" Vahdet fil kesret , Kesret fil vahdet" Her çoklukta bir birlik olmalı , her birlikte bir çokluk olmalı. Evren bir çokluk onun içindeki birlik İnsandır İnsan bir çokluk onun içindeki birlik Akıl veya kalptir..
1:00:00 dîn, `arabları sınamak istedi. ka'beye Peygamberimiz(s.a.s.)in şerī`atinden önce de hurmet gösteren `arablara, ibâdetlerinde beyt-i makdis'e dönmelerini emr etdi. bu ise `arablara ağır geldi. bundan sonra kıble tekrār mekke'ye çevrildi. böylece ibâdet esnâsında ka'beye yönelmek; önceden beri devām etmiş bir `ādetin uygulanması değil, Allâh'ın buyruğunun gereği oldu.
''Bir denizde binlerce geminin yüzmesine şaşmamak gerek, Ama bir gemide bir denizin olmasına şaşılır. Bu yüzden küçük kitabı okuyan bir kimse, büyük kitabı okumuş olur. Bunun ardından yüce Allah, kendi halifesi olan aklı, bu küçük aleme gönderdi. Büyük Alemde Allah'ın halifesi 'İlk Akıl' dır. Akıl, Allah'ın sıfatlarına mazhardır. Allah, aklı kendi sıfat ve ahlakıyla süsleyerek küçük aleme gönderdi. 'Allah Adem'i Kendi suretinde yarattı' sözünün anlamı budur. Kısacası, Allah'ın Halifesi; Büyük Alemde İlk Akıl, Küçük Alemde ise İnsan Aklıdır.'' Aziz Nesefi
31:34 Kur'ân-ı Kerīm'deki kıssaları 'evvel zamân içinde' olup bitmiş/vukū bulmuş geçmişin hādiseleri şeklinde/kalıbında telâkkī-tasavvur etmemeliyiz. (bilhāssa m.Tevrāt kıssaları en ince tafsīlâtına degin tasvīr ederek bunu yapmış) Bil'akis; melekler secde ederken biz oradaydık, şeytān başkaldırırken ben oradaydım vd.