kazanırlar ve deneyimler tekrarlanarak bilgilere, beyin yapısı biraz daha gelişmiş hayvanlarda kavramlara, olgulara, imgeleme ve bilince dönüşür. Hayvanlarda da bu mekanizmanın benzer yönde çalıştığını düşünüyorum. Örneğin kediler dışkılarını gömmek isterler, bunun da duyulardan bağımsız olduğunu düşünmüyorum, zira bunu test etmek mümkündür, örneğin koku alma duyusu olmayan bir kedi benzer davranışlar sergiliyor ise ( dışkısını gömmek gibi) o zaman bu davranışın canlıya doğuştan işlenmiş bir kod olduğunu söylemek mümkündür. Kedi kendi dışkı kokusunu örtmek için dışkısını gömmeye çalışıyordur ve bu duyularla ilgili duyumsamaya bağlı bir davranış kalıbı olmalı diye düşünüyorum..
@@muhendisChe İstidat diye bir kavram olmalı. Aslan çevikliği sonradan öğrenmez. Papağanın türüne göre konuşma ve taklit yeteneği vardır. Sadece çevre bulunduğu koşullar yeteneğinin içeriğini şekillendirir. Doğada belki kedi köpek rüzgar uğultusu seslerini taklit edecekken insanların içinde örneğin türkiyede türkçe rusyada rusça fransada fransızca kelimeler öğrenecektir. Yani konuşabilme ve taklit yeteneği doğuştandır. İnsanda aslında dil konusunda biraz papağan gibidir. Fakat insanda doğuştan imge tahayyül kavram düşünme ve anlama yeteneği mevcuttur. İçerik sürekli değişebilir hem nitelik hemde nicelik olarak. Söylediklerinizde faydalı oldu sağolun.
Ortalıkta estetik obje olmayınca haliyle estetik bir süje de olunamıyor. Sinan, muhtemelen Ayasofya' yı gördüğünde, onunla bir özdeşleyim (Einfühlung) içine girdi ve tuttu Süleymaniye'yi yarattı (Aufhebung). Biz de beş yüzyıl sonra, onun ancak basit bir kopyasını Ankara'nın merkezine dikebildik. (Süleymaniye'yle nasıl bir özdeşleyim yaşadıksa artık😊) Sonuçta "özdeşleyim" de yetmiyor, daha ötelere kanat açabilmek için, estetik objenin telkin ettiğini, Gadamer'in deyişiyle," ufukların kaynaşması" yoluyla "aşma" k gerekiyor.
Bütünlük arayışı insanın kaygıdan kurtulma çabası gibi... Bu bütünlük imkanını bilgiden ziyade tutum belirliyor sanırım. Çünkü herşeyi bilmeden mahrumuz. Nasıl bir tutum gelistirirsek bilebildiklerimiz bizi kaygıdan kurtarır hocam?
Hocam, boş beyaz bir kağıda beyaz bir kalemle geometrik şekiller çizsem onu göremem ki kesinlikle başka bir renk kullanmam lazım çizgiyi görebilmek için. Hatta zihnimde küre hayal ettimde bile siyah bir zihin zemini üzerinde ışıklı bir yuvarlak beliriyor. Sadece renk kullanarak bir resim yapsam rengin doğal sınırları çizgiyi eş zamanlı olarak oluşturmaz mı?
Doğu'nun dünyayı kavrama gibi derdi yok. Zira Doğu hiç bir zaman "kavrama" kavramı üzerinde yoğunlaşmadı. Uzak doğu tamamen farklı. Yakın Doğu ve orta doğu daima kültür üzerinde radikal kalmayı tercih etmiştir.