TRT Haber'de yayınlanan Benim Annem Benim Babam programının konuğu Osman Sınav
Osman Sınav, Dokuz ay motorlu taşıt girmeyen, kardan yolların kapandığı bir Toros köyünde başlayan hayat hikayesini anlatıyor:
“Babam hiç okul yüzü görmemiş, hiç okula gitmemiş. Ancak hem Arapça, yani hem eski yazı, hem yeni yazı, ikisini de bilirdi. Askerden on parmak daktilo öğrenerek dönen bir adamdır.Babam askerden döndüğünde demiş ki; ben çocuklarımı okutacağım. Bütün hayatını bu cümleye adamış bir adamdır. Helal kazanıp, helal yemeye ve ibadet etmeye harcamış bir adamdır.”
Osman Sınav ilginç hayat hikayesini anlatırken birçok soruya da cevap verdi.
-Babasından yediği tek tokadın sebebi neydi?
-Dirençli olmayı, pes etmemeyi nerede öğrendi?
-Bayram gecesi sabaha kadar neden uyumazlardı?
Yatılı okul günleri aklına geldiğinde duygulanan Sınav, şunları anlattı:
“Ben ailemi çok yaşayamadım aslında. İlkokuldan sonra yatılı okula gittim. Parasız yatılılık ayrı bir kültürdür.11 yaşında gidersiniz, bir sürü yerden gelmiş çocuklar, geceleri nevresimin altında ağlarsınız. Böyle başlar hayat. Sonra kavga ederek, ülkeyi kurtarmaya aday gençler olarak liseden mezun olursunuz.”
Anne, baba...
Hayatımızdaki en temel rol modelleri, en belirleyici kişilerdir.
Onları gözlemler, onlara benzeriz en çok.
Bir yanımız birinden, bir huyumuz diğerindendir.
Onlara özenir Onları severiz en çok.
Bizi, hesapsızca o kadar çok severler ki; onları taklit ederek sevmeye başlarız.
En basitten en zora; her şeyi onlardan öğreniriz.
Elimizden tutarlar ve hayat denilen sahneye çıkarırlar bizi.
Çatışmalarımız, kavgalarımız da onlarladır.
İster kız, ister erkek olalım, annemiz babamızla olan hesaplaşmamız hiç sonuçlanmaz.
Şairlerin, öykücülerin, romancıların bitmek bilmeyen konusudur.
Sinemacılara, psikiyatrlara da zengin malzeme kaynağıdır.
Kısacası; Anne babamızla yaşadıklarımız, hayatımızın en temel hikayesidir aslında.
Bu anlamda hepimizin anlatacağı çok şeyi vardır.
Biz bu programımızda o hikayeleri derlemek, derleyip sunmak istiyoruz.
Birimizin anlattıklarının diğerine ayna olacağını düşünüyoruz.
Sevinçlerimizin, acılarımızın, iniş çıkışlarımızın ortak oluşuna bakıp şaşıracağız.
Anne babamızla yaşadığımız kırılma anlarını çocuklarımızla da tekrarladığımızı fark edip hayret edeceğiz.
Ve hikayelerimizi paylaşma sürecinde, biz de anne baba olmayı öğreneceğiz.
BENİM ANNEM BENİM BABAM bizim, hepimizin ortak ve büyük hikayesinden sahneler aktaracak izleyenlere.
İnanıyoruz ki;
O hikayeler birleştikçe, kültürümüzün ve medeniyetimizin büyük resmi ortaya çıkacaktır.
30 авг 2017