#emelozugur #çağatayçakır #psikolog #psikoloji #erkekşiddeti
1:40
📌 Profesörler akademisyenler gelinebilecek en iyi yere gelenler psikoloğa gidip alıyorlar !
Bu insanlar geçmişlerine alıyor !
5:40
📌 Geçmişin acılarını yüksek eğitim ve kariyer yaparak gideren ama yetişkinlikte çocukluğuna takılan çok insan var !
10:50
📌 İstemediğiniz eylemleri asla yerine getirmeyi!
Taviz tavizi doğur!
14:50
📌 Sürekli bağırarak iletişim kuran bir insanla birlikte iseniz sessiz kalın ya da ortamı terk edin!
18:00
📌 Evlilik içinde kendinize ait alanı muhafaza edin!
Orası ihlal edilirse siz de ihlal edilirsiniz!
23:00
📌 Çocuğuna şiddet uygulayan annelerin pişmanlığı telafi edilemiyor!
28:37
📌 Değerlile ikisini tam tanımayan kişi, takıntıların kapanına kısılır!
37:00
📌 Evlilikte ortak alan tespiti evlilik için hayati önem taşır !
Akademi dünyasının ışıltılı koridorlarında yürümek her ne kadar başarı ve entelektüel zenginlik vaat etse de, akademisyenlerin kişisel yaşamlarına yakından bakıldığında, kariyerlerinin yüksek zirvelerine ulaşmış olmalarının, içsel denge ve huzur anlamına gelmediği sıklıkla gözlemlenir. Bu çelişki, zorlu eğitim süreçleri ve akademik başarılarına rağmen, pek çok akademisyenin çocukluk dönemlerinde yaşadıkları travmaları ve geçmiş deneyimlerini sürekli olarak yeniden yaşamalarına neden olmaktadır. Aslında, pek çok kişi kariyer yaparak geçmişin acılarını telafi etmeye çalışsa da, yetişkinlikte hâlâ çocukluklarına sıkışıp kalmış hissedebilir. Uzman Psikolog Çağatay Çakır; Profesörler akademisyenler gelinebilecek en iyi yere gelenler psikoloğa gidip alıyorlar ! Bu insanlar geçmişlerine alıyor ! diyor. Peki akademisyenler neden böyle bir yolu tercih ediyor.
Yetişkinler, profesyonel hayatlarında ne kadar başarılı olurlarsa olsunlar, kişisel yaşamlarında kendilerini ifade etme biçimleri de bu geçmiş izlerini taşır. Örneğin, sürekli bağırarak iletişim kuran biriyle karşılaştığında, bu durumdan kaçınmak veya sessiz kalmak yerine, sağlıklı sınırlar koymak ve etkili iletişim teknikleri geliştirmek önemlidir. İletişim, bir ilişkideki en kritik unsurlardan biridir ve çatışma durumlarında sesini yükseltmek yerine, duyguları açık ve saygılı bir şekilde ifade etmek daha yapıcıdır.
Evlilikte de benzer bir dengenin sağlanması gereklidir. Partnerler arasında sağlıklı bir alanın korunması, her iki tarafın da kişisel gelişimine ve özgürlüğüne olanak tanır. Bu bağlamda, evlilik içinde her bireyin kendine ait özel bir alanı olması, ilişkinin daha sağlıklı yürümesine yardımcı olur. Kişisel alanın ihlal edilmesi, genellikle ilişkide daha büyük sorunlara yol açabilir.
Ayrıca, ebeveynlik rolleri üzerine düşünüldüğünde, şiddet içeren disiplin yöntemlerinin uzun vadede çocuklar üzerindeki olumsuz etkileri göz ardı edilemez. Anne ya da babaların, bu tür davranışlar sonrasında hissettikleri pişmanlık, zamanla telafi edilse bile, çocuk üzerindeki etkisinin silinmesi zordur. Ebeveynlerin, çocuk yetiştirirken sabırlı ve anlayışlı olmaları, onların sağlıklı bireyler olarak gelişimine katkıda bulunur.
Son olarak, kişisel takıntılar ve kaygılar, bireyin düşünce ve davranışlarını sıkı sıkıya sarabilir. Bu durum, kişinin gerçek değerlerini ve potansiyellerini tam olarak keşfetmesini engeller. Takıntılar, kişisel gelişimi kısıtlar ve bireyin hayatını olumsuz yönde etkileyebilir. Bununla başa çıkmak için, bireysel farkındalık ve gerektiğinde profesyonel yardım almak, bu kısıtlamaları aşmada büyük önem taşır.
Bu örnekler, akademik ve profesyonel başarıların kişisel huzur ve sağlıkla her zaman doğru orantılı olmadığını göstermektedir. Her bireyin, hem kariyer hem de kişisel yaşamda dengeli bir yapı kurması, uzun vadeli mutluluk ve sağlık için hayati önem taşır. Bugünkü konuğumuz Uzman Psikolog Çağatay Çakır ile insan psikolojisi ve aile içi yaşantı üzerine konuştuk. Bu konular mutlaka sizin günlük hayatta karşılaştığınız sorunlar olduğunu düşünüyorum. Bu anlamlı röportajı izlemenizi şiddetle tavsiye ederim. İyi seyirler.
10 сен 2024
