aktaracağım kısa anektod erkan oğur'un bu yorumunda 3:19 ve 3:21 saniyeler arasında geçen kısımdır; rivayete göre; insan ölüp mezara konulduğunda, dualar okunup herkes dağıldıktan sonra, imam, mezarın başında beklermiş, çünkü insan o anda gözlerini açıp, ben ölmedim deyip kafasını kaldırır ve mezara yerleştirilen tahtalara iki-üç kez kafasını vururmuş, tak-tak-tak diye. imam, o esnada öldüğünü anlayan insanın ruhunu rahatlatması ve huzura kavuşması için bir dua okurmuş. velhasıl hayatı anlatan bu şarkının tam ortasında, 3:19 ve 3:21 saniyeler arasında, insan kafasını bir tren penceresine vurup, duası kalbinde öteki alemdeki yolculuğuna devam eder... saygılarımla o pencere, o hayat.
Birkaç gün önce denk geldiğim bir kelime geldi aklıma bu yazıyı okuyunca. “Sekerâtü’l-mevt” (Ölüm anında kişinin kendinden geçmesi,can çekişmesi halini anlatan bir kelime.) Tüylerim ürperdi,ansızın:) Üstad Erkan Oğur’un eserinin altında da ancak böyle bir yorum olmalıydı.. Selam olsun!
Gece Şu müziği dinleyip, ertesi gün sokağa çıkıpta,sağdan soldan kulağa gelen nota bozması şeylerle kıyaslayınca, paralel evrende olduğumu daha net anlıyorum.
yıllardan 2006 gibi diye anımsıyorum. Erkan Oğur'u ilk bu çalışmasından tanımıştım. Sonrasını biliyosunuz zaten özel bir insan olup çıkıyorsunuz. para pul makam mevkiden bahsetmiyorum özel bir ''İnsan'' ...
Bunu dinledikçe düşüncelere, hayallere dalmamak imkansız. Sanki bir otobüs yolculuğuna çıkmışsın, yurdun tüm sahneleri gözünün önünde gibi. Öylesine yakın bir o kadar da uzak!
Seneler önce bursa radio line frekansında, osman isminde birisi çalardı bunu. Adını da söylemezdi. Bilmeyin adını bırakın, bilmesi gerekenler zaten biliyor, eğer sizin de bilmeniz gerekiyorsa o sizi bulur gibi birşeyler söylerdi. Belki de şu anda ben fazla süsledim osman’ın söylediklerini bilemedim.
Sözsüz ancak bu kadar döker insan içini..bu ezgi , konuşmanın çokta gerekli olmadığını seni anlamaya gönlü olanın sesin sözün olmadan da seni anlayabileceğinin delilidir..
Dün çiçek alınca senden öyle mutlu oldum ki öyle mutlu oldum ki keşke dedim keşke yanımda olsaydı da ellerinle bana hediye etseydi.... O anda sana olan kırgınlığımı unuttum 17:31💙
Çok merak ederdim yaşlanınca gülüşü nasıl olacak diye. Çünkü herkesten farklı olarak burnu aşağı hareket ederdi gülünce. Başparmağıyla işaret parmağı arasında ki çizgiler derinleşecekti oradan bakacaktım geçen zamana. Geçmedi. Ben zamanın aynı yerinde kaldım. O şimdi ki zamanında çok ilerisinde.
Sende olmasan bu dünya eksik kalırdı bana! dinlerkende seni, tüm evren eksik bende. zamanımı takas ediyorum senin ruhunla Hasret,onur,hüzün ve yarım kalan bir benle
Bu birbiriyle yarışan insancık ve makinelerin arasında tosbağa misali akan zamanda sessizliği dinlemek.. Nedir bu halin tanımı? Nedir bu karmaşıklık içerisindeki sadelik? Nedir? Koyabilecek olan var mı adını? (ŞŞ) Şiiri yazdıktan sonra arkasına yakıştırabildiğim tek fondu..