Kitabı okumadım ama kendimce şöyle düşündüm: anladığım kadarıyla Dickens baş kahramana psikoterapinin izlediği yollardan geçirip değişimini / dönüşümünü aktarmış. Geçmişe gidip kendiyle yüzleşme şimdiki anda kabullenme ve gelecek için neleri değiştirebilirim sorgusu. Kitabın yazılış amacına -insanları değişime zorlayarak değil de kendilerini dönüştürmeyi düşündürerek ulaşıyor. Ne mutlu Dickens’a. Çeviri için teşekkürler.
Kendime bir yılbaşı, uzun bir yolculukta çocuk kitabı almıştım. Bir noel şarkısı. Beni yolda sarıp sarmalaması ve avutması için ama tabi Charles Dickens’ın diğer kitapları gibi uçaktan daha büyük türbülanslara sokmuştu. Çok hoş bir kitap yani onun için bir yorum yapmaktan da utanıyorum ama Dr. Slater’ beni o günlere götürdü. Çok mutlu oldum.
Çocukken defalarca okudum “Bir Noel Şarkısını”. Hatırlattığınız için teşekkürler. Çocukken çok sevdiğim kitapların yetişkinliğimdeki bene etkilerinin mizacımdan ve çevresel etkenlerden daha fazla olduğunu düşünüyorum bazen. Teşekkürler tekrar.
Vay be, bu kitaba ön yargı ile yaklaşıp sayfalarına göz gezdirmekle yetinmiştim. Yani eğlencelik bir kitap olduğuna kanaat getirip bırakmıştım, yoksa üslup gene Dickens üslubu, dil yine aynı lezzetteydi. Bunları öğrendikten sonra tekrar okumaya karar verdim ki hiçbir büyük yazar haybeye kitap yazmış olamaz.
1843’te okuduğu hükümet raporu üzerine hikayeyi yazmaya karar veriyor. Kitapı 1843 noelinden sonra yayınlamaya karar veriyor. Noel, 1843 25 Aralık mı oluyor?
Ben size katılamayacağım. Çünkü edebiyat kelimelerin ve ayrıntıların dünyasıdır. Şimdi rahmetli olan hocam Seyfi Karabaş kendisine yapılan benzer bir yarum için edebiyatı tanımlamıştı. Bazı kelimeler bir bağlamı edebi yapar. İstiklal marşında çehre kelimesini yüz ile değiştirerek okursanız aslında kendimi daha iyi anlatabilirim. Serveti funun edebiyatı mesela sadeleştirilmiş dil ile bütün çekiciliğini kaybeder. Yani nacizane bu kelimeler ile güzel bu tercüme.