Тёмный

Dengesiz Ruh Halleri | Bugün Aşığım Yarın Nefret Edebilirim 

Sezil Tombul
Подписаться 1,3 тыс.
Просмотров 1,1 тыс.
50% 1

RU-vid Kanalımın yeni videosuyla karşınızdayım. Bu bölümde "Dengesiz Ruh Halleri | Bugün Aşığım Yarın Nefret Edebilirim" üzerine konuşuyoruz.
İlgini çekebilecek diğer videolarım:
• Kaygılı Bağlanma | Be...
• KAYGI İLE BAŞA ÇIKMA Y...
• Sürekli KONTROL Etmeye...
Sosyal medya hesaplarıma ulaşmak için;
Instagram: / psikolog.seziltombul
Facebook: / psikolog.seziltombul
Ayrıca web sitemi ziyaret edebilir ve randevu için bilgi alabilirsiniz;
seziltombul.net/

Опубликовано:

 

27 апр 2024

Поделиться:

Ссылка:

Скачать:

Готовим ссылку...

Добавить в:

Мой плейлист
Посмотреть позже
Комментарии : 8   
@zambrabora1217
@zambrabora1217 Месяц назад
Teşekkürler, anlatımınızın sadeliği çok hoş.
@psikolog.seziltombul
@psikolog.seziltombul Месяц назад
Ben teşekkür ederim 🫶
@pnr1522
@pnr1522 2 месяца назад
Bazen öyle hissederim. Ama hep değil. Çünkü birine ya da bir şeye tutunma ihtiyacı o şeye bağımlı hale geldiğim anlamına geliyor. Bu da kaybetme kaygımı tetiklediği için tercih etmeyeceğim bir şey. Çünkü bu bana çok huzursuz hissettiriyor. Sanki ters giden bir şey varmış gibi. Sanki olan şey aslında "olması gereken şey" değilmiş gibi ve ben kendime yabancı hissetmeyi sevmiyorum. Ama... Video etrafımdaki birini daha iyi anlamlandırmamda yardımcı oldu. Rica etsem, öfke problemi olan ve bizim de samimiyetle sevdiğimiz insanları nasıl daha iyi anlayabileceğimiz ve onlara nasıl yaklaşmamız gerektiği hakkında da bir video çeker misiniz? Çünkü toplumda çok fazla öfkeli insan görüyorum artık. Elbette bunun çağın getirdikleri, ülkemizde ekonomik ve siyasi koşulların yarattığı zorluklar ve insani ilişkilerin yozlaşması gibi birçok faktörle ilgisi olabilir. Ancak nadiren öfkelenen biri olarak, öfkelendiğim sayılı zamanlarda gördüm ki, -sinirden farklı olarak- öfke duygusal temelli bir tepki. Bir insanın başka bir insanın gerçeğini algılayabileceğini düşünmüyorum. Bu bağlamda insan insanı bütünüyle anlayamaz. Ancak hemen her insanın hayatında en az 1 kez deneyimlediği duyguları anlamaya çalışırsak, o insanı ve çevremizi de daha iyi anlamlandırabiliriz diye düşünüyorum. ( Duyguların deneyimlenmesi her insanda kendine özgü olsa da, hepimiz bir şekilde bu duyguları tanıyoruz. İfadesi ve ruhumuzdaki yansımaları farklı olsa da, sevincin dili aynı, kederin dili aynı.) Bu yüzden olumlu duygularda olduğu gibi, öfke, acı gibi olumsuz deneyimlerde de, doğrudan insanın kendini anlayamasak da, duyguların kendisini anlamlandırmaya çalışırsak, o insanı anlamaya da yaklaşmış oluruz. Biliyorsunuz, bu çağın en büyük sorunların birisi, insanlaron birbiri ile samimi bir bağ kuramaması. Çünkü birbirimizi görmüyoruz. Görebilmek için, ilk önce hem kendi duygularımıza hem de bizden bağımsız olarak "öfke, korku, kaygı, mutluluk, sevinç gibi duyguların ne olduğuna" âşinâ olmamız gerekiyor. Öteki türlü, acı çeken bir insanın acısını alamıyorsak, onu bitünüyle görmezden gelmeyi tercih ediyoruz. Çünkü ağlayan, acı çeken, öfkeyi bir iletişim dili haline getirdiği için nefretini de sevgisini de öfkelenerek kusan bir insanla karşı karşıya geldiğimizde, bununla nasıl başa çıkacağımızı bilmiyoruz. ( Öfkeli bir insan karşısında pasif agresif bir tavır içinde olan -ısrarla susan ve bunu bir savunma yöntemi olarak kullanan- birçom insan gördüm. Oysa ben zaman zaman bunun da yıkıcı bir tavır olabileceğini düşünüyorum ve insani ilişkilerde yapıcı olmanın peşindeyim.) İşte, bir özeleştiri tapmak gerekirse, benim de, ( belki karakterim gereği sakin biri olduğumdan, belki de bilinçli bir şekilde öfkelendiğim anlarda bastırmak yerine nedenini anlamaya çalıştığımdan kontrollü bir birey ortaya çıkmasından) en büyük eksikliğim öfke duygusunu anlamak oldu. Öfkeli bir insan gördüğümde durup sakinleşmesini beklerim. İlk önce ona tepki vermek yerine, söylediklerini anlmaya çalışır ve sakin bir ses tonu ile iletişim kurmaya çalışırım. Eğer bu da mümkün olmuyorsa, işte o zaman kendiliğinden sakinleşmesini bekler, bu öfke patlaması sonrası kırıldığı ya da kızdığı şeyler hakkında ona kendini ifade etme fırsatı verip aynı noktaları kendi açımdan da açıklarım. ( Fakat bunu, herkesle uygulamak mümkün olmuyor. Çünkü bir insan öfkeyi bir iletişim dili haline getirmişse, öfke krizi sonrası sakinlik anında da kendini nasıl ifade edebileceğini maalesef ki bilmiyor. Burada birbirini gerçekten seven ve kaybetmek istemeyen iki insan gerekiyor. Çünkü karşılıklı yapıcı adımlar gerekiyor. Özellikle de söz konusu öfke ise... Çünkü bence öfke negatif duygular arasında en yıkıcısı, en şiddetlisi... Belki de öfkeyi anlamlandırmakta bu yüzden bu kadar zorluk çekiyorumdur. Yıkmak benim ruhuma çok ters. :) İşte bunun bir sonucu olarak, tartışmalardan çok zevk alsam da, kavga eden iki insan görürsem o ortamdan uzaklaşır sanki böyle bir şey hiç olmamış gibi yaparım. ( Bu bana iyi bir akademik potansiyel vermekle beraber, aslında kavgadan kaçtığımın, bunun benim için dayanılamayavak derecede stres verici bir şey olduğunun ve topu göğsümde bu yüzden yumuşattığımın farkındayım. Ki bunu itiraf etmek oldukça güç olsa da... ) Elbette bunlar toplum içinde 3. Kişilerle deneyimlediğim, gözardı edilebilecek şeyler. Ancak öyle anlar oluyor ki, bu "öfkeli insan" figürü hayatımızda en sevdiğimiz kişilerden birisi olabiliyor. ( Görmezden gelemeyeceğimiz, bunu hayatımdan çıkarayım da yenisini alayım diyemeyeceğimiz kişiler ) Öfkeli ama onu seviyorsun, iletişim problemleri var ama onu seviyorsun, seni yakıp yıkıyor ama onu seviyorsun. En önemlisi, o da seni seviyor. Sakinlestiği zaman yaptiklarindan pisman oluyor ve gönlünü almak icin uğraşıyor. Bu sürekli tekrar edip duran bir kısır döngü olsa da, gönlünü alma çabası ve içten üzüntüsü nedeniyle seni samimiyetle sevdiğine eminsin. Buna karşın senin de bir tahammül sınırın var ve zaman zaman sınırlarının ihlal edildiginin farkindasın. Ancak o insana objektif bir sekilde baktiginda, "o insandan kendini duzeltmesini istesen bile bunu yapamayacaginin" cunku kendi ustunde artik o kadar da iktidar sahibi olmadiginin, her ne kadar kendisi de kendi halinden memnun olmasa da, kendini degistirmeye muktedir olmadiginin yani ofkesi konusunda oto kontrolunu kaybettiginin farkindasin. ( Burada bahsettigim kisiler, art niyetli değiller. Cünkü yikici davranislarini ofkesini bahane ederek karsi tarafa karsi bir silah olarak kullanmiyorlar.) İnsani iliskileri inceledigimde, toplumda bu sekilde pek çok insan, hatta pek cok çift görüyorum. Bu bir insana is hayatinda ya da aile hayatinda maruz kalmak zorunda isek, kendimize zarar vermeden onlara nasil iyi gelebilir ya da onlarin gercegini nasil daha iyi görebiliriz? ( Bunun bir sorun olduğunun farkındayım ve bu sorunu benim cozebilecegimi dusunmuyorum. Amacım başks bir insanin sorununu çözmek degil. Çünkü bence hiçbir birey bir başka insanın ruhsal sorunlarını çözmeye muktedir değildir. İnsan zaman zaman kendi kendini bile değiştiremiyorken, bir başkasını değiştirme fikri - hem de onun haberi bile olmadan- , romantik bir bir hırs olmaktan öteye geçmez. Ben insani ilişkilerin elimde olan -kontrol edebileceğim kadar- kısmıyla ilgileniyor, hem hayatı hem insanları hem de bu ikisi aracılığı ile kendimi nasıl daha iyi anlamlandırırım bunu anlamlandırmaya çalışıyorum. Daha da önemlisi, sevginin, yapıcı olmanın, birbirine içtenlikle bağlı iki insan arasında pek çok şeyi tamir edebilecek bir güç olduğuna inanıyorum. Bütün yaraları sevgi açıyorsa, bütün yaraları da sevgi kapatır. Ama sevgi bile, ancak şifa bulmak isteyen için şifalıdır. "İnsanın acısını insan alır." Diyor şair. Çok haklı. Çünkü insana acıyı da, bizatihi insanın kendisi verir. Öyleyse, içten bir sevgiye, anlayışa, görülmeye, olduğumuz gibi kabul edilmeye aç olduğumuz şu dönemde, ilk önce kendimiz bu meziyetlere sahip olmalıyız ki, insanlardan da talep etmeyi kendimizde bir hak olarak görebilelim. ( Ama ilk önce benim bunun için öfke duygusunu anlamlandırabilmem gerekiyor. Ki bir gün öfkelenirsem ya da bu tip bir insanla çok yakın ilişki kurmak zorunda kalıp ondan vazgeçmeyecek bir kararlılıktaysam, hem onu hem de kendimi daha iyi anlamlandırabileyim. Hayat bir yolculuk ve bence insan için, her şey insan için... İnsan ruhu da karanlık bir dehliz. İnişleriyle çıkışlarıyla insanız. Tek bir duyguda stabil bir şekilde devam edebiliyor olsaydık, insan olmamızın da bir anlamı kalmazdı diye düşünüyorum. İnsanı insan yapan budur. Bu gün öfkeli değilsem, bu yarın da olmayacağım anlamına mı gelir? Hayır. Çünkü görüyorum ki: her zaman olmasa da çoğu zaman, bu günün nankörleri geçmişin vefâkârları idi, bu günün öfkeli insanları, geçmişte ve halihazırda ikili ilişkilerinde fazla özverili olan ve beklentilerinin altında kalan insanlardı. Bu da bana gösterdi ki, insandaki bir duygunun zıttına evrilmesi küçücük bir an meselesidir... *Ucunu bucağını göremediğim ve yazarken de nereye gittiğini öngöremediğim bu yazıyı buraya kadar okumak nezaketini gösterdiyseniz, sabrınız ve özveriniz için ayrıca teşekkür ederim. 🌸 Henüz dün keşfettiğim kanalınızı, merak ve ilgi ile takip ediyor, gelecekte büyük kitlelere ulaşmanızı temenni ediyorum. Her şey, kalbinizden geçtiği gibi olsun. Güzel insanlara denk gelin, güzel insanlar da sizi bulsun. En içten sevgiler... Allah'a emanet olun. 🤗
@psikolog.seziltombul
@psikolog.seziltombul Месяц назад
Merhaba, kendi pencerenizi paylaştığınız için teşekkür ederim 🙏🏾 sevdiğiniz, öfkeli birine nasıl yaklaşılması bunu merak etmişsiniz. Bir ötekini anlamanın yolu her zaman kendimizi anlamaktan geçiyor. Siz onun yerinde olsaydınız size nasıl yaklaşılmasını isterdiniz ? Güzel dilekleriniz için de çok teşekkür ederim 🙏🏾♥️
@Perimiav
@Perimiav 2 месяца назад
Bazı günler kahve üstüne kahve içiyorum ki enerjik zinde çalışabilir hissedeyim.. Peki polyanncılık mı oynayayım hep siz söyleyin
@psikolog.seziltombul
@psikolog.seziltombul Месяц назад
Polyanacılık değil de gerçeklik zemininde kalmak ve bu zemine uygun seçimler yapmak elzem olan
@Perimiav
@Perimiav 2 месяца назад
❤ çok faydalı oldu iyiki rastladım videonuza. Bu bir öyle bir öyle durumunu yaşıyorum en çok da iş kariyer konusunda 😢bir türlü emin olup güvenip ilerleyemiyorum ve maddi sorumluluk da alamıyorum. Ne yapmalıyım?
@psikolog.seziltombul
@psikolog.seziltombul Месяц назад
Sorumluluk alamamak demek büyümek istememek demek olabilir. İç dünyanızda çocuk gibi hissediyorsanız bu şekilde teyit edebilirsiniz. Yetişkin olmak sizin için ne anlam ifade ediyor? Korkutucu olan yanları olabilir mi ? Tam da o korkutucu yanlardan kaçmak istiyor olabilir misiniz ? Biraz bu konular üzerinde yoğunlaşabilirsiniz.
Далее
Kendine Nasıl Değer Verebilirsin?
13:21
Просмотров 1,2 тыс.
ХЕРЕЙД БОИТСЯ МОЕЙ СОБАКИ!
37:08
Şeyma Subaşı, "Var mısın yok musun"da.
8:10
Просмотров 2,9 млн
Kendini Özgürce İfade Et - 38
3:41
Просмотров 54 тыс.
Eşzamanlılık | Carl Gustav Jung
17:59
Просмотров 26 тыс.
Sizi Böyle Alalım 28. Bölüm - Yağmur Atacan
46:00
Ruhsal Rehberlerle Bağlantı Kurma
39:05
Просмотров 12 тыс.