Allah razı olsun Cansu kızım allah ilmini artısın cok kıymetli hocamla bizi buluşturdun yıllarca hocamı dinlerim Rabbim sizleri cennetinden yer ayırsın
Beraber muhtesem bir sinerji olusturuyorlar, cansunun samimi talebeligi, mehmet hocamizinda karsisinda yürekten ögrenmeye merak eden bir talebeye itina ile her seyi tefferuatina kadar anlatma cabasindan olusan o muazzam enerji resmen ekrandan seyirciye kadar ulasiyor. Yeni nesiller icin cok degerli kayitlar bunlar, insaallah bu nimetlerin kiymeti bilinir......
Allahu Ekber ./ 1 Rahman ve Rahîm Allah'ın adıyla... 2 Hamt, âlemlerin Rabbi Allah'adır. 3 Rahman'dır, Rahîm'dir O. 4 Din gününün Mâlik'i/ sultanıdır O... 5 Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz. 6 Dosdoğru giden yola ilet bizi... 7 Kendilerine nimet verdiklerinin, üzerlerine gazap dökülmemişlerin, karanlığa/şaşkınlığa saplanmamışların yoluna... ./ Bu kez, basit görülüp horlananlar büyüklük taslayanlara şöyle derler: "Hayır, öyle değil!" İşiniz gece gündüz düzenbazlıktı. Siz bize Allah'a nankörlük etmemizi, O'na eşler-ortaklar tutmamızı emrediyordunuz." Nihayet, azabı gördüklerinde, pişmanlığı içlerine gömerler. Biz ise inkârcıların boyunlarına bukağıları vurmuşuzdur. Yapıp ettiklerinden başka, neyin karşılığını görüyorlar ki!... Sebe’, 33. / De ki: "Rabbim, kullarından dilediğine rızkı bolca-genişçe verir, dilediğine de kısarak verir. Bir şey infak ederseniz O, onun yerine başka bir şey lütfeder. Rızık verenlerin en hayırlısıdır O. Sebe’, 39./ Gün olur, onların hepsini bir yere toplar, sonra meleklere sorar: "Şunlar, sadece size mi kulluk/ibadet ediyorlardı?" Sebe’, 40./Melekler derler ki: "Tespih ederiz seni! Bizim Velî'miz sendin, onlar değil. Doğrusu şu ki, onlar cinlere tapıyorlardı. Onların çoğu cinlere iman etmekteydi." Sebe’, 41./Artık o gün, birinizin diğerine yarar sağlamaya da zarar vermeye de gücü yetmez. Zulme sapanlara şöyle deriz: "O kendisini yalanlayıp durduğunuz ateş azabını tadın!" Sebe’, 42./Ayetlerimiz açık-seçik kanıtlar halinde karşılarında okununca şöyle derler: "Bu adam, atalarınızın kulluk/ibadet etmekte olduklarından sizi vazgeçirmek isteyen biriden başkası değil." Şunu da söylerler: "Bu, düzenlenmş bir yalandan/iftiradan başka şey değildir." Hakkı inkâr edenler, o kendilerine geldiğinde şöyle demişlerdir: "Açık bir büyüden başka şey değil bu!" Sebe’, 43./De ki: "Size, bir tek şey öğütleyeceğim: Allah için ikişer ikişer, teker teker kalkın, sonra da iyice düşünün!" Arkadaşınızda cinnetten eser yok! O, şiddetli bir azap öncesinde sizi uyaran bir kişiden başkası değil. Sebe’, 46./Hamt, Fâtır olan Allah'adır; gökleri ve yeri yaratan, melekleri ikişer, üçer, dörder kanatlı elçiler yapan O'dur. Yaratışta/yaratılmışlarda dilediğini artırır O. Hiç kuşkusuz, Allah her şeye gücü yetendir. Fâtır, 1./Allah'ın insanlar için açıp yaydığı rahmeti hiç kimse tutup kısamaz. Onun tutup kıstığını ise O'ndan sonra salıp açacak yoktur. Azîz'dir O, Hakîm'dir. Fâtır, 2./Ey insanlar, Allah'ın, üzerinizdeki nimetini anın! Allah'tan başka yaratıcı mı var? Sizi gökten ve yerden rızıklandırır. O'ndan başka ilah yoktur. Hal böyle iken nasıl oluyor da yüz geri çevriliyorsunuz? Fâtır, 3./Ya o kişi? Yaptıklarının kötülüğü kendisine allanıp pullanmış da onu güzel görüvermiş. Doğrusu şu: Allah dilediğini/dileyeni saptırır, dilediğini/dileyeni de doğruya ve güzele kılavuzlar. O halde canın onlar için üzüntülere dalmasın. Hiç kuşkusuz, Allah onların ürettiklerini/ortaya koydukları oyunları çok iyi bilmektedir. Fâtır, 8./Allah odur ki, rüzgârları gönderdi. Rüzgârlar bir bulut kaldırır. Derken onu ölü bir beldeye sevk ettik de ölümünden sonra toprağa onunla hayat verdik. İşte ölümünden sonra dirilme de böyledir. Fâtır, 9./Onur ve yücelik isteyen bilsin ki, onur ve yüceliğin tümü Allah'adır. Temiz ve güzel kelime O'na yükselir; hayra ve barışa yönelik amel de o kelimeyi yüceltir. Kötülükleri kuranlara/kötülükleri tuzak yapanlara gelince, onlar için şiddetli bir azap vardır. Ve böylelerinin tuzağı tarumar olur. Fâtır, 10./Allah sizi bir topraktan, sonra bir spermden yarattı; sonra sizi çiftler haline getirdi. O'nun ilmi dışında, bir dişi ne hamile olur ne de doğurur. Yaşayan bir varlığa daha çok ömür verilmesi de onun ömründen biraz azaltılması da mutlaka bir kitapta yazılıdır. Bu, Allah için gerçekten çok kolaydır. Fâtır, 11./İki deniz birbirine eşit olmaz. Bu tatlıdır, susuzluğu giderir, içimi hoş ve rahattır; şu tuzludur, acıdır. Ama hepsinden de taze et yersiniz; giyip takınacağınız bir süs çıkarırsınız. Allah'ın lütfundan nasip aramanız ve şükredebilmeniz için, gemilerin denizi yara yara gittiğini görürsün. Fâtır, 12./Onlara çağırsanız, çağrınızı duymazlar. Duysalar da size cevap veremezler. Kıyamet günü de sizin onları ortak koştuğunuzu inkâr ederler. Hiç kimse sana, Habîr olan Allah'ın verdiği gibi haber veremez. Fâtır, 14./Ey insanlar, siz Allah'a yönelmiş yoksullarsınız! Allah ise mutlak Ganî, mutlak Hamîd'dir. Fâtır, 15./19 Körle, gören bir olmaz! 20 Karanlıklarla ışık da bir olmaz! 21 Gölge ile sıcaklık da aynı değildir. 22 Diriler de eşit olmaz, ölüler de. Allah dilediğine/dileyene işittirir. Ama sen, kabirlerdekilere işittiremezsin! 23 Sen sadece bir uyarıcısın! 24 Şu bir gerçek ki, biz seni hak ile bir müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik. Hiçbir ümmet yoktur ki, içinden bir uyarıcı gelip geçmemiş olsun. /Andolsun ki, senden önce de ümmetlere elçiler göndermiştik. O ümmetleri, bize yaklaşıp sığınsınlar diye zorluklar ve darlıklarla yakalamıştık. En’âm, 42./Andolsun ki sizi yarattık, sonra sizi biçimlendirdik, sonra da meleklere "Âdem'e secde edin" dedik. Onlar da secde ettiler. Ama İblis etmedi, secde edenlerden olmadı o. A’râf, 11./Sonra ben, inkâr edenleri yakaladım. Ama nasıl oldu benim azabım?! Fâtır, 26./27 Görmedin mi, Allah, gökten bir su indirdi. Onunla, renkleri çeşit çeşit meyvelar çıkardık. Dağlardan da yollar var; beyaz, kırmızı, değişik renklerde. Ve simsiyah yollar da var. 28 Aynı şekilde, insanlardan, hayvanlardan, davarlardan da çeşitli renklerde olanlar var. Kulları içinde Allah'tan ancak bilginler ürperir. Allah Azîz'dir, Gafûr'dur. 29 Allah'ın kitabını okuyanlar, namazı/duayı yerine getirenler, kendilerine verdiğimiz rızıklardan gizli ve açık infak edenler, asla batmayacak bir ticaret umabilirler. 30 Çünkü Allah onlara ücretlerini tam ödeyecek, lütfundan onlara artırma da yapacaktır. Gafûr'dur O, çok affeder; Şekûr'dur, şükredenlere mutlaka karşılık verir. 31 Kitap'tan sana vahyettiğimiz, kendinden öncekini tasdikleyici hakkın ta kendisidir. Allah, kullarından tam haberdardır, onları iyice görmektedir. 32 Sonra, kullarımız arasından seçtiklerimizi Kitap'a mirasçı kıldık. İçlerinden öz nefsine zulmeden var. Orta yolda gideni var. Allah'ın izniyle hayırlarda öne geçeni var. İşte bu, büyük lütfun ta kendisidir. 33 Adn cennetlerine girerler onlar, orada altından bilezikler ve inci takınırlar. Orada giysileri ise ipektir. 34 Şöyle derler: "Hamt olsun, üzüntüyü bizden gideren Allah'a! Rabbimiz mutlak Gafûr, mutlak Şekûr'dur. 35 Lütfuyla bizi durulacak yurda kondurdu. Orada bize hiçbir yorgunluk dokunmaz. Orada bize hiçbir usanç da dokunmaz. 36 İnkâr edenlere de cehennem ateşi var. Ne haklarında hüküm verilir ki ölsünler ne de azapları hafifletilir. İşte böyle cezalandırırız tüm nankörleri biz. / Tâ, Sîn. İşte bunlar Kur'an'ın ve açık-seçik beyanda bulunan Kitap'ın ayetleridir. Neml, 1./Yâ, Sîn. Yâsîn, 1./Ayn, Sîn, Kaf. Şûrâ, 2./Hikmeti sınırsız, kudreti sonsuz Allah'tan, Kitap'ın indirilişidir bu... Ahkâf, 2./ Allahu Ekber ./ İbrahim sordu: "Amacınız ne, ey elçiler?" Zâriyât, 31./ Dediler: "Biz, suçlulardan oluşan bir topluma gönderildik." Zâriyât, 32./"Üzerlerine çamurdan taş atalım diye." Zâriyât, 33./"Rabbin katında, sınır tanımazlar için işaretlenmiş taşlar." Zâriyât, 34./Allah'ın rahmet ettiği kimse müstesna. Allah Azîz'dir, Rahîm'dir. Duhân, 42./Rabbinden bir lütuf olarak böyledir. İşte budur o büyük başarı. Duhân, 57./
Beraber muhtesem bir sinerji olusturuyorlar, cansunun samimi talebeligi, mehmet hocamizinda karsisinda yürekten ögrenmeye merak eden bir talebeye itina ile her seyi tefferuatina kadar anlatma cabasindan olusan o muazzam enerji resmen ekrandan seyirciye kadar ulasiyor. Yeni nesiller icin cok degerli kayitlar bunlar, insaallah bu nimetlerin kiymeti bilinir......
Allah'ım kulaklarımı vahyine, gözlerimi hakikatine, dilime ve kalbime zikrine, aklımı emirlerine, tüm varoluşumla sana ait ve şahit olduğum için sana sonsuz şükürler olsun. Allah'ın rahmeti ve bereketi tüm varlığın üzerine olsun.
Sayın Mehmet bey, Allah Sizden razı olsun kardeşim. İnsanları aydınlatıcı Kur'an'i bilgileri anlatıyorsunuz. Sizi severek dinliyorum, ama bu yayında İslami 5 indirgemenizi doğru bulmuyorum. Sizin de birçok ifade ettiğiniz gibi Kur'an'ı Kerim'in tamamı esas alınmalıdır.
Bedel gönderme konusuna da değinebilir misiniz? Hatta ölen kişi için bedel gönderiyorlar... fikrinizi ve bilginizi bizimle paylaşır mısınız? Saygılarımla..
Bedel gönderilmesi gerekmez. Kuranda bundan bahsedilmez.Hac Ibadeti kişinin yaşaması gereken bir ibadettir.Maddi bir bedelle karşılığı yerine getirilmez.Isteyen bedelini kendi yakınındaki fakir fukaraya ihtiyaç sahibi öğrencilere verebilir.
Oraya giden mealini oraya yolu düşenler şeklindede yorumlayanlar var.Yolu düşen doğruysa ozaman nasıl yorumlanacak.Günumuz şartlarında ulaşım kolay ancak maliyetli.Maddi yeterliliği olmayanlar için nasıl olacak.Bence ücretsiz olmalı. Çünkü Cenabı Allah peygamberimiz dini tebliğ ederken ücret talep etmemesini emretmiştir. İslami Devletler oluşturacağı fonlarla ücretsiz sağlamalı.Özellike petrolün üstüne çökmüş zevki sefada yaşayan ülkeler.
hacca gidemezsiniz hac için elçiye ihtiyaç var: insanları hacca çağır sana gelsinler diyor 22/27'de. Allah bunu elçisine söylüyor. salatı ikameyi namaza çevirenler haccı da anlayamazlar! hani nerede haccı ilan edecek elçi?
Cansu hanım, neler bildiğinizi göstermek istemenizi anlıyorum ama bir o kadar da gereksiz buluyorum. Konunun uzmanı Mehmet hoca. Lütfen bırakın O anlatsın... Lütfen...