Hocalarım size ne kadar teşekkür etsem azdır Ben daha çok genç yaşta sizi keşfettim ilhami hoca sayesinde Ankara ekolünü takip ettim çıkan tüm kitaplarınızı anında alıp okuyordum İnsanlara tarihelciliği anlatıyordum herkes bana dinden çıktığımı söylüyordu Bu anlattığım olaylar ömer hocamız daha burdayken siz de Çukurovada ders veriyordunuz vs İslamiyet dergisini kaçırmıyordum abartmıyorum daha çocuk yaşlardaydım sizi şuan herkes tanıyor o zamanlar edebiyatçı bir abim vardı ben ve o takip ediyorduk Ben dinimi böyle öğrendim çok ilginç gelecek ama İslam dinini tarihselcilik üzerinden öğrendim Bunun faydasını her zaman gördüm çünkü bu düşünce sayesinde hiçbir kalpazanın tuzağına düşmedim Çok genç yaşlarda din tüccarlarının eline düşmek en büyük tehlikedir Allah bu vesileyle beni korudu Ben ne imamhatip ne de ilahiyat okudum ama dinimizi hep merak ettim Sizden çok istifade ettim hala etmeye devam ediyorum
sizler hakikati arayan, ve arayanlara da klavuz olan meşalelersiniz, şimdi olmasa da 50..100 sene sonra sizleri anlayacak nesiller gelecek.. bu dünyaya muhteşem bir hediye bırakıyorsunuz ✅✅✅❤️
@Mustafa Köse kardeş Allah ilmi emreden kişinin bizzatihi kendisidir. öyle olmasa ilmi lanetler, cehalete sarılın derdi.. naçizane tavsiyem, Allah'ı anlamaya çalışın. hayırlı günler.
selamlar herkese, En başta bir Üretici olarak benim ihtisas alanım değil ama kendimi ve varlığı keşfetme bilme anlama insani yönümle şunu derim; mahalli bir kısım yani örf ve ananevi yaşamdan nüzul sebepleri vahiy konuları bence karışıklığa sebep oluyor. Doğru örfler ananeler kültürü içinde her toplumun değişik şekillerde yaşam tarzları var şekiller değişebiliyor ama değişmezlerde var iyilik kötülük doğru yanlış, hak ve çıkar gibi bunlar her bir sosyal toplum çeşidinde değişmezler olarak görünüyor. Ben konuyu şöyle biçimlendireyim; Peygambere ve sahabiye vahiy nüzul eder dururken sadece yaşadıkları durumlarla olaylarla ilgili değil geçmiş peygamber hatıraları ile kendilerine o yaşadıklarını kıyaslama pratiği de yaptırılıyordu. Yani olaylar durumlar şekiller değişebilir ama muhteviyat etikler duygular gerişte belirttiğim insan mahiyeti ve sosyal varoluş gerçekleri olguda değişmez iyi veya kötü vardır çıkar veya hak her olayda varoluş kanunları ile çalışır yaşanır. Bu minvalde kadim felsefe bilgilerinin günümüz insanınınca hala istifadesi gibi sadece günümüz değil geleceğinde istifadesi olduğu sezilir. Beşeri eserler olmalarına rağmen neden mahalli olmaktan çıkarlar ?! Burada anladığım esas kavranamayan dananın kuyruğu koptuğu konu beşeri bir iletişim derken peygamberleri insani beşeri yapıyla sınırlandırılmış bir kelam vahyi teorisine yaslanılması. Ben katılmıyorum. Şöyleki; Tanrının sıfatları sonsuz ise kelam sıfatıda sonsuzdur. Yani vahyi kesintisiz vardır. Benzetirsek radyo televizyon yayınları gibi hep var bu yayınlardan örnek ile çözücü beşeri duyumlara sunucu bir alet olmadan görüp duyamıyor istifade edemiyoruz. Bu misal, peygamber sinesi (peygamberler seneleri) beşeri sınırlardan bertaraf ve parazit yaşamadan kelamullahı Beşer anlayışı kelama dönüştürüyorlar. tıpkı Allahın Hazreti Musa’ya ağaçtan konuşması gibi ve madem kevnü mekan ve zaman yaradanın kudreti ile var edilip bize sunulmuştur yine aynı kudret ve sonsuz münezzeh bilgiyle her kelamı beşerin anlayışına istifade her zaman ve mekanda evrensel kaynağıdır. Sevgi ve muhabbetle
Değil Türkiye, Dünya'daki en karizmatik ilahiyatçı olabilir; Ömer Hoca... Mustafa Hocam da hemşehrim sayılır (orada bir kamu kuruluşunda 12 yıl boyunca görev yaptım), ayrıca, kendisi de Yrd. Karizmatik Prof.Dr.'dur. Ordu'dan sevgiler saygılar...
Ömer Özsoy'u görebileceğimi hiç düşünemiyordum. :) ben de bir kitabını okudum. Etkilendim ve Türkiye şartlarında yazılmış cesur bit kitap olarak gördüm.
Hocam Allah razı olsun böyle kişisel hikayelerle tarihselcik, tarihselcik hikayelerini dinlemek yol gösterici oluyor. Ben de Ankara İlahiyata henüz başlamamişken İlhami hocanın "Sabit Din Dinamik Şeriat" kitabı sayesinde bu düşünce ile tanıştım, sonra Mustafa hocamın "Kissaların Dili" kitabı.. Ve sonrasında tefsir hocamız Halis Albayrak ile yaptığımız tartışmalar yol gösterici oldu bana da.
Çok değerli hocalarım bunca çaba,enerji,hayat tüketiliyor din için.Değiyor mu? Tüm bu enerji felsefe için harcansa insanlık daha iyi bir konuma gelmez mi?
Selamlar sevgiler hocam. Nihayet bizleri Ömer hocamızla yine sizin vesilenizle dinlemiş olduk. İkinci hatta seri olarak birlikte programlarınızı bekliyoruz
Kur'an'ı Kerim'in Cin Suresi 14 cü ayetinden muhteşem mesajlar Verdiniz.Doğru bir bilinçle "Doğruyu aramaktır ,Müslüman olmak." Çünkü sorgulamadığınız dinden çıkarsınız.Bü yüzden kişinin en büyük günahı bilinçsizliktir diye düşünüyorum. Ayrıca Ahkam ve Adab'ın anlamları Konusunda bizi bilgilendirirseniz Çok memnun olurum. En derin saygılarımla. Selamlar,sevgiler. Yüksek ruhlu siz değerli Hocalarıma Çok teşekkür ederim.
Hocam Musaya levhalar halinde sadece 10 emir indirilmis,lakin ondan asirlarca sonra binlerce sayfa olan Tevrat yazılmış,yani suanki tevratın Musaya indirilmedigi belli.Zaten tevratin basinda diger peygamberlerin hayati anlatilirken,Musa icinde şu kadar yıl yaşamış sunlarla evlenmis şu çocukları olmus diye kendinden 3.sahıs olarak bahsediliyor, yani tevrat vahiy suretiyle olusturulmamis,incile baktığımızda orda da İsadan 3 şahıs olarak bahsediliyor yani su anki incillerde yillar sonra olusturulmus.Kurana baktığımızda özellikle tevratla cok benziyor.Hatta tevratta anlatılan olaylarin kisilerin tamami Kuranda da geciyor.Bu durumda Tevrat ve İncil vahiy ürünü olmadığı ,kisiler tarafindan yazıldığı halde nasil oluyorda o bilgiler Hz Muhammede vahiy olarak geliyor. Hz Muhammede inen Kitap vahiy sonucu diyoruz ama ,Tevrat ve İncili yazanlara vahiy gelmedi,bu insanlar bu bilgilere nasil ulaştı.Bu konu kafami karıştırıyor.Bu konuda aydinlatici bir video yapar mısınız
Vayy, çok ilginç ve harika bir tespit. Kişilerin yazdığı Tevrattaki bilgilerin(10 emir dışında) Kuran da vahiy diye yer alması, izah edilemeyecek bir durum. Yada Kuranın ilahi değil, Muhammedin yazdığı(söylediği) bir kitap olduğunun ispatı oluyor.
Kuranda muhammede sen hitabıyla hitap ediliyor. Sanarsın ki müminler yokta allahla watsaptan mesajlaşır gibi. Bakmayın siz, kurandaki kıssalar bilgi için değil. Zaten herkes biliyor onları. O kıssalar mustafa hocanın dediği gibi muhammede motivasyon ve onun yaşadıklarına sabır örneği teşkil ediyor. Bu sebeble, kuranla tevratı bu yönden bağdaştıramayız. Tevratta "sen iki yüzlüleri bilmezsin biz biliriz" gibi bir ifade yok. Bu arap edebiyatından da kaynaklı bir kullanım değildir diye düşünüyorum. Kurandaki meşhur o ayeti hatırla; "de ki: ey haddi aşan kullarım.." bu ayet kuranı özetliyor. Reddiye olarak muhammedden 3. Şahıs olarak bahsedilen, müminlere seslenilen ayetler de var. Örneğin sizden kim ona düşman olursa cibril ve müminler onun yanındadır ayeti, bu konuda uç düşünemiyoruz. Tespitiniz güzel bu arada, tevrat ve incilde o yönden ilginçlik var. İslam için hadislerle eş değer incil ve tevrat. Muhammedden o diye bahsedilir. Fakat kuranın ilk kaynaktan geldiğine dair şüphe yok. Öyle ki kuran üzerinden o devri analiz dahi edebiliyoruz. Arapların o zamanlarda ganimet düşkünü olduğunu dahi görebiliyoruz. Kuranda çözemediğim husus, Allah ve muhammedden gayrı 3. bir anlatıcı var. Sürekli ayet sonlarında allahı tenzih edici sözler kullanıyor. (tekvir 19- hakka 40)bu anlatıcı aynı zamanda kıssalar anlatan, sonra bu kıssaları sana tilavet ediyoruz diyen, onların söylediklerine üzülme diyenle aynı kişi. Allah diyebilirsiniz fakat allahın konuştuğu yerlerde parantez ayrıca açılıyor. Kurandaki biz grubu ayrı bir kafile olmalı. Melekler dediği gruptan başkası değil. Melekler kim orası ayrı mevzudur, allahu alem
Hocam ses wolumle halledilecek gibi değil çok kötü bari ikinci ve diğer bölümler için ses sorunu hallolsun. Sizi seviyoruz Ömer hoca az bulunur elmas gibi bir nimet.
Hocam bende acizane beni sarsan bir kaç şeyden bahsetmek istiyorum. 1.cariyelik meselesi 2.sahabe arasındaki anlaşmazlıklar/ savaşlar. 3. kadınların durumu
Allah razı olsun sizden. Hocam İbn Aşur’un tefsiri Türkçeye çevirdi mi? Çeviri yapılmadıysa çevirmek veya çevirisine vesile olmak gibi bir hizmette bulunsanız çok müteşekkir oluruz.
Sayin hocalarim "Allahin kuranda tum zamanlar icin konustugu bir iddia, peki bu iddia isabetsiz ise" demek ile "Kuran'in Allah kelami oldugu bir iddia, peki bu iddia isabetsiz ise"" demek ayni sey gibi geliyor bana....bu secenegide mutlaka degerlendirmissinizdir, fikirlerinizi merak ediyorum
petra nın gerçek mekke olduğu ve abbasilerin bu günkü mekkeyi sonradan kurduğuna dair çok ciddi tezlerle ortaya konulmaya başladı..bu konuda bir bilgi ve düşünceniz var mıdır?
@@ismailkilic6 ; hangi oryantalistler, petro dolarlarla satin alinanlar mi?! Bak karde$im; islam oncesi karanlik caglar diye Antik Cagi yok sayiyor, dunyanin bilgisini iskaliyorsunuz. Sonra, i$de efendim Kuran'da bitkilerin dollenmesi falan filan varmi$, mucizeymi$ gibi dokturuyorsunuz. Yahu, Romali adam MS1ci yuzyilda kitabini yazmi$; bugun gittiginiz Botany Garden'larda tuhaf, telaffuzu zor adlandirmalarini gorursunuz. Antik caga ait dunyanin kitabi var. Musluman ulkelerde bulamazsiniz. Kelle gider! Bu kitaplarda tarim, ticaret, eglence, ibadet, ev, mutfak e$yasi, evlenme vs vs bolum bolum anlatilir. Ticaret bolumlerini okursaniz; hint-basra ticaretini (MO2000ler), Akabe-yemen-habes ticaretini (MO600ler) gorursunuz. Akabe-habe$ ticaretinde yelkenlilerin mola verdigi, su ihtiyacini kar$iladigi bir liman var; adi Jeddah; bugunki Mekke'nin 60..70 km batisinda. Jeddah'in tatli suyu o zamanlar burdan -bugunki Mekke'den- saglanirmi$. MS760lara kadar su ta$iyan kervan cobanlarinin dinlenme kulubelerinden ba$ka bir $ey yok. Din merkez olmasi ba$ka bir konu. Petra/Bakka bolgesinden Hz Ibrahimin kutsallarinin; Muaviye-Zubeyr kavgasi nedeniyle ta$inmasiyla ilgili... Kusura bakma gulunc olan sizlersiniz. Oylesine bo$sunuz ki... Inancinizi yuceltmek icin bilinc di$i yapmadiginiz sahtekarlik yok. Alay, komedi oluyorsunuz.
Aklıma takılan bir konu kuran'ın evrensel olmadıgı konusuyla bağdaşırmı acaba. Ezelden ebede var olan ve ve herşey'i levh'i mahvuza yazan allah kurandaki ayetlerin nuzül olmasını neden hep olaylar oluşup geliştikten sonraya bağlamıştır ? İşte o günlerde inen ayetlerde o günkü problemleri çözmek içindir diye düşünüyorum bilmem ifade edebildimmi
Tarihselcilik diye bir kavramım yoktu benim de, fakat öyleymişim meğersem. Buna tarihselcilik dahi denmez ki. Biz kuranın rabbine inanıyoruz. Kabeye gönül bağlayıp Allahı unutanlardan değiliz. Kuran için de aynı şey geçerli. Nitekim kuranı da muhammede o verdi. Yıllarca didinip durduk allahın sadece ortadoğuya hakikati indirdiğine itikat etmeye çalışıp. Fakat allah öyle tenzih edilesi birşey ki, böyle birşey dahi dememiş. Şimdi o prangalarımıza iman dediğimiz için onlardan ayrılamıyoruz. Allahı kalıplarımıza sıkıştırmışız. O, gerçekten de ateistlerin ilk fıtraten itiraz ettiği sekildeymis. Yani belli zamana tecelli eden olaylar neden beni oraya sıkıştırıyor? Gerçek saf imana doğru yol almak zor oluyor haliyle. Siz farklı yoldan ulaşmışsınız, ben kuranın incil ve tevrat hakkındaki görüşlerinden bu yola ulaştım.
Asr-ı Saadet de kur’an Muhammed den sonra yazıldı…Mushafa dönüştürüldü…..Halife Osman zamanın da şimdi yazılmış milyonlarca kitap var…sahabeler Halifeler na tamam gittiler desenize…..o zamanlar İmam hatip,İlahiyat mı var…hanginiz daha cennete yakınsınız?Ashab mı siz ermişler mi…..dilerim okuduğunuzu anlıyorsunuz….. Tesla der ki;Tek tanrılı dinlerin kitaplarını okuyup anlayanlar ATEİST, Okuyup anlamayan DİNDAR, OkuMAyıp anlamayan YOBAZ OLUR…
Mustafa hocam selamlar. Benim aklımı uzun zamandır bir soru kemiriyor, Allah ezeli ve ebedidir . Yani matematiksel olarak eksi sonsuzdan artı sonsuza . Fakat Kurandaki anlatıma göre ortada bir hikayenin başlangıcı var . Herşey ordan başlıyor . Şeytan Hz Ademe secde etmiyor Adem Havva cennetten kovuluyor ve şimdilik zamana geliyoruz . Hikayenin sonuda belli . Ahiret ve cennet cehennme dönüş . Kronolojik olarak eksi sonsuz artı sonsuz olan Allah nasıl olurda bu hikayenin içinde olur. Bize peygamber gönderir , kitap gönderir sürekli bizi izler felan . Sonsuz birşey sonlu bir hikayede rol alıyor . Bizden önce eksi sonsuz var . Katrilyonlarca yıl daha fazla zaman var . Hatta zaman yok . Eksi sonsuz olan bir büyüklük zaman olamaz ki . Zamansız bir durumun içinde bir zaman var . Bu nasıl olabilir?
Allah'ın zatının alemle ilişkisini aklımızla kavrayabilmemiz mümkün olabilir mi? Allah'ın zatı akılla kavranabilir olsaydı, o şey Allah olur muydu? Bazı şeyleri bilemememiz ve bilemeyecek olmamız kısıtlı oluşumuzun doğal bir sonucudur. 'kitap gönderir, sürekli bizi izler falan'... Allah'ın sürekli kainatı yeniden yaratmasına şahit olmuyor muyuz? Bunlar kendi kendine mi oluyor yoksa Allah'ın iradesi ve yaratmasıyla mı? Sonuçta bişeyler tecelli ediyor ve oluyor, bazı şeyler yaratmasının tecellisi bazı şeyler kahretmesinin tecellisi bazı şeyler de merhametinin tecellisi.. Kitap göndermesi de başka bir sıfatının tecellisi olmuş olur bu anlamda. Peki neden yaratıyor, neden yok ediyor, neden kitap gönderiyor, neden neden neden.. Göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır. Dilediğini yapar. Verilebilecek son cevap bu.
@@08chemist bilgilendirme için teşekkür ederim . Ama bende bir sürü yeni soru oluştu .Peki benim aklım yetmiyorsa ben nasıl bulacağım Allah’ı ? Sana akıl verdim diyor . Seni akletmediğin için yargılayacağım diyor ama benim aklım herşeye yetmiyor? O zaman beni nasıl sorgulayacak ki eğer herşeyi öğrenemiyorsam ? Gerçek iman akılla olan değil mi ? Akletmeden yapılan iman neye yarar ki ?
@@huseyinklc4527 Allah'ın var olmak zorunda olduğunu, Tek ilah olduğunu aklımızla bilebiliriz. Ancak zatını kavrayamayız. İkisi arasında fark var. Zatını kavrayamıyor oluşumuz, varlığını aklımızla bilmediğimiz anlamına gelmez. Peygamber Efendimiz (sav) 'Allah'ın zatını tefekkür etmeyiniz, yarattıklarını, sanatını tefekkür ediniz' buyurmuşlar. İnsan alt varlıktır, Allah üst varlıktır, bu sebepten Allah insanı ihata eder, kuşatır, bilir, ancak insan Allah'ı ihata edemez, kuşatamaz. Kaldı ki insan maddenin bile hakikatini tam manasıyla bilmiş değildir. O halde Allah var aklımızla biliyoruz, vahiy yoluyla bize emir ve yasaklarını bildirmiş tasdik ediyoruz. O halde bunları uygulamayı ve elden geldiğince bu sınırlardan çıkıp haddi aşmamayı ilke edinmemiz gereklidir.
Bir dönem gelecek, öncekilerin tekrarları güya ehli ilmin virdi zemani iken ilmin onuru ve haysiyeti hatırına düşünen ve üreten çok az cevher- i ulema olacaktır. ( Hadis-i Herif) Sizler şüphesiz ki bu cevherlerdensiniz. saygı ve sevgi ile...
Mustafa Öztürkün tutarsızlıkları ikircikli yapısı yerine su gibi bir insan dinlemenin mutluğu içindeyim. Kim olursa olsun ne derse desin dürüst olsun. Mesele bu
Evrensel sistem ve düzenin yaratıcısı kendini yerel söylemlerle bağlar mı ? Bağlarsa evrenselliği nerede kalır?? Aklı vahye öncelediğiniz de ayetlerin çoğunun içeriği tartışmalı hale geliyor.
Hocam, affınıza sığınarak söylüyorum. Biz Mustafa Öztürk'ü pür kulak dinliyoruz. Ses her şey, güzel resminiz çok iyi olmasa da bizim için olur. Vesselam mikrofonunuz 10 euro'luk. Lütfen 1000 Euro'luk olsun. Bu cezalandırmayı bize değil, siz Mustafa Öztürk'e yapıyorsun, yapmaya hakkınız vallahi yoktur. Saygılar.