EKSİ NETLE ÜNİVERSİTE KAZANMAK! ( Tamamıyla Gerçek!) 

Eksi netle üniversite kazanmaktan daha acısı; o öğrencinin mezun olduktan sonra, torpille yüksek makamlara gelebilmesidir.

Bırakın herkesin üniversite mezunu olmasını herkes lise de bitirmesin. 12 yıllık zorunlu eğitim kalkmalı. 5 yıl temel eğitim sonrası yüzde 75 meslek eğitime yönlendirme yapılmalı. Çünkü seviye bu.

Sizi dinlerken “ben konuşuyorum”zannettim:)) Bir öğretmen olarak yıllardır baş baş bağırdığımız fakat kimsenin bizi dinlemediği bir meb de işler bu noktaya geldi. Üniversitedeki düzen(sizlik) için önce ortaöğretim sınıf geçme yönetmeliği ve müfredatı acil değişmeli. Liseye başlayan bir öğrenci ( bu yük 9. sınıfa başlayanlar hariç çünkü yönetmelikte bu yoldan geçerli ufak bir değişiklik oldu) yata yata ( mecazi anlamda değil ) sınıf geçiyorlar, matematik bilmiyor, işlem yapamıyor( dört işlem) , bım boş kağıt veriyor fakat seçmeli dersler, beden, müzik gibi notları şişirilen derslerden ortalamayı 50 tutturup geçiyor. Bir önceki yıl yatarak geçen öğrenciyi ayaklandırma ihtimaliniz de kalmıyor ve Yks sınavında şıfır veya eksi çeken öğrencilerde bunlar oluyor.Öğretmenlerin de hiçbir yetkisi olmadığından ancak ulaşabildiğimiz 3-5 öğrenci ile motivasyon sağlayıp hayaller kurup çabalıyoruz işte…Sayfalarca yazacaklarım var ama neyse… Umarım akılcı yenilikleri görürüz…

Ben lisede çalışan bir öğretmenim. Bence 12 yıllık zorunlu eğitim doğru bir karar değildi. Bence günde 8 haftada 40 saat ders çok fazla. Hayatının en aktif döneminde ve enerji dolu gençleri günde 8 saat derslikte oturmaya ders dinlemeye zorluyoruz. Haliyle öğrenci sıkılıp bunalıyor. Enerjisini ilgisini merakını kanalize edebileceği hayatı öğrenebileceği, hayata hazırlanabileceği bir mecra yok. Biz de bize verilen müfredat konularını zamanında yetiştirecez diye didiniyoruz.Sosyal etkinlik yönetmeliğimiz var ama öğrencinin sosyal faaliyetleri yapabileceği bir zaman dilimi yok. Sabah 8:30 da okula giriyor öğleden sonra 4 de çıkıyor, okuldan sonra bi kısmı dersane ya da özel derse gidiyor, kışın saat 4 , 5 gibi zaten hava kararıyor öğrenci zaten 8 saat enerjisini verimli bir şekilde kullanamadığı içi sıkılıp eve gidiyor, sosyalleşmek kendini geliştirmek, farklı bir şey yapmak için şevki kalmıyor. Bence sistem kökten değişmeli bu sistem ne öğrenciyi hayata hazırlıyor ne ona bir yetenek katıyor ne de sosyalleşmesine müsade ediyor. Bence günlük ders saati 5 ya da 6 saat olmalı. Öğrenci sabah 8 :30 da okula geldiyse maksimum saat 2 de okulda işi bitmeli. Müfredat öğrenciyi her dönem bir kursa ya da sportif veya sosyal faaliyete katılmayı zorunlu tutmalı, öğrenci katıldığı ve kendini yetiştirdiği bu alanla ilgili üniversite tercihi yapacağında ek puan almalı. Örneğin öğrenci okuldan çıktıktan sonra diyelim ki solid works, aıtocat, CNC tezgah operatörlüğü gibi haftada toplam 4 saat kursa gitti, sertifika aldı,bu öğrenci makine mühendisliği, endüstriyel tasarım vb alanları tercih edeceğinde ekstra puan almalı, veya öğrenci bale, tiyatro, müzik gibi kurslara katıldığında konservatuar , sahne sanatları gibi bölümlere gideceğinde ekstra puan almalı. Böylece öğrenci okul dışında sosyal leşe bileceği, ilgi alanında kendini yetiştirebileceği bir imkana kavuşur, gerçek hayatı öğrenir. Toplum olarak biz de pekçok alanda kendini yetiştirmiş futbolcular, zanaatkarlar, tiyatrocular, teknikerler kazanırız.

Hocam, dün akşam markette bir tane dayı şöyle dedi ve gururla uzaklaştı: "o universiteler açılıyor, içinde 1000-1500 kişi çalışıyor, istihdam oluyor." gofret alayım derken ufkum açıldı hahaha

Anahtar kelimeler; bu kadar üniversite mezununa ihtiyacımız yok, ilk okuldan mezun olamayacak öğrencileri üniversiteye alıyoruz, geri dönüşü kolay mı, değil, baraj kesinlikle kalkmamalıydı. Her yerde algı devam ediyor, haklısın hocam, mühendisliklerde de durum sıkıntı.

Fen-Edebiyat fakültesinde Tarih - Coğrafya - Edebiyat gibi bölümlere çok düşük netlerle gidenler üstüne bir de formasyon olup kendini öğretmen zannediyorlar bu kez KPSS ye takılıyorlar öğrencinin yaşı 30 a çıkıyor.O yaştan sonra da çocuk başka bir işte çalışmak istemiyor. Gerçekten yazık…

"İlkokuldan mezun olmaması gerekenler üniversite okuyor" Son cümle ya.

Zorunlu eğitim saçmalığından vazgeçmeliyiz. Paralı eğitim adı altında özel okul, özel üniversite kepazeliği bitirilmeli. Kontenjanlar özellikle fen edebiyat ve idari bilimler hukuk daralmalı. Eğitim Fakültelerine sıralama barajı konulmuş lakin aşağıya çekilmeli...

Acı gerçekleri bu kadar tatlılıkla anlatan Hocam, teşekkür ediyorum. Allah CC Şafi ismi ile şifa versin size. Geçmiş olsun.

Devlete yük olmaktan başka bir şey değil bir üniversite öğrencisinin günlük masrafı ne kadar bir düşünün, baraj geri gelmeli kontenjanlar düşürülmeli. Ayrıca lise kesinlikle zorunlu olmamalı

Hocam ben mühendisim, şu anda Yıldız Teknik Üniversitesi'nde yüksek lisans yapıyorum. Ortanca kardeşim de İstanbul Teknik Üniversitesi'nde öğrenci şu anda. En küçük kardeşim ise aramızda en zeki olanımız. Şu anda liseyi açıktan okuyor ve çalışıyor. Abileri olarak biz bu acı tecrübelerden sonra (şu durumda üniversite okumanın hiçbir avantajının kalmadığını fark ettiğimiz için) onu meslek öğrenmeye yönlendirdik. Henüz 17 yaşında ama çalışıyor. Meslek öğrenip ilerde kendi işletmesini kurmayı düşünüyor. Yorumu hem sizi desteklemek için hem de henüz hayatının yıllarını ve ailesinin emeklerini üniversitede heba etmemiş olan gençlere fikir vermesi için yazıyorum. Saygılar.. Seviliyorsunuz hocamm..

Benim kurguladığım bir model var. Mühendislik bölümlerini yazan tanıdığım çocuklara aşağıda açıkladığım modeli öneriyorum; 1 - Kendi oturduğun yerde kendi evinde kalarak okuyabileceğin bir bölümü yaz. 2 - Bölüm ikinci öğretim olsun gün sana kalsın. 3 - Gün içerisinde benim firmamda tam zamanlı ücret karşılığı staj yap (SGK lı). 4 - Ders saatlerine göre çalışma saatlerin esnek olacak, sınav döneminde tamamen derslere odaklanabilirisin, derslerini sadece geçmeni istiyorum ama kalırsan ve öğrenim süresi makul seviyenin üzerine çıkartırsan anlaşma fesh edilir. (makul seviye en fazla bir yıl) 5 - Okulun yanı sıra ben de sana bir öğrenme programı hazırlayacağım ve takip edeceğim. Öğrenme programına uymaz tembellik edersen anlaşma fesh edilir. 6 - Okul bitiminde ise sana iş garantisi veriyorum. Not: İktisadi ve idari bilimler de olabilir ama bu bölümlerde Hanım öğrencilere öncelik tanıyorum. İş görüşmelerine gelen yeni mezun arkadaşlardan edindiğim tecrübeye göre "mühendis çalıştırmak istiyor isek bizim yetiştirmemiz lazım".

Ne kadar çalışırsam çalışayım baba parasıyla, torpille, ülkedeki açıklarla benden daha iyi yerlere gelebilecek insanların varlığını hatırladıkça moralim eksilere düşüyor. Motivasyonum kalmıyor. Elimden gelen tek şey çok çalışmak iken bu bile isteklerimi elde edebilmek için oldukça yetersiz kalıyor. Artık ne yapsam bilemiyorum. Gidin Baldur's Gate 3 oynayın üniversitede çürümektense en azından ruhsal olarak çöküntüye girmek yerine azıcık mutlu olur yaşayamayacağınız aşk hayatını o oyunda yaşarsınız sevgili dostlar ♥ Geçen 24 saat emek verdiğim 4 sayfalık akademik makale projesinin sonuçları açıklanmış, hoca bana 90 verirken 1 kere bile o derse katılmamış projeyi son gün öğrenip makaleyi chatpgt'ye yazdıran arkadaşlara 100 girmiş. Adaletsizlik midemi bulandırır oldu.

12 -13 yıl önce bilgisayar mühendisliği bölümünde bir profesör derste yeni gelen öğrencilerin matematik bilmediğinden şikayet etmişti. Kontenjan artırıldığı için giriş sıralaması 30 binlerdeydi.

ne kadar merhametli bir egitim sistemi : ))

78 doğumluyum ilkokulda taban aritmetiği konusunu anlatması için öğretmenimiz asıl alanı matematik olan okul müdüründen yardım istemişti. Taban aritmetiği bilmeyen ilkokuldan mezun olamamıştı (çünkü müfredetta vardı) Ankara'nın varoşunda Telsizler İlkokulunda.

Ben Ankara Üniversitesi mühendislik mezunuyum. Benim zamanımda kaldığın zaman bitmişti. Ek sınav olarak sadece mezuniyete 3 ders vardı. Gazi üniversitesinden yaz okuluna gideyim dedim. Hocam fazla ders var diye neredeyse onaylamıyordu. Şimdi ki gençler için üzülüyorum. Hayatlarını bu kadar kolaylaştırmak iyilik değil kötülüktür. Bazı şeyler için uğraşmak, hedef için çalışmak lazım.

Bu tarz yayınlardan sonra YöK bir sonraki sınav istatistiklerini açıklanmayacak. Bu tespitim de burada kayıt olsun 😂

"Söylediklerimizden bazıları hoşunuza gitmese de biz doğruları söylüyoruz. Mesela biz hiç üniversite müniversite falan filan kapatıcaz. Bitti, onu da özel sektöre veriyoruz kapatıyoruz. Adını kim daha yükseğe yazdırmak isterse Koç, Sabancı falan ona veririz" ( Besim Tibuk )

Ahh hocam ah😢 Ben ve eşim ODTÜ mezunuyuz. Oğlumuz Esenyurt Üniversitesi beden eğitimine girdi, bitiremedi... Başta çok üzülmüştüm. Kızımızda şu an Mimar Sinan matematik'de okuyor. Kızımın okulunu görünce devlet üniversitesi diye gurur duymuştum. Bomonti'de daha binaya adım atınca hissettim, Allahım ne olmuş buralara böyle dedim. Girişte güvenlik görevlisi, sonra öğrenci işlerinde karrşılaştıklarımız...... Şimdi kızım hangi okula yatay geçiş yapsam diye araştırıyor. Bense yok bir farkları diye düşünüyorum😢

Hocalarımızın sürekli biz eskiden bu dersleri şöyle yoğun, şöyle ayrıntılı işlerdik, sınavlar şöyle zor olurdu gibi şeyler söylediğini duyardım ve hep biz neden bu dersleri o kadar ayrıntılı işlemiyoruz ki diye düşünürdüm. Öğrencilerin seviyesi düştükçe verilen eğitimin seviyesi de düşüyor gerçekten.

Geçmiş olsun hocam. Eski videoları 3. Ye izliyorum her izlediğimde farklı bir nokta bana yeni bir bakış açısı kazandırıyor

Benim kuzenim de gitti. Normalde askere gidip şuanda yaptığı mesleği yapması gerekirken eleman hala 2 yıllık çocuk gelişimi okuyor (bu son 180 barajı kalktığında tercih yapmıştı). Çocuk gelişimi işi de yapmayacak, dümenden okuyor. Gerçekten yazık. Türkiye’de yanılmıyorsam her sene 2-2.5 milyon öğrenci sınava giriyor. Maksimum 1 milyon kişi lisans ve önlisans bölümlerine alınmalı. Baraj 180 de kalmalı. Herkes üniversite okumamalı. Baraj kesinlikle olmalı.

Hocam tek bir derste değil tüm derslerde eksi net yapıp Boğaziçi ve Odtü' ye giren 34 yaş üstü ablalarimizi unutmuşsunuz😂

Hükümet, tarımı eğitimi ve sanatı kısacası emeği gözden çıkarmış hocaammm...

Bir diploma alalımda nasıl olsa bir torpil bulup haketmediğimiz yerlere yerleşiriz derdindeler. Anne babaların çoğu çocukları için torpil bulma derdine düşmüş.

Daha da vahimi 4 sene sonra bu arkadaşlar formasyon denilen kursu alarak, hatrı sayılır bir derece yapmış eğitim fakülteli arkadaşların mesleğine yani öğretmenliğe bizzat MEB tarafından dahil edilecek. Komedinin devamı burada. Biz sayısalda 30 binlerle 40 binlerle yerleştiğimiz matematik öğretmenliği bölümünden mezun olduğumuzda, 500 binle 600 binle yerleşen matematik bölümü mezunlarıyla aynı işi yapıp özelde aynı asgari ücrete layık görülüyoruz. Halbuki bu iş bizim mesleğimiz fakat - netle yerleşenler olmalı ki bizleri de yarım asgariye çalıştırabilsin patronlar.

Pandemi sürecinde Sakarya'da iktisat bölümünü kazandım. O zaman pek de bir şey anlamamıştım. Örgün eğitime geçtiğimizde şehir dışında okumanın pahalı ve bölümdeki önemli dersleri veren bazı hocaların ise bir şey katmadığını fark ettim. En basitinden hocamız derse gelmiyor bir sonraki derste ise okeye daldığını telafi ders olmayacağını söylüyordu. Kaldığım yurttan ders girdiğim sınıfa kadar ilkokuldan bile mezun olmaması gereken insanlar vardı. Bu saatte ders mi olur şimdi kim derse gidecek kim buna çalışacak diye diye sizin de enerjinizi emiyordu. Üniversiteyi böyle beklememiştim. Bu kadar emeğin, zamanın ve masrafın boşa gittiğini görünce üniversite sınavına tekrar hazırlanmaya karar verdim.

Belki eksi netle giren gençleri ilkokulu bile bitirmemesi gereken diye betimlemek yerine, orta öğretim kurumlarında mesleki yönlendirmenin ve lise sonrası meslek okullarının öneminin altını izmek gerekiyor. Temelde size kesinlikle katılıyorum. Ben de kalburüstü sayılacak bir devlet üniversitesinin psikoloji programında doçent olarak (pardo9n 23 aydır atamam keyfi olarak bekletiliyor ama sıfatım doçent) görev yapıyorum ve aşağı yukarı aynı problemlerle karşılaşıyoruz (örneğin insan izimleri gibi özel isimlerin büyük harfle yazılmasını hatırlatmaktan tutun, istatistik derslewrinde dört işlem anlatmaya kadar). Öyle bir hale geldi ki durum, niteliksiz pek çok makina mühenisi var, ama doğru düzgün tesisatçı yok, bir şekilde mezun olmuş elektrik mühendisi var ama vasıflı elektrikçi yok. Her yıl yüzlerce psikoloji mezunu veriliyor ama yüksek lisans yapmadan bir işe yaramayan bu diplomanın yanında doğru düzgün meslek etiği eğitimi verilmediği için - ki temel ahlak anlayışı 0-6 yaş arasında edinilir - ortalık instagram ve tiktok psikoloğundan geçilmiyor. Önümüzdeki sorun biraz global bir sorun olmakla birlikte, çan eğrisinin bir hayli solundayız ülke olarak ilk, orta ve yüksek öğretim kalitesi ve verimliliği ve de ahlakı açısından. Onlarca yıldır, özellikle de son 20-25 yıldır ivmelenerek artan politizasyon ve endokrinasyon sürecinden geçen bir sistemden de çok fazla bir şey beklememek lazım şartlar değişmedikçe. Aynı koşullarda aynı sonuç elde edilir. Yayınlarınız için çok teşekkürler. hocam. Güzel günler dilerim.

Nitelik yerine niceliklere baktığımız sürece maalesef bu düzen değişmiyor sevgili hocam. Şu anda ülkede en geçerli meslekler nitelikli ara elemanlar, ustalar, zanaatkarlar olmuş vaziyettedir, çünkü iyi bir usta veya kalfa bulmak ciddi anlamda zor artık. Herkesin üniversite okumak gibi bir beklentiye girmesi de çok yanlış. Bu ülkenin teknikerlere, elektrikçilere, inşaatçılara, tesisatçılara, sanayi ustalarına vb. ve bir çok ara elemana ihtiyacı var. 22 - 23 yaşına kadar okuyup mezun olduktan sonra gençlerin bu tarz mesleklerde çalışmasıda zor oluyor.

Spor Bilimleri Fakülteleri’de çok vahim hocam. Bekliyorum bu bölümlerle ilgili bir video. ✋🏼

Gençler MUTLAKA 4 yıllık bir üniversiteye girmeye çalışın ! Erasmus veya work & travel ile yurtdışına kaçmanın en kestirme yolu bu . Diğerleri zor. Bulun birini evlenin alın oturma iznini.3 - 5 yıl sonrada gelsin vatandaşlık... Tabi ki ingilizce konuşabilmeniz gerekiyor !

Şuan internet kafemde sizi iziliyorum hocam :) Yıkılmadık hala ayaktayız :D

YKS'de edebiyatta -5 net yaptım ve 118 bine girmiştim. Sayısalım ve sallamıştım. Demek ki 5 6 tane matematik yapsam hukuka gidermişim 😂

Hocam öğretmenliğin taban puanlarının bu kadar dusuk olmasi asıl sinir bozucu nokta bence adam yksden bir sekil puan alıyor ardından kpssye çalışmaya karar veriyor bir suru niteliksiz öğretmen ile ders işlemek mecburiyetinde kalıyoruz. Aşırı bilgili biri olduğum icin demiyorum ama lise hayatım boyunca ders aldığım edebiyat öğretmenlerimin kendine hayrı yoktu. Türkçe işlerken hocamız "nasıl" kelimesinde ses olayı oldugunu bilmiyordu elbette illah değil her şeyi bilmek mecburiyetinde değil ama edebiyat dersini işlerken yazarlarımız hakkinda o kadar bilgisiz olmaları benim canımı yakiyor... İsteyerek kazanmadığı bölümün kurbani biz ogrenciler oluyoruz hocam

Çok haklısınız hocam, eksi fizik netiyle fizik kazanıp ve okuyan arkadaşım bunca büte rağmen sınıfta kaldı ve bırakmıyor da.

Aklıma gelen tek şey: Neden üniversite sınavı yapıyoruz o zaman? Bence kendini kanıtlayan üniversiteler artık kendi sınavını yapmalı, obp denilen saçmalıktan da kurtuluruz böylece.

Başlığı başta "Eski netle üniversite kazanmak" diye yanlış okudum, bir umut videoyu açtım...

Hocam üniversite sayımız başedilemez kadar çok değil ancak bölümlerin kontenjanları yüksek. Örneğin İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü tek başına 96, Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümü 126 öğrenci alıyor. Büyükşehirlerdeki üniversitelerde sosyal bilimler alanındaki bazı bölümler tek bir üniversitede 200-300 öğrenci alıyorlar. Zaten iyi öğrenciyi büyükşehir üniversiteleri adeta yutuyor. Eğer büyükşehir üniversiteleri bölüm kontenjanlarını 20-30 öğrenci ile kısıtlayıp taşra üniversitelerindeki bölümler için sadece 40 kontenjan açılsa hem bütün bölümler dolar hem de öğrenci kalitesi yükselir. Bazı akademisyenler ise meseleye ne yazık ki ek ders ve danışmanlık ücreti penceresinden baktıkları için aynı bölümde farklı şubeler açılması için bölümlerine yüksek kontenjan talep ediyorlar.

Bilmem farkında mısınız adım adım küçük Amerika oluyoruz: -Eğitim paralı hale geliyor -Sağlık paralı hale geliyor -Sokaklarda güvenlik sorunu ve bireysel silahlanma artıyor.

Aklı olan ebeveynlerin, eğitimde başarılı olmayan evladını üniversite yerine başka alanlarda değerlendirilmesi lazım. Üniversitelerin anaokullardan farkı kalmadığı bir dünyaya ilerliyoruz

Gerçekten her bölüme TUS benzeri yeterlilik sınavı gelmesi çok mantıklı bir yöntem. Bu sayede hangi üniversitenin ne kalitede eğitim verdiği daha somut rakamlarla ortaya çıkmış olur.

doğru bildiklerinizi söylediğiiniz için teşekkürler

"Liseden mezun olamayacak öğrenci üniversiteyi kazanıyor, bu öğrenci üniversiteden mezun olmaması lazım ama mezun oluyor" hocam ben devamını da söyliyeyim: Sonra bunlar doktora yapıp adamını ayarlayıp kadro bulup üniv. de hoca olarak işe başlıyorlar. Sonra bişey bilmedikleri halde ders veriyorlar (vermeye çalışıyorlar), iş yapmadıkları için devamlı dedikodu yapıyorlar, önlerinde engel gördükleri diğer hocaların önce doçentlik kadrolarını almaya çalışıyorlar. Doçentlik alırlarsa aynı şeyi profluk için yapıyorlar. Prof da olunca bi halt bilmeyen ama Prof. Ünvanı olan, kasıntılı tip olarak ortalıkta dolanıyorlar. Tüm bu süreçte yaptıkları çirkeflik ve gösterdikleri minimum ahlak seviyesiyle de göz yaşartıyolar😊

Muthiş bir video olmuş hocam, söyledikleriniz çok kıymetli emeğinize sağlık.

BU ARKADAŞLAR MEZUN OLUNCA KAMU KURUMLARINDA AMİR OLARAK ÇALIŞACAKLAR.ÇOK DA HAVALI OLACAKLAR.

Meslektaşınız olarak söylüyorum, kesinlikle doğru tespitler.

Üniversite okuyacağınıza gidin kaynakçılık, marangozluk, tesisat öğrenin, Kanada, Almanya, Amerika, Danimarka gibi ülkeler bu meslekleri neredeyse sorgusuz sualsiz alıyor hemen ülkelerine, üstelik Türkiye'de üniversite okuyup tıp mezunu bir doktordan daha fazla maaş almanız da yanınıza kâr kalır :)

Merhaba, birde Balkanlarda bulunan Türk öğrencilerini lise diploması ile kabul edip, mezun olununca, OSYM nin denklik verdiği üniversiteler var, bunlarla ilgili bir programda güzel olurdu.

Sizin bu söylediklerinize güvenip "Uzaktan Tezsiz Yüksek Lisans" okumaya başladım , ilk dönemimdeyim. Uzaktan derslere ya girerim, ya girmem zaten tezsiz filan zorlamazlar dedim. Keşke tezli okusaymışım ; biz tez yazmıyoruz onun yerine proje ödevi sunuyoruz ama tez yazmaktan bir tık düşük. Dersler, hocalarımızın soruları beklentisi filan hiç düşük değil. 😇 Bu arada ülkede okadar çok yüksek lisans okuyan var ki, artık normal üniversite mezunu olmak filan yetmiyor. ODTU'lü arkadaşlarla beraber yüksek lisans okuyoruz. Arkadaş diyor ki CV'm de başka iyi bir üniversiteninde adı dursun, yeni şeyler öğrenmiş olurum. Kısaca o iyi üniversiteden de mezun olsanız iş bulmanız zor oluyor.

Hocam, Edebiyat, tarih okuyan Ingiltere`de yonetici pozisyosunda calisiyor. Egitim kalitesini arttirmak lazim. Universitelerden mezun olmak zorlastirilmali. Sadece sinava girip universiteden mezun olmak sons ermeli. Her sene ders basina odevler, projeler verilmeli. Bunlari yapamayan sinif gecemeyecek. Yapanlarda konuyu iyi ogrenecek.

4 yıl üniversite okumak yerine(belli bölümler hariç) 4 yıl herhangi bir market,fast-food zincirinde çalışmak insana daha fazla tecrübe katar.

Eskiden üniversite okuyanları parmakla gösteriyorlardı. Devlet her dağa üniversite açıyor bu devlette çok büyük maddi yük oluyor.

Hocam gerçekten çok doğru bir tespit, üniversiteye kolay erişim onun mezunlarını da degersizleştiriyor, o mezunlar hayatta ortaya bir şey koyamıyor ki🤷🏼‍♂️🤷🏼‍♂️

Hukuk fakültesi için düşünülen avukat olabilme sınavı kesinlikle mühendisliğin tüm alanlarına getirilmelidir acilen.

Hocam anlattıklarınızın eksiği var fazlası yok,ortaokula geçirilmemesi gereken çocuklar üniversite mezunu oluyor,hasbelkader tıp fakültesi kazanıp en temel anatomik terimleri bilemeyen adamlar mezun ediliyor uğraşmamak için, fakat yine de başarıda kıstasımız üniversite puanıysa sözel bölümler yerlerde, sözel bölüm açmanın yatırım maliyeti düşük olduğu için açılan her yeni üniversite tarih,türk dili edebiyatı, gazetecilik bölümü kaynıyor, pek çoğuna gerçekten gerek yok milli kaynakların israfından başka birşey değil

Çok başarılı bir video. Herkes okuyucak diye bir şey olamaz.Sen herkesin doktor, mühendis vs olabileceğini zannediyor musun "hayır" değilmi.Böyle bir eğitim sistemi liseyi zorunlu yapıyor.Fakat tamirci,terzi,çifçi,bakkal,manav vs gibi meslekleri adamlar lise+ üni. okuduktan sonra mı edinecek.

alanında iyi bir devlet üniversitesinde mühendislik okudum dört yıl boyunca slayt izleyerek düplomamızı aldık. şu an ise bütün arkadaslar sürekli bir birini arayarak iş soruyor asgari ücrete bile iş bulamıyoruz işin ayrı bir acı yanı da piyasada bu alanda istediği mühendisi bulamıyor. velhasıl mühendislikler meslek liseleri gibi olmalı 2 yılı tamam slaytla geçsin ama geri 2 yılı ise piyasa da, sahada geçmeli. söylediğinde hocalara; e biz o kadar öğrenciyi nereye gönderecez kim alacak o kadar çocuğu diyecekler o zaman da madem bizim piyasada bu kadar karşılığımız yok neden kontenjan açıp insanların hayatlarıyla oynuyorsunuz. neden çünkü onlar bu sayade maaşlarını alacaklar, hem zaten o kadar çocuğun peşinden iş yerlerinde koşturmak koca koca proflara yakışır mı.. bir de sevgili behçet hocam bir siz varsınız sizle dertleşiyoruz. o da şu her bölümü her üniversiteye açıyorlar. sanayisi olmayan yere, trizmi olan yere mühendislik açılıyor krü körüne, bizler okulla beraber iş sahalarımıza yakın olmamız lazım ki sürçle iç içe yaşayalım dağların tepelerine olmadık olmadık bölümler açılıyor yazıktır günahtır. ben tabi mühendislik okuduğum için onun sorunları yaşadım diğer bölümlerde ouyan arkadaşlar da kim bilir ne dertler içindedirler. sevgiler akademiklink ailesi.

2009 da 65 bin sıralama ile girdiğim bölüm şuanda sıralaması 299305 olan öğrenciyi alıyor. Hey maşşallah beeee !!!!

1- Akademik zekayı çok hafife alıyoruz. ''okusun hocam'' e okuyacak kapasite yok, belli; peki bu kötü bir durum mu? değil; başka bir alanda bir şeyler yapabilir. Müzik yeteneği olmadığını düşündüğümüz bir çocuğu zorluyor muyuz? Resim? hayır, peki toplama dahi yapamayanı neden ''OKUSUN'' gibi içi boş ve sığı bir söylemle Üst düzey AKADEMİK zeka gerektiren Lise ya da üniversitelere yollamaya çalışıyoruz? 2- Akademik kapasitesi olmayanları ''tembel, adam olmaz, boş'' gibi etiketlemeler yapmak yanlış. Bu algının değişmesi lazım; bununla ilişkili olarak; ''Okumazsan seni sanayii ye veririm, tarlada çalışırsın'' gibi söylemlerle burada yapılan faaliyetleri korkutma aracı gibi kullanmak yanlış. Mesleki eğitim ya da çıraklık; ''kötü, ikinci seçenek, pis'' gibi gösterilmeye çalışmak yerine; buradaki eğitimleri gerçek bir seçenek olarak sunulacak seviyeye, algıya getirmeliyiz. --İşini gerçekten severek yapan kaportacı öğrencimin dükkanı önünde araçlar sırada bekler...-- 3- Bazı liselerin; özellikle akademik olarak çok kötü olan liselerin bir ''kreş'' olduğunu; çocukların 8-5 orada en azından öğretmen kontrolünde tutulan bir yer olduğuna inanırdım. Şimdi bu durum Üniversiteler için geçerli. Üniversiteler de ''kreş'' gibi. ''okusun da ne okursa, nasıl okursa okusun'' düşüncesiyle ebeveynler el mahkum yolluyor... ve tabii ki küçük şehirler kalkınsın mantığında çoğu yer... 4- Avrupada gimnasyum'a akademik olarak çok iyi olan öğrenciler gider mesela, giriş zordur..... ABD'de becerisine göre college denen uygulamalı, nispeten girmesi daha kolay ama iş imkanı da sunan, iyi eğitim veren uygulamalı okullara gider... Bizde de ise hala 2 yılıklar kötü 4 yıllık okunur gibi muhabbetler var; niceliği aşıp niteliğe ulaşamadık. Pekala 2 yıllık çok iyi eğitim veren bir bilgisayar programcılığı, ya da aşçılık bölümü 4 yıllık gereksiz (kontenjanı çok olan, ihtiyaç fazlası mezunu olan) bölümden çok daha iyi fırsat sunar... 5- İlkokuldan itibaren hatta okul öcesinden itibaren kariyer planlama eğitimleri seviyeye uygun şekilde nitelikli olarak verilmeli. Verilmeli ki öğrenci tek seçeneğinin ''TEST ÇÖMEK, Üniversite KAZANMAK(!) olduğu fikrinden uzaklaşsın.... not: bırakın toplamayı çıkarmayı...mesleğimin ilk yılında lise 1. sınıfta ama okuması yazması neredeyse olmayan öğrenci ile karşılaştım...

2003 yılında ÖSS sınavına girdim. O yil sistemde değişiklik yapıldığı için iyi puanim ile daha iyi yerlere girebilecekken yine de çok kötü olmayan Kocaeli Üniversitesi'ni kazandım. Bütünleme sınavı yapılacak mı yapılmayacak mı onu beklerdik hep. Bir iki puan için hocalara ne yalvarirlardi. Gerçekten de hersey çok bozuldu. Öğrenci gecirmeyince baskı yapılıyor. Her şehre üniversite fikri bir nevi bu eğitim sisteminin temeline yerleştirilmiş bir dinamittir. İşçi sınıfına katılması gereken, meslek edinmesi gereken herkesi üniversiteye aldılar.

Emekli Biyoloji öğretmeniyim. Çalıştığım son sene kalıtımla ilgili bir konuda 2 çarpı 2 ne eder dedim. Sınıf 4 derken, biri çıktı 3 dedi. Ve çocuk inanarak 3 dedi, muhalefet olsun diye değil. Yavrum 2 kere 2 4 değil mi dedim. Üççççç dedi.. Ders çıkışı matematik öğretmeni arkadaşlara olayı anlattım. Onlar da şunu dedi : “ Umarım bizim neler yaşadığımızı anlamışsındır.”

Geçmiş olsun güzel insan

Ya çocuk eksi net yapmış eksiğinin olduğunu "anlamış" ve eksiğinin üzerine gitmiş. Sistem buna izin veriyor. Ne güzel işte. 😂😂 +(İRONİDİR)

Alana göre sınav olmalı bence tıp isteyen tıp sınavına avukat olmak icin onun bi sınava girmeli

Bir doçent devletinde üniversite olarak çalışıyorum

Biz ilkokulda iken 3 haneli sayıları kafamızdan çarpardık, arkadaşlarımızla yarışırdık ilk kim hesaplayacak diye. Matematigi boyle olan ben bile lisede matematikten geçememiştim. Simdiki hale bakın, resmen bile bile ülke çürütülüyor.

Bu ortak sınav saçmalığı bitmeli. Her bölüm ortak sınav yapmalı. Mesela mühendislik kabul sınavı gibi, tıp fakültesi kabul sınavı, fizik kabul sınavı gibi. Sonra en iyi puanı alan öğrenci, üniversite sıralamasında en yukarda olan üniversiteye yerleşmeye başlamalı. Mesela mühendislik için baraj 85 puan olmalı. Bu puanın altında not alan yerleşememeli, 2 sene öğrenci alamayan kötü üniversitelerin ilgili bölümleri kapatılmalı.

Önceden düşünüyordum belli başlı bir kaç üniversite harici diğerlerinin mezunlarının çok bir farkı yoktur az çok benzerdir diye. Ancak iş hayatına başladıktan ve özellikle bir kaç sene sonra işe girmiş yine mezunların eğitimlerini yaptırmaya başladığımdan beri kafayı yemek üzereyim. Daha düşük puanlı kolay girilen üniversitelerden kesinlikle bir daha birini almamalarını isteyeceğim, kendi işimi kurarsam bir gün onlar da hiç bir zaman görüşmeye giremeyecekler. Belki kurunun yanında 3-5 yaş da yanacak ancak genel mezun kalitemiz git gide diplere doğru gidiyor.

Diş hekimliği öğrencisiyim ve o kontenjanlara harcanan bütçenin fakültenin şartlarının iyileştirilmesi için harcanmasını istiyorum, hekim olacağız fakat güncel hekimlik uygulamalarıyla ancak kongrelerde denk gelebiliyoruz. Bölümümüzdeki kontenjanları düşürülmesini ve hak eden öğrencilere hak ettiği parasal yardımın yapılmasını istiyorum. Bir kongre için bütçeyi denkleştirene kadar on defa hesaplıyoruz.

Sayın hocam bizim en başta ilkokul, ortaokul ve lisede o öğrencileri bırakabilmemiz gerekir. Ancak biraz düşük not versek velisi, milli eğitim müdürü, hatta kaymakamı tepemize biniyor nasıl düşük verirsiniz diye. Bu düzen kırılsa üniversitelere de her elini kolunu sallayan giremez

Tersten bakalım; Esenlikler

Üniversite de zorlaştırılsın yks de diğer her seyde yks ögrencisiyim ve hayatsız gibi ders calısmamız gerekiyor evet secicilik icin zorluk önemli ancak gercekten ısıgı olan ögrenciler yksyle beraber sönüyor

Hocam yaş 17 hayatımda aldığım en iyi karar üniversiteyi ciddiye almamak olabilir, çalışın çabalayın da sonucunda çok matah bir şey olmuyor, sırtınızı vereceğiniz bir şey değil artık diploma.

mesela yurtdışında olsa bu hocamız prof olması imkansızdı :) Türkiye'de prof olabiliyor ama

Hocam eksik aktardığınız bir konu var bu eksi netle üniversiteye giren öğrencilerin durumu bu öğrencilerin harcadıkları zamanları ve diplamaları ülkemiz deki işe alım ortamında iş hayatında çok işe yarıyor üniversiteden mezun bu ilkokul bilgisindeki kişiler ellerindeki bu diplamaları sayesinde bunu gerçekten hak etmiş ülkeyi kalkındıracak gençlerin önüne geçiyorlar nasıl mı torpil, mülakat, düzenbazlık yaparak ailevi ilişkiler, siyası bağlantılar, hamili kart kullanarak en iyi işlere yerleşiyorlar, en üst konumlarda yönetici bile olabiliyorlar yani aslında bu üniversiteler bu eksi net yapan öğrencilerin önünü açtı ve başarılı öğrencilerin önünü tıkadı ekonomide olduğu gibi kötü para iyi parayı kovar.

Hocam yine doğruları anlatmış😢 Gülüyoruz sağlanacak halimize artık

Herkes üni okumaya çalışıyor ama sanırım bu durumda değişme de var.Otobüste denk geldim çocuk daha okula bırakmış çalışıyormuş yanındaki adamlarda oku oku lise diplomasını ben 23 yıl sonra aldım diyordu-o da haklı aslında cunku dıplomasız işe almıyorlar-Ayrıca ben eğitim fakultesınde okuduğum için duyuyorum suankı ortaokul çağındaki çocuklarda okulu bırakıp çalışma eğilimi var.Okusam ne olacak işsiz kalacağım diye düşünüyorlar.Klasik Lise eğitimi aldırmak yerine meslek zanaat eğitimi sıklaşmalı bence.Ara eleman bulmakta zor cunku mevcut sartlarda.Ve sanırım üniye gidilmesinin en büyük sebebi toplum baskısı.Çocuk ben okumayacağım diyince aile içinde kınama aşağı görme durumları oluyor.Anne babalar kıyamet kopmuş gibi davranıyor akrabalar eleştiriyor vs. Kız bile vermiyorlar.Ama ne kadar yanlış işte.İnsanlar mezun oluyor orada burada(coğunlukla markette calısıyor veya güvenlik polis vs oluyor) okunan emeğe paraya yazık

ben mesleğim gereği her gün Diyarbakır'ın çermik ilçesine gitmek zorundayım ve bunu yaparken maalesef toplu taşıma kullanmak zorundayım. ama otobüse bindiğimde gördüğüm manzarayı anlatmaya kelimeler yetmez. şimdiye kadar yaşlıların sabahın şafağında toplu taşıma kullanmalarına karşıydım ama onları bile anlıyorum artık. sabahın altısında beni karşılayan manzara 1.400.000 sıralama ile meslek yüksek okula yerleşmiş öğrenciler oluyor. onlara ayrı kendime ayrı üzülüyorum. bu insanlar iki yıl sonra işsiz kalacak diye ben iki yıldır ayakta yolculuk yapıyorum.

Hocam baulders gate 3 oynasınlar daha iyi dediğiniz gibi 😅

Yeni dönem ile birlikte MEB'de sınıf geçmek zorlaştı. Bu bence büyük bir adım. Eski sistemde il MEB soruşturuyordu. "Bu öğrenci niye zayıf aldı? Görevinizi düzgün yapmıyor musunuz?" diye. Dolayısıyla eğitimcilerimiz de bir şekilde öğrenciyi geçirmeye bakıyordu. Şimdi o soruyu soramazlar diye düşünüyorum ama bu seferde mezun olana kadar sorumluluk sınavı olacak öğrenci kaldığı sınavdan. Bu da iyi bir çözüm değil.

1999'da 50 netle barajı bile aşamamıştım şu an 50 netle birçok Fen Edebiyat fakültesi ve İİBF gelir galiba. Bir de şu durum var. Şu an MEB'de 12 yıldır Türk Dili ve Edebiyatı Ögretmeniyim. Haliyle çocukların en çok kaldığı ders edebiyat oluyor 9-10-11'de kalanları maalesef 12'de mezun edebilmek adına sorumluluk sınavından mecburen geçiriyoruz. Çocuk söylediğim cevabı bile yanlış yazıyor kağıda ama mecburen geçiriyoruz. 12'ye gelene kadar da her sene 3 defa aynı sorularla sorumluluk sınavı yapıyoruz ama çocuk geçemiyor. Anlayacağınız durum vahim!

Hay allah razı olsun hocam yaa. İlkokul mezunu olamayacak adamın üniversite okumasına gerek yok. Herkeain okumasına da gerek yok. Herkes kitap okumak zorunda ama okul bitirmek zorunda değil ya

Ben üni kazanmasına değil - net yapmasına şaşırdım. Türkçede en basit yorum sorularını işaretlesen, matematikte çok temel sorular var onları yapsan. AYT kısmında da türkçe ve sosyalde genel kültür denebilecek basit bilgileri seçerek işaretlesen yok yine düşmezsin. Ayrı bir çaba yani bu, anlamadım sınavda şeker paketiyle inatlaşmış de onu da yanlış mı kodlamış

vatanseversiniz hocam👏

Lise sonrası eğitim tamamen ücretli olmalı, devlet tüm imkanlarını lise, ortaokul, ilkokul ve okul öncesi kaliteli ve fırsat eşitliği gözeterek sağlamalı....

Hocam işin gerçeği bilgi akışı teknolojik gelişmelerle o kadar hızlandı ki, artık lise üniversite eğitimi boşa çıkmış durumda çok sürmez 3-5 yıla mühendislik bölümleride aynı kaderi paylaşacaktır..ayrıca muhtemelen bildiğiniz gibi diploma 1850lerde fransız harp okullarında verilmeye başlanan bir belge sonrasında diğer okullara ve ülkelere yayılıyor, artık anlamını yitirecektir

Çok saçma bir sistem haline geldi. Üniversiteler asıl talebe sisteminin yani gönüllü olarak talep eden öğrencilerin olduğu bir ortamken şuan aslında sadece 4-5 sene işsizliği ertelemeye yarıyor(çoğunluğu). Herkes üniversite okuyor torpili olan zaten işini buluyor bölümü hakkıyla kazanmış ve mezun olmuş gariban ise kpss den geçse mülakattan kalıyor.

Selçuk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji bölümünden 2005 yılında mezun oldum, bir süre reprezant olarak çalıştım sonra kariyer değişikliği istedim yüksek lisans ve doktoramı tamamladım. Kazandığım üniversitenin kazandığım bölümünü okuduğum dönemde hiç beğenmiyordum ama şuan yeni okuyanları görünce gerçekten iyi bir eğitim aldığımı düşünüyorum.

Bizim toplumda statükoya tapıldığı sürece bırakınız üniversiteleri, yüksek lisans yapmak için bile "eksi net şartı" getirilebilir. Evet, bu olay bal gibi de eksi net şartıdır. Çünkü toplumun genelinin talebi bu yönde. Yani sıkıntı toplumun ta kendisinde.

Elinize sağlık, iyi bir video olmuş.

Behçet Hocam merhabalar, uzun süredir sizleri takip ediyorum ve lise öğrencisiyim. TEVİTÖL'de, üstün yetenekli öğrencilerin okuduğu bir okulda okuyorum. Meslek Atölyeleri adında bir kulübümüz var ve alanında uzman kişilerin mesleklerini tanıtması ve öğrencilerin de bu meslekler hakkında bilgi edinmesini amaçlıyor. Siz de bu etkinliğe katılım gösterirseniz çok seviniriz. Size iş mailinizden ulaşmıştık ama dönüt alamadık. Buradan da şansımı denemek istedim. Umarım geri dönüş yaparsınız. Başarılarınızın da devamını diliyorum.

Getirin çan eğrisi bakın neler oluyor.

Hocam öğrenciyi dersten geçirmeye iteklenmemiz bir akademisyen olarak mesleki tatminimi her geçen yıl daha da aşağı çekiyor

1996 yılında %2 lik dilimle 2 yıllık turizm ve otelcilik kazandım. Muğlada... sıra 19 bindi... Bu da bir zulümdür, bugün hiçbirşey yapmayan adamın üniversiteye gitmesi de... bir arasını bulamadık

Ölmüşüz, ağlayanımız yok.. 😭😭😭

Olayların bu noktaya geleceğini yıllar evvelden tahmin ederek üniversite eğitimi yerine iş deneyimine ağırlık verdim. Mesleğin üçüncü yılında üniversite üzerine kurs okuyan çocuk benim altımda Junior olarak çalışıyordu ve yaşı benden büyüktü.

Zamanında ne çekmiştim üniversite sınavından yüksek puan alabilmek için. Şu anda enercim düştü.