Sayın Hakan Yücefer, ulaşabildiğim her konuşmanızı dinlemiştim ve bir senedir de yoksunluk içerisindeydim; bu video ilaç gibi oldu. Konuşma ritminiz, temponuz, vurgularınız ve tepkilerinizin doğallığı yaptığınız şeye yaklaşımınızın ne kadar samimi olduğunu gösteriyor, sizi dinlemek ve okumak büyük bir keyif lütfen daha çok görsel ve yazılı materyal yayınlayın. Saygılarımla. Bir genç kardeşiniz; Hüseyin
Sevgililer Günü, Klişelerle sağlanan bağlantılar, Umberto D., 68 Mayısı... Giderek daha da ilginçleşen harika bir seminerdi, keşke daha uzun sürebilseydi. Hakan Yücefer'in Deleuze'ün özgün yanlarını felsefi klişelere indirgeme tuzağına hiç düşmemesi çok ilgimi çekiyor. Ben kendisini epeydir güncellemediği bloğundaki yazılarıyla tanımıştım, bu da beni Cogito dergisinin en bereketli sayılarından birine yönlendirmişti "Gilles Deleuze: Ortadan Başlamak".
Yücefer'in yorumuyla, Deleuze'un "kliselerin ötesinde yeni bir şey üretmeyen" sinema sözü, aklıma Parazit ve Don't look up filmini getirdi. Bana göre, bu filmler mükemmel bir anti-Hollywood örneği.
hareket-imge, zaman-imge çok zengin ve çok enteresan kavramlar ya... hatta yalnız sinemanın olamayacak kadar zengin ve enteresanlar... mekanda ve estetikte arandığından çok daha farklı kapılar aççıyor.