Antalya'da Batı Toroslar'ın eteğinde sobalı bir köy kahvesinde tanıdım Mehmet Amcayı. Üç sene önce eşi hakkın rahmetine kavuşmuş. yalnız yaşıyor. Anadolu insanın yüzüne has hüzünlü çizgiler Mehmet amcanın mutlu mu mutsuz mu olduğunu sezdirmeyecek derecede derin. Mehmet amcanın yüzündeki izlerin peşine düşüyorum, zeytinden, ineklerden konu açılıyor çok sonraları soruyorum: - Tek başına kaç yıldır; köy kahvesinin sobasından kireçli tavana yansıyan odun alevinde mi yitiyor günlerin, yoksa köy camiinin sıvası dökük duvarlarına mı dayıyorsun omzunu Mehmet Amca? - Hiçbiri değil evlat, sırtımı dağlara kalbimi Allah'a dayadım hamd olsun. 70 model bir bisikletim var; selesinde zeytin, armut, ayva, ceviz aşısı var, Toroslara çıkıp yabani meyve ağaçlarını aşılıyorum meyve versinler diye. - Toplayıp satmak için mi Mehmet amca? - Yok be oğul ne satması, dağdaki hayvan nebatat sebeplensin diye. Onlar da Allah'ın kulu, bize emanet değil mi? - Nasıl yani anlamadım? - Ben o yabani meyveleri aşılıyorum ki, kurt kuş, yabani hayvanlar kış vakti aç kalmasın, aç kalıp köye inmesin evcil hayvanı telef etmesin, Toprağa düşen çürük meyveler gübre olsun, çiçeğe can versin, baharda arılara bal olsun. Şu koca mor dağlarda ne canlar var evlat, şu mor dağlarda ne çok bereket var. Mehmet amcayı Torosların eteğinde soba alevi harlarken tanıdım, ağzından bal damlıyordu, yüzündeki çizgilerden Anadolu coğrafyası geçiyordu. Çocukluğumun geçtiği yerde kıyıda oturup izlediğim akşam dağların omuzuna inen mor saçlı gökyüzü aklıma geldi onunla konuşurken, iyilik geldi, anneannem geldi... İyilik aklımdan gitmedi, çok gezdim, insanlarımızın yaşam kalitesi algısına göre çok fakir insan tanıdım hepsi bolluk bereket içindeydi, Mehmet amca da, o bolluk bereket içindeki fakirlerden biriydi. Anadolu dağlarını dolaştım binbir bereket içinde; iyi insanların yüzü suyu hürmetine, anaların duasında dimdik ayakta duruyorlardı. Erkan Oğur ardımızda Anadolu'nun dağlara bakan perdelerinden sessizliğimize sızıyordu...
Dünya bu güzel insanların yüzü suyu hürmetine dönüyor. Yazdıklarınız Hz Ömer'in şu sözünü anımsattı : Dağlara buğdaylar serpin. Müslüman ülkede kuşlar aç demesinler. Kurdu, kuşu kendine dert edinen tüm insanların ömürleri bereketli olsun !!!
' insan değil de ağaç olsam dallarımın arasından rüzgar esse yapraklarım, çiçeklerim, meyvelerim olsa! mevsimleri yaşasam, köklerimle toprağın derinliklerine sarılsam. kuşlar konsa dallarıma, yuva bile yapsalar. böcekler, karıncalar yollansalar içime, çürütseler oralarımı. ballarım, sakızlarım olsa, gövdeme bir insan yaslanıp uyusa. ben bunları hiç bilmesem sadece ağaç olsam. ' #erkanoğur
@@cankurt7301 kaynaklara ve referanslara olan hassasiyetimizi yıllar önce düşülmüş bir video-altı yorumunda kullanma hakkını anlamak zor. ekşi'de insan olmanın hüznü başlığında erkan oğur'a ait olduğunu belirten bir enrty'de bu sözle karşılaşmıştım yıllar önce ve mor dağları dinleyince direkt bu söz aklıma gelmişti istemsizce ve bu sözü üstada daha bir yakıştırmıştım. velev ki böyle bir sözü hiç söylememiş olsun üstad, birinin ona güzel bir yakıştırması(uydurması) da olabilir bu, ama bu sizi aldatılmış kılmaz. çünkü oldukça iddiasız bir sözdür; dünyanızı değiştirmeyi arzulamaz, size cennetler vaat etmez. sizi politik bir beklentinin içine sokmaz. yukardaki müziğin eşliğinde kaybolup gitmeniz dışında hiçbir varlık emaresi de göstermez.
@@ibrahimarsal2805 beni yanlış anladınız bir video da vesaire söylüyorsa eğer izlemek istemiştim. Bu yüzden sordum. Hem de bunu bir yerde söylersem emin olmak istedim. Teşekkür ederim cevapladığınız için.
İki farklı cümlenin bir araya getirilerek servis edildiğidir... Başlangıç ve bitiş birbirine yakışır olarak görülmüş, eklenmiş... Bu cümleleri İsmail Hakkı ile verdikleri bir kaç konserde duymak mümkündü... (Meselâ Boğaziçi konserini izleyebilirsiniz, orada da söylemiş...) Gene dile getirecek bir gereklilik doğar mı bilemiyorum? İlki ise şu hâliyle belgesel ya da röportajda söylenmiş olabilir maalesef hatırlayamıyorum... Ne var ki bahsi edildiği gibi sanatçının kendisine âit olmyan bir fikrin falanca kimse tarafından, sırf manzaraya rüzgâr olsun diye eklediği bir şey olma payı da yok değil...
babami kaybettikten sonra ilk dinleyisim, gunlerce gecelerce dinledim mor daglar'i, ne hissettirdigini anlayamadim, simdi anliyorum. babamin arkasindan ağıtımdır mor daglar. keske babalar anneler hic gitmese.
Gazeteci: Efendim eğer Elazığ'da kalsaydınız, hiç gitmemiş olsaydınız İstanbul'a acaba hangi meslekle uğraşırdınız? Erkan Oğur: Elazığ'da yolda yürüyen adam olsaydım da yeterdi bana..
İlk dinlediğimde lisedeydim. Geceleri dinlerdim, çok derin ve kaygılı bir yalnızlık hissettiriyordu. 14 yıl aradan sonra dinleyince aynı hisleri duyuyorum.
gitarıyla, sazıyla, eline aldığı her enstrümanla en içli, en vurucu notaları veren adam.. kalpten müzik yapan kalpten adam.. müziğini yaşayan, yaşadığını müziğe döken eşsiz adam.. e-bow'a aşık ettiren soloları ve büyüleyici sesi ile gözümden yaş getiren adam... hayatımın dönüm noktalarında beni mor dağlara taşıyan, pencerelerime kar getiren, bir ömürlük misafirim.. çok çok büyük bir usta..
Siz bir efsanesiniz yaşayan bir efsane bu parça hayatım boyunca en sevdiğim olacak 🙂 baştan sona kendimi yaşıyorum teşekkürler bunun için sonsuza değin teşekkürlerimi göndereceğim size
"Insanoğlu sorunlari olan bir yaratık.,birbirine yalan söyleyen tek yaratık. Ben bir kuşun diğerine yalan söylediğini görmedim ya da bir karıncanın diğerine..."
çok şükür tanışma imkanı bulabildim kendisiyle.harika bir insan harika bir sanatçı..onun gibi bir değere sahip olduğumuz için çok şanslıyız.onu dinlediğim için tanıdığım için çok mutluyum.sen var ol erkan oğur pamuk dedem benim :))
It looks like it's been a while. But I'd like to suggest a few songs you may like. Cheers! Dilemma - Hep Bana ru-vid.com/video/%D0%B2%D0%B8%D0%B4%D0%B5%D0%BE-oOe028Oq4QE.html Dhafer Youssef - Bird's Requiem ru-vid.com/video/%D0%B2%D0%B8%D0%B4%D0%B5%D0%BE-1aeR1-Gmc4s.html MFÖ - Güllerin İçinden (Erkan Oğur plays in this song as a guest musician) ru-vid.com/video/%D0%B2%D0%B8%D0%B4%D0%B5%D0%BE-6oef7rWTVGY.html
