Hakikat Meselesi Bitmiştir | 13 Aralık 2020 - Mustafa Öztürk 

Olgunlaşmak mı? Ağzından çıkan herzelerin ağırlığından dolayı yediği tepkiler sonucu sesini kesmesi olabilir mi?

Eksi 2 derecesinde olan beyn seviyenizi hiç alakası olmayan bi dusunurun sozunle bu konu uzerine yazmış olman kendini çok gelistirmenden kaynaklı galiba😊

sesimizi kesseniz de fikirleri kesemezsiniz beyefendi.

@@OdunAdamM Böyle hamasi ve havalı olduğu zann edilen sözler edince batıl, hak mı oluyor?

Ben Mustafa Öztürk e bırakıp kaçmayı yakıştıramadım kim ne derse desin.. Bugün başına gelen ne varsa zaten ona da cesaret sahibi herkese de yapılan şeylerdi.. Peki neden şimdi bıraktı ? Ya zaten emekliliği istiyordu bu durumda bıraktı veya olağandışı bir şey var.. Öyle Twitter falansa olay ve bundan dolayı bıraktıysa o zaman böyle önemli misyona sahip çıkmak ağır geldi beni aştı desin..

çok doğru.katılıyorum

Çünkü dürüst bir millet degiliz . Çünkü milletçe adi bencil , ego manyağı , laikçiside yobaz dinciside yobaz , şark kurnazı bir milletiz .

Inancini kitlelerden saklamayi mi kastediyorsunuz.

Kardeşim biraz okuyun din sırf youtube videosu izlenerek öğrenilmez ...kelamullah kelimesi bizzat kuranda geçiyor...bu adam o kelimeyi bile hiçe saydı

@@munkesif652 kuran insan ürünüdür dostum. Allah filan yazmadı.

@@turkishtiger6436 Allah eline kalem alıp yazmadı tabiki.Bu Kur'an'ın Allah'ın sözü olmadığını mı gösteriyor.Mal bulmuş mağribi atladınız şu herifin zırvalıklarına

@@turkishtiger6436 dostum bana görede sen insan degılsın o öle bu böle sence 1400 sene önce bu kadar mantıklı ve bılımle içiçe bir yazı varmı zaten allahu teala aynısını yazında göreyım dıyor yaz ozaman çok güvenıosan kendıne kuranı kerım gibi kıtap sacmalama dostum

@@turkishtiger6436 sen kurana iman etmiyorsan zaten muhatabım sen değilsin şeftali..biz iman edenleri muhatab alıyoruz

Hakkaten , ordan daha çok malzeme çıkardı.

Müzelerde sergilenen noktasız, harekesiz, 2000 elifsiz 15 karakterli orjinal kuranı değil de, şu andaki 28 karakterli arapça metni kuran zannedince böyle saçmalıyor işte.

@ferit sahin saçma sapan insanlarsınız. Sana diyorumki, müzelerde sergilenen kuranla elimizdeki metinler birbirinden çok farklı. Sen ne diyosun!! Yürü git kardeşim, sana cevap yazan da suç.

@@abdulcanbaz5254 Takıldığın şeye bak. 🙂 Telefonla ve iş ortamında yazıyorum. Senin gibi boş vaktim yok. Arapça dersi vermiyorum. Dediğimi anlaman için 2 çift göz ve biraz da beyin gerekiyor. Arapça gerekmiyor. Bir eline müzelerde sergilenen kuranları al, bir eline de günümüz arapça metinlerini al, karşılaştır. Ben karşılaştıramam diyosan zaten bu akılla allah katında sorumlu değilsin.

@@abdulcanbaz5254 Allahın rasülüne verdiği, bilmem kaç nesilin direkt yararlandığı bir yazıya gösterdiğin bu muamele kayıtlara geçti. Allahın kitabını ne hale sokmuşlar farkında değilsin. Belki de farkındasındır?!! Ben sizleri direkt allahın gönderdiği metne çağırıyorum, sen ise yeni metinleri savunmaya geçiyorsun. Bir müslümandan beklenen, allahın kitabını hayattan uzaklaştırıp müzelere hapsedenlere, onun kitabını yeni bir arapçaya çevirip bu çeviriyi kuran diye insanlara pazarlayanlara lanet okumaktır. Ama görüyorumki, allahın gönderdiği orjinal metini hiç önemsemiyorsunuz. Yazıklar olsun!

Turan Dursunun sözünü atman çok uyumlu olmuş :D

Bende bunu anlamadım

@@albertalbert168 Allah aşkına ön yargıdan uzak bir şekilde yanıtınızı bir okuyun. Eğitim durumunuzu öğrenebilir miyim acaba ?

@@net...1 Kur'an'da aklı aşan unsurlar var. Ama akla aykırı yok. Herşeyi oAn bilemeyebilriz. Allah hakedene hakettiği kadar açar sırrını. Insan kavrayamadığı birşeyi inkar etmeye meyilldir. Nefsimizi herzaman bilelim. Şeytan öyle şeytan ki kendisini göstermez. Hatta inkar ettirir. İnsan kendini bilmeli... 500 yıl geriye gitsek. Bize söyleseler: Havada kuş gibi birsey gidecek Ve bunun adı uçak olacak içinde 100 kişi olck diğer ülkelere hızla gidebilecek. Ve içinde yemek de yiyebileceksiniz deseler. Yemin de etseler. Ne yapsalar, Etseler de inanmayız. Bugünkü hayatımızda artık çok normal. Çünkü alıştık. Bizim nefsimiz böyle çalışıyor malesef. Bu yüzden de nefsini bilmeyen şeytanı unutan ve bir de günahkâr yaşayan genelde inkara gitmistir. Acizliğimizi unutmayalım. Kendi aklınızın, ve kültürünüzün size alıştırdığı düşüncelerin içinde sıkışmayınız. Kültür öyle birşey ki mesela: bir insan'ın doğduğunu düşünün. Ve doğduğu yerde kardeş, anne, dayı, teyze ayrımı yok. Herkes birbiri ile evlenebildigini düşünün. Suan cok saçma gelecektir. Ama; yeni doğan bir insanı öyle bir yaşama alıştırırsan, nesil nesil sonra! bu sefer o yaşam cok doğru gelecektir. Şuanki bizimki çok saçma gelecektir. Biz aklımızın, kültürümüzün, nefsimizin söylediği hayatı değil. Allah'ın söylediği hayatı yaşamalıyız. Diğer türlü doğru hicbirzaman olmaz. Çünkü herkes kendine göre haklı olur o zaman. Bakara suresi 170

@@cagrcagr2215 mal kardedim bırak baban bile olsa bir yere kadar

KİTAPLARI DURUYOR RAFLARDA

*büyükelçi

Yazıklar olsun Erdoğan düşmanlığı gözünüzü kör etmiş

@@ramazanakdogan5550 ne demek istediğini anlamadım.

@@beyefendi4666 ben Erdoğan’dan bahsetmedim ama Erdoğan aşkından senin gözlerin kör olmuş ki herkesin bildiği,gördüğü,duyduğu gerçekler karşısında;”evet bu bir hata idi” diyemeyecek kadar,asıl sana ve senin gibilere yazıklar olsun...

@@baris5134 makara hataydı Erdoğan'ın onlarca hatasını gördüm siyasetle de bir işim yok Ama makara üzerinden Erdoğan'ı AK Partili kötüleyen çok kişi ile karşılaştım O bir siyasi parti siyasetçi körü körüne savunmak Tabii ki yanlış ama nihayetinde bir siyasi Parti bu Mustafa Öztürk senin Dinine küfür ediyor kur'an'ına hakaret ediyor peygamberine hakaret ediyor

Hakikat, yolun sonunun gelmeyeceğini bilerek yola çıkmaktır.

Katılıyorum

Batıl tükenmeye ve zail olmaya mahkumdur. Mustafa beyin fikriyatı gibi. Kimse Allah ile Allahın kelamı ile mücadeleye girişmeye kalkmasın. Hak ve hakikat ise tükenmez.

Adam haklı. Gerçek reddedilmez.

@@MS-sr1ps İlahi vahiy konusunda haklısınız.

ru-vid.com/video/%D0%B2%D0%B8%D0%B4%D0%B5%D0%BE-rXs7cOpvIl4.html ru-vid.com/video/%D0%B2%D0%B8%D0%B4%D0%B5%D0%BE-7me082a7emU.html ru-vid.com/video/%D0%B2%D0%B8%D0%B4%D0%B5%D0%BE-aR9lEboteXM.html Dinle o zaman

@@aliosmanapaydin üstadım neden 1 tane kitabı okuyup 500 parçaya bölünüyoruz?şöyle düşün fetöcülerde nurcu idiler hepsi risali nur okur.eğer 15 temmuz olmasaydı belki bundan 100 yıl sonra nurcu diye bir meshep olucaktı.kaldiki tarikatların cemaatlerin hiç birisi asla kurandan cevap vermezler sana.ya risale koyar onüne ya hadis koyar.biz artık bunlardan bıktık.ALLAhın bize yolladığı temiz ak pak kitabı anlamak ve yaşamak istiyoruz bu yüzden bazı ayetler bugun için hiç bir şey ifade etmez. Sakal sarık şalvar giyinmek istemiyorum...mustafa hocada bunu anlatmaya çalışıyo ve haklıda

Kardeşim biz Kurand’dan cevap verdik. Zahmet edip bir dinlersen. İtiraz edecek noktaları söylersin.

15 karakterli orjinal kurana göre çok yanlış düşünceler. Ama 28 karakterli harekeli günümüz arapça metinlere göre doğru. Bu profesör bozuntusu adamın 15 karakterli orjinal kurandan hiç haberi yok mu sizce?! Bu insan ya gerizekalıdır, ya yalan söylüyordur. facebook.com/ahsurivayetler

Agop ermeni adı değil mi? Pusulanı mı şaşırdın? 😁 😁

bu ülkeden kastın ermenistan mı agop

@@orpesus aslında sana cevap vermeye tenezzül etmiyorum ama cevap veriyim yine cahil olduğun konuşmandan belli yaşadığımız bu evrende her şeyin eleştirilmesi ve tartışılması lazım bu ne olursa olsun nokta.

@MEHMET VAHÎDETTÎN HÂN ben istersem dünyanın her ülkesine giderim , ama seni kabul ederlermi bilmem ,burası benim vatanım senin bana git demek haddin değil önce bir konuşmayı öğren.

@@agopreis1228 ne yani bana cahil deyince münevver mi olduğunu sandın? Ama yine cevap vermemişsin sorunun etrafında takla atmışsın :) Ermeni misin? Değil misin? Ermeni isen İslamla ilgili bir mevzu da ne halt etmeye yorum yapıyorsun yok ermeni değilsen adın neden agop?

Doğru yöne giden trenden yanlış yöne giden trene bindi

Maksadını cümle alem bildiği halde uğradin bu duruma. Yanlız olmadığını bilmen yeterli. Çalışmalarınızı bekliyor olacağız.gelin bir güz havası alın giresundayiz bekliyoruz

Aynen öyle, hocamdan çalışmalarının devamını diliyoruz. Yanındayız hocam, sizden Allah razı olsun

Tolgahan Ucar. Kesinlikle.👍

Çok farklı bir bakış açısı gerçekten

O adam hoca değil. Lütfen dikkat edelim

@@fatihsaglam5067 O emekli bir hoca, sense her mesajın altında kinini kusacak kadar adi bir yaratıksın.

Allah'ın Kitabına İlahiyatçı Mustafa Öztürk İftirası: Tarihselcilik fitnesi ve cevaplar !! (bölüm-1) ru-vid.com/video/%D0%B2%D0%B8%D0%B4%D0%B5%D0%BE-SiYrr6kkHx0.html BİZE DESTEK OLUP BU SEVABA ORTAK OLMAK İSTERMİSİN ? SEYDA ABDULHAKİM VELİOĞLU SOHBETTİ VEREN HOCAMIZ !!!

Aradığınız yazıyı bulabildiyseniz bana da paylaşır mısınız?

@@hulusitasdemir7608 Allah benden razı olmuş mu? Bi sorsana sana zahmet. Benim hiç haberim yok? Sen resüllerden de ulu bir zaatsın belli ki senin haberin oluyormuş. Senden haber bekliyorum 🖐🏻

*Yaratıcıyı kurnazca kötüleyen öyküler - 1* Bu dünyada insanların başına çeşit çeşit hastalıklar, musibetler, kazalar, belalar geliyor. Örneğin bir yangın, bir cinayet ya da başka kötü bir olay yüzünden insanlar ölüyorlar. En yakın örnek, Covid 19 denilen virüs. Peki bütün bunlar neden oluyor? Bir insanın Yaratıcının bu konudaki düşüncesini ya da rolünü merak etmesi gayet normaldir. Bu ve benzeri sorulara acaba hangi cevaplar verilebilir? Acaba bu sorulara verilecek bazı cevaplarla insanların gerçek Yaratıcıya karşı düşman olmaları sağlanabilir mi? Evet, bunu yapmak hiç de zor değil. Zaten yapılan şey budur! Eğer insanlara, başlarına gelen tüm dertlerin kaynağının Yaratıcı olduğu anlatılırsa ve bu ustalıkla yapılırsa, o zaman insanların bir kısmı buna inanarak Yaratıcıyı suçlayabileceklerdir. Tıpkı "The Matrix" filminde de yapıldığı gibi. Bu filmin ana konusu kaderle ilgilidir. *Secde 11* _Sizin için görevlendirilen ölüm meleği canınızı alacak, sonra Rabbinize döndürüleceksiniz._ *Enam 61* _O, kullarının üstünde mutlak hakimiyet sahibidir. Üzerinize de koruyucu melekler gönderir. Nihayet birinize ölüm geldiği vakit (görevli) elçilerimiz onun canını alır ve onlar görevlerinde asla kusur etmezler._ Alıntı: _"Azrail niye ölüm meleği olarak seçildi?"_ _"Ölüm meleği olarak dört büyük melekten Azrail (a.s) seçilmiştir? Bu görevin ona verilmesinin sebebi neydi?.."_ _"Hepimiz biliyoruz ki, ilk insan olan Adem Aleyhisselam topraktan yaratılmıştır. Adem babamız yaratılmadan önce, Hz. Allah (c.c) Cebrail Aleyhisselam'ı göndererek dünyadan toprak getirmesini istedi. Hz. Cebrail, Adem Aleyhisselam'ın yaratılacağı toprağı alacağı zaman toprak ona yalvardı:"_ _'"- Ne olur benden alma. Çünkü benden yaratılacak olan insandan çoğalacak olanlardan bir kısmı, Allah'a isyan edip cehenneme gidecekler. Bir parçamın cehenneme gitmesini istemem. Ne olur benden bir şey alma."'_ _"Bunun üzerine Cebrail Aleyhisselam toprak almadan geri döndü."_ _"Hz. Allah bu sefer Hz. Mikail'i gönderdi. Toprak Mikail Aleyhisselam'a da yalvardı, o da almadan geri döndü. Üçüncü olarak Allah Teala İsrafil Aleyhisselam'ı gönderdi. Toprak ona da yalvardı. O da almadan geri dönmek mecburiyetinde kaldı. Allah Teala Hazretleri son olarak Azrail Aleyhisselam'ı gönderdi. Toprak ona da yalvardırysa da, Azrail Aleyhisselam dinlemedi ve toprağı aldı ve Hazreti Adem o topraktan yaratıldı."_ _"Allah Teala Hazretleri, Azrail Aleyhisselam'a buyurdu ki:"_ _'"- Ey Azrail! Madem Adem'in yaratılacağı toprağı sen getirdin, Ademoğlunun canını alma vazifesini de sana veriyorum."'_ _"Azrail Aleyhisselam bunun üzerine,"_ _'"- Ya Rabbi! İnsanların hepsi bana düşman olur. Benden nefret ederler" dedi. Hazreti Allah buyurdu ki:'_ _'"- Ey Azrail! Merak etme. _*_Ben_*_ çeşitli hastalıklar, kazalar _*_yaratacağım._*_ İnsanlar o vesileyle ölecekler. Onların canlarını hep sen aldığın halde, onlar seni hiç düşünmeyecekler. Falan hastalıktan öldü, falan kazada öldü, diye konuşacaklar ve seni kimse suçlamayacak."'_ --- Bu öyküde insanlara hangi mesaj veriliyor? Allah insanların canını almak için bir meleği görevlendiriyor. Bu melek insanların kendisine düşman olup kendisinden nefret edecekleri itirazında bulunuyor. Peki insanlar bu melekten nefret etseler bile bu çok mu önemlidir? Sonuçta bu melek yalnızca bir emir kulu değil mi? Öyküde insanlara bu meleğin yalnızca bir emir kulu olduğu ve bu yüzden sorumlu tutulamayacağı açıklanamaz mıydı. Böyle yapılsaydı, insanlar ölümlerinden asıl sorumlu kişinin Allah olduğunu anladıklarında, bu yüzden Azrail'i suçlamayacaklardı. Peki neden öyküde Azrail'in ağzına böyle cümleler yerleştiriliyor? Çok açık! *Amaç insanların canının alınmasının nefret edilecek bir eylem olduğunu insanlara göstermek! Ama bu konuda daha da ileri gidilir ve insanların canlarının öyle basitçe alınmayacağı, tersine bunun çeşitli acılar çektirilerek yapılacağı çok kurnaz bir şekilde açıklanır.* Sözde amaç Azrail'in endişesini gidermektir ama öte yandan insanlara çektirilen acılar sırf Azrail'i gizlemek içindir. Böylece sözde Allah Azrail'e karşı çok düşünceli bir şekilde davranır! Düşünelim, Azrail kendisinden nefret ediliyor diye biraz acı çekebilir. Peki Azrail böyle duygusal acılar çekmesin diye insanlara büyük acıların çektirilmesi ne kadar mantıklıdır? Allah Azrail'e karşı gösterdiği düşünceli tutumu neden insanlara karşı da göstermez? Neden insanların canları alınırken onlara bir sürü acılar çektirileceği söylenir? Sözde hastalıklar ve musibetler Azrail'e perde olacakmış! Yine de perdeyi aralayarak böyle musibetlerin arkasında Azrail'in olduğunu görenler de, başlarına gelenlerin sorumlusu olarak yalnızca Azrail'i görecekmiş! Böylece Azrail de bu şekilde Allah'ı perdeleyecekmiş! Sanki insanlar Azrail'in yalnızca bir emir kulu olduğunu bilemeyecek kadar düşük bir zekaya sahiplermiş gibi, sözde Azrail'i suçlayacaklarmış da böylece arkada Allah'ın olduğu anlaşılmayacakmış! *Peki madem ki amaçlanan şey bu, yani hem Azrail'in hem de Allah'ın perde arkasında kalarak gizlenmeleri. O zaman, Allah ile Azrail arasında geçen bu diyaloglar insanlara neden açıklanıyor?* Amaç çok açık. Sözde arkada böyle gizli işler dönüyor ve birileri de bu saklı gizli işleri insanlara aktararak bilgilendiriyor! Hiç böyle bir şey olabilir mi? İnsanlar bu öyküyü okudukları zaman Allah ile Azrail'in yaptığı hileyi anlamış olmayacaklar mı? Hiç kendisini gizlemek isteyen Allah bu öykünün insanlara ulaşmasını ister miydi? Bunu engellemez miydi? Hem böyle bir öykü insanlara nasıl ulaşıyor? Azrail ile Allah arasındaki bu gizli konuşmaları kim duydu da, gelip insanlara aktardı? Ortada bir öykü varsa, o zaman bu öyküyü aktaran birisinin olması gerekmiyor mu? Böyle bir öykü insanlara acaba hangi yolla gelmiş olabilir? Acaba birilerine gösterilen özel ilhamlar ya da rüyalar yoluyla mı? Öyküyü anlatan "dudu kuşu"nun arkasında kim var? Bu kişi, Yaratıcıya çeşitli iftiralar atarak onu kötüleyen İblis'ten başka kim olabilir ki! Allah sözde kendisini gizlesin diye Azrail'i kendisine perde yapıyormuş! İnsanlar sözde şöyle düşüneceklermiş, "İşte bizim ölümümüzden sorumlu olan kişi bu Azrail'dir, kesinlikle Allah olamaz." Alıntı: _"Aynen bunun gibi Azrail Aleyhisselam kendisi de bir perdedir. Ta ki, ölümün hakiki yüzünü göremeyen insanların haksız şikayetleri Cenab-ı Allah'a gitmesin. [...] Bu nedenle Cenab-ı Allah ölümle, Azrail (as) arasına hastalıkları ve müsibetleri koyduğu gibi, insanların haksız itirazları ve şikayetleri Cenab-ı Allah'a gitmesin diye de Azrail Aleyhisselamı ölüme bir perde etmiştir."_ *Hadid 22* _Yeryüzünde vuku bulan ve sizin başınıza gelen herhangi bir musibet yoktur ki, biz onu yaratmadan önce, bir kitapta yazılmış olmasın. Şüphesiz bu, Allah'a göre kolaydır._ --- *"Allah'a göre kolaydır." Peki ya insana göre?* *Ne ilginçtir ki, bunlar olurken Şeytan hiç ortalıkta görünmüyor! Yoksa Şeytan bu arada, "Acaba şu insanları bu musibetlerden nasıl kurtarırım" diye mi düşünüp çabalıyor?* ---

*Yaratıcıyı kurnazca kötüleyen öyküler - 2* Azrail'in işi görevini yapmak ve insanların ne kadar acı çekip çekmediklerine bakmadan türlü türlü musibetlerle onların canlarını almaktır. Bunu yaparken de insanlara duygudaşlık göstermez, çünkü ölüm acısının ne demek olduğunu kendisi tatmamıştır. Ama Azrail de birgün bu ölüm acısının ne demek olduğunu tadarak anlayacaktır. Kıyamet geldiğinde Allah Azrail'e yeryüzünde ve gökteki bütün varlıkların canlarını almasını emreder. En son sıra Azrail'e gelir ve Azrail de ölür. Peki Azrail ölürken ne der? Burası işin can alıcı noktasıdır: Alıntı: _"Allah İsrafil’e Sur’unu üflemesi için emir verdiğinde o gün Allah’ın dilediği kimseler hariç yer ve gök titreyecektir."_ _'Sonra Allah Azrail’i yanına çağıracak ve “Ey Azrail yaratılanlar arasında kim hayatta kaldı ?” diye soracak. Azrail bunun üzerine İnsanların öldüğünü, Cinlerin öldüğünü, Meleklerin öldüğünü, yerde ve gökte yaşayan ne varsa öldüğünü söyleyecektir.'_ _'Allah tekrar soracak “Ey Azrail yarattıklarım arasında kimler hayatta kaldı” Azrail cevap verecek “Cebrail, Mikail, İsrafil ve karşında duran kulun dışında kimse kalmadı” Allah emredecek “Cebrail’in, Mikail in ve İsrafil in de ruhunu kabzetmesini söyleyecek.'_ _'3 büyük meleğin de canını kabzeden Azrail Allah’ın huzuruna çıktığında Allah O’na tekrar soracak “Ey Azrail! Yarattıklarım arasında kimler hayatta kaldı” Azrail sadece kendisinin kaldığını belirtecek ve Allah:'_ _'“ÖL! EY ÖLÜM MELEĞİ”'_ _'Azrail Ölümü tadarken Allah’a son sözünü diyecek “Ey Azamet ve İzzet sahibi Rabbim. Eğer ölüm sarhoşluğunun bu kadar can yakıcı olduğunu bilseydim, Sen’den kullarının ruhlarını kabzettiğim için af dilerdim”'_ --- Hayret, Azrail Allah'tan af diliyor! Oysa Allah'tan af dilemesi için hiçbir geçerli nedeni yok! Çünkü kendisine bu görevi veren kişi zaten Allah değil mi? Azrail madem özür dileyecek, bunu binbir çeşit belalarla öldürdüğü insanlara karşı yapması gerekmez mi? Ayrıca neden af diliyor? Azrail suçlu mu? Birisi bir konuda af diliyorsa, o zaman ortada bir suç var demek değil midir? Evet, böylece tam bir kurnazlıkla asıl suçlunun Azrail'i bu işle görevlendiren Allah olduğu gösteriliyor. Allah'ın, yerde olsun gökte olsun, yarattığı tüm varlıklara karşı ne kadar acımasız, gaddar, zalim biri olduğu bu yolla gösteriliyor. Azrail arada ne diyor: "Eğer ölüm sarhoşluğunun bu kadar can yakıcı olduğunu bilseydim..." Bununla ne denilmek isteniyor? Azrail'in ölümün ne kadar "can yakıcı" olduğunu bilmediği mi anlatılmak isteniyor? Hayır. *Azrail'in bu konudaki bilgisiz oluşu değil, Allah'ın bunu en baştan bildiği dolaylı yoldan anlatılıyor!* Anlatılmak istenen budur. *Her can ölümü tadacak* : Bu söz nasıl bir söz? Bu sözde insanlara duyulan bir sevgi, bir acıma var mı? Ölüm tatlı bir şey mi ki, "tadacak" ifadesi kullanılıyor? Peki insanlar neden birisi öldüğünde böyle ifadeleri kullanmıyorlar? İnsanlar Yaratıcıdan daha mı düşünceli? --- *Kahhar* : Kahreden ... Güç kullanarak dilediğini yapan ru-vid.com/video/%D0%B2%D0%B8%D0%B4%D0%B5%D0%BE-njmJOZrDB1A.html --- *Mezarın içindeki sorgulama!* Bu öykülere bir de "Kabir Azabı" denilen öyküyü eklemek gerekir. Bu öykü ile insanlar korkutulur, hatta korkutulmak şöyle dursun dehşete düşürülür! Sözde insanlar öldüklerinde önce mezarda sorgulanmaları gerekiyormuş. Münker ve Nekir adlı melekler gelecek ve ölen kişiyi mezarın içinde sorgulayacaklarmış! Sorulacak sorular da sanki çok zor. Peygamberin kim, kitabın ne türünden basit sorular. Tamam da, Allah insanlarla ilgili her şeyi zaten bilmiyor mu da bunları insanlardan öğrenmeye adam yolluyor? Diyelim ki bir kafir bu soruların doğru cevaplarını biliyor. Ama sırf kendisini kabir azabından kurtarmak için bunları doğru cevaplıyor. Bu durumda bu kafir hiç değilse kabir azabından kurtulmuş olacak! Öte yandan fazla bilgili olmayan gerçek bir müslüman belki yanlış cevaplar verdiği, unuttuğu ya da korkudan zihni karıştığı için kabir azabı görecek! Bu adil bir şey mi? Aslında zaten mesele sorgulama falan değil! O işin bahanesi. Amaç tıpkı cehennem inancında olduğu gibi insanları korkutmak, korkutmak hep korkutmak! *Hiç gerçek Yaratıcı bir insanı sorgulayacak olsa bile, sorgulama yeri olarak başka uygun bir yer kalmamış gibi bir mezarlığı mı seçer? Hatta mezarlık da değil. Sorgulama yeri bir mezarın içi!* Olacak şey değil. Bu öyle hafife alınacak birşey mi? Böyle sorgulamaları yapsa yapsa ancak mafya gibi örgütler yapar. Hatta onlar bile sorgulama yeri için bir mezarın içini seçmezler! Allah ise, insanların korkularını hesaba katmadan, böyle şeylere dayanabilir mi demeden bir mezarda onları sorguya çektirecekmiş! Şu da var ki, sadece kötüler değil, iyilerin sorgusu da aynı yerde yapılıyor! Ayrım yok. Peki kimler sorgulanacaklar? Buluğ çağına eren herkes. O zaman şöyle bir örnek verelim. Diyelim ki, buluğ çağına girmiş olan 12 yaşındaki bir kız çocuğu var. Ve bu kız müslümanlığa uygun yaşayan bir ailede yetişmiş dinini uygulayan biridir. Derken bu kız 12 yaşındayken ölür. Anlatılan öykülere göre, sözde bu kızın ruhu mezarlığa kadar bedenine eşlik eder. Sonra mezarlıkta gereken neyse yapılır. Ve o sırada bu kızın ruhu bedenine girer ve üzerine toprak atıldığını izler. Bir süre sonra herkes mezarlığı terk eder. Artık akşam olmuştur ama farketmez, zaten mezarın içi zifiri karanlıktır. Mezarın içinde beklemeye başlar. Bu arada yağmur yağdığını ve mezarın içine çamurlu suların aktığını hayal edelim. Normalde yetişkin bir insan bile geceleyin mezarlıkta olmaktan korkarken, 12 yaşındaki bir kız çocuğu mezarın içinde acaba nasıl bir durumda olur? Bu çocuk aklını kaçırmaz mı? Bu çocuk evindeyken korku filmlerini bile izleyemezken, şimdi korku filminden kat be kat daha dehşet veren bir ortamda bulunuyor! Mezarın içine bir yılan girecek diye korkuyor. Bir de kendisini sorgulamaya gelecek olan ruhlar var! Peki bütün bu işkenceleri kendisine yaptıran kim? Çocukluğundan beri ibadet ettiği ve kendisini cennetle ödüllendireceğine inandığı varlık! Bütün bu öykülerin gerçek Yaratıcıyla bir ilgisi olabilir mi? Doğaya baktığımızda gördüğümüz güzellikleri veren Yaratıcı ile bu öykülerdeki korkunç varlık aynı varlık olabilir mi? Hayır. Kesinlikle olamaz! Bunların arkasında yalnızca, hayali sanal bir ilahı gerçek Yaratıcıymış gibi göstererek, bu yolla gerçek Yaratıcıyı kötü biri olarak göstermeye çalışan biri olabilir. İnsanlardan nefret eden ve bu yüzden insanları dehşete düşürmekten zevk alan acımasız biri: İblis! ---

*Kimin mektubu?* _"De ki: And olsun, eğer insanlar ve cinler şu Kur'ân'ın bir benzerini getirmek için toplansalar, yine onun benzerini getiremezler. Birbirlerine arka çıkıp yardım etseler de."_ (İsra 88) Şöyle düşünelim: Elimize bir mektup geçiyor ve bize bu mektubun herşeyi yaratan Yaratıcı tarafından gönderildiği söyleniyor. Bu mektupta bizi doğrudan ilgilendiren konulardan söz ediliyor. Örneğin: Allah yeryüzünde insan yaratmaya karar verir ve bu fikrini meleklere açar. Özgür iradeleri olmadığı söylenen meleklerin bir kısmı değil, tamamı bu fikre karşı çıkar! Ne kadar ilginç değil mi? Belki yüz milyonlarca melek var ve bunların *tümü* aynı şeyi söylüyor! Düşünelim, bir tarafta tek bir kişi olarak Allah var, diğer tarafta yüz milyonlarca melek var. Ve bu meleklerden *bir tanesi* bile Allah'ın fikrini beğenmiyor! Sanki *hepsi* söz birliği etmişcesine Allah'ın fikrine karşı çıkıyorlar ve hatta Allah'ı bu konuda *uyarıyorlar!* Bizler de mektupta geçen bütün bu olayları "öyle olmuşsa öyledir" diye inanıyoruz! Mektubu okudukça, fikri kabul görmeyen Allah'ın meleklere karşı kızgınlık duyduğunu ve bunu bir gurur meselesi yaptığını okuyoruz. Allah meleklerin kendisine söylediği sözleri unutamıyor ve onlara bir ders vermek istiyor. Allah, meleklerin değil, kendisinin herşeyi *daha iyi bildiğini* kanıtlamak için, sadece kendisinin bildiği şeylerin isimlerini yarattığı insana öğretme yoluna gidiyor. *Bundan amaç, meleklerin ne kadar bilgisiz olduklarını kendilerine göstermektir.* Bunu kanıtlamak için, meleklere bazı şeylerin, bazı nesnelerin adlarını kendisine söylemelerini talep ediyor. Ama bu soruyu sormadan önce şöyle bir giriş yapıyor: "Hadi, eğer sözünüzün arkasındaysanız, bana şunların adlarını bildirin" diyerek, insanı yaratma konusundaki itirazlarını gündeme getiriyor. İlginç bir şekilde, meleklerin yine *hepsi* bu konuda az bile olsa bir *bilgilerinin olmadığını* Allah'a söylüyorlar! *Hatta bu yüz milyonlarca melekten bir tanesi bile, bir insanın ezberleyip öğrenebileceği kadar kolay olabilecek şeyler arasından bir iki şeyi bile bilemiyorlar!* Acaba onlar gerçekten mi bilmiyorlar, yoksa bilerek mi kendilerini bilgisiz gösteriyorlar? Acaba bunu Allah'ı daha fazla kışkırtmamak için mi yapıyorlar, bunu bilemiyoruz. Şimdi Allah için onları utandırmak için en önemli an geliyor ve Adem'e, öğrendiği adları meleklere tek tek söylemesini buyuruyor. Ve onlara şöyle diyor: _"Ben gökler ve yerde görünmeyeni biliyorum, [...] diye size söylememiş miydim?"_ Böylece Allah kendi bilgisinin üstünlüğünü kanıtladıktan sonra, bütün bu meleklere, daha alt seviyede bir varlık olan bir insana secde etmelerini emrediyor. Böylece Allah bu meleklere hadlerini bu yolla bildiriyor ve onların kendisine bir daha böyle itirazlar yapmamaları gerektiği konusunda iyi bir ders vermiş oluyor. Melekler için zor bir durum meydana geliyor. Melekler bir insanın önünde yere kapanarak alçaltılmaktan hoşlanmasalar da, ellerinden birşey gelmiyor. Mecburen bu alçaltılmaya katlanıyorlar, yoksa işler daha da kötüye gidecektir ve onlar da bunu çok iyi biliyorlar. Mektubun bu anında konunun bir anda çok heyecanlı bir noktaya doğru ilerlediğini okuyoruz. Akıl almaz bir şey oluyor. Yüz milyonlarca melek secde ederek kendilerini alçaltmışken, bir tanesi dimdik ayakta duruyor. Bu melek herhangi bir şey söylemiyor ve secde etmiyor! Olacak şey değil. Buna nasıl cüret edebiliyor? Bütün melekler hayretler içinde kalıyorlar. Belki içlerinden şöyle diyorlar: "Yaa arkadaş şimdi kahramanlık yapmanın sırası mı? Sen başına bela mı arıyorsun? Ne var yani, sen de bizim gibi yapıp durumu idare etsene, zaten ortalık karışık. Gördün mü şunun yaptığını. Sanki biz keyfimizden secde ediyoruz. Biz de haklı olduğumuzu biliyoruz. Böyle alçaltılmak sanki bizim hoşumuza mı gidiyor, ama ne yapalım, mecburen durumu idare ediyoruz. Tamam, korkudan yapıyoruz, biz korkağız ama Allah'a karşı gelecek kadar da aptal değiliz. Ne yani, senin gibi yapıp da cehenneme mi gidelim!" Ama bu melek diretir, çünkü herşeyi göze almıştır. Onurunun ayaklar altına alınmasına izin vermeyecek ve onuruyla yaşayacaktır. Bundan sonra işler daha da sarpa sarar ve olaylar tırmanır. Mektubu okudukça daha da heyecanlı olmaya başlar. Mektuptaki bu kısım kimin haklı olduğuyla ilgilidir. Mektup bize kimin haklı olup olmadığı konusunda daha fazla bilgiler vermeye devam eder. Biz de bu bilgileri aldıkça, bu konunun nasıl bir sona ulaştığını öğrenmeye devam ederiz. Şöyle soruların yanıtlarını alarak bu konuda bilgilendirilmiş oluruz: Bu olayda *kimlerin tahmini* doğru çıktı? Bu olayda *kimler* sonuçları önceden kestirip *bildiler?* Bu olayda *kimler* daha *hikmetli* çıktılar? Bu olayda *kimler haklı* çıktılar? Melekler mi, İblis mi, Allah mı? *Bakara 30* _Hani Rabbin meleklere "Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım" demişti. Melekler, "Orada bozgunculuk yapacak kanlar akıtacak birini mi var edeceksin? Oysa biz seni överek yüceltiyor ve seni devamlı takdis ediyoruz" dediler. Allah, "Ben şüphesiz sizin bilmediklerinizi bilirim" dedi._ *Bakara 31* _Ve Adem'e tüm isimleri öğretti. Sonra onları meleklere göstererek "Hadi, eğer sözünüzün arkasında duruyorsanız, bana şunların isimlerini bir bir söyleyin" dedi._ *Bakara 32* _Melekler, "Seni bütün eksikliklerden uzak tutarız. Senin bize öğrettiklerinden başka bizim hiçbir bilgimiz yoktur. Şüphesiz herşeyi hakkıyla bilen, herşeyi hakkıyla yapan sensin" dediler._ *Bakara 33* _Allah "Ey Adem, onlara isimlerini söyle" dedi. Adem isimlerini söyleyince, Allah "Ben gökler ve yerde görünmeyeni biliyorum, sizin açıkladığınızı ve gizlemekte olduğunuzu da bilirim, diye size söylememiş miydim?" dedi._ *Bakara 34* _Hani biz meleklere "Adem'e secde edin" demiştik. İblis hariç hepsi secde ettiler. O yüz çevirdi ve büyüklük tasladı, böylece kafirlerden oldu._ --- *Araf 12* _Allah "Sana emrettiğim halde seni secde etmekten alıkoyan nedir?" dedi, "Beni ateşten onu çamurdan yarattın, ben ondan üstünüm" cevabını verdi._ *Araf 13* _Allah "Şimdi in aşağı oradan. Çünkü senin orada büyüklük taslaman haddine değil! Hemen çık! Çünkü sen aşağılıklardansın" dedi._ *Araf 14* _Şeytan dedi ki: "(Öyle ise) bana insanların diriltilecekleri güne kadar süre ver."_ *Araf 15* _Allah da, "Sen süre verilenlerdensin" dedi._ *Araf 16, 17* _İblis, "Öyle ise beni azdırmana karşılık, yemin ederim ben de onları saptırmak için senin doğru yolunun üstüne oturacağım" dedi. "Sonra onlara elbette önlerinden, arkalarından, sağlarından, sollarından sokulacağım ve sen, onların çoğunu şükredenlerden bulmayacaksın" dedi._ *Araf 18* _Allah şöyle buyurdu: "Haydi yerilmiş ve kovulmuş olarak oradan çık! Andolsun ki, onlardan kim sana uyarsa, sizin hepinizi cehenneme dolduracağım."_ *Bu sonuca kim yol açtı?* *Melekler mi? İblis mi? Allah mı?* *Secde 13* _Biz dileseydik herkesi doğru yola iletirdik. Fakat, "Cehennemi tamamen insanlarla ve cinlerle dolduracağım" diye _*_söz verdim._*_ (Araf 18)_ *Sebe 20* _Doğrusu _*_İblis,_*_ "Ey Rabb'im! İnsanları saptırmak için yeryüzünde ne kadar çirkinlik ve kötülük varsa, hepsini allayıp pullayıp onların gözünde süslü göstereceğim ve böylelikle, _*_hepsini kandırıp yoldan çıkaracağım" derken, onlarla ilgili düşüncesinde haklıydı._*_ Çünkü [az] bir grup mümin dışında, onların hepsi [çoğu] onun peşinden gittiler._ *Hud 118, 119* _Rabbin dileseydi, insanları tek bir ümmet yapardı. Fakat Rabbinin diledikleri müstesna, onlar hala ayrılıktadırlar. _*_Zaten onları bunun için yarattı. Rabbinin, "Andolsun ki, cehennemi hem insanlarla hem cinlerle dolduracağım" sözü kesinleşti._*_ (Secde 13)_ --- Filmin başı: *Melekler:* _"Orada bozgunculuk yapacak, kan akıtacak birini mi var edeceksin?"_ *İblis:* _"Onların çoğunu şükredenlerden bulmayacaksın."_ *Allah:* _"Şüphesiz ben sizin bilmediklerinizi bilirim." (Bakara 30)_ *Allah:* _"Ben gökler ve yerde görünmeyeni biliyorum ... diye size söylememiş miydim." (Bakara 33)_ --- Filmin sonu: *Araf 24* _Allah: _*_Birbirinize düşman olarak inin!_*_ Sizin için yeryüzünde bir süreye kadar yerleşme ve faydalanma vardır, buyurdu._ *Sebe 20* _Allah: *"Doğrusu İblis,* '... hepsini kandırıp doğru yoldan çıkaracağım' derken, onlarla ilgili düşüncesinde *haklıydı!"* (Araf 16, 17) Acaba Allah, "Birbirinize düşman olarak inin" derken insanların birbirine düşman olmasını hangi nedenle emretti? Amacı Şeytan'ın haklı çıkmasına mı yardım etmekti? Yoksa, meleklerin kendisine itiraz ederken insanlar hakkında söyledikleri "bozgunculuk çıkaracak, kan dökecek" sözlerini haklı çıkarmak mı istiyordu? Görünen o ki, böyle yapmakla hem Şeytan hem de melekler iddialarında haklı çıkmış oldular! *Bu mektup, Allah'ı haksız gösteren ve haksız olduğu halde bunun suçunu başkalarına yükleyip, sonra da onları cehenneme atarak, orada sonsuza kadar işkence edecek biri olarak gösteren bilgileri içeriyor.* Acaba bu türden bilgileri içeren bu mektubu gerçek Yaratıcı mı göndermiştir? Yoksa bu sözler, Yaratıcıyı kötülemek isteyen birisi tarafından, Yaratıcının ağzından söylenmiş gibi kaleme alınmış hileli sözler midir? Bunlar İblis'in insanları kandırmakta kullandığı hilelerden biri olabilir mi? "Makir" olan kim? Allah mı? İblis mi? Bizlerin, *bir hilecinin* bizi sahte bir mektupla aldatmasına karşı uyanık olmamız gerekmiyor mu? *Ma kir = Aldatıcı* *Ma-trix = Ma-tricks = Ma-hileleri* ---

*Allah: "[...] gizlemekte olduğunuzu da bilirim"* Şeytan Adem'e secde etmeyi reddettikten sonra Allah tarafından kovulur. Kendisine "Hemen çık" denilir! Tamam da, bu ne demek? Bu nasıl bir cezadır? Ortada Allah'a karşı çok büyük bir isyan yok mu? Kim hangi cüretle Allah'ın emrine karşı geldikten sonra, karşılığında cezasız kalabilir? Allah'a isyan etmenin karşılığı bu kadar basit midir? Allah'ı inkar eden insanlar bile cehennemle cezalandırılıyorken, nasıl olur da aklı insanlara göre çok daha üstün bir varlık olan Şeytan böyle hafif bir cezayla kurtulabilir? O da eğer, "Hemen çık" bir ceza demekse! Ancak burada çok daha önemli başka bir konu daha var. Çünkü Allah bütün bu olayların başında meleklere, "Ben [...] gizlemekte olduğunuzu da bilirim" demiştir. Aşağıdaki sözler Allah'ın bu sözleriyle doğrudan ilişkilidir: *Bakara 33* _Allah "Ey Adem, onlara isimlerini söyle" dedi. Adem isimlerini söyleyince, Allah "Ben gökler ve yerde görünmeyeni biliyorum, sizin açıkladığınızı ve _*_gizlemekte olduğunuzu da bilirim,_*_ diye size söylememiş miydim?" dedi._ --- *Araf 12* _Allah "Sana emrettiğim halde seni secde etmekten alıkoyan nedir?" dedi, "Beni ateşten onu çamurdan yarattın, ben ondan üstünüm" cevabını verdi._ *Araf 13* _Allah "Şimdi in aşağı oradan. Çünkü senin orada büyüklük taslaman haddine değil! Hemen çık! Çünkü sen aşağılıklardansın" dedi._ *Araf 14* _Şeytan dedi ki: "(Öyle ise) bana insanların diriltilecekleri güne kadar süre ver."_ *Araf 15* _Allah da, "Sen süre verilenlerdensin" dedi._ *Araf 16, 17* _İblis, "Öyle ise beni azdırmana karşılık, yemin ederim ben de onları saptırmak için senin doğru yolunun üstüne oturacağım" dedi. "Sonra onlara elbette önlerinden, arkalarından, sağlarından, sollarından sokulacağım ve sen, onların çoğunu şükredenlerden bulmayacaksın" dedi._ *Araf 18* _Allah şöyle buyurdu: "Haydi yerilmiş ve kovulmuş olarak oradan çık! Andolsun ki, onlardan kim sana uyarsa, sizin hepinizi cehenneme dolduracağım."_ --- *Şeytan Allah'tan süre alana kadar içindekileri önce GİZLER:* Allah Şeytan'a hemen çıkmasını emreder: *Araf 13* _Allah "Şimdi in aşağı oradan. Çünkü senin orada büyüklük taslaman haddine değil! Hemen çık! Çünkü sen aşağılıklardansın" dedi._ Bunun üzerine Şeytan Allah'tan bir süre ister: *Araf 14* _Şeytan dedi ki: "(Öyle ise) bana insanların diriltilecekleri güne kadar süre ver."_ Allah nedenini sorup öğrenmeden Şeytan'a onun istediği süreyi verir: *Araf 15* _Allah da, "Sen süre verilenlerdensin" dedi._ --- *Şeytan içinde gizlediklerini Allah'tan süre iznini aldıktan sonra AÇIKLAR:* Şeytan içinde gizlediklerini, insanların diriltilmesine kadar bir süreyi aldıktan sonra açıklar. Çünkü daha önce açıklayacak olsaydı belki de Allah kendisine böyle bir süre vermeyecekti. Ama artık süreyi garantilediği için Allah'ın yüzüne karşı büyük bir küstahlıkla içindeki nefreti ortaya dökebilir: *Araf 16, 17* _İblis, "Öyle ise beni azdırmana karşılık, yemin ederim ben de onları saptırmak için senin doğru yolunun üstüne oturacağım" dedi. "Sonra onlara elbette önlerinden, arkalarından, sağlarından, sollarından sokulacağım ve sen, onların çoğunu şükredenlerden bulmayacaksın" dedi._ Şeytan'ın bu sözleri üzerine Allah öfkelenerek, hem Şeytan'ı hem de ona uyanları cehenneme dolduracağını söyler: *Araf 18* _Allah şöyle buyurdu: "Haydi yerilmiş ve kovulmuş olarak oradan çık! Andolsun ki, onlardan kim sana uyarsa, sizin hepinizi cehenneme dolduracağım."_ --- Bu sözlerle ne anlatılmak isteniyor? Allah'ın, meleklerin içlerinde gizlediklerini gerçekte bilmediği mi ortaya serilmek isteniyor? Evet tam da öyle! Birisinin içinde gizlediklerini bilmek şöyle dursun, bu öykü Allah'ı küçük bir çocuk kadar akla sahip biri gibi göstermiyor mu? Şeytan nasıl olur da, Allah'ı içinde gizlediği kötü niyetleriyle tuzağa düşürerek, Allah'tan bir süre izni koparabilir? Madem ki, Allah birisinin içindeki düşüncelerini biliyor, öyleyse Şeytan'ın süre izni aldıktan sonra, içinde gizlediği öfke dolu sözleri söyleyeceğini de bilmesi gerekmiyor muydu? Ama buradaki sözlere göre güya Şeytan Allah'a sanki bir tuzak kuracak kadar akıllı, bilge biriymiş gibi gösteriliyor? Kısacası Allah'ın hiç de kendisinin iddia ettiği gibi meleklerin içinde gizlediklerini bilmediği gösteriliyor! Öykü boyunca sürekli olarak melekler ve Şeytan, Allah'tan daha akıllı ve bilge varlıklar olarak gösteriliyor. Allah ise düşük akla sahip ve ne yaptığını ve ne söylediğini bilmeyen biri gibi gösteriliyor. Üstelik de durduk yere sorunlar yaratan ve bu sorunlar yüzünden de yarattığı varlıklara sert davranarak onlara en ağır cezaları vermekten çekinmeyen biri olarak gösteriliyor? *Bu öykülerin arkasındaki varlık gerçek Yaratıcı olabilir mi? Yoksa, arkadaki varlık, gerçek Yaratıcıya iftira atmaktan çekinmeyen kötü ruhi bir varlık mıdır?* *İblis = İftiracı = Yalancı* ---

*Katrilyonlarca yıllık bir süre, ebedi cehennemin yanında bir saniye bile etmez!* Evrenin yaşı, 13,7 milyar yıl iken, cehennemde kalınacak süre katrilyonlarca yılla bile ölçülemez. Çünkü sonsuzluğun sonu yoktur. Sonsuzluğun yanında her süre çok kısa bir an gibi kalacaktır! Peki, Allah'ın bir insanı *sırf kendisine inanmıyor diye* yakması ve üstelik de bunu sonsuza dek sürdürmesi *adil bir yargılama* olarak görülebilir mi? Ömrü 100 yılı bile bulmayan bir insanın böylesine *orantısız bir şekilde cezalandırılması* kesinlikle *adaletsizliğin zirvesi* demek olmayacak mıdır? Ceza yasasını keyfi bir şekilde kötüye kullanan bir yargıç hakkında ne düşünülür? Böyle bir yargıcın, *adil bir kişi* olduğu söylenebilir mi? Şunlar hiç bağışlayan ve esirgeyen bir Yaratıcının yapacağı şeyler olabilir mi? 1) Ömrü 100 yılı bile bulmayan birinin *sonsuza kadar* cezalandırılması 2) Cezalandırmanın *akıl almaz korkunç işkenceler şeklinde yapılması* _Şüphesiz ayetlerimizi _*_inkar edenleri_*_ biz ateşe atacağız. Derileri yanıp döküldükçe, azabı tatmaları için onların derilerini yenileyeceğiz. Şüphesiz Allah, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir. - Nisa 56_ *Eğer bir ilah bunları yapabiliyorsa, o zaman böyle bir ilah Şeytan'dan bile kat be kat daha acımasız biri olmuyor mu?* Dindar kişiler Şeytan'ın da insanları yakarak aynı şekilde onlara işkence edeceğine inanıyorlar mı? Hayır! Dindar kişiler, Şeytan'la ilgili olarak, onun sadece insanlara vesvese vererek doğru yoldan saptırdığına inanırlar. Ama hiçbir şekilde, Şeytan'ın birilerine kendi ilahları gibi korkunç işkenceler yapacağına inanmazlar. Hiç Şeytan hakkında, onun insanları yakacağına ilişkin bir söz var mı? Şeytan kendisinin böyle bir şey yapacağını söylüyor mu? Ama Allah bunu birçok kez söylüyor değil mi? Yoksa bunu Allah değil de başkası mı söylüyor? Bu tür sözler gerçekten de Yaratıcının sözleri olabilir mi? Yoksa insanların cehennemde yanacağına ilişkin sözler, sanal bir ilah üzerinden yapılan bir aldatmaca mıdır? _Sakının da o çok aldatıcı sizi Allah ile aldatmasın! - Fatır 5_ Eğer birisi aldanarak Şeytan'ın Yaratıcıyı kötülemesine ortak oluyorsa, o zaman Yaratıcıya karşı Şeytan'la birlikte hareket etmiş olmaz mı? Eğer sonunda bu kişinin aldandığı ortaya çıkarsa o zaman ne olur? Meğer aldanmışım demekle kendisini kurtarabilir mi? *Gerçekte cehennem inancının arkasında kötü ruhi varlıklar vardır ve şeytani bir öğretidir:* *1)* Bu öğretinin bir amacı Yaratıcıyı kötülemektir. Yaratıcıyı Şeytan gibi göstermek için ortaya çıkarılmıştır. *2)* İkinci bir amacı, insanları korkutarak sahte inançların içinde kalmalarını sağlamaktır. *3)* Bir diğer amaç da, insanlara bu tür sadistliklerin yapılmasının sanki ilahi adaletin yerine getirilmesinin bir gereğiymiş gibi gösterilmesidir. Bu sayede, bu sadistlikleri ilahi adalet olarak gören kişilerin, yeri geldiğinde kafir olarak gördükleri herkese karşı son derece acımasız olmaları sağlanabilir. Bunlar, cehenneme gidecek olanların her türlü zulmü hak ettiklerine ve bu yüzden kendilerinin de onlara aynı şekilde zulüm yapmalarının normal bir şey olduğuna inandırılırlar! Kötü ruhi varlıklar çok zeki ve kurnazdırlar! Bunlar bir şeyi tersyüz etmeyi ve bir konuyu tam tersinden göstermeyi çok iyi becerebilirler. Buna ters köşeye yatırmak da denir. Bunu yaparken sadece zekalarını değil, aynı zamanda insanüstü yeteneklerini de kullanırlar. Örneğin, insanları aldatmak için bazı durumlarda astral yolculuk deneyimini ve yine kendi gösterdikleri rüyaları kullanırlar. Genellikle böyle rüyalardaki ya da astral yolculuklardaki senaryolar, dindar kişileri aldatan içeriklerle dolu olurlar. Bu yöntemleri kullanarak insanlara aşıladıkları sahte inançları perçinlerler. Örneğin rüyaları kullanarak, rüyada görülen bazı kişileri cennetlik, bazılarını da cehennemlik kişiler olarak gösterebilirler! Böyle rüyaları gören kişiler de, bir şekilde bunların normal birer rüya olmadıklarını anlar ve bundan etkilenirler. Böylece bu insanlar, bu tür ruhçuluk yöntemleriyle etki altına alınarak güdülürler! Daha önce dini öğretiler şeklinde öğrendikleri sahte inançlar, yine böyle sıradışı paranormal yöntemlerle perçinlenmiş olur! Kullanılan bu havuç ve sopa yöntemiyle insanlar kötü ruhi varlıkların istediği şekle girerler! Ama sopayla korkutma yöntemi daha etkilidir, çünkü ne de olsa cehennem çok dehşet verici bir etkiye sahip olduğundan, cennet inancına göre daha zorlayıcıdır. İnsanlara, cehenneme gitmemenin tek yolunun *kafir olmamak* olduğu düşüncesi etkili bir biçimde benimsetilir. Bunlar insanları kontrol altında tutmak için yapılır. Bunlardan etkilenmeyen insanları kontrol edebilmek için de, yine cehennemle korkutulan insanların diğerlerine baskı yapmaları sağlanır. Böyle bir dini sistem sevgiye dayanmadığından, insanlarla tapındıkları ilahları arasında öyle sevgiye dayalı bir ilişki olmaz. Bu insanlarla ilahları arasında sadece *efendi ile kul* ilişkisi olur. *Kimlerin cehenneme gideceği kesindir?* Cehenneme gidecek olanların bir kısmı inkar edenlerdir. Bazı günahları işleyenler de suçlarından dolayı sadece bu dünyada cezalandırılırlar. Örneğin zina yapan birisi 100 sopa vurularak cezalandırılır. Diğer yandan bazı günahları işleyenlerin de cehennemle cezalandırılacakları söylenir. Yine de bu, böyle günahları işleyen kişilerin *kesin olarak* cehenneme gidecekleri anlamına gelmez. Çünkü bu günahları işleyenlere sınırsız tövbe etme fırsatı verilir. *Tövbe etmenin bir süresi ve bir sınırı var mıdır?* Tövbe etmenin bir süresi ve bir sınırı yoktur. Bu yüzden, kötüler bu fırsattan istedikleri kadar yararlanabilirler. Sonuç olarak, *cehenneme gitmeyi kesinleştiren asıl şey,* kötü biri olmak değil, ömrünün sonuna kadar inkar eden biri olmaktır: 1) Dindar kişiler, kendilerinden talep edilen dinsel ritüelleri yerine getirdiklerinde, *inkar edenlerden olmadıklarını* göstermiş olurlar. 2) Ayrıca, ibadet olarak yaptıkları *dinsel ritüellerin günah bağışlatma özellikleri* sayesinde de günahlarından kurtulurlar. Bu iki şartı yerine getiren biri tövbe etmiş olur ve günahları bağışlanır. *Bu nedenle, kötüler için tövbe etmek demek, kötülük etmekten vazgeçmek değil, sadece bazı dinsel ritüelleri yerine getirmek anlamına gelir!* Bu yöntemi uygulayan kötüler, *tapındıkları ilahlarını inkar etmeyerek ve dinsel ritüelleri ibadet olarak yerine getirerek* kötülüklerini ömür boyu sürdürebilirler. Ancak birisi bu şartları yerine getirmiyorsa, bu kişi, iyi bir insan olsa bile *kesinlikle* cehennemliktir. Bunlar bağışlanmazlar! Cehennem cezasının *kesinliği* bazı şartlara bağlıdır: 1) Cehenneme gideceği söylenenlerden, *inkar etmeyenlerin ve ibadet eden* kötülerin cehennem cezaları kaldırılır. 2) Cehenneme gideceği söylenenlerden, *inkar edenlerin ve ibadet etmeyenlerin* cehennem cezaları kaldırılmaz. Böyle bir adalet sistemi neyi özendirir? İyiliği mi yoksa kötülüğü mü? Hiç kuşkusuz böyle bir sistemde, *dini iyi güdülerle uygulamaya çalışan gerçek dindarların dışında,* ne kadar *dindar geçinen uyanıklar* varsa, bunlar bu sistemden kendi çıkarlarına göre yararlanmaya çalışacaklardır. Çünkü, bunlar ne kadar kötülük yaparlarsa yapsınlar, ilahlarını bir takım göstermelik ibadetlerle memnun edebildiklerini öğrenmiş kişilerdir. Bunlar cehenneme gitmenin, bir kişinin iyi ya da kötü biri olmasına bağlı olmadığını bilen ve buna göre yaşayan kişilerdir. Kısacası, inandıkları dini sistemde kötülerin *sonunda* cehenneme gitmeyeceğini, sadece bu dini sistemi kabul etmeyenlerin gideceklerini iyi bilirler. Bunlar bir mafya babasına yaranmaya çalışan çete üyelerine benzerler. Tek bir dertleri vardır, o da kendi liderlerini memnun etmektir. Ona saygıda bir kusur etmemeye çok dikkat ederler. Çetenin dışındakilere karşı ise kötü ve acımasız olmalarında bir sakınca yoktur. Aslında bu zaten liderlerinin kendilerinden beklediği bir şeydir. Çünkü dışardakiler, bunların kendilerine baskı uygulayarak normal bir yaşam sürmelerini engelleyen ve haklarını yok sayan davranışlarını iyi görmezler ve bu çeteden nefret ederler! İnsanlar tapındıkları ilahlarının gerçekten *bağışlayıcı ve esirgeyici* biri olduğuna inanıyorlar mı? Gerçekte hiç de değil. Çünkü insanlar bir yandan ilahlarının çok bağışlayıcı ve iyi biri olduğuna inanırlarken, diğer yandan da yine aynı ilahlarının insanları cehennemde sonsuza kadar yakacağına inanırlar. Ama bu çelişkiyi görmezden gelmek zorundadırlar. Çünkü böyle yapmazlarsa başlarına gelecek şeyi iyi bilirler: Sonsuz cehennem! _Cehennemi tamamen cin ve insanlarla dolduracağıma _*_söz verdim._*_ - Secde 13_ *Gerçek Yaratıcı hiç kendisine böyle bir söz verir mi? "Akletmez misiniz?"* *Gerçek Yaratıcı hiç cehennemde sonsuza kadar kalacak olanları bile bile yaratır mı? Bunları hiç yaratmasa kötü mü olurdu? "Akletmez misiniz?"* *Gerçek kafirler, Yaratıcıyı kendisinden daha kötü gösteren Şeytan'ın hilelerine kananlar olmaz mı? "Akletmez misiniz?"* kafir = küfreden: *Yaratıcının cehennemde insanlara korkunç işkenceler yaptıran bir varlık olduğuna inananlar, aslında Yaratıcıyı sadist biri olarak görüyor demektir. Bu durumda, bunu yaparak Yaratıcıya hakaret eden ve böylece kafirler durumuna düşenler de bunların kendileri olmaz mı?* ---

Ne demek istemiş hoca hele bi anlat bakayım

Yavaş

@ersel bilen Mümkün...

Kabil ne yaa. Kabil yazacağına herkesin anlayacağı mümkün kelimesini kullansan daha mı az müslüman olmuş oluyorsun. Kabil yazdın diye çok mu müslüman oldun

@@net...1 o zaman susma hakkımı kullanıyorum demesin. İnsan biraz tutarlı olur.

@@kadiraras1387 Susma hakkı değil unutulma hakkı dedi.

@@77saho ee ne farkeder ki?

@@kadiraras1387 Adam konuşmıcam bi daha susma hakkı falan dememiş ki. Niye konuşuon demişsin ondan diyorum

@@77saho ya Abi unutulmak istiyorum diyor ama sürekli sahada.

Kuranı Allah sözü saymamasını nasıl biliyorsunuz mesela?

@@alperenkaya4754 hocayı dinlemememişsin, dinlesen anlardın. Hocanın ayetler ile sorunu yok, senin yorumlaman ile ilgili sorunu var. Kadın dövülür dersen o ayeti boşanma olarak çeviri yapmazsan anlayışın bu kadar oluyor. Diyanetin tefsirinde bile boşanma diye belirten hocaların çevirileri var

@@hoylubeyi Boş yapıyorsun. Bu lince uğramasının sebebi ve videoda savunduğu mesele, meallerin doğru yapılıp yapılmaması mı? Yoksa vahyin mana halinde gelip, Rasulullah'n dilinde kelimelere dökülmesi mi? Linç yediği kesitte ki sözlerine dair M. Görmez'in çıktığı programda Mehmet Akif Ersoy'a mesaj attı, ki bu videoda da bahsediyor bundan. Orada "üslubunun yanlışlığından" bahsediyor. Yani işte fikir doğru, inandığı doğru, ama bunu ifade etme şekli yanlış. Sen okuduğunu, dinlediğini anlasan asıl, bu açıklamayı tekrar yapmama gerek kalmazdı. Apaçık Kuran'ın Allah kelamı olduğunu inkar eden bir kafiri dahi savunacak kadar dinden bihaber, kınayıcının kınamasından korkan sefihlersiniz. Onu red eden, masum rolünde tribünlere oynayana değil

Oldu zaten...🙏🏻🙏🏻🙏🏻

Tarihselcilere şu soruyu sorun lütfen: TEVRAT VE İNCİL DIŞINDA HANGİ KİTAPTA '' EFİDEH-FUAD-SUDUR '' kavramları geçer..! Meallerde hepsini gizlemek için gönül kalp falan derler..! Ya Kuranda Kalp kavramı zaten var..! O zaman bu üç kelimeyi bilen var mı aranızda.. Bunlar TARİHİN EN TARTISILAN BEYİN FONKSİYONLARIDIR..!! Beynin bu fonksiyonlarını bana 5000 bin yıl önceki kitaptan örnek getirin demiyorum 100-150 yılda olur.. KAFATASI içersindeki beyin fonksiyonlarından anlayan bir beyin cerrahı bulun sorun KAFATASINA NE ZAMAN BAKILDI diye olur mu..! Musfata ÖZTÜRK denen İSLAM GÖRÜNÜMLÜ MÜNAFIĞADA sorun bunu..!! Bana bu üç kelimeningeçtiği bir kitapgetirsinler en az 100 yıllık HAYDİ..!! GETİRİN DELİLİNİZİ EY KAFİRLER..!

O hoca değildir. Lütfen dikkat edelim

@Cengiz Han tmm

@Cengiz Han sen canlı vücudun da saniye de milyarlarca işlemin devamlı aksamadan belli bir sırayla gerçekleştiğini bu işlemleri en büyük bilim insanlarının bile yapamayacağıni açıklamasına rağmen bu işlemleri aklî iradesi gücü olmayan proteinlerin hücrelerin yaptığına inanman benim inandığım dan çok daha saçma sen bi hücrenin vücutta gördüğü aksaklığı gidermek için o karanlık ortam da müdahale etmek için çaba göstermesini hücrenin kendisine veriyosun ,sen protein dna da kendisine lazım olan bilgiyi milyarlarca bilgisi bulunan dna,dan saniyeler içinde kodlayip yeri geldiğin de lazım olan parçayı dna dan kesip kodlamasını proteinin kendisine veriyosun kimin ki saçma bu alandan mezun olan biriyim her ne kadar şu an farklı iş yapsam da profilim den anlarsin zaten ne iş yaptığımi bişeleru araştırmadan labaratuvarda girmeden ya da farklı bilim alanlarının içine girmeden sağ dan soldan okunduğun la buralar da show yapma inanmıyorsan inanma inananlar la dalga geçmeye çalışma kimse sana inan diye ağzına silah sokmuyo

@serbest radikal En azından Kuran-ı kerime Allahın kelamı diyen birisi, mürted olmayıp, müslüman kalan birileri mesela......

Gardas dunyada ne soylendiyse insan tarafindan soylendi ne yazildiysa insan tarafindan yazildi

@@ebuleheb5447 Eğer sizin gibi düşünseydik biz de Ebu Leheb olurduk. Ama biz Ebubekir gibi sıdk ile iman etmeyin tercih ettik.

kurtulursun....

Yahu adam topraklarını, kurulu düzenini neden bıraksın. Ona bir şey yapan yok. Artık sadece kafasını dinlemek istiyor. Yorulmuş kavgalardan, demagojilerden, boş lak laklardan, cahillere bir şeyler anlatmaktan. Artık sadece tüm zamanını kendi için harcamak istiyor. Almanya ya gidip ne yapacak? Mutsuz olacak!

Hocam Sizin durumunuz nesimi'ye benziyor bunun hikayesini hiç okumadınız mı

Tarihselcilere şu soruyu sorun lütfen: TEVRAT VE İNCİL DIŞINDA HANGİ KİTAPTA '' EFİDEH-FUAD-SUDUR '' kavramları geçer..! Meallerde hepsini gizlemek için gönül kalp falan derler..! Ya Kuranda Kalp kavramı zaten var..! O zaman bu üç kelimeyi bilen var mı aranızda.. Bunlar TARİHİN EN TARTISILAN BEYİN FONKSİYONLARIDIR..!! Beynin bu fonksiyonlarını bana 5000 bin yıl önceki kitaptan örnek getirin demiyorum 100-150 yılda olur.. KAFATASI içersindeki beyin fonksiyonlarından anlayan bir beyin cerrahı bulun sorun KAFATASINA NE ZAMAN BAKILDI diye olur mu..! Musfata ÖZTÜRK denen İSLAM GÖRÜNÜMLÜ MÜNAFIĞADA sorun bunu..!! Bana bu üç kelimeningeçtiği bir kitapgetirsinler en az 100 yıllık HAYDİ..!! GETİRİN DELİLİNİZİ EY KAFİRLER..!

Sen ne yedin ne içtin kardeşim hangi ilimden bahsediyorsun adam kirişi kırmış.

Adamı öldürürler. Gonca kirişi unuttunyzmu Kadın karakolun en yakın yerinde domuz bağı ile öldürildü. Kocadı bike sahip çıkamadı. Adamın hayatı da kendine göre kıymetli. Anlatıyor yol gösteriyor. Kendin çıkararacağın doğruyu veya yanlışı çıkar diyor. Ne yapsın 😞😞

Bunun için var zaten! Neyi kime niye sorsun varlığının sebebi bu..

O adam hoca değil. Lütfen dikkat edelim

@@cagrcagr2215 halkın neredeyse tamamı böyle inanıyor zaten, ama çok tuhaf adamı taşlıyorlar. Huzur noktasına gelince kafirler hiçbir zaman huzurlu olamazlar.

@@muaznizamoglu4860 Kafirlerin huzursuz olduğunu nereden biliyorsun.

@@fatihsaglam5067 Doğru lise mezunu Hoca değil Prof.

@@fatihsaglam5067 seninkiler hoca mı ? Dingil ! İnsan düşündüklerini söyleyince hoca mı olmuyor. Hoca haklı her söylediğinde ve arkasındayız.

Kibar konuşunca, batılı hak mı oluyor?

@@alperenkaya4754 Bırakında kardeşim ilahiyat fakültesinde rüştünü ispat etmiş kişiler bu konuları rahatlıkla konuşsun sen git başka ülkelerin ilahiyat fakültelerinde neler konuşuluyor bir de onlara bak.ilmine güveniyorsan kalpazanın kesesinde ki altının sahte altın mı halis altın mı olduğunu anlarsın. insanların konuşma özgürlüğünü kısıtlayamazsın eğer ki bir kafir güneş doğudan doğar derde bu kafirdir sözüdür der sözüne inanmazsan da sen bilirsin.

@@447327kada o zaman bırak rüşdünü ispat eden kişiler savunsun sen niye savunuyorsun? Adının önüne prof ibaresi gelince rüşt mü ispatlanmış oluyor? Bu ünvanı var diye kalkıp "ilahiyat profesörü" sıfatıyla, Allah yok dese haklı mı olacak? 1. Saçma sapan savunma 2. Dinin ve ümmetin korunması için birilerinin susmasını sağlarsın. Bu ya ders vermesini engellemek yoluyla olur, ya hapsederek ya sürgün ederek ya da konuştuğu şeyler dinden çıkmaya giden şeylerse, mahkemede tevbe fırsatı verilir red ederse idam edilerek olur. 3. Herkes istediğini konuşacaksa ne Kur'an'a ne Rasulullah'a ne de bu iki kaynaktan ortaya çıkmış ilk mümin muvahhid nesle gerek kalmaz. 4. Kuran bir edebiyat, felsefe kitabı değil ki üzerinde saatlerce saçma salak konuşupta haber kanallarında ki geç saatlerde yayınlanan tartışma programları doldurulsun. 5. Son olarak, farkındaysan bu konuları kendi içinde ya da kendi seviyesinde kimselerle değil, kitaplarda, tv programlarında ve üniversitede ders verdiği yeniyetme denilecek öğrencilere konuşuyor. Bu insanlar doğruyu yanlışı nerden ayırt edecek? Dersen ki herkesin aklı var filan, o zaman ne demeye rüşt diye bir kavram ortaya koyuyorsun. Demek ki herkesin aklı bir değilmiş. Diploma ile değil, başka etkenlerle reşit olunuyormuş. Öyle mi? Şimdi sen bunları bi düşün, rüştün yeterse başka konular da konuşuruz.

Cehaletinde boğulmak istemiyorum rüştümün yetip yetmeyeceğini de senden öğrenecek değilim bu hakkı nerden aldın?.1.si adamın söylediklerini desteklediğim senin zannın ve savunduğum? düşüncen kendi rüştünü gösteriyor.Seninle kısır tartışmalara girmeyeceğim vesselam

@@447327kada :) Sen en başta bana cevap olarak "bırakta rüştünü ispat etmiş kimseler bu konuları rahatlıkla konuşsun" demedin mi? Sen hangi hak, sıfat ve donanımla bu savunmayı yaptın? :) Ayrıca, benim yorumumdan nasıl ki bana dair rüşt çıkarımı yapabiliyorsan, cahil vs diyorsan, eh aynı şekilde bende senin yorumlarından aynı çıkarımları yapabilirim ha ne dersin? İlk yorumunda "dinleme ŞANSI elde ettim" diyorsun. Bu olumlama ve beğenme ifadesidir. Eğer 12 yıllık zorunlu eğitim hayatı yaşadıysan, bu süreç içerisinde anlama/yorumlama gibi bir konuyu işitip, pek çok paragraf, kitap ve kompozisyon işlemiş olman gerek. Haliyle benim sözlerinden yaptığım çıkarımın kaynağını da biliyor olman. Her neyse, dinleme şansı yakaladığın hocan gibi kaçak güreşerek, yapılan itiraza cevap vermeyerek, karşı tarafa saçma sapan ithamlarda bulunarak bir yere varamazsın haberin olsun. Dinleme şansı elde ettiysen, savunulacak tarafını bir delille savunursun. Mustafa Öztürk'e göre Allah kelamı olmayan ama hakikatte tamamı Allah'n kelamı olan Kur'an-ı Kerim'de dediği gibi; KURTULAN DA BİR DELİL ÜZERİNE, HELAK OLAN DA BİR DELİL ÜZERİNE.

Neyini açıklayacak o sözlerin.

@@adnanberber2548 ya neyini açıklayacaksa açıklasın işte. Sürekli kurtuldum, bıraktım, kumpas ve diyor. Şunu demek istedim dese ya. Bu arada buldum tamamını videonun. ru-vid.com/video/%D0%B2%D0%B8%D0%B4%D0%B5%D0%BE-Q2Wr2M167IA.html

@@dr.cihatabdioglu6416 Mustafa Öztürk bir taş attı dereye ( hem iftira hem yalan ) kimse çıkaramıyor. Neyini açıklasın adam baştan sona yalan. Bu kuran hakkında dinleri bilen yahudi ve hristiyan alimler bile insan sözüdür diyemezken kuran tefsir hocası bunu derse neyi, bu sözlerin neyini açıklayacak. Dediği sözlerim cımbızlandı. O zaman çık yalanla . Hayır çıkıyor sağa sola iftira atıyor. Allah ıslah etsin.

Turan Dursunu bir araştır bakem.

Allah'ın Kitabına İlahiyatçı Mustafa Öztürk İftirası: Tarihselcilik fitnesi ve cevaplar !! (bölüm-1) ru-vid.com/video/%D0%B2%D0%B8%D0%B4%D0%B5%D0%BE-SiYrr6kkHx0.html BİZE DESTEK OLUP BU SEVABA ORTAK OLMAK İSTERMİSİN ? SEYDA ABDULHAKİM VELİOĞLU SOHBETTİ VEREN HOCAMIZ !!!

National geographic i gönül gözüyle izleseydiniz Koskoca evreni yaratan Allah adına bu tarz linçler yapamazdınız..! Ama kime anlatcaaaz ki..! Bu ümmet içindeki hadsizlee peygamberin başını okşadığı hüseyine bile kıymışken Musfata hocaya hiç acır mı..? Rabbim bu ümmetin zavallılarından hepimizi korusun..!

@@umrydn Zavallı Kur'an'a Arap yarım adasina sıkışmış diyen zihniyettir... Halbuki Kur'an kâinata bakmayı emreder....