Bu eleman Avrupa'daki şirketlerden bahsediyor sanırım. Maşallah, çalıştığı bütün şirketler öyle şeker gibi, öyle mülayim, demokrat, anlayışlı, insan haklarına saygılı, işçinin hakkına saygı gösteriyor. Hakkaten bunlar hangi şirket arkadaş, çok merak ediyorum.
Arkadaşlar bide nokta atışı yapmaya çalışın, şu an kendim için söyleyeyim başvurduğum yerlerden mulakata çağrılma oranım %30 - %35 seviyelerinde, başvurmadan önce özen göstererek başvuruyorum ve her mülakatı kabul edin her görüşme sizin için ayrı bir tecrübe şansıdır.
Hocam bizler universiteden mezun olup, bi kac yil issiz dolastikdan sonra markette kasiyer olmak icin bile torpil arayan bir nesiliz o yuzden bize bos yere beyaz yakali olma hayalleri kurdurmayin. 😒
yine çok güzel bir bölüm olmuş teşekkürler savaş stratejisinde ''when in doubt, attack'' diye bir kural var. eğer kapalı kartlardan emin değilseniz onları açmak için keşif saldırısı yapmanız gerekiyor. bu yüzden hocamızın anlattığı gibi mülakatlar düzenli olarak yapılmalı ve sizin nerede olduğunuz, piyasanın neler istediği tekrar tekrar yoklanıp aradaki eksikler doldurulmalı. hani iş tamamen hobi gibi görülmeli diye tozpembe toxic positivity saçmayayım ama, bir insan günlük işinin en azından ufak bir kısmını hobi haline getirebilecek kadar, alanında entellektüel okuma yapmalı, ilgi geliştirmeli piyasa gereksinimlerine göre. büyüme de network de bu şekilde düşük randımanda uzun zamanda kendiliğinden olur. 5 sene sonra iş aramaya başlayınca aniden piyasada neler oluyor diye bakıyorsanız geçmiş olsun
İlker hocam siz de bir programda anlatır mısınız? Kulaktan kulağa nasıl bulunuyor bu iş, siz yönetmen olarak neye göre seçiyorsunuz oyuncuyu ya da bu kulaklar kimler, nerdeler ne yer ne içerler. Yeni mezun oldum sanki herkes saklanmış bir yere gibi...
Yorumu yeni gördüm fakat aynı durumda olan arkadaşlar için bir kaç tavsiye vereyim. Okuldasınız mezun olacaksınız ya da oldunuz sizin kulaklarınız hocalarınız olur genellikler bölüm hocalarınızda kendi sektöründe hala ayağı olan iletişimi olan kişilere işlerini, kendinizi anlatın biraz samimiyet kurun. Staj yapıyorsanız staj yerlerinizi gidip gelmek olarak görmeyin orayı oldu ya sevmediniz ya da çalışmak istemediniz ama her iş yerinde orayı ayakta tutan kaliteli çalışanlar vardır. Onlarla da aynı iletişimi kurun. Etrafınızdaki herkese kendinizden bahsederken kısa ifadelerle yaptığınız işten bahsedin. “Anıl bu işi yapıyor” diyebilsin insanlar. Bir işe bir konuya hakim olun ama kendi alanınız dışında gelen basit freelance işleri de geri çevirmeyin. Arkadaşlarınıza paslayın ya da siz yapın aynı şekilde size de geri dönüşleri olacaktır. Video içerisindeki “kulakları” bulmak istiyorsanız sizinde birilerine kulak olmanız gerekir iletişim ağınızı güçlendirin. İyi günler
Bu yorum 2:23'den sonrası için ön yargı içermektedir. Video benim için 2:23 'de bitmiştir. Çünkü bizzat Murat Bey'in söylediği 'büyük' şirketlerde İnsan Kaynakları Departmanı'nda çalışan bir çok arkadaşlarımın söylediği, şirket içinde üst seviye tanıdığı olan insanların işe alındığı. Özellikle tecrübe gerektirmeyen pozisyonlarda ve ya uzun dönem stajyer pozisyonları için. Bu sözleri söyleyenler sürecin direk içinde olan insanlar ancak ne yazık ki bu insanların da bağlı olduğu yöneticiler olduğu için yapabilecekleri pek bir şey yok. O yüzden o 'kurumsal' zannedilen büyük büyük binaları olan, binlerce çalışanı olan, vizyon, misyon, değerlerin havada uçtuğu 'büyük büyük' şirketler hiçte göründüğü gibi değil.
Neden müzikle ilgili içerikler ve piyanistler veya müzisyenlerle ilgili paylaşımlar yok. Bence bu kanalda olmalı.. yardımcı olabilirim. İyi bağlantıları olan iyi eğitim almış bir müzisyen olarak 😊
Güzel... Öğrenmeye bayılırım. Mimarlık ofisinde çalışmaya başladığımdan beri boş zamanlarımda RU-vid'a ufak videolar hazırlıyorum çektiğim videolardan vs. Öyle öyle basitçe ADobe Premiere Pro'da nasıl bir video editlenir vs. öğrenmiş oldum. En son onu öğrendim ve hala da öğreniyorum... Bir de bu kanal sağolsun, hatta İlker Bey sağolsun, bir bölümde drone'unu getirip anlattı ve kovalıyım uygun fiyata bir drone alıp, onu da kullanmayı öğrendim. Yeni deneyimler, yeni şeyler öğrenmeye bayılıyorum. Yeter ki paramız, olanaklarımız yetsin :)
Anadolu Teknik Lisesi mezunuyum. 2 yıllık önlisans öğrencisiyim. Sürekli iş görüşmelerinde "tecrübe" dedikleri şeyden dolayı eleniyorum. Adamlar 5 yıllık tecrübeli eleman arıyorlar. Karşılığında verdikleri para 2800 lira.
İçimi dökeyim biraz. İngilizce öğretmeniyim. Yeni mezun oldum. Orta seviye Fransızca biliyor, keman ve piyano çalabiliyorum. Felsefe ve tarihle de ilgiliyim. Türkiye'de çok az insanda bulunan sertifikalar aldım. İş başvurusuna giderken o sertifikaları sormadılar bile. Hatta birçok iş yeri CV bile istemedi benden, ben yanımda götürdüm. Bakmadılar bile. Yaptıkları tek şey koşulları anlatmak, daha sonrasında ise biz size dönüş yaparız deyip göndermek. Sizi konuşturtmuyorlar bile. Seçtikleri yine tanıdıkları oluyor. Türkiye' de sizin yetenekleriniz umurlarında bile değil o işyerlerinin, kendi sistemlerinin kölesi olabilecek insanlar dışında neyle ilgilendiginiz hiç önemli değil. Keşke çalışan seçerken daha kaliteli seçim yapılsaydı.
nereye iş başvurusuna gittiğiniz ve ne iş için gittiğiniz de önemli. hafta içi 3-5 arası ingilizce kursu verecek bir yere gittiyseniz yazdıklarınız onlar için önemli değil. dümdüz ders anlatacak çok da maaş talep etmeyecek birini ararlar. ama çok iyi bir kolejde bu anlattıklarınız iş yapar.. çok yönlüyüm sadece derse değil çocukların kültürel aktivitelerine de destek olurum diyebilirsiniz ve bunun karşılığı olur. ha orada da yeni mezun olduğunuz için deneyimden kaybedebilirsiniz. bir de işiniz varken iş aramak çok daha avantajlı, orta halli bir yerlerde işe başlayıp orada çalışırken görüşmelere gitmek, hele hele orada 3 yıl filan deneyim kazandıktan sonra bir yerlere görüşmeye gitmek çok daha iyi sonuçlar verecektir... öyle ben de kendimce düşüncelerimi aktarmak istedim.. saygılar...
@@batuhantuncdemir5384 Çok teşekkür ederim yazdıklarınız için. Ben özel okullara başvurmuştum. Bazıları oldukça ünlü okullar Türkiye'de. Sorun şu ki bazı özel okullar kültürel aktivitelerle de ilgilenmiyor. Ben elimden geldiğince ne yapabileceklerimden bahsetmeye çalıştım ama sanırım onların tüm dikkati ne kadar hizlı konu anlatıp üstüne test çözdürebileceğimdi. Öğrencilerin sosyal aktiviteleri filan çok da umurlarında değil. İstedikleri şey biz tüm konuları bitiriyor ve bolca test çözdürüyoruz demek. Zaten veliler de bunu istiyor. Yeter ki test çözüp sınavdan iyi puan alsin çocukları, gerisi önemli değil onlar için. Sadece bir iki yer gerçekten ilgilendi. Biriyle 40 dakika boyunca sohbet etti ve nasıl bir öğretmen olduğumu anlamaya çalıştı. Sonrasında benden 1.5 saatlik bir ders istedi. Diğeri ise CV'mden etkilenmiş. Öğretmen ihtiyacı olmamasına rağmen iletişime geçmek istediklerini söylediler. Sanırım kaliteli okullar gerçekten CV okuyor, diğerleri çağırıp tecrübe soruyor. Olmayınca bir daha da aramıyorlar ya da tanıdık seçiyorlar :)
@@thereaderofbooks6383 "Sanırım kaliteli okullar gerçekten CV okuyor, diğerleri çağırıp tecrübe soruyor." bence de durum bu şekilde... nacizane tavsiyem, bulabiliyorsanız en iyi okul olmasa da bir yerlerde başlayın, bu anlattıklarınız üstüne 2-3 senelik iş tecrübesi var diyince çok daha iyi okullar ileride sizinle daha net olarak ilgilenecektir...
İlker bey ehliyet almamayı eleştirdi lakin bir lisans öğrencisi ehliyeti hangi parayla alacak, aileden destek gelmezse alamaz. Mecbur kendi parasını kazanınca alabilir. Öğrencinin dışarda yemek yemesi in kendisine kıyafet almasının lüks olarak algılandığı bir ulkedeyiz, uçmaya gerek yok bu nedenle. Allah gençliğe kolaylık versin
08:09 bu soru banada cıktı Bain & Co interview inde. E&Y ında içeride dediği şu, geleceğin en önemli yeteneği, bir şeyi ne kadar hızlı öğrenip, ne kadar hızlı unutabildiğin olacak..
Hocam keşke Türkiye'de mevcut durumu göz önüne alsanız. Öğretmen olarak mezun olalı 3 yıl oldu. İlk iş görüşmem de tecrübem olmadığı bahanesiyle reddedilmiştim, 3 yıl sonra başka bir görüşmeye gittiğim zaman tekrar tecrübeyi önüme koydular. Bu paradoksu nasıl kıracağız :D Herkes beyaz yaka çalışmıyor ya da şirketlere girecek bir sektör bilgisine sahip değil.
Çok önemli bir konuydu bu. Biraz daha verimli bir monolog olabilirdi. Herkes ucuz işçilik yapıyor şu ekonomide. Orta sınıf diye bir sınıf da kalmadı, işsizlik hatsafada.Üniversite mezunları ya işsiz asgari ücretli, istemediği, alanı olmadığı işlerde çalışıyor.Tabi ki alanında iş bulabilen mezunlar var ama %30ları geçmiyor bu iş bulan mezun verilerine göre.Gençlerin bunlar yüzünden motivasyonu düştü vb. konular da önemliydi."Kendimizi şirketlere pazarlamak"için kendimizi geliştirmeye didiniyoruz okulumuzu okurken.Kimseye burada umutsuzluk pompalamak istemem.Dilerim insani koşullarda çalışabileceğimi, mobbinge, tacize uğramayacağımız işlerde çalışırız
Video 09:00 civarında İlker beyin küçükken okuduğu ile Murat beyin bahsettiği şeyin aynı olmadığını düşünüyorum. İnsanların ileride en az iki kere kariyer değiştirmesi demek. En az 3 farklı meslek sahibi olacağı anlamına geliyor. Bu durum uzmanlık alanına bağlı yada tamamen olabilir. Zaten videonun sekizinci dakikalarında büyük IT şirketinin işe alım süreç değişimide bunu gösteriyor. Misal ben analiz mühendisi olarak 4 yıl çalıştıktan sonra, 8 yılı aşkın süre sistem mühendisliği yaptım. Şimdi ise yavaş yavaş yaptığım işin kanuna kayan kanunsal ve tasarım ile analiz kurallarına hakim bir alana kayıyorum. Sonuç olarak bu durum ilerde derken çok ileride değil ihtimal bir kaç yıl içinde bu tarz kariyerleri daha çok duyacağız.
Peki bir sorum var bu konuda: Bazı işler şirketin daha önemli parçalarını ilgilendirdiğinden daha yakın bir ilgi ile takip edilir. Açıklanan iş ilanı sayfalarından alım yapmak yerine başka "network"lerden eleman alımı tercih edilir bu konularda. Piyasa değerini bilmek için iş aramak çalıştığınız şirketin kulağına giderse ilerideki o şirketle bağlarınıza zarar verebilir. Bu tarz mesleklere karşı önerileriniz nelerdir?
Birisi yarın büyük bir şirkete iş görüşmesine şortla gitse ve de bunu kendi özgünlüğüne bağlasa 'siz benim şortuma değil yaptığım işe bakarsınız diye düşündüm , işime de bu kadar güveniyorum ' dese o gün de işe alan kişinin gününe denk gelse ve işe alsa bir yıl da o konuşulur . Bunun formülü yok gibi işini iyi yapıyorsan işini satmayı da bileceksin ya da öğrenecek . Tabi istiyorsan
Sorun şu ki; Bu kadar işsiz varken kendini bir yerlerde veya bir şey göstermen reklamındır. Fakat etkisi ve geri bildirimi nedir artan rakamlarla görüyoruz zaten :) Tebrikler program çok güzel ama Türkiye gerçekleri var. :)
şunu bi boomer değil de genç biri anlatsa aslında daha aydınlatıcı olurdu , bu adam büyük ihtimal şuanki iş arayanlardan daha rahat iş buldu daha rahat yükseldi
bu kanali seviyorum, youtube´göre cok kaliteli ve emek dolu bir is cikariyor. Ululsallardan daha cok icerik üretiyorlar, kaliteyi bozmadan. Insallah sonsuza kadar devam eder.
Murat bey çok güzel ifade etmiş ancak kendisini ülkenin şu anki şartlarına göre biraz iyimser buldum. Zaten en az maliyetle personel çalıştırmayı hedefleyen özel şirketler şimdi bir de salgın gerekçesiyle küçülmeye gidiyor bu durumda maaş konusunda idealist olmak için en az 10 yıllık bir tecrübe gerekiyor. Kaldı ki resmiyette kurumsal olan şirketlerin ülkemiz içindeki yöneticilerinin %80 i kurumsal bakış açısına sahip değil. Torpilin çok büyük payı var, referans(!) konusunda yöneticilerle bağlantısı olan arkadaşların şansı biraz daha yüksek. Motivasyon ve üretim konusunda zihniyet değişmedikçe maalesef insanlar sadece çalışıyor olmak için çalışmaya devam edecekler. Özel şirketlere güvenin azalması ise apayrı bir konu. Herkese bol şans. Sevgiler.
Hocam siz de farkindasiniz, is bulmak o kadar zor ki artik, siz bile program yaparken konuyu o kadar da ciddiye almamışsınız, umutsuz bir kısır döngü...
Sizi ve bu programı çok seviyorum iyiki varsınız. Konunun içinde tamda bahsettiğiniz gibi Ege Üniversitesi nim yaptığı araştırma sonucunda 17 meslek dalının kullanıldığı köklü bir kurumda çalışıyorum. İşimi seviyorum ve her alanda en iyisini yapmaya çalışıyoruz 👍
Öncelikle seride emeği geçen herkese çok teşekkür ederim. 70 çeşit yetkinlik olduğundan bahsettiniz, bununla ilgili en azından birkaç bölüm rica ediyorum. Beyaz yakalı(bankacı) olarak selamlar, best regards :)
Video süper, elinize sağlık. İş bulmak hakkaten karmaşık bir mesele. Biraz şans. Biraz yetenek. Biraz kendini gösterme. Biraz da sizin doğru yerde doğru zamanda olmanız. Ben kişisel olarak iyi kötü 7 yıllık iş geçmişim var, uluslararası şirketler, ulusal büyük şirketler, çok dandik yerel firmalarda çalıştım, şimdi de yine uluslararası bir firmada orta-üst düzey arası yöneticiyim. Uzmanlaşmak biraz önemli, ilk işe girişde tabii yapılamaz ama 3. ve özellikle 4. işlerde "x alanında y teknolojisini türkiyede en iyi bilenlerdenim ve bunu da uygulayıp şöyle sonuçlar almış, ekip yönetmiş biriyim" dediğinizde siz + 2-3 kişi oluyor zaten o iş için seçilebilecek. Tabii bahsettiğiniz "cv'nin İK'nın dikkatine girmesi" meselesi hakikaten önemli. Headhunter firmaları çok faydalı, linkedin'den o firmalardan birilerini kesin ekleyin, arada size uygun ilan paylaşırlarsa mutlaka iletişime geçin. Bir de sizin alanınızda çalışan firmalarda, rakip bile olsa, tanıdıklarınız varsa süper olur. İşlerimden birine öyle çat diye girmiştim, daha önce çalıştığım yerdeki bir arkadaş farklı bir yerde yönetici oldu, beni tavsiye etti, hemen iş teklifi geldi... İş arayan herkese kolay gelsin... Saygılar...
2:18 hayatımda duyduğum en komik kısa fıkraydı 😂😂😂 bu adamın işe girme konusunda hiçbir şeyden haberi yok galiba. Damat bakan olmuş, bu hala görmedim diyor ahahahahahaha😂😂😂😂😂
Abi çok güzel konuşuyorsunuz da. İlker hocam siz iyi bilirsiniz, radyo tv sinema mezunları bu kadar uğraşsa dahi hangi işveren onları anlayacak kapasitede? Çok az. Büyük yayın gruplarının insan kaynakları haricinde al gülüm ver gülüm olayı var medyada. Sen iyi işler yapmış olsan da bu çok para ister kaygısıyla alınmayan insan da çok. Bi kere vasıf yok. Yani burası Türkiye :) çoğu laflar headhunterlar falan laf-ı güzaf. Ekonomik-iktisat-pazarlama benim bilmediğim alanlarda işe yararlarda, radyo tv sinema alanında İlker Hocam bence sizide bileceğiniz gibi devran böyle dönmüyor. Bir de ek olarak, bir kurgucunun ehliyete mesleği açısından ihtiyacı var mı ilker hocam? :))
Bazı şeylerden bahsetmiyorsunuz , kariyer sitelerinde cv seç dendiğinde farklı seçenekler var bunları söylemiyorsunuz. Veya iş ararken firmaya göre ön yazıları değiştirmemiz gerekiyor. Mesela bu deneyimleri sorduğunuzda aldığınız cevapları karşılaştırıp bu konuyu özelleştirebilirsiniz. İnteraktif olmadan bu konuşmalar deneyimsiz çok açıklayıcı değil. Sürekli değişen farklılaşan sistemlerde bizim genç olarak sistem hata (failing)'larını bulan kişiler işi alıp yollarına bakıyorlar. mesela bu deneyimleri sorabilirsiniz.
Ben ne yapmak istiyorum, kendimi ne konuda geliştirmek istiyorum ya da ne konuda iyiyim söyliyim.Hiçbişey yapmak istemiyorum, kendimi hiçbir konuda geliştirmek istemiyorum ve hiçbir konuda iyi değilim.Bunla bi problemim yok.Sizin beyaz yakalı pazarınıza kota olmak istemiyorum, bunla alakalı hayallerim yok.İyi o zaman sana hayatta kalmada başarılar dersen işe ya da konuşmaya böyle başlanmıyo.Neyi hedefliyosun diye soruluyo halbuki hedeflenen hayatta kalmak.Bu mecburluktan yola çıkarak üzerine bulanmış her bir sos aslında gerçekle alakasız ve uzak.Gayet robotların dahi yapabileceği ve aslında yetkinlik gerektirmeyen (yaratıcılık, yetenek) otomat işlerinizi yaptıracak ve bu uğurda elini taşın altına koymaya hazır nevrotik hırsları olan ya da her yola gelen bi anlamda takım çalışmacısı (sizin için yetkinlik tabi tüm bunlar) tipleri aramaya ve bulmanıza rağmen batmaya devam edin zamanınız daralıyo zira.Ulan bi yaratıcı var mı yok mu bilmiyorum ama yoksa da varsa da evrim diye bi gerçek var ve bu çerçevede zorunlu olarak maruz kaldığın cinsel pazar bile insana koyuyoken (değişme ihtimali yok) bu amınakoduklarım sanki değişmez bişeyden bahsediyolarmış gibi insanları bu durumlara sokuyolar ya alayınızın kaynatasını öpeyim.Komunizm gibi bi derdim yok zira ortada yüz birim bi değer varsa bu 10 kişiye 10ar 10ar bölünmeli gibi komplekslerim yok, hele ki 1 birimin zaten hayli hayli hayatta kalmana yettiği ve bu iş pazarına kota olmanı gerektirmeyen yaşamları sürebilmene yeteceği bi dünyada son arayacağım şey olur kalan 9 birim.Doğru dünyadaki gelişmeyi size borçluyuz, bu telefonlar yokken ne yapıyoduk, bahattin abiyi ekranda büyütemiyoduk di mi? Mısırlılar da devasa piramitler yaptılar ve çalıştırdıkları da kölelerdi (ki bizden daha çok hakka sahiplerdi o dönemde).Evet dünyanın gerçeği bu değil mi? Sanki spartacus döneminde dünyanın gerçeği kölelik değilmiş gibi..
Eğer zorunlu stajsa pek etkileyici olmaz açıkçası. Ama gönüllü yapılmışsa ve birden fazlaysa örneğin benim için çok kıymetlidir. En basitinden yan gelip yatmaktansa bir yerlerde ter dökmüşü gösterir. Birden fazla yerde yapılmışsa da bir seferlik denk gelmiş de keyfe keder yapılmadığını, bir arayışı, bir gayreti belirtir.
