Konudan konuya saat başı atlayabilmek... Gerçekten bunu iyi idare etmek, konu, feature, task vs. değiştiğinde tüm ayrıntılarıyla o dünyaya tekrar girmek, bir ürün yöneticisinin en kıymetli meziyeti sanırım :)
Ben product manager oldum ama sanmayın ki daha kolay bir iş yapıyorum diyor kısaca. Amerika ve Avrupa'da durum nedir bilmiyorum, ama Türkiye'de, yazılımı sevmeyen, kod yazmak istemeyen kimseler, fırsatını bulduklarında, o alanda kalıp, kod yazamayacakları başka bir pozisyona geçiyorlar. Ve onlar için zorlu yaşam koşulları başlıyor(!) =). Yazılımcılar ise her gün ellerini havaya kaldırıp "kazandım" diyorlar =)
burda tam olarak ne demek istediniz parantez içindeki ünlemden dolayı yazılım dışındaki alanların mantiklibirntercih olmayacagini ve her yazılımcının güzel günlerle ķarsilastigini mi demek istediniz acaba açıklayabilir mısınız kısaca
@@ezgi3338 Parantez içindeki ünlem bir çeşit ironi. Bana göre, yazılımın yönetim süreçlerinin herhangi bir aşamasında bulunmak isteyen kişiler, önce "yazılımcı" olarak pişmeliler. Türkiye'de "product manager"lar, "project manager"ler vb. genelde yazılım süreçlerine bir yerlerden dahil olup, daha sonra kod yaz(a)madığı için "productçı" veya "projectçi" olan kimselerdir. Bana göre, başarılı bir "product manager" veya "project manager" olabilmek için yazılımcı olarak uzun yıllar pişmek gerekir. Veya başka bir ifadeyle, bence başarılı yöneticilerin hatırı sayılır bir kısmı "yazılımcılıkta" pişmiş kişilerdir. Mülakattaki arkadaş, "yazılımcılıktan" daha zor bir sürecin içinde olduğunu vurgulamaya çalışmış kendince... Ne kadar büyük fedakarlıklar yaptığından bahsedip durmuş. "Yazılımcılar renkli dünyalarında eğlenirken, ben ürünün başında göz yaşlarıyla dolu saatler geçiriyorum ama hepsini sineme çekiyorum" edasıyla 10 dakika konuştu. Başlık da zaten dünyadan bihaber. Bir kişi bana gelip, ben project manager'ım, ben product manager'ım dediğinde, eğer daha önce uzun yıllarını yazılıma vermemişse, %90 bu kişi boştur diye bakıyorum. Ve hikaye hep aynıdır: Yazılım sürecine girip, kod yazamadığı için yönetim basamağına kapağı atmıştır. Yazılımcı adam, zaten yazılımı sevdiği ve ondada ısrar ettiği için, yönetim alanları da genelde bu tiplere kalır. Düşüncelerimi biraz "agresif" bulabilirsiniz ama Türkiye'de olup biten budur.
Videolarınız harika Levent Bey sektörün içinden böyle birinci elden deneyimleri duymak bizim gibi kafası karışık yazılımcılar için bulunmaz bir nimet gerçek hayatta kimse oturup yarım saat bir saat bunları anlatmaz
Guzel bir sohber emeginiz icin tesekkurler Bir Kimya muhendisi dusunun (makina muhendisi de olabilir)!! bir fabrikada uretimi yakinen takip etmekle gorevli fabrikanin uretim bolumude diyelim ki 2.000 metre kare :))) (daha buyuklerini de goz onune getirin lutfen) Hareketliligi dusunebiliyormusunuz bir o uca git bir digerine ve/veya astlarina soru sor ve ustlerine bilgi ver vs. vs. Bence masa basinda yapilan isler ile sahada yapilan isler karsilastirilinca farkli muhendislik dallarinin hareketli olup olmamasi bu sekilde de degerlendirilebilir.Saglikla kalin
Saçma saçma videoların yüzbinlerce milyonlarca izlendiği şu ortamlarda, bu kadar kaliteli içeriklerin bu kadar az izlenmesi çok üzücü. Sadece bu video değil hazırladığınız diğer videolarda aynı şekilde içerik, konu paylaşım çok güzel. Ülkede bu tarz videoları/kanalları takip edecek ve de anlayacak çok az insanın olduğunu görüyorum. Bozmadan devam etmenizi ve hep başarılı olmanızı diliyorum. Son olarak, ne yaparsanız yapın en iyi şekilde severek yapın. Yaptığınız işin her detayını bilin yada bilen birilerini etrafınızda tutun!
Doğan'ın yaptığı iş ile ilgili bir bölüm var "Yönetim Bilişim Sistemleri".Acaba bu bölümden mezun olup,Silikon Vadisi'nde ürün yöneticisi olarak çalışan biriyle röportaj yapabilir misiniz?
Ürün yönetimindeki belirsizlik anlattığı gibi bir belirsizlik değil. Genel şablon bellidir ve genelde masa başında excel tablosu ve kullanım talimatı kontrolü gibi işkence verici işler yapılabilir.
Asıl sorulması gereken soruyu 15 dakka kendini ifade kabiliyeti sıfır bi adamın konuşmasını dinlettikten sonra sormuş! Hani şey gibi mi; “bu adamın konuşmasına kimse tahammül etmez asıl merak edileni sona koyayım ki izlensin.” Ha sonunda dişe dokunur bi şey söylüyor mu? Yok, bomboşşşş video. Şu çıkarım yanınıza kar: bu adam bu kapasiteyle bu işi bulduysa siz de bulursunuz.