Diş tedavisinden duyulan korkunun sebeplerini, gözlemlediğim kadarıyla şöyle sıralayabilirim.
1. ve en çok rastladığımız sebep acı duyma korkusudur, acı duyma korkusu aslında, acının kendisinden çok daha yıpratıcıdır çünkü vücut sürekli bir stres ve gerilim altında kalır ve bu da beden ve ruh sağlığını ciddi anlamda etkiler.
2. i sebep ise iğne fobisidir, çocukluğumuzdan beri iğneyle tehdit edilen bir toplum olduğumuz için bu pek de şaşırtıcı değildir aslında 🙂. Fakat kesinlikle uygun enjektörler ve uygun teknikle bu korkunun aşılması çok kolaydır. Videonun ilerleyen kısımlarında bunlardan ayrıntılı olarak bahsedeceğiz.
3. sebep ise ağzınızın içinde çalışılmasından kaynaklı bulantı ve öğürme refleksidir. Bazen bulantı ve öğürme olmasa dahi ağzınızın içinde çalışan bir el ve aletler olması psikolojik olarak da bunaltıcı ve rahatsız edici olabilir.
4. sebep ise hastaların bazen ağız durumlarının çok kötü olduğunu düşünmeleri ve bundan utandıkları için hekime gelmek istememeleridir.
Altta yatan sebep ne olursa olsun, diş tedavinizi ertelemek veya ötelemek hiç bir zaman lehinize olmayacaktır. Şimdi isterseniz biraz da bu korkularımızın üstesinden nasıl gelebileceğimizi konuşalım.
Öncelikle acı duyma korkusu ile başlayalım, burada şunu üstüne basa basa vurgulamalıyım ki, diş tedavisi sırasında acı duymanız asla ve asla normal bir durum değildir. Eğer acı duyuyorsanız anesteziyle ilgili bir problem vardır ve bunun üstesinden farklı teknik ve yöntemlerle rahatlıkla gelinebilir.
İmplanttan kanal tedavisine kadar hiç bir diş tedavisi , yapılırken ağrı duyacağınız ve acı çekeceğiniz işlemler değildir. Burada kilit nokta dişin ve çevre dokuların uygun şekilde ve yeterli derecede uyuşturulmasıdır. Tedavi esnasında acı duyarsanız bunu mutlaka ve mutlaka hekiminize bildirmeli ve ek anestezi talep etmelisiniz.
İğne korkusuna gelince, aslında acısız veya çok hafif derecede hissedilen bir enjeksiyon çoğu zaman mümkündür. Tabi ki herkesin ağrı eşiği birbirinden çok farklıdır ama yine de acısız enjeksiyonla ilgili genel geçer kurallar mevcuttur.
İlk olarak, diş hekimine gittiğinizde iğne fobinizi yenmek adına, enjeksiyon öncesi, hekiminizden önce bir topikal uyuşturucu sprey kullanmasını rica edebilirsiniz, bu şekilde en azından iğnenin batacağı yüzey uyuşmuş olur ve siz de batma acısını daha az hissetmiş olursunuz.
İkinci olarak ise enjektör iğnesinin çapı çok önemlidir, acısız enjeksiyon için iğnenin mümkün olduğunca ince olması gerekir. Diş hekimliğinde standart olarak kullanılan tek kullanımlık plastik enjektör iğneleri aslında çok ince ve esnektir. Genel olarak kalınlıkları da 27 G yani 0.36 mm, başka bir ifadeyle 1 mm nin üçte biri kadardır. O yüzden diş hekimlerinin kullandığı iğne değil iğneciktir. 🙂
Hatta bu standart enjektör iğneleri dışında, benim genelde çocuklarda ve aşırı korkan yetişkinlerde tercih ettiğim çok daha ince 30 G ve 32 G lik yani 1 mm nin dörtte biri veya beşte biri inceliğine kadar inebilen ve özel enjektörlerle kullanılabilen iğneler de mevcuttur.
Ağrısız enjeksiyon için diğer şart ise, solüsyonun vücuda zerk edilme süresidir. Anestetik solüsyon hastayı bunaltmayacak kadar hızlı ve dokuda basınç oluşturup hasar ve acı vermeyecek kadar da yavaş olmalıdır. Bu konuda, enjeksiyon süresi 100 sn sürmelidir, 60 sn sürmelidir vs gibi çalışmalar ve öneriler mevcuttur ama en uygun süreyi hekim, hastaya ve uygulama tekniğine göre belirlemelidir. Kendi şahsım adına ben hiç bir enjeksiyonumu 30 sn den az sürdürmüyorum.
Bulantı ve öğürme refleksi konusu da diş tedavisi esnasında bir çok insan için gerçekten inanılmaz derecede zorluk yaratabilmektedir. Bu sorunun temeli bazen psikolojik olabilmektedir, diş tedavisi esnasında dikkatinizi başka yöne yönlendirmek mesela müzik dinlemek ve başka şeyler düşünmek, başka şeylere odaklanabilmek işe yarayabilmektedir.
Bazı kişilerde ise bu refleks çok aşırı olabilmekte ve diş tedavisini kabusa dönüştürebilmektedir. Aslında öğürme vücudun bir savunma mekanizmasıdır, yutmamanız gereken bir şeyi yutacağınız zaman dil kökü ve damaktaki alıcılar, N. Glossopharyngeus dediğimiz sinir aracılığıyla beyne sinyal gönderir ve tehlikeyi haber verir, beyin ise N. Vagus dediğimiz sinire sinyal gönderip istenmeyen cisim atılana ve hatta bazen kusma olana kadar öğürme refleksi yaptırır. Bu refleksi bloke etmek için kullanılan bazı ilaçlar vardır ve işlemden bir saat önce hastaya verildiğinde diş tedavisi bulantısız ve öğürmesiz şekilde rahatça bitebilmektedir. Bu tip ilaçlara vagolitik etkili yani N. Vagus sinirinin etkisini yok eden ilaçlar denmektedir
26 авг 2024